Cover Image

Kelile ve Dimne

Ocak 22, 2025 Okuma süresi: 3 dakika
Kelile ve Dimne

  • Hint kökenli masal/fabl kitabı.
  • Fabl türünün en önemli eserlerinden biridir.
  • Eserin kökeni, tahminen III. yüzyılda yazılan ve beş bölümden oluşan "Pançatantra" adlı bir kitaba dayanmaktadır.
  • Orijinal dili Sanskritçedir (klasik Hint din ve edebiyat dili).
  • Eserin Hint Hükümdarı Debşelim’in emriyle filozof Beydeba tarafından yazıldığı düşünülmektedir. Beydeba, eserde anlatıcı durumundadır:

Kral Debşelim, filozof Beydeba'ya: "Yalancı ve düzenbaz birinin ara bozuculuğuyla sevgileri bitip aralarında nefret ve düşmanlık başlayan iki dostun haline bir örnek ver bana.
Beydeba: "İki dost, aralarına yalancı, düzenbaz birinin girmesi gibi bir yıkımla karşılaşırlarsa araları kısa süre sonra bozulur ve birbirlerinden soğurlar. Buna verilecek örnek şöyledir:
— Evvel zaman içinde, Destavend taraflarında yaşayan ihtiyar bir adamın üç evladı vardı (…)

Devamını okuyayım »


Decameron

Ekim 23, 2024 Okuma süresi: 6 dakika

İtalyan yazar Giovanni Boccaccio tarafından yazılan hikâye kitabı.
Yazar, eserini 1348 yılında Avrupa’da görülen büyük veba salgınında yaşadıklarından etkilenerek kaleme almıştır. Buna rağmen eserde veba salgınını konu edinen bir hikâye yoktur.
Binbir Gece Masalları’nda olduğu gibi çerçeve öykü -öykü içinde öykü- tekniği ile yazılmıştır. (Bu teknikle yazılmış eserler bir ana hikâyenin çevrelediği çoğunlukla birbirinden bağımsız öykülerden oluşur.)
Boccaccio, eserini 1348-1353 yılları arasında yazmıştır.
Decameron, dünya edebiyatının ilk hikâye örneği kabul edilmektedir.
Mensur (düzyazı) bir eserdir.
Eser, Orta Çağ boyunca yazı dili olarak kullanılan Latince yerine halkın kullandığı İtalyanca ile yazılmıştır.

Eser, insanlık tarihinin en ölümcül salgını olan kara vebadan kaçan yedisi soylu on gencin kentten uzak bir evde geçirdiği on beş gün boyunca birbirlerine anlattıkları yüz öyküden oluşmaktadır.

Kurguya göre her gün on adet öykü anlatılmaktadır. Kahramanlar cuma ve cumartesi günlerini kutsal sayarak o günlerde hikâye anlatmamıştır.
Decameron’da yer alan öykülerin çıkış noktası aşktır. Yazar, eserini aşk acısı çeken kadınlara ithaf etmiştir.
Bu eserle birlikte edebiyatta hüküm süren dinsel öğeler yerini aşk, kadın-erkek ilişkileri, ihanet, mutluluk gibi dünyevi temalara bırakacaktır.
Boccaccio’nun amacı insanı merkeze alarak onun zekâsını, erdemlerini, zayıflıklarını, tutkularını ortaya koymaktır. Bunu yaparken de büyük bir felaket yaşamış olan halkı neşelendirmek istemiştir.
Eser, Katolik Kilisesi tarafından yasaklanmıştır. Bu yasağın en önemli nedeni ise eserin
yozlaşmış dinî kurumlara ve din adamlarına getirdiği eleştirilerdir.


Kitabın Ön Sözü’nden…

Yazar, hikâyelerde veba salgınına yer vermese de kitabın ön sözünde veba salgınında yaşananlarla ilgili gözlemlerini aktarmıştır. Aşağıya ön sözden bu gözlemleri içeren birkaç parça alınmıştır:

Tanrı’nın oğlunun insan kılığına girişinin 1348 yılında İtalya’nın ünlü kentlerinin en soylusu
Floransa’da, ölüm saçan bir veba salgını baş gösterdi. İster yıldızların etkisiyle ortaya çıkmış olsun ister insanların işledikleri suçlar nedeniyle Tanrı tarafından gönderilmiş olsun veba birkaç yıl önce doğu ülkelerinde görülmüş, çok sayıda can kaybına yol açmıştı. Daha sonra durmadan yayılarak Batı’ya ulaştı. Koruyucu önlemler etkisiz kaldı. Özel görevliler kentin çöplerini temizlediler. Hastaların kentten içeri girmeleri yasaklandı. Sağlık önlemleri arttırıldı. Ayinlerde bir kez değil, belki bin kez aman dilendi. Sofular Tanrı’ya yakardılar. Hiçbiri işe yaramadı. Sözünü ettiğim yılın baharının ilk günlerinde, amansız hastalık birden korkunç etkisini göstermeye başladı. (…) Hastalar gün boyunca hastalığı sağlıklı insanlara bulaştırdıklarından, salgın hızla yayılıyordu; tıpkı yanı başındaki kuru, yağlı nesnelerle beslenen bir ateş gibi. Hastalık yalnızca hastaların sağlıklı kişilerle konuşmaları, bir arada olmaları sonucunda onlara da bulaşıp ölmelerine yol açarak yayılmıyordu; hastaların giysilerine, elledikleri, kullandıkları nesnelere dokunmanın da hastalığı yaydığı anlaşılıyordu.
(…) Tersine ölüm öyle sıradan bir olay olmuştu ki, ölenlere bugün keçi leşlerine gösterilen saygı bile gösterilmiyordu. Yaşamın olağan akışı içinde karşılaşılan ufak tefek mutsuzluklar ölümün kaçınılmazlığını bilge kişilere bile benimsetemezken karşılaşılan yıkımın büyüklüğü, herkesin acımasız ölüme boyun eğmesine neden olmuştu.




Yararlanılan Kaynaklar

Decameron, Govanni Boccaccio, Çeviren: Rekin Teksoy, Oğlak Yayınları, Dördüncü Baskı (2002)
Govanni Boccaccio’nun Decameron Eserinde Yapısal Çerçeve, Ebru Balamir
Reform Öncesi Avrupa Toplumu’nda Katolik Kilisesi ve Ruhban Sınıfının Decameron’a Yansımaları:Önce Kendileri Örnek Olsunlar, Sonra Başkalarına Akıl Vermeye Kalksınlar; Atakan Çiçek


Cover Image

Dostoyevski

Nisan 10, 2023 Okuma süresi: 22 dakika







Dostoyevski





Dostoyevski

Dostoyevski
  • Rus roman ve hikâye yazarı.
  • Tam adı Fyodor Mihailoviç Dostoyevski‘dir.
  • 1821 yılında Moskova’da doğdu.
  • Sert, otoriter ve dindar bir adam olan babası Mihail Andreyeviç askerî cerrahtır. Dostoyevski doğduğunda fakir halkın ücretsiz tedavi edildiği bir hastanede çalışmaktadır. 
  • Dostoyevski, babasının korumacı tavrı nedeniyle dış dünyadan uzak bir şekilde yetişir.
  • Bir tüccarın kızı olan annesi Mari Fyodorovna Neçayeva ise duygulu ve alçakgönüllü bir kadındır. Annesi, henüz 37 yaşındayken veremden ölür (1837).
  • Annesinin ölümünden sonra köye çekilerek kendisini içkiye veren babası, oğlunu Saint Petersburg’daki Askerî İstihkam Okuluna gönderir.

  • Dostoyevski, askerî okulda derslerden çok edebiyatla ilgilenir.
  • Bir süre sonra babasının ölüm haberini alır. Alkolik olan babası, köylüler tarafından kötü davranışları nedeniyle öldürülmüştür (1839). Kimi zaman ölmesini isteyecek kadar sevmediği babasının ölümü onu çok etkiler. Bu nedenle kendini hep suçlu hisseder. Bu suçluluk duygusu onun ilk sara (epilepsi) nöbetini de tetikler.
  • 1840’ta asteğmen olur. 1844’te askeriyeden istifa ederek yazı hayatına atılır.
  • İstifasının ardından zaten kötü olan mali durumu daha da kötüleşir.
  • İlk olarak Balzac’ın eserlerini Fransızcadan tercüme eder.
  • 1846’da büyük beğeni toplayan ilk eseri “İnsancıklar” yayımlanır.
  • Sonrasında yazdığı “Öteki” ve “Ev Sahibesi” adlı uzun hikâyelerinde aynı başarıyı yakalayamaz.
  • Bu yıllarda politikaya ilgi duyarak ütopik sosyalizmi savunan Petraşevskiciler diye bilinen bir grubun toplantılarına katılır. Gruptakilerin büyük bir kısmı yasak kitaplar okuyup Çar I. Nikolay’ı eleştirdikleri gerekçesiyle idama mahkum olur. Yazar da onlardan biridir.
  • Kurşuna dizileceği sırada gelen af kararı ile ölümden döner. Cezasını dört yıl boyunca Sibirya’da kürek mahkumu olarak geçirir.
  • Hapis tutulduğu yıllardaki yaşadıklarının izlerini “Ölüler Evinden Anılar” ve “Yeraltından Notlar” adlı eserlerinde görmek mümkündür. Mahkumiyeti esnasında okumasına izin verilen tek kitap ise İncil’dir.
  • 1854’te kürek cezasından kurtularak er rütbesi ile kışla hizmetine verilir. Sibirya’da Müslüman nüfusun ağırlıkta olduğu bir kasabada yaşar. Burada beş yıl görev yapan yazar, subaylığa kadar yükselir.
  • Not: Sonraki dönemde fikirleri değişecek olan yazar, kökleri dışarıda olan tüm düşüncelere karşı çıkar. Yazı ve konuşmalarında Rus geleneklerinden koparak Batılılaşmaya çalışmanın Rusya’nın sonu olacağını dile getirir. Yeraltından Notlar, yazarın sosyalizme karşı değişen görüşlerinin bir göstergesi olacaktır.
  • 1857’de yoksul ve dul bir kadın olan Maria Dimitriyevna İssayeva ile evlenir.  Dimitriyevna’nın ölen kocasından bir de oğlu vardır.
  • Bu evliği ile ilgili olarak kaynaklarda birbiriyle çelişen bilgiler mevcuttur. Kimine göre yazar bu evliliği kadına acıdığı, kimine göre de âşık olduğu için yapmıştır. Bunun yanı sıra Dimitriyevna’nın Dostoyevski’yi
    çirkin, yoksul ve hasta bir adam olarak gördüğü için hiç sevemediği de söylenir.
  • 1859’da Rusya’ya dönmesine izin verilir. Hasta eşinin tedavisi ve üvey oğlunun eğitimi için
    Çar’a yazdığı rica mektubu sayesinde Petersburg’a taşınır.
  • Bu arada sara nöbetleri sıklaşır. 
  • Petersburg’da kardeşi Mişel ile “Vakit” gazetesini çıkarır.
  • 1861’de yazdığı “Ölüler Evinden Anılar” ile eski ününü yeniden yakalar.
  • 1862’de ilk Avrupa gezisine çıkar. Döndükten sonra “Yaz
    İzlenimleri Üzerine Kış Notları
    ” adıyla yolculuk anılarını
    yazar.
  • Yoksul öğrenciler yararına düzenlenen hayır gecelerinde konuşmalar yapan Dostoyevski, Polin Suslova ile ilk defa böyle bir toplantıda
    tanışır. Genç ve
    güzel bir kadın olan Polin Suslova, başta “Kumarbaz” olmak üzere Dostoyevski’nin birçok romanında farklı
    isimlerle okuyucunun karşısına çıkacaktır.
  • Yazar, ikinci Avrupa seyahatine Polin ile çıkar. Polin ile Avrupa’nın birçok
    şehrini gezen Dostoyevski, vereme yakalanan karısının durumunun
    ağırlaşması üzerine Rusya’ya döner. Karısının 1864’teki ölümünden kısa bir süre sonra kardeşi Mişel’i de kaybeder. Hayatının en sıkıntılı günlerinde “Suç ve
    Ceza
    ” adlı büyük romanını yazar (1866). Bu büyük roman için “Şimdiye kadar yazdığım bütün şeyleri gölgeleyecek bir roman.” diyecektir.

İkinci Evliliği ve Kumar Tutkusu

  • Yirmili yaşlarında bir stenograf bulan yazar, “Kumarbaz” adlı romanını yirmi dokuz günde bitirip yayımlar. Bu stenograf, çocukluğundan beri yazara hayranlık besleyen Anna Grigoryevna Snitkin’dir. 
  • Anna ile 1867 yılında evlenir. Anna, belki de yazarı gerçekten seven tek kadındır. Eşiyle bir müddet
    Avrupa’da yaşayan Dostoyevski, kumar oynamaya devam eder. Yayımcısından henüz yazmadığı romanlar için aldığı avansları bile kumarda kaybeder.
  • 1869’da kendisi gibi sara hastası olan Prens Mişkin‘in hikâyesi olan “Budala” yayımlanır. Prens Mişkin, etrafını saran kötülüğü, çıkarcılığı ve zorbalığı iyi kalbiyle aşmaya çalışan bir karakterdir. Prens, aşırı saflığı ve iyi yürekliliği yüzünden çevresindekiler tarafından bir “budala” olarak
    nitelendirilir.
  • 1872 yılında ise en siyasi romanı olarak görülen “Ecinniler yayımlanır.
  • 1876’da “Bir Yazarın Günlüğü” adlı bir dergi çıkarır. Dergideki yazılarında din, eğitim, ahlak ve sanat gibi konulardaki fikirlerini dile getirir. 
  • 1880’de büyük eseri “Karamazov Kardeşler” yayımlanacaktır. Bu romanla herkesin saygı duyduğu bir yazar hâline gelir. Yazar romanı için şunları söyleyecektir: “Bu kitabın
    bütün bölümlerinde izlenecek olan başlıca sorun, benim ömür boyunca bilinçli ya da
    bilinçsiz olarak acısını çekmiş olduğum sorundur: Tanrı’nın varlığı
    “.
  • Eserlerinde Tanrı’nın varlığını sık sık sorgulasa da o en çok kuşku duyduğu anlarda bile Tanrı’ya sığınır. Ona göre, Tanrı inancının ortadan kaldırılması durumunda erdem de ortadan kalkacaktır. Tanrı inancı olmadan erdem ve adalet olmayacağı gibi toplumsal hayat ve kişiler arası barış da olamayacaktır.
  • Akciğer kanaması geçiren yazar, 28 Ocak 1881’de hayata veda eder.
  • Son
    sözleri şöyle olacaktır: “Zavallı sevgilim, ne sorunlarla bırakıyorum seni… Ne güç olacak
    yaşamak senin için!
    ..”
  • Çar, Dostoyevski’nin dul karısı ve çocuklarına iki bin rublelik bir onur ödeneği ayıracaktır.
  • Yaklaşık 30.000 kişinin katıldığı cenazede yazarın tabutu cenaze arabasına konulmayarak manastıra kadar hayranlarının omuzlarında taşınmıştır.
  • Dostoyevski son dönemleriyle kıyaslanamayacak kadar büyük olan ününe,
    sonsuza uzanan kalıcılığına ölümünden sonra sahip olmuştur.

  • Dünya edebiyatının önde gelen yazarlarından biridir.
  • İnsanın varoluşu ve bundan türeyen problemleri eserlerinin temel konusudur.
  • Eserlerinde insanı, insan tabiatını ve insan gerçeğini çok başarılı bir şekilde anlatmıştır.
  • Psikolojik realizmin en önemli temsilcisidir.
  • Kahramanlarının iç dünyalarını derin psikolojik tahliller ile vermiştir. Eserlerinde çağının insanına hem psikolojik açıdan
    hem de toplumsal açıdan yer vermiştir.
  • Karakter yaratmakta oldukça başarılıdır. Kahramanları, insan olmanın tüm imkân ve ihtimali içinde yaşar. Bu nedenle çoğu kahramanını iyi ya da kötü diye sınıflamak pek mümkün değildir.
  • Eserlerinde Tolstoy’da görülen canlı doğa betimlemeleri yoktur. 

Önemli Eserleri

  • Roman: İnsancıklar, Ölüler Evinden Anılar, Yeraltından Notlar, Ezilenler, Kumarbaz, Budala, Suç ve Ceza, Ecinniler, Karamazov Kardeşler
  • Uzun Hikâyeleri: Öteki, Bir Yufka
    Yürekli, Ev Sahibesi, Beyaz Geceler, Netoçka Nezvanova, Stepançikovo Köyü ve
    Sakinleri, Amcanın Rüyası, Ebedi Koca, Uysal Bir Ruh

Yararlanılan Kaynaklar

  • Dostoyevski’de Tanrı ve Din, Duygu Şahin F. M. Dostoyevski’nin Romanlarındaki Karakter Çerçevelerinin İncelenmesi, Amar Purevdorj
  • Dostoyevski’nin Kumarbaz Romanının Hayat-Eser Açısından İncelenmesi, Selahattin Çitçi
  • F. M. Dostoyevski’nin Romanlarındaki Karakter Çerçevelerinin İncelenmesi, Amar Purevdorj
  • Dostoyevski’nin Eserlerinde İçerik, Biçim, Kurgu ve Üslup Özellikleri, Vefa Taşdelen
  • F. M. Dostoyevski’nin Uzun Öykü Sanatı, Jale Kartal


Cover Image

Kumarbaz

Nisan 9, 2023 Okuma süresi: 7 dakika
Dostoyevski

Dostoyevski’nin 1867’de yayımlanan romanı.

Romanda olaylar Almanya’nın Ruletenburg şehri ile Paris’te geçer.
Kitabın başkahramanı bir kumarbaz olan Aleksey İvanoviç‘tir. Aleksey; parasız olmasına rağmen kendisini iyi yetiştirmiş, eğitimli, bilgili, açık sözlü ve zeki bir gençtir.
Dostoyevski, diğer romanlarında olduğu gibi bu romanda da insanı, insan tabiatını ve insan gerçeğini çok başarılı bir şekilde anlatmıştır.
Eseri ilginç yapan özellik, yazarın kumar tutkusunun sanatkârane bir ifadesi olmasıdır. Eserdeki olaylar, yazarın 1863 yılında bir toplantıda tanıştığı Polin Suslova ile çıktığı Avrupa seyahatinde yaşadıklarıyla benzerlik göstermektedir. Polin Suslova ile romandaki Polina Aleksandrovna arasında pek çok benzerlik vardır. Romandaki Polina, gerçek hayattaki Polin Suslova gibi zenginliğe, gençliğe ve güzelliğe önem veren biridir. Bunun yanı sıra Aleksey İvanoviç tıpkı yazar gibi bir kumar düşkünüdür. Her ikisi de Avrupa’yı ve özellikle de Fransızları sevmez.


Özet

Hayata dair pek bir beklentisi olmayan Aleksey İvanoviç, Rusya’dan gelip Almanya’ya yerleşmiş olan General Zagoriyavski’nin Mişa ve Nadya adındaki çocuklarına öğretmenlik yapmaktadır. Bir kumarbaz olan Aleksey, General’in üvey kızı Polina’ya âşıktır. Ailesiyle Ruletenburg’ta bir otelde kalan General, çevreye karşı kendini zengin gösterse de Rusya’da yaşayan zengin halasının ölümüyle gelecek olan mirası beklemektedir. Bu yüzden sürekli telgraf çekerek yaşlı kadının ölüp ölmediğini sorar.
Bu büyük servetten pay alabilmek için General ile dostluk kuran Fransız Markiz de-Grie, General’in sevgilisi Mademosille Blanche ve oteldeki diğer şahıslar da yaşlı kadının ölümünü beklemektedir. Markiz de Grie, General’le yaptığı antlaşma gereği General’in tüm mallarını ipotek altına almıştır. Aleksey gibi Polina’ya âşık olan Markiz, küstah ve insanlara tepeden bakan bir adamdır.
İki aşk arasında kalan Polina ise Aleksey’in aşkına karşılık vermediği gibi onu emrinde çalışan biri olarak görür. Polina’yı her şeyi göze alabilecek kadar seven Aleksey, parkta gezdikleri bir gün Polina’nın isteği üzerine Alman bir baron ile baronese saygısızlık yapar. Bu davranışı nedeniyle de General tarafından işine son verilir.
Bu arada General’in ölmesini beklediği halası Antonida Vasilyevna, beraberindeki hizmetçileriyle otele gelir. Yaşlı kadının beklenmedik ziyareti her şeyi altüst eder. 

75 yaşındaki Vasilyevna; herkese emirler veren, sözünü esirgemeyen ve merak ettiği her şeyi soran kötürüm bir kadındır. Kadın, otele gelir gelmez rulet masasına oturur. Kendisine

Aleksey İvanoviç yardım eder. Vasilyevna, bir gecede 12.000 florin kazanır. Kazandığı paranın bir kısmını hizmetçilere ve yolda gördüğü fakirlere dağıtır. Bununla da kalmayıp General’e mirasından hiçbir şey bırakmayacağını söyler. Kazandıkları ile yetinmeyip daha çok kazanmak isteyen yaşlı kadın, elindekileri kaybedip Rusya’ya döner.
General’e mirastan hiçbir şey kalmayacağını anlayan Mademosille Blanche, Prens Nilski ile dostluk kurar. De Grie, General’i 50.000 frank borçlu bırakarak Fransa’ya döner. De Grie’nin gerçek yüzünü gören Polina, üvey babasını borçtan kurtarmak için Aleksey’den yardım ister. Aleksey, Polina’dan aldığı az bir para ile rulet masasında 100.000 florin kazanır. Kazandığı paraları Polina’ya getirir. Gururlu bir insan olan Aleksey, Polina’nın ona vermek istediği payı almak istemez. Bunun üzerine aralarında bir soğukluk başlar. 

Bu arada Polina, Mister Astley ile görüşmeye başlar. İngiliz bir fabrikatör olan Astley hem erdemli hem de zeki biridir. Polina’dan uzaklaşan Aleksey ise Mademosille Blanche yakınlaşır. Fakat General’in bundan haberi yoktur. Blanche ile Paris’e giden Aleksey, kumardan kazandığı paralarla orada kısa bir süre de olsa lüks bir hayat yaşar. Fransa’ya gelen General, Mademosille Blanche ile evlenir. Aleksey ise beş parasız olarak Ruletenburg’a döner. Borçlarından dolayı bir süre cezaevinde yatar. Sonrasında bir zengine uşaklık eder ve biraz para biriktirir. Fakat o parayı da kumarda kaybeder. 

Bu arada General’in halası Vasilyevna öldüğü haberi gelir. Yaşlı kadın mirasının bir kısmını Polina’ya kalan kısmını da General’e bırakmıştır. Ancak General, kısa bir süre sonra kalpten ölür. Mister Astley ile Ruletenburg’ta karşılaşan Aleksey İvanoviç, ondan Polina’nın kendisini sevdiğini fakat kumarı bırakması gerektiğini öğrenir. Aleksey’e para da veren Mister Astley, eğer kumarı bırakırsa kendisine yardım etmeye devam edeceğini söyler. Fakat Aleksey aldığı bu parayı da kumarda harcar. Roman, Aleksey’in kumarı bırakmayı sonra erteleyen şu sözleriyle biter: “Yarın, her şey bitecek, yarın!..”


İlgili Sayfa

👉 

Eser Özetleri

Yararlanılan Kaynaklar

Dostoyevski’nin Kumarbaz Romanının Hayat-Eser Açısından İncelenmesi, Selahattin Çitçi
Dostoyevski’nin Kumarbaz Romanının Yapısal Çözümlemesi, Mahmut Fevzi Cengiz


Cover Image

Lev Nikolayeviç Tolstoy

Ocak 28, 2023 Okuma süresi: 13 dakika








Lev Nikolayeviç Tolstoy





Lev Nikolayeviç Tolstoy

Lev Nikolayeviç Tolstoy

  • Rus roman ve hikâye yazarı, eğitimci, düşünür.
  • 28 Ağustos 1828’de Moskova’nın güneyinde -Yasnaya Polyana adıyla bilinen bir malikanede- doğdu.
  • Toprak sahibi, aristokrat bir ailenin oğludur.
  • İki yaşında annesini, dokuz yaşında da babasını kaybetti.
  • 1844’te Kazan Üniversitesine girdi. Ancak resmî eğitime duyduğu tepki nedeniyle eğitimini yarıda bıraktı.
  • 1852’de orduya katılarak Kırım Savaşı’nda subay olarak görev yaptı. Dört yıl görev yaptıktan sonra ordudan ayrıldı, sonrasında hayatı boyunca savaş karşıtı bir tutum izledi.
  • 1852-1859 yılları arasında Çocukluk, İlk Gençlik ve Gençlik adlarında otobiyografik üç ciltlik bir roman yayımladı.

  • 1857’de Almanya, İsviçre ve Fransa’yı dolaştı. Dönüşte alternatif bir eğitim anlayışı ile köylü çocukları için Yasnaya Polyana’da bir okul açtı.
  • 1860’da tekrar Avrupa gezisine çıktı. Bu dönemde kendine ait ahlak felsefesi de biçimlenmeye başlamıştı.
  • 1862’de Sofya Andreyevna Bervs’le evlendi ve bu evlilikten on üç çocuğu oldu.
  • İlk büyük romanı Savaş ve Barış’ı 1869’da tamamladı.
  • İkinci büyük romanı Anna Karenina’yı 1877’de bitirdi.
  • 1899’da Kiliseye ağır eleştirilerde bulunduğu son büyük romanı Diriliş yayımlandı.
  • 1900’den sonra zamanının çoğunu din, toplum, ahlak, sanat konularındaki görüşlerini anlatan yazılara ayırdı.
  • Resmî Hristiyanlık inancına ters düşen görüşleri nedeniyle 1901’de Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edildi.
  • Aristokrat yaşam tarzını reddederek bedensel işlerde çalıştı.
  • Bütün varlığını köylülere dağıtmak istemesi nedeniyle ailesiyle arası açıldı. Bunun üzerine Küçük kızı ve doktorunu yanına alıp evi terk etti.
  • 20 Kasım 1910’da ıssız bir tren istasyonunda zatürreden öldü.

Sanat Anlayışı

  • Dünya edebiyatının en önemli yazarlarından biridir.
  • Realist bir yazardır. 
  • Gözlemleri ve insan ruhunu anlatmadaki başarısı ile tanındı.
  • Eserlerinde özellikle ahlaki sorunlara ağırlık verdi.
  • Özgürlük, yaşam, direniş, inanç gibi konuları insanı merkeze alarak işledi.
  • İnsanın doğal hâli ile toplum tarafından bozulmuşluğu hâli arasındaki karşıtlığı en ince ayrıntılarına kadar anlattı.

Önemli Eserleri  

  • Roman: Kazaklar, Savaş ve Barış, Anna Karenina, İvan İliç’in Ölümü, Kreutzer Sonat, Diriliş, Hacı Murat 
  • Otobiyografik Roman: Çocukluk, Ergenlik, Gençlik 
  • Öykü: İnsan Ne ile Yaşar, Sivastopol Öyküleri, Efendi ile Uşağı, Peder Sergey, Şeytan, Balodan Sonra
  • Düşünsel otobiyografi: İtiraflarım

İlgili Sayfalar

👉 Diriliş Özet

Yararlanılan Kaynaklar

  • Tolstoy’un Düşüncesinde Din ve özgürlük, Melek Aygül Özdoğan
  • Lev Nikolayeviç Tolstoy, Diriliş, İletişim Yayınları


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler