![]() |
Fıkra Nedir Slaytı |
Fıkra (Köşe Yazısı) türü hakkında hazırladığımız slaytı yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Slaytın içeriği ders notu olarak da alttaki yazıya eklenmiştir.
Bir yazarın günlük olaylara ya da ülke ve toplum
sorunlarına ait herhangi bir konu üzerinde kişisel görüş ve düşüncelerini,
akıcı bir dille anlatan düz yazılara fıkra denir.
Gazete ve dergilerde yayımlanan güncel, siyasal, toplumsal
sorunları ele alan yazılardır. Gülmece nitelikli fıkralar da olmakla birlikte
yazılı kompozisyon türü olan fıkralar, düşünce yazılarıdır.
Fıkralarda konular ele alınırken belgelere, kanıtlara,
ayrıntılara yer verilmez. Yani kesin bir ispat amacı taşımazlar. Makaleler gibi
iddialı ve ispatlayıcı yönü ağırlıklı değildir.
Fıkraların dili kolay anlaşılır, samimi, sade ve basittir.
Güncel olmak şartıyla hemen her konuda fıkra yazılabilir.
• Edebiyatımızın
tanınmış fıkra yazarları arasında Ahmet Rasim, Falih Rıfkı Atay, Burhan Felek,
Peyami Safa, Şevket Rado, Oktay Akbal sayılabilir.
• Ahmet
Rasim – Şehir Mektupları, Eşkâl-i
Zaman, Muharrir Bu Ya
• Ahmet Haşim – Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan
(Garip Leyleklerin Evi)
• Refik Halit Karay – Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su, Ay
Peşinde, Guguklu Saat, Kirpinin Dedikleri
• Orhan Seyfi Orhun’un Kulaktan Kulağa
• Ziya Osman Saba – Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gün
Doğmadan
• Falih Rıfkı Atay – Eski Saat, Çile
Bir şeyleri biriktirme huyunuz var mı? Ne olduğu önemli
değil, mesela pul olabilir. Eskiden çok yaygındı ama artık çağ atladığımızdan
(!) olsa gerek pulculuk neredeyse öldü. Has tiryakileri devam ediyor galiba.
Ya da telefonunuzla çektiğiniz fotoğrafları tab ettiriyor
musunuz? Eskiden film alma, baskı yaptırma gibi dertler olduğu için ne de cimri
davranırdık fotoğraf çekmede. Şimdi kötü çıkma ihtimaline karşı her pozdan üçer
beşer çekiyoruz.
Telefonla o kadar çok fotoğraf çekiyoruz ki bir zaman sonra
çektiğimiz fotoğrafları da unutuyoruz. Bilgisayarımızı bir karıştırınca
“Aa! Bu fotoğraf da vardı değil mi?” diyoruz.
Teknoloji düşmanı sayılmam ama şunu da söylemeden
geçemeyeceğim: Fotoğraf çeken telefonlar çıktı, mertlik bozuldu!
Yahut sevdiğiniz, okuyunca “Bu yazıyı
saklamalıyım.” dediğiniz yazıları kesip saklıyor musunuz? Geçmişte
klasörler böyle yazılarla doldurulur, dosyalar tutulurdu. Şimdi o sevdiğiniz
gazete küpürlerini, dergi sayfalarını saklamaya gerek duymuyorsunuz.
Çünkü internet var! Ben önceleri o yazıları kopyalayıp
bilgisayarımda saklıyordum. Sonra baktım ki ona da lüzum yok. Bir gece vakti
eski bir dostu arar gibi okunası o yazıyı tekrar okumak şevkiniz depreşirse iki
üç “tık” ile o yazıya internet denen heyuladan ulaşabiliyorsunuz.
Bunlar gibi pekçok latif alışkanlıklarımız zamanla silinip
gidiyor ne yazık ki!
“Dünyanın çivisi çıktı” derdi büyüklerimiz.
Korkarım ki bizler o büyüklerin yaşına gelince böyle sızlanacak laflarımız bile
kalmayacak.
Bugünün gençleri, çocukları nostalji yapmak ihtiyacına
tutulacak çağlara gelince neyin nostaljisini, nasıl yapacaklar çok merak
ediyorum.
• Her
ikisi de fikir yazısıdır.
• Her
ikisi de gazetede yayınlanır.
• Her
ikisinde de konu zenginliği vardır.
• Özellikle
gazete makalelerinin toplumu yakından ilgilendiren güncel konuları ele alması
ve fıkranın da güncel konular üzerinde yoğunlaşması ortak noktalarındandır.
• Her
iki tür de aynı plana göre yazılır.
• Makale
yazarı ele aldığı fikirleri bilimsel bir yaklaşımla incelerken fıkra yazarı
kişisel görüşle ele alıp inceler.
• Makalede yazar fikirlerini kanıtlamak
zorundadır. Bunun için sağlam güçlü kanıtlar göstermesi gerekir. Fıkrada ise
böyle bir zorunluluk yoktur. Fıkra yazarı isterse ispatlama yoluna gider
isterse gitmez, her türlü örneği kullanabilir.
• Makale
bilimsel bir yazı olduğu için resmi ve ciddi bir anlatım kullanılır. Fıkrada
ise samimi, rahat ve içten bir anlatım vardır.
İNDİR: Fıkra (Köşe Yazısı) Slaytı
planı, makale bölümleri, Türk edebiyatında makale, Cumhuriyet dönemi makale yazarları, fıkra türü ile makale türü arasındaki farklar nelerdir, Fıkra türü ile makale türü arasında benzerlikler nelerdir, deneme makale farkları nelerdir gibi başlıkları bulabilirsiniz.
Bir gerçeği
açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi savunmak,
desteklemek için yazılan yazılara makale denir.
Makale,
gazetelerin yaygınlaşması ve gelişmesiyle kendini gösteren bir edebi türdür.
Konular
politika, bilim, dil, kültür gibi yazarın tercih ettiği herhangi bir alanda
olabilir. Makalenin amacı, açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de
olabilir.
Makaleler,
günlük yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayınlanabilir.
Makale,
gazetelerin yaygınlaşması ve gelişmesiyle kendini gösteren bir edebi türdür.
Konular
politika, bilim, dil, kültür gibi yazarın tercih ettiği herhangi bir alanda
olabilir. Makalenin amacı, açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de olabilir.
Makaleler,
günlük yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde
yayınlanabilir.
Anlatım yalın ve
yoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
Öne sürülen
düşünce ve tez kanıtlanır.
Söz oyunlarına
başvurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur.
Her konuda
makale yazılabilir.
Gazete ve
dergilerde yayımlanır.
Dil ve Edebiyat Makaleleri
Her yazıda
olduğu gibi makalelerin de belli bir plan dâhilinde yazılması gerekir. Doğru
planlanmamış bir makale yanlış sonuçlara ulaşacaktır. Kaynaklarda klasik makale
planı; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur.
Giriş bölümünde
bilgi verilecek, açıklanacak konu veya savunulacak fikir açıklanır. Makalenin
en kısa bölümüdür. Makalenin geneline göre bir iki, paragrafı geçmez. İyi bir
giriş makalenin oluşmasını sağlayabilir.
Gelişme
bölümünde ortaya konulan konu veya savunulacak düşüncenin ayrıntılarına
girilir. Konu gerekli görülen yönlerden işlenir, açıklanır. İleri sürülen
görüşlerle ilgili belgeler, istatistikler, tarihi gerçekler, özdeyişler,
atasözleri, sosyal olaylar ve bilim, teknik alanındaki çalışmalar, buluşlar vb.
ortaya konulur. Bu arada kişisel olan ve gerçekliği ispatlanmayan görüş ve
iddialardan kaçınmak gerekir. Makalenin en uzun bölümüdür. Ele alınan konuya
göre paragraf sayısı değişebilir.
Sonuç bölümünde
gelişme bölümünde açıklığa kavuşturulan görüşler doğrultusunda bir sonuca
ulaşılır. Ulaşılan sonuç kesin olmalı, hiçbir şüpheye verilmeyecek şekilde
ortaya konulmalıdır. Bu bölümde giriş gibi kısadır.
Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür. Bizde de ilk
özel gazete olan Tercüman – ı Ahval gazetesinin çıkmasıyla görülür. İlk makale
de aynı gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır.
Şinasi’nin “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi” ilk makalemiz
olarak kabul edilir. Bu tür Servet-i Fünun döneminde gelişir.
Edebiyatımızda
Şinasi, Ziya Paşa, Hüseyin Cahit Yalçın, Ziya Gökalp, Ahmet Rasim, Nurullah
Ataç, Fuat Köprülü, Cenap Şahabettin, Falih Rıfkı Atay, Yaşar Nabi Nayır,
Peyami Safa, Halit Fahri Ozansoy …
önemli makale yazarlarımızdır.
· Denemelerde kişisel düşünce yer alır. Söylenenlerin
kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Denemelerde ele alınan konular, kesin
sonuçlara bağlanmaz.
Makalelerde ise bilgi vermek, bir fikri açıklamak ön
plandadır. Düşünce yönü ağır basar; kanıtlamaya ve açıklamaya dayanır. Kesin
bir sonuca ulaşmak hedeflenir.
Her ikisi de fikir yazısıdır.
Her ikisi de gazete ve dergilerde yayımlanır.
Özellikle gazete makalelerinin toplumu yakından ilgilendiren güncel konuları ele alması ve fıkranın da güncel konular üzerinde yoğunlaşması iki ortak noktalarındandır.
Her iki tür de aynı plana göre yazılır.
Makale bilimsel bir yaklaşımla yazılır, Fıkra ise kişisel bir yaklaşımla
yazılır.
Makalede yazar fikirlerini kanıtlamak zorundadır. Bunun için sağlam güçlü
kanıtlar göstermesi gerekir. Fıkrada ise böyle bir zorunluluk yoktur. Fıkra
yazarı isterse ispatlama yoluna gider isterse gitmez, her türlü örneği
kullanabilir.
Makale bilimsel bir yazı olduğu için resmi ve ciddi bir anlatım kullanılır.
Fıkrada ise samimi, rahat ve içten bir anlatım vardır.
İNDİR: Makale Yazı Türü SLAYT
![]() |
Deneme Yazı Türü Hakkında Bilgi |
Deneme yazı türü özelliklerini anlatan slaytı buradan indirebilirsiniz. Deneme türünün tarihçesi, dünyada ve edebiyatımızda temsilcileri hakkında bilgileri de içermektedir. Slaytın içeriğini aşağıda not olarak da bulabilirsiniz.
Yazarın herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan düşüncelerini ifade ettiği, sade ve akıcı yazılardır.
Deneme türünü ilk olarak 16. yüzyılda Fransız yazar Montaigne (1533-1592) kaleme aldı ve Denemeler adıyla kitaplaştırdı.
Denemelerde edebiyat, hayat, sanat, insanlar, gelenekler gibi birçok farklı konular ele alınabilir.
Deneme, sade ve anlaşılır bir üslupla yazılır. Zaman zaman yazar kendi kendine konuşuyormuş gibi yazar. Bu yönüyle deneme sohbet (söyleşi) yazı türüne benzer.
• Kişisel duyarlılık ve dikkatleri konu alan denemeler,
• Öğretici ve eleştirel denemeler,
• Sosyal ve felsefî konularda bireysel düşünceyi ifade eden denemeler
Denemelerde birinci şahıs yani ben ön plandadır. Yazar pek çok konuda fikirlerini kendisinden yola çıkarak anlatır. Bu yönüyle deneme öznel bir yazı türüdür.
Denemede düşünce, duygudan öndedir. Deneme düşünceye dayalı bir türdür.
Deneme türünün kurucusu ve öncüsü Fransız yazar Montaigne’i İngiliz edebiyatının öncü yazarlarından Francis Bacon (1561-1626) izler.
Bu türde ürün veren başlıca yazarlar arasında şu isimleri sayabiliriz:
ü Ahmet Haşim,
ü Falih Rıfkı Atay,
ü Nurullah Ataç,
ü Suut Kemal Yetkin ,
ü Sebahattin Eyüboğlu,
ü Salah Birsel,
ü Melih Cevdet Anday,
ü Fethi Naci,
ü Selim İleri
İNDİR: Deneme Türü Özellikleri Slaytı
![]() |
Roman nedir slayt konu anlatımı |
Roman yazı türü hakkında hazırladığım sunumu yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Sunum 13 slayttan oluşuyor. Romanın tanımı, romanın özellikleri, romanın dünya edebiyatındaki tarihçesi, Türk edebiyatında roman ve Türk Edebiyatındaki ilk romanlar sunumda anlatılan alt başlıklar. Sunumun sonunda iki slaytta ise konunun özetini verdim. Roman türünde aslında daha birçok bilgi verilebilir. Ancak konuyu bilgiye boğmak öğrencilerin anlamasını iyice zorlaştırıyor. Lafı uzatmadan konu anlatımını da aşağıda veriyorum. Kolay gelsin.
Yaşanmış ya da yaşanabilir olayları ayrıntılı biçimde anlatan uzun yazı türüne roman denir.
Roman kelime olarak eski Roma’da halk dilinin adıdır. Daha sonra bu dille anlatılan hikâyeler roman adıyla anılmıştır.
![]() |
Roman indir |
Romanda olaylar kişiler, mekan, zaman unsurlarına bağlı bir şekilde anlatılır.
Romanlarda kalabalık bir kahraman kadrosu vardır. Karakterler ayrıntılı tanıtılır. Fiziksel ve ruhsal özellikleri, geçmişleri, çevreleri geniş bir şekilde anlatılır.
Romanda asıl kişiye baş kahraman ya da ana karakter denir.
Romanda olayların geçtiği yerler de ayrıntılarıyla anlatılır. Birden fazla mekan vardır. Romanda mekan betimlemeleri (tasvirleri) geniş yer tutar.
Romanlarda olaylar belli bir zaman diliminde gerçekleşir. Zaman yazarın tavrına göre, olayların içeriğine göre farklı şekillerde anlatılır.
Roman serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur.
Serim, olaylara girildiği bölümdür.
Düğüm, olayların ayrıntılarının anlatıldığı bölümdür. Olayların düğümlendiği, heyecanın arttığı bölümdür.
Çözüm ise olayların bir sonuca erdiği bölümdür.
• Romantik roman
• Klasik roman
• Realist (gerçekçi) roman
• Naturalist (doğacı) roman
• Estetik roman
• İzlenimci roman
• Toplumcu roman
• Sosyal roman
• Tarihî roman
• Macera romanı
• Fantastik roman
• Köy romanı
• Biyografik roman
• Psikolojik roman
• Bilimkurgu romanı
• Polisiye roman
Roman türü ilk olarak Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Roman türünün ilk eserleri Fransa’da Rablais’in (Rable) yazdığı Gargantua ve Pntagruel, İspanya’da Cervantes’in (Servantes) yazdığı Don Kişot’tur. Don Kişot, Avrupa’da ilk çağdaş roman kabul edilir.Daha sonra Avrupa’da birçok yazar roman türünün en iyi örneklerini vermiştir.
![]() |
Roman hakkında bilgi |
Roman, edebiyatımıza Batı edebiyatından gelmiştir. Romandan önce Türk Edebiyatında mesnevi ve halk hikâyeleri bu türün yerini tutmuştur. Edebiyatımızdaki ilk roman Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız yazar Fenelon’dan çevirdiği Telemak isimli romandır.İlk yerli roman ise Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-u Talat ve Fitnat’tır.
• İlk çeviri roman: Yusuf Kamil Paşa – Telemak (Fenelon’dan çeviri)
• İlk edebi roman: Namık Kemal – İntibah
• İlk köy romanı: Nabizade Nazım – Karabibik
• İlk naturalist roman: Nabizade Nazım – Zehra
• İlk psikolojik roman: Mehmet Rauf – Eylül
• İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası
• İlk tarihi roman: Namık Kemal – Cezmi
İNDİR: Roman Nedir Sunum – Slayt
TAVSİYE DİĞER YAZI: TÜRK EDEBİYATINDA ROMAN
![]() |
Hikaye Slayt |
Hikâye yazı türü hakkında hazırlanmış sunumu yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Hikâye – Öykü sunumu 11 slayttan oluşuyor. Konuyla ilgili bütün gerekli bilgiler sunumda verilmiş. Resimlerle zenginleştirilmiştir. Ayrıca hikâye (öykü) hakkında sunumun içeriği konu anlatımı şeklinde aşağıda verilmiştir.
Yaşanmış ya da yaşanabilir olayların edebi değer taşıyacak şekilde kısaca anlatıldığı yazılara hikâye (öykü) denir.
Hikâyede hayatın kısıtlı bir zamanı anlatılır. Kişi sayısı azdır. Kişiler her yönüyle ele alınmaz. Kişiler olaya bakan yönleriyle tanıtılır.
Hikâyelerde yaşanmış olaylar anlatılabileceği gibi tamamen tasarlanmış olaylar da anlatılabilir. Olaylar hayal ürünü de olsa yaşanabilir nitelikte olmalıdır. Hikâyelerde olağanüstü olaylara yer verilmez.
Olayların okuyucu da heyecan uyandırıcı olması amaçlanır. Olaylarda ayrıntıya yer verilmez.
Hikâye belli bir zamanda geçer ve aynı zaman diliminde gelişir ve sonlanır. Hikâye birinci tekil (ben) veya üçüncü tekil (o) kişinin ağzından anlatılır.
Hikâye en eski edebi türlerden biridir. Yazının olmadığı sözlü edebiyat döneminden bu yana farklı türlerle birlikte gelişmiştir. Destanlar, masallar, halk hikâyeleri hikâyenin oluşturduğu türlerdendir. Ancak hikâyenin tek başına bir tür olarak ortaya çıkması 19. yüzyılı bulmuştur.
Dünya edebiyatında Boccacio (Bokasyo) adlı yazarın Decameron (Dekameron) isimli eseri hikâye türünün ilk örneği olarak kabul edilir.
Dünya edebiyatında 19. yy.dan itibaren Alphonse Daudet (alfons Dode), Maupassant (Maposan), Mark Twain (Mark Tivin) Çehov gibi büyük hikâye yazarları yetişmiştir.
Türk edebiyatında hikâye geleneği eskilere dayanır. Sözlü dönemden beri dilden dolaşan Dede Korkut Hikâyeleri ile Divan edebiyatı dönemindeki birçok mesnevi aslında birer hikâyedir.
Ancak batılı anlamda ilk hikâye Ahmet Mithat Efendi’nin yazdığı Letaif-i Rivayat adlı eserdir.
Samipaşazade Sezai’nin yazdığı Küçük Şeyler Türk edebiyatında modern anlamda kısa hikâyenin başlangıcı kabul edilir.
Daha sonra hikâye türünün en olgun örneklerini Halit Ziya Uşaklıgil vermiştir. Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal, Refik Halit Karay hikâye türünün önemli yazarları arasındadır.
![]() |
Hikaye Öykü Sunum indir |
![]() |
Hikaye Nedir |
Olay ağırlıklıdır. Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer öğesine bağlıdır. Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır.
İlk olarak Fransız yazar Maupasant tarafından yazıldığı için Maupasant tarzı hikâye de denir. Bizim edebiyatımızda Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay bu türün önemli yazarlarıdır.
Olay ağırlıklı değildir. Bu tür öykülerde duygu, düşünce, hayal, davranış, kişisel yorumlar ön plandadır. Hikâye bir sonuca bağlanmayabilir. Okuyucu üzerinde farklı düşünceler uyandırmaya açıktır. İlk olarak Rus yazar Çehov tarafından yazıldığı için Çehov tarzı hikâye de denir. Bizim edebiyatımızda Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık bu türün önemli yazarlarıdır.
İNDİR: HİKAYE (ÖYKÜ) NEDİR SLAYT – SUNUM
DİĞER 9. SINIF KONULARINA BURAYI TIKLAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ.
![]() |
Roman türünün Türk edebiyatındaki gelişimini anlatan slayt çalışması. Romanın tanımı, ilk romanlar, edebiyatımızdaki ilk romanlar, edebiyat dönemlerinde romanın izlediği seyir, öne çıkan sanatçılar gibi roman konusunda sorulan, anlatılabilecek hususlar slaytta ele alınmış. Türk Edebiyatında Roman slaytını alttaki renkli bağlantıya tıklayarak indirebilirsiniz.
Türk edebiyatına roman Fransızca’dan yapılan çevrilerle girdi. Bu çevirilerden ilki Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan yaptığı Terceme-i Telemak’tır. Daha sonra adı bilinmeyen bir çevirici Victor Hugo’nun ünlü romanı Sefiler’i (Les Miserables) çevirdi. 1860-1880 yıları arasında başta Fransız yazarlar olmak üzere bir çok Batılı yazarın eseri Türkçe’ye çevrildi. İlk Türk romanı Şemseddin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir. Sami’den sonra Ahmed Mithad romanlarıyla Türk romanının gelişmesine katkıda bulundu.
Türk romanı asıl Tanzimat döneminde gelişti. Recaizade Mahmud Ekrem’in Araba Sevdası yeni teknikler kullanılan Batılı anlamda türüne en yakın ilk Türk romanıdır. Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ilk usta romanlar ve usta yazarlar kendilerini gösterdi. “Sanat sanat içindir” tezini savunan bu yazarlar aşk ve acıma gibi konuları işledi. Halid Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısı sayılır. Aşk-ı Memnu (1925) adlı romanı günümüzde de en başarılı Türk romanlarından biridir. 1910’dan sonra milli duyguların ağır basmasıyla birlikte “Genç Kalemler” dergisi çevresinde Türkçülük akımı gelişti.
![]() |
Röportaj Slaytı |
Röportaj yazı türünü konu alan slayt. Röportaj tanımı, çeşitleri, tarihi gelişimi ve türün temsilcilerini içeriyor. Ders notunun altındaki bağlantıdan indirebilirsiniz.
Röportaj
Yazarın okuyucularına bir konuyu inandırmak için kişi, eşya, eser ya da yer ile ilgili yaptığı incelemeleri fotoğraflarla destekleyerek, kendi görüşlerini de katarak yazdığı gazete ve dergi yazılarına röportaj denir.
DİKKAT: Röportaj bugün gazete ve dergilerde gördüğümüz, soru-cevap şeklinde yapılan yazı değildir.
A. İşlenişine Göre İki Çeşittir:
1. Amerikan Röportajı:
Bu tür röportajlarda giriş bölümünde okuyucu beklenmedik bir giriş karşılaşması yapılır. En son söylenmesi gereken sözcükler en önce söylenir. Okuyucu şaşırtılarak dikkat çekilir.
2- Alman Röportajı:
Yazar, konuyu anlatırken yazıya kendini katar. Konuyu kendi ekseninde anlatır.
B. Konularına Göre Üç Çeşittir:
1- Bir yeri konu alan röportajlar
Bu röportajlarda tanıtılan yeri, yaşamı her yönüyle bilinir. Farklı yönleri fotoğraflarla, yöresel konuşmalar ve kültür unsurlarıyla desteklenir.
2- Eşyayı konu alan röportajlar
Eşyanın dikkat çekici özelliği, düşündürücü özellikleri ele alınır.
3- İnsanı konu alan röportajlar
Belli bir üne kavuşmuş kimselerin, dikkat çeken ve düşündüren yönleri belirtilir. Fotoğraflarla desteklenir. Kişinin ağzından konuşmalara yer verilir.
Röportaj metinlerinde öyküleyici, betimleyici, öğretici, açıklayıcı anlatım türleri kullanılır.
Haber yazılarında haber, olduğu gibi objektif yansıtılır. Röportajda yazarın kişisel görüşleri vardır. Haberin genişletilmiş halidir.
Gezi yazılarında fotoğraf, resim gibi belgeler bulunmaz. Röportajlarda resimlere, fotoğraflara yer verilir.
Gezi yazılarında insan konuşmalarına (diyaloglara) yer verilmez. Röportajda konuşmalara yer verilir.
Röportajlarda kişinin konuşmalarına yer verilirken biyografide yoktur.
Röportajlarda kişisel yorum varken biyografilerde yoktur.