Cover Image

Paragrafta Yapı Çıkmış Sorular 3

Ekim 7, 2022 Okuma süresi: 14 dakika
(I) Geçmiş çağlardan günümüze kalan büyük yapıtlar, örneğin Tolstoy’un Savaş ve Barış, Stendhal’ın Parma Manastırı, Dostoyevski’nin Budala adlı yapıtları çağlarının birer tanığıdır. (II) Ama yazarlar bu yapıtları çağın tanığı olmak isteğiyle yazmamıştır. (III) Çağlarının havasını kendi kişiliklerinde erittiklerinden ister istemez çağın etkileri yapıtlarında belirir. (IV) Ne var ki çağına tanıklık etmenin çeşitli yolları vardır. (V) Bu yollara başvurulmadan yazılanlar bu işlevi yerine getiremez, kısa zamanda unutulur, öte yandan yaratma isteğiyle yazılan yapıtlarsa kalıcılığa ulaşır.
2. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Kızıl ve Kara’yı okuyan günümüz insanının, Napolyon çağının anlayışını bu kitapta bugün de bulması, yapıtın kalıcılığını sağlayan sanatsal ve dilsel değerinin bir göstergesidir.” cümlesi getirilebilir? (2010)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da gizli bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üzerinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. —-? Kıskanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, alacağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele vererek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı yararlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken nedir bu yok edici yarış?
3. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2011)
A) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden çıkarmaz mı
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şairler arasında
C) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
D) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu izlenimi yaratılıyor
E) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler kullanırlar mı

“Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak okuduğun yazılar hangisidir?” diye sorsalar hiç düşünmeden, “Belli bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır.” derim. Sorun belki de bendedir ama bu tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyorum. Tanıtımı yapan iyi niyetli yazar, genellikle ilgili şairin söz konusu kitabındaki dizelerden esinle bir şeyleri duyumsatmaya, şairin şiir dünyasına kendisi ile birlikte katılmaya çağırır bizi. Kendince eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya çabalanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap, okurca önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine aldığı işi gerektiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi oluşturulamaz çoğu zaman. —-.
4. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2013)
A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren etkenler üzerinde de durulmalıdır
B) Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleştirecek açıklamalara yer verilmelidir
C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan sorunlarla şişirildiği için ilginçliğini yitirir
D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır
E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlamsız ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar

I. Galileo, Rönesans ile Aydınlanma’nın etkilerinin gözle görülür hâle geldiği bir dönemde yaşadı.
II. Bu dönem sadece siyaset, sanat ve din alanlarında değil, bilim alanında da ciddi bir yenileşmenin yaşandığı, doğayı matematikle kavramanın daha temel bir yaklaşım hâline geldiği bir dönemdi.
III. Matematik giderek Galileo için yaşamın bütün gizlerini açabilecek bir anahtar hâline geldi.
IV. Tıp okumak üzere gönderildiği üniversitede, tıp yerine matematiği yeğlemesi, Galileo’nun bütün yaşamını belirleyecek bir sürecin başlangıcı oldu.
V. Bu, bilimsel çalışmalarına da yansıdı ve fizik biliminin hem matematikselleşmesinde hem de modern biçimine kavuşmasında büyük rol oynadı.
5. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? (2014)
A) I ile IV  B) II ile III  C) III ile IV  D) III ile V  E) IV ile V

(I) Özgün imgelerle şiir yazılması ve ozanın o imgelere yaslanarak sesini bulması, kuşkusuz başarıdır. (II) Ama bence, imgesiz, olağan bir içerikle sadece bilgi veren gelişigüzel bir özden şiir üretmek daha büyük bir başarıdır. (III) Çünkü böyle bir şiirde imgeler dünyasına sığınmak söz konusu değildir. (IV) Ama bunu da aşan bir başarı yok mudur? (V) Bana sorarsanız var: O da, o güne dek eskitilmiş, ağızlarda sakız olmuş, bayağı diyebileceğimiz bir içeriği şiire dönüştürmek olsa gerek.
6. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Büyüyü oluşturan, salt, sözcüklerin dizimidir.” cümlesi getirilmelidir? (2015)
A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

Durmadan artıyor edebiyata ilişkin tutarsızlıklar. —-. Bir yandan da belgesiz savlar, yanlış anlamalar, aldatıcı ön yargılar kaplıyor ortalığı.
7. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2016)
A) Şiir, hikâye ve roman okuyanların sayısı büyük bir hızla artıyor
B) Yazarın kimlik arayışını doğal olarak bu arayışın bunalımı izliyor
C) Masum umutlarla yola çıkmış yeni kalemler yaşatıyor dergileri
D) Yazarların magazin programlarına nesne olacağı günler geliyor
E) Kitap satışları ve dergi abonelikleri gün geçtikçe düşüyor

I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü bu.
II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis, duman ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın silo şeklindeki dev bacaları hafızalarımızı yokluyor.
III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saatlerinde Safranbolu’dayız.
IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa fabrikayı geçtikten sonra Karabük şehir merkezine giriyoruz.
V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısaca bahsetmek istiyorum.
8. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? (2016)
A) I.  B) II.  C) III.  D) IV.  E) V.

(I) Bir süredir takip ettiğim eleştirmen, eser değerlendirmelerinde genellikle nesnel ölçütler kullanmıyor. (II) Bir eser hakkında ulaştığı yargılar havada kalıyor. (III) Bir gün beğendim dediğine başka bir gün beğenmedim demesine, bu yüzden şaşırmıyorum. (IV) Okur, bunları örnekleriyle görmek ister. (V) Ne var ki son zamanlarda dergiler, eleştiri dünyasına hiçbir katkısı olmayan yazılarla dolu.
9. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Oysa gerçek eleştirmen eserle ilgili yargılarını gerekçelere dayandırır.” cümlesi getirilmelidir? (2017)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Dinlemeyle ilgili bütün incelemeler, dinleyicinin, mesajın içeriğine odaklanmasının önemine işaret eder. (II) Çoğu zaman konuşmacıyı dinlemez yalnızca dinlemiş gibi görünürler. (III) Buna karşılık iyi dinleyiciler söylenen her şeyde ilginç ve faydalanılacak bir şey bulmaya çalışırlar. (IV) Burada benim ihtiyacım olan hangi bilgiler var? (V) Söylediklerinde yeni bir şey var mı? (VI) Bu tür sorular bizim ana yoldan ayrılmamamızı sağlar.
10. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, “Fakat kimi dinleyiciler bir konuşmacının mesajını aktarmasına nadiren fırsat verirler.” cümlesi getirilmelidir? (2017)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Bir anaokulundaki çocukların ebeveynleri, bazen işleri nedeniyle çocuklarını okulun kapanma saatinden sonra almaya gider. Böyle zamanlarda okul personelinden bazıları çocuklarla birlikte beklemek zorunda kalır. Bu durum birtakım sorunlara yol açar. Yöneticiler de çözüm olarak geciken ebeveynlere bir yaptırım uygulamaya karar verir. Ancak bir süre sonra ailelerin daha çok gecikmeye başladığı görülür. Çünkü aileler artık cezalarını çektikleri için kendilerini rahat hisseder.
Diğer bir deyişle —-.
I. daha önce yaşadıkları mahcubiyet duygusundan uzaklaşarak kendilerini haklı gördükleri bir konuma gelirler
II. okulda bekleyen çocukların aileleri davranışlarıyla cezalardan hoşnut olmadıklarını gösterirler
III. yöneticiler uyguladıkları yöntemle asıl cezayı ailelere değil, okul personeline verdiklerini fark ederler
11. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? (2018)
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

—-. Bütün yapıtlar kendilerinden önceki yapıtlarla yapılmış bir konuşmanın izlerini taşır. Dostoyevski İnsancıklar’da Gogol’la tartışır. Kafka, Dönüşüm’de Dostoyevski’nin elli yıl önce sorduğu soruyu, “İnsan mıyım, yoksa böcek mi?” sorusuyla cevaplar. Oğuz Atay romanlarını yaralı Don Kişotların, yeraltında yaşayanların, hamam böcekleri ve metamorfozların yankılandığı bir vadide yazar.
12. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2019)
A) Hiçbir yapıt boşluğa doğmaz; akan nehre sonradan eklenir
B) Hemen her anlatı çoktan kabul edilmiş doğruların üzerinde yükselir
C) Her yazar kendinden önce düğümlenmiş metinlerin ilmeğini çözer
D) Her yapıt, olay örgüsü açısından biricik olma idealiyle yola çıkar
E) Edebî yapıtlar, yazarının iç hesaplaşmalarının yansıdığı bir aynadır

(I) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak, eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa sürse de eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin küçümsendiği dönemler olmadı değil. (III) Ama çağdaş şiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi. (IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen örtülü olarak bazen de açıkça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çağdaşlıklarından hiçbir şey yitirmeden divan şiiri tarzında yazmayı deneyenler de oldu.
13. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Eski şiire özgü üslubun çağdaş şiirde kullanılıp kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi.” cümlesi getirilebilir? (2020)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Sinema ve spor dendiğinde akla gelen başarılı filmler yok mudur? Olmaz olur mu! Zaman zaman usta yönetmenler bu konudaki klişeleri aşıp sporu filmlerine ustaca yerleştirmişlerdir. Mesela Fabri’nin unutulmaz filmi Cehennemde İki Devre bunlardan biridir. Bu önemli film, savaş sırasında bir Alman toplama kampında, kamp yöneticileriyle tutsaklar arasındaki bir futbol maçının, tutukluların kaçması için bir fırsata dönüştürülmesini ustaca anlatır. —. Buna benzer şekilde unutamadığım diğer bir film de Hitchcock’un Trendeki Yabancılar’ı ve bu filmin ünlü tenis sahnesidir.
14. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2020)
A) Ama spor, yalnızca izleyiciyi kendine çekmek için futbolun geriliminden ve çalımından ibaret bir etkinlik değildir
B) Sinema izleyicisinden çok futbol meraklılarının ilgisini çeken bu tarz filmlerin popülerleşmesi doğaldır
C) Bu filmi izleyenler sadece bir filmin değil aynı zamanda bir futbol maçının heyecanını içlerinde duyar
D) Film yorumcuları kadar spor eleştirmenlerinin de eleştirdiği film gerçekçilikten uzak bulunmuştur
E) Spor ve sinema ilişkileri üstüne bir yazı yazmak için aslında ikisinin de iyi bir izleyicisi olmak gerekiyor

I. Roket kullanmadan uzay deneyimi yaşamak isteyen Eustace, basınçlı bir uzay kıyafeti giymişti ve ince bir polietilen balonun altına asılıydı. II. İlkin gevşek bir dörtgen hâlinde göğe doğru yükseldi sonra pürüzsüz ve şişkin bir damla biçimi aldı. III. Eustace hedefine yani gezegen yüzeyinden 25 mil yüksekliğe ulaştığında ise balon; futbol stadı büyüklüğünde, ışıl ışıl parlayan, kusursuz bir küreye dönüştü. IV. Balon göğe sorunsuzca yükselirken içindeki helyum gazı genişlemeye başladı ve kat ettiği her mesafede balonun şekli değişti. V. Geçtiğimiz ay 57 yaşındaki Alan Eustace, kayış gıcırtısı dışında hiçbir ses çıkarmadan New Mexico Çölü’nden gökyüzüne doğru hareket etti.
15. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? (2022)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Paragraf ve Paragrafın Yapısı

Ekim 7, 2022 Okuma süresi: 9 dakika








Paragraf ve Paragrafın Yapısı




Paragraf ve Paragrafın Yapısı

  • Paragraf, geniş bir konunun sadece bir yönünü ele alan cümleler topluluğudur.
  • Sözcükler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar da yazıları oluşturur.
  • Paragraf, yapı olarak yazıya benzer. Başka bir ifadeyle yazı gibi giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan küçük bir yazıdır.
  • Paragrafta cümleler bir temel düşünce çevresinde kümelenir.
  • Cümleler de belli bir plan dahilinde sıralanır.
  • Bu cümleler arasında da dil, düşünce ve anlam birliği vardır.

Paragrafın Yapısı

Paragraflar üç bölümden oluşur: 

  • Giriş Cümlesi: Paragrafın ilk cümlesidir. Parçanın konusu ve ana düşüncesi hakkında ipuçları verir. Kendinden önce bir cümle olduğu izlenimi vermez. Bu nedenle “fakat, ama, lakin, ancak, yalnız, çünkü, yani, oysa, ne var ki, bu nedenle, şöyle ki, hâlbuki, kısacası” gibi bağlaçlarla başlamaz. Kimi zaman paragrafın ana düşüncesi bu cümlede verilir. 
  • Gelişme Cümleleri: Giriş cümlesinden sonra gelen ve onu açıklayan, geliştiren, destekleyen, örneklendiren cümlelerdir. Temel düşünce, bu bölümde düşünceyi geliştirme yolları ile desteklenir. Nadir de olsa ana düşünceyi içeren cümle bu bölümde olabilir. Gelişme cümlelerinde “buna göre, öyleyse, ancak, ama, çünkü” gibi kendinden önceki cümlelere gönderme yapabilecek ifadelere yer verilir.

  • Sonuç Cümlesi: Açıklamaların sonuca bağlandığı son cümledir. Çoğunlukla kendinden önceki cümleleri özetleyen, derleyip toparlayan bir cümledir. Parçanın ana düşüncesi çoğu zaman burada verilir.

Paragrafın İkiye Ayrılması

  • Paragrafın bir temel düşünce etrafında toplanmış cümleler topluluğu olduğu yukarıda söylenmişti. Bu nedenle bir paragrafta yazının tamamında işlenen konunun iki ayrı yönü ele alındıysa parça yapıca kusurlu demektir. Bu durumda paragrafın uygun yerden ayrılması gerekir.

👉 Bu durumla ilgili sorularda genel olarak şu soru kalıbı kullanılır:

  • Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?


Paragraf ve Paragrafın Yapısı

Ekim 7, 2022 Okuma süresi: 9 dakika








Paragraf ve Paragrafın Yapısı




Paragraf ve Paragrafın Yapısı

  • Paragraf, geniş bir konunun sadece bir yönünü ele alan cümleler topluluğudur.
  • Sözcükler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar da yazıları oluşturur.
  • Paragraf, yapı olarak yazıya benzer. Başka bir ifadeyle yazı gibi giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan küçük bir yazıdır.
  • Paragrafta cümleler bir temel düşünce çevresinde kümelenir.
  • Cümleler de belli bir plan dahilinde sıralanır.
  • Bu cümleler arasında da dil, düşünce ve anlam birliği vardır.

Paragrafın Yapısı

Paragraflar üç bölümden oluşur: 

  • Giriş Cümlesi: Paragrafın ilk cümlesidir. Parçanın konusu ve ana düşüncesi hakkında ipuçları verir. Kendinden önce bir cümle olduğu izlenimi vermez. Bu nedenle “fakat, ama, lakin, ancak, yalnız, çünkü, yani, oysa, ne var ki, bu nedenle, şöyle ki, hâlbuki, kısacası” gibi bağlaçlarla başlamaz. Kimi zaman paragrafın ana düşüncesi bu cümlede verilir. 
  • Gelişme Cümleleri: Giriş cümlesinden sonra gelen ve onu açıklayan, geliştiren, destekleyen, örneklendiren cümlelerdir. Temel düşünce, bu bölümde düşünceyi geliştirme yolları ile desteklenir. Nadir de olsa ana düşünceyi içeren cümle bu bölümde olabilir. Gelişme cümlelerinde “buna göre, öyleyse, ancak, ama, çünkü” gibi kendinden önceki cümlelere gönderme yapabilecek ifadelere yer verilir.

  • Sonuç Cümlesi: Açıklamaların sonuca bağlandığı son cümledir. Çoğunlukla kendinden önceki cümleleri özetleyen, derleyip toparlayan bir cümledir. Parçanın ana düşüncesi çoğu zaman burada verilir.

Paragrafın İkiye Ayrılması

  • Paragrafın bir temel düşünce etrafında toplanmış cümleler topluluğu olduğu yukarıda söylenmişti. Bu nedenle bir paragrafta yazının tamamında işlenen konunun iki ayrı yönü ele alındıysa parça yapıca kusurlu demektir. Bu durumda paragrafın uygun yerden ayrılması gerekir.

👉 Bu durumla ilgili sorularda genel olarak şu soru kalıbı kullanılır:

  • Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?


Cover Image

Paragrafta Yapı Çıkmış Sorular 2

Ekim 6, 2022 Okuma süresi: 13 dakika

Dergi yayın yönetmenleri bilir, —-. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Şiirde belli bir yere gelmiş, geçmişte yazdıkları, gelecekte yazacaklarını güvence altına almış şairler vardır. Edebiyat dünyasında usta olarak kabul edilmişlerdir. İşte bu şairlerden şiir istemişseniz ya da onlar bir çağrı beklemeden derginize katkıda bulunmak istemişse yolladıkları şiiri yayımlamak durumunda kalırsınız. O şiirin iyi olup olmadığına bakmazsınız. Sorumluluğun sahibi, altındaki imzadır.
6. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2010 YGS)
A) bazen şiir bazen de şair yayımlanır
B) şiir kıskançtır, bencildir, başka uğraşları şaire yasaklar
C) şiir yazmak bir tür denge kurma işidir
D) şiir, sözcükleri özenle seçmeyi gerektirir
E) algı dünyamızı sarsan bir şiir, yeni bir yönelişin habercisi olabilir

Şair olarak başarımı —- borçluyum çünkü ne kadar çok sözcükten kurtulursam şiire o kadar çok yaklaştığımı düşünürüm hep.
7. Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2011 YGS)
A) sahip olduklarıma değil, vazgeçtiklerime
B) aynı metni eklemelerle zenginleştirmeme
C) aldığım notlardan yararlanmama
D) hayal gücümün zenginliğine
E) işlediğim duyguların çeşitliliğine

(I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim, çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme, okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiirlerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür olduğunu gösteriyor.
8. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2011 YGS)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(I) Yetişme döneminde sevilmiş, kişiliğine saygı gösterilmiş, kendisiyle barışık bir insan değilseniz yaşamda karşılaşacağınız kimi güçlüklerin üstesinden gelemezsiniz. (II) Yaşamda çirkin-güzel ikilemi, insanı kendisine sürekli çekidüzen vermeye zorlayan bir yargılama ölçütü. (III) Çalışkanlığınız, yaratıcılığınız, iletişim beceriniz, sorumluluk bilinciniz, dürüstlüğünüz, içtenliğiniz, adalet duygunuz ikinci planda bırakılarak yalnızca bu çerçevede değerlendirilmeye tabi tutuluyorsunuz. (IV) Bu durumla karşılaşan bir insanın böylesi bir ölçütü yadsıması ve kendini bedensel görünüşü dışındaki özelliklerle de var etmeye çalışması, yadırganacak bir davranış sayılmamalı. (V) Bunları yaşayan birinin, bazı insanların sırf doğuştan gelen özelliklerle öne çıkarılmasına tepkisi, gerçekte kıskançlık değil, eşitlik isteğidir.
9. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2012 YGS)

İnsanın sanatsal çalışmalarının tümüne, bir arama ve bulma çabası olarak bakılabilir. Ya da bunlar, hayatı ve bu hayatın içinde insanın kendi yerini anlama ve anlamlandırma uğraşı olarak görülebilir. Bu çaba, ilk insandan bugüne değin farklı amaçlar ardında, farklı açılımlar, biçimler ve yöntemlerle serpilip gelişmiştir. Yüzlerce yıllık serüveni boyunca, hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçimlendirmiştir. Buradan bakıldığında —-.
10. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2012 YGS)
A) sanatın, insanı doğa ve toplumla olan çatışmalarıyla yansıtma işlevini yerine getirmesinin gerekliliği ortaya çıkar
B) sanat yapıtlarında işlenen toplumsal özlemlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de açıklık kazanır
C) sanatla toplumsal fayda arasında bir seçim yapmanın zorluğu daha iyi anlaşılabilir
D) sanatın, insanın kişilik özelliklerini boyutlandırıp geliştirdiği söylenebilir
E) bir toplumun sanatıyla o toplumun yaşamının birbiriyle etkileşim içinde olduğu yargısına ulaşılabilir

(I) Çocukluğumda korkumdan bir türlü binemediğim seyyar salıncaklara geçenlerde Kuştepe’de rastladım. (II) Onlar özellikle eski İstanbul’un vazgeçilmezleriydi. (III) Geliş günlerini iple çeken çocuklar harçlıklarının bir kısmını onlar için ayırırlardı. (IV) Salıncak kurulduğundaysa hevesle koşup birini kapmaya çalışırlardı. (V) Salıncağın elle çevrilerek dönen bir düzeneği vardı, salıncaklar dolunca merkezde duran adam sabırla sabahtan akşama kadar bu düzeneği çevirirdi. (VI) Belki de hâlâ içimizdeki çocukluk götürüyor bizi bu salıncaklara bindiğimiz eski günlere.
11. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır? (2014 YGS)
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

(I) Yaşatmaya çalıştığım romanlar bir gün sahiden yaşamaya karar verdiler. (II) Üstelik hesap da soruyorlardı. (III) Her Gece Bodrum, aynı adı taşıyan bir tatil kasabasında neler bulduğumu soruyor; Ölüm İlişkileri’yse “Günlük hayattaki ilişkilere hiç değinmeyecek miyiz biz?” diye öfkeli öfkeli söyleniyordu. (IV) Çehov’un Martı’sında geçen bu sözle ince bir aşk üçgeni kuracaktım. (V) Cehennem Kraliçesi’ne gelince bu Fellini Visconti havasından ne zaman kurtulacağımın tasasına düşmüştü. (VI) Bir Akşam Alacası ise söyleyecekleri için sırada bekliyordu.
12. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2015 YGS)
A) I.  B) II  C) III  D) IV.  E) V

(I) XIX. yüzyılda dışarıdan gelebilecek herhangi bir salgın hastalık tehlikesine karşı karantina idaresi kurulmuş. (II) Karantina, İtalyancadan alınmış ve “kırk, kırklık, kırktan ibaret” anlamına gelen bir sözcük. (III) Salgın hastalık tehlikesine karşı İstanbul’dan sonra ikinci karantina idaresi 1840’ta İzmir’de kurulmuş. (IV) Önce gemiler İzmir Karantina İdaresinin bulunduğu sahilde kırk gün bekler ve yolcular barakalarda kalırmış. (V) 1846’da Mithat Paşa Meslek Lisesinin yanındaki yerde bir karantina binası inşa edilmiş ve o günden sonra semtin adı Karantina olarak kayıtlara geçmiş. (VI) 1863’te Karantina İdaresi Urla’ya taşınsa da semt sakinleri arasında bu ismin kullanımı günümüze kadar devam etmiş.
13. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2016 YGS)
A) II. B) III. C)IV. D) V. E) VI.

(I) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz; yazarının zihninde, birdenbire ve bütünüyle belirmez. (II) Yazarın ilk çabalarıyla ortaya çıkan, en fazla, ilkel bir taslaktır. (III) Yazar, göstermeye dayalı eserini adım adım geliştirerek ona son biçimini verir. (IV) En ilkel kurgu bile bir birikimin ürünüdür. (V) Bu sürecin uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır.
14. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2017 YGS)
A) I B) II C) III D) IV E) V

(I) Eski çağlardan beri ticareti yapılan inci, bugün de yaygın bir şekilde alınıp satılmaktadır. (II) İnciyi oluşturabilen en tipik deniz hayvanının istiridye olduğu bilinmektedir. (III) Bu su canlısı, içine girip yerleşen kum tanecikleri veya larvalara karşı kendini korumak için sedef adı verilen sıvı bir madde salgılamaktadır. (IV) Sedef bir yandan salgılanıp çoğalırken diğer yandan istiridyenin içine yerleşen maddeyi kaplayarak incinin oluşmasını sağlamaktadır. (V) İncinin büyüklüğü, şekli, parlaklığı ve rengi de bu süreçte oluşmaktadır.
15. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2018 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar türbülanslar da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpmasına maruz kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak uçağın burun veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin iyonlaşması nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V) Ardından elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca ilerler ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır.
16. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2019 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Asya’dan gelen göç dalgaları zaman zaman Batı Avrupa ülkelerinde büyük direnişleri tetiklemiştir. (II) Bununla beraber düşük doğum oranıyla başa çıkabilmek için Batı Avrupa, doğrudan göçmenlere ihtiyaç duymuştur. (III) Batı Avrupalıların iş, kültür ve kimlik açısından tehdit altında olduklarına dair oluşan kaygı, direnişlerin temelini oluşturur. (IV) Düşüncelerinde haklı olsalar da göçün topluma kazandırdığı değerlerin altı çizilirse bu kaygıların giderilmesi de kolaylaşır. (V) Göçmenleri ağırlayan toplumlar, çeşitliliği bir zenginlik olarak görmeye başladığında tehdit ve kaygının sadece toplumsal bir refleks olduğu anlaşılır.
17. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2020 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Uygar kayıtsızlık, kişinin diğeriyle göz göze gelmekten kaçınması veya onu hiç fark etmemiş gibi davranmasıdır. (II) Kişi; bakmadığı, işitmediği ve hepsinden önce çevredekilerin yaptıklarıyla ilgilenmediği havasını verecek bir tavır takınır. (III) Gözlemlemekten kendini alıkoyamayan bakışların karşılaşması ise iletişim kurmaya davettir, insanların gözünde görünmez kalma kararlılığından feragat etmeyi gerektirir. (IV) Çoğu zaman kalabalık olan sokaklarda sırf bir yerden başka bir yere gitmek bile her şeye dikkatle bakmayı, gözlemlemeyi gerektirir. (V) Bu nedenle göz teması kurulan insanları rahatsız ve tedirgin etmeden gözlemlemek gerekir, uygar kayıtsızlığın özü de budur.
18. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2021 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Yirminci yüzyıl, dünya kaynaklarını paylaşmak için çıkmış savaşlarla ve bu savaşların birbirinden uzaklaştırdığı toplumlarla tarihteki yerini alıyor. (II) Yirmi birinci yüzyılda gelişen sanat ve iletişim olanakları sayesinde artık dilleri, giyimleri, dünya görüşleri farklı bireyler tahmin edilemeyen ortamlarda karşılaşıyor. (III) Bu imkânlar, insanlara farklı mekânlarda sanat aracılığıyla “öteki”ni tanıma fırsatı sunuyor. (IV) Yönetmen Isabel Coixet, bu buluşma ortamlarını ve farklı kökenden gelen insanların bir aradalığını sinema diliyle anlatıyor. (V) Böylelikle insanlar arasındaki mekânsal ve düşünsel ayrım, sinema aracılığıyla bulanık hâle gelmiş oluyor.
19. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2022 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Gombrich’in Sanat’ın Öyküsü adlı klasik çalışması “—-.” cümlesiyle başlar. Başka bir deyişle sanat üzerine, sanatın özü üzerine konuşmayı mümkün kılan sanatçıdır. Tümevarımcılığın hasıdır bu bakış açısı. Bütünün gerçekliğine inanmaz. Dolayısıyla sanatçıyı ihmal eden bir soyutlamanın sanata dair zihinsel çıkarımlarında da sahicilik bulmaz. Önce insan, der. Önce eylem. Sonra kuram.
20. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2022 TYT)
A) Sanatçı; toplumda kişiliğiyle değil, sanatıyla var olandır
B) Sanat; sadece estetik kaygıyı değil, toplumsal faydayı da esas alır
C) Eserin değer kazanmasında sanatçı kadar toplumun da etkisi vardır
D) Sanat; sadece ideali değil, bireysel gerçeklik algısını da yansıtır
E) Eser diye bir şey yoktur, sadece onu ortaya koyan vardır


Cover Image

Paragrafta Yapı Çıkmış Sorular 1

Ekim 5, 2022 Okuma süresi: 15 dakika
(I) Bir zamanlar geceleri oturur, anılarımı, izlenimlerimi küçük defterlere yazardım. (II) Sonra nasıl oldu bilmem, ne o küçük defterler kaldı ne de bende o sayfalara bir şeyler karalama isteği. (III) Belki de yaşamın bin bir türlü zorluğu bana bu gündelik eğlenceyi unutturdu. (IV) Yıllardan beri çeşitli günlükler okuyorum: Gide’in, Green’in… (V) Alfred de Vigny’nin “Bir Şairin Günlüğü”nü de dilimize çevirdim. (VI) Günlük türüne karşı duyduğum yakınlık, Salah Birsel’in “Günlük” ünü okuduktan sonra daha da arttı.
2. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2010 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır. (II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma hazırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var. (III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımlanacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük, yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden. (V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
3. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2011 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Daha ilk öyküsüyle yazar, öykü ve romanın, olmuş ya da olabilecek olayları anlatan yazılar değil, temelde bir dil ve biçem işi olduğu konusundaki inancını kanıtlamıştı. (II) O zamandan beri de öykü, roman, deneme gibi, edebiyatın hem kurmaca hem de kurmaca dışı sayılan türlerinde yapıtlar veriyor, edebiyatta yapıtları değerli kılanın “söylenen” değil, “eksik bırakılan” olduğunu okuyuculara ve eleştirmenlere gösteriyor. (III) Yazarın ilk kitabındaki öykülerin ortak noktası, bilinçli eksiltmeler içermeleri. (IV) Biri, hiç sıfat ve belirteç bulunmayan kısa eylem cümlelerinden kurulmuş. (V) Bir başkası, bir grafiticinin yaşadıklarını ele alıyor; kahramanın hızlı yaşamına uygun olarak cümlelerin son sözcüğü yok. (VI) Kimi de dünyaca tanınmış bir şiirin, çok farklı bir kahramanın diliyle, düzyazı olarak yeniden yazımı.
4. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2012 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) İngiliz şairi Browing; sayfa sayfa, her kelimesini ayrı ayrı inceleyerek sözlük okurmuş. (II) Sözlükte öğütler, eğlendirici şeyler de bulurmuş. (III) Hatta bu çalışmaya romantik bir yön de katar, ay ışığında oturup bir bir çevirirmiş sözlüğün sayfalarını. (IV) Bizde sözlükler, kütüphanelerin en kuytu köşelerinde uyuklayarak ömür tüketir. (V) Günler ve geceler boyu “Bilinmeyen bir kelime çıksın da hatırlanalım.” diye dua ederler âdeta. (VI) Sözcüklerin bu uzun ve sessiz bekleyişleri iki kapak arasında geçer.
5. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2013 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Her ne kadar şiirde, düşünce ve hayal bakımından yoğunluk söz konusu olsa da şiir düşünceyle değil sözcüklerle yazılır. (II) Yoğun bir anlatımda kullanılacak her sözcüğün önemli bir amacı ve işlevi vardır. (III) Bu nedenle şair, şiirinde yeni sözcükler kullanabilir veya var olan sözcüklere farklı anlamlar yükleyebilir. (IV) Şair içinde bulunduğu ruhsal durumu, coşkusunu karşısındakine aktarmak ve benzer duyguları onda uyandırmak için tek anlatım aracı olan dili kullanır. (V) Kullandığı dil, konuşma dilinde olduğu gibi, anlamın apaçık ortada olduğu değil, okundukça zenginleşen bir dildir. (VI) Böylece şiirde dil bir araç olmaktan çıkar, amaç hâline gelir.
6. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2013 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) “Türk evi” dendiğinde akla öncelikle ahşap bir yapı gelmektedir. (II) Zemin katın duvarları taş olsa bile, zeminin üzerindeki kat çoğunlukla ahşaptır. (III) En azından tuğlalar arasına, dikey veya yatay olarak uzatılan ağaçtan bağlama ögeleri, hatıllar konulur. (IV) Ahşap olması eve fiziksel anlamda esneklik verir; örneğin her kuşak, baba evinde kendine göre yeni düzenlemeler yapabilir, büyük odaları tahta bölmeyle bölerek oda sayısını artırabilir veya geniş bir avluya bir oda ekleyebilir. (V) Esnekliğin bir diğer boyutu malzemenin kullanışlılığıdır. (VI) Ağacın temini ve işlenmesi, diğer malzemelere kıyasla genelde daha kolay ve ucuzdur. (VII) Sofalarıyla, hayatlarıyla, yazlık ve kışlık bölümleriyle Türk evinin özelliklerini taşıyan taş evler de vardır; örneğin Mardin evleri. (VIII) Ancak dış cephesi dantel gibi işlenmiş taşlarla kaplı bu ev, bir ahşap eve oranla çok daha uzun sürede, çok yüksek bir maliyetle ortaya çıkar.
7. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2014 YGS)
A) III.  B) IV.  C) VI.  D) VII.  E) VIII.

