EDEBİYATA DAİR…: DİNİ TASAVVUFİ HALK EDEBİYATI

Şubat 13, 2010 Okuma süresi: 3 dakika
Tasavvuf Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra Anadolu’da kurumlaşan bir dini düşünce ve yaşam felsefesidir.12. YY’dan itibaren tasavvuf Anadolu’da yayılmaya başlamıştır.

12. yüzyılda yaşayan Ahmet Yesevi, hikmet adını verdiği şiirleriyle tasavvufun öncüsü olmuştur.Daha sonra Anadolu’da Yunus Emre, Mevlana, Celaleddin-i Rumi,Kaygusuz Abdal,Pir Sultan Abdal, ve daha pek çok mutasavvıf şair ile sürmüştür.

Tasavvuf şairleri şiirlerinde inançlarını, düşüncelerini dile getirirler. Şiirlerinde Allah aşkı,dünyanın faniliği,ahlak,nefisterbiyesi gibi konular göze çarpar.Şiirleri aracılığıyla sevgi ve hoşgörüye dayalı bir yaşantı dile getirilir.

Tasavvuf düşünürlerine mutasavvıf denir.Mutasavvıflara göre Allah’ı bilmeden ona ulaşılmaz.Allah’ı bilmek ise önce kendini bilmekle başlar: Yunus Emre bir ilahisinde bunu şöyle dile getirir:

İlim ilim bilmektir.
ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin
Bu nice okumaktır.

Hoşgörü düşüncesine örnek olarak yine Yunus’un şu dörtlüğüne bakalım:

Elif okuduk ötürü
pazar eyledik götürü
Yaradılanı hoşgördük
Yaratandan ötürü

DİNİ-TASAVVUFİ HALK ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ:

a) Nazım şekli olarak hem divan edebiyatının hem de halk edebiyatının nazım şekilleri kullanılmıştır.

b) Ölçü ağırlıklı olarak hece ölçüsüdür.Ancak aruz da kullanılmıştır.

c) Nazım şekilleri ve türleri; ilahi,nefes,nutuk,devriye,şathiyedir.

d) Genellikle yarım uyak kullanılmıştır.

e) Nazım birimi dörtlük veya beyittir.

e) Dil, halkın anlayabileceği sade bir dildir.Fakat Arapça-Farsça kelimelere ve tasavvuf kavramlarına yer verilir.Bu edebiyatın ürünlerini anlayabilmek için tasavvufi terimleri bilmek gerekir.

f) Anlatım coşkulu, içten ve samimidir.

Yüzyıllara göre Tekke Edebiyatını en önemli temsilcileri şunlardır:

12.yy: Hoca Ahmet Yesevi
13.yy:Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli
14.yy:Kaygusuz Abdal
15.yy: Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi
16.yy: Pir Sultan Abdal
17.yy: Niyaz-ı Mısrî, Sinân-ı Ümmî, Hüdâi
18.yy: Sezai
19.yy: Kuddusi, Turâbi


EDEBİYATA DAİR…: DEVRiYE

Şubat 13, 2010 Okuma süresi: 9 dakika
Dini-tasavvufi halk edebiyatı nazım türlerindendir. İnsanın yaradılışını ve insan ruhunun geçirdiği olgunlaşmayı işleyen şiirlerdir.Kısaca devir kuramını anlatan şiirlere devriye denir.İlahiye benzer.Ezel dediğimiz en eski zamanda yaratılan insan ruhunun Allah’tan gelip tekrar Allah’a dönmesi anlatılır.Bu kuram Hz. Muhammed’in “Ben nebi iken Adem su ile çamur arasındaydı.” hadisine dayandırılır.Tasavvuf düşünürlerine göre Hz. Muhammed’in ruhu ezelden beri vardı. Vakti gelen ruh maddi aleme iner.böylece insanın maddi aleme iniş çıkışını anlatan şiirlere devriye denir.

Lâ mekân ilinde bir nokta iken

İsmi var, cismi yok yerden gelirim

Daha hiçbir nesne yaratılmadan

Kandilin içinde Nûr’dan gelirim.


Dört nesneden yoğrulup da yapıldım

Şekillendim, fırınlara atıldım

Mevla’m ruh verince ayağa kalktım

Adem denen bir beşer’den gelirim.


Kabil, Hâbil olup dünyaya geldim

Öldüren ben idim, ölen ben oldum

İdris ile bile cennete girdim

Nâciye’den pâk mâder’den gelirim.


Nûh Peygamber ile bir gemi yaptım

Her mahluktan bir çift içine attım

Tûfanda münkîri suya gark ettim

Mü’minlerle bir sefer’den gelirim.


Hûd Peygamber ile gezdim bir zaman

Zalimler elinden dedim el’aman

Salih ile taştan çıkardım bir can

Mucize gösterdim Bir’den gelirim.


İbrahim’le bile putları kırdım

Nemrûd’un emrine ben karşı durdum

Elim kolum bağlı ateşe girdim

Nârı nûr eyledim kor’dan gelirim.


İsmâil, Hâcer’le çöle atıldım

Yâkup ile figanlara katıldım

Yusuf ile kul oluban satıldım

Mısır ülkesinden var’dan gelirim.


Eyyüb ile derde düştüm, küsmedim

Kurt yedi vücudum, şükrüm kesmedim

Şuâyb ile doğruluktan geçmedim

Lâl ü mercan satan şâr’dan gelirim.


Tûvâ vadisinde Allah’ı gördüm

Tûr dağına çıktım, Tevrat’ı aldım

Âsâm canlı idi ben onu bildim

Küntü kenz sırr-ı esrâr’dan gelirim.


Hızır ile âb-ı hayâtı içtim

İlyas ile bile göklere uçtum

Yûnus Peygamberle ummana düştüm

Balığın karnından gâr’dan gelirim.


Lokman oldum, ölüme çâre buldum

Danyal ile rahmet suyunda yundum

Üzeyr’e yeniden bir Tevrat sundum

Zülkarneyn’le bile sır’dan gelirim.


Dâvud oldum sapanımla taş attım

Calût’u öldüren kahraman zâttım

Süleymân’la inse cine hükmettim

Kuş dilini bilen Pîr’den gelirim.


Zekeriyyâ ile beni biçtiler

Yahyâ ile bile başım kestiler

İsâ ile çarmıhlara astılar

Bedenim bıraktım, dâr’dan gelirim.



EDEBİYATA DAİR…: NUTUK

Şubat 13, 2010 Okuma süresi: 2 dakika
Dini-tasavvufi halk edebiyatının nazım türlerindendir.Tarikata yeni giren dervişlere yol göstermek onları bilgilendirmek amacıyla söylenen didaktik şiirlere nutuk denir.Tarikatın piri,şeyhi veya mürşidi tarafından yeni müritlere tarikatın derecelerini ve adabını öğretmek amacıyla söylenir.Didaktik şiir türüne girer.

ÖRNEK:

Evvel tevhid sürer mürşid dilinden
Erişir canına fazlı Hüda’nın
Kurtulursun emarenin elinden
Erişir canına fazlı Hüda’nın

Gel imdi sen dahi şeyhin haline
Karışasın evliyanın yoluna
Dalasın sen ab-ı hayat gölüne
Erişir canına fazlı Hüda’nın


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler