– Ahmed-i Dai bu eserinde devrinin yaşantısını, özellikle Emir Süleyman’ın meclislerini yansıtmıştır.
– Daî’nin en başarılı eserlerindendir.
– Romantik bir eser olup ibret ve nasihat verici yönleriyle didaktik bir özellik de gösterir.Canlı, sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Güzel Türkçe tabirler ve renkli tasvirler barındırır. Tasvirlerde Gülşehrî etkisi görülür.
– Daha önceden İranlı şair Sa’dî’nin yaklaşık 70 beyit olarak işlediği bu konuyu Dâî bu eserinde çok geniş bir şekilde ele almıştır.
ESERİN KONUSU:
Türk edebiyatında Yunus Emre’nin dolabı konuşturduğu “dertli dolap” şiiri ile başlayan varlıkların konuşması ve kendilerini anlatması, bu defa “çeng-name”de görülür. Bu mesnevide konuşan varlıklar ise çeng isimli çalgı aleti ve onu oluşturan ipek teller, servi ağacı, ceylan derisi ve at kılıdır.
Mesnevinin başında tevhid, münacaat, na’t ve dört halifenin medhiyesi, sonra da Emir Süleyman’ın vasıfları anlatılır. Vezir Mehmed Paşa medh edildikten sonra yine Emir Süleyman’ı anlatan bölüm gelir. Daî daha sonra kendinden bahseder ve eserin sebeb-i telifi kısmına geçer. Bu konuyu ilk defa İranlı Sa’dî’nin işlediğini anlatır. “”Beyan-ı Sıfat-ı Bahar şeklindeki bölümlerde meclis kurulan bir bağı, çengi ve orada yaşananları anlatır. Bu kısım, Emir Süleyman’ın yaşantısını da vermektedir. Sual-i kerden-i Dâî be-Çeng kısmından itibaren çeng, uzunca kendisini anlatır. Çengin ardından onu meydana getiren ipek teller, servi ağacı, ceylan derisi ve at kılı ayrı ayrı kendilerini, ne olduklarını ve başlarından geçenleri ayrıntılı olarak anlatırlar.
Çeng-name vahdet (birlik, bir araya gelme) konusunu işleyen tasavvufî ve sembolik bir eserdir. Eserdeki sembol olan çeng, insanı ve bilhassa aşığı temsil eder ve Mevlana’nın “mesnevi”sindeki ney ile benzerlik arz eder. Bu durum Dâî üzerinde Mevlana’nın etkisini gösterir. Ayrıca Dâî bu eseriyle musiki alanındaki bilgisini de göstermiştir.
Çeng-name’nin Burdur, Konya ve Sivas’ta olmak üzere üç nüshası vardır.
Çeng-name’den…
İlahi sen ganisin ben fakirem
Zaîfem, acizem, horem, hakirem
İlahi rahmetin deryası taşdı
Elim dut yoğise su başdan aşdı
Eğısnî yâ gıyâsel müstagîsîn
Ecirnî yâ mücîrel müstecîrîn
Hatalar hamrın içdim key humâram
Atâ kıl rahmetinden câm umaram