(I) Birkaç üniversiteden araştırmacıların ortaklaşa gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda laboratuvar ortamında kök hücre üretmek için kullanılabilecek yapay kemik iliği üretildi. (II) Doğal kemik iliğinin sahip olduğu yaşamsal özelliklere sahip olan yapay ilikten yakın gelecekte lösemi hastalığının tedavisinde yararlanılabileceği belirtiliyor. (III) Alyuvarlar veya bağışıklık hücreleri gibi kan hücreleri, kemik iliğindeki kök hücreler tarafından devamlı olarak yenileniyor. (IV) Lösemi gibi hastalıklarda, hastanın yapısı bozulmuş hücrelerinin yerini sağlıklı kök hücreler alıyor. (V) Dünyada bu tür hastaların ihtiyacına cevap verebilecek sayıda bağış olmaması önemli bir sorun. (VI) Kök hücrelerin çoğaltılmasıyla bu sorunun giderilebileceği düşünülüyor.
8. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2015 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E)VI.

(I) Düşünmek; elbette bir insanın kafasında kaldığı sürece kimsenin karışamayacağı, müdahale edemeyeceği bir eylemdir. (II) Kimse kimsenin kafasını açıp ne düşündüğünü bilemediği için düşünce, soyuttur. (III) Bir toplumda düşünce hürriyetinin mevcut olması, o düşüncelerin ifade edilebilir olmalarıyla somut bir duruma kavuşabilir. (IV) Dolayısıyla düşünce suçunun işlenebilmesi, düşünce suçlusunun mevcut olabilmesi için bazı düşüncelerin sözle, yazıyla veya resimle dışa vurulması gereklidir. (V) Sıfatı ve toplumsal konumu ne olursa olsun herhangi bir insan, “Benim düşüncem budur.” diyemiyorsa o toplumda düşüncenin suç olduğu anlaşılır. (VI) Çağdaş demokratik toplumlarda ise düşünce değil, toplumun güvenliğini sıkıntıya sokan eylemler suçtur.
9. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2015 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Hikâye etme ve masal anlatma, Doğu kültüründe önemli bir yere sahiptir. (II) Yakın Doğu ve Orta Doğu ülkelerinin halk edebiyatları; efsane, hikâye ve masallarının çokluğuyla bunu ispatlar. (III) Bunların derlenmesiyle oluşturulmuş kitaplar da birçok ailenin kütüphanesinde bulunur. (IV) Olağanüstü ögelerin, hikâyelerde önemli bir yer tuttuğu inkâr edilemez. (V) Ama Türkler, Orta Asya bozkırlarında yaşadıklarını hikâye, masal ve efsane olarak İslam dünyasına taşımıştır. (VI) İşte bu nedenle Türk edebiyatında hikâyenin, başlangıçtan itibaren daha “gerçekçi” bir söyleyiş kazandığı görülür.
10. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2016 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Ünlü Fransız filozoflarından olan René Descartes, özellikle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle tanındı. (II) 17. yüzyılın başlarında yaşayan ve rasyonalizmin kurucularından olan Descartes, elbette ki bilime bu cümlenin çok daha ötesinde katkılarda bulundu. (III) Fizik ve analitik geometrideki çalışmalarıyla tanındı, düşünceyi her türlü dogmanın üstünde tuttu, metodik kuşkuculuğu benimsedi ve her fâni gibi öldü. (IV) Günümüze kadar Descartes’ın, kraliçenin özel davetiyle gittiği İsveç’te ağır kış koşullarına dayanamayıp zatürreden öldüğü söyleniyordu. (V) Paris ve Stokholm arşivlerinde yıllarca yapılan bir araştırmanın ürünü olan bir kitap, gerçeğin farklı olabileceğini söylüyor. (VI) Erlangen Üniversitesi öğretim üyelerinden Theodor Ebert’a göre Descartes herhangi bir hastalıktan değil, Katolik bir rahibin kendisine verdiği arsenikli ekmek yüzünden öldü.
11. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2016 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Türkiye’nin konut mimarisine yönelik farkındalığı 1970’lerde kurumsallaşmaya başladı. (II) 1973 yılında çıkarılan Eski Eserler Kanunu ile cami, kervansaray, hamam gibi yapıların yanı sıra yöresel konutlar ve kentsel sit alanları da koruma altına alındı. (III) Ardından 1976 yılında, eski evlerin korunması için Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği kuruldu. (IV) Derneğin amacı, tarihî evlerin ortak bir kültürel mirasın parçası olduğunu halka göstermekti. (V) Evlerin bakımına katkı sağlamak adına ev sahiplerine yardımda bulunmak da derneğin öncelikleri arasındaydı. (VI) Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği için son derece anlamlı bir logo tasarlandı. (VII) Osmanlı Dönemine ait tipik ahşap bir evin kolonlarla desteklenmiş üst katının silüeti logoda yer almaktaydı.
12. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2017 YGS)
A) II  B) III  C) IV  D) V  E) VI

(I) Bir dilin kaybolması, çevremizdeki bir hayvan veya bitki türünün tükenmesinden daha önemsiz bir olay değildir. (II) Soyu tükenmekte olan bir hayvan türü veya üç beş örneği kalmış bir bitki türü için medyada birçok haber görebilirsiniz. (III) Ancak Afrika’da, Asya’da birkaç yüz konuşanı kalmış bir dil için ciddi bir yayın göremezsiniz. (IV) Dil konuşurlarının, ana dillerini terk etmeleri çok değişik nedenlere dayanır. (V) Devlet idaresini kaybetme, göç, azınlık durumuna düşme, sosyoekonomik sorunlar vb. buna örnek olarak gösterilebilir. (VI) Ana dil, benzer nedenlerle konuşulduğu coğrafyadan çekilmeye başlayınca evin içine sıkışır ve sonunda yok olup gider.
13. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2017 LYS)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Egzistansiyalizm bir felsefe sistemidir. (II) Alman filozofu Heidegger tarafından ortaya atılmış, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız düşünürü ve romancısı Sartre’ın benimsemesi ve edebiyata uygulamasıyla bütün dünyaya yayılmıştır. (III) Egzistansiyalist eserlerde standart karakterler yoktur, durumlarla karşı karşıya kalmış insanlar vardır. (IV) Karar verme özgürlüğüne sahip olan bu insanlar, karşılaştıkları durumlarda yaptıkları işlerle kendi özlerini yaratırlar. (V) Egzistansiyalist eserlerdeki insanların belirli davranış biçimleri olmadığı için yapacakları işler önceden kestirilemez. (VI) Bu bakımdan roman örgüsü, okurların merakını sürekli uyanık tutacak şekilde düzenlenir.
14. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2017 YGS)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Çoğumuz düşünmeyen bir dünyada yaşıyor olmaktan yakınıyoruz. (II) İnsanların büyük bir bölümü en az düşünceyle bütün bir yaşamı omuzlamak gibi bir kolaycılığı benimsiyor. (III) Hatta kimileri düşünceyle alay ederken kimileri gerçekten düşündüklerini sanıyorlar. (IV) Büyük çoğunluğunu düşünmeyenlerin oluşturduğu ve düşünmenin lüks sayıldığı bir dünyada her şeye karşın düşünen insanı “gerçek insan” diye tanımlamak gerekir. (V) Düşünmek; insana, insan yaşamına bütünsel bir bakışla bakmaktır. (VI) Düşünce alanımızı daralttığımız zaman dünyaya yeterince yerleştiğimizi söyleyemeyiz. (VII) Düşünmek, dünyaya bir veya birkaç açıdan değil bütün açılardan bakmayı bilmekle olur.
15. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (2018 TYT)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğuşunda oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in iktisadi zihniyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ ilgiyle takip edilmektedir. (III) Siyaset alanında Weber, çağdaş siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik, otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üzerinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayanabilmektedir.
16. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (2019 TYT)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak için davranışçılık kuramı geliştirildi. (II) Davranışçı psikolojiye göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir anlamı yoktu. (III) Pavlov, Skinner gibi bilim insanlarının Watson’ın görüşlerine katılmasıyla kuram yaygınlık kazandı. (IV) Davranışçı psikoloji öğrenmeyi, uyarıcı ve tepki arasındaki bağla açıklayarak psikanalitik görüşün belirttiği etkinin geçerli olmadığını ileri sürdü. (V) Uyarıcı olarak nitelendirilen çevresel faktörler, kişilerde olumlu veya olumsuz davranışlara neden oluyordu. (VI) Olumsuz davranışlara yol açan uyaranlar kaldırılarak olumlu davranışları oluşturanlar eklendiğinde bireyin kendini geliştirmesi bekleniyordu.
17. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (2020 TYT)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Fotoğraf makinesi 1839’da Fox Talbot tarafından icat edildi. (II) Başlangıçta seçkinlerin kullanımına açık olan cihaz; 30 yıl gibi kısa bir süre sonra polis dosya kayıtları, savaş muhabirliği, aile albümleri ve kartpostallar için kullanılmaya başlandı. (III) Kullanım alanı hızla artan fotoğraf makinesinin halk için ucuz maliyetli üretilen ilk örneği, pazara 1888’de sürüldü. (IV) Kullanım olanaklarının böylesine artması, fotoğraf makinesinin toplumu çok derinden ve can alıcı bir biçimde etkileyeceğinin göstergesiydi. (V) Fotoğrafın, görünümlere gönderme yapmada en baskın ve en doğal yol olması, sanayileşmenin sonuçlarının alınmaya başlandığı dönemde gerçekleşti. (VI) Fotoğraf, her şeyi yakından gören tanık olarak dünyanın yerine o zaman geçti.  


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler