Cover Image

Cümlede Anlam Çıkmış Sorular 5

Şubat 21, 2025 Okuma süresi: 9 dakika

9. Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir? (2022)

A) Kimi insanların çikolata, cips gibi yağlı yiyecekleri; kimilerinin ise karnabahar, brokoli gibi sebzeleri sevmesinin arkasında yatan unsurun genetik faktörler olduğu ortaya konmuştur. 

B) Her gün bir parça çikolata yiyenlerin, hiç çikolata yemeyen ya da çok fazla yiyenlere göre olaylara daha pozitif yaklaştığı saptanmıştır. 

C) Yetişkin kişilerde, sanılanın aksine, çikolatanın tadını; kadınların erkeklere göre daha az sevdiği tespit edilmiştir. 

D) Çikolata gibi yiyecekler, ergenlerde serotonin salgılanmasını çocuklara göre daha fazla sağladığı için bu besinleri tüketen ergenlerin çocuklara göre daha mutlu olduğu belirlenmiştir. E) Çikolatanın ham maddesi olan kakaonun boğazdaki sinir uçlarında bir tabaka yarattığı ve bu tabakanın, sinirlerin tahriş olmasını engellediği ifade edilmiştir.

İnsanlığa hizmet edip topluma fayda sağlayan güzel fikirler; tıpkı nadide tohumlar gibi iyi gübrelenmiş, güneş gören topraklarda büyür ve sadece oralarda renkli çiçekler açıp tatlı meyveler verir. 

10. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2023)

A) Toplumsal ilerlemenin ön koşulu üretilen düşüncelerin uygulamaya elverişli olmasıdır. 

B) Topluma fayda sağlayacak düşüncelerin temel kaynağı toplumsal kabul ve değerlerdir. 

C) İyi bir gelecek tasarlayabilmek için farklı düşüncelerin bir arada bulunmasına ihtiyaç vardır. D) Topluma yarar sağlayacak düşüncelerin üretilebilmesi için ortamın elverişli olması gerekir. E) Toplumu geliştirecek düşünceler ancak toplum tarafından benimsendiğinde hayat bulur.

Küçükken hiç masal dinlememiş çocuklar büyüyünce kendi resimlerini bile cetvelle çizer.  

11. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2023)

A) Masallar, çocukların hayal dünyalarını zenginleştirerek onları gelecekte mekanik düşünmekten uzak tutar.  

B) Yaşamın zorluklarıyla başa çıkabilmek için çocukların, masalların renkli dünyasıyla tanışması gerekir.  

C) Yaşamın somut gerçekliğinden koparılan çocuklar, özgür düşünemeyen yetişkinlerin ortaya çıkmasına neden olur.  

D) Masallar, çocukların hayal gücünü besler ve yetişkinlerin dünyaya dair duyarlılıklarını artırmada etkin bir rol oynar.  

E) İnsan ve yaşamın gerçekliğini kavrayabilmek çocuklukta yaratıcı düşüncenin geliştirilmesiyle mümkündür.

(I) Plasebo, kısaca, şifa verici bir kimyasal birleşimi olmayan ve farmakolojik etkileri bulunmayan ilaç olarak tanımlanır. (II) Bu ilaçların kişide oluşturduğu ruhsal değişim şeklinde tanımlanabilecek plasebo etkisi, psikolojik hastalıklarda fiziksel hastalıklardakine kıyasla güçlüdür. (III) Bu alandaki modern araştırmaların geçmişi, genellikle 50 yılı aşkın bir süre önce yayımlanan bir makaleye dayandırılır. (IV) Beecher, makalesinde plasebo uygulamalarının, hastaların %30’unun durumunda iyileşme sağlayacağını savunarak tıp dünyasında şaşkınlık yaratmıştı. (V) Günümüzde bu tahmin, astımdan parkinsona çeşitli sorunlarla boğuşan hastaların yarısı veya dörtte üçüne kadar yükselmiştir. 

12. Bu parçada numaralanmış cümlelerde söz edilen plasebo ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2023)

A) I. cümlede, ne tür bir ilaç olduğu hakkında bilgi verilmiştir.  

B) II. cümlede, psikolojik hastalıklarda daha etkili olduğu belirtilmiştir. 

C) III. cümlede, hakkındaki araştırmaların başlangıcından bahsedilmiştir. 

D) IV. cümlede, etkilerinin geçmişte fazla bilinmediğine işaret edilmiştir.  

E) V. cümlede, günümüzdeki iyileşme oranının arttığından söz edilmiştir

I. İster ebeveyn isterse eğitimci olsun çoğu yetişkin, çocuğunun okuduğu her kitaptan “iyi, yararlı ve gündelik hayattaki pratiklerini kolaylaştıracağı” bir şeyler öğrenmesini beklemektedir.

II. Toplumun bazı kesimlerinde edebî eserler; -onların oluşum yöntemi, araç ve süreçlerinin bilincinde olunmadığından- kurgusal olmayan eğitsel amaçlı kitaplarla aynı kefeye konulmaktadır.
13. Verilen I. cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? (2024)
A) II. cümlede yer alan açıklamaya yönelik karşılaştırma yapmaktadır.
B) II. cümlede belirtilen durumun yol açtığı bir sonuçtan bahsetmektedir.
C) II. cümlede ortaya konulan durum hakkında öngörüde bulunmaktadır.
D) II. cümlede verilen durumun koşulunu belirtmektedir.
E) II. cümlede yapılan açıklamayı çürütmek için yeni bir bilgi sunmaktadır.

(I) Parlak mor çizgileriyle bir masal kitabına aitmiş gibi görünen bir balık türü; Tanzanya açıklarında, Hint Okyanusu’nun 80 metre derinliklerinde keşfedildi. (II) Cirrhilabrus wakanda denilen bu balık, ismini çizgi roman evreninin süper kahraman hikâyesi Kara Panter’den alıyor. (III) Araştırmacılar balığın göz alıcı renklerinin, Kara Panter’in ülkesi olan Wakanda halkının geleneksel elbiselerini andırdığını söylüyor. (IV) Söz konusu tür, dalma limitlerini zorlayan derinliklerde yaşadığı için bulunduğu mercan resifleri alaca karanlık bölgesi olarak adlandırılıyor. (V) Herkes tarafından ulaşılamayacak bir derinlikte kendine yaşam alanı bulan bu tür, böylelikle neslinin sürekliliğini garanti altına alıyor.  

14. Bu parçada numaralanmış cümlelerde söz edilen Cirrhilabrus wakanda ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? (2024)

A) I. cümlede, öne çıkan fiziksel özelliğinden bahsedilmiştir. 

B) II. cümlede, adının esinlenildiği kaynaktan söz edilmiştir. 

C) III. cümlede, hikâyedeki halkın giysileriyle benzer yönüne değinilmiştir. 

D) IV. cümlede, yaşadığı bölgeyi seçme nedenleri ifade edilmiştir. 

E) V. cümlede, türlerinin devamlılığıyla ilgili bilgi verilmiştir.

Günümüzde yeni bir pencere açmak, eskinin boşluğuna dokunmakla mümkündür. 

15. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır? (2024)

A) Yeni fikirler, gelenekle kurulan sürekliliği kopararak var olur. 

B) Özgün düşünceler, geçmişte önemsenmeyenler keşfedilerek ortaya çıkar. 

C) Eskinin bıraktığı değerler, taşımakla yükümlü olunan kalıcı bir mirastır. 

D) Çağdaş bakış açısı, zihindeki geleneksel kodları yıkıma uğratır. 

E) Kendine yeni bir alan açmak, mevcut düşünceleri özümsemekle gerçekleşir.


Cümlede Anlam

Ekim 20, 2022 Okuma süresi: 39 dakika
  • Cümle; bir düşünce, duygu, olay, hareket ya da isteği ifade eden dil birliğidir.
  • Cümlenin en önemli özelliği yargı bildirmesidir.
  • Cümlede anlam sorularında okuduğunu anlama ve yorum yeteneği ölçülür.
  • Aşağıda sınavda çıkabilecek soru tipleri ile çözüm yolları verilmiştir.

Ana Düşünce

  • Cümlede anlatılmak ya da vurgulanmak istenen şey ana düşüncedir.

👉 Cümlede ana düşünce (fikir), genellikle şu soru kalıpları ile sorulur:

  • Bu cümleyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
  • Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?

👉 Bu tür sorularda cümledeki düşüncenin size doğru ya da yanlış gelmesinin hiçbir önemi yoktur. Önemli olan cümleyi söyleyen kişinin ne anlatmak istediğidir.

Örnek Soru

Başarılı olmak için çıktığın yolda bir gözün başkalarının ne yaptığıyla ilgilenirse hedefine ulaşmak için kullanabileceğin tek gözün kalır.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2021)
A) Kişilerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları, kendilerini tanımalarını engeller.
B) Kendi çaba ve çalışmalarına odaklanan kişiler, başarıya daha kolay ulaşır.
C) İnsanlar kendi yeteneklerini keşfettikleri ve geliştirdikleri ölçüde başarılı olur.
D) Başarılı olmak isteyen kişiler başkalarının ne düşündüğünü ön plana koymalıdır.
E) Başkalarından takdir görmek için sergilenen gayretler, gelecek başarıyı geciktirir.

Cevap: B

Cümle Tamamlama

  • Bazı sorularda cümle eksik bırakılarak cümlenin tamamlanması istenir.
  • Boşluğa yerleştirilecek parça; sözcük, sözcük grubu ya da bir cümlecik olabilir. 
  • Bu tür sorularda cümle, düşüncenin akışına göre tamamlanır.

XII. yüzyılda gözlüğün bulunması, sadece görme kusurlarını — kalmadı aynı zamanda insanların doğuştan getirdiği ya da zamanla oluşan tahribatları — gerektiği inancını da yıktı. (yksedebiyat.org)

Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2022 TYT)
A) gidermekle – kabullenmeleri
B) somutlaştırmakla – onaylamaları
C) görmezden gelmekle – benimsemeleri
D) aramakla – düzeltmeleri
E) ortaya koymakla – iyileştirmeleri

Cevap: A

Eş (Özdeş) Cümleler

  • Bir düşünce veya duyguyu, farklı sözcükler ya da cümle yapılarıyla ifade etmek mümkündür.
  • Özdeş cümlelerde herhangi bir anlam kaybı yoktur.

Örnek Cümleler

* Ahmet’in işinde çok iyi olduğunu biliyorum.
* Ahmet’in işinde çok iyi olduğunu bilmiyor değilim.

* Kutadgu Bilig, edebiyatımızın mesnevi türünde yazılmış ilk eseridir.
* Mesnevinin bizdeki ilk örneği Kutadgu Bilig’dir.

* Nazımla ortaya konmuş her yapı şiir değildir.
* Ölçülü ve uyaklı her şeye şiir demek mümkün değil.

Yakın Anlamlı Cümleler

  • İfade ettikleri anlam bakımından birbirine yakın / benzer cümlelerdir. 
  • Bu tür cümlelerin kapsamları farklı olsa da ilettikleri duygu ya da düşünce aynı doğrultudadır.

Örnek Cümleler

* Eserler var oldukları dönemden bağımsız değildir.
* Her edebiyat eseri yazıldığı dönemden bazı izler taşır.

* Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârdan hayır gelmez.
* Bir hedefiniz yoksa hiçbir rüzgâr size lütufta bulunmaz.

Örnek Soru 

I. Bazen bir insan yüzü, bir olay, bir konuşma, bir doğa parçası yıllar önce okuduğum öykülere götürür beni. II. Bir öykücünün belleğinde iz bırakan, sessiz bir anıya dönüşen her şey, zamanı geldiğinde yazarını yazmaya zorlar. III. Öyle öyküler vardır ki ilk okuyuşumda bende bıraktığı izlenimler nedeniyle onu, bir dostu özler gibi özler, zaman zaman onunla birlikte olmak isterim. IV. Küçük bir ayrıntı, belki bir çocuğun bakışı, bir kedinin kamburunu çıkarıp yazarın ayağına sürtünmesi, öyküde etkileyici öğeler olarak karşımıza çıkar. V. Yazarları etkileyen, konu sandığında beklemeye bırakılan nice olaylar, durumlar bir süre sonra öyküleştirilmeyi ister.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? (2006 ÖSS)
A) I. ve III.  B) II. ve IV.  C) II. ve V.  D) III. ve IV.   E) IV. ve V.

Cevap C

Karşıt (Zıt) Anlamlı Cümleler

  • İfade ettikleri anlam bakımından birbiriyle çelişen cümlelerdir. 
  • Bu tür cümlelerde yargılar birbirini çürütür.

Örnek Cümleler

* Edebiyatta önemli olan ne anlattığınız değil nasıl anlattığınızdır.
* Özgün ve ilgi çekici bir konunuz yoksa üslubunuz sizi kurtaramaz.

* Sanatçılar eserleriyle toplumsal sorunlara dikkat çekmelidir.
* Bir sanatçının eserini yaratırken tek kaygısı estetik olmalıdır.

Öznel ve Nesnel Cümleler

  • Subjektiftir.
  • Kişisel düşüncedir.
  • Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişir.
  • Bu tür yargıların kanıtlanma şansı yoktur.
  • Yoruma dayalıdır.
  • Görecelidir.
  • Ölçülemez.

* Kaldığımız yer yeşillikler içinde insana huzur veren bir kulübeydi.
* İstanbul, her şeye rağmen hâlâ dünyanın en güzel şehri.
* Otuz Beş Yaş, edebiyatımızın en özgün şiirlerinden biridir.

  • Objektiftir.
  • Bireyin kişisel görüşünden bağımsız yargılardır.
  • Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilir.
  • Yoruma bağlı değildir.
  • Ölçülebilir.

* Su, kimyasal bir bileşiktir.
* Kışları, Şişli’deki apartmanda, yazları ise Burgaz’daki köşkte kalıyordu.
* Kemal Tahir, edebiyat hayatına şiir yazarak başlamış.
* Bugün son on yılın en sıcak mayıs günü yaşandı.
* Aziz Nesin, yayımlanmamış bir yazısı nedeniyle on ay hapis yatmış.
* Güverteyi aydınlatan tek bir ampulün ışığı altında oturan iki kadın çay içip konuşuyorlardı.
* Motor, Kalamış’ı geride bırakmış; Adalar’a doğru yol almaya başlamıştı.

Örnek Soru

Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir? (2017 LYS)
A) Meydandaki hareketlilik, hiç bitmeyecekmiş gibi hız kesmeden devam ediyor.
B) Bu ülkede gördüğüm her kıyafet ve her hareket birbirine benziyor.
C) İnsanların elindeki bavullar, kendi yaşantılarına dair garip izler taşıyor.
D) Görevlinin sesini duyanlar yerinden ayrılıyor ve işaret edilen yere ilerliyor.
E) Şikâyetler de tıpkı eşyalar gibi, tekrarlandıkça eskimeye devam ediyor.

Cevap: D 

Neden-Sonuç Cümleleri

  • Ortaya konulan yargının gerekçesiyle birlikte verildiği cümlelerdir.
  • Yükleme “niçin” sorusu sorulduğunda cevap alınıyorsa cümlede neden-sonuç ilişkisi vardır.
  • Bir cümlede neden-sonuç ilişkisi çeşitli sözcük ya da eklerle sağlanır.

* Paramı önceden verdiğim için çok rahattım.
* Sen geleceksin diye evden çıkmadım.
* Köprüdeki kaza yüzünden işe geç kaldım.
* Koleji bitirdiğim yıl can sıkıntısından Edebiyat Fakültesine yazılmıştım.
* Kazmayı toprağa vurdukça ellerindeki nasırlar acıyordu.
* Çocuk, kızların biletini de almak isteyince Güler’in kaşları çatıldı.
* Ondan iki yaş küçük olduğundan ona abla demezdi.
 

Örnek Soru

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır? (2014 LYS)
A) Çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çeken animasyonlarıyla tanınan şirket, Oyuncak Hikâyesi ve Arabalar serileriyle birlikte İnanılmaz Aile, Yukarı Bak ve Vol-i filmlerini tek sette bir araya getiriyor.
B) Türkan Şoray ilk kez kendi hayatını kaleme alıyor; küçük yaşlarda başladığı Yeşilçam serüvenini her zamanki içtenliğiyle anlatırken sinema tarihinin yaklaşık 50 yıllık bir dönemine de ışık tutuyor.
C) Sinemanın gelişim sürecini ve sinema dilinin nasıl çözümlenebileceğini anlaşılır bir dille aktaran Sinema Okuryazarlığı, izleyiciye rehberlik yapmayı amaçlıyor.
D) Pasolini’nin sinemacılığının yanı sıra şair, eleştirmen ve futbolcu gibi farklı yönlerini de ele alan Pierre Paolo Pasolini adlı eser, yönetmenin hayatını bir bütün olarak yansıtıyor.
E) Alfred Hitchcock’un son uzun metrajlı filmi Aile Komplosu, mirasını bırakmak için kaybolan vârislerini arayan yaşlı bir kadının etrafında şekillenen entrikaya odaklanıyor.

Cevap: E

👉 Neden-sonuç ilişkisi -aşağıdaki soruda olduğu gibi- iki cümle arasında da olabilir: 

Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylem, nedeniyle birlikte verilmiştir? (2010)
A) İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize atlarcasına
B) Uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Dinleneceksin bir kum tanesi, bir yaprak gibi
C) Kederi de yaşamalısın bütün benliğinle
Acılar da sevinçler de olgunlaştırır insanı
D) Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Koklamaktan bitkin düşmüşçesine bir çiçeği
E) İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

Cevap: C

Amaç-Sonuç Cümleleri

  • Amaç; ulaşılmak istenen sonuç, gaye ya da hedeftir.
  • Neden-sonuç ilişkisinden farklı olarak cümleye “amacıyla” anlamı katar.
  • Amaç-sonuç ilişkisi çoğunlukla “-mek için”, “-mek üzere” kalıpları ve “diye” sözcüğü ile yapılır.

👉 Bu tür cümleler, neden-sonuç cümleleriyle karıştırılabilir. Burada önemli olan cümlede “amacıyla” anlamı olup olmadığıdır.

* İngilizcemi geliştirmek için yabancı müzik dinliyorum.

Açıklama: Bu cümle “niçin” sorusuna cevap verse de “için” edatı cümleye “amacıyla” anlamı kattığı için bu bir “amaç-sonuç” cümlesidir. Bu tür cümlelerde “için” edatı mastar ekiyle birlikte kullanılır (-mek için).

* Duyduklarını anlatmak üzere bizi etrafına topladı.
* Tanıdık birini görürüz diye kapıda bekledik.

Koşul (Şart) Cümleleri

  • Eylem ya da durumun gerçekleşmesinin bir şarta bağlandığı cümlelerdir.
  • Türkçede koşul (şart) cümleleri daha çok “sa, se” eki ile yapılır. 

Örnek Cümleler 

* Param olsa mutlaka alırdım.
* Süt kesilirse lor yaparsın.
* Eserlerinde toplumsal sorunlara eğilebilseydi çok farklı olurdu.

Doğrudan-Dolaylı Anlatım

  • Doğrudan anlatım, bir kişiye ait sözün hiçbir değişikliğe uğratılmadan aktarılmasıdır.

* Mustafa Kemal Paşa “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini burada vermiş.

  • Dolaylı anlatım, bir kişiye ait sözün birebir değil de benzer şekilde aktarılmasıdır.

* Öğretmen, duygularımı ifade etme konusunda yetenekli olduğumu söyledi.

Tanım Cümlesi

  • Bir kavramın belirgin özellikleriyle açıklandığı cümledir.
  • Tanım cümlesi, “Bu nedir?” sorusuna cevap verir.
  • Tanımlama nesnel ya da öznel olabilir.

Örnek Soru

(I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakterlerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılması, anlatıyı zenginleştirir. (III) Bu teknikle yazar, okura kendi duygularını anlayabilme olanağı sunar. (IV) Bir başka anlatımla okurun, gerçeği farklı boyutlarda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahramanların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına derinlik kazandırmış olur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal bir nitelik taşımaktadır? (2007)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Cevap: A (Bilinç akışı nedir?)

Ön Yargı İçeren Cümleler

  • Ön yargı; herhangi bir olay, durum ya da kişi ile ilgili olarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargıdır.
  • Ön yargı, peşin hüküm olarak da ifade edilebilir.
  • Ön yargı cümlelerinde, doğruluğu kanıtlanmamış yargılara yer verilir.

* Kadınlardan iyi yönetici olmaz.

* Yakında herkes senden bahsedecek.
* Üç kuruşa talim eden bir adama laf anlatamazsın.
* Bu insanlar yabancı müzik dinlemez.

* Bu köpeklerden kimseye zarar gelmez.

* Derginin bu ayki kapağı çok ses getirecek.
* Bu tür okullardan sanatçı çıkmaz.
* Kimsenin tanımadığı bir hoca ile şampiyon olamazsınız.

Tahmin / Olasılık Cümleleri

  • Tahmin; akla, sezgiye ya da bazı verilere dayanarak olabilecek bir şeyi önceden kestirmektir.
  • Tahmin cümlelerinde herhangi bir durum veya eylemin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da nasıl gerçekleşeceği hakkında kesin olmayacak şekilde fikir yürütülür.

Örnek Cümleler

* Bence bugün farklı kazanacağız.
* Okuldan sonra uğrar belki.
* Sınav, bir ay sonraya ertelenebilir.

Varsayım Cümlesi

  • Varsayım, henüz gerçekleşmemiş bir olay ya da durumun gerçekleşmesini ummak ya da bir an için gerçekleştiğini düşünmektir.
  • Varsayım cümlelerinde “varsayalım ki, farz edelim, diyelim ki, tut ki, kabul edelim ki, …-dığını düşünelim” gibi ifadeler kullanılır.

Örnek Cümleler

* Farz edelim bizim takım bu yıl bir üst lige çıktı.
* Peki, bir an büyük ikramiyeyi kazandığını düşünelim.
* Tut ki evlendin ve baba oldun.

Yakınma Bildiren Cümleler

  • Yakınma; sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikayet etmek demektir.

* Sizin arkanızı toplamaktan bıktım artık. 

* Bizi hiç dinlemiyor, hep bildiğini okuyor.
* Ne yazık ki günümüzde yazarlar günlük hayattan kopuk yaşıyor.

Sitem Cümleleri

  • Sitem; kişinin kendisine yapılan bir hareket ya da söylenen bir sözden dolayı hissettiği üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duyguları öfkelenmeden ifade etmesidir.

Örnek Cümleler

* Bunu senden hiç beklemezdim.
* Beni arayıp gelemeyeceğini söyleyebilirdin.
* Ankara’ya kadar gelmişken bana da uğrayabilirdiniz.

Karşılaştırma Cümleleri

  • Aralarında ilişki kurulabilecek iki varlığın arasındaki benzerlik ya da zıtlıkları gösterme işidir.
  • Karşılaştırma cümleleri genellikle “göre, kadar, gibi, daha, en, ise, aynı, oranla, karşın” gibi sözcüklerle yapılır.

* Babam, anneme göre daha açık fikirli idi.

* Antrenmandaki derecen bundan daha iyiydi.
* Yaşça büyük olmama rağmen sınıfın en kısa çocuğu bendim.
* Nuran, Mümtaz gibi o eski günlerde yaşamak özleminde değildi.
* Sevgi, Karacaoğlan ile Nedim’i ortak bir noktada buluşturan temel duygudur.
* Düzyazının çizgiselliğine karşın şiirin özgün yapısı yaratıcı bir okumayı olası kılar.
 

Eleştiri Cümleleri

  • Eleştiri cümlelerinde herhangi bir insanın, eserin ya da konunun doğru/olumlu ya da yanlış/olumsuz yanları ele alınır.

Örnek Cümleler

* Abdülhak Hamit, şiirde olduğu kadar yenilikçi ve yol açıcı olmasa da kural kabul etmez mizacı ile Türk tiyatrosunun en orijinal simalarından biridir. (Bu cümle, sanatçı hakkında hem olumlu hem de olumsuz eleştiriler içermektedir.)
* Bu dizelerde vezin yok, kafiye yok, teşbih yok, mübalağa yok; o halde şiir de yok! (olumsuz eleştiri)
* Bu senaryonun en önemli özelliği romantik komedilerdeki klişelere rağbet etmemesi. (olumlu eleştiri)

Azımsama Cümleleri

  • Azımsama, sayılabilen ya da ölçülebilen bir şeyin umulduğundan az olduğu yargısına varmaktır.

Örnek Cümleler

* Bu kadar çalışanla bu siparişi yetiştirmek mümkün değil.
* Üç bin lira senin yol parana yetmez.
* Yeterli sayıda acil tıp uzmanımız yok.

Küçümseme Cümleleri

  • Değer ya da önem vermeme, küçük görme, hafife alma gibi anlamlar taşıyan cümlelerdir.

* Bu iş, sizin harcınız değil.
* Bu diksiyonla spiker olmak istemen ilginç.

Hayıflanma Bildiren Cümleler

  • Hayıflanmanın sözlük anlamı; acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmektir.
  • Türkçede daha çok kişinin özellikle geçmişte yapamadıkları konusunda üzüntü duyması anlamıyla kullanılmaktadır.

Örnek Cümleler

* Üniversite okuyabilseydim hayatım çok farklı olabilirdi.
* Keşke onunla daha çok zaman geçirebilseydik.

İçerik ve Üsluba Dair Cümleler

  • İçerik (konu / muhteva), “Eserde ne anlatılmış?” sorusunun cevabıdır.

İçeriğe Dair Örnek Cümle

* Yeni Hayat, okuduğu bir kitaptan etkilenen ve kitabın vadettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü hikâyesidir.

  • Üslup (biçem), bir sanatçıya özgü söyleyiş özelliğidir. Eserde kullanılan dil, sözcük seçimi, cümle türleri, anlatım yöntemleri ve konunun ele alınış şekli sanatçının üslubunu belirler.

Üsluba Dair Örnek Cümle

* Yazar, eserde söylemek istediklerini karakterlere söyletmeyi tercih etmiş. Fakat bunu yaparken edebî dilden de ödün vermemiş.

İlgili Sayfalar


Cover Image

Cümle Anlamı – Slayt

Nisan 9, 2009 Okuma süresi: 77 dakika

Cümlenin taşıdığı duygular (sitem, yakınma, sevinç…) cümlede yakın anlamlılık, cümlede kavramlar (öznellik, nesnellik, karşıtlık, karşılaştırma, varsayım, tahmin, tanım, öneri, üslup, içerik), cümlede anlam ilişkileri (Sebep-sonuç, Amaç-sonuç, koşul/şart ) cümlede anlatım (düz-dolaylı anlatım) ara başlıkları konuyu genişçe anlatıyor. 

  • ·        
    CÜMLENİN
    TAŞIDIĞI DUYGULAR
  • ·        
    CÜMLELERDE
    YAKIN ANLAMLILIK
  • ·        
    CÜMLEDE
    KAVRAMLAR
  • ·        
    CÜMLELER
    ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ

 

CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR

1. Hayıflanma:

Acınmak, üzülmek, yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek
demektir.
ÖRN:

·        
Keşke annemin değerini o hayatta iken
bilseydim.

·        
Nasıl geçti habersiz / O güzelim yıllarım.

 

SORU:
 Aşağıdaki dizelerin hangisinde
“hayıflanma,
 üzülme” söz  konusudur?
 A)
Kınalanmış gibi dağlar, dereler
     Ne güzel güz, ne güzel eylül olur.
 B)
Desem ki vakitlerden bir
nisan  akşamıdır.
     Rüzgarların en ferahlatıcısı senden
esiyor.
 C)
Yaz göç ediyor, ne yazık, yine güz
    Mor dağlarda güneş doğmadan henüz
 D)
Kuşlar gelecek damların üstünden
     Kuşlar konacak dağlara
 E)
Lale, sümbüller içinde hüma
kuşları  ötüyor
     Avcılar yolu tutmuşlar erken erken

 Cevap:C

 

2.Çaresizlik:

Elden bir şey gelmemesi,  çaresiz olma durumudur.
ÖR:

· 
Çileli doğmuşum zaten ezelden / Hasrete alıştım
ne gelir elden.

· 
Zulüm diken gibi bürümüş kenti / Boynu bükük
kalmış mor menekşem.

SORU: (I)Şiirle ilişkim yoktu başlarda,  hikaye düşünüyordum; ancak ilk yazdıklarımı
gönderecek yer bulamıyordum .(II)Dergi diye bir “Fikirler” vardı,  bir ”Varlık” bir de “Yeditepe”; o  dergileri de ünlüler kapatmışlardı çoktan.
(III)Ayda bir kez çıkan topu topu üç dergiden hangisi adsız sansız bir hikayeci
adayının hikayesini sayfalarını açardı; hiçbiri elbet.(IV)O dönemin ünlüleri
kendilerinden sonra gelen kuşağı da sevmiyorlardı zaten.(V)Biz buna inanıyor,  kızıyor,  Orhan Veli,  Melih Cevdet,  Oktay Rifat üçgeninin başkaldırı örneğini
tazelemek için fırsat kolluyorduk.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “ümitsizlik,  çaresizlik içinde bulunduğu” anlamı vardır?
A)1                  B)2                         C)3                         D)4                         E)5

 

3.Yakınma:

İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak,  şikâyetçi olmaktır.

 ÖRN:

·        
Bir de sözüme kulak verse.

·        
Oysa günümüzde artık masalın sadece adı kaldı.

·        
Bu çocuklar dur durak bilmiyor.

SORU: (1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma”
söz konusudur?
A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim.
B)Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.
C)O geldiği gibi gitmesini biliyor.
D)Konuştuğu gibi yazmak için özen gösteriyor.
E)Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor.
                                        

4.Sitem:

Sevilen,  güvenilen
bir kimseye karşı,  yaptığı hareketin ya
da söylediği sözün,  üzüntü uyandırdığını
öfkelenmeden belirtmektir.
ÖRN:

·        
Sen de mi Bürütüs?

·        
Güvendiğim dağlara kar yağmış.

·        
Bir ibadet gibi beklerim burada / Selam vermeden
geçer sevgili.”

  5. Takdir Etme:

Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek.
 ÖRN:

·        
Bu yazarımız yıllarca bıkmadan usanmadan
çalıştı.

·        
Tablo dediğin böyle olur.

·        
Bu türkü bundan daha iyi yorumlanamazdı.

SORU:
(ÖSS-1991) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme,  beğenme” söz konusudur?
A)
Sanatçı, son oyununda kişilerin çoğunu, çıkarını gözeten, kurnaz
insanlar arasından seçmiş.
B) O, tiyatroya ve sinemaya ilgi duyan, bu alanlarda kimi çalışmaları
bulunan, kendi halinde, sıradan bir yazardır.
C) Bu yazar,  sorunlara
çözümleyici ve iyimser bir tavırla yaklaşan, değişik görüşlere açık bir
insandır.
D) Bu yazarın oyunları, kimi çevrede olumlu, kimi çevrelerde de olumsuz
eleştirilere konu olmuştur.
E) Yazar, bu yapıtında toplumsal sorunları yansıtmayı amaçladığını
söylüyor

f. Umut:

İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı
şeylerin düzeleceğine inanmak.
ÖRN:

·        
Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın / Varsın
sevinçler başka bahara kalsın.

·        
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte / Yarın elbet
bizim elbet bizimdir / Gün doğmuş,  gün
batmış ebet bizimdir.

  6. Yaşama İsteği:

Neşe,  sevinç,  hayattan keyif alma.
ÖRN.

·        
Bugün hava güzel,  içim içime sığmıyor.

·        
Ne güzel dönüyor çemberim / Hiç bitmese horoz
şekerim.

 7. Karamsarlık:

Hayata
ya da içinde bulunulan duruma kötümser olarak bakmaktır.
ÖRN:

·
Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım / Gün kasvet,  gece kasvet

·
Ne gözyaşı avutur gönülleri / Ne bir müjde
güldürür bu yüzleri

B. CÜMLELERDE YAKIN ANLAMLILIK

Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı
anlamların bulunduğu cümlelerdir.

ÖRNEK SORULAR

·        
İstikbalin sanat tarihinde bu devrin adı
Ahmet Haşim devridir.
  I
. Ahmet Haşim’den gelecek kuşaklar
övgüyle söz edeceklerdir.
  II.
Ahmet Haşim gelecekte daha iyi
anlaşılacaktır.
  III
. Ahmet Haşim sanatçı kimliğiyle
yaşadığı devre damgasını vurmuştur.

 

İçinde iyi bir yanı olmayan kitap kadar kötü
kitap yoktur.”


  I.    I.
Kitaplarda yararlı bilgiler de
zararlı bilgiler de olabilir.
  II
. İyi yanı ağır basan kitaplar
daha faydalıdır.
  III
. En kötü kitap içinde iyilikten
eser olmayan kitaptır.
     

·        
Kuralların istisnası vardır; ancak
istisnaların kuralı yoktur.
 I
. Kurallar istisna kabul etmeyecek
kadar kesindir.
II.
Kurallara uymayan örnekler her zaman olabilir ama kurallara uymayan
örneklere bir kural konulamaz.
III
. İstisnaların kuralı,  kuraların
istisnasıdır.

SORU:
 Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü
yazarken,  o olayları yeniden,  hem de zamanında ayrımına varamadığım
yönleriyle yaşamanın,  küçümsenir bir
mutluluk olmadığını söylemeliyim.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle aynı anlamdadır?
A)
Öykülerimi oluşturmak için,  yaşadığım
olayları bir süre sonra hatırlamak zorunda olduğumu hiç unutmam.
B)Başımdan geçen olayları yapıtlarımda anlatırken onlara yeni bir
görünüm kazandırmaya çalışırım.
C)Kimi olayların incelikleriyle yansıtılmasının,  yazarlığa özgü bir nitelik olduğunu düşüyorum.
D)Yaşadığım kimi olayları sonradan öyküye dönüştürürken onların fark
etmediğim yanlarını tekrar yaşamak bana mutluluk veriyor.
E)Kimi olayları yaşarken duyduğum üzüntüleri,  sonradan onları yazarken mutluluğa
dönüştürürüm.

 SORU: “Ne yaşanan her olay
öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen
anlatmaya uygun düşüyor.”
 Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en
yakın anlamdadır?
A)
Öyküde ne yaşanmış olaylar
anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.
B)Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz;
her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.
C)Yaşanmamış olaylardan öykü çıkaramaz;
yaşanmamış olaylar da öykünün sınırlarını aşar
D)Yaşanan olaylar çok etkileyicidir;
olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.
E)Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz;
öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez.

SORU:
 (1984-ÖSS) “Tiyatro bir odak noktasıdır;
dünyada,  tarihte,  insanda her ne varsa oraya yansıyabilir; ama
sanatın sihirli değneği altında.”
Aşağıdaki yargıların hangisi bu cümlede söylenmek istenene en yakındır?
A) Sanat eseri,  hayatı olduğu gibi
yansıtmalı,  eğlendirmeli ve her sosyal
tabakaya seslendirmelidir.
B) Sanatta gerçek,  basit bir kopyadan
ibaret olmamalı,  yazarın kafasından
geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır.
C) Sanatçı öncü olmak,  halkın yürüdüğü
yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır.
D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi
verir.
E) Sanatçı,  toplumdaki işlevini,  sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla
gerçekleştirebilir.       

SORU:
(1988-ÖSS)                                                        

I.Yalnız biçime önem veren sanatçı,  nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü
olmayan konuşmacıya benzer.
II.Zaman içinde, yapıtlarını biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış
pek çok sanatçı vardır.
III.Bu sanatçımızın, eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya
çalışması, yeni bir yöntem değildir.
IV.Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kağıdın iki yüzü gibi
birbirinden ayrılmaz.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımında birbirine en yakın olanlar hangileridir?

A)I ve II                B)I ve
III              C)I
ve IV               D)II ve III              E)II ve IV
                                                

SORU:
(1985-ÖSS) “(I) Bana göre şiir; özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk
kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler.
(IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir.
(VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”
Parçada,  anlamca birbirine en yakın
olan iki cümle hangisidir?

A) I,  II                   B)
II,  III                 C)
III,  IV                              D)
IV,  V                               E)  V, VI
                                                              

SORU:
(1986-ÖSS) Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye en yakın anlamdadır?
A)Analık kadına güç verir.
B)Her kadın güçlü bir anadır.
C)Ananın gücü kadınlığından gelir.
D)Analık, kadınların güçlü duygusudur.
E)Analık, güçlülüğün ilk koşuludur.

SORU:
(1992-ÖSS) İnsanlarda,  kurallara uyma
alışkanlığıyla sorumluluk duygusunun yerleşmiş olması arasında sıkı bir ilişki
vardır.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A)Büyük sorumluluklar yüklenmiş kişiler kurallara uymak zorundadır.
B)Sorumluluğunu bilen insanlar kurallara uyarlar.
C)Bazı kurallar insanları sorumluluklarını yerine getirmeye zorlar.
D)Sorumluluktan kaçınmayan kişiler herkesi kurallara uymaya zorlarlar.
E)Kurallara uyan kişiler,  sorumluluk
almaktan hoşlanırlar.

SORU:
(1994-ÖSS) Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
 A)Burada sözünü ettiğim kötü
filmlerin iyi yanları da var.
 B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da
iyi filmler var.
 C) İyi olmayan filmlerden de burada söz
edebilirim.
 D)Burada sözünü ettiğim filmler iyi film
diye seçilenlerdir.
 E)Burada sözünü ettiğim filmler arasında
kötü filmlerde yer alıyor.              
                                               

C. CÜMLEDE KAVRAMLAR

1.    Öznellik (Subjektif):

Kişiden kişiye göre değişen,  beğeni,  takdir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik
özelliği olmayan ifadelerdir. Sanatsal ifadeler,  yorumlar, 
 beğeni,  benzetme ve eleştirilerin hepsi özneldir.

ÖRN:
·      Ressam bu tablosunu özenerek yapmış.
·     
Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir.
·     
Gülmek ona çok yakışıyor.

SORU:
(1991-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz
konusudur?
A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın,   üçü erkektir.
C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.
D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk,   bir tek düzelik görülüyor.                                                                                        

2. Nesnellik(objektif):

Bilimsel veri ya da istatistiklere dayanan ölçülebilir, kanıtlanabilir
ifadelerdir. Nesnel cümlelerde eleştiri beğeni, yorum gibi duyguların ve
sezgilerin karıştığı ifadeler bulunmaz.
ÖRN:

·        
Ressam bu tabloda sarı renklere ağırlık vermiş.

·        
Y. Kemal ”Ok” şiirinde hece ölçüsünü
kullanmıştır.

·        
Kitap birbirinden bağımsız dört bölümden
oluşuyor.

SORU:
(1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik
taşımaktadır?
A) Tiyatro, sinemaya göre daha eğlencelidir.
B) Deniz kenarında yaşamaya doyum olmaz.
C) Güneşin batışını izlemek insana mutluluk verir.
D) Kentlere göç edenlerin sayısı yıldan yıla artmaktadır.
E) Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir.

 

3.    Eleştiri

Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını
sağlamak için yapılan değerlendirmelerdir. Eleştiriler kişisel beğeni ifade
ettiği için öznel yargılardır. Eleştiri(kritik) olumlu ya da olumsuz olabilir.
ÖRN:

·        
Kelimenin tam anlamıyla o bir şiir ustası.

·        
Neresinden tutsan elinde kalıyor bu kitap.

·        
Atatürk çok güzel konuşan, etkileyici bir
hatipti.

SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bir eleştiri
söz konusudur?
A) Sözcük seçimindeki özensizlik, çevirmenin, metnin aslına bağlı
kalmaktaki titizliğine gölge düşürüyor.
B) Öyküleriyle Türk edebiyatında seçkin bir yer alan sanatçının bu
yapıtları, yabancı dillere çevrilmiştir.
C) Sanatçının ilk şiir kitabını sevinç ve heyecanla okurken çocukluk
günlerimi düşünüyorum.
D) Sanatçı, günlüklerinde zaman zaman başka kişilerin konuşmalarına yer
vermiştir.
E) Kitapta, eski eğitim düzenimizin olumsuz yönleri, karşılaştırmalı bir
yöntemle anlatılıyor.

NOT
1
!
Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur. Eleştiri her
konuda yapılabildiği halde “değerlendirme” genellikle bir esere yönelik olarak
yapılan olumlu ya da olumsuz nitelik taşıyan eleştirilerdir. Değerlendirmeler
nesnel ya da öznel olabilir.

 SORU:  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ”değerlendirme”
söz konusudur?
A)
Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de kusursuz
eserler yaratmak için yazarlar.
B)Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.
C)Bir eserin değerinin konusundan çok üslubuna bağlı olduğunu her zaman
söylerim.
D)Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine bir çok inceleme
yapılmıştır.
E)Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun
biçimde konuşturulmuştur.

NOT
2
!
Başkalarından aktarılan görüşler nesneldir.

NOT 3! Benzetmeler,
kişileştirmeler ve duygusal anlatımların hepsinde öznellik vardır.

4.    Yorum:

Bir yapıtı ya da sanat eserini belli bir görüşe göre açıklamaktır. Bu
açıklamalarda yorum yapan kişinin beğenileri ön plandadır. Beğenmeme de
olabilir. Dolayısıyla “yorumlar” kişinin özel yargılarıdır; kanıtlanabilir
özellik taşımazlar.
ÖRN:

·     
Ne var ki diğer şiirleri, ilk şiirlerindeki tadı
vermiyor.

·     
Halk şiirlerinden gelen söyleyiş güzelliği onun
bütün dizelerini böylesine alımlı kılmıştır.

·     
Bu resimde insanlar soluk birer görüntü olmadan
öteye geçememişler.

SORU:
(1989-ÖSS) (I)Genç adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ve hafif bir
kırmızılık vardı.(II)Bu kırmızılık, herkesin payını dağıtan balıkçını elinde
tek balık kalıncaya kadar sürdü. (III) Balıkçının,  son balığı da kendisine vermediğini görünce
rengi uçtu; gözleri büyüdü.(IV) 
Yüzündeki gülümseme giderek azaldı ve yok oldu.(V) O an, genç adamın,  öfkesini ve acısını kendi içinde saklayan biri
olduğunu anladım.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ”yorumlama” ya yer
verilmiştir?

A) I         B)II          C)III         D)IV           E)V
                                                   

 SORU:  (I)Çeviri
bir metinden yola çıkan yazar, oyunu yeniden, oldukça güzel bir biçimde
oluşturmuş. (II)Metin, yerel motiflerde yalınlaşırken evrenselliğini de
yitirmemiş.(III)Ayrıca oyunu dokusunda yer alan dostluk, fedakârlık, bağlılık
gibi duygular, inandırıcı ve dengeli bir biçimde verilmiştir.(IV)Öte yandan
tipler üzerinde yeterince durulmamış; bunlar soluk birer görüntü olarak kalmış.
(V)Oyunda,  anlatılanların geçtiği yer ve
zaman da belirtilmemiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin
hangisinde yazar bir “yorum” yapmamıştır?

A)1           B)2           C)3          D)4       E)5

5. Karşıtlık:

Birbirine zıt iki durumun,  olayın,  aynı cümlede bulunmasıdır. Karşıtlıkla
olumsuzluk karıştırılmamalıdır. Ağlamak, gülmek karşıtlıktır ancak
ağlamak-ağlamamak; gülmek-gülmemek iki eylemin olumsuzudur.
ÖRN:

·        
Serhat iyi bir arkadaş ama kötü bir sırdaştır.

·        
Keloğlan, çelimsiz, bakımsız, sıska bir insan
olmasına rağmen elinden bir hayli büyük işler gelir.

SORU:
(ÖSS-1983) Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde aynı varlığın karşıt durumları birlikte verilmiştir?

A)Gün doğarken yola çıkmış, öğleden sonra köye varmıştık.
B)Adamın yüzündeki yumuşak ifade bizimle konuşurken birdenbire sertleşmişti.
C)Hastanın kansız yüzü bir hafta öncesine göre daha da sararmıştı.
D)Bu dev gibi adam bugüne değin o minicik çocuğun her dediğini yapmıştı.
E)Yolculardaki bezginlik yolun sonuna doğru acıya dönüşmüştü.

NOT! Karşıtlık
iki zıt olayın bir cümlede olma durumudur. Bu zıtlık bazen zıt anlamlı
sözcüklerle sağlanabilir ancak karşıtlık için ille de zıt anlamlı sözcüklerin
olması gerekmez.

6.       Karşılaştırma



En az iki eser, varlık, kişi ya da kavramın benzer veya farklı yönlerinin
birbiriyle kıyaslanmasıdır. Karşılaştırma bildiren cümleler bir varlığın başka
bir varlıktan herhangi bir yönden daha iyi,  daha kötü ya da onunla aynı düzeyde olduğunu
belirtir.
ÖRN:

·        
Sinema da tiyatro gibi görmekle ilgilidir.

·        
Onun romanlarında, öykülerinde de dil ön
plandadır.             

SORU:
(ÖSS-1989) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “karşılaştırma” söz
konusu değildir?
A) O, hemen her konuda bildiğini tam bilir.
B) Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
C) O, sanatçılar arasında eşi az bulunur bir insandı.
D) Çocukların en beceriklisini bulup getirmişti.
E) Ona aldığım kalem daha çok benim işime yaradı.

7.       Varsayım:

Geçici olarak kabul edilmiş görüş ya da önermedir.
ÖRN:

·        
Tut ki Ankaralı değilim, ne çıkar bundan?

·        
Bu sözleri sana hiç söylemediğimi farz et.

·        
Diyelim ki dediklerini yapmadım bana ne
yapabilirsin?

SORU:
(ÖSS-1989) Aşağıdakilerden hangisi varsayım ifade etmektedir?
  A) O Çarşamba günü geziden dönebilir.
 B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.
 C) İstediğini veririm yeter ki sen
çalış.
 D) Belki onu sen de tanırsın.
 E) Yarın akşam yemeğe onlar da geliyor.

8. Tahmin (Olasılık)

Bir durum ya da olay hakkında ”tecrübelerine” ya da “sezgiye” dayalı olarak
fikir yürütmektedir.
ÖRN:

  • ·   
    Kim bilir yaşasaydı ne olgun  eserler verecekti.
  • ·   
    Pasta çok güzel olmuşa benziyor.
  • ·   
    Yarın akşamki yemeğe onlar da gelebilir.

SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir
tahmin (olabilirlik) söz konusudur?

A) Kar yağıyor kış geldi artık.
B) Onunla konuşmalısınız: Köyün en yaşlı kişisidir.
C) Ben onu çok iyi tanırım çok dürüst çocuktur
D) Sizde biliyorsunuz o kardeşlerin en küçüğüdür.   
E) Geç kaldık sanırım o gitmiştir.

9. Öneri

İnsana yararlı olacağını düşündüğümüz tekliflerde bulunmaktır.
ÖRN:

·        
Ayağını yorganına göre uzat.

·        
Şiire düz yazıya doyduktan sonra yönelmelisiniz.

·        
Ders çalışırken yüksek sesle müzik
dinlememelisiniz.

SORU: (ÖSS-1990)
(1)Bu şiirin tadına varabilmem için,  oldukça fazla çaba harcamam gerekti. (2)
Bunların bir yanı ne kadar açık ve yalınsa bir yanı da o kadar karmaşık ve
yoğun. (3) Bu noktada sanatçının öyküleriyle benzerlik görülüyor. (4) Kitabın
sonuna şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi yararlı
olabilir. (5) Yine de sanatçının şiirlerinden bir demetin Türkçeye
kazandırılması çok önemli bir çalışmadır.

Yukarıdaki parçayı oluşturan cümlelerin hangisinde bir öneri söz konusudur.

A) 1        B) 2             C) 3             D) 4             E) 
5

10. Tanım

Bir nesnenin ya da kavramın belirgin özelliklerini ortaya koyarak onu
açıklamaktır. Üzerinde durulan kavrama Bu nedir? diye sorduğumuzda cevap
almamız şarttır.

ÖRN:

·
Dostluk okudukça artan bir kitaptır. (öznel
tanım)

·
Sanat,  yalanı,
 yaşamda olamayanı gerçeğe dönüştürme
çabasıdır. (öznel tanım)

·
Sıfat; isimleri çeşitler yönden niteleyen ya da
belirten kelimelerdir. (nesnel tanım)

·
Bir sanat eserinin iyi  ya da kötü yanlarını ortaya koymaktır
eleştiri.(nesnel tanım)

NOT! “Gül tabiattaki
çiçeklerin bir özetidir.” cümlesi tanımın içeriğine uymadığı için (gülün
özellikleri söylenmediği için) bir tanım cümlesi değildir.
Gül mis kokulu bir çiçektir cümlesi ise belirgin özelliklerinden bir tanesi
dahi olsa söylendiği için bir tanım cümlesidir.

Aşağıdaki cümleler birer tanım cümlesi değildir.
Roman çok sevilen bir türdür.
Sanat,  bize bizim göremediklerimizi
göstermelidir.
Eleştirmenler,  eleştirilerinde tarafsız
yani objektif olmalıdır.

SORU:

Aşağıdakilerden
hangisi bir tanım cümlesidir?

A) Lirik şiir,  akıldan çok düş gücüne,  düşünceden çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde,  aşkın her türlü
görünüşü,  bütün yönleriyle dile
getirilir.
C) Lirik şiirde şair,  sözcükleri
seçerken,  onların ses ve görüntü gücünü
göz önünde tutar.
D)Lirik şiir,  duyguların,  çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile
getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı,  aşk,  ölüm,  din gibi belirli temalar işlenmiştir.
                                                      
ÖSS-1990

11. Üslup (Tarz, Stil, Teknik):

Bir yazarın görüş,  duyuş,  anlayış ve anlatıştaki özelliğidir. Yani duygu
ve düşüncelerini nasıl anlattığıdır. Kelime seçimi,  cümle kurgusu yazarın üslubuna ait
özelliklerdir Üslup cümleleri “Nasıl anlatmış?” sorusuna karşılık verir.

SORU:
(I)Bu eleştirmen,  yapıtları
değerlendirirken kendini öne çıkarmamaya çalışır. (II) Eleştirilerinin
beğenilmesini sağlayan da bir bakıma onun bu tutumudur. (III) O,  kendisinden söz ettiği bir sanatçıyı
yargılayıp değerlendirirken sözcük seçiminde,  bunların kullanımına büyük bir özen göstererek
okuyucunun ilgisini kamçılar. (IV) Bu yola,  okurları,  incelenen yapıtın değişik yönleri üzerinde
düşündürür. (V) Onun bu tutumu eleştirilerini asık suratlı olmaktan kurtarır ve
onların kolayca okunmasını sağlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden
özellikle hangisi,  sözü edilen
eleştirmenin üslubuyla ilgilidir?
A) I         B) II        C) III          D) IV         E) 
V

12. İçerik

Bir eserde nelerden söz edildiğinin belirtilmesidir. Temaları,  konuları,  kahramanları (ayrıca eserde geçen kişilerin
rolleri,  yaşadıkları yer ve mekan vb.)
açıklayan cümlelerdir.
ÖRN:

·        
Onun bütün şiirlerinde buram buram Anadolu
kokar.

·        
Sevgi ve umutlarını dökmüş şair bu mısralara.

·        
Yaşamın,  hayatın ve aşkın güzelliklerini öven
şiirlerinde daima insana mutluluk 
aşılamıştır.

SORU:
(ÖSS-1996) (I) Bu kitabın dört bölümü,  aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş.
(II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk
müziğinin öğretimi,  icra üslubu,  makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma
yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri… (V) Bütün
bunlarla,  geleneksel Osmanlı Türk
müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya
konuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin
hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?
A) I                B) II
                       C) III                    D) IV   
             E) V

                                                      

D. CÜMLELER ARASINDAKİ ANLAM
İLİŞKİLERİ

1)Amaç-Sonuç İlişkisi

Bir parçada söylenen yargının  hangi
amaçla yapıldığını açıklayan cümlelerdir. Amaç cümlelerinde genellikle “için,  diye ve istemek” sözcükleri bulunur. Bu
sözcüklerin yerine “amaç” sözcüğünü kullanabiliyorsak bu cümlelere amaç cümlesi
diyebiliriz.

ÖRN:

  • ·       Sakladım gözyaşlarımı,  vefasız yar görmesin diye. ( Şairin göz
    yaşlarını saklamadaki amacı sevgili sinin göz yaşlarını görmesini
    engellemektir.)
  • ·       Bu romanı siz alıp okuyasınız diye yazdım.
    (Yazarın bu romanı yazmasının amacı alınıp okunmasıdır.)
  • ·       İlerde ben de Orhan Veli gibi ünlü bir şair
    olmak istiyorum. (Kişi,  ilerde ünlü bir
    şair olmayı amaçlamaktadır.)

2)
Neden-Sonuç İlişkisi

Bir cümledeki yargının nedeninin,  gerekçesinin söylendiği cümlelerdir. Cümlede
yargı bildiren ögeye “Neden?” sorusu sorulduğunda cevap alınması gerekir.
Bazen bir cümledeki yargının nedeni kendinden önceki ya da sonraki cümlede
olabilir. “Diye,  için,  neden,  sebep,  çünkü,  bu yüzden” vb. sözcükler, ayrıca “-den,  -mesi” ekleri anahtar sözcük ve eklerdir.
Bunların geçtiği cümlelerde 
“neden-sonuç” ilişkisi bulmak oldukça kolaylaşır.

ÖRN:

·        
Yar diye diye dilimde tüyler bitti. (Kişinin
dilinde tüyler bitmesinin “nedeni” sevgiliye “yar , yar” diye seslenmesidir.)

·        
“Öksürüğüm geçsin diye şurup içtim.” cümlesinde
de “diye” sözcüğü geçmektedir; ancak bu cümlede kişinin şurup içmedeki amacı
açıklanmıştır.

-den ve -mesi ekleriyle kurulan “neden- sonuç” cümleleri:

·        
Kolu kanadı kırılmış,  sapan sürmekten.

·        
Tabanları yarılmış yol yürümekten.

·        
Havanın aniden bozması işlerimizi alt üst etti.


SORU: Aşağıdaki
dizelerin hangisinde yargı,  gerekçesiyle
birlikte verilmiştir?

A) Herkese selam verdi 
     Beni ağlattı geçti
 B) Gözlerimin yaşları
     Mermere aksa deler
 C) Ben yarime gül demem
     Gülün ömrü az olur
 D) Ben yarimi  unutamam
      Unutsa da o beni
 E) Rengini gülden almış
     Kokusunu menekşeden

SORU:
“Gene bahar geldi,  açıldı güller” dizesinde,  güllerin açılışı baharın gelişine
bağlanmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
A) Ne bir vefa gördüm,  ne
faydalandım
B) Erzurum dağları kardır,  geçilmez
C) Düşman geldi,  tabur tabur dizildi
D) Ağlatmadı güzel,  güldürdü beni
E) Başım yastıktadır,  gözlerim yolda

SORU: Okul öncesi
eğitimin,  çocuğun gelişiminde büyük önem
taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.
Aşağıdakilerden hangisi,  bu cümlede belirtilen yargının bir gerekçesi
niteliğindedir?

A) Anaokulu,  yuva ve kreşlerin sayısı
her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli gelişiyor.
B) Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.
C) Çocuklar paylaşma ve sorumluluk duygularını oyunla geliştirirler.
D)Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin önemli bir kısmı okul çağından önce
tamamlanmaktadır.
E) Son yıllarda anaokullarında çocuğu değişik yönleriyle
geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.

 

3) Koşul (şart) Cümleleri

Eylemdeki (yüklemdeki) yargının gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğu
cümlelerdir. Bu tür cümlelerde öne sürülen koşul gerçekleşirse yargı
sonuçlanır. “Param olursa kitap alırım.” Cümlesinde “alma” eyleminin olabilmesi
için “param olması” koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir.

ÖRN:

·        
İndirim yaparsan bu kazağı alırım.

·        
Havalar açılınca hep beraber pikniğe gideriz.

·        
Düzenli ders çalıştın mı başarılı olursun.

·        
Yardım etsen de çabuk işimizi halletsek.

 

SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ koşula
bağlılık” söz konusudur?

A) Konuşmak üzere kürsüye yöneldi.
B) Evden çıkmak üzere olduğunu öğrendim.
C) Kitabı geri vermek üzere aldı.
D) Güneş doğmak üzereyken yola çıktık.
E) Onu trene binmek üzereyken yakaladık.

4. CÜMLE ANLATIMI

Cümlede anlatım iki türlüdür:

1) Düz (Doğrudan) Anlatım
2) Dolaylı Anlatım

1)Düz Anlatım:

Başkalarının sözleri hiç değiştirilmeden olduğu gibi söylenir,  aktarılırsa bu anlatıma düz anlatım denir.
ÖRN:

·        
Başhekim: “ Bu doktorların maaş zamları ne zaman
verilecek” diye sordu.

·        
Bölüm başkanı Şener Bey: “Herkes haftada altı
soru getirsin” dedi.

2) Dolaylı Anlatım:

Başkalarına ait olan sözlerin değiştirilerek ifade edilmesine
denir.
ÖRN:

·        
Arkadaşım yarın,  sinemaya gideceğini söyledi.

·        
Okul arkadaşım,  çok fazla çalışmaktan sıkıldığını söyledi.


SORU: Aşağıdaki
cümlelerden hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?

A) Şöyle bir olayları anımsar,  üzülürüz
ve “İşte dünya böyle!” diye düşünürüz.
B) Öğretmen Ali’ ye: “Arkadaşına söyle yarın ödevini mutlaka getirsin.” dedi.
C) Paul Valery,  şiir yazma yönteminden
söz ederken “ilk dize Tanrı vergisidir,  ondan sonrası da çaba…” dermiş.
D) Tiyatrodan çıktığımızda arkadaşım,  Hazım’ın sahnede canlandırdığı Prens’in gerçek
hayatta yaşamış olduğunu söyledi.
E) Önce tiyatronun öğelerini,  hangi
sanatların bir araya gelerek tiyatro gerçeğini ortaya koyduğunu düşünelim.

 


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler