Cover Image

Ses Olayları Konu Testi 7 Çözümlü

Ocak 15, 2025 Okuma süresi: ~1 dakika

Bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık
Sana az daha yakın yaşamak için artık
Rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum
1. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Ünsüz benzeşmesi
B) Ünlü düşmesi
C) Ünlü daralması
D) Ünlü değişimi
E) Ünsüz türemesi

Çözümü

Ünsüz benzeşmesine örnek yok.
Ünlü düşmesi — yalın-ız > yalnız
Ünlü daralması — iste– > istiyorum
Ünlü değişimi — sen-e > sana
Ünsüz türemesi — Rab > Rabbim
Cevap A

Devamını okuyayım »


Cover Image

Divan Edebiyatı Çıkmış Soruların Çözümü

Aralık 8, 2023 Okuma süresi: 73 dakika
1. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? (2013)
A) Türk edebiyatındaki ilk şairler tezkiresi, Ali Şir Nevai’nin XV. yüzyılın sonlarına doğru Çağatay Türkçesiyle yazdığı Mecalisü’n Nefais’tir.
B) Garibname adlı büyük mesnevisiyle tanınan Âşık Paşa, devrinin önemli düşünürlerinden biridir.
C) Divan sahibi olan Ahmedî’nin en iyi bilinen eserlerinden biri de İskendername’dir.
D) Şeyhî’nin başlıca edebî eserleri; Hüsrev ü Şirin, Divan ve Harname’dir.
E) Gülşehrî’nin Çengname adlı eseri, hem dil hem de üslup yönünden devrinin önemli eserlerinden biridir.
Çözüm

Çengnâme, 15.yüzyıl divan şairi Ahmet Dai’nin eseridir. Gülşehri’nin öne çıkan eseri ise kısmen tercüme olan Mantıku’t-Tayr’dır.

Cevap E

I. Beng ü Bade
II. Leylâ vü Mecnun
III. Şikâyetname
IV. Rind ü Zahid
V. Şah u Geda
VI. Hadikatü’s-süeda
2. Yukarıda verilen eserlerden hangileri türü bakımından diğerlerinden farklıdır? (2013)
A) I. ve II.    B) I. ve VI.    C) III. ve VI.    D) IV. ve V.    E) V. ve VI.


Çözüm

I. Beng ü Bade — Mesnevi (Fuzuli)
II. Leylâ vü Mecnun — Mesnevi (Fuzuli, Ali Şir Nevai…)
III. Şikâyetname — Süslü nesir örneği olan mektup ( Fuzuli).
IV. Rind ü Zahid — Mesnevi (Fuzuli)
V. Şah u Geda — Mesnevi (Taşlıcalı Yahya)
VI. Hadikatü’s-süeda — Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesini anlatan bu eser yer yer manzum parçalarla süslenmiş mensur bir eserdir (Fuzuli).

Buna göre türü bakımından diğerlerinden farklı olan Şikayetname ve Hadikatü’s-süeda’dır.
Cevap C

3. Aşağıdakilerden hangisi, divan şiiriyle halk şiirinin birbirine yaklaştığının göstergelerinden biri değildir? (2013)
A) Nedim ve Şeyh Galip’in hece vezni ile şiir yazması
B) Gevherî’nin aruz vezniyle şiirler kaleme alması
C) Bazı halk şairlerinin divan tertip etmesi
D) Halk ve divan şairlerinin mahlas kullanması
E) Benzer mazmunların kullanılması


Çözüm

Mahlas kullanılması iki şiir anlayışının ortak noktasıdır ancak bu, divan şiiriyle halk şiirinin birbirine yaklaştığının göstergesi olamaz.

Cevap D


I. Beş mesneviden oluşan eserlerin genel adı
II. Divan edebiyatında ünlü kişilerin biyografilerini ve sanatçı kişiliklerini anlatıp çalışmalarını örneklendiren eserler
III. Halk edebiyatındaki mâniye benzeyen, aruzun “fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılan nazım biçimi
IV. Uzun okunması gereken bir heceyi vezin gereği kısa okuma
V. Kasidelerde methiye bölümlerine geçişi sağlayan beyit
4. Divan edebiyatı ile ilgili aşağıdaki terimlerden hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir? (2013)
A) Hamse    B) Girizgâh    C)Tuyuğ    D)Tezkire     E) İmale


Çözüm

A) Hamse (I)
B) Girizgâh (V)
C) Tuyuğ (III)
D) Tezkire (II)
IV.’de verilen açıklama imaleye değil zihafa aittir.
Cevap E

5. Aşağıda ayraç içinde verilen terimlerden hangisi, birlikte verildiği açıklamaya uygun değildir? (2013)

A) Uyaklı beyit (Musarra)
B) Gazel ve kasidelerde ilk beyit (Matla)
C) Bir gazelin en güzel beyti (Şah beyit)
D) Özlü ve güzel anlamlı beyit (Taç beyit)
E) Gazellerde şairin adının geçtiği beyit (Mahlas beyti)


Çözüm


Taç beyit, kasidede şairin mahlasının geçtiği beyittir. Taç beyit, genellikle fahriye ya da dua bölümünde olur.
Cevap D

Her sanatçı önceleri başkalarını taklit eder. Fakat sonra gerek dünya görüşü gerekse sanat gücüyle kendine özgü bir üsluba kavuşur ve taklitten kurtulur.
6. Bu parçada dile getirilenler divan şairi açısından değerlendirildiğinde aşağıdaki kavramlardan hangisi, divan şairinin “taklit” dönemi için kullanılabilecek bir kavramdır? (2013)
A) Nazire   B) Tercüme   C) Caize   D) Şerh   E) Haşiye


Çözüm

Nazire; bir şiirin aynı ölçü, uyak ve redifle yazılan benzeridir. Bir şairin şiirlerine nazire yazılması o şairin beğenildiğini ve örnek alındığını gösterir. Nazire geleneği, özellikle şiire yeni başlayan bir şairin adını duyurabilmesine imkan verir. Nazire yazmada amaç, en az aslı kadar güzel bir şiir yazabilmektir. Bu nedenlerle cevap nazire olmalı.
Caize, divan şairlerinin sundukları kasideler karşılığında aldıkları para ya da hediyedir.
Şerh; bir şiirin açıklanıp yorumlanmasıdır.
Haşiye ise kitapların sayfa boşluklarına yazılan kısa açıklamalardır.

Cevap A


Divan şiirinde en çok kullanılan nazım şekli gazeldir. Bu nazım şekli daha çok “aşk” kavramıyla özdeşleşmiş olsa da “hikmet, tasavvuf, rintlik, neşe” gibi pek çok temayı dile getirmede de kullanılmıştır.
7.Buna göre, aşağıdaki beyitlerin hangisinde âşıkane duygu ve düşüncelerin dile getirildiği söylenemez? (2014)
A) Ol gün kanı ki gün gibi sûzân idim sana
Olsan revân sâye-i bîcân idim sana
B) Ey Necâtî yürü sabreyle elinden ne gelir
Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler
C) Gözü meyhâne-i nâz ü kaşı mihrâb-ı niyâz
Yaraşır her ne kadar etse niyâz ehline nâz
D) Gül istedim diken oldu yârim ne çâre kılam
Meger libâs-ı hayâtımı pâre pâre kılam
E) El verse safâ fırsatı fevt eyleme bir dem
Dünyâ ona değmez ki cefâsın çeke âdem


Çözüm

Bu tip sorularda beyitleri günümüz Türkçesine çevirmeye çalışmak zaman kaybı olacaktır. Beyitleri okuduktan sonra birkaç sözcükten yola çıkarak soruyu çözmek mümkündür.
A’da sevgiliye hitap edilmiş (suzan idim sana)
B’de “hûblar” sözcüğü “güzeller” anlamındadır: Güzeller cefa çekmeyi kime öğretmediler…
C’de anahtar sözcükler: “naz” ve “kaş”
D’de ise direkt “yâr” sözcüğü geçiyor. Sevgiliden beklentisi gül olması iken diken olmuş.
E’de verilen beyitte ise beşeri bir aşktan söz edilmemiş. Beyitte söylenmek istenen şudur: Bu hayat sana bir an bile olsa sefa fırsatı verirse bunu kaçırma; çünkü insan için dünya, sıkıntısını çekmeye değmez.
Cevap E


Meded meded bu cihânın yıkıldı bir yanı
Ecel Celâlileri aldı Mustafâ Hân’ı

Tolundı mihr-i cemâli bozıldı erkânı
Vebâle koydular âl ile Âl-i Osmânı

8. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’nın öldürülmesini anlatan ve yukarıda ilk iki beyti verilen mersiye, divan şiiriyle ilgili olarak aşağıda verilen özelliklerden hangisiyle örtüşmemektedir? (2014)
A) Sosyal konulardan uzak durması
B) Belli mazmunlara yer vermesi
C) Aruz veznini kullanması
D) Sanatlı bir dille yazılması
E) Belirli nazım şekillerini kullanması


Çözüm

Şiir (mersiye) yaşanmış, somut bir olayı anlattığı için cevap A olmalı. Sosyal konulardan uzak olmak, divan şiiri için yapılan bir genellemedir. Ancak bu genelleme Taşlıcalı Yahya’nın (Şehzade Mustafa’nın yakın arkadaşı) bu şiiri için söylenemez.
Cevap A


—- Lale Devri’nin İstanbul’unu yansıtan şiirlerinde dış dünyadan aldıklarını; duyduğu, gözlemlediği gibi aktarmaya çalışır. Gazel ve kasidelerinin yanında —- nazım biçimini tercih etmesi; yaşama sevincini içinde duyan, hor görülen geçici dünya zevklerini tatmayı amaçlayan bir yaradılışın doğal sonucudur.
9. Bu parçada boş bırakılan yerlere, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2014)
A) Baki – murabba
B) Fuzuli – mesnevi
C) Şeyh Galip – şarkı
D) Nedim – şarkı
E) Nefî – mesnevi


Çözüm

18. yüzyıl divan şairi Nedim gerek yaşamı gerekse sanat anlayışı nedeniyle Lale Devri‘nin (1718-1730) sembol isimlerinden biridir (III. Ahmet Dönemi). Şair, aynı zamanda yerli nazım şekli olan şarkının en büyük ustası olarak kabul edilir. Diğer şairlerin yaşadıkları ya da etkin oldukları yüzyıllar ise şöyledir:
Baki (1526-1600) — 16.yy.
Fuzuli (1483? – 1556) — 16.yy.
Şeyh Galip (1757-1799) — 18.yy.
Nefi (1575? – 1635) — 17.yy.
Cevap D

👉 Nedim Hakkında Çıkmış Tüm Sorular


10.Tezkire ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? (2014)
A) Dönemin şairlerinin biyografisine yer verilir.
B) Şairlerin şiirlerinden örneklere rastlamak mümkündür.
C) Yer yer şiirle ilgili eleştiriler veya değerlendirmeler yapılır.
D) Birbirinin tekrarı mahiyetinde bilgiler bulunabilmektedir.
E) Şairlerin kendi şiirleriyle ilgili değerlendirmeleri geniş olarak yer alır.


Çözüm

Tezkire, divan edebiyatında önemli kişilerin hayatı hakkında kısa bilgiler içeren çalışmaların genel adıdır. Tezkirelerin önemli bir kısmını şuara tezkireleri oluşturur. Şuara, “şair” sözcüğünün çoğuludur. Şuara tezkirelerinde daha çok, divan şairleri anlatılır. Şuara tezkirelerinde divan şairlerinin hayatı, sanat anlayışı ve şiirlerinden örnekler verilir. Ancak bu çalışmalarda şairlerin kendi şiirleriyle ilgili değerlendirmelerine pek yer verilmez.
Cevap E


Çağdaşlarına göre zarif bir dile, zengin bir hayale, canlı bir tasvir yeteneğine sahip olan —-, her yönüyle büyük bir şairdir. İslami ilimlere ve Acem edebiyatına tam olarak vakıf olduğu bazen çok sanatlı olan kasidelerinden anlaşılır. Edebiyatımızdaki yergi türünün şaheserlerinden birini ortaya koyan şair; II. Murat’a sunduğu, “öküzlerdeki boynuza sahip olmayı uman bir eşeğin kulağından ve kuyruğundan olması” ana fikrini işlediği, mesnevi nazım biçimini kullandığı sembolik tarzdaki eseriyle ünlüdür.
11.Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2015)
A) Neşatî
B) Nailî
C) Ahmet Paşa
D) Şeyhî
E) Fuzûlî


Çözüm

Parçada sözü edilen mesnevi Harname’dir. 126 beyitlik küçük bir mesnevi olan eser, 15. yüzyıl divan şairi Şeyhi’ye aittir.

Cevap D

👉 Harname Günümüz Türkçesi


XVII. yüzyılda sanatlı nesrin en önemli temsilcilerinden biri olan yazar, ilk defa mensur hamse oluşturmuş; XV. yüzyılda temelleri atılmış olan süslü nesre yeni bir boyut kazandırmıştır. Sanat ve maharet göstermek amacıyla o döneme kadar kullanılmamış Arapça ve Farsça kelimelere yer vermiş, zincirleme tamlamalar ve uzun cümlelerle özgün bir üslup geliştirmiştir.
12. Bu parçada kendisinden söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? (2015)
A) Veysî
B) Nergisî
C) Katip Çelebi
D) Nâbî
E) Sinan Paşa


Çözüm

Mensur hamsesi ile tanınan sanatçı Nergisi’dir. Bir şairin beş mesnevisini karşılamak için kullanılan “hamse” kavramı, Nergisi ile farklı bir boyuta ulaşmıştır.

Cevap B

👉 Nergisi

 
I. Özünde genellikle “övgü”ye yer verilen divan edebiyatı nazım şekli
II. 5-15 beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik bir eda ile söylenen nazım biçimi
III. Aruz vezninin kısa kalıplarıyla değişik konularda yazılan, her beyti kendi içinde kafiyeli uzun manzum eser
IV. Aruzun iki eşit parçaya bölünebilen kalıplarıyla yazılan ve mısra ortalarında iç kafiyesi bulunan gazeller
13.Aşağıdaki terimlerden hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir? (2014)
A) Musammat   B) Kaside   C) Muhammes   D) Mesnevi   E) Gazel


Çözüm


I — kaside
II — gazel
III — mesnevi
IV — musammat
Tanımı verilemeyen terim muhammestir. Bu nazım şekli beşer dizelik bentlerden oluşmaktadır.

Cevap C


—- şiirlerinde en çok dikkat çeken mekânlardan biri Sa’dâbâd’dır. Büyük ve görkemli bir alanı ifade eden Sa’dâbâd; su kanalı, köşkler, saray, mesire alanı ve kamelyalarıyla şairin hayal dünyasını süsleyen bir tablo şeklinde sunulmuştur.
14. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2015)
A) Bağdatlı Rûhî’nin
B) Bâkî’nin
C) Nedîm’in
D) Şeyh Galip’in
E) Nef’î’nin


Çözüm

Şiirlerinde İstanbul’un eşsiz güzelliklerini anlatan şair, Nedim’dir. Patrona Halil İsyanı sırasında ölen şair, Lale Devri’nin (1718-1730) sembol isimlerinden biridir. Sadabat ise bu devrin ünlü mesire ve eğlence alanıdır.
Cevap C


Evet, tarz-ı kadîm-i şi’ri bozduk, herc ü merc ettik,
Nedir şi’r-i hakiki safha-i irfâna derc ettik

15. Bu manzumede geçen “tarz-ı kadîm” ifadesiyle belirtilen şiir anlayışı aşağıdakilerden hangisidir? (2015)
A) Divan şiiri
B) Tanzimat Dönemi şiiri
C) Halk şiiri
D) İslamiyet’ten önceki Türk şiiri
E) Servetifünun Dönemi şiiri


Çözüm

Beyit Tanzimat şairi Abdülhak Hamit Tarhan’a aittir. şairin “tarz-ı kadim” ifadesiyle belirttiği divan şiiridir. Kadim, eski; tarz ise usul, üslup ya da şekil gibi anlamlara gelmektedir.
Cevap A

16. Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen terimle uyuşmamaktadır? (2015)
A) Din uğruna yapılan savaşları konu alan eserler (Gazavatnâme)
B) Sanatlı bir dille yazılmış düzyazıların ve mektupların bir araya toplandığı eserler (Münşeat)
C) Elçi olarak bir ülkeye gönderilen kişilerin elçilikleri sırasındaki gözlemlerini dile getirdikleri eserler (Sefaretnâme)
D) Herhangi bir manzumeyi alaycı bir şekilde taklit etmek için oluşturulmuş eserler (Tehzil)
E) Bir şehrin güzelliklerinin sanatkârane bir biçimde dile getirildiği eserler (Surnâme)


Çözüm

Bir şehrin güzelliklerinin dile getirildiği eserlere verilen isim surname değil şehrengizdir. Surname, Osmanlı saray düğünleri ve şenlikleri hakkında yazılan eserlerin genel adıdır.
Cevap E


I. Bahariyye – Pastoral şiir
II. Nasihatname – Lirik şiir
III. Gazavatname – Epik şiir
IV. Menakıbname – Satirik şiir
17.Yukarıda numaralanmış tür eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır? (2016)
A) I. ve II.   B) I. ve III.   C) II. ve III.   D) II. ve IV.   E) III. ve IV.


Çözüm

I — Kasidelerin nesip bölümünde bahar mevsiminin güzelliği anlatıyorsa bu kasideler bahariyye olarak adlandırılır. Bu nedenle pastoral şiire örnek olarak verilebilir.
II — Nasihatname (pendname) türü şiirler lirik değil didaktiktir.
III — Gaza, İslam dinini korumak ya da yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş anlamındadır. Gazavatname ise bu tür savaşları konu alan kitapların genel adıdır. Yani “epik şiir” özelliği gösterir.
IV. — Menakıpname ise menkıbelerden oluşan eserlere verilen ortak isimdir. Menkıbe; din büyüklerinin (ermiş kişi, veli, evliya) yaşamları, maceraları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikayelerdir. Çoğunluğu mensur olmakla birlikte manzum veya manzum-mensur karışık olarak yazılanları da vardır. Bu tür eserleri şiir biçiminde bile olsa satirik şiir ile eşleştiremeyiz. Satirik şiir (hiciv, taşlama, yergi), eleştirici bir anlatım içerir.

Cevap D

Türk nesri, —- ile edebî bir kimlik kazanmıştır. Divan edebiyatının özenli hatta bir çeşit süslü nesrinin ilk büyük sanatkârı odur. Fars edebiyatının seçili cümlelerini ve mecazlı anlatımını benimsemiş olan sanatçı, bir bakıma klasik nesrin temelini attığı dinî-tasavvufi içerikli —- adlı eserinin ön sözünde, eseri güzel görünsün diye bu tür söz sanatlarına yöneldiğini belirtmiştir. Eserin dili süslü ve özenli olsa da devrine göre anlaşılabilir biçimdedir.

18. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2016)
A) Âşık Paşa – Garibnâme
B) Nergisî – Nihâlistan
C) Sinan Paşa – Tazarrunâme
D) Veysî – Hâbname
E) Evliya Çelebi – Seyahatnâme


Çözüm

Divan edebiyatında süslü nesrin kurucusu Sinan Paşa’dır. Sanatçının en önemli eseri mensur bir münacat olan Tazarrunâme’dir.
Cevap C

👉 Sinan Paşa


Türk edebiyatında gerçek anlamda ilk mizahi ürünler; masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. Divan edebiyatında bir kimseyi yermek, olumsuz bir gidişatı eleştirmek amacıyla yazılan hicviyeler de bir çeşit mizah ürünüydü. Bu tür metinlerde abartılı bir dil kullanılır ve hicvedilen kişi âdeta yerin dibine geçirilmeye çalışılırdı. —-, bu bağlamda akla gelen ilk örneklerden biridir.
19.Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez? (2016)
A) Nâbî’nin Hayriyye’si
B) Şeyhî’nin Harnâme’si
C) Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sı
D) Bağdatlı Rûhî’nin Terkib-i Bend’i
E) Fuzûli’nin Şikâyetnâme’si


Çözüm

Nabi’nin Hayriyye adlı eseri bir nasihatnamedir. Hikemi tarzın öncü şairi Nabi, eserini yedi yaşındaki oğlu için yazmıştır. Diğer eserler ise kişileri ya da toplumda görülen aksaklıkları eleştirmek için kaleme alınmıştır.
Cevap A

👉 Hayriyye


—-; gazellerinde gerçek aşkı, zevki ve eğlenceyi gerçekçi bir üslupla dile getirmiştir. O, —- gibi üzüntü ve acılarını tasavvufi kavramlardan hareketle sembolik bir dille yansıtan yanık bir âşık değil neşeli bir kişiliktir.
20.Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2016)
A) Hoca Dehhani – Nesimi
B) Nedîm – Fuzûli
C) Bâkî – Hayali
D) Zâtî – Şeyhülislam Yahya
E) Bağdatlı Rûhî – Şeyh Galip


Çözüm

Divan şiirinde sembolize edilmiş kadın önemli bir temadır ancak Nedim’in şiirlerindeki güzeller şairin günlük hayatındaki gerçek kişilerdir. Lale Devri’nin sembol ismi olan Nedim, hoşsohbeti ile tanınan neşeli bir karakterdir. Aşkın ve ızdırabın şairi olarak tanınan Fuzuli ise yaşadığı coğrafyadaki sıkıntıları derinden hissetmiş bir şairdir.

Cevap B


Bir gazele ait üç beyit şu şekildedir:
I. Ne denlü ağlasa zâr olsa âşık
Açılsa gülse gül-zâr olsa dilber
II. Cefâyı az kılsa Hayretî’ye
Sözüm bu kim vefâ-dâr olsa dilber
III. Öpülse yâr ile yâr olsa dilber
Koculsa râm-ı dil-dâr olsa dilber
21. Bu beyitlerin şiirde yer alma sırası aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? (2018)
A) I – III – II
B) II – I – III
C) II – III – I
D) III – II – I
E) III – I – II


Çözüm


Gazelde ilk beyti (matla) kendi arasında kafiyelidir (a, a). Bu nedenle III. sıradaki beyit ilk sırada yer almalıdır. II. sıradaki beyitte şairin mahlası geçiyor. Gazellerde şairin mahlası son yani makta beytinde geçtiğine göre bu beyit sıralamada sonda yer almalıdır. Buna göre beyitlerin sıralaması şöyle olmalı: III – I – II
Cevap E

👉 Divan Şiiri Nazım Şekillerine GirişHer beyti başlı başına bağımsız bir şiir olmakla birlikte bütün beyitleri arasında bir duygu ve düşünce birliği bulunan şiirlere Divan edebiyatında —- denir. Örneğin Fuzûlî’nin gerek Divan’ında gerekse —- mesnevisinde bu türden şiirlerin sayısı oldukça fazladır.
22. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2018)
A) yek-ahenk gazel – Leyla vü Mecnun
B) rindane gazel – Şikâyetname
C) âşıkane gazel – Rind ü Zâhid
D) yek-avaz gazel – Hadîkatü’s-Süeda
E) beytü’l gazel – Beng ü Bade


Çözüm

Gazel beyit bütünlüğüne dayalı bir nazım şeklidir. Yani anlam beyitte tamamlanır ve genelde beyitler arasında bir konu bütünlüğü aranmaz. Buna rağmen bir gazelin bütününde bir duygu ve düşünce birliği varsa bu tür gazellere yekâhenk gazel denir.
Diğer boşluğa uygun düşen yani türü mesnevi olan üç eser var: Leyla vü Mecnun, Farsça kaleme alınan Rind ü Zâhid ve Beng ü Bade. Ancak yek-ahenk gazeli bilmek soruyu çözmek için yeterli olacaktır. Şikayetname (mektup) ile Hadîkatü’s-Süeda ise sanatçının mensur eserleridir. Kerbela olayını işleyen Hadîkatü’s-Süeda’nın yer yer manzum parçalarla süslenmiş olduğunu da hatırlatmış olalım.
Cevap A

“Kuşların dili” anlamına gelen ve mesnevi nazım şeklinde yazılmış olan —- adlı eser, İranlı şair Feridüddin Attar tarafından kaleme alınmıştır. İçinde tasavvufi hikâyeler bulunan eserin Türkçe uyarlaması, yazıldığı dönemin dil özelliklerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.
23. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2018)
A) Makâlât
B) Garibnâme
C) Mantıku’t-Tayr
D) Dânişmendnâme
E) Atebetü’l-Hakâyık


Çözüm


Parçada sözü edilen eser Mantıku’t-Tayr’dır. İranlı şair Feridüddin Attar’ın bu ünlü eserini Türkçeye tercüme eden de Gülşehri’dir. Gülşehri, eseri tercüme etmekle kalmamış farklı metinlerle zenginleştirmiştir.
Cevap C

👉 Gülşehri

XVIII. yüzyılda yaşamış Klasik Türk edebiyatı şairidir. Sebki Hindi’nin önemli temsilcileri arasında gösterilir. Genç yaşta divan sahibi olmuştur. Divan şiiri geleneğinin son büyük temsilcilerinden biri olarak gösterilir. Mesnevi yazma gücünü alegorik bir eser olan Hüsn-ü Aşk ile ispat etmiştir.
24. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir? (2018)
A) Nabî
B) Nedim
C) Şeyh Galip
D) Şeyhülislam Yahya
E) Hayali


Çözüm

Parçada sözü edilen şair, Şeyh Galip’tir. Soruda şairle ilgili birçok ipucu verilmiş: yaşadığı yüzyıl, Sebki Hindi, Hüsn-ü Aşk… Bunların yanı sıra divan edebiyatının son büyük temsilcilerinden biri olarak ifade edilmesi de soruyu daha da kolay bir hâle getirmiş.
Cevap C

👉 Sebkihindi


Gözle konşu hakkını dinle beni 

İster isen Hak seve dâ’im seni

Kırma gönlün hoş geçin mü’min isen
Dü cihânda olmak istersen esen

Konşusunu kim ederse bî-huzûr
Dü cihânda Hak anı ede kusûr

25. İçerik özelliklerinden hareketle bu beyitlerin aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alındığı söylenebilir? (2018)
A) Surnâme   

B) Pendnâme   

C) Kıyafetnâme   

D) Seyahatnâme   

E) Gazavatnâme


Çözüm

Parçanın bir nasihatnameden alındığı açık ancak şıklarda nasihatname yok. Soruyu çözebilmek için Farsça bir sözcük olan “pend”in nasihat anlamına geldiğini bilmek gerekiyor (pendname / nasihatname)
Cevap B


Yazar — Yüzyıl — Eser


󠀻I — 14. yüzyıl — İskendername
Nâbî — II — Hayrâbâd
Şeyh Gâlip — 18. yüzyıl — III


26. Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2019)


A) (I) Âşık Paşa (II) 15. yüzyıl (III) Ferhad u Şîrîn
B) (I) Zâtî (II) 16. yüzyıl (III) Hadîkatü’s-Süedâ
C) (I) Ahmedî (II) 17. yüzyıl (III) Hüsn ü Aşk
D) (I) Ahmed Paşa (II) 18. yüzyıl (III) Hüsn ü Aşk
E) (I) Hayretî (II) 17. yüzyıl (III) Çengnâme

Çözüm

İskendername adlı ansiklopedik mesnevinin Ahmedi’nin eseri olduğunu bilmek soruyu çözmek yeterli. Eğer sadece Hüsn ü Aşk’tan eminseniz C ile D arasında kaldınız demektir. Bu arada Nabi’nin (1642-1712) genel olarak 17. yüzyıl şairi olarak gösterilmesine rağmen 18. yüzyılı da gördüğünü hatırlatalım.

Cevap C

Gündelik yaşamın önemli bir parçası olan mutfak kültürü, divan şiirine de yansımıştır. Osmanlı mutfağının zenginliğini yansıtan baklava, güllaç, işkembe çorbası, biryan, musakka, yahni gibi geleneksel yemekler ve tatlılar, divan şairlerinin hayal dünyasında çeşitli anlamlar kazanmıştır.
27. Bu parçaya göre aşağıdaki beyitlerden hangisi, Osmanlı mutfak kültürünü temsil eden bir örnek olamaz? (2019)
A) Giceyle uyhuda mekteb hâcesinin gözine
Sahan böreği ile baklava gelir görünür
B) Yahni ile turşî-i şalgam verir insâna ferah
Girde balık çorbası hem virdi zarîfâne ferah
C) N’ola kılsam leb-i dildâr içün âh
Kanı âlemde bir bî-dûd helvâ
D) Dün tabîbe derd-i dilden bir devâ sordum didi
Gam yemeden özge bu derdün devâsın bilmedüm
E) İderse ehl-i meclis n’ola ikrâm
Begayet pûhtedir yahni degül hâm


Çözüm

Tek yapmamız gereken beyitlerdeki yiyecek ya da yemek adlarını bulmak.
A’da sahan böreği,
B’de yahni, turşu, şalgam, balık çorbası
C’de helva
E’de yine yahni
Cevap D

Anadolu’da XVI. yüzyılda oluşmaya başlayan biyografi geleneğinin ilk ürünleri, Ali Şir Nevâi’nin Mecâlisü’n-Nefâis adlı eseri örnek alınarak yazılmıştır. 1538 yılında Sehî Bey’in kaleme aldığı; şairler hakkında bilgiler içeren Heşt Behişt adlı eseri bu türün Anadolu sahasındaki ilk örneğidir.

28. Bu parçada sözü edilen edebî tür aşağıdakilerden hangisidir? (2019)
A) Mecmua   B) Tezkire   C) Surnâme   D) Mersiye   E) Menakıbnâme


Çözüm

Sözü edilen tür tezkiredir. Klasik edebiyatta önemli kişilerin hayatı hakkında kısa bilgiler içeren çalışmaların genel adıdır.
Cevap B


Eser Adı

I. Divân-ı Hikmet
II. Muhakemetü’l Lugateyn
III. Atabetü’l Hakayık
IV. Dede Korkut Kitabı
V. Divânu Lugâti’t-Türk

Eser Özelliği

Ahmet Yesevi ve dervişleri tarafından öne çıkarılan bir türe ait şiirlerin toplandığı eser olarak bilinir.
Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan bu eser, Türkçe-Arapça sözlük niteliğindedir.
Birçok hikâyeden oluşan bu eser, Oğuzların sosyokültürel hayatını kurgusal bir anlatımla ele alır.
29. Yukarıdaki eser adları ile özellikleri eşleştirildiğinde hangi iki eser adı dışta kalır? (2020)
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve V E) IV ve V


Çözüm

Ahmet Yesevi ve dervişleri — Divan-ı Hikmet
Kaşgarlı Mahmut — Divanü Lugati’t-Türk
Halk Hikâyesi — Dede Korkut Kitabı
Cevap C


Bâtıl isteyü hakdan ayrıldum
Boynuz umdum kulakdan ayrıldum

Ne yüküm bir nefes giderici var
Ne biraz çekmeğine yarıcı var

Ger tonuzlara olmaya buyruk
Âh gitti kulağ ile kuyruk

30. Bu beyitler aşağıdaki eserlerin hangisinden alınmıştır? (2020)
A) Harnâme    B) Şikâyetnâme    C) Mantıku’t-Tayr
D) İskendernâme     E) Sihâm-ı Kaza


Çözüm

Her beyit kendi arasında kafiyeli olduğuna göre verilen bölüm bir mesnevinden alınmış. Şıklarda türü mesnevi olan üç eser var: Harname, Mantıku’t-Tayr ve İskendernâme. Ancak cevap Harname. “Har” Farsça eşek demektir. Şeyhi’nin bu ünlü mesnevisinde öküzlere özenen bir eşeğin hikâyesi anlatılır. 126 beyitten meydana gelen eser, fabl türünün edebiyatımızda bilinen ilk örneğidir.
Cevap A

31. Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen terimle uyuşmamaktadır? (2020)
A) Bir kimseyi yermek amacıyla abartılı bir üslup kullanılarak yazılan şiirlere denir. (Hicviye)
B) Dört dizeden oluşan bu nazım şekli yalnızca Türk edebiyatında görülür. (Tuyuğ)
C) Ahenk sağlamak amacıyla bir gazelin her dizesine kısa bir dize eklenerek oluşturulan nazım şeklidir. (Müstezat)
D) Hemen hemen her kasidede yer alan bu bölümde şairler kendilerini ve şiirlerini mübalağalı bir şekilde överler. (Fahriye)
E) Her beytinin dizeleri kendi arasında kafiyeli olan bu nazım şekli, divan edebiyatının en uzun nazım şeklidir. (Murabba)


Çözüm

E’de verilen açıklama mesneviye ait. Murabba ise dörder dizelik bentlerden oluşan bir nazım şeklidir.
Cevap E


—-, Kanuni’ye sunduğu şiirlerle onun himayesini kazanmıştır. Padişahın ölümü üzerine edebiyatımızın en güzel mersiyelerinden birini yazmıştır. Şairler sultanı olarak tanınan şair, gazellerindeki güçlü ifade kudretiyle dikkati çeker.
32. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2020)
A) Hayâlî B) Taşlıcalı Yahyâ C) Fuzûlî D) Bâkî E) Necâtî


Çözüm

Kanuni Mersiyesi’nin şairi Baki’dir. Yaşadığı dönemde -16. yüzyılda- “Şairler Sultanı” olarak anılan şair, nazım tekniği bakımından kusursuz mısralar söylemiştir.
Cevap D

Divan şiirinde “hikemî tarz”ın kurucusu kabul edilen şair, sosyal ve siyasal huzursuzlukların yaşandığı XVII. yüzyılda yetişmiştir. Gerek döneminin gerekse kendi mizacının etkisiyle, hikmet ve darbımesel ağırlıklı şiirler yazmıştır. Şiirlerinde duygu, hayal ve kelime

oyunlarından çok, tecrübeli bir devlet adamının sosyal eleştirileri ve yol gösterici öğütleri yer alır.
33. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir? (2020)
A) Neşâtî   B) Şeyhülislam Yahyâ   C) Nef’î   D) Nâilî   E) Nâbî


Çözüm

Parçada sözü edilen şair Nabi’dir. Nabi, yaşadığı dönemde gördüğü haksızlıkları ve sosyal sorunları sanattan taviz vermeden işlemiştir. Şiirlerinde kimi zaman öğütler de veren şair sorunlara dair çözüm yolları da gösterir.
Cevap E


“Esnaftandır. Ayakkabıcı olduğu için ona ‛Huffî’ şeklinde seslenmişlerdir. Tahsil ile kazanılmış ilimlerden mahrum ve halk arasında ümmîliği ile meşhur idi. Ama zâtında kabiliyet ve tabiatında selâkat (güzel söz söyleme yeteneği) olduğu için bütün söz ve ibâreleri fasih ve sahih idi. Mürettep Divan’ı ve şiirleriyle hayli şöhreti vardı. Şiir sanatlarından cinasa mâyildir.”
34. Bu parça aşağıdaki edebî türlerin hangisinden alınmış olabilir? (2021)
A) Seyahatname
B) Tezkire
C) Şehrengiz
D) Pendname
E) Surname


Çözüm


Son on yılda sorulan üçüncü tezkire sorusu. Biyografi ile benzerlik gösteren bu türde (şuara tezkirelerinde) divan şairlerinin hayatı (doğum yeri, mahlası, mesleği ya da resmî görevi, hayatındaki önemli değişiklikler, ölümü, mezarının bulunduğu yer…), sanat anlayışı ve şiirlerinden örnekler verilir.
Cevap B
35. Aşağıdaki beyitlerin hangisi bir kasidenin “fahriye” bölümünden alınmış olabilir? (2021)
A) Lâle-hadler yine gülşende neler itmediler
Servi yürütmediler gonceyi söyletmediler
B) Ayagı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanun
Zevk ü şevk ile virür cân u seri döne döne
C) Yok bu şehr içre senin vasf ettiğin dil-ber Nedîm
Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana
D) Görüp bu hâli gül-istanda dondu cedvel-i âb
Bahâra dek duramaz korkarım kenâr çizer
E) Arab u Rûm’da üstâd-ı sühandır Vehbî
Acemî oldu yanında şuârası Acem’in

Çözüm

Müstakil yazılmış fahriyeler olsa da fahriye, kasidenin bir bölümüdür. Bu bölümde şairler, kendilerini ve şairlik yeteneklerini överler. E’de şair Vehbi, Arap ve Rum diyarında üstat kabul edildiğini, İranlı şairlerin de kendi yanında acemi kaldığından bahsetmiş.
Cevap E

Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid zamanında şiirler yazmıştır. Şiirleri, o daha hayattayken, bütün Anadolu ve Rumeli’ye yayıldığı gibi Hüseyin Baykara’nın Herat’taki sarayında dahi okunur olmuş, kendisinden sonraki şairleri de etkilemiştir. Türk edebiyatı tarihinde Şeyhi ile Necati arasında yetişen şairlerin en tanınmışlarındandır. Onun “kerem”, “benefşe” ve “âb” redifli kasideleri, bilinen eserleri arasındadır.
36. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerin hangisidir? (2021)
A) Süleyman Çelebi
B) Ahmet Paşa
C) Sehi Bey
D) Taşlıcalı Yahya
E) Âşık Paşa

Çözüm

Parçada sözü edilen divan şairi Ahmet Paşa’dır. Divan’ı dışında eseri olmayan şair, Fatih zamanında “Şairler Sultanı” olarak anılmıştır. Bir kusuru yüzünden Fatih tarafından zindana atılan şair, zindandan Padişah’a yazdığı Kerem Kasidesi ile kurtulmuştur.
Cevap B

Ey serv-i sehi sen geleli seyr ile bağa
Baş çekmedi ar’ar
Çok ali-nesebler özünü saldı ayağa
Kul böldü sanavber

37. Biçim ve içerik özellikleri dikkate alındığında bu şiirin nazım şeklinin aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenebilir? (2021)
A) Müstezat
B) Kıt’a
C) Şarkı
D) Terkibibent
E) Rubai


Çözüm

Müstezat tanınması en kolay nazım şeklidir. Bu nazım şekli, her dizenin sonuna eklenen kısa bir dizeyle yapılır. Eklenen kısa mısralara ziyade (artık) denir.
Cevap A

I.
Siz “Lim derdiniz” bana, “bir gülümsememe ne verirsin?”
“Canımı” derdim.
“Hayır” diye itiraz ederdiniz, “o zaten benim!”

II.
Âşık oldur kim kılur cânını fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesün her kim ki kıymaz cânına

38. Aşağıdakilerin hangisi farklı edebî dönemlerden alınmış bu şiir parçalarının ortak özelliğidir? (2021)
A) Tema
B) Dil ve üslup
C) Kafiye düzeni
D) Nazım birimi
E) Ölçü


Çözüm


İlki modern şiirden diğeri divan şiirinden alınan bu iki parçanın dil-üslup, uyak düzeni, nazım birimi ve ölçü bakımından ortak özellik göstermediği açık. İki şiirin ortak özelliği ele alınan temadır. İkinci parçada anlatılan şudur. “Âşık dediğin o dur ki canını sevgilisine feda eder. Kim ki canına kıyamaz boşuna sevgiliye meyletmesin.”

Cevap A

39. Aşağıdaki beyitlerin hangisi ayraç içinde verilen ifadeyi örneklemez? (2021)
A) Yok sende kanâat gözün aç olduğu oldur
Rızkın erişir yoksa eğer subh eğer şâm
(var olanla yetinmeme)
B) Bir nâ-halefi cübbe vü destâr ile görsen
Eylersin anın cübbe vü destârına ikrâm
(dış görünüşe önem verme)
C) Yazık sana kim eyleyesin hırs u tama’dan
Bir habbe için kendini âlemlere bed-nâm
(küçük duruma düşme)
D) Gör zahidi kim sâhib-i irşâd olayın der
Dün mektebe vardı bugün üstâd olayın der
(haddini bilmeme)
E) Hâlin kime açsan sana der hikmeti vardır
Öldürdü bizi âh bilinmez mi bu hikmet
(bilgisiyle övünme)


Çözüm

E’de anlatılanların -ki gayet açık bir Türkçe ile yazılmış- “bilgisiyle övünme” ile ilgili olmadığı açık. ÖSYM, öğrencilere divan şiirinden korkmayın biraz gayretle -beyitteki her sözcüğün anlamını bilmeseniz de- ne anlatıldığını çıkarabilirsiniz diyor.

Cevap E

Kaynağını kutsal kitaplardan alan bu mesnevinin olay örgüsünde asıl kahramanın kıskanılarak kardeşleri tarafından kuyuya atılması, köle pazarında satılması, rüya tabirlerinde bulunması, güzelliğiyle beğenilmesi, tüm sıkıntılara karşı sabır ve sadakat göstermesi hikâyenin önemli noktalarını oluşturur. Bu hikâyedeki gömlek, kuyu, buğday ve rüya tabirleri simgesel değerleriyle anlatımı zenginleştiren unsurlardandır.
40. Bu parçada söz edilen eser aşağıdakilerden hangisidir? (2022)
A) Leylâ vü Mecnûn
B) Yûsuf u Züleyhâ
C) Hüsrev ü Şîrîn
D) Şem ü Pervâne
E) Vâmık u Azrâ


Çözüm

Parçada özetlenen mesnevi Yusuf u Züleyha’dır. İslami edebiyatta pek çok kez işlenen bir hikayedir. Konu Kuran’da geçen Yusuf kıssasına dayanır. Birçok şair tarafından kaleme alınan hikâyenin öne çıkan şairleri Şeyyad Hamza ile Taşlıcalı Yahya’dır.
Cevap B

Çâresüz kaldum Hudâyâ çâre kıl yâ Rab bana
Nefs ü şeytandan halâs eyle beni iy pâdişâ

Bir yanum ateş olupdur bir yanumda oldı su
Od ile su arasından sen beni eyle rehâ

Hücre-i kalbüm dolu kıl şu’le-i envâr ile
Nice bir cürm ü hatâyile ola gönlüm kara

Sana yüz tutdum Hudâyâ sen hidâyet eylegil
Senden özge kime kılam pâdişâhum ilticâ

Ben Murâd’a kıl inâyet fazlunı ey zü’l-celâl
Senden özge kimsenem yokdur benüm yâ Rabbenâ

41. İçerik özellikleri dikkate alındığında bu beyitlerin aşağıdaki türlerden hangisine ait olduğu söylenebilir? (2022)
A) Tevhit B) Methiye C) Münacat D) Naat E) Mersiye


Çözüm


Münacat, Allah’a yakarmak amacıyla yazılan manzum ve mensur eserlerdir. İlk dizede şair “Ey Allah’ım (Hüdâyâ) çaresiz kaldım, ya Rab bana derman ver.” diyor. Sırf bu dizeden şairin sıkıntılarından dolayı Yaradan’a sığınıp ona yakardığı çıkarılabilir. Şiirin Osmanlı padişahı III. Murat’a ait olduğunu da hatırlatalım.
Cevap C


Klasik Türk şiirinde kaside ustası olarak bilinen şair, özellikle fahriye bölümlerinde gösterdiği sanatlı anlatımla adından söz ettirir. Kasidelerindeki mübalağalı ifadeler ve özgün hayallerle bu dönem şairleri arasında dikkat çekerken zengin ve ahenkli anlatımıyla Türkçenin ses zenginliğini başarıyla yansıtır. Övgü ve yergilerinde uç noktalarda gezinen şairin Türkçe ve Farsça olmak üzere iki divanı vardır. Ölümünden sonra adı, hiciv alanında dönemini aşan bir eseriyle özdeşleşir.
42. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir? (2022)
A) Nedim B) Nabi C) Ahmedi D) Baki E) Nef’i


Çözüm

Nefi, kaside nazım şeklinin en büyük şairi kabul edilir. Övgüde olduğu gibi yergide de sınır tanımayan şair, hicivlerini Siham-ı Kaza adlı kitapta toplamıştır. Kendisini övme konusunda da sınır tanımaz Nefi’nin kasidelerinde fahriye bölümleri olması gerekenden daha uzundur.
Cevap E


Anadolu sahası şairlerinden olan — XV. yüzyılın önemli isimlerindendir. Onun başarısı; şiirlerinde halk söyleyişlerini, deyim ve atasözlerini kullanmakta gösterdiği ustalığa dayanır. Şairin ustaca kaleme aldığı şiirlerine pek çok şair tarafından nazire yazılmıştır. Özellikle “döne döne” redifli gazeliyle tanınan şair, yaşadığı devirde Anadolu şairlerinin sultanı anlamında “Hüsrev-i Rûm” olarak anılmıştır.
43. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2022)
A) Şeyhi   B) Necati   C) Ahmet Paşa   D) Ahmed-i Dai   E) Fuzuli


Çözüm


Necati Bey, yaşadığı çağda Türkçeye gerçek değerini vermiş ve Türkçeyi bir şiir dili olarak başarıyla kullanmıştır. Şiirlerinde atasözü ve deyimlere yer vermiştir. Şairin elde bulunan tek eseri Divan’ıdır. Fuzuli ve Baki gibi büyük şairler onun şiirlerine nazireler söylemiştir.
Cevap B


Türk edebiyatında ordunun akınlarını, savaşlarını, kahramanlıklarını, zaferlerini; manzum ve mensur biçimde anlatan eserlere verilen addır. Belli bir döneme ilişkin olayları ayrıntılı biçimde anlattıkları için tarihsel önem taşıyan bu eserler, tarihçilerin çalışmalarına da ışık tutmuştur.
44. Bu parçada söz edilen tür aşağıdakilerden hangisidir? (2022)
A) Gazavatname
B) Menakıbname
C) Seyahatname
D) İskendername
E) Sefaretname


Çözüm

Parçada sözü edilen tür gazavatnamedir. Gaza, İslam dinini korumak ya da yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş anlamındadır.
Cevap A


I.
Beni ağlan beni kim üstüme gelmez ölicek
Bir avuç toprak atar bâd-ı sabâdan gayrı (Necati)

II.
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapum bâd-ı sabâdan gayrı (Fuzuli)

45. Bu beyitlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2022)
A) İki beyitte de yalnızlık teması işlenmiştir.
B) İki beyitte de sabah rüzgârı, vefalı bir dost olarak gösterilmiştir.
C) İkinci beyitte tevriye sanatına yer verilmiştir.
D) İki beytin de kafiye düzeni aynıdır.
E) Birinci beyitte teşhis sanatına başvurulmuştur.


Çözüm

I — Bana ağlayın. (O kadar yalnızım ki) öldüğüm zaman sabah rüzgârından başka üstüme toprak atacak kimse yok. Burada yalnızlık temasının yanı sıra sabah rüzgârının kişileştirilerek vefalı bir dost olarak gösterildiğini görüyoruz.
II — Gönlümün ateşinden başka kimse bana yanmaz (üzülmez). Sabah rüzgarından başka da kapımı çalan olmaz. Bu beyitte de yalnızlık teması işlenmiş. Necati’nin beytinde olduğu gibi rüzgâr vefalı bir dost olarak gösterilmiş ancak beyitte tevriye (ikili anlam) sanatına yer verilmemiş.
Cevap C


Birinci çadıra dört sofra kuruldu. İlk sofraya sadrazam hazretleri başkanlık etti. İkinci sofrada sağ yanda Silâhdar İbrahim Paşa ve sol yanda Nişancı Mustafa Paşa ile kapıcıbaşılardan beş ağa birlikte oturdular. Üçüncü sofrada defterdar efendi, küçük ruznameci ve dokuz kapıcıbaşı ağa bir araya geldiler. Dördüncü sofrada ise yedi kapıcıbaşı, çaşnigirbaşı, çavuşlar kâtibi ve çavuş emini oturdu. Arta kalan yiyecekler vezirlerin ve ağaların yardımcılarına ikram olundu.
46. Biçim ve içerik özellikleri dikkate alındığında bu parçanın aşağıdaki edebî türlerin hangisinden alındığı söylenebilir? (2023)
A) Pendname
B) Surname
C) Şehrengiz
D) Sefaretname
E) Tezkire


Çözüm

A — Pendname, nasihatname demek. Verilen parçanın bir nasihatname olmadığı açık.
B — Surname, Osmanlı saray düğünleri ve şenlikleri hakkında yazılan eserlerin genel adıdır. Surnameler; manzum, mensur (düzyazı) ya da manzum-mensur karışık olabilir. Parçada çadırların kurulup ziyafet verildiğinden bahsedildiğine göre parçanın bir surnameden alındığını söylemek mümkündür.
C — Şehrengiz, bir şehrin güzellikleri ve güzelleri hakkında yazılan eserlerdir.
D — Sefaretname, Osmanlı Devleti’nin yabancı memleketlere göndermiş olduğu elçilerin İstanbul’dan başlayarak yaşadıklarını, o ülke ile ilgili izlenimlerini ve yabancı devlet adamları ile yaptıkları görüşmeleri aktardıkları raporlara verilen isimdir.
E — Tezkire ise biyografi ile benzerlik gösteren bir türdür. Tezkirelerin önemli bir kısmı da divan şairleri hakkında yazılan şuara tezkireleridir.
Cevap B

👉 Surname


Divan edebiyatında öyküleyici niteliğe sahip eserler üzerine çalışmalar yaparken şairlerin özellikle bir nazım şekline ağırlık verdiğini fark ettim. Bu nedenle söz konusu nazım şeklinde eserler veren şairlere odaklandım. Araştırmama öncelikle bu nazım şekliyle kaleme alınan ve Türk edebiyatındaki ilk siyasetname örneği olan eserle başladım. Sonrasında ise Anadolu sahasındaki Türk edebiyatına yönelerek Âşık Paşa, Nâbi ve Şeyh Galip’in bu nazım şekliyle kaleme aldığı eserlerini inceledim. Bununla birlikte hamse sahibi şairlerden bahsetmeyi de ihmal etmedim. Araştırmanın kapsamlı olabilmesi için Türk edebiyatındaki birçok şairi etkileyen farklı eserlere bakmam gerekiyordu. Bu nedenle Doğu edebiyatının Türk edebiyatına ilham veren eserlerini de araştırmama kattım.
47. Bu araştırmayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2023)
A) Odaklanılan nazım şekli Türk edebiyatına İran edebiyatından geçmiştir.
B) Araştırmada Lâmî Çelebi ve Ali Şir Nevâi gibi hamse sahibi şairlerden söz edilmiştir.
C) Araştırmanın başında incelenen eser Yusuf Has Hâcip tarafından kaleme alınmıştır.
D) Anadolu sahası Türk şairleri arasında İskendername’yi yazan şaire yer verilmiştir.
E) Şehname ve Mantıku’t Tayr gibi klasikler araştırmaya dâhil edilmiştir.


Çözüm

Baştan söyleyelim ki bu bir paragraf sorusu değil.
A — İlk cümlede “öyküleyici niteliğe sahip” diyor ki bu bizi mesnevi nazım şekline götürüyor. Bu nazım şekli edebiyatımıza İran’dan geçmiştir.
B — Parçada hamse sahibi şairlerden söz edildiği söylenmiş ki Lami Çelebi ve Ali Şir Nevai hamse sahibidir.
C — Edebiyatımızdaki ilk siyasetname örneği Yusuf Has Hacip’in kaleme aldığı Kutadgu Bilig’tir.
D — İskendername’nin yazarı Ahmedi’dir ancak parçada bizi Ahmedi’ye götürecek bir ifadeye yer verilmemiştir.
E — Firdevsi tarafından yazıya geçirilen Şehname ile Feridüddin Attar tarafından yazılan Mantıku’t Tayr, Türk edebiyatına ilham veren eserlerin en önemlileridir. Son iki cümlede eser ismi verilmese de bu iki eserin araştırmaya dâhil edildiği açıktır.
Cevap D


Sevgioğulları kabilesinden bir kız ve bir erkek çocuk; aynı okula gider, arkadaş olur ve birbirlerini severler. Kabile büyükleri, ikisinin evlenebilmesi için bir şart koşar: Erkek kahraman, Kalp ülkesine gidecek ve orada kimyayı bulup getirecektir. Kahraman, yolda türlü zorluklarla karşılaşır; kuyuya düşer, bir dev tarafından hapsolunur, sonrasında bir cadının eline düşer ve Çin padişahının kızı tarafından kandırılır. Bütün bu zorluklardan onu kurtaran Sühan adlı bir ihtiyardır. Kalp ülkesine ulaştıklarında Sühan, ona gizli sırrı açıklar ve o da anlar ki aradığı şey kendi içindedir, ondan ayrı değildir.
48. Bu parçada söz edilen eser aşağıdakilerden hangisidir? (2023)
A) Leylâ vü Mecnûn
B) Hüsn ü Aşk
C) Hüsrev ü Şîrîn
D) Cemşîd ü Hurşîd
E) Şem ü Pervâne


Çözüm

Parçada sözü edilen eser, Şeyh Galip’in fantastik, alegorik mesnevisi Hüsn ü Aşk’tır. Eserdeki kahramanlar, nesneler ve tüm mekânlar tasavvufî birer semboldür. Eser, tasavvuf yoluna giren kişinin manevi yolculuğunu anlatır.

Cevap B


Bağdat’ın fethi sırasında tanıştığı —-, Leylâ vü Mecnûn mesnevisini yazması konusunda Fuzûli’yi teşvik etmiştir. Bu önemli rolüyle birlikte şair, Türk edebiyatındaki asıl ayrıcalıklı konumunu hamse sahibi olmasıyla kazanmıştır. Hamsesinde Yûsuf u Züleyhâ mesnevisiyle klasik bir çizgide ilerlerken Şâh u Gedâ ile özgün konulara yönelmiştir.
49. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki şairlerden hangisi getirilmelidir? (2023)
A) Hayâli Bey
B) Bâki
C) Taşlıcalı Yahya
D) Şeyhi
E) Ahmedi


Çözüm

Parçada sözü edilen şair, Fuzuli ile tanıştığına göre 16. yüzyılda yaşamıştır. Bu nedenle D ve E şıklarını eleyebiliriz. Baki ve Hayali de mesnevi türünde eser vermediğine göre geriye tek seçenek kalıyor o da Taşlıcalı Yahya. Tabii parçada verilen iki eserin kime ait olduğunu biliyorsanız bunların hiçbirini düşünmeye gerek yok. Bu arada sayılan şairlerden sadece Taşlıcalı Yahya’nın hamse sahibi olduğunu da hatırlatalım.
Cevap C

Konu Anlatımı İndir 👇

Sözcük Türleri Karma Test 8 Çözümlü

Şubat 13, 2023 Okuma süresi: 2 dakika

(I) Adam konuşurken (II) kuş ona baktı, (III) ipi kollayamayacak kadar (IV) yorgundu. Zayıf ayakları ile (V) sımsıkı tutunduğu ipte dengesini bulmaya çalışıyordu. 

1. Parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm

"Sımsıkı" sözcüğü cümlede eylemsiyi durum yönünden belirttiği için zarf yani belirteçtir. Diğer sözcüklerin sözcük türü ise isimdir. IV'teki "yorgundu" sözcüğünün ek eylem alarak yüklem görevinde kullanılması sözcüğün türünü değiştirmez. Sözcük burada isim olarak kullanılmıştır.
Cevap E


Devamını okuyayım »


Cover Image

Ses, Yazım, Noktalama Konu Testi 3 Çözümlü

Şubat 4, 2023 Okuma süresi: 22 dakika
Bu kurtuluş hakkın bir mucizesi 

Yüce Türk milleti yaşayacaktır 

Haktan ayrı değil Türklüğün sesi
Onun her emeli, arzusu haktır
1. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü düşmesi
B) Ünsüz türemesi
C) Ünlü değişimi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ünsüz yumuşaması


Çözüm

Ünlü düşmesi — ayır- > ayr-ı
Ünsüz türemesi — hak > hakk-ın
Ünlü değişimine örnek yok.
Ünsüz benzeşmesi — hak-tan (-den)
Ünsüz yumuşaması (yumuşaması) — Türklük > Türklüğ-ün
Cevap C

(I) Herkes bir başka telden çalıyor. (II) Her kafadan bir ayrı ses çıkıyor. (III) Bunun sonucu yazınımızı toy, güçsüz, kof değerler kaplıyor. (IV) Gerçek değerler asıl yeniler gölgeleniyor, seçilmez oluyor. (V) Bir tek güzel şiir bulmak için yüzlerce deneme okumak zorunda kalıyoruz.
2. Parçada numaralanmış yerlerin hangisinde ünlü daralması vardır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm

kapla– > kaplıyor
Cevap C


Ellerimin üstü mor damarlarla kaplıydı. Gözlerimin akıyla rengi karışıp gitmişti. Boynum hemen iki omuzlarımın arasında gömük başlıyor ve bitiyordu. Çenemin eski keskin çizgisi yoktu.
3. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ses düşmesi
B) Ünlü daralması
C) 
Ünsüz değişimi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) 
Ünsüz türemesi


Çözüm

Ses düşmesi — boyun > boyn-um
Ünlü daralması — başla– > başlı-yor
Ünsüz değişimi — renk > reng-i
Ünsüz benzeşmesi — gitmişti, yoktu
Ünsüz türemesine örnek yok.
Cevap E


Gümbür gümbür top sesleri uğulduyor derinden
Yurdun yeşil ipeklerle örtülü yerlerinden
Yayılıyor ufkumuza barut kokan dumanlar
Dökülüyor ırmaklara ateş renginde kanlar
4. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşamasına aykırılık
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünlü daralması
D) Ünlü düşmesi
E) Ünsüz yumuşaması


Çözüm

Ünsüz yumuşamasına aykırılık — kok-an (süreksiz sert ünsüzlerle biten sözcüklere ünlü ile başlayan bir ek geldiğinde her zaman ünsüz yumuşaması meydana gelmez.)
Ünsüz benzeşmesine örnek yok.
Ünlü daralması — uğulda- > uğuldu-yor
Ünlü düşmesi — ufuk > ufk-umuz
Ünsüz yumuşaması — yurt > yurd-un, renginde
Cevap B


(I) 19. yüzyıldan farklı olarak günümüz insanı; evinin duvarlarına, fabrikada aynı anda milyonlarca tuvale basılmış bir röprodüksiyon resim asabilmektedir. (II) Oysaki bir zamanlar, bir tabloyu tamamlamak için günün aynı saatini bekleyen ve buna günlerini harcayan ressamlar yaşamıştı. (III) Artık, insanlar evlerinden çıkıp konser salonlarına koşmamaktadır; belki de televizyondaki bir dizi, yarışma ya da futbol maçı onları cezbetmektedir. (IV) İstenilen müziği, besteciyi dinlemek için interneti kullanmakta yeterlidir. (V) Oysa bir zamanlar, bestecilerin yeni eserlerini ilk seslendirişini kaçırmamak için salonları dolduran müziksever insanlar yaşamıştı.
5. Parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm

IV — İstenilen müziği, besteciyi dinlemek için interneti kullanmak da yeterlidir.
Cevap D


6. Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Bilindik bir manzara görünür Erzurum Ovası’nda.
B) Topkapı Sarayı, 1853’te büyük ölçüde terk edilmiştir.
C) Van Gölü, yaklaşık 530 km kıyı uzunluğuna sahiptir.
D) Tören, 21 Şubat 1937 Pazar günü başlayacaktı.
E) Kanun teklifimiz öğleden sonra Meclis’e sunulacak.


Çözüm

Meclis’e — TBMM kastedildiği için “Meclis” sözcüğünün büyük harfle başlaması doğru ancak sözcüğe gelen ekin kesme işaretiyle ayrılması yanlış. Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz.

Cevap E


(I) İslamiyet’ten önce bahar mevsiminde yapılan törenlerde önemli bir yeri olan “su” ve “ağaç” kültü varlığını (II) Hıdırellez ile sürdürmüştür. (III) Türklerin çok eski bir geleneği olan (IV) Bahar Bayramı kutlamaları Anadolu’da (V) İslami inançlarla birleşerek zenginleşmiş ve anlamlı bir hâle gelmiştir.
7. Parçadaki altı çizili sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar. Ancak “bahar bayramı” bu kapsamda değil.

Cevap D


8. Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Bizim çocuk da gitgide dayısına benziyor.
B) Anavatan bu şehitlere gözyaşı dökmektedir.
C) Merdiven altı imalathanelere göz açtırmadık.
D) Bu gelgitlerden aslında o da sıkılmıştı.
E) Biraz hoşbeş ettikten sonra yemeğe geçtik.


Çözüm

B şıkkındaki “ana vatan” sözcüğü ayrı yazılmalıydı.
Cevap B


9. Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) 
Gelecek vaadeden bir futbolcuydu.
B) Onun hak ettiği ceza bu değildi.
C) 
Artık vazgeçmek mümkün değildi.
D) Bunu sizin takdirinize arz ediyorum.
E) Bizim için kötü sözler sarf etmiş.


Çözüm

“Vaat” sözcüğü “etmek” yardımcı eylemini aldığında ikinci “a” düşer.
> vadetmek

Cevap A


10. Aşağıdakilerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) İlerde tahta bir mankene geçirilmiş kırmızı çuhadan bir ceket duruyordu.
B) Hristiyan dünyasında şeytan en önemli korku figürlerinden biridir.
C) Aziz Nicolas günümüzde Kaş ismini alan Demre ilçesinde yaşamıştır.
D) Gözlük camları iki bin yıl önce Çinliler tarafından geliştirilmiştir.
E) Hüseyin Rahmi de kimi romanlarında doğaüstü varlıklara yer vermiştir.


Çözüm

İçeri, dışarı, ileri, şura, bura, ora, yukarı, aşağı gibi yer-yön bildiren sözcükler ek aldıklarında sonlarında bulunan ünlüler düşmez: ileride
Cevap A


Ülkemizde televizyon izlenme oranlarına baktığımızda dünya ölçeğinde (I) hatırı sayılır rakamlarla karşılaşılmaktadır. (II) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının (III) Nisan 2013’de (IV) on iki bin aile üzerinde yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de % 91,9 oranında (V) TV izlenmektedir.
11. Parçadaki altı çizili yerlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm

“2013’de” değil “2013’te” olmalıydı.
Cevap C


(I) Birçok ülkenin anayasası kadın-erkek eşitliğini kabul etti. (II) Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen kadınlar erkeklerle gerçek anlamda eşit olamadılar. (III) Kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin devam ettiği alanlardan biri de eğitim alanıdır. (IV) Eğitim kurumlarında kadınlar erkeklerle kıyaslandığında okul müdürlüğü gibi mevkilere ve üst düzey yöneticilik pozisyonlarına terfi etme şansına daha az sahip oldukları görülmektedir. (V) Bundan dolayı yönetici pozisyonunda olan kadınların sayısı işgücüne katılan kadınlara oranla çok azdır.
12. Parçadaki numaralanmış yerlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm

V. cümledeki “iş gücüne” sözcüğü ayrı yazılmalıydı.
Cevap E


Amerikan futbolu (I) üst düzey dayanıklılık (II) kuvvet (III) esneklik (IV) sürat (V) çeviklik ve strateji gibi sportif performans ve kontrol gerektiren bir takım ve temas sporudur.
13. Numaralanmış yerlerin hangisine farklı bir noktalama işareti getirilmelidir?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


Cümlede özneden (Amerikan futbolu) sonra aralarında virgül bulunan eş değer ögeler sıralanmış, bu nedenle özneden sonra noktalı virgül kullanmak gerekir.
Cevap A

Sait Faik’i öykü yazmaya iten nedenlerden biri de meraktır. O, insanların yaşadığı yerleri merak eder ve sıradan insanların öykülerini yazar. Yazdığı öyküleri beğendiği zaman kendine kızar, beğenmediğinde üzülür. Yani kendi eserleri üzerine düşünceleri ilk bakışta karışık gibi görünse de o hep iyiye ulaşma adına eserlerini hem beğenir, hem de yerer. Bunun yanı sıra öyküye başlarken yapılan, yararı olmayan söz kalabalıklarından nefret eder ve gereksiz bulur.

14. Parçada virgülün kullanımıyla ilgili yapılan yanlışlık aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak virgül kullanılmaz.
B) Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmaz.
C) Şart ekinden sonra virgül konmaz.
D) İşaret sıfatlarından sonra virgül kullanılmaz.
E) Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.


Çözüm


“Hem…hem” tekrarlı bir bağlaçtır ve tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.
Cevap E
I. Bu soru, panelde Türk Dil Kurumu Başkanı’na da soruldu.
II. Dükkânı arayıp 100 m²’ye ne kadar beton gider diye sormuş.
III. Karac’oğlan der inşallah görenler desin maşallah
IV. Bu sabah 3 km’lik bağlantı yolu için asfalt çalışması başlatıldı.
V. Başvuruların onaylanması için 26 Ağustos’a kadar süre verildi.
15. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde kesme işaretinin (‘) kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


Sonunda nokta ya da üs işareti bulunan kısaltmalara getirilen ekler kesmeyle ayrılmaz: 100 m²ye
Cevap B

16. Aşağıdakilerin hangisinde virgül (,) farklı bir görevle kullanılmıştır?
A) Sanat, özellikle de edebiyat, insanın ikinci doğası olan kültür dünyasında yaşanan çıkmazlara işaret etmek gibi temel bir işleve sahiptir.
B) Makale; sanat, edebiyat, bilim, siyaset ve toplumu ilgilendiren her konuda yazılabilir.
C) Bir belge; ait olduğu dönemin siyasi, sosyal, kültürel, sanatsal gerçekleriyle bağdaşmıyorsa belgenin doğru olması bile bir anlam taşımaz.
D) Karaların %24’ünü oluşturan ve dünya nüfusunun %10’unun yaşadığı dağlar; su, enerji ve biyoçeşitlilik açısından önemli kaynaklardır.
E) Kurt; çevik, hareketli ve güçlü bir hayvan olduğu için Türk’ün hayat ve savaş gücünün bir simgesi olarak belirtilmiştir.


Çözüm


A şıkkında virgül, ara sözü ayırmak için ara sözün başına ve sonuna konmuş. Diğer şıklarda ise birbiri ardınca sıralanan eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasına konmuş.
Cevap A


Edebiyat, özellikle de roman, topluma tutulmuş bir ayna gibidir. 19. yüzyıl Rus edebiyatı, dünya çapında üne kavuşmuş büyük Rus yazarların asrıdır. Bu asırda Puşkin, Gogol, Dostoyevski, Turgenyev, Çernişevski, Tolstoy gibi büyük Rus yazarlar yaşamıştır. 19. yüzyıl Rus edebiyatının zirveleri sayılan bu isimler toplumsal sorunlara da duyarsız kalmamış, eserlerinde Rus toplumun yaşamış olduğu modernleşme sürecini de yorumlamıştır.
17. Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek yoktur?
A) Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasına konur.
B) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
C) Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.
D) Cümle içinde ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başına ve sonuna konur.
E) Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan sözcükler arasına ko­nur.


Çözüm

A — Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarının arasına konur: …Puşkin, Gogol, Dostoyevski, Turgenyev, Çernişevski, Tolstoy
B — Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: 19. yüzyıl… kalmamış, eserlerinde… sürecini de yorumlamıştır.
C — Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur: 19. yüzyıl Rus edebiyatı, dünya… asrıdır.
D — Cümle içinde ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başına ve sonuna konur: Edebiyat, özellikle de roman, topluma tutulmuş bir ayna gibidir.
Cevap E


Sözcükte Yapı Konu Testi 6

Ocak 24, 2023 Okuma süresi: ~1 dakika

Kökteş kökler hem isim hem de fiil kökü olarak kullanılabilen köklerdir. Bu tür kökler, kullanıldıkları yere göre isim ya da fiil köküdür. 

1. Buna göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü eylem kökü olarak kullanılmıştır? 
A) Bir güven ortamı yaratamadık.
B) Yufkalar oldukça kuruydu.
C) Su kattık meğer yağlı boyaymış.
D) Ayağımdaki şiş henüz inmedi.
E) Eskimiş çoraplarınızı atmayın.

Devamını okuyayım »


Ses Olayları Konu Testi 6 Çözümlü

Eylül 10, 2022 Okuma süresi: 12 dakika
Ünsüz yumuşamasına örnek yok.
Ünsüz türemesi — yepyeni
Ünsüz benzeşmesi — konuş-tu-n / garip-ti-n
Ünlü daralması — hatırlı-yor-dum (hatırla-)
Ünsüz yumuşamasına aykırılık — ıslat-an
Cevap A

I. Bir merhamettir yanan daracık odaların isli lambalarında.
II. Ağrıyan başlarını dinlendirmek için yalnız altı saatleri vardı.
III. Art arda gelen iki bereket yılı da işleri büsbütün hızlandırmıştı.
IV. Romanda olaylar kronolojik olarak ilerlemektedir.
V. Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar.
4. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerdeki altı çizili sözcüklerden hangi ikisinde ses düşmesi yoktur?
A) I ve III  B) I ve IV  C) II ve V  D) III ve V  E) II ve IV

Çözümü

I — ses düşmesi (ünlü ya da ünsüz düşmesi) yok.
II — yalnız (yalın-ız)
III — ses düşmesi (
ünlü ya da ünsüz düşmesi) yok.
IV — ilerlemektir (ileri-le)
V — beyni (beyin-i)
Cevap A

Her sabah, kocaman bir kartal kanatlarını açarak (I) süzülüyor ve gelip Prometheus’un ciğerlerini (II) yiyordu. Bu müthiş hayvan sivri tırnaklarını insafsızca onun göğsüne (III) batırıyor ve korkunç gagası ile ciğerini (IV) didikliyordu. Akşama kadar onun yediği ciğer, gece sabaha kadar yeniden bitiyor, çoğalıyor, eski haline (V) geliyordu.
5. Parçadaki numaralanmış yerlerin hangi ikisinde ünlü daralması vardır?
A) I ve IV   B) I ve V   C) II ve IV   D) II ve III   E) III ve V

Çözümü

II — yi-yor-du (ye-yor)
IV — didik-li-yor-du (didik-le)
Cevap C

Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum
Sen bana en son kalan, ben senin en son kulun
Bu akşam artık seni anmayan İstanbul’un
Bomboş bir camisinde uyumak istiyorum
6. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü daralması
B) Ünlü değişimi
C) Ünsüz benzeşmesi
D) Ünsüz türemesi
E) Ünsüz değişimi

Çözümü

Ünlü daralması — isti-yor-um (iste-yor-um)
Ünlü değişimi — ban-a (ben-e)
Ünsüz benzeşmesi — şura-cık-ta (şuracık-da)
Ünsüz türemesi — Rabbim (Rab)
Ünsüz değişimine örnek yok.
Cevap E

Özel hukukta taraflar özgür iradeleriyle işlemin içeriğini belirleme hakkına sahiptir.
7. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Dudak ünsüzlerinin benzeşmesi
C) Ünsüz türemesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Kaynaştırma ünsüzü

Çözümü

Ünsüz yumuşaması — içeriğine (içerik-ine)
Dudak ünsüzlerinin benzeşmesine örnek yok.
Ünsüz türemesi — hakkına (hak)
Ünsüz benzeşmesi — hukuk-ta / sahip-tir
Kaynaştırma ünsüzü — içeriğ-i-n-e
Cevap B

Bir sırrı sürüklüyor, terlikler tıpır tıpır
İzbe sofalarında, izbe sofalarında
Kulak verin ki zaman tahtayı kemiriyor
Tavan aralarında, tavan aralarında
8. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü uyumlarına aykırı ek
B) Ulama
C) Ünsüz türemesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ünlü daralması

Çözümü

Ünlü uyumlarına aykırı ek — kemir-iyor
Ulama — tavan_aralarında
Ünsüz türemesi — sırrı (sır)
Ünsüz benzeşmesine örnek yok.
Ünlü daralması — sürüklü-yor (sürükle-yor)
Cevap D

9. Aşağıdakilerin hangisinde ünlü düşmesi yoktur?
A) Tavuklar yumurtlamışsa ıspanaklı yumurta yaparım.
B) Komşunun gelini sabahtan akşama sızlanıp duruyordu.
C) Yengem havluyu koklarken anneme yakalanmış.
D) Tercüme ilerledikçe tuhaflıklar rahatsız etmeye başladı.
E) Meğer gözümüze baka baka bize yalan söylüyormuş.

Çözümü

A — Yumurtlamışsa → yumurta-la
B —Sızlanıp → sızı-la-n-ıp
C — Koklarken → koku-la-r-ken
D — İlerledikçe → ileri-le-dikçe
E’de ünlü düşmesine örnek yok.
Cevap E

Derin ve gerçek bir duygu olan yalnızlık, insanın doğasında olan bir histir ve herkes hayatı boyunca bu hissi en az bir kere yakından yaşar.
10. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Ünlü düşmesi
B) Ünsüz yumuşamasına aykırılık
C) Ünsüz benzeşmesi
D) Ünsüz yumuşaması
E) Ünsüz türemesi

Çözümü

Ünlü düşmesi — yalnızlık (yalın-ız)
Ünsüz yumuşamasına aykırılık — hayat
Ünsüz benzeşmesi — his-tir
Ünsüz yumuşamasına örnek yok.
Ünsüz türemesi — hissi (his)
Cevap D

Trenler,(I) yalnızca ülkemizde değil (II) çoğu toplumlarda, modern yaşamın ve idealinin sembolü olmuştur. İnsanın (III) biricik yaşamını önemseyen, (IV) çevresel duyarlığı hayata geçirebilmiş çoğu toplumlar için hâlâ önemli bir ulaşım (V) aracıdır.
11. Parçadaki altı çizili sözcüklerdeki ses olayları eşleştirilse hangisi dışarıda kalır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Çözümü

Ünlü düşmesi — yalnızca (yalın-ız) / çevresel (çevir-e)
Ünsüz yumuşaması — çoğu (çok-u) / aracıdır (araç-ı-dır)
Cevap C

Niçin küçülüyor eşya uzakta
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl
Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta
Sonum varmış, onu öğrensem asıl
12. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünsüz türemesi
B) Aşınma
C) Ünsüz benzeşmesi
D) Ünsüz düşmesi
E) Kaynaştırma ünsüzü

Çözümü

Ünsüz türemesine örnek yok.
Aşınma — niçin (ne için) / nasıl (ne asıl)
Ünsüz benzeşmesi — uzak-ta
Ünsüz düşmesi — küçülüyor (küçük)
Kaynaştırma ünsüzü — o-n-u
Cevap A

13. Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz türemesine örnek yoktur?
A) Hastaneden tıbbi bir açıklama bekliyoruz.
B) Bu iş zannettiğimden daha uzun sürebilir.
C) Bizimki yine sırra kadem basmış.
D) Ceddine rahmet deyip bardağı masaya koydu.
E) Üç saatte ancak bu kadar toplayabildik.

Çözümü

tıp > tıbbi
zan > zannetiğimden
sır > sırra
cet > ceddine
E’de ünsüz türemesine örnek yok.
Cevap E

Yedi yıldır uğradım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni
14. Dörtlükte ünsüz yumuşamasına uğramış kaç sözcük vardır?
A) 3   B) 4   C) 5   D) 6   E) 7

Çözümü


Cover Image

TYT Türkçe Tarama Testi 4 Çözümlü

Mart 12, 2022 Okuma süresi: 22 dakika
Atasözleri genel olarak mecaz anlamlıdır ancak mecaz anlam içermeyen atasözlerimiz de vardır. 
1. Aşağıdaki atasözlerinin hangisi bu duruma örnek olamaz 

A) Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır.
B) Bugünkü işini yarına bırakma.
C) İki çıplak bir hamama yakışır.
D) Dost ile ye, iç; alışveriş etme.
E) Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.


Çözüm


Her ne kadar “mecaz anlam” atasözleri için belirleyici bir özellik olarak görülse de mecaz anlam içermeyen atasözlerimiz de vardır. A, B, D ve E şıklarındaki atasözleri mecaz anlam içermez. Ancak “İki çıplak bir hamama yakışır.” atasözü mecaz anlamdır. Bu sözle asıl kastedilen evlenecek bir çiftin ikisinin de yoksul olması (çıplak) durumunda evliliğin sıkıntılı geçeceğini, mutlu olmalarının ve geçinebilmelerinin zor olduğu ifade edilmektedir.

Cevap C

Tanzimat yazarlarına göre; ailenin oluşumunda ayıp ve günah kavramları ile yoğun bir baskı altında tutulan gençler, baba veya annenin (I) güdümünde (idaresinde) silik birer (II) şahsiyet (kişilik) olmaktan öteye gidemezler. Kendi problemlerini anlatmak ve tartışmak bir yana, bunları (III) ima etmekten (ifade etmekten) bile korkan çocuklar, aile içinde pasif bir rol üstlenmişlerdir. Dolayısıyla gençler arasında meydana gelen duygusal ilişkilerin büyük bir kısmı (IV) trajik (acıklı) şekilde son bulur. Halbuki ailenin dolayısıyla toplumun, sağlıklı oluşabilmesinin ilk şartı gençlerin (V) ebeveynlerinin (anne ve babalarının) zoruyla ve baskısıyla değil sevdikleriyle evlenmeleridir.
2. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


İma etmek; dolaylı / üstü kapalı anlatmak demektir.
Cevap C


Ahlak, toplum yaşamı içerisinde hazır bulunan norm ve kuralların bütünü olarak toplum yaşamındaki düzeni sağlamak amacıyla benimsenen ilkeler olmuştur. Bu açıdan bakıldığında yerel, tarihsel ve olgusal bir şeydir. Etik ise yerel ahlaktan beslenerek, hazır bulduğu normlarla yetinmeyerek bu normları tartışarak sorgulayan evrensel bir duruştur.
3. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi 

söylenemez?
A) Açıklama yapılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) Örneklemeden yararlanılmıştır.
D) Çıkarımda bulunulmuştur.
E) Tanımlama yapılmıştır.


Çözüm

Açıklama yöntemi, herhangi bir konuda bilgi vermek ya da bir şey öğretmek amacıyla kullanılır. Parçanın tamamı bir açıklama paragrafıdır. Burada konu tanımlarla ve karşılaştırma yoluyla açıklanmış.
Parçada “ahlak” ve “etik” kavramları karşılaştırılmış.
Her iki kavramın da parçada tanımları verilmiştir.
Parçanın ikinci cümlesinde birinci cümledeki tanımdan yola çıkılarak bir çıkarımda bulunulmuştur.
Parçada örneklemeye yer verilmemiştir.
Cevap C


Trafik problemi; ekonomik gelişmişlik, ahlaki değerler, insani tutum ve davranışlarla açıklanabilir bir konudur. Bu problem, her koşulda daha çok teknoloji kullanılarak çözümlenebilir.
4. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sıfat-fiil
B) Etken eylem
C) Yeterlik eylemi
D) Fiilden türemiş isim
E) Belirtisiz ad tamlaması


Çözüm


Sıfat-fiil — açıklanabilir (bir konu)
Etken eyleme örnek yok.
Yeterlik eylemi — 
çözümlenebilir
Fiilden türemiş isim — tut (mak) > tut-um
Belirtisiz ad tamlaması — t
rafik problemi

Cevap B


(I) Yağlıboya resimleri yer yer dökülmüş, kocaman bir yağ kutusundan yarı canlı çıkardığı semiz bir (II) Çingene palamudunu alışkın ellerle kesip biçtikten sonra, hayvanın (III) bağırsaklarını filan alesta bekleşen kedilere atıp dilimleri kanlı elleriyle ızgaraya dizince günün (IV) alaca karanlığına kuvvetli, sıcak bir cızırtı (V) yayılıverdi.
5. Numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


“Yağlı boya” ayrı yazılır.
Cevap A

6. Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) farklı bir görevle kullanılmıştır?
A) Türkiye; Çin, Hindistan ve ABD ile birlikte dünyada en çok sebze üreten ülkeler arasındadır.
B) Kavram olarak Tanzimat; Türk siyasi, idari, iktisadi ve sosyal hayatında topyekûn bir değişmeyi ve yeniden yapılanmayı ifade eder.
C) Yenileşme döneminin Osmanlı aydını; düşünen, eleştiren, yöneticilere sesini duyurabilen kimsedir.
D) Sanayileşme, şehirleşme ve teknolojik gelişmeler; diğer kurumları olduğu gibi aile kurumunu da etkilemiştir.
E) Her gün tıraş oluyor; tertemiz fırçalanmış elbiseler, kendi elimle ütülenmiş gömlekler giyiyordum.


Çözüm


İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir. A, B, C ve D şıklarında noktalı virgül (;) öznelerden sonra kullanılmış. Ancak E’de noktalı virgül (;) iki cümleyi birbirinden ayırmış.
Cevap E


Yaş ilerliyor… Artık geçti bizden;
Kişi ev bark edinmeli vakitken,
Gün gelince biz değil miyiz ölen?
Cenazemiz yerde kalmasın dostlar
7. Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü düşmesi
B) İkileme
C) Yer-yön zarfı
D) Ünsüz yumuşaması
E) Ek eylem


Çözüm


Ünlü düşmesi — ileri > ilerle
İkileme — ev bark
Yer-yön zarfına örnek yok.
Ünsüz yumuşaması — edinmeli (et-)
Ek eylem — biz değil miyiz (ek eylemin geniş zamanı / olumsuz)
Cevap C


Ne vakitten beridir burada oturmuşuz
Dünden hatta bugünden bile yok haberimiz
Yaşamanın en güzel noktasında durmuşuz
Bir huzur ahengine dalmış gönüllerimiz
8. Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Zaman zarfı
B) Ünsüz yumuşaması
C) Üstünlük zarfı
D) İşaret adılı
E) Belirtisiz ad tamlaması


Çözüm


Zaman zarfına örnek yok. Dizelerde “dünden” ve “bugünden” sözcükleri isim olarak kullanılmış.
Ünsüz yumuşaması — ahenk > ahengi
Üstünlük zarfı — en
İşaret adılı — burada
Belirtisiz ad tamlaması — huzur ahengi
Cevap A

Kimdin sen, karşımızdaki ev
Sarı ampul söner on bire doğru
Eğilirdim, havasız sokak
Camlar kararırdı
Bitmezdi makinede dikişin
Kimdin sen, bitişik komşu
Üç yavrunla kalmışsın
Bir tanıdık söylemişti
9. Bu dizelerde iyelik eki alan kaç sözcük vardır?
A) 2   B) 3   C) 4   D) 5   E) 6


Çözüm


İyelik eki alan sözcükler: karşımızdaki, dikişin, yavrun
Cevap B

(I) Neydi bu? (II) Kulakları mı uğulduyordu? (III) Yoksa dışarının, başkalarının bir çağrısı mıydı? (IV) Yüzünü buruşturdu. (V) Sağdı daha, her şey elindeydi.
10. Numaralanmış yerlerin hangisinde ek eylem yoktur?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


Neydi > Ek eylemin görülen geçmiş zamanı
uğulduyordu > hikaye birleşik zaman
çağrısı mıydı > Ek eylemin görülen geçmiş zamanı
IV. cümlede ek eylem yok, “buruşturmak” eylemi tek kip eki almış.
elindeydi > Ek eylemin görülen geçmiş zamanı
Cevap D


Kimi günler evdeydim
Masada kâğıtlara kapanarak
Ne de çok çocuk
Sesleriyle dolardı sokak
11. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belgisiz sıfat
B) Birleşik zamanlı eylem
C) İyelik eki
D) Geçişli eylem
E) Zarf-fiil


Çözüm


Belgisiz sıfat — kimi (günler)
Birleşik zamanlı eylem — dol-ar-dı (geniş zamanın hikayesi)
İyelik eki — çocuk sesler-i
Geçişli eyleme örnek yok.
Zarf-fiil — kapanarak
Cevap D

(I) Asya fillerinin öğrenme kabiliyeti öbür hayvanların çoğunluğundan fazladır. (II) Terbiye edilmiş Asya filleri, hiç durmadan öğrenmeye devam eder. (III) Filler otuzdan fazla emri rahatlıkla öğrenebilir. (IV) Fil, ormandan geçerken binicisine dalların çarpabileceğini daima göz önünde tutar. (V) Yolun üzerindeki küçük dalları hortumuyla çeker, büyük ağaçların alçaktaki ağır dallarının da etrafından dolaşır.
12. Numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yapılmıştır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.


Çözüm


“Çoğunluğu” sözcüğü cümle için uygun değil.
Doğrusu “çoğundan” olmalıydı.
Cevap A

(I) Çocuk edebiyatında masal, öykü, roman, anı, şiir türünde birçok yapıt var. (II) Peki, çocuk edebiyatında da önemli bir yer tutan şiir nedir? (III) Bu soruya pek çok uzmanlar yanıt aramıştır. (IV) Cahit Sıtkı Tarancı şiir sözcüklerle güzel biçimler kurmak sanatıdır, der. (V) Melih Cevdet Anday ise şiiri tanımlamaya çalışmanın boşuna bir çaba olduğunu düşünür.
13. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu 
vardır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.


Çözüm

Çokluk bildiren belgisiz sıfatların belirtmiş olduğu adın çoğul olması anlatım bozukluğuna neden olur. Cümle şöyle olmalıydı: Bu soruya pek çok uzman yanıt aramıştır.

Cevap C

(I) Sizdendik (II) yalnız biraz okumuş,
İki kadın, bir erkek, iki çocuk
(III) Uykulu, acele bir karı koca
Bizdik (IV) geçen önünüzden başları (V) eğik
14. Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangisi yapıca diğerlerinden farklıdır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


I. sözcük ayrılma durum ekinden sonra ek eylem almış. Yapım eki almadığı için yapıca basittir. Diğer sözcüklerin tamamı türemiş sözcüktür.
II. yalnız < yalın-ız (i.i)
III. uykulu < uyu-ku-lu (f.i / i.i)
IV. geçen < geç-en (Bütün eylemsiler türemiş sözcüktür.)
V. eğik < eğ-ik (f.i)
Cevap A

(I) En güçlü ve değerli ödüllerden biri de sevginin kendisidir. (II) Anne sevgisi sevgiye ilişkin yaşantıların ilkidir. (III) Anne, kendisinin bir parçası ve devamı olarak gördüğü bebeğini karşılık beklemeden sever. (IV) Baba sevgisi güven ve benimsenme gereksinimlerine dayandırılabilir. (V) Kardeş sevgisi birlikte olma gereksiniminin bir başka boyutudur.
15. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinin ögeleri “özne, nesne, zarf tümleci, yüklem” olarak sıralanmıştır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


III. cümle:

sever (yüklem) 

Seven “kim” — Anne (özne)
Anne “neyi” sever — kendisinin bir parçası ve devamı olarak gördüğü bebeğini (nesne)
Anne bebeğini “nasıl” sever — karşılık beklemeden (zarf-tümleci)
Cevap C

16. Aşağıdakilerden hangisi yapıca bağımsız sıralı bir cümledir?
A) Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
B) İnsanları anlatmaya sözcükler yetmez çoğu zaman.
C) Cihanın yurdu hep çiğnense çiğnenmez senin yurdun.
D) Öyle bir bağırdım ki ben bile ürktüm sesimden.
E) Yaşlı kadın buraya kadar geldi, sizi sordu.


Çözüm


Yargı değeri taşıyan en az iki cümlenin oluşturduğu cümle türüdür. Bu tür cümlelerde cümle aralarına virgül ya da noktalı virgül konur. 
A’daki cümlede öge ortaklığı yok bu nedenle bağımsız sıralı bir cümledir.

B — Girişik birleşik cümle
C — Şartlı birleşik cümle
D — Ki’li birleşik cümle
E — Bu cümle de “sıralı” ancak öznesi ortak olduğu için bağımlı sıralı cümledir.
Cevap A


(I) Dil canlı bir varlık olduğu için gelişim ve değişime açıktır. (II) Türkçe de zaman içerisinde hem başka dilleri etkilemiş hem de farklı dillerden etkilenmiştir. (III) Sosyal, siyasi, kültürel, ticari, ekonomik vb. ilişkiler; Türkçenin söz varlığına farklı kökenlere ait kelimelerin girmesine neden olmuştur. (IV) Türkçe, İslamiyet’in kabulüyle Arap ve Fars dillerinin etkisi altına girmiştir. (V) Tanzimat hareketleri, kültür ve edebiyat dünyasında Batı’ya yönelme Fransızca kökenli kelimelerin dile yerleşmesine zemin hazırlamıştır.
17. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede ögeler özne / zarf tümleci / dolayı tümleç / yüklem şekillinde sıralanmıştır.
B) II. cümlede birden fazla yargı vardır.
C) III. cümle yapısına göre girişik birleşik cümledir.
D) IV. cümlede birleşik sıfat kullanılmıştır.
E) V. cümlenin yüklemi anlamca kaynaşmış birleşik eylemdir.


Çözüm


İki ya da daha çok sözcüğün birleşmesinden oluşan sıfatlardır. Bu cümlede birleşik sıfat olmadığı gibi sıfat da yok.
Cevap D

İlgili Sayfalar


Cover Image

Yazım – Noktalama İşaretleri Konu Testi 2 Çözümlü

Şubat 28, 2022 Okuma süresi: 27 dakika
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Uzun zamandır insanüstü bir gayretle çalışıyor.
B) Türkiye’de yeraltı suları üç grupta incelenebilir.
C) Bir akşamüzeri kucağında bir çocukla çıkageldi.
D) Ayakaltında dolaşıyormuşum gibi hissediyorum.
E) Lisansüstü öğrenci ilanlarını takip ediyorum.


Çözüm

İnsanüstü, akşamüzeri, ayakaltında (dolaşmak), lisansüstü → Soyut anlamda kullanılan alt, üst ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
B — yer altı (suları) → Burada “altı” sözcüğü somut yer bildirdiği için ayrı yazılması gerekiyordu. Gizli ve yasa dışı anlamında olsaydı bitişik yazılırdı: yeraltı faaliyet…
Cevap B

2. Aşağıdakilerin hangisinde virgül (,) yanlış kullanılmıştır?
A) İstanbul modern zamanlara kadar, Roma ve Kudüs gibi, yüzyıllarca insanlığın çekim merkezlerinden biri olagelmiştir.
B) II. Meşrutiyet’le birlikte medrese ıslahatına ilişkin tartışmalar yoğunlaşmış, tasarlanan yeni medrese modellerinin uzantısı olarak kütüphaneler gündeme gelmiştir.
C) Bir piyanosu olsa yıllardır içine is gibi sinen, can sıkıntısından sıyrılıp çıkacağını sanırdı.
D) Yaratıcılık; var olan kalıpları yıkmak, başka yaşantılara açık olmak, alışılmışın dışına çıkmak, hayata farklı perspektiflerden bakmaktır.
E) Osmanlı şehri, Osmanlı kültürel değerlerinin mekânda cisimleşmiş halidir.


Çözüm

A — Ara sözü göstermek için ara sözün başında ve sözünde kullanılmış.
B — Sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmış.
C — Bu cümlede virgül yanlış kullanılmıştır. Sıfat (yıllardır içine is gibi sinen) ile isim (can sıkıntısı) arasında virgül kullanılmaz.
D — Eş görevli sözcük grupların arasında kullanılmış.
E — Özneyi göstermek (Osmanlı şehri) için kullanılmış.
Cevap C


3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin sonuna nokta (.) konulamaz?
A) Güvenme varlığa, düşersin darlığa
B) Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık
C) Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile
D) Kabahat da gizli olmalı, ibadet de
E) El kazanı ile aş kaynamaz

Çözüm

A, B, D — Yüklemi ortak kullanılan sıralı cümlelerin sonunda nokta kullanılır.
E — Anlatım tamamlandığı için bu cümlenin de sonuna nokta gelmeli.
C — Burada anlatım tamamlanmamış, bu nedenle cümlenin sonuna üç nokta (…) gelmeli.
Cevap C


4. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işareti (‘) yanlış kullanılmıştır?
A) Bağdat Caddesi’nde trafik kontrolü vardı.
B) Sözleşmeyi Ahmet Bey’den alabilirsiniz.
C) Kitabımız Talim Terbiye Kurulu’na gönderildi.
D) Uçakta 20 kg’dan ağır bagaja izin verilmiyor.
E) Bugünkü çekimler Galata Kulesi’nde yapılacak.


Çözüm

Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: 

Talim Terbiye Kuruluna

Cevap C


5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Burada birçok insan sizin gibi düşünüyor.
B) Şu dünyada hiçbirimiz mutsuz olmak için yaşamıyor.
C) Birkaç dizesi dışında sıradan bir şair olmaktan öteye geçemedi.
D) Ankara deyince aklıma hep o mısra geliyor.
E) Arkadaki iki dansçı ritimi yakalamakta zorluk çekiyor.


Çözüm

“Ritim” sözcüğü ünlü ile başlayan bir ek aldığında ikinci hecesindeki ünlü düşer: ritmi, ritme, ritmim…
Cevap E


(I) Savaşlar, katliamlar, göçler, direnişler ve isyanlar gibi tarih boyunca gerçekleşen pek çok politik ve toplumsal olay sinema anlatılarına yansımıştır. (II) Hem gerçek olaylar hem de bu olaylara gönderme yapan hikâyeler beyazperdeye aktarılmıştır. (III) Sinema için de var olduğu toplumu yansıtabilen etkili bir kitle iletişim aracıdır. (IV) 13 Ağustos 1961’te Berlin şehrinin ortasında inşa edilmeye başlanan duvarla şehrin batı kısmı Doğu Almanya’dan soyutlanmıştır. (V) Yıkıldığı 1989 yılına kadar bir çok dramın yaşanmasına neden olan Berlin Duvarı, ayrıca dünya tarihinde ABD ile SSCB arasındaki soğuk savaşında önemli bir simgesi olmuştur.
6. Parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde birden çok yazım yanlışı vardır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


A’da bir yazım yanlışı yok.
B — “beyaz perde” ayrı yazılmalıydı.
C — Bulunma durumu ola -de ayrı yazılmış: Sinema içinde var olduğu…
D — 1961’de (…altmışbirde) olmalıydı.
E — “birçok” sözcüğü bitişik yazılır. / bağlaç olan “de” bitişik yazılmış: soğuk savaşın da…
Cevap E

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır?
A) Emeklilikte bile hiyerarşi devam ediyordu.
B) Bu tip insanlara karşı alerjisi vardı.
C) Kolektif hareketler insanı düşünmekten kurtarır.
D) 
Kalkıştan on dakika sonra türbilansa girdik.

E) Bu, bizim ailede bir ritüel haline geldi.


Çözüm

“Türbülans” şeklinde yazılmalıydı.
Cevap D


8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Gençliğinde yasadışı bazı işlere bulaşmış.
B) Geçen ay babalarını bir bakımevine yerleştirmişler.
C) Seninki aklı sıra bize bir oyun oynayacaktı.
D) Ailelerle hafta içi bir kez daha görüşeceğiz.
E) Ustabaşı elindeki keseri sallayarak konuşuyordu.


Çözüm

İç, dış ve sıra sözcükleriyle kurulan sözcükler ayrı yazılır: yasa dışı
Cevap A


9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Senin için fark etmediğini ben de biliyorum.
B) Yolda bir çocuğa rastgelirsen ona verirsin.
C) O kadar söyledik ama yine koltukta uyuyakaldı.
D) Burada hiç kimse böyle bir muameleyi hak etmiyor.
E) Tıbbi uygulamaların dışına çıkmayı reddediyordu.

Çözüm

“Rast gelmek” ayrı yazılır.

Cevap B

10. Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen noktalama işaretiyle ilgili değildir?
A) Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur. (kısa çizgi)
B) 

Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur. (soru işareti) 

C) Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur. (iki nokta)
D) Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur. (ünlem)
E) Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur. (nokta)


Çözüm

Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine ünlem değil, üç nokta konur.
Cevap D


11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) O, şiiri her zaman düz yazıdan üstün tutardı.
B) Bu kampanyaya el altından yardım ediyoruz.
C) Burada olağan dışı bir durumla karşılaşmadık.
D) Sonucu kötü bitse de insanoğlu için önemli bir adımdı.
E) Çocuk, tekdüze bir sesle çabuk çabuk okuyordu.


Çözüm


“Düzyazı” bitişik yazılır.
Cevap A


(I) Mars, Uzay çalışmalarının ivme kazandığı 1960’lı yıllardan beri ana hedeflerden biridir. (II) Dünya’ya ortalama 225 milyon km uzaklıktaki Mars’a gönderilen araç sayısı yer yüzüne sadece 384.400 km uzaklıktaki Ay’ın ardından ikinci sıradadır. (III) 1950’li yılların sonundan itibaren Ay’a 95, Mars’a ise yaklaşık 40 uzay aracı gönderilmişdir. (IV) Sovyetler Birliği, 1960’tan başlayarak Mars’ın yörüngesine ve yüzeyine araçlar göndermiş ancak tüm denemelerinde başarısız olmuştur. (V) İlk başarılı yörünge uçuşu 1965’de, Mars yüzeyine ilk başarılı iniş ise 1971 yılında NASA tarafından gerçekleştirilmiştir.
12. Parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Çözüm


I — “Uzay” küçük harfle başlamalıydı.
II — “yeryüzüne” bitişik yazılır.
III — “gönderilmiştir” şeklinde yazılmalıydı: ünsüz benzeşmesi
IV’te yazım hatası yok.
V — 1965’te

Cevap D

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yoktur?
A) Ya bizi öldürecekler, ya biz onları öldüreceğiz.
B) Kemanını, sevgili kemanını, yarı fiyatına satmıştı.
C) Her gün tıraş oluyor; tertemiz elbiseler giyiyordum.
D) Bir piyanosu olsa, canı sıkılmazdı.
E) Arkadaşın bize selam vermeden, arabaya bindi.


Çözüm


A — Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.
B’de bir noktalama yanlışı yok: “Sevgili kemanını” ara söz olduğu için başında ve sonunda virgül kullanılması doğru.
C — Sıralı cümleleri oluşturan cümlelerin kendi içinde virgül yoksa cümleleri birbirinden ayırmak için virgül (,) yeterlidir.
D — Şart kipinden sonra virgül (,) gelmez.
E — Zarf-fiilden sonra virgül (,) gelmez.
Cevap B


(I) Hristiyanlık, (II) Ortaçağ’da kilisesiyle (III) Batı’nın inanç dünyasına damgasını vurmuştur. Ne var ki bu çağda kilise, insanların (IV) yalnızca imanıyla ilgili değildir. Sosyal yaşamın hemen her alanında rol oynar. Bütün bir çağın iktisadi ve sosyal düzeni (V) feodaldir.
14. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.


Çözüm


II — Çağ adları büyük harfle başlar ve ayrı yazılır: İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ
Cevap B


15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Bence o günden bugüne çok yol katettik.
B) Geçmişten bu yana süregelen alışkanlıklar değişiyor.
C) 
Zannettiğim kadar zor bir iş değilmiş.

D) Benimle böyle konuşmaktan seni menederim.
E) Hiçbir çalışan bu hakkından vaz geçmek istemiyor.


Çözüm


Farsça “vaz” ile Türkçe “geçmek” eylemiyle kurulan “vazgeçmek” bitişik yazılır.

Cevap E


16. Aşağıdakilerin hangisinde düzeltme işareti (^) gereksiz kullanılmıştır?
A) Babam kendi âleminde yaşayan bir adamdı.
B) 
Bazı edebî dergilerde yazıları çıkmıştı.

C) Herkes dinî inançlarında özgür olmalıdır.
D) Bir süredir başka bir mekânda sahneye çıkıyor.
E) Bunun bazı ahlakî sonuçları olacağı açıktı.


Çözüm


A — Bayrak anlamındaki “alem” sözcüğü ile karışmaması için kullanılmış: âlem
B ve C — Nispet eki (i), eklendiği sözcüğe “bağlılık, ilgi” anlamları katar. Düzeltme işareti; belirtme durumu ve üçüncü şahıs iyelik ekiyle karışmasını önlemek için de kullanılır: edebi / edebî, dini / dinî
D — Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerini belirtmek için kendilerinden sonra gelen a ve u ünlüleri üzerine konur: mekân
E’de düzeltme işareti gereksiz kullanılmış. Ahlak sözcüğü zaten belirtme ya da iyelik eki alsa “ahlakı” şeklinde yazılacağı için bir karışma durumu yok.

Cevap E


17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) 
İki liderin bugün Mecliste başbaşa görüşmesi bekleniyor. 

B) Bugün Cumhurbaşkanı BM’de bir konuşma yapacak.
C) İstanbul’da km²ye 3 bin 49 kişi düşüyor.
D) Buket Uzuner’in İstanbullular romanı 2007’de yayımlandı. 
E) Edebiyatımız Batı’dan gelen türlerle yeni bir evreye girer.


Çözüm


A — İkilemeler ayrı yazılır: baş başa
C — Sonunda üs işaretli kısaltmalara getirilen ekler kesmeyle ayrılmaz: 
km²ye

E — Medeniyet, kültür anlamında kullanılan “Batı” ve “Doğu” sözcükleri büyük harfle yazılır.
Cevap A

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım ya da noktalama yanlışı yoktur?
A) 
Osmanlı Devleti Ayasofya Camii’ne büyük özen göstermiştir.

B) Fransızlar’ın bu konuda çekimser kalması bekleniyor.
C) ABD’ne ait iki araç keşiflerini sürdürmektedir.
D) Atatürk Bulvarında meydana gelen kazada iki yaralı var.
E) Türk Dil Kurumu Başkanına da bilgi verilmiş.


Çözümü


A’da yazım hatası yok: Camii ya da camisi ikisi de doğru. Yapı ya da anıt adı olduğu için gelen kesme işaretinin ayrılması da doğrudur.
B — Özel isimlere gelen çokluk eki ve sonrasında gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz: Fransızların
C — Büyük harflerle yapılan kısaltmalara gelen ekler kısaltmanın son harfine uyar: ABD’ye
D — Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar. Bunlara gelen ekler de kesme işaretiyle ayrılır: Atatürk Bulvarı’nda
E — “Türk Dil Kurumu Başkanı’na” şeklinde yazılmalıydı.
Cevap A


19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Bu konuda henüz bir ilerleme sağlayamadık.
B) Omuz omuza verince yol mu dayanır?
C) Yukarıda seni bir sürpriz bekliyor.
D) İçerden bilgi sızdığını biliyorduk aslında.

E) Bu gazelin her beyti ayrı güzel.


Çözüm

B — Ünlü düşmesi görülen kimi sözcüklerle oluşturulan ikilemelerde ikinci kelimenin dar ünlüsü düşmez: omuz omuza
D — İçeri, dışarı, ileri, şura, bura, ora, yukarı, aşağı gibi yer-yön bildiren sözcükler ek aldıklarında sonlarında bulunan ünlüler düşmez: “İçeriden” şeklinde yazılmalıydı.
Cevap D

20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A) Türkçe’yi en iyi kullanan yazarlarımızdan biridir.
B) 
Başvurular 24 aralığa kadar devam edecek.

C) Bu şehirde Müslümanlar için birkaç ibadethane var.
D) Neden böyle davrandığını hâlâ anlıyamadım.
E) Bizim evde kentsel dönüşüme dâhil edilecekmiş.


Çözüm


A — Özel isimlere gelen yapım ekleri ve sonrasında gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz: Türkçeyi
B — Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekler kesme işareti ile ayrılır: 24 Aralık’a
C’de yazım yanlışı yok. Özel isimlere gelen çokluk eki (Müslümanlar) kesme işareti ile ayrılmaz.
D — “a, e” ile biten fiil kök veya gövdelerine şimdiki zaman kip eki geldiğinde ünlü daralması meydan gelir. Cümledeki “anlıyamadım” eylemindeki ünlü daralması yazım hatasına neden olmuştur. Doğru yazımı: “anlayamadım”
E — Bağlaç olan “de” bitişik yazılmış: Bizim ev de…
Cevap C

İlgili Sayfalar

Konu Anlatımı İndir 👇


Sözcük Türleri Karma Test 7 Çözümlü

Ocak 20, 2022 Okuma süresi: 19 dakika
Şimdi belleğimde yalnız adı var
Bir de herkesten önce uyanan
Acı fabrika düdüğü
1. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Çekimli eylem
B) Edat
C) Zaman zarfı
D) Belirtisiz isim tamlaması
E) Belgisiz zamir

Çözüm

A — Dizelerde çekimli eylem yok.
B — “yalnız” sözcüğü “sadece” anlamında kullanıldığı için edattır.
C — “şimdi” zaman zarfıdır.
D — “fabrika düdüğü” belirtisiz isim tamlamasıdır.
E — “herkes” belgisiz zamirdir.
Cevap A

Zuhal (I) yoksul bir ailenin çocuğudur. (II) Yaşlı bakıcılığı yapmaktadır. (III) Entelektüel bir kişiliğe sahip değildir fakat kendinden emindir. Okuryazar takımını sahte bulur. Anlatıcı onları (IV) çok ağır bir biçimde ve açıktan eleştirir. (V) Bu satırlar yazarın tipleştirme noktasındaki ustalığını örnekler. 
2. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi isim tamlamasında tamlayanın sıfatıdır?
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Çözüm

isim tamlaması: ailenin çocuğu
yoksul ailenin / çocuğu
Cevap A

I. Hayatımı çoluk çocuk arasında, şen ve mesut geçirecektim.
II. Ağır ağır solup sararmaktan başka bir şeye yaramayacaktı.
III. Kasabada da yalnız yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştı.
IV. Bir insanı açıklamak, birçok insanı açıklamak demektir.
V. Hasan gerçekte durumu pek iyi anlamıyordu.
3. Numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde edat kullanılmıştır?
A) I ve IV   B) II ve III   C) I ve V   D) III ve IV   E) II ve V

Çözüm

II — “-den başka” → Cümleye “dışında, hariç” anlamı katmış.
III — “yalnız” → Cümleye “sadece” anlamı katmış.
Cevap B

Günlerce hasta bir sırtlan sükûnuyla eski meyhanelerde gezdi, tozdu. Evvelden buraları onların çöplüğüydü. Kendinden başka kimse ötemezdi.
4. Parçada aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) Dönüşlülük zamiri
B) Belgisiz zamir
C) İşaret zamiri
D) Kişi zamiri
E) İşaret sıfatı

Çözüm

Dönüşlülük zamiri — kendinden
Belgisiz zamir — kimse
İşaret zamiri — buraları
Kişi zamiri — onların
İşaret sıfatına örnek yok.
Cevap E

İhtiyarın herhangi bir uğraşısı yoktu. Bütün sabah pencerenin önünde oturur ve titizlikle bahçede olup bitenleri seyrederdi.
5. Parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belirtisiz isim tamlaması
B) Adlaşmış sıfat
C) Birleşik eylem
D) Ek eylem
E) Belgisiz sıfat

Çözüm

Belirtisiz isim tamlamasına örnek yok. Parçadaki isim tamlamaları belirtili isim tamlamasıdır (ihtiyarın uğraşısı, 

pencerenin önü).
Adlaşmış sıfat — İhtiyarın (ihtiyar adamın)
Birleşik eylem — seyrederdi
Ek eylem — yok idi (yoktu), seyret-er idi (seyrederdi)
Belgisiz sıfat — bütün (sabah)
Cevap A

(I) Karşıki mescitte hazin hazin (II) akşam ezanı okunuyor, bacasının tepesindeki yuvada leylekler (III) nihayetsiz bir takırtı koparıyorlardı. Uzun meydandan mescide doğru yürüdü. (IV) Bu mütevazı mabede hep fakirler gelirdi. (V) Minaresi sokağa bakan küçük bir pencereydi. Müezzin buradan başını çıkarır, ezan okurdu.
6. Parçadaki altı çizili tamlamalardan hangisi, tür bakımından ötekilerden farklıdır?
A)I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

Çözüm


II — “akşam ezanı” belirtisiz isim tamlamasıdır. 

Diğerleri birer sıfat tamlamasıdır.
Cevap B

Oblomov, evinde hiç yelek giymez, kravat takmazdı; rahat, serbest olmak isterdi. Uzun, yumuşak, geniş terlikleri vardı. Yatağından kalkar kalkmaz ayaklarını içine sokardı.
7. Parçada aşağıdakilerden hangisi vardır?
A) İşaret sıfatı
B) Edat
C) Durum zarfı
D) Sıfat-fiil
E) Bağlaç

Çözüm

Durum zarfı — hiç (giymez) / rahat, serbest (olmak)
Cevap C

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ise” bağlaç olarak kullanılmıştır?
A) İzin alabilirse dükkana uğrasın.
B) Babam konuşmuyor annemse hiç susmuyordu.
C) Hava güzel olursa yürüyüşe çıkar mıyız?
D) Hasta ise bugün işe gelmesin, dedi.
E) İmza gerçekten onunsa yapacak bir şey yok.

Çözüm


İpucu: “İse” cümlede olumsuz yapılamıyorsa bağlaçtır.
A — İzin alamazsa…
B — “İse” bu cümlede bağlaçtır.
C — Hava güzel olmazsa…
D — Hasta değilse…
E — İmza gerçekten onun değilse
Cevap B

Kara kara kazanlar
Kara yazı yazanlar
Cennet yüzü görmesin
Aramızı bozanlar
9. Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) 

İyelik eki almış isim
B) Adlaşmış sıfat-fiil
C) Sıfat görevinde ikileme
D) Geçişsiz fiil
E) Belirtisiz isim tamlaması

Çözüm


İyelik eki almış isim — aramız
Adlaşmış sıfat-fiil — yazanlar (yazan insanlar)
Sıfat görevinde ikileme — kara kara (kazanlar)
Geçişsiz fiil — “Görmesin” geçişli bir eylemdir. 

Belirtisiz isim tamlaması — Cennet yüzü
Cevap D

Kendimde iki devir bilirim: Cümle, kafamdan kalemimin ucuna kadar Osmanlıca iner; onu kağıt üstünde çözerdim. Şimdi ise şu son cümlemi Osmanlıcaya döndürmek için âdeta kafamın içindeki mekanizmayı değiştirmeliyim.
10. Parçada aşağıdakilerden hangisinde örnek yoktur?
A) Kişi zamiri
B) İşaret zamiri
C) İşaret sıfatı
D) Edat
E) Dönüşlülük zamiri

Çözüm


Kişi zamirine örnek yok.
İşaret zamiri — onu (“cümle” kastedilmiş)
İşaret sıfatı — şu (son cümlemi)
Edat — e kadar, için
Dönüşlülük zamiri — kendimde
Cevap A

Deli bir sağanaktan sonra Çukurova’nın kuvvetli mayıs güneşi, kırmızı toprakları öyle bir kavramıştı ki, yol boyunca uzanan bodur çalılar, taze otlar, sağımızda ağır ağır akan nehir, mavi gökte süzülen geniş kanatlı kuşlar, her şey yorgun görünüyordu.
11. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Zincirleme isim tamlaması
B) Kurallı birleşik sıfat
C) Zarf görevinde ikileme
D) Belgisiz zamir
E) Bağlaç


Çözüm


Zincirleme isim tamlaması — Çukurova’nın / (kuvvetli) mayıs güneşi
Kurallı birleşik sıfat — geniş kanatlı (kuşlar)
Zarf görevinde ikileme — ağır ağır (akan)
Belgisiz zamire örnek yok.
Bağlaç — ki
Cevap D

Burada mısır koçanı, meşe palamudu ve palamut kabuklarını karıştırarak ekmek yapan ve bununla yaşayan insanlar daha küçük yaştan itibaren kendilerini beyaz buğdaya kavuşturacak meçhul bir mucizeye bel bağlamışlardı.
12. Parçada aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?
A) İsim-fiil
B) İşaret zamiri
C) Anlamca kaynaşmış birleşik eylem
D) Zaman zarfı
E) Belirtisiz isim tamlaması

Çözüm

İsim-fiile örnek yok.
İşaret zamiri — burada, bununla
Anlamca kaynaşmış birleşik eylem — bel bağlamak
Zaman zarfı — “daha” henüz anlamında kullanıldığı için / itibaren
Belirtisiz isim tamlaması — mısır koçanı, meşe palamudu…

Cevap A

İşin doğrusu oraya yapacağı ilk büyük seyahatte hiç kimsenin benimki gibi kısıtlı bir zamanı ve parası olmamasını öğütlemeyi istiyorum.
13. Parçada aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?

A) Belgisiz sıfata

B) Sıra sayı sıfatına
C) Zaman zarfı
D) İşaret zamirine
E) Belgisiz zamire


Çözüm


Belgisiz sıfat — bir (zaman)
Sıra sayı sıfatı — “İlk” sözcüğü “birinci” anlamında ise sıra sayı sıfatıdır.
Zaman zarfına örnek yok 

İşaret zamirine — “oraya” yer anlamlı işaret zamiri
Belgisiz zamire — kimse
Cevap C


(I) Bu, Hüsrev ve Şirin’in aşk için çıktıkları yolculuğa benzer. Bizi tamamlayacak (II) ötekini ararız. Daha derindeki, daha arkadaki, daha merkezdeki şeye yolculuk. Uzaklarda bir yerlerde, bir gerçek vardır, (III) biri söylemiştir (IV) bunu bize, bir yerden duymuşuzdur, (V) onu aramak için yola çıkarız. Edebiyat dediğimiz şey bu yolculuğun hikâyesidir.
14. Parçadaki numaralanmış adıllar türleri bakımından eşleştirilse hangisi dışarıda kalır?
A)I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V

Çözüm


“Bu”, “bunu” ve “onu” asıl işaret zamiri, “öteki” de biçim anlamı işaret zamiridir.
“Biri” ise belgisiz zamirdir.
Cevap C


Şimdi, dirisinden esirgenen saygı, ölüsüne gösterilecek ve Padişah büyük bir törenle atalarından birinin türbesine defnedilecekti. Ne var ki, suçlarını örtmek için bu büyük Padişah’ın deli olduğu söylentisini yayıyorlardı. 
15. Parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) 
Birleşik eylem

B) Zaman zarfı
C) Belgisiz zamir
D) Zarf-fiil
E) Edat


Çözüm

Birleşik eylem — defnetmek
Zaman zarfı — şimdi
Belgisiz zamir — birinin
Zarf-fiile örnek yok. 

Edat — ile (tören ile / törenle)
Cevap D


16. Aşağıdakilerin hangisinde birden fazla edat kullanılmıştır?
A) Evde yalnız benim odamdan deniz görülürdü.
B) Onun burada kalması için her şeyi denedik.
C) Bu para yurt yapılmak üzere bir vakfa bağışlanmış.
D) Senden başka kimse işe arabayla gelmiyor.
E) Onunla konuşurum ancak ikna olacağını sanmıyorum.


Çözüm


A — “yalnız” sözcüğü “sadece” anlamında kullanılmış.
B — “için” eylem adıyla öbekleşerek “amacıyla” anlamı vermiş.
C — “üzere” neden-sonuç ilgisi kurmuş.
D — “-den başka” cümleye “dışında, hariç” anlamı katmış. Cümledeki diğer edat “ile” (araba ile) ise “araç ilgisi” kurmuş.
E — “Onunla” ile edatı burada “beraberlik ilgisi” kurmuş. Cümledeki “ancak” ise iki cümleyi bağladığı için edat değil bağlaçtır.
Cevap D

Denize açılınca içini kaplayan cesaret ve gözü karalık tamamen gitmiş ve Meryem yeni baştan, dünyadan korkan küçük bir kız oluvermişti. Fazla ileri gittiğini hissediyor ve bundan ürküyordu.
17. Parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Birleşik zamanlı eylem
B) Zarf-fiil
C) Türemiş eylem
D) Yardımcı eylemle kurulan birleşik eylem
E) Tezlik eylemi


Çözüm


Birleşik zamanlı eylem — ürküyordu
Zarf-fiil — açılınca
Türemiş eyleme örnek yok.
Yardımcı eylemle kurulan birleşik eylem — hissediyor
Tezlik eylemi — oluvermişti
Cevap C
Türkiye’de her ailenin (I) böyle sırları var. Bir ülke, nüfusunun yarısından fazlasını kaybeder de ailelere (II) bundan pay düşmez mi? Aile üyelerinin bile (III) çoğu, (IV) kendi sırlarını bilmiyorlar. İmparatorluk yıkılınca (V) kimi Balkanlar’dan, kimi Kafkasya’dan, kimi Ortadoğu’dan gelmiş.
18. Numaralanmış sözcüklerden hangisi adıl (zamir) değildir?
A) I    B) II   C) III   D) IV   E) V

Çözüm

böyle (sırlar) — belgisiz sıfat
bundan — işaret zamiri
çoğu — belgisiz zamir
kendi — dönüşlülük zamiri
kimi — belgisiz zamir
Cevap A


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler