TÜRK EDEBİYATI DİL ANLATIM: TURGUT ÖZAKMAN

Ocak 16, 2010 Okuma süresi: 3 dakika

Turgut Özakman 1930’da Ankara’da doğmuştur.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirip bir süre avukatlık yapmıştır. Köln Üniversitesi Tiyatro Bilimi Enstitüsü’nde tiyetro eğitimi aldı. Devlet Tiyatrosu’na dramaturg olarak girdi. Devlet Tiyatrolarında Genel Müdür Başyardımcılığı, TRT’de Merkez Program Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı, ve 1983 – 1987 yılları arasında Genel Müdürlük yaptı. 1988-1994 yılları arasında Radyo-Televizyon Yüksek Kurulu’nda üyelik ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde kadrolu öğretim görevlisi olarak çalıştı ve Dramatik Yazarlık dersleri verdi.

2005 yılında piyasaya sürülen , 50 yıla yakın bir sürenin emeği olan ve Kurtuluş Savaşı’nı romansı bir dille anlatan Şu Çılgın Türkler adlı belgesel-romanı, neredeyse cumhuriyet tarihinin en çok satan kitabı oldu.

Romanlar

  • Korkma İnsancık Korkma, 1994.
  • Romantika, 2000.
  • 19 Mayıs 1999 Atatürk Yeniden Samsun’da, 2002.
  • Şu Çılgın Türkler, 2005.
  • Diriliş – Çanakkale 1915, 2008.
  • Cumhuriyet – Türk Mucizesi, 2009…

Oyunları

  • Toplu Oyunları 1 – Ah Şu Gençler, Töre, Ocak (oyun)
  • Toplu Oyunları 2 – Sarıpınar 1914, Fehim Paşa Konağı, Resimli Osmanlı Tarihi, Bir Şehnaz Oyun
  • Toplu Oyunları 3 – Hastane (oyun), Karagöz’ün Dönüşü, Kardeş Payı, Darılmaca Yok, Berberde, Ben Mimar Sinan, Ak Masal Kara Masal
  • Toplu Oyunları 4 – Pembe Evin Kaderi, Güneşte On Kişi
  • Toplu Oyunları 5 – Duvarların Ötesi, Kanaviçe, Paramparça
  • Şu Çılgın Türkler (Oyun), 2006
  • Delioğlan – 2008
  • Üç Destan – 2008

Araştırma İnceleme Kitapları

  • Dr. Rıza Nur Dosyası, 1995.
  • Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi, 1995.
  • Vahidettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele, 1997.
  • “Mustafa” Filmi Hakkında, Aralık 1998.

Meslek Kitapları

  • Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği, 1983
  • Radyo Notları, 1969.

TÜRK EDEBİYATI DİL ANLATIM: GÜNGÖR DİLMEN

Ocak 16, 2010 Okuma süresi: ~1 dakika

Gerçek adı Güngör Dilmen Kalyoncu‘dur. 1930 Tekirdağ doğumludur. 1959 yılında “Sinema – Tiyatro Dergisi“nin açtığı yarışmada, yazdığı Midas’ın kulakları adlı oyunuyla birincilik ödülünü kazanan Dilmen, 1960’ta İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesine girerek, Klâsik Filoloji bölümünden mezun olmuştur. Yazar, İsrail ve Yunanistan’da tiyatro çalışmaları yapmış, sonra 1961-1964 yıllarında Amerikan Yale ve Washington üniversitelerinde tiyatro öğrenimi almıştır. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönetmen yardımcılığı ve dramaturgluk yaptı. TRT İstanbul Radyosu’nda tiyatro alanında şef olarak çalıştı. Halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Dilmen’in birer de sinema filmi (İttihat ve Terakki) ve dizi (Bağdat Hatun) senaryosu çalışmaları bulunmaktadır.

ESERLERİ


Cover Image

TÜRK EDEBİYATI DİL ANLATIM: CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU

Ocak 16, 2010 Okuma süresi: 7 dakika

1923′ten Günümüze Türk Tiyatrosu

Cumhuriyetle birlikte tiyatroda Batı modelineyönelen Türkiye, gerek tiyatronun kurumsallaşması, gerekse oyun yazarlığının gelişmesi bakımından önemli atılımlar yaptı.
Cumhuriyet sonrası dönemde tiyatroya ilk büyük katkı Muhsin Ertuğrul’dan geldi. 1927′de, Darülbedayi kurumunun başına geçen başına geçen Ertuğrul, yerli yazarları yüreklendirerek, izleyiciye çağdaş çeviri oyunlar sunarak, Cumhuriyet Devri Türk tiyatrosunun temellerini attı.

Musiki ve Temsil Akademisi’nin bir bölümü olarak Ankara Devlet Konservatuvarı açıldı. ilk mezunların verildiği 1941′de Tatbikat sahnesi oluşturuldu. Bu hazırlık aşamalarından sonra da 1949′da Devlet Tiyatroları resmen kuruldu.

1950′den sonra tiyatro kuramlarının gelişmesi bakımından önemli atılımlar gerçekleştirilmeye başlandı. Tiyatronun yaygınlaştırılması yolunda devlet eliyle sürdürülen çabalar sonucunda Devlet Tiyatroları, Ankara,İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Trabzon ve Diyarbakır gibi kentlerde perdelerini açarak ve turneler düzenleyerek Türkiye’nin her yanında izleyiciye ulaşır hale geldi. Yetmiş yılı aşan tarihi boyunca çeşitli iniş çıkışlar yapan İstanbul Şehir Tiyatroları da çeşitli semtlerde beş sahneye sahip oldu. Türk tiyatrosunun gelişmesinde her zaman önemli rol oynamış olan özel tiyatroların sayısında 1960′larda büyük bir artış görüldü. Etkinliklerini 1960′lardan bu yana sürdüren özel topluluklar arasında Kent Oyuncuları, Ankara Sanat Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu ve Dostlar Tiyatrosu sayılabilir. Oyunculuk ve sahneleme açısından Batı modelini izleyen ödenekli ve özel tiyatrolar yanında, ortaoyunu ve tuluat tiyatrosunun oyunculuk tarzını sürdüren özel topluluklar da oldu. 1970′lerin ortalarında pek çok özel tiyatro kapandı, yeni açılanların bir bölümü de başarılı olamadı. 1980′lerin ortalarından bu yana İstanbul’daki özel tiyatrolar yeniden bir canlanma dönemine girdiler.

Türk oyun yazarlığı, Cumhuriyet döneminde Batı modelini uygulayan tiyatronun kurumsallaşması yolunda yapılan atılıma koşut olarak gelişme gösterdi. Gerçekçi Avrupa tiyatrosundan büyük ölçüde etkilenen Türk yazarları, gerçekçi doğrultuda yazdıkları oyunlarda öncelikle, Osmanlı toplumundan modern Türk toplumuna geçilirken yaşanan sancıları dile getirdiler. Bu geçiş dönemini yansıtmakta en başarılı olmuş yapıtlar Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü (1930) ve Ahmet Kutsi Tecer’in Köşebaşı’sı (1984) idi. Çok üretken bir yazar olan Cevat Fehmi Başkut ise toplumsal eleştirel yaklaşımını çoğunlukla güldürü çerçevesi içine yerleştirdi.

Türk oyun yazarlığında Cumhuriyetin ilk 30 yılında ağırlık kazanan eleştirel gerçekçi yaklaşım etkisini günümüze değin sürdürdü. 1950′lerden çok partili döneme geçildiğinde devlet yönetimine ilişkin siyasal sorunlarda tiyatro sahnesinde gündeme getirildi. Aynı zamanda, toplumsal sorunları yansıtma aşamasından, bu sorunların kaynak ve nedenlerini irdeleme aşamasına geçildi. Bu dönemde Türk tiyatrosu yeni yazarlar kazandı. Aziz Nesin ve Haldun Taner bildik gerçekçi dram kalıplarını zorlayarak yeni biçim denemelerine giriştiler.

1960′lar Türk tiyatro edebiyatı içinde parlak bir dönem oldu. Siyasal, ekonomik, kültürel açılardan önemli bir bilinçlenme aşamasının yaşandığı bu dönemde tiyatro, işçi ve köylü kesiminin sorunlarına eğildi. Bir yandan, orta sınıftan ailelerin yaşadığı toplumsal ve ekonomik sorunları irdeleyen gerçekçi oyunlar yazılırken, köy ve gecekondu ortamı da yaşama ve giyinme biçimi ve dil özellikleriyle sahneye getirildi.

Bu dönemin en yaygın türlerinden biri de konularını Osmanlı tarihinden, halk kahramanlarının yaşamlarından ve mitolojiden alan, şiir diliyle yazılmış oyunlardır. Güngör Dilmen, Orhan Asena, Turan Oflazoğlu, Necati Cumalı bu doğrultuda yapıtlar verdiler. 1960′ların sonlarına doğru siyasal içerikli belgesel oyunlarda yazılmaya başlandı. Sermet Çağan’ın, Brecht’in epik tiyatro yöntemini doğrudan uyguladığı Ayak Bacak Fabrikası (1964), bu dönemde toplumcu gerçekçi yaklaşımın bir örneği oldu.

Türk oyun yazarlığına öz ve biçim açısından kişiliğini kazandırma yolunda önemli bir katkı 1960′larda Haldun Taner’den geldi. Ahmet Kutsi Tecer’in 1940′larda geleneksel Türk tiyatrosunun gevşek dokulu oyun yapısını ve göstermeci anlatımını kullanarak yazdığı Köşebaşı oyununun ardından, 1950′lerde ve 1960′ların başlarında göstermeci anlatımı kullanma ve tiyatroda açık biçim anlayışını benimseme yolunda oyun denemeleri yazmış olan Taner, 1964′te Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu tarafından sahnelenen Keşanlı Ali Destanı’yla geleneksel Türk tiyatrosunun belirleyici özelliklerini çağdaş anlamda toplumsal siyasal bir içerikle birleştiren yeni bir yerli türün, yerli epik müzikalin yaratıcısı oldu.

1970′lerde pek çok topluluk ağırlıkla politik tiyatro üstünde durdu. Bu dönemde sık sık yerli ve yabancı siyasal-belgesel oyunlar sahnelendi; bir yandan da gerçekçi köy oyunları, tarihsel oyunlar, geleneksel Türk tiyatrosunun özelliklerine dayalı müzikli oyunlar, kabare oyunları, epik oyunlar yazıldı. Ülkede yaşanan toplumsal siyasal çalkantılardan tiyatronun da olumsuz bir pay aldığı bu dönemin en başarılı oyunlar, geleneksel Türk tiyatrosunun anlatım biçimlerini kullanmayı sürdüren Turgut Özakman’ın aynı biçemi benimseyen Oktay Arayıcı’nın ve Asiye Nasıl Kurtulur? Oyunuyla üne, gene epik türde yazdığı toplumcu gerçekçi oyunlarla pekiştiren Vasıf Öngören’in ürünleridir.

1980′lerde ise oyun yazarlığı nicelik ve nitelik açısından bir durgunluk yaşadı. Bu dönemde Refik Erduran, Orhan Asena, Turan Oflazoğlu, Necati Cumalı, Melih Cevdet Anday, Turgut Özakman, Sabahattin Kudret Aksal, Recep Bilginer, Güngör Dilmen, Başar Sabuncu, Dinçer Sümer gibi 1950′lerden ya da 1960′lardan bu yana oyun yazmayı sürdüren yazarlar dışında, 1970′lerde yazmaya başlayan Bilgesu Erenus ve Tuncer Cücenoğlu’nun, yapıtlarıyla 1980′lerde gündeme gelen Murathan Mungan, Ülkü Ayvaz, Ferhan Şensoy ve Mehmet Baydur gibi yeni yazarların oyunları sergilendi.


Cover Image

TÜRK EDEBİYATI DİL ANLATIM: TURAN OFLAZOGLU

Ocak 16, 2010 Okuma süresi: ~1 dakika
Turan OFLAZOĞLU (1932-? )
Tiyatro yazarlarımızdandır. Vefa Lisesini bitirerek, İstanbul üniversitesinde; İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerini bitirmiş, Washington’da tiyatro öğrenimi görmüştür. Çoğu basılmış ve TV’de yayınlanmış tarihsel konulu oyunlar yazdı. Nietzche, Rilke,Shakespeare,Kafka ve Bergman’dan çeviriler yaptı, tiyatro üstüne yazıları yayınlandı.

Eserleri:
Keziban Allahın Dediği Olur
Deli İbrahim
Sokrates Savunuyor
IV.Murat (1970’te TV filmi yapıldı, 1981’de yayınlandı. 1970 TRT Tiyatro Sahne Eserleri Başarı Ödülünü kazandı.)
Genç Osman
Elif Ana
Shakespeare (inceleme, çeviri şiirler, 1978)


TÜRK EDEBİYATI DİL ANLATIM: Orhan Asena(1922-2001)

Ocak 16, 2010 Okuma süresi: 2 dakika
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı oyun yazarıdır. Edebiyata lise yıllarında şiir ve öykü yazarak başlamıştır. daha sonraları ise tamamen tiyatroya yönelmiş ve asıl ününü tiyatrolarıyla kazanmıştır. Oyunlarında tarihi olayların yanısıra güncel olayların atmosferinden de yararlanmıştır. Başkaldırı temasının hakim oldıuğu eserlerinde ana karakterlerin iç çekişmelerini özenle sergilemiş, insanların birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini ustalıkla göstermiştir.İlk oyunu konusunu Gılgamış efsanesinden alan “Tanrılar ve İnsanlar“dır.”Hurrem Sultan“da Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki iktidar mücadeleleri ele alınır.”Tohum ve Toprak“ta toplumu değiştirme projesi işlenirken “Fadik Kız“da Anadolu insanının sömürülüşü hikaye edilir. “Simavnalı Şeyh Bedreddin” ve “Atçalı Kel Mehmet” ise insanların ezilişini ve başkaldırışını ortaya koyar. Orhan Asena Türkiye’nin Şekspir’i olarak adlandırılır.

Eserleri:

Tanrılar ve İnsanlar, Hurrem Sultan, Tohum ve Toprak, Fadik Kız, Simavnalı Şeyh Bedreddin, Atçalı Kel Mehmet, Ölü Kentin Nabzı, Karacaoğlan, Garip Dede Çıkmazı, Korku, Yalan, Gecenin Sonu, Toroslardan Öteye, Kapılar, Bir Kadın Üzerine Çeşitlemeler: Genç Kız-El Kapısı- Ana,Sağırlar Söğüşmesi, Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe, Öç, Korkunç Oyun, Karagöz Emekli, Şili’de Av


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler