Ne ana, ne sıla, ne yar hayali
Bir gör Mehmet’teki kükremiş hali
Kırpmadı gözünü yağmur misali
Mermi yedi, havan yedi Mehmet’im
Bu öyle bir iman, öyle ihlas ki
Secde eder cümle canlı ve bitkiBu akşam yıldızlar sararmış gibi
Tepeler titresir hava kış gibi
Bir dağın sırtında dağ varmış gibi
Omuzlamış bir Mehmet’i Mehmet’im
abdurrahim karakoç-mihriban şairi-mihriban şiiri-turancılık-milliyetçilik-
“Sılaya dön” diye mektubun geldi;
Sılayı sılada yitirdim anam.
Biten takvimlere sattım gençliği,
Uykuyu rüyada yitirdim anam.
Özü bulmak için indim derine;
Geç değdi ellerim dost ellerine.
Salınca gönlümü mahşer yerine,
Dünyayı dünyada yitirdim anam.
Öteyi ötede, burayı burda,
Güneşin nurunu bir başka nurda,
İsa’yı çarmıhta, Musa’yı Tur’da,
Adem’i Havva’da yitirdim anam.
Kapattım kapımı “of” ile ah’a,
Açtım penceremi sonsuz sabaha…
Ağrımı, sızımı sorma bir daha,
Onları orada yitirdim anam.
Bu hiç, o herşeyden verince müjde,
Silindi hayâller kalmadı gözde.
Aşkım çiçek açtı yandığım közde,
Aklımı, sevdada yitirdim anam.
Ölçtüm ve düşündüm inceden ince;
Sıyrıldı kılıftan “son” ile “önce”
Mânâlar zihnimde şekillenince,
Ben beni aynada yitirdim anam.
Önce kökü dalda, dalı çiçekte;
Çiçeği meyvede, meyveyi renkte;
Var olan herşeyi bir çekirdekte,
Onu da Mevla’da yitirdim anam
function puan(id,puan){ var dosya=”/puan.php?siirid=”+id+’&puan=’+puan; JXG(1,’sonuc’,dosya); }
Abdurrahim Karakoç |
Ey Türk vur! Vatanın bakirlerine,
Günahkar gömleği biçenleri vur!
Kemikten taslarla, şarap yerine,
Şehitler kanını içenleri vur!…
***
Vur! Güzel aşıklar cenazesinden,
Kırmızı meşale yakanları vur!
Şehvetin raksına yetim sesinden,
Besteler,şarkılar yapanları vur!…
***
Vur! Katlin o kızıl sapanlarıyla,
Dünyaya ölümler ekenleri vur!
Vur! Zulmün o kanlı urganlarıyla,
Bir kavmi iplere çekenleri vur!…
***
Vur! Etten kemikten saraylar kuran,
O vahşi ruhları ezmek için vur!
Dört büyük rüzgara küller savuran,
O hain elleri kesmek için vur!…
***
Vur! Aşkın ve Hakkın zaferi için
Vur! Senden bak dünya bunu istiyor,
Vur! Yerde bak tarih senin seyircin,
Vur, gökte bak Allah sana “vur!” diyor.
***
Vur! Senin darbenden çıkacak ateş,
İntikam, isteyen bir milletindir!
Alnında doğacak kırmızı güneş,
Bu, senin ilahi hürriyetindir!…
***
Vur! Sende mukaddes hürriyet için,
Dünyanın diktiği bayrak için vur!
Her dinin sevdiği adalet için,
Her yerde haykıran bir hak için vur!…
***
Vur! Çelik kolların kopana kadar,
Olanca aşkınla , kuvvetinle vur!
Son düşman, son gölge kalana kadar,
Olanca kininle, şiddetinle vur!…
Mehmet Emin YURDAKUL (1869-1944)
DAĞLAR GİBİ
Baştanbaşa heyecanım
Yanar alev alev kanım
Semalarda var vatanım
Dağlar gibi dağlar gibi
Gerçek çıkar rüyalarım
Hudutsuzdur hülyalarım
Var koskoca dünyalarım
Dağlar gibi dağlar gibi
Hamisiyim ben ayların
Bozkurduyum Altayların
Vardır altın saraylarım
Dağlar gibi dağlar gibi
Sabahlanan at gibi ülküm
Gönül zenginliği mülküm
Viyana’yı saran Türk’üm
Dağlar gibi dağlar gibi
Kar’osman der,yerim hisar
Bana dönen toplar susar
Bağrım volkan lavlar kusar
Dağlar gibi dağlar gibi
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