16. yüzyılda Osmanlı devleti sosyal ve siyasal anlamda en parlak yıllarını yaşamaktadır.Buna bağlı olarak divan edebiyatımız da zirveye yükselmiş,Arap-Fars edebiyatlarının nazireciliğinden kurtulmuştur.
Divan edebiyatı 13. ve 14. yüzyıllarda kuruluş aşamasındadır.15. yüzyılda kuruluşunu tamamlamış 16. yüzyılda ise Baki ve fuzuli gibi şairlerin eserleriyle mükemmelle ulaşmıştır.
Bu arada dil ağırlaşmış,Arapça ve Farsça kelimeler artmıştır.Buna tepki olarak sade Türkçeyi savunan Türki-i basit akımı doğmuştur.(Aydınlı Visali,Tatavlalı Mahremi,Edirneli Nazmi).Fakat bu şairlerin şiir gücü düşük olduğundan bu hareketi genele yayamamışlardır.
16. Yüzyılda şehrengizler ve tezkirecilik gelenekleri ön plana çıkmıştır.
1. FUZULİ
16. yüzyılın ve divan edebiyatımızın en büyük şairidir.Platonik aşkı ele aldığı lirik şiirleriyle ünlenmiştir.Bağdat civarında yaşamış bir Azeri Türk’üdür.Azeri şivesiyle yazmaktadır.Din,tasavvuf,matematik,kimya,tıp konularında yetkin bir sanatçı ve bilim adamıdır.Aşk temasını sıkça işler,aşk acısı insanı yüceltir ve Allah’a ulaştırır.
ESERLERİ:
a) Türkçe,Arapça ve farsça divanları
b) Leyla İle Mecnun Mesnevisi: Türkçe yazılmış bir aşk öyküsüdür.
c) Beng ü Bade: Türkçe bir mesnevi olup içkiyle esrarın yarışmasını anlatır.Fuzuli bu
mesneviyi Bağdat’ı fetheden Şah İsmail’e sunmuştur.
c)Heft-cam: Sakiname türünde bir eserdir,Farsça yazılmış bir mesnevidir.
d) Enisü’l Kalb: Bir baba ile oğlu arasında geçen konuşmalardan oluşur. zahid, baba; oğul
ise rinddir. Fuzuli, bu iki tip üzerinden iki farklı dünya görüşünün kıyaslamasını yapar.
e) Rind ü Zahid: Mensur bir eser olup Farsça yazılmıştır.
f) Hadikatü’s Sueda: Saadete ermişlerin bahçesi anlamına gelen bu eser şii mezhebinin on
iki imamını ve Kerbela hadisesini anlatmaktadır.
g) Sıhhat u Maraz: Tıpla ilgili kitabıdır.Farsça olarak kaleme alınmıştır.
h) Kırk Hadis Tercümesi: İranlı Molla Cami’den tercüme edilmiş hadis kitabıdır.
2. ZATİ
Yavuz Sultan Selim’e ve Kanuni’ye kasideler yazmıştır.Baki’nin yetişmesinde emeği geçmiştir.
ESERLERİ:
a) Divan
b) Edirne Şehrengizi
c) Şems ü Pervane (mesnevi)
3.BAKİ
16. Yüzyılın önde gelen şairlerindendir.Asıl adı Mahmud Abdülbaki’dir. Sultanu’ş Şuara ünvanıyla anılır.İyi bir eğitim görmüştür.Kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuş ama çok istediği halde bir türlü şeyhülislamlık makamına yükselememiştir.Bunda din dışı şiirler yazmış olmasının rolü olduğu düşünülmektedir.Onun şiirlernde aşk,yaşama zevki ve sevinci,doğa güzelliği temalarına rastlanır.Dini konuları işlemez.Şiir tekniği çok kuvvetlidir.Ahenge önem verir.Şiirlerinde ses akışı vardır.İstanbul Türkçesini başarıyla kullanır.Söz sanatlarına bolca yer verir. Sanatsız beytinin olmadığı söylenir.
ESERLERİ:
a) Divan
b) Fezaili’l Mekke
c) Fezaili’l Cihad
d) Hadis-i Erbain Tercümesi
e) Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han (Kanuni Sultan SüleymanMersiyesi): terkib-i bend
nazım biçimiyle yazılmıştır.
4. BAĞDATLI RUHİ
Bağdat’a giden bir askerin oğlu olarak doğmuş,konya ve istanbul’da yaşamış, Şam’da ölmüştür. mevlevilik tarikatına sıkı sıkıya bağlıdır.En önemli eseri “Terkib-i Bend“idir.Bu eserinde sosyal eleştiriler vardır.Sıkça tanzir edilmiştir.En ünlü nazireyi 19. yüzyıl şairi Ziya Paşa yazmıştır.
5.HAYALİ
Tasavvuf geleneği içinde yetişmiştir.Divanı vardır.
6.TAŞLICALI YAHYA
Mesnevi türünde Fuzuli’den sonra en ünlü şairdir.Hamse sahibidir.Arnavut asıllı olup devşirme usulüyle yeniçeri yapılmıştır.Ünlü “Şehzade Mustafa Mersiyesi”ni yazmıştır.Bu yüzden Şehzade mustafa’yı öldürttüren Rüstem Paşa’nın düşmanlığını kazanarak sürgüne gönderilir.
ESERLERİ:
a) Divan
b) İstanbul ve Edirne Şehrengizleri
c) Şah u Geda: Mesnevi
d) Yusuf u Züleyha: Mesnevi
e) Gülşen-i Envar
f) Gencine-i Raz
g) Kitab-ı Usül
7.SEHİ BEY
Divan edebiyatımızın Anadolu sahasındaki ilk tezkiresini (biyografi) yazdı: Heşt Behişt. Sekiz Cennet anlamına gelen bu eserde Sehi Bey devrinin bir çok şairinin hayatını ve eserlerini anlatmıştır.( Ali Şir nevai’nin 15. yüzyılda Mecalisü’n Nefais’i yazdığını unutmayalım.Fakat o eser Ortaasya Timur Devleti sınırları içinde meydana getirildi.)
8.LATİFİ: Latifi Tezkiresi
9. AŞIK ÇELEBİ: Meşairu’ş Şuara
10.KINALIZADE HASAN ÇELEBİ: Tezkiretü’ş Şuara
11.AHDİ: Gülşen-i Şuara
Gelelim terkibi bendimizin kafiye şemasını göstermeye:
TERKİB-İ BEND
I. Bend………..II. Bend……………..III. bend
…..aa………………bb……………………….cc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
….QQ……………..KK………………………TT
NOT: Kırmızı ile sembolize edilen beyit vasıta beytidir.Eğer nazım biçimi Terci-i bend olsaydı kafiye şemamız şöyle olacaktı:
TERCİ-İ BEND
I. Bend………..II. Bend……………..III. bend
…..aa………………bb……………………….cc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
…..xa………………xb……………………….xc
….QQ……………..QQ……………………QQ
Terkib-i bend türünün konularına gelince, her türlü konuda terkibi bend yazılabilir.Ama özellikle sosyal eleştiriler, dini tasavvufi konular, felsefi konular, medhiye, hicviye ve mersiyeler terkib-i bend türüyle yazılabilir. Mesela Baki,16. yüzyılda ünlü “Kanuni Mersiyesini terkib-i bend türüyle yazmıştır.
Terkib-i bend türünün en önemli şairi kuşkusuz Bağdatlı Ruhi’dir.Onun ünlü terkibi bendinde dönemin sosyal eleştirisi yapılmaktadır.Bu yüzden üzerine çok nazireler yazılmış (tanzir edilmiş) ve ona benzetilerek çok terkibi bendler yazılmıştır.Bu nazireler arasında Ziya Paşa’nın terkibi bendi en güzel ve anlamlı olanıdır.