1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde
fiilimsiye yer verilmiştir?
A) İstanbul açları tokları, hastalarıyla aynı kıta üzerinde bulunuyor.
B) Bu saatte yeryüzünün birçok limanına gemiler yanaşır.
C) Ben bu sokağın öğle paydosundaki halini de bilirim.
D) Kapalıçarşı’nın küçük esnafları el kadar küçük dükkânlarını açtı.
E) Eski elbiseciler kapılarının önlerine çıkıp oturdular.
2.
Koridor gerçekten uzundu ama o saatte bana, (I)olduğundan da
uzun görünmüştü, git git bitmiyordu. Önümüzde korkunç şekiller halinde (II)kımıldayan gölgelerimize,
içimde sebepsiz bir ürpertiyle (III)bakarken, karşımda kol
demirleri (IV)vurulmuş bir kapı ve onun dibinde fitili (V)kısılmış gemici
feneri gördüm.
Yukarıdaki
parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi diğerlerinden farklı türde
bir eylemsidir?
A)
I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
3.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde fiilimsiye yer verilmemiştir?
A)
Acıkan hasta ruhu yakıp geçer boşuna
B)
Yalancıdır, kalleştir, susar kana ve cana
C)
Ne tuhaf ki bunları bilenler çok
D)
Cehenneme götüren cennetten kaçan yok
E)
İşi bitince unutur iyilik yapanları da
4.
(I)Oturduğu ağacın altından (II)baktığında camlı kapıda
yansımasının görülmemesi ama buraya (III)yerleştiği zamanlarda hep
içeride (IV)kalmayı yeğlemiş birilerince gözleniyormuş (V)duygusuna kapıldığı
oluyordu.
Yukarıdaki
cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi eylemsi değildir?
A)
I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Sevgilim, burdan uzak,
Uzaklarda yaşamak,
Sevmek ve ölmek için,
Açılıp denizlere,
Bir gün gitsek mi dersin,
Sana benzeyen yere.
Bu
dizelerde kaç fiilimsi kullanılmıştır?
A)
2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6
6.
Aşağıdaki dizelerden hangisinde isimleşmiş bir fiilimsi kullanılmıştır?
A)
Anlatıyordu / Yıllar süren yalnızlığını
B)
Ne kadar benziyoruz şimdi / Aynı tezgâhtan çıkmış testilere
C)
Ben zamanı gördüm, / Kaç bakışta bozdu hayalimi?
D)
Akşamın, tek bir ağaç gibi / Dal budak saldığı sular
E)
Sakın kimse el sürmesin dallara, / Yapraklar, meyveler olduğu gibi kalsın.
7.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde sıfat fiil farklı görevde kullanılmıştır?
A)
Parlardı içimde bilinmedik şehirler.
B)
Ağaran sevdaların türküsünü dinle.
C)
Neden yadırganır ağlayan gözler?
D)
Bir ezel yarasıdır, ruhta kanayan.
E)
Değişmez, ecel meclisinden geçen kanun.
8.
Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde farklı bir fiilimsi vardır?
A)
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
B)
Görenedir görene, köre nedir, köre ne?
C)
Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez.
D)
Gök gürlemeden yağmur yağmaz.
E)
Herkesin yorulduğu yere han yapmazlar.
9.
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde altı çizili sözcük ötekilerden farklı görevde
kullanılmıştır?
A)
Buradaki işlerini bitirmeden yurt dışına çıkmayacakmış.
B)
Geç saatlerde tamamlanan görüşmeden yine bir sonuç çıkmadı.
C)
Kitaptaki bütün şiirleri okumadan kararını vermişti.
D)
Sabahtan beri hiç durmadan dikiş dikiyordu.
E)
Olayın aslını anlatmadan daha fazla duramayacaktı.
10.
Aşağıdaki
dizelerden hangisinde “isim fiil”, “sıfat fiil” ve
“bağ fiil” bir arada kullanılmıştır?
A)
Okşar gibi sessizce esip çizmede rüzgâr, / Durgun suların üstüne yer yer
kırışıklar.
B)
Söylenecek son söze en güzel örnek: / Ağaçlara benzeyip, ayakta ölmek.
C)
“Gelmesine gelir, ama durmaz / Gidiverir.” diye dövünmek boş.
D)
Önümden gelip geçen insan değil makine, / Nerede sıcaklığı o bizim sokakların?
E)
İşte karşımdasın çiçekli bir dal gibi, / Ufku bir uçtan bir uca kuşatma hilal
gibi!
11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “-maz” ekini alan kelime
sıfat fiil değildir?
A) Ne söylersen söyle, yüzü kızarmaz onun.
B) Aramıza aşılmaz duvarlar
örüyorsun.
C) Bodrum katta hava almaz bir yerde yaşıyordu.
D) Suyu içilmez bir mahalleye taşındık.
E) Ucu kesmez bıçakla kurban kestim.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim fiil, sıfat
göreviyle kullanılmıştır?
A) Bakışlar, pek çok sözden daha önemli ve
etkileyicidir.
B) Odunları kesme görevi bana verilmişti.
C) Sonradan görme insanlardan fayda gelmez sana.
D) Sanat niteliği taşıması için güzelin peşinden
koşmalısın.
E) Kaligrafi sanatını öğrenme sürecim devam
ediyor.
13. “Merak, zamanı gelmiş bir katmer gibi açılıyor içimde.” Cümlesindekiyle
aynı türde bir fiilimsi aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) İstanbul üzerinden Bakü’ye gitsem hem aynı
zamanı harcayacağım hem de böylesi bir rota bana abes gelecek.
B) İstanbul’dan jet ile bir buçuk saatte alınacak
mesafeyi üç saatte buradan üç saatte alacak.
C) Böylece yeryüzüne elli bin metre yükseklikten
bakabildik.
D) Hiçbir şey bir noktaya dönüşmüyor, sadece ben
biraz uzaktan bakıyorum.
E) Kuş uçuşu gitmişiz oradan.
fiilimsi çıkmış sorular fiilimsi örnekleri cümle fiilimsi eylemsi fiilimsi bulma
Bazı eylem adları eylem anlamını kaybederek
tümüyle ad olmuştur.
14. Aşağıdakilerden hangisinde bu
açıklamaya uygun bir sözcük yoktur?
A) Bazen, gönül bu elmalardan yemek ister.
B) Elinde Bursa çakısı, boynunda kımızı yazma vardı.
C) Yarım dilim ekmek önümde, düşünüyorum alevden ülkeleri.
D) Gökyüzünde başıboş uçan iki uçurtma gibiyiz.
E) Elinde kazma Ferhat’ım ben dağlarda.
15. Aşağıdaki dizelerin hangisinde birden
fazla eylemsi (fiilimsi) kullanılmıştır?
A) Tüketme nefesimi maviş kızım
Bildiğin Türkçe kıt gelir masallarıma
B) Üzme beni yum gözlerini
Uyutacak ninnilerim yok
C) Bunlar size gelmez
Uykusunu kaçırır çocukların
D) Biliriz de güzel laf etmesini
Çekiniriz konuşmaktan
E) Sökülecek, Has Bahçe’nin çitleri
Ağlayan nar gülecek
16.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-acak, -ecek” eki farklı bir görevde
kullanılmıştır?
A) Davete çağırılacak
konukları belirledik.
B) O da ziyaret edecek
köyümüzü.
C) Bir gün anlayacaksın,
hatalı olduğunu.
D) Sonuçlar açıklanacak
bugün.
E) Bilecek insanlar nerede
olduğunu.
17. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde isim-fiil (ad – eylem) yoktur?
A) Sabahları koşmayı çok
seviyorum.
B) Yük taşıyan hayvanlara
çok acırım.
C) Beni susturmak için her
şeyi yaptı.
D) Küçüğün masal anlatışına
herkes hayran kaldı
E) Çocuğun bunları bilmesi
şaşılacak şey!
18. Aşağıdakilerden
hangisinde altı çizili sözcük fiilimsidir?
A) Giyeceklerin çoğu
kirlenmiş.
B) Koşar herkesin
derdine yorulmadan.
C) Minik kız, bilmiş
tavırlarıyla herkesi şaşırttı.
D) Yakında gelecek
beklediğiniz kişiler.
E) Geçmiş gün,
geride tozu kalmış.
19. Aşağıdaki atasözlerinin
hangisinde zarf-fiil yoktur?
A) El ele vermeyince taş
yerinden kalkmaz.
B) Üzüm üzüme baka baka
kararır.
C) Ödünç güle güle gelir,
ağlaya ağlaya gider.
D) Bilmemek ayıp değil,
öğrenmemek ayıptır.
E) Kader gelince göz kör
olur.
fiilimsi fiilimsi
örnekleri fiilimsi ekleri fiilimsi test fiilimsi test çöz fiilimsi çalışma
kağıdı fiilimsi cümleleri
CEVAP ANAHTARI: 1-E, 2-C, 3-B, 4-E, 5-D, 6-C, 7-D, 8-D, 9-B, 10-B, 11-A,
12-C, 13-B, 14-A, 15-D, 16-A, 17-B, 18-C, 19-D
İNDİR: Fiilimsiler testi (Word Dosyası)
Fiilimsiler Ders Notu ve slaytını görmek için tıklayın.
İsminden anlaşılacağı gibi fiile benzeyen sözcüklerdir. Kökü
fiildir.
Aldığı eklerle fiil olmaktan çıkmış, isim, sıfat veya
zarfa olmuşlardır.
Örnek:
•
Onunla konuşmak istemiyorum. konuş-mak
•
Tükenmez bir enerjisi vardı. tüken-mez
•
Yolda dura dura geldik. dur-a
-me (-ma), -iş (-ış, uş, üş), -mek (-mak) ekleriyle
yapılır. Eklendikleri fiil kökünü veya gövdesini isim haline getirirler.
ma/(y)ış/mak şeklinde kodlayabiliriz.
Örnek:
• Sıra
bölüşmeye gelince kavga çıktı. bölüş –
me
• Birbirimizi
tanıma zaman alır. tanı
– ma
• Başlangıcı
çok ses getirdi, bitişi sessizdi. bit
– iş
• Perşembenin
gelişi çarşambadan belli olur. gel-iş
• Seni
görmek için onca yol geldim. gör
– mek
• Bilmek
yetmez, önemli olan uygulamak! bil
– mek, uygula – mak
İsim-fiiller zaman içinde kalıplaşarak varlıklara isim
olmuştur. Bu şekilde kalıplaşan kelimeler fiilimsi kabul edilmez.
Örnek:
• Yangını çakmakla oynayan çocuklar çıkarmış.
• Zeytinyağlı bir dolma olsa da yesek!
• Binanın çıkışına yabancı araçlar park ediyor.
İsim-fiil eklerinden olan –me/-ma eki, olumsuzluk eki olan
–me/-ma ile karıştırılmamalıdır.
Örnek:
• Eşyaları
sakın taşıma!
• Eşyaları
taşıma bana kaldı.
• Gülme
adamın karşısında.
• Gülme
sırası bize geldi.
-an (-en), -ası (-esi), -mez (-maz), -ar (-er, -r, -ır,
-ir), -dik (-dık, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük) -ecek (-acak) -miş (-mış,
-muş, -müş) ekleriyle yapılır. Eklendikleri fiil kökünü veya gövdesini sıfat
haline getirirler.
(an/ası/mez/ar/dik/ecek/miş) şeklinde kodlayabiliriz.
Örnek:
• Bahçede düşen çocuk evde ağlamaya başladı. düş-en çocuk
• Kırılası elleriyle adamın ameliyat parasını çalmışlar. kırıl-ası el
• Laf anlamaz bir halde kapıyı çaldı. anla-maz hal
• Tören koşar adım geçit yaptık. koş-ar adım
• O gurbet elde tanıdık bir yüz öyle değerliydi ki! tanı-dık yüz
• Ölecek adam yüzünden belli olurmuş. öl-ecek adam
• Müdür görmemiş bir insan olduğunu hemen gösterdi. görme-miş insan
Sıfat-fiil ekleri bazen fiil çekim ekleriyle karıştırılır.
Cümlede kullanılışına, kelimenin cümleye kattığı anlama dikkat etmeliyiz.
Sıfat-fiil olan kelime, sıfat olduğu için bir isimle birlikte kullanılır.
Fiildeyse böyle bir durum olmaz.
Örnek:
• Laf anlamaz bir halde kapıyı çaldı. / Ne söylersen söyle laf anlamaz.
• Törende koşar adım geçiş yaptık. / Sabahları beş kilometre koşar.
• Gurbet elde tanıdık bir yüz gördü. / Onu görünce hemen tanıdık.
• Ölecek adam yüzünden belli olur. / Adam kahırdan ölecek.
“-ip, (-ıp, -up, -üp), -erek (-arak), -meden (-madan),
-meksizin (-maksızın), -dikçe (-dıkça, -tıkça), -ince (-ınca),-eli
(-alı),-ken,-a (…-a …-a), …-r …-mez (…- r …-maz), -esiye (-asıya), -casına
(-cesine)ekleriyle yapılır. Eklendikleri fiil kökünü veya gövdesini zarf haline
getirirler.
Örnek:
• Köşede durup ardından uzun uzun baktı. dur-up
• Geç kalınca okula koşarak gittim. koş-arak
• Karar vermeden önce bir kere dinle! ver-meden
• İlk sınav geçtikten sonra nefes almaksızın ikinciye başladın. almak-sızın
• Onu tanıdıkça seveceksiniz. tanı-dıkça
• Kış yaklaşınca kuşlar göçmeye başladı. yakla-şınca
• Geleli bir yere çıkmadık. gel-eli
• Konuşa konuşa çözemeyeceğimiz sorunumuz yok. konuş-a
• Okul servisini görür görmez caddeye fırladım. gör-ür gör-mez
• Mahalleli hırsızı öldüresiye dövmüş. öldür-esiye
• Savaşa gidercesine maça gidiyorsunuz. gider-cesine
(I) Kimi genç şairler yazdıklarını göndermekle kalmayıp
kendileri de gelirler beni görmeye. (II) Dinlerim ya da kendim okurum o
gençlerin şiirlerini. (III) Çoğu bakarım sevebileceğim şiirlerden değil. (IV)
Güzel çirkin diye yargılamıyorum şimdi belki güzel çok güzel yıllar boyu
beğenilecek şiirler; ama benim hoşlandığım türden değil. (V) Mutlaka öylelerini
de beğenenler vardır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “isim-fiil, sıfat-fiil,
zarf-fiilin üçünün de örneği vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
(ÖSS-2001)
CEVAP: A
(I) Kimi genç şairler yazdıklarını (SIFAT-FİİL)
göndermekle (İSİM-FİİL) kalmayıp
(ZARF-FİİL) kendileri de gelirler beni görmeye(İSİM-FİİL).
Çıkmış soru -2
(I) Çocukken insanları çöp adam gibi yapardık. (II) Dağlar
koni şeklinde olurdu. (III) Evleri de sembolik bir geometriyle resmederdik.
(IV) Ağaçları çizerken bir gövdenin üzerine yaprakları hatta dalları olmayan
bulutsu bir yuvarlak oturturduk. (V) En fazla yeşile boyar ve “işte ağaç”
derdik.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde eylemsi kullanılmıştır?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E) V.
(ÖSS-1999)
CEVAP: D
(IV) Ağaçları çizerken bir gövdenin üzerine yaprakları hatta
dalları olmayan (SIFAT-FİİL) bulutsu bir yuvarlak oturturduk.
Çıkmış soru – 3
Heyecanlandım nedense
Hep sevgiden konuşmak istiyorum.
Bu dizelerdeki eylemsinin türce özdeşi olan eylemsi aşağıdaki dizelerin
hangisinde vardır?
A) Kağıt kayıkları yüzdürdük / Derenin boz bulanık sularında
B) Derdimiz bize yeterken / Komşularınki de üstüne tuz biber eker
C) Sevgi bir çocuğun gülen gözleridir / Ve özgür bir uçurtmadır gökyüzünde
D) Konarsan güle kon dikene konma / Eski düşmanların dost olur sanma
E) Aydınlığı bu kadar soğutabilmek ne zor / Bulutları küçük camlara sığdırabilmek
(ÖSS-1998)
CEVAP: E
Soru kökündeki fiilimsi konuşmak sözcüğü isim-fiildir.
E şıkkındaki soğutabilmek ve sığdırabilmek
sözcükleri de bir isim-fiildir.
İNDİR: FİLİMSİLER SLAYT
Fiilimsiler Test Sorularını Çöz – İNDİR
2 Farklı üniversite sınavı hazırlık edebiyat soru bankası indirmek için aşağıdaki bağlantıları tıklayın. Edebiyat soru bankalarını indirebilirsiniz. Kitaplar PDF formatındadır. PDF dosyasını çalıştırmak için bilgisayarınızda PDF okuyucu bir program yüklü olması gerekmektedir.
İndir : EDEBİYAT SORU BANKASI-1
İndir : EDEBİYAT SORU BANKASI-2
İNDİR: AYT DENEMESİ-1
İNDİR: AYT DENEMESİ-2
TAVSİYE: AYT-TYT EDEBİYAT ÇALIŞMA NOTLARI İNDİR
Anlatım bozukluğu konu testinin ilkini aşağıdan indirebilirsiniz. 20 sorudan oluşan test word dosyasıdır.
Anlatım bozukluğu konu testinin ikincisini aşağıdaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. 20 sorudan oluşan test word dosyasıdır.
20 soru
Anlatım bozukluğu konu testinin ilkini aşağıdan indirebilirsiniz. 20 sorudan oluşan test word dosyasıdır.
20 soru
Söz sanatları (edebi sanatlar) ile ilgili ayrıntılı konu anlatımlı dosya hazır. Konu anlatımları bol örneklerle pekiştirildi ve konu anlatımının sonunda 13 adet çözümlü soru eklendi. Ayrıca yine konu sonunda bir adet konu testi bulunmakta. Derse hazırlıkta ve ders esnasında farklı örnekler vermekte kullanılabilir. Belge word formatında. Dosyayı aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz.
İNDİR-Söz Sanatları Konu Anlatımı ve Testi
Edebiyat sınavına sayılı zaman kala edebiyat denemesi çözmek isteyenler için iyi bir deneme sınavı. Sınavın şekline uygun, cevaplarıyla birlikte verilmiş. Soru gelebilecek bütün konuları kapsıyor. Cevaplar kırmızı renkle belirlenmiş, word dosyası.
Fiilleri konu alan 21 soruluk yaprak test. Bireysel çalışma ve sınıfta topluca kullanım için uygun.
TESTTEN ÖRNEK SORULAR
Aşağıdakilerden hangisinde iş, oluş, durum bildiren fiiller birlikte verilmiştir?
A)Uyumak, beklemek, sararmak
B)Solmak, ağlamak, gülmek
C)Almak, büyümek, oturmak
D)Anlatmak, sevmek, giymek
E)Çalışmak, bayatlamak, kararmak
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bileşik zamanlı eylem kullanılmamıştır?
A)Koşsa da artık arkadaşlarına yetişemezdi.
B)İçlerindeki eksikliklerin tümünü giderdi.
C)Çocuk ödevini yaparken rahat bırakılmalıydı.
D)Biraz daha erken kalksaydın daha iyi olurdu.
E)Hiçbir zaman hiç kimseye boyun eğmemişti.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi çekimli bir fiildir?
A)Aldığı arabanın rengi masmaviydi.
B)Eskiden saçları oldukça uzunmuş.
C)Bursa’da dallar yeşermiş, şimdiden.
D)Dün getirilen bulaşık makinesi bozukmuş
E)Yürüyeceğiniz yol, epey dikenli arkadaşlar.
Paragraf testini sınıfta uygulayıp cevaplarını slaytlarla tek tek işlemeye çok uygun çalışma.
Slaytı ve yaprak test şeklindeki çalışmayı resimler üstüne tıklayıp indirebilirsiniz.
Cümlenin taşıdığı duygular (sitem, yakınma, sevinç…) cümlede yakın anlamlılık, cümlede kavramlar (öznellik, nesnellik, karşıtlık, karşılaştırma, varsayım, tahmin, tanım, öneri, üslup, içerik), cümlede anlam ilişkileri (Sebep-sonuç, Amaç-sonuç, koşul/şart ) cümlede anlatım (düz-dolaylı anlatım) ara başlıkları konuyu genişçe anlatıyor.
Acınmak, üzülmek, yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek
demektir.
ÖRN:
·
Keşke annemin değerini o hayatta iken
bilseydim.
·
Nasıl geçti habersiz / O güzelim yıllarım.
SORU:
Aşağıdaki dizelerin hangisinde “hayıflanma,
üzülme” söz konusudur?
A)Kınalanmış gibi dağlar, dereler
Ne güzel güz, ne güzel eylül olur.
B)Desem ki vakitlerden bir
nisan akşamıdır.
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden
esiyor.
C)Yaz göç ediyor, ne yazık, yine güz
Mor dağlarda güneş doğmadan henüz
D)Kuşlar gelecek damların üstünden
Kuşlar konacak dağlara
E)Lale, sümbüller içinde hüma
kuşları ötüyor
Avcılar yolu tutmuşlar erken erken
Cevap:C
Elden bir şey gelmemesi, çaresiz olma durumudur.
ÖR:
·
Çileli doğmuşum zaten ezelden / Hasrete alıştım
ne gelir elden.
·
Zulüm diken gibi bürümüş kenti / Boynu bükük
kalmış mor menekşem.
SORU: (I)Şiirle ilişkim yoktu başlarda, hikaye düşünüyordum; ancak ilk yazdıklarımı
gönderecek yer bulamıyordum .(II)Dergi diye bir “Fikirler” vardı, bir ”Varlık” bir de “Yeditepe”; o dergileri de ünlüler kapatmışlardı çoktan.
(III)Ayda bir kez çıkan topu topu üç dergiden hangisi adsız sansız bir hikayeci
adayının hikayesini sayfalarını açardı; hiçbiri elbet.(IV)O dönemin ünlüleri
kendilerinden sonra gelen kuşağı da sevmiyorlardı zaten.(V)Biz buna inanıyor, kızıyor, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat üçgeninin başkaldırı örneğini
tazelemek için fırsat kolluyorduk.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “ümitsizlik, çaresizlik içinde bulunduğu” anlamı vardır?
A)1 B)2 C)3 D)4 E)5
İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak, şikâyetçi olmaktır.
ÖRN:
·
Bir de sözüme kulak verse.
·
Oysa günümüzde artık masalın sadece adı kaldı.
·
Bu çocuklar dur durak bilmiyor.
SORU: (1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma”
söz konusudur?
A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim.
B)Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.
C)O geldiği gibi gitmesini biliyor.
D)Konuştuğu gibi yazmak için özen gösteriyor.
E)Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor.
Sevilen, güvenilen
bir kimseye karşı, yaptığı hareketin ya
da söylediği sözün, üzüntü uyandırdığını
öfkelenmeden belirtmektir.
ÖRN:
·
Sen de mi Bürütüs?
·
Güvendiğim dağlara kar yağmış.
·
Bir ibadet gibi beklerim burada / Selam vermeden
geçer sevgili.”
Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek.
ÖRN:
·
Bu yazarımız yıllarca bıkmadan usanmadan
çalıştı.
·
Tablo dediğin böyle olur.
·
Bu türkü bundan daha iyi yorumlanamazdı.
SORU:
(ÖSS-1991) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme, beğenme” söz konusudur?
A) Sanatçı, son oyununda kişilerin çoğunu, çıkarını gözeten, kurnaz
insanlar arasından seçmiş.
B) O, tiyatroya ve sinemaya ilgi duyan, bu alanlarda kimi çalışmaları
bulunan, kendi halinde, sıradan bir yazardır.
C) Bu yazar, sorunlara
çözümleyici ve iyimser bir tavırla yaklaşan, değişik görüşlere açık bir
insandır.
D) Bu yazarın oyunları, kimi çevrede olumlu, kimi çevrelerde de olumsuz
eleştirilere konu olmuştur.
E) Yazar, bu yapıtında toplumsal sorunları yansıtmayı amaçladığını
söylüyor
f. Umut:
İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı
şeylerin düzeleceğine inanmak.
ÖRN:
·
Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın / Varsın
sevinçler başka bahara kalsın.
·
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte / Yarın elbet
bizim elbet bizimdir / Gün doğmuş, gün
batmış ebet bizimdir.
Neşe, sevinç, hayattan keyif alma.
ÖRN.
·
Bugün hava güzel, içim içime sığmıyor.
·
Ne güzel dönüyor çemberim / Hiç bitmese horoz
şekerim.
Hayata
ya da içinde bulunulan duruma kötümser olarak bakmaktır.
ÖRN:
·
Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım / Gün kasvet, gece kasvet
·
Ne gözyaşı avutur gönülleri / Ne bir müjde
güldürür bu yüzleri
Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı
anlamların bulunduğu cümlelerdir.
ÖRNEK SORULAR
·
İstikbalin sanat tarihinde bu devrin adı
Ahmet Haşim devridir.
I. Ahmet Haşim’den gelecek kuşaklar
övgüyle söz edeceklerdir.
II. Ahmet Haşim gelecekte daha iyi
anlaşılacaktır.
III. Ahmet Haşim sanatçı kimliğiyle
yaşadığı devre damgasını vurmuştur.
İçinde iyi bir yanı olmayan kitap kadar kötü
kitap yoktur.”
I. I.Kitaplarda yararlı bilgiler de
zararlı bilgiler de olabilir.
II. İyi yanı ağır basan kitaplar
daha faydalıdır.
III. En kötü kitap içinde iyilikten
eser olmayan kitaptır.
·
Kuralların istisnası vardır; ancak
istisnaların kuralı yoktur.
I. Kurallar istisna kabul etmeyecek
kadar kesindir.
II. Kurallara uymayan örnekler her zaman olabilir ama kurallara uymayan
örneklere bir kural konulamaz.
III. İstisnaların kuralı, kuraların
istisnasıdır.
SORU:
Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü
yazarken, o olayları yeniden, hem de zamanında ayrımına varamadığım
yönleriyle yaşamanın, küçümsenir bir
mutluluk olmadığını söylemeliyim.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle aynı anlamdadır?
A)Öykülerimi oluşturmak için, yaşadığım
olayları bir süre sonra hatırlamak zorunda olduğumu hiç unutmam.
B)Başımdan geçen olayları yapıtlarımda anlatırken onlara yeni bir
görünüm kazandırmaya çalışırım.
C)Kimi olayların incelikleriyle yansıtılmasının, yazarlığa özgü bir nitelik olduğunu düşüyorum.
D)Yaşadığım kimi olayları sonradan öyküye dönüştürürken onların fark
etmediğim yanlarını tekrar yaşamak bana mutluluk veriyor.
E)Kimi olayları yaşarken duyduğum üzüntüleri, sonradan onları yazarken mutluluğa
dönüştürürüm.
SORU: “Ne yaşanan her olay
öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen
anlatmaya uygun düşüyor.”
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en
yakın anlamdadır?
A)Öyküde ne yaşanmış olaylar
anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.
B)Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz;
her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.
C)Yaşanmamış olaylardan öykü çıkaramaz;
yaşanmamış olaylar da öykünün sınırlarını aşar
D)Yaşanan olaylar çok etkileyicidir;
olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.
E)Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz;
öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez.
SORU:
(1984-ÖSS) “Tiyatro bir odak noktasıdır;
dünyada, tarihte, insanda her ne varsa oraya yansıyabilir; ama
sanatın sihirli değneği altında.”
Aşağıdaki yargıların hangisi bu cümlede söylenmek istenene en yakındır?
A) Sanat eseri, hayatı olduğu gibi
yansıtmalı, eğlendirmeli ve her sosyal
tabakaya seslendirmelidir.
B) Sanatta gerçek, basit bir kopyadan
ibaret olmamalı, yazarın kafasından
geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır.
C) Sanatçı öncü olmak, halkın yürüdüğü
yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır.
D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi
verir.
E) Sanatçı, toplumdaki işlevini, sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla
gerçekleştirebilir.
SORU:
(1988-ÖSS)
I.Yalnız biçime önem veren sanatçı, nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü
olmayan konuşmacıya benzer.
II.Zaman içinde, yapıtlarını biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış
pek çok sanatçı vardır.
III.Bu sanatçımızın, eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya
çalışması, yeni bir yöntem değildir.
IV.Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kağıdın iki yüzü gibi
birbirinden ayrılmaz.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımında birbirine en yakın olanlar hangileridir?
A)I ve II B)I ve
III C)I
ve IV D)II ve III E)II ve IV
SORU:
(1985-ÖSS) “(I) Bana göre şiir; özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk
kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler.
(IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir.
(VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”
Parçada, anlamca birbirine en yakın
olan iki cümle hangisidir?
A) I, II B)
II, III C)
III, IV D)
IV, V E) V, VI
SORU:
(1986-ÖSS) Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye en yakın anlamdadır?
A)Analık kadına güç verir.
B)Her kadın güçlü bir anadır.
C)Ananın gücü kadınlığından gelir.
D)Analık, kadınların güçlü duygusudur.
E)Analık, güçlülüğün ilk koşuludur.
SORU:
(1992-ÖSS) İnsanlarda, kurallara uyma
alışkanlığıyla sorumluluk duygusunun yerleşmiş olması arasında sıkı bir ilişki
vardır.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A)Büyük sorumluluklar yüklenmiş kişiler kurallara uymak zorundadır.
B)Sorumluluğunu bilen insanlar kurallara uyarlar.
C)Bazı kurallar insanları sorumluluklarını yerine getirmeye zorlar.
D)Sorumluluktan kaçınmayan kişiler herkesi kurallara uymaya zorlarlar.
E)Kurallara uyan kişiler, sorumluluk
almaktan hoşlanırlar.
SORU:
(1994-ÖSS) Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A)Burada sözünü ettiğim kötü
filmlerin iyi yanları da var.
B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da
iyi filmler var.
C) İyi olmayan filmlerden de burada söz
edebilirim.
D)Burada sözünü ettiğim filmler iyi film
diye seçilenlerdir.
E)Burada sözünü ettiğim filmler arasında
kötü filmlerde yer alıyor.
Kişiden kişiye göre değişen, beğeni, takdir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik
özelliği olmayan ifadelerdir. Sanatsal ifadeler, yorumlar,
beğeni, benzetme ve eleştirilerin hepsi özneldir.
ÖRN:
· Ressam bu tablosunu özenerek yapmış.
·
Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir.
·
Gülmek ona çok yakışıyor.
SORU:
(1991-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz
konusudur?
A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.
C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.
D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tek düzelik görülüyor.
Bilimsel veri ya da istatistiklere dayanan ölçülebilir, kanıtlanabilir
ifadelerdir. Nesnel cümlelerde eleştiri beğeni, yorum gibi duyguların ve
sezgilerin karıştığı ifadeler bulunmaz.
ÖRN:
·
Ressam bu tabloda sarı renklere ağırlık vermiş.
·
Y. Kemal ”Ok” şiirinde hece ölçüsünü
kullanmıştır.
·
Kitap birbirinden bağımsız dört bölümden
oluşuyor.
SORU:
(1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik
taşımaktadır?
A) Tiyatro, sinemaya göre daha eğlencelidir.
B) Deniz kenarında yaşamaya doyum olmaz.
C) Güneşin batışını izlemek insana mutluluk verir.
D) Kentlere göç edenlerin sayısı yıldan yıla artmaktadır.
E) Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir.
Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını
sağlamak için yapılan değerlendirmelerdir. Eleştiriler kişisel beğeni ifade
ettiği için öznel yargılardır. Eleştiri(kritik) olumlu ya da olumsuz olabilir.
ÖRN:
·
Kelimenin tam anlamıyla o bir şiir ustası.
·
Neresinden tutsan elinde kalıyor bu kitap.
·
Atatürk çok güzel konuşan, etkileyici bir
hatipti.
SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bir eleştiri
söz konusudur?
A) Sözcük seçimindeki özensizlik, çevirmenin, metnin aslına bağlı
kalmaktaki titizliğine gölge düşürüyor.
B) Öyküleriyle Türk edebiyatında seçkin bir yer alan sanatçının bu
yapıtları, yabancı dillere çevrilmiştir.
C) Sanatçının ilk şiir kitabını sevinç ve heyecanla okurken çocukluk
günlerimi düşünüyorum.
D) Sanatçı, günlüklerinde zaman zaman başka kişilerin konuşmalarına yer
vermiştir.
E) Kitapta, eski eğitim düzenimizin olumsuz yönleri, karşılaştırmalı bir
yöntemle anlatılıyor.
NOT
1! Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur. Eleştiri her
konuda yapılabildiği halde “değerlendirme” genellikle bir esere yönelik olarak
yapılan olumlu ya da olumsuz nitelik taşıyan eleştirilerdir. Değerlendirmeler
nesnel ya da öznel olabilir.
SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ”değerlendirme”
söz konusudur?
A)Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de kusursuz
eserler yaratmak için yazarlar.
B)Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.
C)Bir eserin değerinin konusundan çok üslubuna bağlı olduğunu her zaman
söylerim.
D)Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine bir çok inceleme
yapılmıştır.
E)Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun
biçimde konuşturulmuştur.
NOT
2! Başkalarından aktarılan görüşler nesneldir.
NOT 3! Benzetmeler,
kişileştirmeler ve duygusal anlatımların hepsinde öznellik vardır.
Bir yapıtı ya da sanat eserini belli bir görüşe göre açıklamaktır. Bu
açıklamalarda yorum yapan kişinin beğenileri ön plandadır. Beğenmeme de
olabilir. Dolayısıyla “yorumlar” kişinin özel yargılarıdır; kanıtlanabilir
özellik taşımazlar.
ÖRN:
·
Ne var ki diğer şiirleri, ilk şiirlerindeki tadı
vermiyor.
·
Halk şiirlerinden gelen söyleyiş güzelliği onun
bütün dizelerini böylesine alımlı kılmıştır.
·
Bu resimde insanlar soluk birer görüntü olmadan
öteye geçememişler.
SORU:
(1989-ÖSS) (I)Genç adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ve hafif bir
kırmızılık vardı.(II)Bu kırmızılık, herkesin payını dağıtan balıkçını elinde
tek balık kalıncaya kadar sürdü. (III) Balıkçının, son balığı da kendisine vermediğini görünce
rengi uçtu; gözleri büyüdü.(IV)
Yüzündeki gülümseme giderek azaldı ve yok oldu.(V) O an, genç adamın, öfkesini ve acısını kendi içinde saklayan biri
olduğunu anladım.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ”yorumlama” ya yer
verilmiştir?
A) I B)II C)III D)IV E)V
SORU: (I)Çeviri
bir metinden yola çıkan yazar, oyunu yeniden, oldukça güzel bir biçimde
oluşturmuş. (II)Metin, yerel motiflerde yalınlaşırken evrenselliğini de
yitirmemiş.(III)Ayrıca oyunu dokusunda yer alan dostluk, fedakârlık, bağlılık
gibi duygular, inandırıcı ve dengeli bir biçimde verilmiştir.(IV)Öte yandan
tipler üzerinde yeterince durulmamış; bunlar soluk birer görüntü olarak kalmış.
(V)Oyunda, anlatılanların geçtiği yer ve
zaman da belirtilmemiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin
hangisinde yazar bir “yorum” yapmamıştır?
A)1 B)2 C)3 D)4 E)5
Birbirine zıt iki durumun, olayın, aynı cümlede bulunmasıdır. Karşıtlıkla
olumsuzluk karıştırılmamalıdır. Ağlamak, gülmek karşıtlıktır ancak
ağlamak-ağlamamak; gülmek-gülmemek iki eylemin olumsuzudur.
ÖRN:
·
Serhat iyi bir arkadaş ama kötü bir sırdaştır.
·
Keloğlan, çelimsiz, bakımsız, sıska bir insan
olmasına rağmen elinden bir hayli büyük işler gelir.
SORU:
(ÖSS-1983) Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde aynı varlığın karşıt durumları birlikte verilmiştir?
A)Gün doğarken yola çıkmış, öğleden sonra köye varmıştık.
B)Adamın yüzündeki yumuşak ifade bizimle konuşurken birdenbire sertleşmişti.
C)Hastanın kansız yüzü bir hafta öncesine göre daha da sararmıştı.
D)Bu dev gibi adam bugüne değin o minicik çocuğun her dediğini yapmıştı.
E)Yolculardaki bezginlik yolun sonuna doğru acıya dönüşmüştü.
NOT! Karşıtlık
iki zıt olayın bir cümlede olma durumudur. Bu zıtlık bazen zıt anlamlı
sözcüklerle sağlanabilir ancak karşıtlık için ille de zıt anlamlı sözcüklerin
olması gerekmez.
En az iki eser, varlık, kişi ya da kavramın benzer veya farklı yönlerinin
birbiriyle kıyaslanmasıdır. Karşılaştırma bildiren cümleler bir varlığın başka
bir varlıktan herhangi bir yönden daha iyi, daha kötü ya da onunla aynı düzeyde olduğunu
belirtir.
ÖRN:
·
Sinema da tiyatro gibi görmekle ilgilidir.
·
Onun romanlarında, öykülerinde de dil ön
plandadır.
SORU:
(ÖSS-1989) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “karşılaştırma” söz
konusu değildir?
A) O, hemen her konuda bildiğini tam bilir.
B) Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
C) O, sanatçılar arasında eşi az bulunur bir insandı.
D) Çocukların en beceriklisini bulup getirmişti.
E) Ona aldığım kalem daha çok benim işime yaradı.
Geçici olarak kabul edilmiş görüş ya da önermedir.
ÖRN:
·
Tut ki Ankaralı değilim, ne çıkar bundan?
·
Bu sözleri sana hiç söylemediğimi farz et.
·
Diyelim ki dediklerini yapmadım bana ne
yapabilirsin?
SORU:
(ÖSS-1989) Aşağıdakilerden hangisi varsayım ifade etmektedir?
A) O Çarşamba günü geziden dönebilir.
B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.
C) İstediğini veririm yeter ki sen
çalış.
D) Belki onu sen de tanırsın.
E) Yarın akşam yemeğe onlar da geliyor.
Bir durum ya da olay hakkında ”tecrübelerine” ya da “sezgiye” dayalı olarak
fikir yürütmektedir.
ÖRN:
SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir
tahmin (olabilirlik) söz konusudur?
A) Kar yağıyor kış geldi artık.
B) Onunla konuşmalısınız: Köyün en yaşlı kişisidir.
C) Ben onu çok iyi tanırım çok dürüst çocuktur
D) Sizde biliyorsunuz o kardeşlerin en küçüğüdür.
E) Geç kaldık sanırım o gitmiştir.
İnsana yararlı olacağını düşündüğümüz tekliflerde bulunmaktır.
ÖRN:
·
Ayağını yorganına göre uzat.
·
Şiire düz yazıya doyduktan sonra yönelmelisiniz.
·
Ders çalışırken yüksek sesle müzik
dinlememelisiniz.
SORU: (ÖSS-1990)
(1)Bu şiirin tadına varabilmem için, oldukça fazla çaba harcamam gerekti. (2)
Bunların bir yanı ne kadar açık ve yalınsa bir yanı da o kadar karmaşık ve
yoğun. (3) Bu noktada sanatçının öyküleriyle benzerlik görülüyor. (4) Kitabın
sonuna şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi yararlı
olabilir. (5) Yine de sanatçının şiirlerinden bir demetin Türkçeye
kazandırılması çok önemli bir çalışmadır.
Yukarıdaki parçayı oluşturan cümlelerin hangisinde bir öneri söz konusudur.
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E)
5
Bir nesnenin ya da kavramın belirgin özelliklerini ortaya koyarak onu
açıklamaktır. Üzerinde durulan kavrama Bu nedir? diye sorduğumuzda cevap
almamız şarttır.
ÖRN:
·
Dostluk okudukça artan bir kitaptır. (öznel
tanım)
·
Sanat, yalanı,
yaşamda olamayanı gerçeğe dönüştürme
çabasıdır. (öznel tanım)
·
Sıfat; isimleri çeşitler yönden niteleyen ya da
belirten kelimelerdir. (nesnel tanım)
·
Bir sanat eserinin iyi ya da kötü yanlarını ortaya koymaktır
eleştiri.(nesnel tanım)
NOT! “Gül tabiattaki
çiçeklerin bir özetidir.” cümlesi tanımın içeriğine uymadığı için (gülün
özellikleri söylenmediği için) bir tanım cümlesi değildir.
Gül mis kokulu bir çiçektir cümlesi ise belirgin özelliklerinden bir tanesi
dahi olsa söylendiği için bir tanım cümlesidir.
Aşağıdaki cümleler birer tanım cümlesi değildir.
Roman çok sevilen bir türdür.
Sanat, bize bizim göremediklerimizi
göstermelidir.
Eleştirmenler, eleştirilerinde tarafsız
yani objektif olmalıdır.
SORU:
Aşağıdakilerden
hangisi bir tanım cümlesidir?
A) Lirik şiir, akıldan çok düş gücüne, düşünceden çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde, aşkın her türlü
görünüşü, bütün yönleriyle dile
getirilir.
C) Lirik şiirde şair, sözcükleri
seçerken, onların ses ve görüntü gücünü
göz önünde tutar.
D)Lirik şiir, duyguların, çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile
getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı, aşk, ölüm, din gibi belirli temalar işlenmiştir.
ÖSS-1990
Bir yazarın görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelliğidir. Yani duygu
ve düşüncelerini nasıl anlattığıdır. Kelime seçimi, cümle kurgusu yazarın üslubuna ait
özelliklerdir Üslup cümleleri “Nasıl anlatmış?” sorusuna karşılık verir.
SORU:
(I)Bu eleştirmen, yapıtları
değerlendirirken kendini öne çıkarmamaya çalışır. (II) Eleştirilerinin
beğenilmesini sağlayan da bir bakıma onun bu tutumudur. (III) O, kendisinden söz ettiği bir sanatçıyı
yargılayıp değerlendirirken sözcük seçiminde, bunların kullanımına büyük bir özen göstererek
okuyucunun ilgisini kamçılar. (IV) Bu yola, okurları, incelenen yapıtın değişik yönleri üzerinde
düşündürür. (V) Onun bu tutumu eleştirilerini asık suratlı olmaktan kurtarır ve
onların kolayca okunmasını sağlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden
özellikle hangisi, sözü edilen
eleştirmenin üslubuyla ilgilidir?
A) I B) II C) III D) IV E)
V
Bir eserde nelerden söz edildiğinin belirtilmesidir. Temaları, konuları, kahramanları (ayrıca eserde geçen kişilerin
rolleri, yaşadıkları yer ve mekan vb.)
açıklayan cümlelerdir.
ÖRN:
·
Onun bütün şiirlerinde buram buram Anadolu
kokar.
·
Sevgi ve umutlarını dökmüş şair bu mısralara.
·
Yaşamın, hayatın ve aşkın güzelliklerini öven
şiirlerinde daima insana mutluluk
aşılamıştır.
SORU:
(ÖSS-1996) (I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş.
(II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk
müziğinin öğretimi, icra üslubu, makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma
yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri… (V) Bütün
bunlarla, geleneksel Osmanlı Türk
müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya
konuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin
hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?
A) I B) II
C) III D) IV
E) V
Bir parçada söylenen yargının hangi
amaçla yapıldığını açıklayan cümlelerdir. Amaç cümlelerinde genellikle “için, diye ve istemek” sözcükleri bulunur. Bu
sözcüklerin yerine “amaç” sözcüğünü kullanabiliyorsak bu cümlelere amaç cümlesi
diyebiliriz.
ÖRN:
Bir cümledeki yargının nedeninin, gerekçesinin söylendiği cümlelerdir. Cümlede
yargı bildiren ögeye “Neden?” sorusu sorulduğunda cevap alınması gerekir.
Bazen bir cümledeki yargının nedeni kendinden önceki ya da sonraki cümlede
olabilir. “Diye, için, neden, sebep, çünkü, bu yüzden” vb. sözcükler, ayrıca “-den, -mesi” ekleri anahtar sözcük ve eklerdir.
Bunların geçtiği cümlelerde
“neden-sonuç” ilişkisi bulmak oldukça kolaylaşır.
ÖRN:
·
Yar diye diye dilimde tüyler bitti. (Kişinin
dilinde tüyler bitmesinin “nedeni” sevgiliye “yar , yar” diye seslenmesidir.)
·
“Öksürüğüm geçsin diye şurup içtim.” cümlesinde
de “diye” sözcüğü geçmektedir; ancak bu cümlede kişinin şurup içmedeki amacı
açıklanmıştır.
-den ve -mesi ekleriyle kurulan “neden- sonuç” cümleleri:
·
Kolu kanadı kırılmış, sapan sürmekten.
·
Tabanları yarılmış yol yürümekten.
·
Havanın aniden bozması işlerimizi alt üst etti.
SORU: Aşağıdaki
dizelerin hangisinde yargı, gerekçesiyle
birlikte verilmiştir?
A) Herkese selam verdi
Beni ağlattı geçti
B) Gözlerimin yaşları
Mermere aksa deler
C) Ben yarime gül demem
Gülün ömrü az olur
D) Ben yarimi unutamam
Unutsa da o beni
E) Rengini gülden almış
Kokusunu menekşeden
SORU:
“Gene bahar geldi, açıldı güller” dizesinde, güllerin açılışı baharın gelişine
bağlanmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
A) Ne bir vefa gördüm, ne
faydalandım
B) Erzurum dağları kardır, geçilmez
C) Düşman geldi, tabur tabur dizildi
D) Ağlatmadı güzel, güldürdü beni
E) Başım yastıktadır, gözlerim yolda
SORU: Okul öncesi
eğitimin, çocuğun gelişiminde büyük önem
taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümlede belirtilen yargının bir gerekçesi
niteliğindedir?
A) Anaokulu, yuva ve kreşlerin sayısı
her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli gelişiyor.
B) Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.
C) Çocuklar paylaşma ve sorumluluk duygularını oyunla geliştirirler.
D)Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin önemli bir kısmı okul çağından önce
tamamlanmaktadır.
E) Son yıllarda anaokullarında çocuğu değişik yönleriyle
geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.
Eylemdeki (yüklemdeki) yargının gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğu
cümlelerdir. Bu tür cümlelerde öne sürülen koşul gerçekleşirse yargı
sonuçlanır. “Param olursa kitap alırım.” Cümlesinde “alma” eyleminin olabilmesi
için “param olması” koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir.
ÖRN:
·
İndirim yaparsan bu kazağı alırım.
·
Havalar açılınca hep beraber pikniğe gideriz.
·
Düzenli ders çalıştın mı başarılı olursun.
·
Yardım etsen de çabuk işimizi halletsek.
SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ koşula
bağlılık” söz konusudur?
A) Konuşmak üzere kürsüye yöneldi.
B) Evden çıkmak üzere olduğunu öğrendim.
C) Kitabı geri vermek üzere aldı.
D) Güneş doğmak üzereyken yola çıktık.
E) Onu trene binmek üzereyken yakaladık.
Cümlede anlatım iki türlüdür:
1) Düz (Doğrudan) Anlatım
2) Dolaylı Anlatım
Başkalarının sözleri hiç değiştirilmeden olduğu gibi söylenir, aktarılırsa bu anlatıma düz anlatım denir.
ÖRN:
·
Başhekim: “ Bu doktorların maaş zamları ne zaman
verilecek” diye sordu.
·
Bölüm başkanı Şener Bey: “Herkes haftada altı
soru getirsin” dedi.
Başkalarına ait olan sözlerin değiştirilerek ifade edilmesine
denir.
ÖRN:
·
Arkadaşım yarın, sinemaya gideceğini söyledi.
·
Okul arkadaşım, çok fazla çalışmaktan sıkıldığını söyledi.
SORU: Aşağıdaki
cümlelerden hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
A) Şöyle bir olayları anımsar, üzülürüz
ve “İşte dünya böyle!” diye düşünürüz.
B) Öğretmen Ali’ ye: “Arkadaşına söyle yarın ödevini mutlaka getirsin.” dedi.
C) Paul Valery, şiir yazma yönteminden
söz ederken “ilk dize Tanrı vergisidir, ondan sonrası da çaba…” dermiş.
D) Tiyatrodan çıktığımızda arkadaşım, Hazım’ın sahnede canlandırdığı Prens’in gerçek
hayatta yaşamış olduğunu söyledi.
E) Önce tiyatronun öğelerini, hangi
sanatların bir araya gelerek tiyatro gerçeğini ortaya koyduğunu düşünelim.