Cover Image

Cümlede Anlam Çıkmış Sorular 5

Şubat 21, 2025 Okuma süresi: 9 dakika

9. Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir? (2022)

A) Kimi insanların çikolata, cips gibi yağlı yiyecekleri; kimilerinin ise karnabahar, brokoli gibi sebzeleri sevmesinin arkasında yatan unsurun genetik faktörler olduğu ortaya konmuştur. 

B) Her gün bir parça çikolata yiyenlerin, hiç çikolata yemeyen ya da çok fazla yiyenlere göre olaylara daha pozitif yaklaştığı saptanmıştır. 

C) Yetişkin kişilerde, sanılanın aksine, çikolatanın tadını; kadınların erkeklere göre daha az sevdiği tespit edilmiştir. 

D) Çikolata gibi yiyecekler, ergenlerde serotonin salgılanmasını çocuklara göre daha fazla sağladığı için bu besinleri tüketen ergenlerin çocuklara göre daha mutlu olduğu belirlenmiştir. E) Çikolatanın ham maddesi olan kakaonun boğazdaki sinir uçlarında bir tabaka yarattığı ve bu tabakanın, sinirlerin tahriş olmasını engellediği ifade edilmiştir.

İnsanlığa hizmet edip topluma fayda sağlayan güzel fikirler; tıpkı nadide tohumlar gibi iyi gübrelenmiş, güneş gören topraklarda büyür ve sadece oralarda renkli çiçekler açıp tatlı meyveler verir. 

10. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2023)

A) Toplumsal ilerlemenin ön koşulu üretilen düşüncelerin uygulamaya elverişli olmasıdır. 

B) Topluma fayda sağlayacak düşüncelerin temel kaynağı toplumsal kabul ve değerlerdir. 

C) İyi bir gelecek tasarlayabilmek için farklı düşüncelerin bir arada bulunmasına ihtiyaç vardır. D) Topluma yarar sağlayacak düşüncelerin üretilebilmesi için ortamın elverişli olması gerekir. E) Toplumu geliştirecek düşünceler ancak toplum tarafından benimsendiğinde hayat bulur.

Küçükken hiç masal dinlememiş çocuklar büyüyünce kendi resimlerini bile cetvelle çizer.  

11. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2023)

A) Masallar, çocukların hayal dünyalarını zenginleştirerek onları gelecekte mekanik düşünmekten uzak tutar.  

B) Yaşamın zorluklarıyla başa çıkabilmek için çocukların, masalların renkli dünyasıyla tanışması gerekir.  

C) Yaşamın somut gerçekliğinden koparılan çocuklar, özgür düşünemeyen yetişkinlerin ortaya çıkmasına neden olur.  

D) Masallar, çocukların hayal gücünü besler ve yetişkinlerin dünyaya dair duyarlılıklarını artırmada etkin bir rol oynar.  

E) İnsan ve yaşamın gerçekliğini kavrayabilmek çocuklukta yaratıcı düşüncenin geliştirilmesiyle mümkündür.

(I) Plasebo, kısaca, şifa verici bir kimyasal birleşimi olmayan ve farmakolojik etkileri bulunmayan ilaç olarak tanımlanır. (II) Bu ilaçların kişide oluşturduğu ruhsal değişim şeklinde tanımlanabilecek plasebo etkisi, psikolojik hastalıklarda fiziksel hastalıklardakine kıyasla güçlüdür. (III) Bu alandaki modern araştırmaların geçmişi, genellikle 50 yılı aşkın bir süre önce yayımlanan bir makaleye dayandırılır. (IV) Beecher, makalesinde plasebo uygulamalarının, hastaların %30’unun durumunda iyileşme sağlayacağını savunarak tıp dünyasında şaşkınlık yaratmıştı. (V) Günümüzde bu tahmin, astımdan parkinsona çeşitli sorunlarla boğuşan hastaların yarısı veya dörtte üçüne kadar yükselmiştir. 

12. Bu parçada numaralanmış cümlelerde söz edilen plasebo ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2023)

A) I. cümlede, ne tür bir ilaç olduğu hakkında bilgi verilmiştir.  

B) II. cümlede, psikolojik hastalıklarda daha etkili olduğu belirtilmiştir. 

C) III. cümlede, hakkındaki araştırmaların başlangıcından bahsedilmiştir. 

D) IV. cümlede, etkilerinin geçmişte fazla bilinmediğine işaret edilmiştir.  

E) V. cümlede, günümüzdeki iyileşme oranının arttığından söz edilmiştir

I. İster ebeveyn isterse eğitimci olsun çoğu yetişkin, çocuğunun okuduğu her kitaptan “iyi, yararlı ve gündelik hayattaki pratiklerini kolaylaştıracağı” bir şeyler öğrenmesini beklemektedir.

II. Toplumun bazı kesimlerinde edebî eserler; -onların oluşum yöntemi, araç ve süreçlerinin bilincinde olunmadığından- kurgusal olmayan eğitsel amaçlı kitaplarla aynı kefeye konulmaktadır.
13. Verilen I. cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? (2024)
A) II. cümlede yer alan açıklamaya yönelik karşılaştırma yapmaktadır.
B) II. cümlede belirtilen durumun yol açtığı bir sonuçtan bahsetmektedir.
C) II. cümlede ortaya konulan durum hakkında öngörüde bulunmaktadır.
D) II. cümlede verilen durumun koşulunu belirtmektedir.
E) II. cümlede yapılan açıklamayı çürütmek için yeni bir bilgi sunmaktadır.

(I) Parlak mor çizgileriyle bir masal kitabına aitmiş gibi görünen bir balık türü; Tanzanya açıklarında, Hint Okyanusu’nun 80 metre derinliklerinde keşfedildi. (II) Cirrhilabrus wakanda denilen bu balık, ismini çizgi roman evreninin süper kahraman hikâyesi Kara Panter’den alıyor. (III) Araştırmacılar balığın göz alıcı renklerinin, Kara Panter’in ülkesi olan Wakanda halkının geleneksel elbiselerini andırdığını söylüyor. (IV) Söz konusu tür, dalma limitlerini zorlayan derinliklerde yaşadığı için bulunduğu mercan resifleri alaca karanlık bölgesi olarak adlandırılıyor. (V) Herkes tarafından ulaşılamayacak bir derinlikte kendine yaşam alanı bulan bu tür, böylelikle neslinin sürekliliğini garanti altına alıyor.  

14. Bu parçada numaralanmış cümlelerde söz edilen Cirrhilabrus wakanda ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? (2024)

A) I. cümlede, öne çıkan fiziksel özelliğinden bahsedilmiştir. 

B) II. cümlede, adının esinlenildiği kaynaktan söz edilmiştir. 

C) III. cümlede, hikâyedeki halkın giysileriyle benzer yönüne değinilmiştir. 

D) IV. cümlede, yaşadığı bölgeyi seçme nedenleri ifade edilmiştir. 

E) V. cümlede, türlerinin devamlılığıyla ilgili bilgi verilmiştir.

Günümüzde yeni bir pencere açmak, eskinin boşluğuna dokunmakla mümkündür. 

15. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır? (2024)

A) Yeni fikirler, gelenekle kurulan sürekliliği kopararak var olur. 

B) Özgün düşünceler, geçmişte önemsenmeyenler keşfedilerek ortaya çıkar. 

C) Eskinin bıraktığı değerler, taşımakla yükümlü olunan kalıcı bir mirastır. 

D) Çağdaş bakış açısı, zihindeki geleneksel kodları yıkıma uğratır. 

E) Kendine yeni bir alan açmak, mevcut düşünceleri özümsemekle gerçekleşir.


Cover Image

2024 TYT Türkçe Soruları İndir (WORD)

Aralık 26, 2024 Okuma süresi: 95 dakika

2024 TYT Sınavı Türkçe sorularını 

word formatında indirmek için metnin sonundaki renkli bağlantıya tıklayın.  

2024 TYT TÜRKÇE SORULARI

 

1. Araştırmacılar doğada bulunmanın sağlığa olan
faydalarına (I) işaret ediyor (dikkat çekiyor). Açık alanlarda vakit
geçirmenin ruh sağlığı üzerinde (II) koruyucu (önleyici) bir etkisi
olduğunu, bu durumun aynı zamanda ruhsal direnci (dayanıklılığı) artıracağını
söylüyor. Araştırmacıların bulguları (III) ışığında (kılavuzluğunda)
planlamalar yapılırken doğayla temasın sağlanacağı unsurların bu planlara (IV)
dâhil edilmesinin
(içine katılmasının) önemi ortaya çıkıyor.

Bu parçada
numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen
açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

2. Kimi yazarlar romanın toplum hayatındaki
aksaklıkların ortadan kalkmasına yardım etmesini, ……… isterken kimileri ise
romanın bir toplum bilimi kitabı değil bir sanat eseri olduğunu, ondan ancak ………
beklenebileceğini ileri sürer.

Bu cümlede
boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) doğru yolu göstermesini – edebî güzelliğin

B) gerçekleri yansıtmasını – kılavuzluk
yapmasının

C) güzellikleri anlatmasını – kusursuz dil
kullanımının

D) ironiyi öne çıkarmasını – iyi bir anlatımın

E) geleneği aktarmasını – mantıksal bir akışın

 

3. “Yazdıkların kime hitap ediyor?” sorusuna
verilmiş net bir cevabım yok. Bir iyelik ekiyle “okurlarım” demeyi de doğrusu
beni hiç okumamış olanlara bir saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Ancak yine
de boşluğa yazdığımı söyleyemiyorum.

Bu parçanın
yazarı, altı çizili sözle hangi özelliğine vurgu yapmaktadır?

A) Eserlerini zihninde tasarladığı bir kitleye
yönelik olarak ürettiğine

B) Eserleriyle her düzeyde okur kitlesine
seslenmeyi öncelediğine

C) Seçtiği temalarla mevcut ve potansiyel
okurlarını ayrıştırdığına

D) Sahiplendiği okurların duyarlılığını
eserleriyle geliştirmeye çalıştığına

E) Yazılarıyla bütün okurların beğenisini
kazanmayı amaçladığına

 

 

 

4. Deyimlerin bir kısmı gözle ilgilidir. Örneğin
gözü ısırmak (I)  deyimiyle o
kişiyi daha önce görmüş olduğumuzu ve tanıdığımızı anlatmak isteriz. Gözü
dönmek (II)
deyimi, aşırı istek veya öfke nedeniyle kişinin saldıracak
duruma gelmesini belirtir. Göz kulak olmak (III), bir kimseyi veya
nesneyi görüp gözetmek durumunu belirtir. Gözden düşmek (IV), bir iş
veya durumu dikkatinden kaçırmak eylemini gösterir. Göz açtırmamak (V)
ise birinin bir iş yapmasına fırsat vermemeyi ifade eder.

Bu parçada
numaralanmış deyimlerden hangisinin açıklaması yanlıştır?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

 

5.            I.
İster ebeveyn isterse eğitimci olsun çoğu yetişkin, çocuğunun okuduğu her
kitaptan “iyi, yararlı ve gündelik hayattaki pratiklerini kolaylaştıracağı” bir
şeyler öğrenmesini beklemektedir.

II. Toplumun bazı kesimlerinde edebî
eserler;   -onların oluşum yöntemi, araç
ve süreçlerinin bilincinde olunmadığından- kurgusal olmayan eğitsel amaçlı
kitaplarla aynı kefeye konulmaktadır.

Verilen I.
cümleyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) II. cümlede yer alan açıklamaya yönelik
karşılaştırma yapmaktadır.

B) II. cümlede belirtilen durumun yol açtığı
bir sonuçtan bahsetmektedir.

C) II. cümlede ortaya konulan durum hakkında
öngörüde bulunmaktadır.

D) II. cümlede verilen durumun koşulunu
belirtmektedir.

E) II. cümlede yapılan açıklamayı çürütmek
için yeni bir bilgi sunmaktadır.

 

 (I)
Parlak mor çizgileriyle bir masal kitabına aitmiş gibi görünen bir balık türü;
Tanzanya açıklarında, Hint Okyanusu’nun 80 metre derinliklerinde keşfedildi.
(II) Cirrhilabrus wakanda denilen bu balık, ismini çizgi roman evreninin süper
kahraman hikâyesi Kara Panter’den alıyor. (III) Araştırmacılar balığın göz
alıcı renklerinin, Kara Panter’in ülkesi olan Wakanda halkının geleneksel
elbiselerini andırdığını söylüyor. (IV) Söz konusu tür, dalma limitlerini
zorlayan derinliklerde yaşadığı için bulunduğu mercan resifleri alaca karanlık
bölgesi olarak adlandırılıyor. (V) Herkes tarafından ulaşılamayacak bir
derinlikte kendine yaşam alanı bulan bu tür, böylelikle neslinin sürekliliğini
garanti altına alıyor.

6.
Bu parçada numaralanmış cümlelerde söz edilen Cirrhilabrus wakanda ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A)
I. cümlede, öne çıkan fiziksel özelliğinden bahsedilmiştir.

B)
II. cümlede, adının esinlenildiği kaynaktan söz edilmiştir.

C) III. cümlede, hiyedeki haln giysileriyle benzer yönüne değinilmiştir.

D) IV. cümlede, yaşadığı lgeyi seçme
nedenleri ifade edilmiştir.

E) V. cümlede, türlerinin devamlılığıyla ilgili bilgi verilmiştir.

 

7.
Günümüzde yeni bir pencere açmak, eskinin boşluğuna dokunmakla mümkündür.

Aşağıdakilerden
hangisi bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır?

A) Yeni fikirler, gelenekle kurulan sürekliliği
kopararak var olur.

B) Özgün düşünceler, geçmişte
önemsenmeyenler keşfedilerek ortaya çıkar.

C) Eskinin bıraktığı değerler, taşımakla
yükümlü olunan kalıcı bir mirastır.

D) Çağdaş bakış açısı, zihindeki
geleneksel kodları yıkıma uğratır.

E) Kendine yeni bir alan açmak, mevcut
düşünceleri özümsemekle gerçekleşir.

 

Bu caddenin taşlarının üzerinden
yüzyıllar boyunca geçen insanların ayak seslerini takip edenler, bir kalenin
oya gibi işlenmiş kapısı önünde bulurlar izlerini.

8.
Bu cümledeki ögelerin dizilişi aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Özne – yüklem – belirtili nesne

B) Zarf tümleci – özne – belirtili nesne
– yüklem

C) Özne – yer tamlayıcısı – yüklem –
belirtili nesne

D) Zarf tümleci – belirtili nesne –
yüklem – özne

E) Belirtili nesne – yer tamlayıcısı –
yüklem – özne

 

(I) Yaz mevsiminin ilk günlerini
ormanlarla, dağlarla ve denizle karşılamak için çevirdim rotamı Sinop’a. (II)
Şehir merkezine gider gitmez, methini önceden duyduğum yerel pazara uğradım ve
kahvaltılıklarımı alıp doğruca limandaki çay bahçesine yöneldim. (III) Balığa
giden sandalları ve küçük tekneleri izlemek, Sinop’ta neler olup bittiğini
öğrenmek için bu çay bahçeleri en doğru adres. (IV) Yalı Kahvesi’nde denize
nazır bir masaya yerleşip müşterilerinin adını, kahvesini yahut çayını nasıl
içtiğini bildiği rivayet edilen Mükremin’den bir çay da ben istedim. (V)
Sinopluların hiçbir içeceği, soğuk tüketmeyi sevmediğini öğrendim Mükremin’in
getirdiği sımsıcak çayı yudumlarken.

9.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, yükleminin türüne göre
diğerlerinden farklıdır?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

 

Kirli bir
sokaktan geçip [(I) köşkün merdivenlerini] tırmandım. İlk bakışta hepsi
birbirine benzeyen [(II) kapıların arasında] düz tahta kapıyı tanıdım.
Çaldığım kapı açıldığında az evvel [(III) yaşadığım keşmekeşten] eser
kalmamıştı. Zevkli döşenmiş bir [(IV) evin odasında] bulmuştum kendimi.
Yemyeşil bahçeden taşan huzur, geniş pencerelerden [(V) ayaklarımın dibine]
doğru uzanıyordu.

10. Bu parçada numaralanmış tamlamalardan
hangisi, türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin yazımıyla ilgili
yanlışlık yapılmıştır?

A) Uzun süreden beri
ziyarete kapalı olan Yozgat Çamlığı Millî Parkı bu yıl tekrar açıldı.

B) Türkiye Cumhuriyeti, yüzüncü
yılını ülkenin dört bir yanında etkinliklerle kutladı.

C) Türk tarihi açısından
29 Mayıs 1453 Salı günü kutlu bir fetih gerçekleşti.

D) Kutlamalar için
şehrin en güzel yeri olan Zafer Meydanı tercih edildi.

E) Yurt dışından gelen
resmî heyeti bakan geçtiğimiz hafta Ankara’da kabul etti.

 

Birleşme sırasında
kelimelerden her ikisi veya ikincisi anlam değişmesine uğradığında bu tür
birleşik kelimeler bitişik yazılır.

12. Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı
yapılmıştır?

A) Sıcak yaz günlerinde
dondurmanın yanında çokça tüketilen tatlıların başında bülbülyuvası ve kadayıf
gelir.

B) Ekim ve kasım ayları
elma, nar, ayva ve beşbıyık gibi meyvelerin pazar tezgâhlarını süslediği
zamanlardır.

C) Çok sevdiği kavuniçi
elbisesini dolaptan özenle çıkardı, ütüleyerek ertesi gün giymek üzere
hazırladı.

D) Cırcırböceği ile
karıncanın macerası, kardeşimin annemden ve benden en çok dinlediği masaldır.

E) Narçiçeği rengindeki şapkasıyla
kalabalık içinde çok uzaklardan bile ayırt edilebiliyordu.

 

Her dönemin temelde iki
tür davranışı vardır ( ) Bir taraftan tanık olduğunu “saklamak” ( ) diğer
taraftan ise geleceğe “aktarmak” ister ( ) İşte bunlar ( ) hangi şartlar
altında ( ) hangi duygularla yazılmış olursa olsun üretilen edebî eserlerin
muhatap aldığı iki eşik olarak beliriyor.

13. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama
işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (.) (,) (…) (;) (,)

B) (:) (;) (.) (,) (;)

C) (:) (,) (.) (;) (,)

D) (.) (;) (…) (;) (,)

E) (:) (,) (.) (,) (;)

 

(I) Yıldırım Bayezid;
kuşatılmış Niğbolu Kalesi’nden haber almak, düşmanın asker sayısını öğrenmek niyetiyle
Evrenos Bey’i kaleye yolladı. (II) Fakat Evrenos Bey ne düşmandan esir, ne de
içeriden haber alabildi. (III) Yıldırım’ın buna canı sıkıldı, uykuları kaçtı ve
gece kimseye haber vermeden atına binip hızla kaleye gitti.

(IV) Yüksek bir yere
çıktı, biraz soluklanıp gök gürler gibi bir sesle “Bre Doğan! Bre Doğan!
Hâliniz nicedir?” diye bağırdı. (V) Zaten kale duvarının üzerinde bulunan

Doğan Bey, onun sesini
duyunca “Merak buyurmayın

Hünkârım! Her taraf
muhkem, muhafızlar gece gündüz uyanık, yeteri kadar zahirem mevcut.” diye
karşılık verdi.

14. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde virgül kullanımında
yanlışlık yapılmıştır?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

 

Bir şeyi denemenin risk
olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Hâlbuki denememek, risk almaktır.

Çünkü Pascal’ın dediği
gibi çabalarınız sonucunda

“Kazanırsanız her şeyi
kazanacak, kaybederseniz de hiçbir şey kaybetmeyeceksinizdir.”. Başka bir
deyişle deneyerek her durumda kazanacaksınız. Zaten cebinizde olmayan bir bilgi,
bir duygu veya bir şansın en fazla nasıl olmayacağını görmüş olacaksınız.
Edison’un her başarısız deney sonrasında dediği gibi “Nasıl yapacağınızı
bulamamış ama nasıl yapamayacağınızı görmüş olacaksınız.”.

15. Bu parçada Edison’dan söz edilmesinin nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Aktarılan
düşünceleri, farklı bir bakış açısı sunarak kabul ettirmek

B) Ortaya konan düşünceyle
çelişen durumların da bulunduğunu göstermek

C) Tartışmacı bir içerik
oluşturup okurların metne olan ilgisini canlı tutmak

D) Anlatılanlara somut
bir örnek vererek anlatımı güçlendirmek

E) Farklı düşünceleri
karşılaştırarak okurları anlatılanlara ikna etmek

 

(I) Gaziantep’in tarihini
anlayabilmek için gezilecek pek çok turistik ve kültürel mekân vardır. (II)
Zeugma Mozaik Müzesi, şehri tanıyabilmek için mutlaka ziyaret edilmesi gereken
durakların başında gelir. (III) 2011 yılında açılan yapı; mimari, teknolojik ve
kültürel açıdan sadece şehrin değil dünyanın önde gelen müzelerindendir. (IV)
Zeugma şehrinden kalan eserlerin sergilendiği müzedeki buluntularla iki bin
yıllık geçmişe tanıklık edilebilir. (V) MÖ 300’de Büyük İskender’in “Selevkia
Euphtrates” adıyla kurduğu yerleşim yeri, Kommagene Krallığı’nın dört büyük
şehrinden biridir. (VI) Yaklaşık iki yüz elli yıl sonra Roma İmparatorluğu’na bağlanan
şehir, “köprü, geçit” anlamlarına gelen ve bugün müzeye de adını veren Zeugma
olarak anılmaya başlanmıştır.

16. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

 

 (I) Modern tıbbın temelinde yer alan Hipokrat
yemini, tıp biliminin etik prensiplerini yansıtır. (II) Hipokrat’ın benimsediği
ilkelerden biri bugün de geçerliğini korur: İnsanların, akılcı açıklamaları
olan “doğal” nedenler yüzünden hastalandığı. (III) Hâlbuki Hipokrat ve takipçilerinden
önce Yunanistan’da ve ona komşu ülkelerde hastalıkların doğaüstü bir boyutu
olduğu varsayılıyordu. (IV) Tanrılara karşı gelindiği veya doğaüstü güçleri
olan biri tarafından büyü yapıldığı için hastalıkların ortaya çıktığı
düşünülüyordu. (V) Hastalıklara doğaüstü güçler yol açabiliyorsa tedavi
yöntemlerini de rahiplere veya büyücülere bırakmanın en iyi çözüm olacağı
düşüncesine sahiplerdi.

17. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını
bozmaktadır?

A) I         B)
II        C) III       D) IV       E) V

 

Bir yazar olarak uzun
uzadıya irdelenmesi gerektiğini düşündüğüm taşra yalnızlığı diye bir kavram
var. Bazen çok ızdırap verici olsa da insanın kendisiyle baş başa kalabilmesi
için oldukça faydalı bir yalnızlık bu. Kültürel açıdan nispeten cılız ancak
oldukça sevimli olan bu şehirde ben, taşra yalnızlığını kurmacayla avantaja dönüştürmeye
çabalayanlardanım. Bu hâl, beni kalem ve kitaplarla dostluğa sevk ediyor.
Ayrıca bu sınırlı alanda oluşturduğum sonsuz kültür evreniyle merkezde kurduğum
yaşantıya bir alternatif bulduğuma inanıyorum.

18. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler
niteliktedir?

A) Edebiyatta yalnızlık
duygusu zaman ve mekândan bağımsız gelişir.

B) Yalnızlık, edebî eser
yazma sürecinde kişinin hayal gücünü besler.

C) Edebî metinler, taşra
ve merkezdeki kültürün yakınlık kurmasını sağlar.

D) Mekânı ve kimi
olumsuz duyguları aşabilmek edebiyatla mümkün olur.

E) Edebiyatla uğraşmak
kalabalıklara karşı takınılan tavrı belirler.

 

Yaklaşık yedi milyon
nüfusa sahip Hong Kong’da yılda iki binden fazla yaya, trafik kazası geçiriyor.
Bu oran, akıllı telefonların kullanılmasına bağlı olarak gün geçtikçe artıyor
çünkü insanlar karşıdan karşıya geçerken telefonlarına bakmaya devam ediyor. Bu
duruma çare arayan yetkililer, çözümü yaya geçitlerindeki işaret sistemini
değiştirmekte buldu. Tasarlanan bu sistemde yaya geçiş ışıkları zemine yansıtılıyor.
Böylece karşıdan karşıya geçmek isteyen yayalar, kendileri için yeşil mi yoksa
kırmızı mı yandığını anlıyor. Henüz deneme aşamasındaki sistemin başarılı olması
durumunda ülke genelinde yaygınlık kazanacağı bekleniyor.

19. Bu parçada söz edilen sistemin geliştirilme amacı aşağıdakilerden
hangisidir?

A)Akıllı telefon
teknolojisi aracılığıyla yayalara güvenli bir trafik ortamı sunmak

B) Yayaların, karşıdan
karşıya geçerken akıllı telefonlarına bakmalarının önüne geçmek

C) Yayaların, akıllı
telefonlarını kullanırken trafik kurallarını takip etmelerini sağlamak

D) Yayaların karıştığı
kazaların nedenlerini bulmak için akıllı telefonlardan yararlanmak

E) Akıllı telefon
kullanımının kazaya neden olduğuna dair yayaları bilinçlendirmek

 

 

Modern fiziğe göre atom
altı düzeyde madde; belirli yerlerde kesin bir biçimde var olmaz, “var olma
eğilimi” gösterir. Benzer şekilde atomik olaylar da belirli zamanlarda ve
şekillerde nihai bir biçimde oluşmaz, sadece “oluşma eğilimi” içindedir.
Dolayısıyla atom altı parçacıkların kendi başlarına hiçbir anlamı yoktur. ……………
Çünkü atom altı parçacıklar “şeyler” değil “şeyler arasındaki bağlantılar”dır.

20. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?

A) Fakat atomik
olayların oluşması atom altı parçacıkların yüklendiği özel işlevlere göre
gerçekleşir

B) Oysa atom altı parçacıkların
işleyişi bağlamında çağdaş fizik bize evrenin bir bütün olduğunu anlatır

C) Ancak gözlemlenebilir
ve ölçülebilir nitelikteki süreçlerle olan ilişkileri içinde bir anlam kazanır

D) Kaldı ki zaman ve
mekândan bağımsız olamayan atom altı düzey, maddenin varlığına bağımlıdır

E) Ne var ki atom altı
parçacıklar, somutlaştırmalar yoluyla incelendiğinde maddenin varlığı
kanıtlanır

 

 

Sherlock Homeless ile
Nasıl Tanıştım? kelime oyunlarıyla dolu bir eser. Kitap daha en başta ismiyle bile
okuru bir oyunun içine çekiyor. Kitaba ilk göz attığımda dedektif Sherlock
Holmes’u okuyacağımı düşündüm. Tabii kitabın ismini yanlış okuduğumu sayfaları
karıştırdıktan sonra fark ettim. Oysaki ben, Holmes’u değil “evsiz” anlamına
gelen “Homeless”ı okuyacaktım. Yazar, kitabındaki on bir öyküsünde bilindik
ifadelere ufak dokunuşlar yaparak, bunları farklı anlamlara dönüştürerek
okurundan uyanık ve özenli bir ikinci bakış bekliyor. Bu kelime oyunlarında
yazarın “İs bırakanlar unutulmaz.” ve “Ezberimde gül oya.” şeklindeki
cümlelerde olduğu gibi bazen bir kelime bazen de sadece bir harf değiştirmesi
yeterli oluyor.

21. Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Bir dilsel unsur olarak
söz oyunlarının öykülerindeki kullanımına

B) Öykü kitabına okurun
ilgisini çekecek biçimde bir başlık koyduğuna

C) Kendine özgü
anlatımını kitabındaki tek bir öyküyle sınırlamadığına

D) Okurunu sözcüklere
hatta harflere dikkatle odaklanmaya davet ettiğine

E) Öykülerinde yerel
kültürü yansıtan sözel anlatı kalıpları kullandığına

 

MÖ V. yüzyılın
sonlarında resimleriyle ünlenmiş Zeuxis, elinde üzüm tutan bir çocuğun resmini
yapmış. Üzümler öylesine gerçek gibi duruyormuş ki kuşlar gelip yemeye kalkışmış.
Bundan dolayı övüldüğü zaman Zeuxis, üzülerek “Çocuğun resmini daha iyi
yapabilseydim kuşlar ondan korkardı.” demiş.

22. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler
niteliktedir?

A) Sanat eseri, doğada
var olanı benzersiz kıldığı ölçüde değerli kabul edilir.

B) Sanatçı, doğayı
gerçekçi bir biçimde yansıtabildiği oranda başarılıdır.

C) Resim sanatı, diğer
sanatlardan gerçekçiliği ele alışı bakımından ayrılır.

D) Sanatçının özgünlüğü,
temel aldığı konuyu işleyiş biçimiyle değerlendirilir.

E) Sanat eseri, insanın
temel özelliklerini içerdiğinde kalıcılığa erişir.

 

Biz fark etsek de
etmesek de yapay zekâ artık hayatımızın bir parçası. Bu teknoloji sayesinde
kendi kendine park eden otomobillere, akıllı sensörlerin yardımıyla çekilen
muhteşem fotoğraflara kavuştuk. Benzer şekilde eğitimde de yapay zekânın etkisi
gün geçtikçe daha çok hissediliyor ve geleneksel yöntemler büyük ölçüde
farklılaşıyor. Eğitimciler, psikologlar ve ebeveynler arasında çocuklarımız
için doğru ekran süresi hakkında tartışmalar sürerken eğitimin şeklini ve geleceğini
değiştiren yapay zekâ; dünyanın önde gelen ülkelerinde oyunun kurallarını
belirlemeye başladı bile. Konuyla ilgili raporlara baktığımızda yapay zekânın eğitimdeki
yerinin yakın gelecekte çok büyük oranlara ulaşacağı görülüyor.

23. Bu parçada yapay zekâyla ilgili aşağıdakilerin hangisine
değinilmiştir?

A) Bazı sektörlerde
insana bağımlılığı azaltacağına

B) Eğitim alanında daha
fazla gelişim gösterdiğine

C) Çocukların gelişimi
üzerinde olumsuz etkilerinin olduğuna

D) Eğitimde kullanımının
öğrenci başarısına katkı sağladığına

E) Eğitimde
alışılagelmiş anlayışlarda değişikliğe yol açtığına

 

Gerilimi psikolojik
ögelerle kuran yönetmenin filmlerindeki ana temalar suç ve korkudur. Gerilim
unsurlarını filmin karakterleri üzerinden inşa ederek olay örgüsünün onların
etrafında gelişmesini sağlar. Seyircinin, filmi uzaktan izlemesine müsaade
etmeyerek onu filmin içine davet eder. Böylece başına gelecekleri bilmeyen
karakterlerin yanında seyircinin yer almasını ve olay örgüsünün girdabına
kapılmasını sağlar.

24. Bu parçadan yönetmenin filmleriyle ilgili aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir?

A) Seyircinin
karakterlerle özdeşim kurmasını amaçlar.

B) Karakterleri
psikolojik çözümlemelerle birlikte sunar.

C) Gerilim unsurlarını
çeşitlendirerek seyirci kitlesini artırır.

D) Kurgusunu
karakterlerin yaşadığı çatışmalardan alır.

E) Konusunun
karmaşıklığı ile seyircide heyecanı canlı tutar.

 

Yazarın en büyük
başarılarından biri eserlerinde üçüncü şahıs anlatımı kullanmasıdır. Burada
anlatıcı; karakterlerin bütün zihinsel durumlarını, yaşadıklarını,
yönelimlerini bilmekte ve okura anlatmaktadır. Böylelikle anlatıcı, duygu ve
düşüncelerini karakterlerin de okurun da yüzüne açıkça dile getirebilmektedir.
Geçmiş, şimdi ve geleceğin iç içe olduğu üçüncü şahıs anlatım, birinci tekil
şahsın imkânlarını da kullanarak her yönüyle hâkim bir bakış sunar. Böylece
okur, karakterlerin hayatlarına ve akıllarından geçirdiklerine tanıklık
edebilmektedir.

25. Bu parçada söz edilen anlatıcıyla ilgili aşağıdakilerin hangisi
söylenebilir?

A) Kendi duygularından
yola çıkarak olayların akışına müdahale eder.

B) Kapsayıcı bakış
açısıyla esere dâhil olarak anlatıyı okura aktarır.

C) İç çatışmalara yer
vererek karakterleri tüm boyutlarıyla ele alır.

D) Kişilerin bilinmeyen
yönlerini ortaya çıkararak eseri başarıya ulaştırır.

E) Karakterleri arka
planda tutarak okurun olaya odaklanmasını hedefler.

 

İzmir dokuma imalatı;
XVI ve XVII. yüzyıllarda pamuk ipliği, pamuklu dokuma, çarşaf, gömlek ve keten bezi
üretimiyle ön plana çıkmıştır. XIX. yüzyıla kadar bu ürünlerin geleneksel
tarzda üretimi yapılmıştır. Zamanla şehrin kalabalıklaşması ve ticaret hacminin
artması, seri üretimin yapıldığı fabrikalaşmaya doğru ilk adımların atılmasını
da beraberinde getirmiştir. Pamuk fabrikasının açılması, boyahane ve
basmahanelerin kurulması bu adımlardandır. Ayrıca XIX. yüzyıla ait haritalarda
Boyahane Deresi’nin etrafında kümelenmiş yapıların yer alması, şehirdeki
tekstil ürünü boyamacılığının dere etrafında yaygın olduğunu gösteren önemli
bir kanıttır. Boyahanelerde bitkisel boyalar üretilmiş; “alizarin” veya “Türk
kırmızısı” olarak bilinen kırmızı boya, kumaş boyamada ve halı dokumacılığında
kullanılmıştır.

26. Bu parçaya göre İzmir dokuma imalatıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?

A) Geleneksel üretim
metotları şehirdeki ticaret hacmini sınırlandırmıştır.

B) Şehir nüfusunun
artmasıyla birlikte fabrikasyon üretime geçiş sağlanmıştır.

C) Dokuma kumaşlarının
üretimi şehrin belli bir bölgesinde yoğunlaşmıştır.

D) Farklı kumaş
türlerinin üretimi sırasında birden fazla teknik kullanılmıştır.

E) Oluşturduğu modelle
farklı sektörlerin gelişmesine ilham kaynağı olmuştur.

 

Özgünlük genellikle
insanın kendisi olmasını içeren bir durum olarak görülür. Peki, özgünlük
değişimi engelliyor ve herkesi yerinde saymaya teşvik ediyorsa… İşte bunu
sorgulamamız gerekir. İnsan, bazen amaçlarına ulaşmak için bir süreliğine maske
takmak zorunda kalabilir. Benzer şekilde özgünlük de insanları olduğu gibi
kalmaya ve başka perspektiflerden fikirleri görmezden gelmeye itebilir. Bu
bakımdan insanın benliğine olduğu hâliyle sadık kalmasının, dönüşebileceği her
şeyden kendini soyutlamasıyla eş değer olduğu söylenebilir.

27. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Kişi, istemediği bir
davranışı yapmaya zorlandığında özgünlüğünü kaybedebilir.

B) Özgünlüğünden
vazgeçmeye gönüllü olan insan, amaçlarına ulaşabilir.

C) Doğru olduğuna
inandığı şeyi kendi isteğiyle yapan birey başarılı olabilir.

D) İnsanın istekleri
doğrultusunda kişiliğinden ödün vermesi onu tutarsızlaştırır.

E) İnsanın özgün olma
uğruna yaptıkları, onu değişime kapalı bir hâle getirebilir.

 

 

Terimler dışında her
sözcüğün bir anlam evreni vardır. Terimler, kullanımla yeni anlamlar kazanmayan
ve algılanmaları kişiden kişiye değişmeyen nesnel sözcüklerdir. Oysa kendine
özgü bir evren kuran sözcükler, anlamsal ve duygusal açıdan sürekli gelişime ve
değişime açıktır. Yeni anlamlar yüklenmeye yatkınlıkları vardır. Hatta bu
sözcükler, kişiye özgü duygusal ve çağrışımsal anlamlar da kazanabilir. Örneğin
aynı sözcük bazı insanlarda neşe ve iyimserlik, bazılarında ise hüzün ve
karamsarlık duyguları uyandırabilir. Kuşkusuz sözcüklerin bu izlenimsel
anlamları, göreceli bir nitelik taşıdığından bu yönleri sözcük ve kavramları
açıklayan kaynaklarda yer almaz.

28. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Bir dile ait
sözcükler, o dilin konuşurları tarafından kullanıldıkça yeni anlamlar kazanır.

B) Bazı sözcüklerin
çağrışımla uyandırdığı duygusal etki, kişiden kişiye değişiklik gösterir.

C) Bilimsel kavramlar,
anlam genişlemesi ve yeniden anlamlandırmaya uygun değildir.

D) Kimi sözcükler,
sözlük anlamlarının dışında kullanıldıkça yeni çağrışımlar kazanır.

E) Sözcüklere yüklenen
bazı kişisel anlamların, sözlüklerde bulunması mümkün değildir.

 

İnsanlar her adımını bir
seçeneğe bağlar: başarı ya da başarısızlık, zafer ya da bozgun. Bense bu
seçeneklere hep mesafeli durmuşumdur. Çünkü başarmak ya da başarısızlığa uğramanın
ancak durumsal, geçici anlamlar taşıdığına inanırım. Bu yüzden bana sürekli bir
yarış pistinde olduğumu hissettiren ve her ne olursa olsun üretme ve hayata
devam etme gücümü azaltan bu düşünme biçimini reddeder, akışına göre yaşamaya çalışırım.

29. Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Başkalarının
doğrularına göre yaşamaktan kaçınır.

B) Kalıplara girmeden
olduğu gibi yaşamaya özen gösterir.

C) Olumsuz sonuçlanabilecek
girişimlerden uzak durmaya çalışır.

D) Yaşamı koşullara göre
şekillenen bir deneyim olarak görür.

E) İlerlemek için kaygı
verici durumlardan kaçınmayı önceler.

 

Sanat ve edebiyat
üzerine yazılmış ilk eser, Aristoteles’in

Poetika’sıdır. Bu eserde
edebiyat ve eleştiri biliminin temelleri atılmıştır. Eserin sanat ve edebiyat üzerine
ortaya koyduğu tanım, tasnif ve ilkeler; olduğu gibi yüzyıllarca benimsenmiş ve
temel bilgiler olarak kabul edilmiştir. Eserde öne sürülen fikirler; günümüz dünyasında
bile araştırmacılar için hareket noktası oluşturmakta, tanımlanan kavramlar
tartışılmaktadır. Bu eser, âdeta kendisinden sonraki edebiyat ve eleştiri araştırmalarının
programını hazırlamış gibidir.

30. Bu parçada söz edilen eserin özellikleri arasında aşağıdakilerden
hangisi gösterilemez?

A) Etkileyiciliği                 B) Kalıcılığı          C) Güncelliği

D) Öncülüğü                     E) Tutarlılığı

 

Dondurma, XIX. yüzyıldan
bu yana keyifle tükettiğimiz yiyeceklerdendir. 1800’lerin başında Anadolu’da
süt ve meyvenin karıştırılmasıyla yapılan dondurma, yüzyılın ortalarına doğru
bir sokak lezzetine dönüşür. Osmanlı

İstanbul’unda ilk olarak
seyyar satıcılarla karşımıza çıkan dondurmanın bu şekilde satılması XX.
yüzyılın ilk çeyreğine kadar sürer. 1930’lara gelindiğinde ise muhallebicilerde
ve pastanelerde satılmaya başlar.

Sonraları ise sanayileşmenin
etkisiyle dondurma yapımında elektrikli aletler kullanılır. Böylelikle dondurma,
türlü değişimlere ayak uydurarak Türk mutfağındaki değerini korur.

31. Bu parçada dondurmayla ilgili aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?

A) İçeriğinde hangi tür
malzemelerin kullanıldığına

B) Üretiminde teknolojik
gelişmelerden de yararlanıldığına

C) Ekonomik olarak
erişilmesinin kolay olduğuna

D) Çeşitli dönemlerde
farklı mekânlarda satıldığına

E) Yemek kültüründeki
yerini korumaya devam ettiğine

 

Günlükler, bir yaşama
dair en mahrem ve saygın kayıtlardır. Bir günlüğü ele geçirdiğinizde belki bir yaşamın
bir kısmını belki de tamamını elde etmiş olursunuz. Açılan her sayfa size yeni
ve gerçekçi bir hayat sunar. Hayat kesitlerindeki sahicilik ve içtenlikten dolayı
yazarla empati kurmanız tamamen olağandır. Bu yönüyle günlük, romanı andırsa da
onun kurgusal atmosferinden uzak olduğu için kendine has tarza sahip edebî
türdür.

32. Bu parçaya göre günlüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Gizemli yönleriyle
insanların dikkatini çeken metinler arasında yer alır.

B) Hayatı samimi biçimde
ve doğrudan yansıtmasıyla öne çıkar.

C) Yazarın özel hayatından
kesitleri özgün bir üslupla aktarır.

D) İçerdiği bilgiler sayesinde
okurun yazarla etkileşim kurmasını sağlar.

E) Okura sunduğu
bilgiler açısından roman türüyle benzer özellikler taşır.

 

1980’lerde yapılan Türk
filmlerinde eve ve ev içine yönelik bir merak vardı. İnsanın mekânla ilişkisini
yansıtmaktan olabildiğince uzak, doğallıktan yoksun ev görüntülerini içeren
yığınla film çekildi o zaman. Eşyanın bir dekor olarak kaldığı, kameranın uzun
uzun içinde dolaştığı, duvarlarına manidar tabloların asıldığı, yukarıdan
çekilmiş merdiven sahnelerinin yer aldığı evler… Bunun üç nedeni vardı: Her
şeyden önce mekân,

Türk sineması için yeni
keşfedilen dolayısıyla da görüntü değeri yüksek bir malzemeydi. İkincisi; bu
görüntüler dönemin mahremiyetini görünür kılma, iç dünyaları gözetleme
ihtiyacına cevap veriyordu. Üçüncüsü ise yönetmenlerin belli bir estetik
duygusu oluşturmak için gerekli olan sembolizmi mekân görüntüleriyle sağlama çabalarıydı.

33. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Türk sinema tarihinde
mekân anlayışının nasıl dönüştüğüne

B) Filmlerdeki mekân
tasvirlerinin, döneminin anlayışına cevap verdiğine

C) Bir dönem Türk sinemasında
ev içi mekânların nasıl tasarlandığına

D) Filmlerdeki iç mekân
tasvirlerinin ve sahnelerinin yapaylığına

E) Filmlerdeki iç mekân
tasarımlarının estetik kaygı ile olan ilişkisine

 

Kelebek şeklindeki mimarisiyle
şehrin sembol ziyaret mekânlarından Konya Tropikal Kelebek Bahçesi,

Avrupa’nın en büyük tropikal
kelebek bahçesidir. 7.600 metrekare büyüklüğündeki vadinin yaklaşık 1.600 metrekaresi
kelebek uçuş alanıdır. Yaz kış 26 derece sıcaklık ve yüzde 80 nem koşullarının
sağlandığı bahçe,

150 türe ait 20.000’den
fazla tropikal bitkiye ve 45 türde binlerce kelebeğe yaşam alanı sunuyor.
Kelebeklerin larvadan kelebek hâline gelişindeki tüm evrelerinin adım adım
izlenebildiği bahçede Kelebek Müzesi, Böcek

Müzesi ve Doğa Eğitim Sınıfı
gibi ziyaret alanları da bulunuyor. Ayrıca hafta sonlarına özel olarak boyama
ve el işi etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra bilim insanları
tarafından yapılan mantar, kuş ve böcek incelemelerini ziyaretçiler
gözlemleyebiliyor.

34. Bu parçaya göre Konya Tropikal Kelebek Bahçesi ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Bulunduğu şehrin öne
çıkan yapıları arasında yer alır.

B) Bünyesinde çeşitli
bilimsel ve sosyal etkinlikler yapılır.

C) Dışarıdaki hava koşullarından
etkilenmeyen bir ortama sahiptir.

D) Kelebek mimarisiyle
yurt dışındaki benzerlerinden ayrılır.

E) İçinde bir kelebeğin
yaşam serüveni gözlemlenebilir.

 

(35 – 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.)

Doğuşu için köleliğin
kaldırıldığı 1865 yılı gösterilse de aslında blues müziğinin ne zaman ortaya
çıktığı tam olarak bilinmiyor. Afrika’dan Amerika topraklarına köle olarak
getirilenler; tarlada çalışırken özlemini duydukları özgürlüğü, yaşadıkları
acıları, aşkı ve gündelik sıkıntıları blues tarzında söyledikleri şarkılarla
dile getirirdi.

Şarkılarını söylerken
sesin temiz tınısına pek önem vermez, serbest ritim kullanır, doğaçlama
yaparlardı. Zaman içerisinde bu esneklik birtakım standartlara bürünerek
günümüzde de kullanılan on iki ölçülü blues kalıbının oluşmasını sağladı. XX.
yüzyıla gelindiğinde blues müziğinin değişmez enstrümanı bançonun yanına İrlandalı
ve İskoç göçmenlerin etkisiyle mandolin ile gitar da eklendi. 1920’lerde blues
müziğinden etkilenen caz yükselişe geçti. Bu aşamadan sonra blues sadece Afrika
göçmenlerinin dinlediği ve ürettiği bir müzik olmaktan çıkıp tüm dünyada tanındı.
Ama bu şarkıların ezgisi, sonuna kadar Afrika’nın dokusunu bünyesinde taşımaya devam
etti.

35. Bu parçada blues ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Tarih içerisinde
gösterdiği gelişime

B) Ortaya çıkış
zamanının belirsizliğine

C) Temsil ettiği
duyguların çeşitliliğine

D) İcra edilmesinde
kullanılan aletlere

E) Bestelerinin ilham
verdiği milletlere

 

36. Bu parçaya göre blues ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?

A) Afrika kültüründen
etkilenen bir müzik türü olarak dünyaya yayılmıştır.

B) Amerika’da yaşayan
göçmenler için ortak bir müzik dili oluşturmuştur.

C) Ritmindeki çeşitlilik
sayesinde geniş kitlelere hitap etmiştir.

D) Bireyselliğin ön
plana çıktığı müzik türleri içinde kabul görmüştür.

E) Farklı enstrümanların
kullanımı, belirli bir kalıba girmesini zorlaştırmıştır.

 

(37 – 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.)

Araştırmacılar,
bitkilerden esinlenerek çeşitli ürünler ortaya koyuyor. Bu esin kaynaklarından
biri de etçil bir bitki olan “güneş gülü”dür. Bu bitkinin yaprakları, uçlarında
yapışkan bir madde olan tüylerle kaplıdır. Yaprakların üzerine konan böcekler,
buradaki maddeye saplanıp kalır. Ardından bitki, yaprakları ile avının etrafını
sarar. Bunun sırrı yaprakların yapısında gizlidir.

Üst kısmındaki hücreler yuvarlak,
alt kısmındakiler ise ince ve uzun bir şekle sahiptir. Yapraklara dokunan canlıların
tetiklediği biyokimyasal sinyaller, hücrelerin iç basıncının değişmesine neden
olur. Tıpkı şişirilen bir balonun hangi şekli alacağının yapısına bağlı olması gibi
yapraklar da basınca göre şekil değiştirir. Alt kısmındaki hücreler, üsttekilere
göre daha fazla şişer ve bu sayede avı sıkıca kavrar. Bitkinin bu hareketi,
bilim insanlarının nesneleri kavrayabilen robot parmakları tasarlamalarına
ilham kaynağı olmuştur. Doğadan esinlenilen bu mühendislik uygulamasında
tasarımın nasıl çalışacağını önceden bilmek mümkün olduğundan ürün prototipinin
test edilme süresi de büyük ölçüde kısalmakta ve teknolojik gelişme hız
kazanmaktadır.

37. Bu parçaya göre güneş gülü hakkında aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?

A) Kimyasal etkileşime ve
uyarana yönelik tepkileri dış müdahaleyle açığa çıkar.

B) Hücreleri arasındaki
yapısal farklar ona hareket kabiliyeti kazandırır.

C) Duyarlı tüyleri
hareketi algılayarak şekil değiştirmesine olanak tanır.

D) Yapraklarına uygulanan
dışsal kuvvet kimyasal yapısını kalıcı olarak değiştirir.

E) Salgıladığı bir madde
temas sonrasında avının hareketsiz kalmasını sağlar.

 

38. Bu parçaya göre mühendislik uygulamasıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?

A) Doğayı taklit ettiği
tasarımlarıyla kabul görür.

B) Teknolojik
gelişmeleri çevresel koşullara uyarlamaya çalışır.

C) Doğa bilimlerinin
temel yaklaşımlarını benimser.

D) Bireyde çevreyi
koruma bilinci geliştirmeyi amaçlar.

E) Doğadan hareketle
işleyişi öngörülebilir ürünler tasarlar.

 

(39 – 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.)

Gustave Flaubert, eserlerinde
oluşturduğu karakterler aracılığıyla bir okurun nasıl olmaması gerektiğini eleştirel
bir dille okura anlatmanın peşindedir. Daha on altı yaşındayken yazdığı Bibliyo-manyak’ta
okumayı zar zor sökmüş, sadece başlıklarına bakarak kitap toplayan takıntılı
bir sahafı mizahi bir bakış açısıyla betimler. Madam Bovary’de kitapları yutar
gibi okuyan, kadın karakterler ile kendisini özdeşleştiren Emma ve onun kitaplardan
ezberlediği alıntıları dinlerken hiçbir tepki vermeyen eşini konu eder. Son
kitabı Bilirbilmezler’de ise bir ayrım yapmadan her şeyi okuyup dünya bilgisini
edineceklerine inanan iki basılı sayfa gezginini resmeder. Ona göre evlerinden
dışarı çıkmayan bu iki tip, hiçbir zaman gerçek hayatın nasıl olduğunu bilemeyecektir.
Ayrıca bir dostuna yazdığı mektupta Flaubert, okurun hayat çırağı olması
gerektiğini söyler ve “Yaşamak için oku!” diyerek ona öğütte bulunur.

39. Bu parçada altı çizili sözle eleştirilen okur tipi aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Gerçek ile kurguyu
ayıramayan

B) Hayatı kitaplarla
sınırlandıran

C) Gösteriş için kitap
okuyan

D) Kitapları okumayıp
istifleyen

E) Kitaplarda kendinden
iz arayan

 

40. Bu parçadan Gustave Flaubert ile ilgili aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir?

A) Okurluk konusunu
karakterleri üzerinden düşündürmeye çalışmıştır.

B) Genç yaşında iyi bir
yazar olarak edebiyat dünyasında ün kazanmıştır.

C) Kitaplarında çeşitli
okur tipleri oluşturarak bunları karşılaştırmıştır.

D) Okurun öyküneceği
karakterler oluşturmak için çaba sarf etmiştir.

E) İlgi ve ihtiyaçlar
doğrultusunda okumanın gerekliliğine vurgu yapmıştır.

CEVAP ANAHTARI: 1. B 2. A 3. A 4. D 5. B 6. D  7. B 8. C 9. C 10. C 11. E  12. D 13. C 14. B 15. D 16. D 17. A  18. D 19. C 20. C 21. E 22. B 23. E 24. A 25. B 26. B 27. E 28. D 29. C 30. E 31. C 32. A 33. A 34. D 35. E 36. A 37. D  38. E 39. B 40. A

2024 TYT Türkçe Soruları Word İndir

👉🔗İndir: 2024 TYT Türkçe Soruları (WORD)


Cover Image

2024 LGS Soru ve Cevapları İndir

Haziran 2, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

2024 Liselere Giriş Sınavı (LGS) 2 Haziran 2024 tarihinde gerçekleştirildi ve milyonlarca öğrenci geleceğini şekillendirecek bu önemli sınavda ter döktü. Öğrenciler, öğretmenler ve veliler için büyük bir merakla beklenen bu sınavın soru ve cevap anahtarlarını sizler sayfanın altında bulabilirsiniz.

Liselere Giriş Sınavı (LGS), öğrencilerin ortaokul eğitimlerinin ardından nitelikli liselere yerleşebilmeleri için kritik bir rol oynar. Bu sınav, sadece öğrencilerin akademik bilgilerini değil, aynı zamanda analitik düşünme ve problem çözme yeteneklerini de ölçer. 

LGS’nin sonuçları, öğrencilerin gelecekteki eğitim ve kariyer yolculuklarının temel taşlarını oluşturur. Bu nedenle, öğrenciler ve veliler için LGS, büyük bir öneme sahiptir. Hem akademik başarı hem de bireysel gelişim açısından belirleyici olan bu sınav, öğrencilerin yeteneklerini en iyi şekilde ortaya koymalarını ve hayallerindeki liselere adım atmalarını sağlar.

LGS 2024 soruları ve cevapları, öğrencilerin sınav performanslarını değerlendirebilmeleri ve eksik oldukları konuları tespit edebilmeleri için büyük bir fırsat sunuyor. Aynı zamanda öğretmenler ve veliler, öğrencilerin bu önemli sınava nasıl hazırlandıklarını ve hangi konulara daha fazla ağırlık vermeleri gerektiğini bu analizler sayesinde daha iyi anlayabilirler. Sitemizde yer alan linklerden sınav soru ve cevaplarını hemen indirebilirsiniz.

2023-2024 LGS Soru ve Cevaplarını aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. 

2024 LGS Soru ve Cevap Anahtarı İndir:


Cover Image

2023 TYT Paragraf Soruları İndir

Kasım 1, 2023 Okuma süresi: 71 dakika

 2023 TYT’de sorulan paragraf (parçada anlam) sorularını aşağıda bulabilirsiniz.

Bergson’a göre “Bellek bazı deneyimlerin,
bilincimizin bir parçası hâline gelmesidir.” Ancak burada söz konusu bütüncül,
tek bir bellek değildir. Bergson iki tür bellek üzerinde durur; ilki
alışkanlıklarımız sonucu oluşan bellektir. Özünde şeyleri tekrarlamak yatar;
tekrarlama alışkanlığını bırakırsak bellek zayıflar. İkinci tür bellek ise
geçmişin hatırlanmasıyla ilgilidir. Bu iki tür belleğe bakıldığında ikincisinin
birincisinden farklı olarak zihinsel bir işleyişe sahip olduğunu görürüz.

1. Bu
parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Öneride bulunma  B) Koşul öne sürme  C) Karşılaştırma  D) Açıklama 
E) Tanımlama

 

(I) Bir yavru kedi ve bir anne kedi karşılıklı
mırladıklarında birbiriyle iletişim kurmaya çalışıyordur. (II) Yavru kedinin
mırlaması, her şeyin yolunda olduğunu ve sütün ulaşması gereken yere başarılı
bir şekilde gittiğini anne kediye söyler. (III) Anne kedi, mırlamalara kulak vererek
yatar ve bir sorun olmadığını başını bile kaldırmadan bilir. (IV)
Büyüdüklerinde ise yavruların annelerine mırlaması iletişimde artık ikinci
planda kalır. (V) Küçük kediler ile aslan, kaplan gibi büyük kedilerin
mırlaması arasındaki temel farklılık iletişimin kurulma amacıyla ilgilidir.

2. Bu
parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

 

(I) Hem bir doğaya dönüş öyküsü hem de bir
doğal aşk övgüsü kabul edilen Paul ve Virginie, Hint Okyanusu’ndaki Mauritius
Adası’nda geçer. (II) Roman, başlarına gelen felaketler yüzünden adaya sığınan
iki kadının çocukları arasındaki tutkulu aşkı anlatır. (III) Türkçeye 1870
yılında çevrilmesinin hemen ardından Paul ve Virginie, Tanzimat romanlarındaki
genç kızların başucu kitabı olur. (IV) Şıpsevdi’deki alafranga hayranı Lebibe,
Sergüzeşt’teki Dilber okurlarıdır bu romanın. (V) Sevda Peşinde’de sevmediği
adamla evlendirilen, kendi yaşamını Virginie’ninkine benzetip iç geçiren
Aynınur Hanım da okumuştur o içli anlatıyı. (VI) Doğallık üzerine kurulu bu
roman, Tanzimat edebiyatı karakterleri için kendini gerçekleştirmenin başkası
olma arzusuyla ilişkisini gösteren bir anlatıya dönüşür.

3. Bu parça
iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

 

 (I)
Romalıların harita yapım etkinlikleri, günümüze kalan belgelerden anlaşıldığına
göre siyasi amaçlarda ve inşaat mühendisliği uygulamalarında yoğunlaşıyordu.
(II) Roma İmparatorluğu’nda bir merkezde toplanan harita yapım çalışmalarının
varlığından bahsedemesek de haritaların çeşitli nedenlerle kullanılmış olduğunu
gösteren pek çok kanıt vardır. (III) İster denizde ister karada kullanılmak
için hazırlanmış olsunlar, haritalara dönemin yazılı seyahat rehberlerinde
rastlamak mümkündür. (IV) Aynı zamanda Romalılarda miladi ikinci yüzyılda
zirveye ulaşan bir dörtgen arazi parselleme yöntemi olduğuna dair çok fazla
kanıt bulunmaktadır. (V) Ancak günümüze ulaşan tabletlerden ve el yazmalarından
bu haritaların neye benzeyebileceğine ilişkin bir fikir edinilebilir.

4. Bu
parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Roma döneminde bu sistemle
yapılmış hiçbir harita örneği günümüze ulaşmamıştır.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

 

Bir dergi geleneksel olarak her yılın sonunda
yılın insanını seçer ve onun dev resmini kapağına taşır. 2006 yılı kapağında
ise kocaman bir bilgisayar ekranının üzerinde ayna görenler çok şaşırdı.
Aslında  bu yaratıcı kapak son derece
anlamlıydı. —-.

5. Bu
parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?

A) İnsanların yerini bilgisayar ve makinelerin
aldığını vurgulamaya çalışıyordu
B) Artık yılın insanını seçme geleneğinin
dijital ortamda yapılacağını ilan ediyordu
C) Dergi, gelecekte sanal dünyadaki insanları
kapağa taşıyacağını ima ediyordu
D) Giderek mikro boyutlara indirgenen
teknoloji, ironik bir biçimde eleştiriliyordu
E) Bakanların kendilerini görmelerini sağlayan
bu kapak, yılın insanı sizsiniz diyordu

 

Ahmet Hamdi Tanpınar, “Bursa’da
Zaman” adını, hem bir şiirine hem Beş Şehir adlı kitabındaki bir
denemesine vermiştir. Ayrı ayrı da okunabilecek bu iki metin, birlikte ele
alınmaya da elverişlidir.  Tanpınar,
şiirinde “Orhan zamanından kalma bir duvar” dizesiyle kentin tarihine
ilişkin bir gönderme yaparken denemesinde Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda Orhan
Bey’in oynadığı önemli role işaret eder. Yine şiirinde dile getirdiği cami ve çeşmelerin
tarihini denemesinde anlatır. Tanpınar “Serin hülyasıyla çeşmelerinin / Başındayım
sanki bir mucizenin / Su sesi ve kanat şıkırtısından” dizeleriyle de hiçbir
denemeden alamayacağımız zengin bir şiirsel tat almamızı da ister gibidir.

6. Bu
parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Deneme, şiirin oluşturduğu duygusal atmosferi
tarihsel verilerle tamamladığından iki metnin birlikte okunması gerekir.
B) Yazar, önem verdiği bir konuyu şiir ve
deneme türlerinde ayrı ayrı ele alarak farklı türler okumaktan hoşlananlara
sunar.
C) Deneme ile şiirin, farklarının yanı sıra
birbiri arasındaki ilişki de anlamlı bir inceleme konusu olarak ortaya çıkar.
D) Deneme, şiirdeki imgeleri yorumlayabilme ve
yazarın deneyimleriyle ilişkilerini anlamlandırabilme imkânı verir.
E) Şiirden alınan hazzın yoğunluğu şiirdeki
yerler ve isimlerin tarihi ile bunların tüm çağrışımları bilindiği zaman artar.

 

Film, sevdiklerini geride bırakarak yaşadığı
şehri terk etmek zorunda kalan bir karaktere odaklanıyor. Bir çeşit kimsesizlik,
yabanlık, en soğuk söylenişiyle göçmenlik hâli oluşturan bir terk ediş bu. Yaşadığı
duyguların derinliğini anlamamız için karakter durup durup bazı anları
kafasında canlandırıyor, aynı sahneler tekrar tekrar gözünün önüne geliyor,
terk ettiklerinin özlemini duyuyor. Küçük yaşta ayrıldığı İstanbul, dedesi, baharatlar,
kokular ve tatlardan oluşan bir hayal dünyası kuran karakterin filmin sonunda
söylediği gibi, bir yerden ayrılmadan önce dönüp bakan kişi gittiği yere bir
türlü gerçek anlamda tutunamıyor.

7. Bu
parçada söz edilen filmin karakteriyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Gittiği yeri anılarının etkisiyle
dönüştürdüğü
B) Farklı kültürleri benimsemeye direndiği
C) Belleğine kazınan anıları unutmaktan
korktuğu
D) Geçmişle olan bağlarını koparmakta
zorlandığı
E) Geçmiş ve şimdi arasında karşılaştırma
yaptığı

 

İnsanlar, sadece fiziksel yaşamlarını
sürdürebilmek için doğaya bağlı değildir. Onların modern   dünyanın yapay ve geçici ilişkilerinden
sıyrılıp yuvaya giden yolu başka bir deyişle kendi zihinlerinin kısıtlanmış
dünyasından çıkış yolunu bulabilmesi için de doğaya ihtiyaçları vardır. Modern
insan; düşünme, hatırlama ve beklemeden ibaret olan bir labirentte kayboldu.
Kayaların, bitkilerin ve hayvanların hâlâ bildikleri bir şeyi unuttu: dingin olmayı,
kendi olmayı, yaşamın bulunduğu yerde, şimdi ve burada olmayı.

8. Aşağıdakilerden
hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir?

A) Mutluluk, modern dünyanın yapay şartlarına
değil zihnin olumlu koşullanmasına bağlıdır.
B) Gerçeklik, modern yaşamın endişeli
rüyasından uyanıp şimdinin sade ve berrak dünyasına geçiştir.
C) Modernleşme, sadece doğa hayatını değil
insanın zihin ve beden sağlığını da sekteye uğratmıştır.
D) Doğa, insanın bencillikten sıyrılıp bir
bütünün parçası olduğunu kavramasını sağlayacak tek yol göstericidir.
E) İnsan, modernleşme adını verdiği kavramsal hapishaneyle
kendini doğadan kopararak sınırlandırmıştır.

 

Gazeteci: (I) —-?

Yazar: Neredeyse bütün zamanımı gözlem yaparak geçiriyorum;
doğaya, insanlara ve nesnelere odaklanıyorum. Ayrıca sürekli ve değişik tarzda kurmaca
eser okuyor, edebiyat dergilerini ve sanal dünya iletişimini takip ediyorum.

Gazeteci: (II) —-?

Yazar: Kısalık ve anın içinde olmak, benim açımdan
bilinçli bir tercih. Roman bir çınar ağacıysa ve öykü o ağaçtan uzanan yapraklı
bir dal ise benim her öyküm tek bir yaprak biçiminde. Savrulan, esneyen ve
çınarın nasıl olabileceğini hayal ettiren, meraklı okura hitap eden bir yaprak.
Her okura göre değişip dönüşebilen…

9. Bu
diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) (I) Eserlerinizi kurgularken nasıl bir yol
izliyorsunuz
    (II) Öykülerinizi neden alışılmadık bir
hacimde yazıyorsunuz
B) (I) Eserlerinizi oluşturan yapı taşları
nelerdir
    (II) Hitap ettiğiniz okur kitlesinin
tercihlerini ne kadar gözetiyorsunuz
C) (I) Çağdaşlarınızın eserlerinin izleri,
öykülerinize ne oranda yansıyor
    (II) Öykü karakterlerinden bir roman yazma
fikrine yaklaşımınız nedir
D) (I) Gerçek ve kurmaca arasındaki ince
çizgiyi nasıl dengeliyorsunuz
    (II) Öykünün kısaltılmış bir roman olduğu
fikri hakkındaki görüşleriniz nelerdir
E) (I) Eserlerinize gerçek dünyayı ne ölçüde
taşıyorsunuz
    (II) Roman ve öykü arasındaki fark
eserlerinize nasıl yansıyor

 

Geçen gün Fakir Baykurt’la bir yerde
oturuyorduk. Biri geldi yanımıza, ikimize de övgü dolu sözler söyledi. Sonra
Baykurt’a şöyle bir soru sordu: “İnce Memed’in üçüncü cildini de yazacak
mısınız?” Önüme bakıp sustum; ne güldüm ne de bir şey söyledim. Baykurt olgun
bir kişi, duruşunu bozmadan şöyle cevap verdi: “Konuştum Yaşar’la, galiba
yazacakmış.” Biz, bir edebî kuşak olarak bir bütünü oluşturduğumuz için oluyor
bu. Onun yazdığı benim, benim yazdığım onun olsa ne çıkar!

10. Bu
sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Günümüz okurları okudukları kitapların
yazarlarını nasıl değerlendiriyor?
B) Aynı dönemde yaşayan yazarlar, neden aynı
düşünce etrafında birleşiyor?
C) Çok okunan bir yazarla karıştırılmak
sanatçı üzerinde nasıl bir etki bırakır?
D) Romanlardaki kurgusal benzerlikler, okurun
yazarlara bakış açısını nasıl etkiler?
E) Bir yazar için aynı edebiyat anlayışına
dâhil olmak ne gibi durumlar doğuruyor?

 

Masanın üzerindeki bir fincan kahveyi almaktan
daha kolay ne olabilir ki? Ancak hiç de öyle değil! Öncelikle fincana
dikkatimizi yöneltmek için onu çevresindeki diğer nesnelerden ayırmalıyız. Bunun
için fincanın görüntüsü ilk olarak görme keskinliğinin en yüksek olduğu göz
çukurumuza düşer. Beynimiz, aradaki mesafenin uygunluğunu belirledikten sonra
fincanı çeşitli yönleriyle incelemek için kafamızı çevirmemiz gerekir. Son
olarak vücudumuza göre fincanın konumunu belirleyerek onu en uygun biçimde
tutabiliriz.

11. Bu
parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Basit gibi görünen hareketlerimizde bile
beynimiz ve bedenimizde bir dizi karmaşık işlem gerçekleşir.
B) Herhangi bir nesneyi bulunduğu yerden almak
için öncelikle nesneye ilişkin bilgi edinilmesi gerekir.
C) Bir nesnenin biçimsel özelliklerini
kavrayabilmek için ona mekânsal olarak yakın olmak önemlidir.
D) Basit diye nitelediğimiz hareketlerimiz,
vücudumuzun aldığı konuma ve duruşumuza göre değişir.
E) Masada duran bir şeyin ne olduğunu
anlayabilmek için zihnimiz, kurduğu varsayımları test eder.

 

Kendine güven konusunda sorun yaşayan
insanlarda karşılaşılan bilişsel çarpıtmaların en yıkıcı türü, olumlu deneyimleri
olumsuza çevirme eğilimidir. Zihin böyle işlediğinde sadece olumlu olayları göz
ardı etmekle kalmaz, onları olumsuza da çevirebilir. Buna “ters simya” denir.
Kurşunu altına çevirmeyi başaran simyacıların aksine ters simya sonucu altın,
bir mutluluk anında duygusal bir kurşuna dönüşür. Bunun basit bir örneği
övgüler karşısında verilen tepkilerdir. Kendine güveni olmayan bir insanın
görünüşü veya işi takdir edildiğinde istemsiz şekilde “Sadece kibar olmaya çalışıyor.”
diyebilir ve bu övgüyü zihinsel olarak saf dışı bırakabilir.

12. Bu
parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Kişisel tatmin duygusuna erişmek olayları
farklı boyutlarıyla birlikte ele almakla mümkündür.
B) Yetersizlik hissi, olumlu geri bildirimleri
geçersiz kılarak zihinsel yanılsamalara yol açar.
C) Kötü duyguların genellenmesi, olayların
olumsuz deneyimler şeklinde algılanmasına neden olur.
D) Duyguları oluşturan düşünceleri
sorgulamamak olumsuzluğun kabullenilmesiyle sonuçlanır.
E) Kusurları büyütüp iyi tarafları küçümsemek güzelliklerin
değerini bilememekten kaynaklanır.

 

Bir çiçeğe ait tohumlar, farklı içeriklere
sahip toprak türlerinde yetiştirilmiş ve yeni filizlerin yetiştikleri yöreye göre
çeşitlendikleri görülmüştür. Halk anlatıları da böyledir. Bir anlatı kültürden
kültüre gezdikçe çeşitlenir, değişir. Bir kültürde efsane olarak yaşayan
anlatı, başka bir kültürün masal repertuarından veya bir başkasının mitolojik
metinlerinden olabilir. Bu nedenle halk anlatılarını sınıflandırırken sabit
unsurlar olarak düşünmemiz gereken tohumlar kadar bunların yetiştiği iklimin
anlatılarda yarattığı dönüşümler de önemsenmelidir.

13. Bu
parçaya göre halk anlatılarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Farklı kültürel ortamlarda kimliğinden
bağımsız yorumlanır.
B) Ait olduğu metin türüne göre içeriğinde
değişimler meydana gelir.
C) Anlatıcıların kendi deneyimleriyle
zenginleşir.
D) Var olduğu kültüre göre şekillenerek
değişiklik gösterir.
E) Kaynaklarını mitolojik metinler oluşturur.

 

Toplumda zaman zaman felaketseverliğe varan mesajlar
yayan, pek çok şeyi üstü kapalı veya açıktan eleştiren, samimi ve dost
tavırlarına rağmen karamsar insanların sayısı azımsanamayacak kadar fazladır.
Bu kişiler toplumda fark edilmezler çünkü çevrelerine bu özellikleri kendi
yaşam tarzları olarak sunarlar ve depresyonun temelindeki bunalım hâli ile
öfkeyi bu sayede maskeleyebilirler. “Maskelenmiş depresyon”daki insanlar;
hayata hakkını vererek katılamaz, hayatın güzelliklerini deneyimlemek ve risk
almaktan kaçınırlar. Ayrıca bu insanların hissettiklerinin aksine hayata bağlı ve
mutlu görünmeye çalışmaları da yine depresyonun sonuçlarıyla yüzleşme
korkularından kaynaklanır.

14. Bu
parçadan maskelenmiş depresyonla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Kişinin, yaşamın zevklerini doyasıya
tatmasını engeller.
B) Olumsuz duyguların aktarımı,
özelliklerinden biridir.
C) Kişinin baş edebilmesi için konfor
alanından çıkması gerekir.
D) Olumsuz duygular, sözde neşeli tavırlarla
gizlenir.
E) Kişiyi yeni atılımlar yapmaktan alıkoyan
duygu durumudur.

 “Dijital
amnezi” insanların ihtiyaç duydukları bilgiye, uygulamalar üzerinden kolaylıkla
ulaşabileceklerine inandıkları anda, bilgiyi hafızalarına işlemekten vazgeçme
eğiliminde olmaları şeklinde tanımlanan modern çağ semptomudur. Belirli bir yaş
grubundaki yüz kişi üzerinde yakın zamanda bu semptomla ilgili bilimsel bir
araştırma yapılmıştır. Semptomun görüldüğü kişilerin; aile bireylerinin telefon
numaralarını ezbere bilmedikleri, bilenlerin de “Emin değilim.” diyerek telefonlarına
bakma gereği duydukları, bildikleri adrese bile dijital uygulamalarla
gittikleri, haftalık planlar oluşturamadıkları veya kendi el yazılarıyla
alışveriş listesi hazırlayamadıkları söz konusu araştırmada tespit edilmiştir.
Buna ek olarak güncel ve kültürel konularda kendilerine yöneltilen en basit
soruların cevapları için bile “Arama motoruna bakmam gerekir.” demeleri, araştırmanın
en şaşırtıcı bulgusudur.

15 Aşağıdakilerden
hangisi bu parçada söz edilen dijital amnezinin etkilerinden değildir?

A) Organize etme becerilerini ortadan kaldırması
B) Bilgi üretme becerilerini sınırlandırması
C) Kişinin hatırlama gücünü zayıflatması
D) Kişisel hafızaya duyulan güveni sarsması
E) Bilgiyi bellekte tutma gereksinimini
azaltması

İyi bir kitabevi kitap sayısı ve çeşitliliği
kadar kitaplarını müşteriye sunuş tarzıyla da kalitesini belli der. Rafları tematik
olarak veya doğrudan yayınevlerini temel alarak dizmek mümkün. Ama bir
kitabevi, aynı yazarın farklı yayınevlerinden çıkmış yani dağılmış kitaplarını
bir arada gözler önüne serebilme lüksünü de sunabiliyorsa o kitabevine ayağım
iyice alışır. Benim için ideal kitabevi; alışverişimi hemen tamamlamak zorunda hissetmediğim,
karıştırmaya başladığım kitabı huzursuz olmadan okuyabildiğim, bir türlü
bulamadığım kitabın ardında benimle birlikte bir sürek avı başlatmaktan gocunmayan
kitabevi sahipleriyle yan yana bulunduğum bir yer olmalıdır.

16. Bu
parçanın yazarının kitabevi tercihinde aşağıdaki özelliklerden hangisi etkili değildir?

A) Okuma mekânlarının düzeni
B) Ürün yelpazesinin genişliği
C) Ürünlerin sınıflandırılma yöntemi
D) Müşteriye olumlu yaklaşımı
E) Koleksiyonunun büyüklüğü

Ünlülerin rol aldığı etkileyici pazarlama adı
verilen yöntem, reklam dünyasında yeni bir eğilimdir.  Etkileyici pazarlamayı eskiden beri var olan
tanıklı reklamdan ayıran yönlerden dikkat çekici olanı,  reklamların profesyonel bir ekip ve donanımla
değil de bizzat ünlü kişinin en doğal hâliyle oluşturulmasıdır. Günümüzde ünlü
kişi dendiğinde sanatçı ve sporcuların yanı sıra sosyal medya fenomenleri de
akla geliyor. Fenomenlerin rol aldığı reklamlar, ürüne talebi artırsa da bu
reklamların toplum sağlığı, gençlerin gelişimi ve kişilik haklarına uygun olup
olmadığı tartışılmaya devam etmektedir.

17.
Bu parçada etkileyici pazarlamayla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Sosyal medya uygulamalarında kullanıldığına
B) Uzmanlaşmış bir ekip olmadan üretildiğine
C) Tanınmış kişilerin rol aldığına
D) Tanıklı reklamdan farklılık gösterdiğine
E) Toplum yararı açısından sorgulandığına

 

Stres altında kalmak yerine kendinize hedefler
koyup sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeniz için kolay bir yol haritası var:

·  Çalışırken bir hata yaptığınızda kendiniz
hakkında asla kötü sözler söylemeyin. Hem kendinize hem de başkalarına yapıcı
eleştirilerde bulunun.

·  Duygu ve düşüncelerinizi çevrenizdekilerle karşılaştırın.
Böylece tepkilerinizi toplum üzerinden ayarlayabilirsiniz.

·  Kaygı ve mutluluk gibi duygularınızı paylaşabileceğiniz
arkadaşlar edinin.

·  Sizi hem özel ve değerli hem de zayıf kılan özelliklerinizi
belirleyin. Olumsuz olanların size kattığı gücü keşfedin.

·  Zihninizi boşaltmak için tek başınıza yapabileceğiniz
hobiler edinin.

18. Aşağıdakilerden
hangisi bu parçada söz edilen önerilere örnek gösterilemez?

A) Utangaçlığından hoşnutsuzluk duyan birinin konuşmaktan
geri durduğu anlarda ne kadar iyi dinlediğini fark etmesi
B) Üzücü bir haber alan ve durumu değiştirmek
için elinden bir şey gelmeyen birinin rahatlamak için doğada yürüyüşe çıkması
C) Uzun zamandır beklediği terfiyi alacağını
öğrenen birinin, çevresindekileri heyecanlandırmamak için sonucun
kesinleşmesini beklemesi
D) Hazırladığı projeyi bilgisayarından
yanlışlıkla silen birinin “Edindiğim tecrübeyle daha da iyisini yapacağım.”
diyerek kendini teselli etmesi
E) Uzun süre sıra beklemesine rağmen bilet
alamayan birinin, diğerlerinin sakin olduğunu görerek öfkesini kontrol etmesi

 

Beyin hakkında bilinmesi gereken en temel
nokta, onun bir bilgi işlem makinesi olmadığıdır. Başka bir deyişle beyin bir
bilgisayar sistemi gibi çalışmamaktadır. Dış dünyadan gelen veriler, duyu
organları aracılığıyla özel bir elektriksel koda dönüştürülüp beyne gönderilir.
Karanlık ve kapalı bir kutunun içinde duran beyin, aldığı verilerden yola
çıkarak bir “gerçeklik” inşa eder. Yani duyduğumuz seslerin, gördüğümüz
görüntülerin, aldığımız tatların, hissettiğimiz ağrıların hiçbiri aslında gerçek
değildir. Bunların hepsi beynin yorumlarından ibarettir. Bu nedenle dış dünya
denen şey de aslında her birimizin kişisel yorumudur.

19. Bu
parçadan beyinle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Algılamayı duyu organlarından gelen kodlara
göre gerçekleştirir.
B) Gerçekliği meydana getiren zihinsel
uyaranları olduğu gibi işler.
C) Veri iletim yolları açısından dijital
teknolojinin metotlarından ayrılır.
D) Dışsal verileri içsel bir işletim
sisteminin dinamikleriyle dönüştürür.
E) Kavrama işlevini algısal donanımının yönlendirmeleriyle
sağlar.

 

Alice Harikalar Diyarında’yı ilk okuduğumda
birçok şeyi anlamasam da çok beğenmiştim. Onunla hayal kurmuş ve maceralara
beraber atılmıştık. Sahiciliğini sorgulamak aklıma bile gelmemişti. Tavşan
deliğinden düşmek ve aynadan geçmek, parkta oynamak ve koşmak gibiydi. İkinci
okuyuşumda bunlar beni etkilemedi ama Alice’in ilk kez karşılaştığı şeyleri görünce
yaşadığı şaşkınlığı yaşadım ve ergenlikteki arayışın etkisiyle ben de yeni
karşılaştıklarımı onunla beraber anlamlandırmaya çalıştım. Alice, kurduğum hayal
diyarında masal prensesine dönüştü. Şimdi ise kızıma bu kitabı okurken sevdiğim
bölümlere gelince kapağı kapatıyorum ve ezberlediğim cümleler dökülüyor ağzımdan.
Kızım bu bölümleri sevmese de kitabı yeniden okuduğum bütün o yıllardan sonra
her yaşın, her okurun kendi Alice’i olabileceğini artık söyleyebiliyorum.

20. Bu
parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Yaşamının farklı evrelerinde kitaba ve
Alice’e yüklediği anlamlar değişmiştir.
B) Kitabın sevdiği ve ezberlediği bölümleri
diğer okurlarda da benzer etkiyi bırakmıştır.
C) İkinci okumada Alice’le kendi hayatı
arasında özdeşlik kurmuştur.
D) Hayal dünyasında kitabın kahramanına farklı
bir bakışla yeni bir rol vermiştir.
E) İlk okumada olağanüstü kurmacayı günlük
olgularla aynı gerçeklikte görmüştür.

(Sıradaki
iki soruyu bu parçaya göre cevaplayınız.)

Puslu Kıtalar Atlası; masal, efsane, halk
hikâyelerinden esinlenilen hayal gücüyle yoğrulmuş ve zengin kelime hazinesiyle
yazılmış bir romandır. Roman; XVII. yüzyılda Galata’da yaşayan, içtikleri
şurubun etkisiyle düşlere dalan Uzun İhsan Efendi ve oğlu Bünyamin’in sıra dışı
hikâyesini anlatır. İç içe geçmiş düşler arasında kurmacanın kurmacasına dönüşen
romanda okur, Uzun İhsan Efendi’nin düşleriyle Bünyamin’in düşlerinden oluşan
karmaşık kurmaca gerçeklik içinde bocalar. Arjantinli yazar Borges, bu bocalama
durumunu düşle gerçeğin ayırt edilemeyişine işaret eden “kelebek düşü paradoksu”
olarak nitelendirir ve bunu “Zhaung Tzu’nun Düşü” adlı hikâyesindeki “Zhaung
Tzu, düşünde bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında düşünde kendini bir
kelebek olarak gören bir insan mı yoksa düşünde kendini insan olarak gören bir
kelebek mi olduğunu bilemedi.” cümlesiyle ortaya koyar.

21. Bu
parçada kelebek düşü paradoksu aşağıdakilerden hangisini ifade etmek için kullanılmıştır?

A) Karakterlerin düşlerinin iç içe geçmesini
B) Çoklu gerçekliğin imkânsızlığının
vurgulanmasını
C) Rüya içinde rüya görülmesinin betimlenmesini
D) Gerçekliğin tespit edilmesinde
zorlanılmasını
E) Düşlerin kurgulanmasına olanak tanınmasını

 

22. Bu
parçaya göre Puslu Kıtalar Atlası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?

A) Ana fikrinde gerçeklikle hayal ürünü
arasındaki ilişkiyi sorgulatmak yatar.
B) Gerçekliği ele alış biçimi “Zhaung Tzu’nun
Düşü” ile benzerlik gösterir.
C) Geçmişin birikimini şimdiki zamanın
gerçekliğiyle uyumlu hâle getirir.
D) Okuru düşle kurmaca arasındaki farkları
ayırt etme çabasına iter.
E) Karakterlerin özellikleri hikâyenin sıra
dışı kurgusuna katkı sağlar.

 

 (Sıradaki iki soruyu bu parçaya göre
cevaplayınız.)

Paris’teki Eyfel Kulesi, mimarlık alanında pek
tercih edilmeyen demirin ön plana çıkmasını ve dünyada bu türdeki yapıların
çoğalmasını sağlayan önemli bir yapıdır. Ancak inşa edilmeye başlandığı dönemde
işlevsiz bir nesneyi sadece güzel olması durumunda sanatsal açıdan değerli
gören dönemin hakim anlayışı tarafından estetik tartışmalara konu edilmiştir.
Kimi sanatçılar tarafından kara ve dev bir fabrika bacası olarak
betimlenmiştir. Hatta Maupassant “Paris’te onu görmediğim tek yer burası.” diyerek
yemeklerini sıklıkla kulenin lokantasında yemiştir. Bütün bu olumsuz görüşlere
rağmen Eyfel, anıtsal özelliği ile estetik değerler konusundaki hükümlerin
sabit olmadığını ve geleceğin önceden kestirilemeyeceğini gösterip dünyaya
egemen olan yeni bir estetik değer kazandırarak o zamana kadar sanata boyun
eğmiş olan tekniği estetize etmiştir. Böylece kule; dönemin bazı sanatçılarının
düşündüğü gibi sanatın yozlaşmasının değil, değişimi ve yeni kuralları kabul
etmesinin bir simgesi hâline gelmiştir.

23. Bu
parçadan Eyfel Kulesi ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

A) Paris’teki modern sanat anlayışının
doğmasını sağlamıştır.
B) Yapımında kullanılan farklı tekniklerle
işlevsel hâle gelmiştir.
C) Geçmişten bugüne sanatsal bir simge olarak evrenselleşmiştir.
D) Tasarımında sanat çevrelerinin estetik
görüşleri belirleyici olmuştur.
E) Taşıdığı yapısal özelliklerle yaygın
estetik algıyı değiştirmiştir.

 

24. Bu
parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenmez?

A) Sanat, zamanla evrilip kendine yönelik
genel kanıları yıkabilir.
B) Bir nesne, işlevselliği gözetilmeksizin
sanat olarak kabul edilebilir.
C) Sanat eserlerinin inşasında farklı
malzemelerden yararlanılabilir.
D) Dönemin toplumsal yapısı, mimari
dönüşümleri beraberinde getirebilir.
E) Çağının ötesindeki yenilikler üretildiği
çevreye göre yadırgatıcı olabilir.

 

 (Sıradaki iki soruyu bu parçaya göre
cevaplayınız.)

Antik filozof ve hekim Galen; ateş, hava,
toprak ve suyu bedendeki farklı unsurlarla eşleştirerek bunlarla duygusal ve
davranışsal eğilimler arasında bir bağlantı olduğunu iddia eder. Eğer bu  unsurlardan biri fazlalaşırsa ona karşılık
gelen kişilik yapısı, bireyde egemen olmaya başlar. Örneğin melankolik biri
toprak unsurunun fazlalığından muzdariptir, üzüntü ve korkuların eşlik ettiği
şiirsel ve sanatsal yönü ağır basar. İyimser bir insanın ise ateşe denk gelen
unsuru fazladır; o insan sıcak kalpli, neşeli ve öz güvenlidir ama bencil de
olabilir. Duygu durumlarıyla ilgili aşırılıklar, bedendeki unsurların
orantısızlığına bağlı olduğundan Galen; bunların diyet ve egzersizle
iyileştirilebileceğini savunur. Galen’in bu öğretileri daha iyi kuramların
ortaya çıktığı zamana kadar tıp dünyasına egemen olur.  Ancak Vesalius, 1543’te Galen’in anatomi
tanımlarında 200’den fazla hata bulur. Galen’in tıpla ilgili fikirleri o gün için
gözden düşse de XX. yüzyıl psikologlarına esin kaynağı olmaya devam etmektedir.

25. Bu parçaya
göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Galen’in fikirleri uzun bir aradan sonra
günümüzde geçerliliğini yeniden kazanmıştır.
B) Fiziksel ve zihinsel hastalıkların
bağlantılı olduğu fikrini ilk kez Galen ortaya atmıştır.
C) Duygu durumlarının kaynağı hakkında en
kapsamlı açıklamayı Galen yapmıştır.
D) Galen, kişilik tipleri teorisi ile
psikoloji bilimini kuran kişi olarak tanınmıştır.
E) Galen’in tıp alanındaki düşünceleri
yüzyıllar boyu etkisini sürdürmüştür.

26. Bu
parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Bireyde hem olumlu hem olumsuz duyguların bulunduğuna
B) Galen’in kişilik tipleriyle ilgili
görüşlerinin psikologlarca geliştirildiğine
C) Galen’in çalışmasının eleştirilebilir
yönlerinin olduğuna
D) Belirli unsurları taşımanın bireyin genel
tavrını etkilediğine
E) İnsanlardaki duygu aşırılıkları için
önerilen tedavi yöntemlerine

 

1A 2E 3B 4D 5E 6C 7D 8E 9A 10E 11A 12B 13D
14C 15B 16A 17A 18C 19B 20B 21D 22B 23E 24D 25E 26B


Cover Image

2023 LGS Türkçe Soruları İndir (Word)

Haziran 9, 2023 Okuma süresi: 4 dakika

2023 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) Türkçe sorularını word formatında indirmeniz için hazırladım.

LGS öğrencilerin liseye geçişte önemli bir adımdır. Türkçe dersinin yanı sıra dil bilgisi, okuma anlama ve yazma becerilerini ölçen bu sınav, öğrencilerin başarılarını belirlemekte etkili bir araçtır. Bu yazıda, 2023 LGS Türkçe sorularını word dosyası olarak yazının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. 

2023 LGS Türkçe Sorularının Özellikleri:

Soruların içeriği ve zorluk düzeyi hakkında bilgi vermek önemlidir. Sınavda hangi konuların öne çıktığını belirlemek, hazırlık sürecinde odaklanmanızı sağlayabilir. Türkçe soruları genellikle dil bilgisi, paragraf anlama, kelime dağarcığı ve yazma becerileri gibi alanları kapsar. Bu bilgileri göz önünde bulundurarak, daha etkili bir çalışma stratejisi oluşturabilirsiniz.

LGS Türkçe Sınavına Hazırlık İpuçları:

  • Planlı ve düzenli bir çalışma programı oluşturun. Her gün belirli bir süre Türkçe çalışmaya ayırarak, eksik olduğunuz alanları geliştirebilirsiniz.
  • Okuma alışkanlığınızı geliştirin. Romanlar, dergiler ve gazeteler gibi farklı metin türlerini okuyarak kelime dağarcığınızı genişletebilirsiniz.
  • Dil bilgisi kurallarını tekrar edin ve örnek sorular çözerek uygulayın. Soru çözümü yaparak, hem soruların yapısını anlamaya yardımcı olabilir hem de sınavda zaman yönetimini geliştirebilirsiniz.
  • Yazma becerilerinizi geliştirmek için deneme yazıları yazın. Farklı konularda düşüncelerinizi açık ve etkili bir şekilde ifade etmeyi deneyin. Bu, hem yazma becerilerinizi geliştirecek hem de sınavda daha iyi bir performans sergilemenizi sağlayacaktır.

2023 LGS Türkçe Sorularını Edebiyathocam.net’te Bulun:

Edebiyathocam.net 2023 LGS Türkçe sorularını word formatında sunmaktadır. Öğretmenlerin ve öğrencilerin kolaylıkla erişebileceği bu kaynak, sınav öncesi hazırlık sürecinde yardımcı olacaktır.

Soruların yanıtlarıyla birlikte sunulan bu dosya, gerçek sınav deneyimine benzer bir ortamda pratik yapmanızı sağlar. Bu sayede sınav stresini azaltabilir ve gerçek sınavda daha güvenli olabilirsiniz.

2023 LGS Türkçe Soruları Word İndir

indir: 2023 LGS Türkçe Soruları WORD

2023 LGS Bütün Soruları İndir


Cover Image

2023 YKS Soru Kitapçığı ve Cevap Anahtarı

Haziran 9, 2023 Okuma süresi: 2 dakika

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı’nca düzenlenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı tamamlandı. 2023 YKS soruları ve cevap anahtarları erişime açıldı. 2023 YKS soru kitapçığı ve cevap anahtarına aşağıdaki renkli bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

YKS 2023 soruları ve cevapları…

2023 YKS soru kitapçığı ve cevap anahtarı yayımlandı… YKS 2023 cevap anahtarı…

Üniversite adayları, YKS’nin ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi’ni (TYT) 17 Haziran 2023, ikinci oturum Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ile üçüncü ve son oturum Yabancı Dil Testi (YDT) sorularını 18 Haziran 2023 günü yapıldı.

2023 YKS Soruları ve Cevap Anahtarı İndir

🔗👉indir: 2023 YKS Soruları ve Cevap Anahtarı

2023 YKS sonuçları ne zaman açıklanacak? 

ÖSYM takvimine göre YKS sonuçları 20 Temmuz tarihinde açıklanacak. 


Cover Image

2021 LGS Türkçe Soruları İndir (Word)

Nisan 30, 2023 Okuma süresi: 31 dakika

2021 LGS Türkçe soruları aşağıda verilmiştir. Ayrıca 2021 LGS Türkçe sorularını yazının devamındaki renkli bağlantıdan word dosyası formatında bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

2021 LGS TÜRKÇE
SORULARI

 

1. “Vurmak” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde
“olumsuz yönde etkilemek” anlamında kullanılmıştır?

A) Ayağını kanepenin
kenarına sertçe vurdu ve başparmağını incitti.

B) O akşam
sokağın bütün gürültüsü odama vuruyordu.

C) Yeni
yolun açılması, eski yol üzerindeki benzinlikleri vurdu.

D) Yılların
yorgunluğu yaşlı adamın yüzüne vurmuştu.

 

2. Tipik bir Selçuklu şehri olan
Sivas’ı gezerken günlük yaşamla tarihin iç içe olduğunu görebilirsiniz.

Altı çizili söz öbeğinin bu cümleye kattığı
anlam aşağıdakilerden hangisi olamaz?

A) Birbirine
karışmak

B) Bir bütün
olmak

C) Aynı
noktada buluşmak

D) Karmaşık
hâle gelmek

 

3. I. Kendini paralamadan da
hedeflerine ulaşabileceğini düşünüyorum.

II. Daha bu
aşamada kendini harap edersen sonrasında ne yapacaksın?

III. İşler
istediği gibi gitmediği için kendini yiyip bitiriyor.

IV. Bu
şarkıyı ne zaman dinlesem kendimi kaybediyorum.

Numaralanmış cümlelerdeki deyimlerin hangilerinde
“üzüntü” anlamı vardır?

A) I ve II
B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

 

4. Sürekli göç veren ilçemizin
sessizleşmesinin en önemli sebebi elbette ekonomik sıkıntılar. – – – – ilçemiz,
ziyaretçilerin beğenisine sunulacak eşsiz doğal değerlere sahip. Kısa zamanda
turizm yoluyla bir kalkınma sağlamak mümkün.

Boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilirse metnin anlam bütünlüğü bozulur?

A) Çünkü B)
Halbuki C) Ancak D) Oysa

 

5. “Çok sevdiğim şehirlerden biri olan
Erzurum’u bir kez daha gezecek olmaktan mutluluk duyuyorum.” diyen biriyle ilgili,

I.
Erzurum’dan başka şehirleri de gezmiştir.

II.
Erzurum’u ikinci kez gezecektir.

III. Sevdiği
başka şehirler de vardır.

yargılarından hangilerine kesinlikle
ulaşılır?

A) Yalnız I
B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III

 

6. I. Bilgisizliğini ortaya koymaktansa
saklamak iyidir.

II. Çok
bilen, bilgisini herkese göstermez.

III. İnsan ne
kadar az bilirse o kadar çok bildiğini sanır.

IV. İnsanın
bilmediği bir şey için bilmiyorum demesi de bir ilimdir.

Numaralanmış özdeyişlerden hangileri anlamca
birbirleriyle çelişmektedir?

A) I ve II
B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

 

7. Suat: Bence hayata bakış açını
değiştirmelisin.

Selvi: Ama
ben böyleyim, değişemiyorum. Keşke değişebilsem. Pastanın biteceğinden korkarak
tadını alamıyorum.

Bu konuşmaya göre Selvi’nin içinde bulunduğu
durumu aşağıdakilerden hangisi en iyi tanımlamaktadır?

A) İyi
başlayan bir şeyin iyi sonuçlanmayacağını düşünmektedir.

B) Mutlu olduğu
zamanlarda üzücü anılarını hatırlamaktadır.

C) Bir işin sonunda
hayal kırıklığına uğramaktan çekinmektedir.

D) Olumsuz düşünceleri
güzellikleri yaşamasına engel olmaktadır.

 

8. Balzac, yazmakta olduğu romanda
geçen kahramanın ağır bir hastalığa yakalanmasına çok üzülüyormuş. Bunu öğrenen
bir dostu:

“Kurgu senin
değil mi, iyileştiriver!” deyince Balzac: “Ben romanın kaderini değiştiremem!”
diye cevap vermiş.

Bu metindeki altı çizili sözle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Roman
yazarı, tasarladığı ana kurgunun dışına her istediğinde çıkamaz.

B) Romandaki
olaylar, gerçek hayattan alınmışsa gerçeklerden uzaklaşılamaz.

C) Roman
kahramanlarının kişiliği, gerçek hayata uygun şekillendirilir.

D) Yazar,
romanını kurgularken çevresindeki kişilerden etkilenmez.

 

9. • Tesla’nın bulduğu dalgalı akım,
Edison’un önceden keşfettiği doğru akımdan çok daha üstündü.

• Doğru akım
uzun mesafelere aktarıldığında telleri eritiyordu.

Bu iki cümlenin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş
hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tesla’nın
bulduğu dalgalı akım, Edison’un önceden keşfettiği, uzun mesafelere aktarıldığında
telleri eriten doğru akımdan çok daha üstündü.

B) Tesla’nın
bulduğu dalgalı akımdan önce Edison’un keşfettiği doğru akım uzun mesafelere
aktarıldığında telleri eritiyordu.

C) Tesla’nın
bulduğu dalgalı akım uzun mesafelere aktarıldığında telleri erittiğinden, Edison’un
önceden keşfettiği doğru akım ondan çok daha üstündü.

D) Tesla’nın
bulduğu, uzun mesafelere aktarıldığında telleri eriten dalgalı akım, Edison’un
önceden keşfettiği doğru akımdan çok daha üstündü.

 

10. Bir çiftçinin baltası kaybolmuş.
Çiftçi, komşusunun oğlundan şüphelenmiş çünkü çocuk bir hırsız gibi yürüyor,
davranıyor ve bir hırsız gibi konuşuyormuş. Çiftçi ertesi gün baltasını
aletlerin arasında bulmuş. Daha sonra komşusunun oğlunu arkadaşlarıyla oynarken
görmüş. Çocuk bütün arkadaşları gibi yürüyor, davranıyor ve onlar gibi
konuşuyormuş.

Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Ön yargıyla
hareket etmek haksızlığa sebep olur.

B)
Mutsuzluğun kaynağı, insanlardan boş yere şüphe edilmesidir.

C) Gerçekler
gizlenemez, eninde sonunda ortaya çıkar.

D) İnsan nasıl
düşünüyorsa hayatı ve insanları öyle algılar.

 

11. Arşimet “Acaba bu kap, suyun
üzerinde nasıl duruyor?” diye düşünmeseydi ve suyun kaldırma kuvveti yasasını
bulmasaydı bugün koca koca gemiler suyun üzerinde yüzdürülemezdi. Veya
insanoğlu kuşların nasıl uçtuğu sorusu üzerine kafa yormasaydı dev gövdeli
uçaklara biniyor olamazdık. Her buluşun arkasında kafasına bu tür soruları
takıp bunlara cevap arayan insanlar vardır.

Bu metinde vurgulanan düşünce aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Tabiat
olayları bilimsel gelişmelere ilham vermiştir.

B) Buluşlar,
ancak uzun süren bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıkar.

C) Buluşları
doğuran, insanın merak duygusudur.

D) Uygarlığı
bilim insanları geliştirmiştir.

 

12. Bir kitabım, okuyanı düşünmeye sevk
etmezse, çabucak anlaşılırsa yazdıklarım kusurlu demektir. Okuyucular üslubumu
basitleştirmemi isteseler de ben okuyucunun eserim üzerine kafa yormasını,
gerekirse onu tekrar tekrar okumasını isterim. Eserlerimdeki yoğunluğun, anlam
çeşitliliğinin nedeni budur. Bu yüzden eserlerimin çok satılmamasını hiç önemsemiyorum.

Düşüncelerini bu şekilde dile getiren yazarla
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Okurların
ilgisini çekmeyen konulara değinir.

B)
Anlaşılması için üzerinde çok düşünülmesi gereken eserler kaleme alır.

C) Maddi
kaygı gözetmeden kitap yazar.

D)
Okuyucunun beklentilerini önemsemez.

 

13. Mevsim kış, ortalık soğuk.
İstiyoruz ki bir helva sohbeti yapalım. Kış günlerine uygun düşer. Bildiğiniz
helva, tahin helvası… Kışın yenir. Yazın yiyene de yasak yok. Olsa da yesek diyenler
vardır. Lezzeti güzeldir. Eskiden sohbeti de güzelmiş. Amaç sohbet, helva
bahane. “Tatlı yiyelim, tatlı söyleyelim.” deyip helva sohbetine bir giriş
yapalım. Sabırla koruk, helva olurmuş. Ama helva helva demekle ağız tatlanmazmış.
Sohbet için sohbet ehli dostlar gerektiğini biliyoruz. Bu yüzden de helva eşliğinde
tatlı sohbetler yapacak dostlar arıyoruz.

Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?

A) Kısa
cümleler kullanılmıştır.

B) Olaya
dayalı bir anlatım yapılmıştır.

C) Özlü
sözlerden yararlanılmıştır.

D) Kişisel
görüşlere yer verilmiştir.

 

14. (I) Saatlerde akrep ve yelkovan
başladığı noktaya döner daima. (II) Bu iki “Başlangıç” arasında zaman akıp
giderken sahneye farklı hayat hikâyeleriyle insanlar girip çıkıyor. (III) Çünkü
eserin ilk bölümü olan “Başlangıç”, sona geldiğimizde karşımıza tekrar
“Başlangıç” adıyla çıkıyor. (IV) Ayşegül Genç, “Kuğu Boynu” adlı romanında
saatteki bu mekanik düzeni model almış bence. (V) Sevinçler, üzüntüler,
yalnızlıklar, mutluluklar kısacası hayatlarla yoğrulmuş hikâyeler bunlar.

Bu metindeki düşünce akışını sağlamak için
numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) II ve III
B) II ve IV C) III ve V D) IV ve V

 

15. Ticaret denince akla ilk gelen
unsurlardan biri tabi ki sipariş edilen malın teslimidir. Tekerleğin ve kağnının
icadı, atın evcilleştirilmesi, çok daha sonra buhar makinesinin icat
edilmesi… Gemi, tren, kamyon derken mesafeler kısalmaya, yük taşıma kapasitesi
de artmaya başladı. Uçaklarla da malın teslim süresi en aza indi. Böylece
pazarlama imkânları, yaşanan şehrin ve ülkenin sınırlarını aşmış oldu.

Bu metnin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ulaşım
araçlarının gelişimi

B) Alışveriş
alışkanlıklarının değişimi

C) İcatların
günlük hayatı kolaylaştırması

D) Nakliye
araçlarının ticarete etkisi

 

16. Ben eski sokakları arzuluyorum,
çocukluğumun geçtiği sokakları… O sokaklar yok artık ama en azından biz o
sokaklarda yaşadık çocukluğumuzu. Ya bizden sonrakiler? Onlar, günün birinde
karşımıza çıkıp onlardan çaldığımız sokakları isterlerse ne yapacağız, ne cevap
vereceğiz onlara?

Aşağıdaki kavramlardan hangisi bu metinde
anlatılanlarla ilişkilendirilemez?

A) Umut B)
Özlem C) Teselli D) Kaygı

 

17. Ömer, Uğur, Yeşim ve Zehra “Sınır
Tanımayan Doktorlar” teşkilatı aracılığıyla gönüllü olarak Filipinler,
Kamboçya, Mozambik ve Somali’de beslenme uzmanı, doktor, eczacı ve iletişim uzmanı
olarak görev yapmaktadırlar. Bu kişilerin meslekleri ve görev yaptıkları ülkelerle
ilgili bilinenler şunlardır:

• Herkesin
mesleği farklıdır ve kişiler farklı ülkelerde görev yapmaktadır.


Filipinler’e giden kişi eczacıdır ve bu Yeşim değildir.

• Zehra
iletişim uzmanıdır ve Mozambik’e gitmemiştir.

• Uğur
doktor değildir ve Somali’de görev yapmaktadır.

Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Somali’de
bulunan kişi iletişim uzmanıdır.

B) Ömer,
Kamboçya’da görev yapmaktadır.

C) Yeşim’in
mesleği doktorluktur.

D)
Mozambik’e giden kişi beslenme uzmanıdır.

 

18. Bir
ilimizin 2018 ve 2019 yıllarında aylık kuru yemiş ihracat miktarı grafikte
gösterilmiştir.

Bu grafiğe göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) 2018
Kasım ayı ve sonraki iki ayın ihracat miktarı eşittir.

B) Her iki
yılın nisan-ağustos ayları arasında ihracat miktarları düzenli olarak
artmıştır.

C) 2018-2019
yıllarında ihracat miktarları arasındaki farkın en fazla olduğu ay ekimdir.

D) En fazla
ihracat yapılan ay her iki yılda da aynıdır.

 

19. 1840
kişiyle yapılan bir ankette yer alan sorular ve bu sorulara verilen cevapların
dağılımı tablolarda gösterilmiştir.

 

Bu anket uygulamasına göre aşağıdakilerden
hangisi kesinlikle doğrudur?

A) “Her
zaman yapıyorum.” cevabını verenler yemek yapmayı aile büyüklerinden öğrenmiştir.

B) Yaş
ilerledikçe yemek yapan kişi sayısı azalmaktadır.

C) 330 kişi,
yemek yapmayı 41-50 yaş aralığında öğrenmiştir.

D) Yemek
yapmayı öğrenmiş kişilerden “Hiç yapmıyorum.” cevabını verenler vardır.

 

 

 

 

 

20. Görselde
bir kasanın şifre mekanizması verilmiştir.

Kasa, şifre
mekanizması üzerindeki ok sağa, sola çevrilerek açılmaktadır. Bu mekanizmada 30
birim, çeyreği; 60 birim, yarımı ifade etmektedir. Kasayı açmak için 0 (sıfır) noktasında
bulunan ok, sırasıyla aşağıdaki yönergeler takip edilerek hareket ettirilmektedir:

I. Çeyrek
tur sağa döndürünüz.

II. Yarım
tur sola çeviriniz.

III. Bir
yarım bir de çeyrek tur sağa döndürünüz.

IV. 10 birim
sağa çeviriniz.

Buna göre kasa açıldığında ok hangi sayıyı gösterir?

A) 50 B) 60
C) 70 D) 80

 

CEVAPLAR: 1.C 2.D
3.C 4.A 5.B 6.B 7.D 8.A 9.A 10.D 11.C 12.A 13.B 14.B 15.D 16.A 17.C 18.A 19.D
20.C

 

2021 LGS Türkçe Soruları Word İndir

İndir: 2021 LGS Türkçe Soruları (word) 

2022 LGS Türkçe Soruları word İNDİR


Cover Image

2022 LGS Türkçe Soruları İndir (Word)

Nisan 29, 2023 Okuma süresi: 31 dakika

 

2022 yılı LGS Türkçe sorularını aşağıda çözebilirsiniz. Ayrıca 2022 LGS Türkçe sorularını word dosyası olarak indirmek isterseniz ilgili bağlantıya soruların sonundaki renkli bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

1. Aşağıdakilerin
hangisinde altı çizili söz cümleye “belli bir sıra gözetmeksizin” anlamı
katmıştır?

A) Yaptığım işleri orada burada anlatıyor, beni yere göğe
sığdıramıyordu.

B) Romanın orasından burasından parçalar okuyor,
yorumlamamızı istiyordu.

C) Hayat bu zamana kadar beni oradan oraya sürükleyip durdu.

D) Odanın orasında burasında kıyafetler duruyordu.

 

Yazar, eserinde günümüz dünyasının en tartışmalı
sorunlarından biri olan internetin kullanımıyla ilgili çarpıcı tespitlerde
bulunarak toplumun bu konudaki bulanık düşüncelerini berraklaştırmıştır.

2.Bu cümledeki altı
çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi değildir?

A) Kuşkudan kurtarmak                B)
Aydınlığa kavuşturmak

C) Tereddütleri gidermek            D)
Yanlışlıkları düzeltmek

 

3. (I) Kitaplar,
dergiler, makaleler kısaca kâğıt üzerine düşmüş her sözcük anlaşılmak için okuyucudan
gayret bekler. (II) Yazar ne kadar açık anlatırsa anlatsın, okurun kültür ve eğitim
seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun anlatılmak istenen anlaşılmayabilir veya
farklı anlaşılabilir. (III) Bunda yazarla okurun hayata bakış açılarının, bilgi
ve birikimlerinin farklı olmasının önemli bir etkisi vardır. (IV) Yazarla okur
bir araya gelip yazılanlar üzerinde tartışmadığı sürece bu durum sürüp gider.

Bu metindeki
numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, metnin anlaşılması için okura düşen görevden
bahsedilmiştir.

B) II. cümlede, yazılan bir metnin amacına ulaşamayabileceği
dile getirilmiştir.

C) III. cümlede, yazarların hayata okurlardan daha geniş bir
açıyla baktıkları vurgulanmıştır.

D) IV. cümlede okurun, yazarın anlattıklarını doğru anlaması
için gerekli koşul belirtilmiştir.

 

4. (I) Şairlerin
ilk şiir kitapları çok önemlidir. (II) Sanat hayatları boyunca yayımladıkları şiir
kitaplarının sayısı da önemlidir. (III) Çünkü onlarda hem taptaze bir heves hem
de uzun sürmesi arzulanan bir yolculuğa dair işaretler vardır. (IV) Şairlerin
sanat hayatlarının başlangıcı olan kitaplar, zamanla açılıp serpilecek
şiirlerinin şifresi gibidir. (V) Bir şairin şiir anlayışını daha iyi belirlemek
için de onun ilk adımına bakmak gerekir.

Bu metindeki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin
akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V

 

5. “Hayat Yaz
Yağmuru Gibi” adlı tiyatro oyununda farklı insan karakterleri geçiş yapar
sahneden. “- – – -” ilk çıkar sahneye. Hafif çiseleyen bir yaz yağmurunda
bile elleri ayaklarına dolaşır onların. Pireyi deve yaparlar bir anda. Yaz
yağmuru tufana dönüşürken kulakları tıkalı, gözleri kapalı olanlar da vardır.
Evlerinin penceresinden izlerler etrafı, “- – – -” diye adlandırılırlar.
Sırılsıklam ıslanma pahasına tufana göğüs gerenler de olur. Sel götürmesin diye
etrafı, binbir türlü yol denerler. “- – – -” diye bilinir onlar. Bir de “- – –
-” vardır ki yağmurun tufana dönmesini bekleyip kendi önerilerine uymayanları
suçlamakla mutlu olurlar. Tufan olurken etrafta göremezsiniz onları. Ne zaman
ki tufan diner, tiyatro biter; o zaman sahne alırlar.

Aşağıdakilerden
hangisi bu metinde boş bırakılan yerlerden herhangi birine getirilemez?

A) Dünyayı ben mi kurtaracağımcılar

B) Ben demiştimciler

C) Eyvah bittikçiler

D) Sen yaparsıncılar

 

6. Pelin: Melis,
burası yüzlerce yıl önce yaşanan o şehir değil artık. Hâlâ o şehirdeymiş gibi o
zamanın koşullarını sürdürmeye çalışarak yaşaman anlamsız. Bugünü anlaman,
doğru değerlendirmen için bundan kurtulmalısın.

Melis: Oturduğumuz mahalle geçmiş kokuyor, geçmişin izleri
yanı başımızda. Mesela mahallemizin adı Hancı Değirmeni, derenin kenarındaki değirmenden
alıyor adını. Yüz yıl önce de buğday   öğütülüyormuş,
şimdi de… Bu süreklilik gerçekten etkilemiyor mu seni?

Bu konuşmaya göre
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Pelin insanın, içinde yaşadığı çağın şartlarına uygun
yaşaması gerektiğini düşünmektedir.

B) Melis, Pelin’in geçmişi değersiz görmesine şaşırmaktadır.

C) Pelin, Melis’in bakış açısını değiştirmesi gerektiğini
dile getirmektedir.

D) Melis yaşadığı yeri, o yerin geçmişle olan bağlarıyla
değerlendirmektedir.

 

7. Bu grafik
aşağıdaki haber metinlerinden hangisini desteklemektedir?

A) Günümüzdeki en büyük sorunlardan biri göçtür. Her ne
kadar Amerika, Fransa ve İtalya gibi gelişmiş ülkelerde göç edenlerin sayısı az
gibi görünse de bu sayı hep artmıştır.

B) Son yıllarda bazı ülkeleri ziyaret eden turist sayısı
artmıştır. Bu anlamda 2006, 2008 ve 2011 yıllarında Amerika’ya gelen ziyaretçi
sayısı Gürcistan ve Fransa’nın gerisinde kalmıştır.

C) İnternetin etkisiyle insanların değişik ülkeleri görme
isteği yurt dışına çıkan ziyaretçi sayılarını artırmıştır. Yıllara göre yurt dışına
çıkan ziyaretçi sayısında Gürcistan başı çekerken onu Fransa, Amerika ve İtalya
takip etmiştir.

D) Amerika, Gürcistan, Fransa ve İtalya’nın iş nedeniyle
ülke dışına çıkan ziyaretçi sayısı sürekli artmıştır. İtalya ekonomik durgunluğa
rağmen ülke dışına çıkan ziyaretçi sayısında diğer ülkeleri geride bırakmıştır.

 

8. İnsanları bir
arada en iyi ne tutabilir? Korku mu? Korku bir süre sonra insanları
ikiyüzlülüğe sürükler, çok geçmeden birbirine düşürür. Baskı veya zorbalık mı? Baskı
ve zorbalık olanca sertliğiyle de ortaya çıksa gücü her yere, herkese erişemez.
Diyelim ki erişti. Çok geçmeden korku kaplar ortalığı, yalnızlığa götürür
insanı. Alışkanlıklar mı? Alışkanlıklar da zamanla yitirir değerini, gerçek bir
bağ oluşturmaz insanlar arasında. Zayıflar, gevşer o bağlar. İnsanları bir arada
en iyi sevgi tutabilir kanımca. İnsanları ürkütmeyen, zorlamayan; sevgidir
ancak sarıp sarmalayabilen.

Bu parça aşağıdaki
metin türlerinden hangisine örnek olabilir?

A) Anı    B) Deneme         C) Makale           D) Köşe yazısı (Fıkra)

 

9. Atların çeşitli yürüyüş biçimleri vardır. Birçok at ırkı
doğuştan gelen yetenekle tırıs, rahvan, adeta,

kenter ve dörtnal olarak adlandırılan biçimlerde
yürüyebilir. Kenter yürüyüşünde atın ayak hareketlerinin aşamaları şunlardır:

1. aşama: Arka ayaklardan biri, örneğin sol arka ayak, yere
basar ve atı öne doğru iter. Bu sırada diğer üç ayak havadadır ve ileri doğru
hamle yapar.

2. aşama: Sağ arka ve çaprazındaki ayak yere basar, bu
sırada diğer ayaklar havadadır.

3. aşama: Ön sağ ayak yere değerken çaprazındaki ayak yere
basmaktadır.

4. aşama: At kısa bir süreliğine de olsa havada asılı kalır.
Bu sırada atın ayakları uzatılmış vaziyette değil, bükülü vaziyettedir.

Bu hareketler aynı döngüyle devam eder.

Buna göre, aşağıdaki
görsellerden hangisi “kenter yürüyüşü”nün numaralanmış aşamalarından herhangi
birine ait olamaz?

I. Uzmanlar, Fransa’da Toulouse Müzesinde seksen yıldır
sergilenen 17 bin yıllık deniz kabuğunu yeniden incelediler.

II. İnceleme sonucunda deniz kabuğunun, türünün en eski
üflemeli çalgısı olduğunu keşfettiler.

III. Deniz kabuğu 1931’de Pirenelerdeki bir avcı-toplayıcı
mağarasında bulunmuştu.

10. Numaralanmış
cümlelerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Fransa’da seksen yıldır sergilendiği Toulouse Müzesi
uzmanları tarafından yeniden incelenen ve bu inceleme sonucunda türünün en eski
üflemeli çalgısı olduğu keşfedilen 17 bin yıllık deniz kabuğu 1931’de
Pirenelerdeki bir avcı-toplayıcı mağarasında bulunmuştu.

B) 1931’de Pirenelerdeki bir avcı-toplayıcı mağarasında
bulunan, türünün en eski üflemeli çalgısı olan ve Fransa’da Toulouse Müzesinde
seksen yıldır sergilenen deniz kabuğunu yeniden inceleyen uzmanlar deniz
kabuğunun 17 bin yıllık olduğunu keşfetti.

C) Fransa’da seksen yıldır Toulouse Müzesinde sergilenen ve
1931’de Pirenelerdeki bir avcı-toplayıcı mağarasında bulunan deniz kabuğunu
yeniden inceleyen uzmanlar, deniz kabuğunun 17 bin yıllık ve türünün en eski
üflemeli çalgısı olduğunu keşfettiler.

D) 1931’de Pirenelerdeki bir avcı-toplayıcı mağarasında
bulunan ve Fransa’da Toulouse Müzesinde seksen yıldır sergilenen 17 bin yıllık
deniz kabuğunu yeniden inceleyen uzmanlar, bu inceleme sonucunda deniz kabuğunun,
türünün en eski üflemeli çalgısı olduğunu keşfettiler.

 

11. “Hem kemankeş
hem çilekeş” deyiminin artık gündelik hayatın içindeki konuşmalarda eskisi
kadar kullanılmadığını fark ediyorum. Bu deyim acılarla yaşayan ve sıkıntı
çeken insanlar için kullanılır. Atalarımız ok attıkları yayın kavisli kısmına
keman, yayı germeye yarayan ipe de kiriş veya çile demişlerdir. Dönemin
askerlerinin ağzından “Çok çile çektik vesselam! Biz ne çileler çektik.” sözleri
duyulduğunda aslında “Kirişe asıldık.” demek istedikleri ancak “çile” sözcüğünün
diğer anlamını da ima ettikleri anlaşılırmış.

Bu metnin anlatımıyla
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Tartışmacı bir anlatım vardır.

B) Karşılaştırma yapılmıştır.

C) Tanımlamaya başvurulmuştur.

D) Gözlemden yararlanılmıştır.

 

12. Gazeteci: Polisiye roman türünde
oldukça başarılısınız. – – – -?

Yazar : Hikâyeme
uygun polisiye olayları kendim kurguluyorum. Teknik ayrıntılar için adli tıp raporlarından
ve gazete haberlerinden yararlanıyorum. Bazen polis kaynaklarına geçmiş
olayları da inceliyorum.

Gazeteci: – – –
-?

Yazar: Hiç
kimsenin, yazarken kendini kısıtlamasından yana değilim. Ama benim için
vicdanım, yazarlığımdan önce geliyor. Çünkü ben aynı zamanda bir babayım, torun
sahibiyim ve arkadaşlarım var. Ben, suçluyu özendirici olmaktan uzak duruyorum.

Bu konuşmada boş
bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre sırasıyla aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?

A) • Romanlarınızı kurgularken yaşanmış olaylara ve gerçek
kaynaklara başvuruyor musunuz

• Eserlerinizde karakterlerin psikolojisini iyi
yansıttığınız biliniyor. Bu başarıyı neye borçlusunuz

B) • Polisiye roman yazarken teknik ayrıntılar ne kadar
önemlidir

• Gençler bazen suçluların dünyasından etkilenip onlara
özenebiliyor. Bu durum, yazarken sizi kısıtlıyor mu

C) • Romanlarınızı yazarken nasıl bir yöntem izliyorsunuz

• Polisiye romanlarda çoğu zaman suçlular kahramanlaştırılıyor.
Siz de romanlarınızda kahraman suçlular yaratıyor musunuz

D) • Polisiye roman yazarları için konu ve kaynak bulmak zor
mudur

• Sanatçıların, eserlerini yazarken yakın çevresindeki kişi
ve olaylardan etkilendikleri biliniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz

13. Kekova, bu
yaz tatilinde gezdiğim koylar içinde en güzel olanıydı.

Aşağıdakilerden
hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?

A) Bu yaz tatilinde gezdiğim Kekova kadar güzel bir koy yok.

B) Bu yaz tatilinde gezdiğim koylardan hiçbiri, Kekova kadar
güzel değildi.

C) Kekova, bu yaz tatilinde gezdiğim tek güzel koydu.

D) Kekova, bu yaz tatilinde gezdiğim en güzel koylardan
biriydi.

14. I. Misafirler
gittikten sonra babası bulaşıkları, annesi de evi süpürdü.

II. İlk gençlik yıllarında okunan kitaplar unutulmaz bu
yüzden hep saklarız.

III. Önümüze çıkan bütün engelleri aşarak bugünlere gelindi.

IV. Spora gidecek çocuklar için biraz zeytin, peynir biraz
da yumurta haşladım.

Numaralanmış
cümlelerin hangilerinde aynı tür anlatım bozukluğu vardır?

A) I ve II B) I ve IV C) II ve III D) III ve IV

 

Dört kişilik bir arkadaş grubu tabloda verilen roman ve şiir
kitaplarını belli bir sırayla dönüşümlü olarak okumuştur. Bununla ilgili
bilinenler şunlardır:

• Roman ve şiir kitaplarının dönüşüm sırası farklıdır.

• Kişiler ayda bir tane roman, bir tane de şiir kitabı
okumuştur.

• Bir kişi okuduğu romanı her seferinde aynı arkadaşına
vermiştir.

• Bir kişi okuduğu şiir kitabını her seferinde aynı
arkadaşına vermiştir.

Kişilerin yaptıkları aylık kitap okuma etkinlik çizelgesinin
ilk iki ayı şu şekildedir:

15. Bu bilgilere
göre, aşağıdakilerin hangisinde kişinin üçüncü ayda okuduğu kitap doğru verilmiştir?

A) Emrah – “Küçük Ağa” romanı                 B) Gizem – “Otuz Beş Yaş” şiir kitabı

C) Selda – “Sevgilerde” şiir kitabı               D) Ozan – “Çalıkuşu” romanı

 

16. Aşağıdaki
tabloda Ege ve Marmara bölgelerimizde yer alan bazı illerimizdeki “İyi Tarım
Uygulamaları” ile ilgili veriler bulunmaktadır.

Bu tablodan,

I. Marmara Bölgesi’nde, Ege Bölgesi’ne göre üretici başına
düşen üretim alanı daha büyüktür.

II. Marmara Bölgesi’ndeki illerde üretim alanı ne kadar
büyükse ürün miktarı o kadar fazladır.

III. Ege Bölgesi’nde dönüm başına düşen ürün miktarı,
Marmara Bölgesi’nden daha fazladır.

yargılarından
hangileri çıkarılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) II ve III

 

17. Aşağıdaki
cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) Balkonumuz bir uçtan bir uca hurdalarla dolu olduğu için
öyle oturulabilir bir yerde değil.

B) Türkiye’de çevrenin korunması amacıyla 11 Ağustos 1983
tarihinde Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir.

C) Yörede namı bilinen Çelikli Pehlivan, altmış beş yaşında
olmasına rağmen çok dinç görünüyordu.

D) Radyodaki ses mi beni etkiledi bilmiyorum, belki de
batmakta olan akşam güneşi…

 

18. “Ahmet yorgun
olduğu için bugün erkenden uyudu.” cümlesinde “uyudu” fiilini gerçekleştiren
özne (Ahmet) bellidir. Bu yüzden fiil, öznesine göre etken; nesne almayan bir fiil
olduğu için de nesnesine göre geçişsiz çatılıdır.

Buna göre
aşağıdakilerin hangisinde etken, geçişsiz bir fiil vardır?

A) Kimi insanlar sadece davranışlarıyla kimi insanlar da
konuşmalarıyla değerlendirilir.

B) Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar
vermeden yol almanın mümkün olduğunu.

C) Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin
durmasını beklemeye benzetilir.

D) En yükseğe erişmek için en aşağıdan başlayın.

 

19. Bilgi: Yer
tamlayıcısı cümlede yönelme (yaklaşma), bulunma (kalma), uzaklaşma (ayrılma)
bildirerek yüklemi tamamlar.

(I) Tropikal kuşaktaki okyanuslarda yılda ortalama 80 tropik
fırtına meydana gelir. (II) Koşullara göre, bu şiddetli fırtınalar kasırgalara
dönüşebilir. (III) Kasırgaların hızı saatte 119 km’yi aşabilir. (IV) Bu    nedenle, Afrika’nın batı kıyılarında oluşan
tropik bir fırtına Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarına ulaşabilir.

Bu parçadaki
numaralanmış cümlelerin hangisinde yer tamlayıcısı yoktur?

A) I         B) II        C) III       D)
IV

 

20. Akşamüstü
şehir her zamankinden gürültülüydü ( ) araç kornaları ( ) seyyar satıcı bağırışları
sarmıştı şehri ( ) Gençler meydanda hep bir ağızdan bağırıyorlar ( ) Uğurlar
ola ( )

Bu metinde yay
ayraçla boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden
hangisi getirilmelidir?

A) (;) (,) (…) (“) (”)

B) (;) (,) (.) (:) (!)

C) (:) (;) (…) (“) (”)

D) (:) (;) (.) (:) (!)

CEVAPLAR: 1.B 2.D 3.C 4.A 5.D 6.B 7.C 8.B 9.A 10.D 11.A 12.C 13.B 14.B 15.C 16.C 17.A 18.D 19.C 20.B

2022 LGS Türkçe Soruları Word İndir

İndir: 2022 LGS Türkçe Soruları (Word)

2021 LGS Türkçe Soruları (Word) İndir


Cover Image

2022 Edebiyat Soruları PDF

Şubat 22, 2023 Okuma süresi: 5 dakika
022 yılı AYT Edebiyat sınavı soruları

2022 yılında çıkmış AYT Edebiyat sınavı sorularını PDF formatında aşağıdaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. 

AYT sınavında Edebiyat dersinden 24 soru sorulmaktadır. Bu 24 sorunun dağılımı yıllara göre değişim göstermektedir. Ancak konu başlıkları aşağıdaki gibidir. 

  • Anlam Bilgisi
  • Dil Bilgisi
  • Güzel Sanatlar ve Edebiyat
  • Metinlerin Sınıflandırılması
  • Şiir Bilgisi
  • Söz Sanatları
  • Edebi Akımlar
  • Türk Edebiyatı Dönemleri
  • İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı ve Geçiş Dönemi
  • Halk Edebiyatı
  • Divan Edebiyatı
  • Tanzimat Edebiyatı
  • Servet-i Fünun Edebiyatı
  • Fecr-i Ati Edebiyatı
  • Milli Edebiyat
  • Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı
  • Dünya Edebiyatı

AYT Sınavı ile ilgili bilgiler de şöyle:

AYT Sınav süresi ne kadar? 

AYT saat 10.15’te başlayıp toplamda 180 dakika sürecek ve saat 13.15’te bitecek.

AYT’de kaç soru çıkıyor?

Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testinde (Türk Dili ve Edebiyatı 24 soru, Tarih/1 10 soru Coğrafya/1  6 soru) toplam 40 soru vardır. 

Sosyal Bilimler-2 Testinde (Tarih/2 11 soru, Coğrafya/2 11 soru, Felsefe Grubu (Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji, Mantık) 12 soru, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ya da ek olarak Felsefe Grubu soruları) toplamda 40 soru vardır. 

Matematik Testi de toplam 40 sorudan oluşurken, Fen Bilimleri Testi ( Fizik 14 soru, Kimya 13 soru, Biyoloji 13 soru) toplam 40 soruyu içerir. 

AYT tüm bölümlerle birlikte 120 sorudan oluşur.

AYT’ye girenler hangi testleri çözmeli?

Adayların tercih yapacakları puan türlerine göre çözmeleri gereken bölümler ise şöyledir; 

Sayısal adayları: Matematik + Fen Bilimleri 

Sözel Adayları: Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 + Sosyal Bilimler-2 

Eşit Ağırlık Adayları: Matematik + Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 

AYT Puanı nasıl hesaplanır?

AYT puanı hesaplanırken, adayların TYT puanının %40’ı, AYT puanının ise %60’ı baz alınır. 

TYT’de ders katsayıları değişmez. AYT’de sözel, sayısal ve eşit ağırlık olmak üzere 3 farklı alana göre puanlar hesaplanmaktadır. Bu nedenle her dersin kat sayısı alanlara göre farklıdır. 

2022 Edebiyat Soruları PDF İndir

Bunlar da dikkatini çekebilir:


Cover Image

Anlatım Bozukluğu Çıkmış Sorular 1 Çözümlü

Aralık 3, 2022 Okuma süresi: 50 dakika

“Sınıfa girer girmez insanı düşündüren, ilginç (I) sorular başlar. Çocukların düşüncelerine önem verince, şaşırtıcı (II) sorular peş peşe gelir. Bir anda büyür (III), küçücük (IV) çocuklar, mantıkları (V) ile kocaman olurlar.”
2. Yukarıdaki parçada altı çizilmiş sözlerden, bulunduğu yere göre anlamca en gerekli olanı hangisidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. (1982-ÖSS)


Çözüm: Paragraftan “mantıkları” sözcüğü çıkarsa hem anlam değişecek hem de anlatım bozukluğa neden olacaktır (…çocuklar ile kocaman olurlar.). Diğer sözcüklerin çıkması -bazı sözcüklerin çıkması anlamı daraltsa da- anlatım bozukluğuna neden olmayacaktır. Cevap E.


3. “Hiçbiri -Ali Suaivi’den başka- ülkede bu ayaklanmayı düşünmemiş, padişaha bağlılığı kutsal bir görev saymıştır.”
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak belirtilmiştir?
A) İkinci cümleciğin yükleminde özneyle uyum sağlanmamıştır.
B) Birinci cümlecikteki arasöz, gereken biçimde düzenlenmemiştir.
C) Birinci cümleciğin yükleminde özneyle uyum sağlanmamıştır.
D) Birinci cümlecikteki yüklemin sonuna “-dir” eki getirilmemiştir.
E) Her iki cümleciğin yüklemleri arasında olumluluk olumsuzluk bakımından uyum sağlanmamıştır. (1982-ÖSS)


Çözüm: Bu, öznesi ortak kullanılmış (hiçbiri) sıralı bir cümle. Ancak “hiçbiri” öznesi ikinci cümleye uymuyor. İkinci cümlenin öznesi “herkes” olmalıydı. “Hiçbiri” olumsuz, “herkes” ise olumlu cümlelerde kullanılır. Cevap A.


4. “Genç saçlarına ak düşmemiş, şiirimize, hikâyeciliğimize taptaze bir hava getiren isimlerdi bu saydıklarım.”
Bu cümlede hangi sözcükten sonra virgül (,) konursa anlam karışıklığı giderilmiş olur?
A) genç B) saçlarına C) hikâyeciliğimize D) getiren E) bu (1982-ÖSS)


Çözüm: Genç sözcüğünden sonra virgül konmazsa “saçlarına” sözcüğünün sıfatı olur. Ancak cümlede kastedilen bu değil o nedenle “genç” sözcüğünden sonra virgül gelmeli. Cevap A.


5. “Yazar, bu özü, birtakım ilkelerden, hazır formüllerden yola çıkarak değil, somut gerçeklerden, yaşanmış deneyimlerden yola çıkarak yeniden buluyor.”
Bu cümlede geçen kelimelerden hangileri atıldığında cümlenin anlamında hiçbir daralma olmaz? (1983-ÖSS)
A) bu – yeniden
B) ilkelerden – somut
C) birtakım – değil
D) yazar – gerçeklerden
E) hazır – yaşanmış


Çözüm: Hayat boyu edinilen bilgilerin tamamı, tecrübe anlamına gelen deneyim sözcüğü için “yaşanmış” sözcüğü gereksizdir. Benzer durum “hazır” sözcüğü için de geçerli. “Formül” sözcüğü cümlede “tutulan yol, yöntem” anlamıyla kullanılmış ki “hazır” sözcüğüne ihtiyacı yok. Cevap E.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili kelime çıkarılırsa cümlenin anlamı değişmez?
A) Ortaklar arasındaki mevcut ikiliği giderdik.
B) Parkın içindeki kurumuş ağaçları kestik.
C) Yokuşun dibindeki ahşap eve taşındık.
D) Babamla birlikte evdeki eski eşyaları dışarı taşıdık.
E) Gölün kıyısındaki yaşlı çınar ağaçlarının altına koştuk. (1983-ÖSS)

Çözüm: Cevap A. “mevcut” sözcüğü gereksiz kullanılmış. İlgili sözcük cümleden çıkarıldığında anlamda bir daralma olmuyor.

7. Aşağıdakilerden hangisi dil ve anlatım yönünden yanlıştır?
A) Yayınevinin çıkardığı bütün romanları alıyorum, okuyorum.
B) Bu koşullar içinde pek çok sanatçı olduğunu duyuyorum, görüyorum.
C) Bu konuda söylenenlere inanıyor, her yerde öne sürüyordu.
D) Geçen ay yayımlanan aylık dergilerin birinde okudum, gördüm.
E) Erken yatıp erken kalkmanın yararına inanırdı, herkesi de inandırırdı. (1983-ÖSS)


Çözüm: C’deki cümlenin ikinci cümlesinde nesne eksik. “Öne sürdüğü ne?” ya da “Neyi öne sürüyor?” sorularına cevap alamıyoruz. Cümle şöyle düzeltilebilir: Bu konuda söylenenlere inanıyor, işin aslını bildiğini her yerde öne sürüyordu. Cevap C.


8. “Cansız varlıkların ya da soyut kavramların çoğulları özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.”
Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır? (1983-ÖSS)
A) Köylüler, uzaktan uzağa bağrıştılar.
B) Dağlar, gün batımına doğru kızıllaştı.
C) Boksörler yaman dövüştüler.
D) Bu düşünceler, geçerliliğini çoktan yitirdi.
E) Bu tür duygular, gözlerimi yaşartırlar.


Çözüm: “Bu tür duygular, gözlerimi yaşartırlar.” cümlesinin öznesi soyut bir kavram ve çoğul halde (bu tür duygular) bu nedenle yüklem tekil olmalıydı. Cevap D


9. “Aldığı şehirlere Türkleri yerleştirmek suretiyle Türkleştirdi.” cümlesindeki anlatım pürüzü nasıl giderilebilir? (1984-ÖSS)
A) “şehirlere” yerine “şehirlerde” kelimesini getirerek
B) “Türkleştirdi” den önce, “insanları” kelimesini ekleyerek
C)”yerleştirmek suretiyle” yerine “yerleştirerek” kelimesini getirerek
D)”Türkleştirdi” yerine “Türkleştirildi” kelimesini ekleyerek
E) “Türkleştirdi”den önce, “oraları” kelimesini ekleyerek 


Çözüm: Cümlede nesne eksik. Nereyi Türkleştirdi, sorusunun cevabı yok. Bu nedenle cevap E olmalı.


10. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “daha” kelimesi çıkarılınca cümlenin anlamında daralma olur? (1984-ÖSS)
A) İstiyorsanız bir defa daha anlatayım.
B) Bilmiyorum, ben göreve daha yeni başladım.
C) Bekle, Müdür Bey daha gelmedi.
D) O zamanlar bu yol, şimdikinden daha kötüydü.
E) Görünüşüne bakma, daha altı yaşına yeni girdi.


Çözüm: Bu tür sorularda ilgili sözcüğü cümleden çıkararak anlamda bir daralma olup olmadığına bakmak gerekir. A şıkkında “daha” sözcüğü çıkarsa anlamın tamamen değiştiği açıktır. Cevap A


11. Bu kitap (I), yayınevimizin (II) ölümünün 10. yıldönümünde (III) ünlü şaire (IV) onun yüce anısına (V) armağandır. (www.yksedebiyat.org)
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için hangi kelime ya da kelime grubu çıkarılmalıdır? (1985-ÖSS)
A) l.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.


Çözüm: Cümle dikkatli okunduğunda tamlanan ekinin eksik olduğu görülebilir. Cümle şöyle olmalıydı: Bu kitap, yayınevimizin ölümünün 10. yıldönümünde ünlü şaire onun yüce anısına armağanıdır. → yayınevimiz-in armağan-ı-dır. 

Tamlayan durumundaki sözcük (yayınevimizin) ortadan kalkarsa anlatım bozukluğu da giderilmiş olacaktır. Cevap B


12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kendi” kelimesinin çıkarılması, anlatımda bozukluğa yol açmaz? (1985-ÖSS)
A) Bu ayrıcalığın sadece kendi için olduğunu sanıyorsa aldanıyor.
B) Kendi gibi gece gündüz çalışacak birini arıyor.
C) O da herkes gibi kendi hakkına razı olmalıdır.
D) Herkesi kendi gibi düşünmeye zorluyor.
E) Bu kez kendi değil, kardeşi gelmiş.


Çözüm: Bu tür sorularda ilgili sözcüğü cümleden çıkararak anlamda daralma olup olmadığına bakmak gerekir. C şıkkında “kendi” sözcüğü anlamı pekiştirmek için kullanılmış. Varlığı bir anlatım bozukluğu yaratmıyor ancak yokluğu da bir anlam daralmasına neden olmuyor. Cevap C


13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden “onu” kelimesi çıkarılırsa cümlenin anlatımı bozulur? (1985-ÖSS)
A) Çoğu zaman biçimsel özellikler üzerinde durur, az da olsa onu geliştirmeye çalışırız.
B) Bulunduğu çevreyi inceliyor, onu yazılarında gereç olarak kullanıyor.
C) Fıkranın geleneksel anlamını değiştirmiş, onu daha da zenginleştirmiştir.
D)Yazma sözünden ne anladığımı açıklamak, onu tanımlamak istiyorum.
E) Çevremizi duyu organlarımız yardımıyla tanır, onu bu organlarımızla öğreniriz.


Çözüm: Verilen cümlelerin hepsi sıralı cümle. Burada bakılması gereken “onu” sözcüğüne ikinci cümlede gerek var mı yok mu?
B’de — bulunduğu çevreyi inceliyor / kullanıyor (gerek yok)
C’de — fıkranın geleneksel anlamını değiştirmiş / zenginleştirmiştir (gerek yok)
D’de — yazma sözünden ne anladığımı açıklamak / tanımlamak istiyorum. (gerek yok)
E’de — çevremizi tanır / öğreniriz (gerek yok)
Cevap A


14. Bu ilaç, mide yanmasına sebep olmadığı gibi ne de asit – baz dengesi üzerinde herhangi bir olumsuz etkiye de yol açmaz.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir? (1986-ÖSS)
A) “ilaç” kelimesine “-m” eki getirilerek
B) “ne de” kelimeleri atılarak
C) “yol açmaz” yerine “sebep olmaz” denilerek
D) “olumsuz” kelimesi çıkarılarak
E) “ne de” kelimeleri “üzerinde” kelimesinin sonuna alınarak


Çözüm: “ne de” sözünün verdiği anlamı “sebep olmadığı gibi” sözü vermektedir. Bu nedenle cevap B.


15. Yoksul görünümlü biriydi bu. Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.
Yukarıdaki ikinci cümlede bir anlatım bozukluğu vardır. Bu bozukluk, aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir? (1986-ÖSS)
A) “kısa” yerine “kısaydı” getirilerek
B) “kısa’dan sonra “ve” ekleyerek
C) “kısa” yerine “ve” koyarak
D) “kısa”dan sonra “değil” ekleyerek
E) “boyu”dan sonra “da “ekleyerek


Çözüm: İkinci cümle sıralı bir cümle ve ek eylem ortak kullanılmış. Ancak ilk kısım olumlu sonraki bölüm olumsuz olunca anlatım bozukluğuna neden olmuş. Buna ek eylem eksikliği diyoruz. Cümle şöyle olmalıydı: Boyu kısaydı, bedeni de pek biçimli değildi. Cevap A


16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1986 -ÖSS)
A) Öğretmenin, öğrencilerinin aile durumları ile de ilgilenmesi gerekir.
B) Yazarlarımızın köy yaşayışına ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır.
C) Bir romancının şiirle ilgilenmesi sanatı için yararlı olur.
D) Kişilerin meslekleri dışında başka işlerle ilgilenmeleri onları dinlendirir.
E) Öğrencilerin iyi kitaplarla ilgilenmesini sağlamak bir eğitim işidir.


Çözüm: Cevap B, “….yaşayışına ilgilenmeleri” kısmı anlatım bozukluğuna neden olmuş. Cümle şöyle olmalıydı: Yazarlarımızın köy yaşamıyla ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır.


17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1986 – ÖSS)
A) Bu kadar yorgunluktan sonra iyi bir tatili hak etmişti.
B) Memur, dostça ve yumuşak başlılıkla cevap veriyordu.
C) Fotoğafçılıkla ilgili incelikleri ve teknik bilgileri bu kitapta bulabilirsiniz.
D) Ayrıca, ara sıra gözüme çarpan yanlışlıkları da belirttim.
E) Durmadan gazoz ve çekirdek yenilen bu yerden hemen uzaklaştım.


Çözüm: E’de “yenilen” sözcüğü hem gazoz hem de çekirdek için ortak kullanılmış. Cümle şöyle olmalıydı: Durmadan gazoz içilen ve çekirdek yenilen bu yerden hemen uzaklaştım. Cevap E


18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ise” kelimesine gerek yoktur? (1986 – ÖSS)
A) Mektup yazmış ise gelmekten vazgeçmiştir.
B) Bunun nedeni ise beni çok sevmemesidir.
C) Olayı ancak kendin gördün ise tanıklık yapabilirsin.
D) Bunu yapan o ise gidip kendisiyle konuşun.
E) Yanlış öğrenecek ise hiç öğrenmesin.


Çözüm: B’de “ise” sözcüğünün verdiği anlam cümlede mevcut. Cevap B.


19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “fazla” kelimesine gerek yoktur? (1986- ÖSS)
A) Güneşte fazla dolaşmayın.
B) Fazla kaleminiz var mı?
C) Buralara fazla yağmur yağmaz.
D) Bundan böyle, daha fazla erken kalkmalısın.
E) Fırını fazla ısıtmanıza gerek yok.

Çözüm: D’de “fazla” sözcüğünün gereksiz kullanıldığı açıktır.

20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “ben” kelimesi çıkarılınca anlam bozulur? (1986 – ÖSS)
A) En çok ben merak ediyordum.
B) Ben hemen evimize koştum.
C) Yarışta ben hepsini geçmiştim.
D) Ben 1963 yılında doğdum.
E) Ben geç geleceğini biliyordum.


Çözüm: Soruyu çözmek için cümleleri “ben” sözcüğünü çıkartarak okumak yeterli olacaktır. Cevap A.


21.” Ölçümlere ne zamandan beri başladınız?”
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (1987-ÖSS)
A) “ne zamandan beri” yerine “ne zaman” getirilmeli
B) “ne zamandan” yerine “hangi tarihten’ getirilmeli
C) “başladınız” yerine “başlıyorsunuz” getirilmeli
D) “beri” yerine “bu yana” getirilmeli
E) “başladınız” yerine “başlamıştınız” getirilmeli


Çözüm: “-den beri” edatı gereksiz kullanılmış. Cümlenin doğrusu, “Ölçümlere ne zaman başladınız.” olmalı. Cevap A


22. Bu sonuca ulaşılacağını belki de biliyor olmalılar.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (1987 -ÖSS)
A) “ulaşılacağını” yerine “ulaşılabileceğini” getirilmeli
B) “belki de” yerine “sanıyorum” getirilmeli
C) “ulaşılacağını” yerine “ulaşılmayacağım” getirilmeli
D) “biliyor olmalılar” yerine “biliyorlardır” getirilmeli
E) “olmalılar’ yerine “olabilirler” getirilmeli


Çözüm: Hem “…biliyor olmalılar.” ifadesi hem de “belki” sözcüğü olasılık bildiriyor. Cevap D.


23.Önümüzdeki haftanın programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık sayın seyirciler.
Bu cümledeki düşünme hatasını gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (1987-ÖSS)
A) “önümüzdeki” yerine “gelecek” kelimesi getirilmeli
B) “çalıştık” yerine “çalışıyoruz” kelimesi getirilmeli.
C) “hatırlamaya” yerine “tanıtmaya’ kelimesi getirilmeli
D) “önemli” kelimesi “bazılarını” kelimesinden önce getirilmeli
E) “sayın dinleyiciler” sözü cümle başına alınmalı

Çözüm: Anlatım bozukluğunu gidermek için “hatırlamaya” yerine “tanıtmaya” kelimesi getirilmeli. Çünkü hatırlamak eylemi geçmişe dönüktür. Cevap C

24. Shakespeare’in oyunları arasında en sık sahnelenen ve Türk seyircisi tarafından en çok benimsenenler arasında Hamlet ve Othello’dur.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (1987-ÖSS)
A) “en çok” sözü kaldırılmalı
B) “en sık” sözü kaldırılmalı
C) “ve” yerine “ile” kelimesi getirilmeli
D) “oyunları” sözünden sonra gelen “arasında” kelimesi kaldırılmalı
E) “Hamlet” sözünden önce gelen “arasında” kelimesi kaldırılmalı


Çözüm: “Hamlet” sözünden önce gelen “arasında” sözcüğü anlatım bozukluğuna neden olmuş çünkü sadece adı geçen iki oyuna gönderme yapılmış. Cevap D.


25. Bunun üzerine üyeler, bir an sessizlik içinde kaldılar ve herkes ellerini havaya kaldırarak söz istediler.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (1987-ÖSS)
A) “üyeler” kelimesi kaldırılmalı
B) “ve” kelimesi çıkarılıp, yerine virgül (,) konmalı
C) “herkes” kelimesi kaldırılmalı
D)”bunun üzerine” sözü “üyeler” kelimesinden sonra getirilmeli
E) “ellerini” kelimesi kaldırılmalı

Çözüm: “Herkes” sözcüğü birden fazla insanı kastetse de çokluk eki almamış, bu nedenle yüklemin tekil olması gerekir. Yüklem kalacaksa “herkes” sözcüğünün cümleden çıkarılması da anlatım bozukluğunu giderecektir. Cevap C

26.Aşağıdaki cümlelerden hangisinde, “yaklaşık” kelimesi yanlış kullanılmıştır? (1987-ÖSS)
A) Ev ona, yaklaşık hesapla otuz milyon liraya mal olmuştu.
B) Köy Ankara’ya yaklaşık olarak yetmiş kilometre uzaktaydı.
C) Doğup büyüdüğü kasabaya, yaklaşık on yıldır uğramamıştı.
D) Bu büyük apartmanlar, birbirine yaklaşık yapılmıştı.
E) Yaklaşık olarak üç metre kumaşın yeteceğini sanıyordu.

Çözüm: Yanlış anlamda kullanılan bir sözcükten kaynaklanan anlatım bozukluğu var. “Yaklaşık” değil “yakın” olmalıydı. Cevap D

27. İçtenlikle (I) söylüyorum: eğer (II) vapur biletini (III) almamış olsaydım, (IV) bu geziden (V) vazgeçerdim.
Bu cümleden altı çizili sözcüklerin hangisi çıkarılırsa cümlenin anlamı değişmez? (1988-ÖSS)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 

Çözüm: “…almamış olsaydım” sözü içinde zaten “eğer” anlamı var. “Eğer” sözcüğü cümleden çıkartılmalı. Cevap B.

28. Arkadaşım gördüklerini, duyduklarını gizli bir sırmış gibi yavaşça kulağıma fısıldadı.
Bu cümlede gereksiz kullanılmış iki sözcük aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir? (1988-ÖSS)
A) Arkadaşım – bir 

B) Bir – yavaşça 

C) Arkadaşım – gibi
D) Gizli – yavaşça  

E) Gizli – sırmış


Çözüm: Bu cümlede gereksiz kullanılmış iki sözcük var: gizli ve yavaşça. “Sır” zaten gizli olmalı yoksa sır olmaz. Fısıldamak eylemi için de “yavaşça” sözcüğü gereksizdir. Cevap D


29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1988-ÖSS)
A) Hastalığı nedeniyle bir süre geri hizmete alınması onu bir hayli üzdü.
B) Hemen getireceğini söyleyerek aldığı makası hâlâ geri iade etmemiş.
C) Onun, bu küçücük ricamı geri çevireceğini hiç sanmıyorum.
D) Bu işte geri planda kalmak istemem.
E) Olayın geri kalan bölümünü siz anlatın.


Çözüm: B’de “geri” sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. “İade etmek” zaten “geri vermek” anlamındadır. Cevap B.


30. Genç sanatçılara, yapıtlarının konularını seçerken nelere önem vermelerini anlatıyor.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “vermelerini” yerine “vermeleri gerektiğini” sözü getirilmeli.
B)”nelere” yerine “hangi noktalara” sözü getirilmeli.
C) “sanatçılara” yerine “sanatçıların” sözü getirilmeli.
D) “seçerken” yerine “seçmekte” sözü getirilmeli.
E) “anlatıyor” yerine “belirtiyor” sözü getirilmeli. (1988-ÖSS)


Çözüm: Cümlede eylemsi eksikliği var. Cümleye “vermelerini” yerine “vermeleri gerektiğini” sözü getirilmeli. Cevap A


31. Vergilerin yeni sisteme göre toplanacağını sağlayacaklar.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “göre” yerine “uyularak” sözü getirilmeli.
B) “toplanacağını” yerine “toplanmasını” sözü getirilmeli.
C) “yeni” den sonra “bir” sözü getirilmeli.
D) “sisteme” yerine “kurala” sözü getirilmeli.
E) “sağlayacaklar” yerine “sağlamalılar” sözü getirilmeli. (1988-ÖSS)


Çözüm: Cümledeki anlatım bozukluğu “…toplanacağını sağlayacaklar.” kısmında. “toplanacağını” sözcüğü isim-fiil olmalıydı. Cevap B.


32. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1988- ÖSS)
A) Okula başladığımızdan beri birbirimizden hiç ayrılmadık.
B) Okula başlayışımızdan beri birbirimizden hiç ayrılmadık.
C) Okula başlayalı beri birbirimizden hiç ayrılmadık.
D) Okula başlayışımızdan bu yana birbirimizden hiç ayrılmadık.
E) Okula başladığımızdan itibaren birbirimizden hiç ayrılmadık.


Çözüm: Cevap C. “Beri” sözcüğü gereksiz kullanılmış. “Başlayalı” sözcüğündeki zarf-fiil eki (-eli) cümleye zaten devamlılık anlamı katmaktadır. Bir de “beri” sözcüğü 
zaman anlamıyla kullanılacaksa -den eki ile kullanılmalıdır.


33. Ülkemizde başarıyla gerçekleştirilen bu tür ameliyatlarda, ölüm şansı, Amerika’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır.
Bu cümledeki bir sözcüğün yerinde kullanılmamasından doğan anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? (1989-ÖSS)
A) “tür” sözcüğü atılarak
B) “gerçekleştirilen” yerine “yapılabilen” sözcüğü getirile-rek
C) “yapılanlardan” yerine “yapılan ameliyatlarda” getirilerek
D) “ancak” sözü atılarak
E) “şansı” yerine “olasılığı” sözcüğü getirilerek


Çözüm: “Şans” sözcüğü olumlu cümlelerde kullanılır. Onun yerine “olasılığı” sözcüğü getirilmelidir. Cevap E.


34. Batı ve güney bölgeleri yağmurlu geçerken, öte yandan doğu ve kuzey bölgeleri soğuk geçer.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (1989-ÖSS)
A) “yağmurlu geçerken” yerine “ile” sözcüğü getirilmeli.
B) “geçerken” yerine “geçip” sözcüğü getirilmeli.
C) “öte yandan” sözü atılmalı.
D) “doğu ve kuzey” yerine “doğu ile kuzey” sözü getirilmeli.
E) “kuzey bölgeleri” yerine “kuzey bölgesi” sözü getirilmeli.


Çözüm: Cevap C. Cümlede “öte yandan” gereksiz çünkü cümledeki zarf-fiil (geçerken) bu anlamı zaten veriyor.


35. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1989-ÖSS)
A) Önemsiz şeyler üzerinde boşu boşuna zaman harcadı.
B) Görüşleri doğru ya da yanılmış olabilir.
C) Dünyada kaç tür olduğu bilinmemektedir.
D) En çok tartışılan konulardan biri de müziktir.
E) Doğanın kış aylarında başka bir çekiciliği vardır.


Çözüm: B’de hata var. Cümlede iki ayrı şey ifade edilmiş: 1. Görüşleri doğru olabilir. 2. Görüşleri yanılmış olabilir. Görüldüğü gibi ikinci kısma “görüşleri” sözcüğü uymuyor. “Görüşleri” yerine “”görüşlerinde” sözcüğü getirilebilir. Cevap B.


36. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1990-ÖSS)
A) Burada, en çok eski arkadaşlarımı arıyor, özlüyorum.
B) Konunun az bilinen bir yönüne ışık tutuyor, aydınlatıyor.
C) Yeni çıkan kitapları alıyor, hemen okuyorum.
D) Gezilerinde yeni yerler görüyor, değişik insanlar tanıyor.
E) Yaptıklarını yeterli bulmuyor, eleştiriyor.


Çözüm: B’de nesne eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu var. Cümle şöyle olmalıydı: Konunun az bilinen bir yönüne ışık tutuyor, konuyu aydınlatıyor. Cevap B.


37. Bu yasadan, özel ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
A) “yasadan’ dan sonra “bütün” sözcüğü getirilerek
B) “ve” sözcüğü kaldırılarak
C) “ve” yerine, “kuruluşlarla” sözcüğü getirilerek
D) “çalışanlar”dan sonra “kesinlikle” sözcüğü getirilmeli
E) “yararlanacak” yerine “yararlanabilir” sözcüğü getirilerek (1990 -ÖSS)


Çözüm: Cümlede tamlama yanlışlığı var. Biri sıfat (özel) diğeri isim (kamu) olan sözcükler ortak tamlanana bağlanmış. Daha açık söylemek gerekirse “kamu kuruluşları” oluyor ama “özel kuruluşları” olmaz. Cevap C.


38. Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir?
A) “sara nöbetlerine” sözü ile ”ölüme” sözcüğü yer değiştirilerek
B) “yol açabilir” yerine “neden olabilir” sözü getirilerek
C) “sara” sözcüğü kaldırılarak
D) “zarı” yerine “zarının” sözcüğü getirilerek
E) “edilmezse” yerine “edilmediğinde” sözcüğü getirilerek (1990-ÖSS)


Çözüm: Cümlede sara nöbetinin ölümden kötü olduğu gibi bir anlam çıkıyor. Bu nedenle iki kısım yer değiştirilerek mantık hatası ortadan kaldırılabilir. Cevap A.


39. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ilk kez” sözü gereksiz kullanılmıştır?
A) Onu ilk kez bu kadar üzgün görüyordum.
B) Uçağa ilk kez bineceği için çok heyecanlıydı.
C) Bu kıyı kasabasına ilk kez gidiyordum.
D) Böyle bir yarışmaya ilk kez katılıyorum.
E) Onunla ilk kez bir arkadaş toplantısında tanıştık. (1990-ÖSS)


Çözüm: E’de “ilk kez” gereksiz kullanılmış çünkü tanışmak eylemi sadece bir kez olur. “İlk kez” cümlede kalacak ise “tanışmak” yerine “görüşmek” eylemi kullanılabilir. Cevap E.


40. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden altı çizili sözcük çıkarılırsa cümlenin anlamında bir değişme olmaz?
A) Buradaki gerçek, kanımca sanat gerçeğidir.
B) Her şey sanki aynı anda olup bitiyor gibidir.
C) Bunun nereden kaynaklandığını kestirmek oldukça zordur.
D) Oyunda ayrıca, gülünç bulunabilecek mantıksızlıklara rastlanıyor.
E) Yaşamdaki gerçek ile sanattaki gerçek çoğunlukla aynı değildir. (1990-ÖSS)


Çözüm: B’deki cümlede “gibi” sözcüğü “sanki” sözcüğünün anlamını verdiği için “sanki” cümleden çıkmalıdır. Cevap B.


41. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1991 -ÖSS)
A) Tiyatrolarımızda bu ay, on yeni oyun sahnelemeyi düşünüyoruz.
B) Müzik alanında çok önemli bir yeri olan bu festivalin yaşatılması gerekir.
C) Bu sanatçıların çalışmaları üç yıldır ilgiyle izlenmektedir.
D) Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.
E) Edebiyatını ve balesini tanıdığınız bu ulus, ya kında resimde de varlığını gösterecektir.

Çözüm: Cevap D. “Kültürel” ve “sanat” sözcükleri için tamlanan ortak kullanılmış. Ancak biri sıfat diğeri isim tamlaması. Cümle şöyle olmalıydı: Şehrimizde çeşitli kültürel etkinlikler ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.

42. Hitit tabletlerinde orman kelimesinin adı sık sık geçmektedir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? (1991 -ÖSS)
A) “sık sık” sözü atılarak
B) “kelimesinin” yerine “kelimesi” sözcüğü getirilerek
C) “geçmektedir” yerine “geçer” sözcüğü getirilerek
D) “kelimesinin adı” yerine “kelimesi” sözcüğü getirilerek
E) “tabletlerinde” yerine “tabletlerindeki” sözcüğü getirilerek


Çözüm: Cevap D. “Adı” sözcüğü gereksiz kullanılmış. Cümle şöyle olmalıydı: Hitit tabletlerinde orman kelimesi sık sık geçmektedir.


43. Ona, buraya gelmeden önce mi sonra mı telefon ettin?
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “ona” sözcüğü, “sonra mı” sözünün arkasına getirile-rek
B) “buraya” sözcüğü kaldırılarak
C) “gelmeden” yerine “gelince” sözcüğü getirilerek
D) “mi” yerine “veya” sözcüğü getirilerek
E) “önce mi” den sonra “geldikten” sözcüğü getirilerek (1991-ÖSS)

Çözüm: Cevap E. Zarf fiil olan “gelmeden” sözcüğü hem “önce” hem de “sonra” için ortak kullanılmış. Cümle şöyle olmalıydı: Ona, buraya gelmeden önce mi geldikten sonra mı telefon ettin?

44. (l) Ankara’da bahar, kırkikindi yağmurlarıyla başlar. (II) Öğleden sonra birdenbire gökyüzü kararır şimşekler çakar, yağmur boşanır birden. (III) Sonra gökyüzü aydınlanır; ağaçlar daha yeşil, sokaklar daha temiz görünür. (IV) Havada taze bir esinti ve toprak kokusu kaplar ortalığı. (V) Çiçeğe duran tomurcuklar patlar, tepeden tırnağa baharı yaşamaya başlar ağaçlar. (1991 -ÖSS)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.


Çözüm: Cevap D. 1.hata, tamlama yanlışlığıdır. “esinti” ve “toprak” bağlaçla bağlandığı için “kokusu” ortak tamlanan olarak duruyor. “…esinti kokusu” olamayacağı için ikisi yer değiştirilmeli. 2.hata “havada” sözcüğünün kullanılmasıdır. Cümle şöyle olabilirdi: “Taze bir esintiyle toprak kokusu kaplar ortalığı.


45. (l) Dil insanların birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlayan bir araçtır. (II) Toplumsal yapıya bağlı olarak sürekli gelişir ve değişir. (III) Bunun doğal bir sonucu olarak da dilde durmadan yeni kavramlar ortaya çıkar. (IV) Bu kavramları karşılamak için yeni sözcükler yaratılır. (V) Yeni sözcükler yaratmak için her ulus, dilinin sunduğu olanaklardan yararlanma yoluna gitmesi gerekir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1992-ÖSS)
A) I.  B) II.  C) III.  D) IV.  E) V. 


Çözüm: Cevap E. Cümlede, tamlayan ekinin eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu var. Cümle şöyle olmalıydı: “Yeni sözcükler yaratmak için her ulusun dilinin sunduğu olanaklardan yararlanma yoluna gitmesi gerekir.”


46. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1992-ÖSS)
A) İlkbaharda, sabahları bülbül sesleriyle uyanırdım.
B) Sokağa bakan, küçük ama şirin bir evimiz vardı.
C) Mahallenin çocukları çoğunlukla bizim bahçede oynarlardı.
D) O yıllarda ben otuz, o ise otuz beş yaşlarındaydı.
E) Komşularımızla sık sık birbirimize gider gelirdik.


Çözüm: Cümlede yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu var. Doğrusu şöyle olmalı: O yıllarda ben otuz yaşındaydım, o ise otuz beş yaşlarındaydı.


47. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1992-ÖSS)
A) Sabahları durağa kadar yürüyor ve otobüse biniyorum.
B) Konuşmacının düşüncelerine katılıyor ve destekliyorum.
C) Bu dergiyi ilk yayımlandığı günden beri alıyor ve zevkle okuyorum.
D) Televizyondaki açık oturumları beğeniyor ve sonuna kadar izliyorum.
E) Akşamları, bir süre çalışıyor ve sonra dinleniyorum.


Çözüm: İkinci cümlenin nesnesi eksik. Şöyle olmalıydı: Konuşmacının düşüncelerine katılıyor ve konuşmacıyı (onu) destekliyorum.


48. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (1992-ÖSS)
A) Düşüncelerini yazıyla değil, sözle anlatmayı seviyordu.
B) Önerilerimizi dinliyor ne var ki onların hiçbirini uygulamıyordu.
C) Sağlık durumlarının iyi ancak çok yorgun oldukları görülüyordu.
D) Gazetesini sürekli yanında taşıyor ama bir türlü okumaya fırsat bulamıyordu.
E) Bu konuda bilgi sahibi olmasına karşın, görüşlerini belirtmekten kaçınıyordu.


Çözüm: Cevap C. Eylemsi eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu var. Cümle, “Sağlık durumlarının iyi olduğu ancak çok yorgun oldukları görülüyordu.” şeklinde düzeltilebilir.


49. Kendisine (I) söylenen bu sözü duyar duymaz (II) oturduğu (III) yerden (IV) ayağa (V) kalktı, kürsüye yöneldi.
Bu cümlede, altı çizili sözcüklerin hangisi gereksiz kullanılmıştır? (1992 -ÖSS)
A) I  D) II.  C) III.  D) IV  E) V.


Çözüm: “..ayağa” sözcüğü gereksiz kullanılmış. “…oturduğu yerden kalktı” ifadesi zaten o anlamı veriyor. 


50. Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de…
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle anlatım bakımından bozuk olur? (1992 – ÖSS)
A) yeşil alanların azlığındandır.
B) motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazlarıdır.
C) sanayi kuruluşlarının kent içinde bulunmasıdır.
D) ısınmada kükürt oranı yüksek olan kömür kullanılmasıdır.
E) çarpık yapılaşmanın, hava dolaşımını engellemesidir.


Çözüm: Cevap A. “Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil alanların azlığındandır.” Cümle böyle olursa gereksiz ek kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu olur. Doğrusu “…azlığındandır” değil “azlığıdır” olmalıydı.


Cover Image

Paragrafta Yapı Çıkmış Sorular 3

Ekim 7, 2022 Okuma süresi: 14 dakika
(I) Geçmiş çağlardan günümüze kalan büyük yapıtlar, örneğin Tolstoy’un Savaş ve Barış, Stendhal’ın Parma Manastırı, Dostoyevski’nin Budala adlı yapıtları çağlarının birer tanığıdır. (II) Ama yazarlar bu yapıtları çağın tanığı olmak isteğiyle yazmamıştır. (III) Çağlarının havasını kendi kişiliklerinde erittiklerinden ister istemez çağın etkileri yapıtlarında belirir. (IV) Ne var ki çağına tanıklık etmenin çeşitli yolları vardır. (V) Bu yollara başvurulmadan yazılanlar bu işlevi yerine getiremez, kısa zamanda unutulur, öte yandan yaratma isteğiyle yazılan yapıtlarsa kalıcılığa ulaşır.
2. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Kızıl ve Kara’yı okuyan günümüz insanının, Napolyon çağının anlayışını bu kitapta bugün de bulması, yapıtın kalıcılığını sağlayan sanatsal ve dilsel değerinin bir göstergesidir.” cümlesi getirilebilir? (2010)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da gizli bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üzerinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. —-? Kıskanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, alacağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele vererek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı yararlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken nedir bu yok edici yarış?
3. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2011)
A) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden çıkarmaz mı
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şairler arasında
C) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
D) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu izlenimi yaratılıyor
E) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler kullanırlar mı

“Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak okuduğun yazılar hangisidir?” diye sorsalar hiç düşünmeden, “Belli bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır.” derim. Sorun belki de bendedir ama bu tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyorum. Tanıtımı yapan iyi niyetli yazar, genellikle ilgili şairin söz konusu kitabındaki dizelerden esinle bir şeyleri duyumsatmaya, şairin şiir dünyasına kendisi ile birlikte katılmaya çağırır bizi. Kendince eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya çabalanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap, okurca önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine aldığı işi gerektiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi oluşturulamaz çoğu zaman. —-.
4. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2013)
A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren etkenler üzerinde de durulmalıdır
B) Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleştirecek açıklamalara yer verilmelidir
C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan sorunlarla şişirildiği için ilginçliğini yitirir
D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır
E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlamsız ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar

I. Galileo, Rönesans ile Aydınlanma’nın etkilerinin gözle görülür hâle geldiği bir dönemde yaşadı.
II. Bu dönem sadece siyaset, sanat ve din alanlarında değil, bilim alanında da ciddi bir yenileşmenin yaşandığı, doğayı matematikle kavramanın daha temel bir yaklaşım hâline geldiği bir dönemdi.
III. Matematik giderek Galileo için yaşamın bütün gizlerini açabilecek bir anahtar hâline geldi.
IV. Tıp okumak üzere gönderildiği üniversitede, tıp yerine matematiği yeğlemesi, Galileo’nun bütün yaşamını belirleyecek bir sürecin başlangıcı oldu.
V. Bu, bilimsel çalışmalarına da yansıdı ve fizik biliminin hem matematikselleşmesinde hem de modern biçimine kavuşmasında büyük rol oynadı.
5. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? (2014)
A) I ile IV  B) II ile III  C) III ile IV  D) III ile V  E) IV ile V

(I) Özgün imgelerle şiir yazılması ve ozanın o imgelere yaslanarak sesini bulması, kuşkusuz başarıdır. (II) Ama bence, imgesiz, olağan bir içerikle sadece bilgi veren gelişigüzel bir özden şiir üretmek daha büyük bir başarıdır. (III) Çünkü böyle bir şiirde imgeler dünyasına sığınmak söz konusu değildir. (IV) Ama bunu da aşan bir başarı yok mudur? (V) Bana sorarsanız var: O da, o güne dek eskitilmiş, ağızlarda sakız olmuş, bayağı diyebileceğimiz bir içeriği şiire dönüştürmek olsa gerek.
6. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Büyüyü oluşturan, salt, sözcüklerin dizimidir.” cümlesi getirilmelidir? (2015)
A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

Durmadan artıyor edebiyata ilişkin tutarsızlıklar. —-. Bir yandan da belgesiz savlar, yanlış anlamalar, aldatıcı ön yargılar kaplıyor ortalığı.
7. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2016)
A) Şiir, hikâye ve roman okuyanların sayısı büyük bir hızla artıyor
B) Yazarın kimlik arayışını doğal olarak bu arayışın bunalımı izliyor
C) Masum umutlarla yola çıkmış yeni kalemler yaşatıyor dergileri
D) Yazarların magazin programlarına nesne olacağı günler geliyor
E) Kitap satışları ve dergi abonelikleri gün geçtikçe düşüyor

I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü bu.
II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis, duman ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın silo şeklindeki dev bacaları hafızalarımızı yokluyor.
III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saatlerinde Safranbolu’dayız.
IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa fabrikayı geçtikten sonra Karabük şehir merkezine giriyoruz.
V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısaca bahsetmek istiyorum.
8. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? (2016)
A) I.  B) II.  C) III.  D) IV.  E) V.

(I) Bir süredir takip ettiğim eleştirmen, eser değerlendirmelerinde genellikle nesnel ölçütler kullanmıyor. (II) Bir eser hakkında ulaştığı yargılar havada kalıyor. (III) Bir gün beğendim dediğine başka bir gün beğenmedim demesine, bu yüzden şaşırmıyorum. (IV) Okur, bunları örnekleriyle görmek ister. (V) Ne var ki son zamanlarda dergiler, eleştiri dünyasına hiçbir katkısı olmayan yazılarla dolu.
9. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Oysa gerçek eleştirmen eserle ilgili yargılarını gerekçelere dayandırır.” cümlesi getirilmelidir? (2017)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Dinlemeyle ilgili bütün incelemeler, dinleyicinin, mesajın içeriğine odaklanmasının önemine işaret eder. (II) Çoğu zaman konuşmacıyı dinlemez yalnızca dinlemiş gibi görünürler. (III) Buna karşılık iyi dinleyiciler söylenen her şeyde ilginç ve faydalanılacak bir şey bulmaya çalışırlar. (IV) Burada benim ihtiyacım olan hangi bilgiler var? (V) Söylediklerinde yeni bir şey var mı? (VI) Bu tür sorular bizim ana yoldan ayrılmamamızı sağlar.
10. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, “Fakat kimi dinleyiciler bir konuşmacının mesajını aktarmasına nadiren fırsat verirler.” cümlesi getirilmelidir? (2017)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Bir anaokulundaki çocukların ebeveynleri, bazen işleri nedeniyle çocuklarını okulun kapanma saatinden sonra almaya gider. Böyle zamanlarda okul personelinden bazıları çocuklarla birlikte beklemek zorunda kalır. Bu durum birtakım sorunlara yol açar. Yöneticiler de çözüm olarak geciken ebeveynlere bir yaptırım uygulamaya karar verir. Ancak bir süre sonra ailelerin daha çok gecikmeye başladığı görülür. Çünkü aileler artık cezalarını çektikleri için kendilerini rahat hisseder.
Diğer bir deyişle —-.
I. daha önce yaşadıkları mahcubiyet duygusundan uzaklaşarak kendilerini haklı gördükleri bir konuma gelirler
II. okulda bekleyen çocukların aileleri davranışlarıyla cezalardan hoşnut olmadıklarını gösterirler
III. yöneticiler uyguladıkları yöntemle asıl cezayı ailelere değil, okul personeline verdiklerini fark ederler
11. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? (2018)
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

—-. Bütün yapıtlar kendilerinden önceki yapıtlarla yapılmış bir konuşmanın izlerini taşır. Dostoyevski İnsancıklar’da Gogol’la tartışır. Kafka, Dönüşüm’de Dostoyevski’nin elli yıl önce sorduğu soruyu, “İnsan mıyım, yoksa böcek mi?” sorusuyla cevaplar. Oğuz Atay romanlarını yaralı Don Kişotların, yeraltında yaşayanların, hamam böcekleri ve metamorfozların yankılandığı bir vadide yazar.
12. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2019)
A) Hiçbir yapıt boşluğa doğmaz; akan nehre sonradan eklenir
B) Hemen her anlatı çoktan kabul edilmiş doğruların üzerinde yükselir
C) Her yazar kendinden önce düğümlenmiş metinlerin ilmeğini çözer
D) Her yapıt, olay örgüsü açısından biricik olma idealiyle yola çıkar
E) Edebî yapıtlar, yazarının iç hesaplaşmalarının yansıdığı bir aynadır

(I) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak, eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa sürse de eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin küçümsendiği dönemler olmadı değil. (III) Ama çağdaş şiirimiz, edebiyatımızın çok daha eski dönemlerinin güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman etkilendi. (IV) Sanatçılar, divan edebiyatı ve halk edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen örtülü olarak bazen de açıkça taşıdı. (V) Hatta bunların arasında çağdaşlıklarından hiçbir şey yitirmeden divan şiiri tarzında yazmayı deneyenler de oldu.
13. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Eski şiire özgü üslubun çağdaş şiirde kullanılıp kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi.” cümlesi getirilebilir? (2020)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Sinema ve spor dendiğinde akla gelen başarılı filmler yok mudur? Olmaz olur mu! Zaman zaman usta yönetmenler bu konudaki klişeleri aşıp sporu filmlerine ustaca yerleştirmişlerdir. Mesela Fabri’nin unutulmaz filmi Cehennemde İki Devre bunlardan biridir. Bu önemli film, savaş sırasında bir Alman toplama kampında, kamp yöneticileriyle tutsaklar arasındaki bir futbol maçının, tutukluların kaçması için bir fırsata dönüştürülmesini ustaca anlatır. —. Buna benzer şekilde unutamadığım diğer bir film de Hitchcock’un Trendeki Yabancılar’ı ve bu filmin ünlü tenis sahnesidir.
14. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2020)
A) Ama spor, yalnızca izleyiciyi kendine çekmek için futbolun geriliminden ve çalımından ibaret bir etkinlik değildir
B) Sinema izleyicisinden çok futbol meraklılarının ilgisini çeken bu tarz filmlerin popülerleşmesi doğaldır
C) Bu filmi izleyenler sadece bir filmin değil aynı zamanda bir futbol maçının heyecanını içlerinde duyar
D) Film yorumcuları kadar spor eleştirmenlerinin de eleştirdiği film gerçekçilikten uzak bulunmuştur
E) Spor ve sinema ilişkileri üstüne bir yazı yazmak için aslında ikisinin de iyi bir izleyicisi olmak gerekiyor

I. Roket kullanmadan uzay deneyimi yaşamak isteyen Eustace, basınçlı bir uzay kıyafeti giymişti ve ince bir polietilen balonun altına asılıydı. II. İlkin gevşek bir dörtgen hâlinde göğe doğru yükseldi sonra pürüzsüz ve şişkin bir damla biçimi aldı. III. Eustace hedefine yani gezegen yüzeyinden 25 mil yüksekliğe ulaştığında ise balon; futbol stadı büyüklüğünde, ışıl ışıl parlayan, kusursuz bir küreye dönüştü. IV. Balon göğe sorunsuzca yükselirken içindeki helyum gazı genişlemeye başladı ve kat ettiği her mesafede balonun şekli değişti. V. Geçtiğimiz ay 57 yaşındaki Alan Eustace, kayış gıcırtısı dışında hiçbir ses çıkarmadan New Mexico Çölü’nden gökyüzüne doğru hareket etti.
15. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? (2022)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V


Cover Image

Paragrafta Yardımcı Düşünce Çıkmış Sorular

Ekim 7, 2022 Okuma süresi: 13 dakika
Yaşamdan yola çıkmayan, sığ, okuma tembelliğine yol açan, yaratma cesaretinden yoksun ve ders veren anlatılar, romansal düşüncenin askıya alındığı ucuz bir bildiricilik durumundan öteye geçemez. Bu anlatılar; insanı, onun acılarını, çelişkilerini derinlik ve incelikle yansıtıp dile getirmeyi kesinlikle başaramaz. Bu yüzden her nitelikli gerçek yazınsal yapıt, özellikle kişinin varoluşsal hâllerini anlatmalı. Böyle bir anlatımdan yoksunsa o, gerçek bir yapıt sayılamaz.
2. Bu parçadan kimi yazınsal yapıtlarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine varılamaz? (2012)
A) Öğreticilikten uzak olmalıdır.
B) İnsan yaşamını değişik boyutlarıyla kuşatmalıdır.
C) Anlatıcı kendini gizlemelidir.
D) Yaşananlara yeni biçimler kazandıran sanatsal bir doku taşımalıdır.
E) Okuyanı düşündüren, etkileyici bir söylemle biçimlendirilmelidir.

Her dize veya her satır, yazıldığı andan başlayarak insanlara gönderilmiş bir ileti niteliği taşır. Üreten kişinin, onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır. Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine de geçebilir. Bu son durumda, yeniden üretme söz konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir edebî değer taşıması koşuluyla.
3. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? (2013)
A) Yazarlar, okurları yönlendirmemelidir.
B) Farklı okuyucular yazarın anlatmak istediğini kendilerince yorumlayabilirler.
C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım gizler içerir.
D) Okurun bir eser karşısındaki tutumu, birikimiyle ilgilidir.
E) Bir metnin, okur tarafından değerlendirilebilmesi için sanatsal nitelikler barındırması gerekir.

Çevresi acılar içinde kıvranırken sanatçının, mutluluk şarkıları söylemeye dili varmaz. Bütün acıları kendi acısı bilmeyen kişiye sanatçı denemez. Romantizmin “En iyi yazar, kuş gibi öten yazardır.” görüşünü Sartre, elinin tersiyle iterek şöyle der: “Yazar kuş değildir.” Evet, yazar kuş değildir. Yazar niçin yazdığını bilmek zorundadır. İnsan olmanın bir gereğidir bu.
4. Bu parçadan hareketle sanatçılarla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? (2015)
A) Toplumun bütün acılarını kendi yüreğinde duymalıdır.
B) Toplumdaki gelişmelere ve değişmelere kayıtsız kalmamalıdır.
C) Her zaman gerçekçi olmalı ve neyi, hangi nedenle söylediğini bilmelidir.
D) Toplumun sıkıntılarını unutturmak için umut dolu şeyler söyleyebilmelidir.
E) Öncelikle içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olduğunu unutmamalıdır.

Hiç kimse yalancı veya sahtekâr olmak istemez. Fakat başkalarıyla iletişimimizde, içimizden geçenleri olduğu gibi açıkça söylersek iç dünyamızın reddedilme tehlikesini de göze almışız demektir. Herkes, her yerde ve her zaman bu riski göze alamaz. Onun için çoğu kez maskelerimizin arkasına sığınıp bir korunma davranışı içine gireriz. Bunu öylesine sık yaparız ki bu göstermelik davranışımız bizim artık ikinci doğamız olur.
5. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? (2016)
A) Bizim dışımızdaki insanların gerçek düşüncelerimizi bilmesini istemeyiz.
B) İç dünyamızı, farklı davranışlarla başkalarından saklamaya çalışırız.
C) Başkalarına baskı uygulayarak eleştirilmekten kurtulacağımızı sanırız.
D) Eksik ve noksanlarımızın başkaları tarafından bilinmesinden hoşlanmayız.
E) Dışlanmaktan korktuğumuz için olduğumuzdan farklı görünmeye çalışırız.

Günümüzde kara parçalarının sekizde biri gibi önemli bir kısmı koruma altına alınmış durumdadır. Dünyada yüz binin üzerinde koruma alanı bulunmaktadır. Bunların kapladığı alan, Çin ve Hindistan’ın toplam büyüklüğüne eşittir. Bu alanların tarihte hiç görülmediği kadar büyük olması, yaşama alanlarını korumanın bir zorunluluk olduğu anlayışının geliştiğine işaret ediyor. Dahası bu genişleme, endüstriyel gelişmeye de bir engel teşkil etmiyor. Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği, bir raporunda yaşam alanlarını koruma altına almayı, doğanın korunmasına yönelik yapılmış en önemli yatırım olarak gösteriyor.
6. Bu parçada koruma alanlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? (2017)
A) Dünyanın dikkate değer bir bölümünü içine aldığına
B) Doğayı korumada uygun bir yol olarak görüldüğüne
C) Sanayi üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmadığına
D) Toplumların geçmişte bu konuya önem vermediğine
E) Dünyayı koruma gerekliliğinin bir sonucu olduğuna

“Bir ülkenin uygarlık düzeyi o ülkenin kâğıt tüketimi ile ölçülür.” diye bir söz hatırlıyorum. Bana göre bu düşünce artık geçerliliğini kaybetti. Çünkü bugün kitap yazmak ve yayımlamak kâğıt kullanmadan da mümkün. İleride ne olacağı bilinmez ama şimdilik basılı ve elektronik kitaplar varlığını birlikte devam ettiriyor.
7. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? (2018)
A) Uygarlık üretme ve yayma aracı olan kâğıt, işlevini günümüzün teknolojik imkânlarıyla paylaşarak sürdürmektedir.
B) Uygarlığın önemli ögelerinden olan kâğıdın tüketimi ile üretimi arasındaki denge gelişmişlik göstergesidir.
C) Uygarlığın gelişimi ve yayılımı ile kâğıt tüketimini ilişkilendirmenin ne kadar doğru olduğu bugün açıkça görülmektedir.
D) Uygarlığı yalnız kâğıt üzerinden ölçmeye çalışmanın ne denli sığ bir düşünce olduğu yaygın olarak bilinmektedir.
E) Uygarlığın günümüzde ulaştığı nokta, elektronik kitap çağının kapılarını sonuna kadar açmaktadır.

Makber Türk şiirinin önemli örneklerinden biridir. Abdülhak Hamit bu şiiri eşinin ölümünün ardından, 1885 yılında yazmıştır. Eser, sevdiğinin ölümünü görmekle felakete uğramış bir insanın duygularını, okura büyük bir samimiyetle yaşatır. Makber’den kısa süre sonra, yıl bitmeden yazdığı Ölü adlı eserinde de konu ve ruh Makber’in aynısıdır. Ancak Makber’de başını bulutlara ve kayalara çarparak uçurum karanlıkları içinde şimşekler çaktıran yaralı kartal, burada geniş halkalar çevirerek ağır ağır süzülür. Makber bir feryattır. Ölü’de sükût ve düşünüş vardır. Sanki bu eserin mısraları düşünce hâline gelmiş gözyaşlarıdır.
8. Bu parçadan hareketle Makber ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (2019)
A) Ölü adlı şiir ile aynı yıl yazıldığı
B) Okuyucuda duygusal karşılık bulduğu
C) Kısa süre içinde kaleme alındığı
D) Bir kaybın yarattığı acıyı işlediği
E) Yazarın taşkın ruh hâlini yansıttığı

Özgün resimler, yeniden canlandırmanın hiçbir zaman olamayacağı ölçüde sessiz ve dingindir. Bu bakımdan yeniden canlandırmayla karşılaştırılamaz. Çünkü özgün resimde sessizlik ve dinginlik asıl malzemenin, boyanın içine sinmiştir; insan boyada ressamın resmi yaptığı andaki hareketlerinin izlerini görebilir. Bunun, resmin boyanmasıyla insanın ona bakması arasındaki zaman aralığını kapatmak gibi bir etkisi vardır. Bu özel anlamda tüm resimler çağdaştır. Resimlerin çağlarının tanıkları olma özelliği buradan gelir. İçinde yaşadıkları tarihsel an orada, gözümüzün önündedir.
9. Bu parçadan hareketle özgün resimlerle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? (2020)
A) Kendine has bir yapım sırrına sahiptir.
B) Sanatçının tecrübelerinin ürünüdür.
C) Zamanın sınırlarını aşan bir gücü vardır.
D) Oluşturulduğu dönemin izlerini taşır.
E) Yaratıcısının tekniğini görünür kılar.

“Mini beyin” olarak adlandırılan bir proje kapsamında pek çok ülkede farklı laboratuvarlarda tasarlanan insan beyinleri inceleniyor. Beyin organoidleri olarak adlandırılan bu yapılar, insan beyninin boyutlarından oldukça farklı. Kalem ucundaki silgi büyüklüğünde olan mini beyinler, kan damarları gibi kilit yapılar içermediği için büyüyemiyor. Araştırmacılar bu organoidlerin beyin gelişimi ve kusurlarıyla ilgili en karanlık sırları bile su yüzüne çıkarabileceğine inanıyor. Bu mini beyinler, sebebi bulunamayan çeşitli hastalıklara tedavi yöntemleri geliştirmek adına umut vadediyor.
10. Bu parçada “mini beyin” ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? (2021)
A) Hakkındaki çalışmaların nerelerde sürdürüldüğüne
B) İnsan beyninden hangi özellikleriyle ayrıldığına
C) Boyutunun aynı kalma gerekçesinin ne olduğuna
D) Araştırma sonuçlarının nasıl fayda sağlayabileceğine
E) Yapılan araştırmanın ne kadar süredir devam ettiğine

Türk edebiyatındaki yerini öykücü ve çevirmen olarak tanımlayan yazar, küçük yaşlardan itibaren yerli ve yabancı seçkin yazarları okuyarak büyür. Bu durum, ona çeviri dünyasının kapılarını aralar ve kendi öykülerini yazacak olgunluğa geldiğine ikna olana kadar çeviri yapar. Ortaokuldayken ders kitaplarından bazı metinleri Türkçeye aktararak başlayan çeviri serüveni, Poe’dan yaptığı Altın Böcek çevirisiyle iyice ciddileşir. Zor bir metindir bu ve yazar bu öyküyü çevirirken dikkatini yoğunlaştırma disiplini kazanır. Çevirirken en sıkıldığı metin, dil ve anlatımını bir türlü sevemediği için üzerinde dikkatle çalıştığı Nabokov’un Pnin adlı eseridir. Kaynak metnin ait olduğu kültürel özellikleri, Türkçenin inceliklerine uygun biçimde aktarmak için gösterdiği çaba ise satış rakamlarına yansımaz.
11. Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? (2022)
A) Çeviriyi, özgün edebiyat metinleri yazmaya hazırlık olarak görmüştür.
B) Üslubundan hoşlanmadığı eserleri de Türkçeye kazandırmıştır.
C) Çeviriye en uygun dil ve üslup arayışı içinde olması okuru zorlamıştır.
D) Çeviride bire bir aktarım yerine dilin özelliklerini yansıtmayı gözetmiştir.
E) Çeviri yapmasının çalışma tarzının şekillenmesinde etkisi olmuştur.

Bilimin evrensel bir nitelik taşıdığı düşünülse de bilim insanlarının üslubu ve araştırma sonuçlarını sunma biçimleri, çalışmalarından daha fazla öne çıkar. Bu nedenle araştırma yapmaya ilk adımlarını atanlara önemli bilim insanlarının bu vasıfları, yol gösterici olarak sunulur. Söz gelimi Newton’ın hayatını anlatan bir metinde elma hikâyesi ön plana çıkar. Eğer bu hikâye olmasaydı Newton’ın Evrensel Kütle Çekim Yasası, sadece bilim insanlarının algılayışında kalabilirdi. Einstein da “Bilim, gündelik düşüncenin geliştirilip inceltilmesinden fazlası değildir.” sözüyle bu durumu destekler. Bununla karmaşıklıktaki yalınlığı keşfetmek kadar keşfin yalınlıkla ifade edilmesini de vurgular. Kendisi de ünlü Genel Görelilik Kuramı’nı aktarırken karmaşık sayılar ve hesaplamaların yanına bir örnek iliştirir: Zaman görelidir çünkü eliniz kaynar suda iken bir dakika, bir saat gibi gelir; sevdiklerinizle geçirdiğiniz bir saat ise bir dakika.
12. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? (2022)
A) Bilimsel çalışma yapmaya yeni başlayanlara verilen öneriye
B) Bilim insanlarının çalışmalarına yansıyan özelliklerine
C) Bilim insanlarının başarılı ürünler ortaya koyduğu disiplinlere
D) Bilimsel araştırma sonuçlarının ifade edilme biçimine
E) Bilimsel araştırmaların günlük yaşamla ilişkilendirildiğine


Cover Image

Paragrafta Yapı Çıkmış Sorular 2

Ekim 6, 2022 Okuma süresi: 13 dakika

Dergi yayın yönetmenleri bilir, —-. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Şiirde belli bir yere gelmiş, geçmişte yazdıkları, gelecekte yazacaklarını güvence altına almış şairler vardır. Edebiyat dünyasında usta olarak kabul edilmişlerdir. İşte bu şairlerden şiir istemişseniz ya da onlar bir çağrı beklemeden derginize katkıda bulunmak istemişse yolladıkları şiiri yayımlamak durumunda kalırsınız. O şiirin iyi olup olmadığına bakmazsınız. Sorumluluğun sahibi, altındaki imzadır.
6. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2010 YGS)
A) bazen şiir bazen de şair yayımlanır
B) şiir kıskançtır, bencildir, başka uğraşları şaire yasaklar
C) şiir yazmak bir tür denge kurma işidir
D) şiir, sözcükleri özenle seçmeyi gerektirir
E) algı dünyamızı sarsan bir şiir, yeni bir yönelişin habercisi olabilir

Şair olarak başarımı —- borçluyum çünkü ne kadar çok sözcükten kurtulursam şiire o kadar çok yaklaştığımı düşünürüm hep.
7. Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2011 YGS)
A) sahip olduklarıma değil, vazgeçtiklerime
B) aynı metni eklemelerle zenginleştirmeme
C) aldığım notlardan yararlanmama
D) hayal gücümün zenginliğine
E) işlediğim duyguların çeşitliliğine

(I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim, çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme, okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiirlerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür olduğunu gösteriyor.
8. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2011 YGS)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(I) Yetişme döneminde sevilmiş, kişiliğine saygı gösterilmiş, kendisiyle barışık bir insan değilseniz yaşamda karşılaşacağınız kimi güçlüklerin üstesinden gelemezsiniz. (II) Yaşamda çirkin-güzel ikilemi, insanı kendisine sürekli çekidüzen vermeye zorlayan bir yargılama ölçütü. (III) Çalışkanlığınız, yaratıcılığınız, iletişim beceriniz, sorumluluk bilinciniz, dürüstlüğünüz, içtenliğiniz, adalet duygunuz ikinci planda bırakılarak yalnızca bu çerçevede değerlendirilmeye tabi tutuluyorsunuz. (IV) Bu durumla karşılaşan bir insanın böylesi bir ölçütü yadsıması ve kendini bedensel görünüşü dışındaki özelliklerle de var etmeye çalışması, yadırganacak bir davranış sayılmamalı. (V) Bunları yaşayan birinin, bazı insanların sırf doğuştan gelen özelliklerle öne çıkarılmasına tepkisi, gerçekte kıskançlık değil, eşitlik isteğidir.
9. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2012 YGS)

İnsanın sanatsal çalışmalarının tümüne, bir arama ve bulma çabası olarak bakılabilir. Ya da bunlar, hayatı ve bu hayatın içinde insanın kendi yerini anlama ve anlamlandırma uğraşı olarak görülebilir. Bu çaba, ilk insandan bugüne değin farklı amaçlar ardında, farklı açılımlar, biçimler ve yöntemlerle serpilip gelişmiştir. Yüzlerce yıllık serüveni boyunca, hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçimlendirmiştir. Buradan bakıldığında —-.
10. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (2012 YGS)
A) sanatın, insanı doğa ve toplumla olan çatışmalarıyla yansıtma işlevini yerine getirmesinin gerekliliği ortaya çıkar
B) sanat yapıtlarında işlenen toplumsal özlemlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de açıklık kazanır
C) sanatla toplumsal fayda arasında bir seçim yapmanın zorluğu daha iyi anlaşılabilir
D) sanatın, insanın kişilik özelliklerini boyutlandırıp geliştirdiği söylenebilir
E) bir toplumun sanatıyla o toplumun yaşamının birbiriyle etkileşim içinde olduğu yargısına ulaşılabilir

(I) Çocukluğumda korkumdan bir türlü binemediğim seyyar salıncaklara geçenlerde Kuştepe’de rastladım. (II) Onlar özellikle eski İstanbul’un vazgeçilmezleriydi. (III) Geliş günlerini iple çeken çocuklar harçlıklarının bir kısmını onlar için ayırırlardı. (IV) Salıncak kurulduğundaysa hevesle koşup birini kapmaya çalışırlardı. (V) Salıncağın elle çevrilerek dönen bir düzeneği vardı, salıncaklar dolunca merkezde duran adam sabırla sabahtan akşama kadar bu düzeneği çevirirdi. (VI) Belki de hâlâ içimizdeki çocukluk götürüyor bizi bu salıncaklara bindiğimiz eski günlere.
11. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır? (2014 YGS)
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

(I) Yaşatmaya çalıştığım romanlar bir gün sahiden yaşamaya karar verdiler. (II) Üstelik hesap da soruyorlardı. (III) Her Gece Bodrum, aynı adı taşıyan bir tatil kasabasında neler bulduğumu soruyor; Ölüm İlişkileri’yse “Günlük hayattaki ilişkilere hiç değinmeyecek miyiz biz?” diye öfkeli öfkeli söyleniyordu. (IV) Çehov’un Martı’sında geçen bu sözle ince bir aşk üçgeni kuracaktım. (V) Cehennem Kraliçesi’ne gelince bu Fellini Visconti havasından ne zaman kurtulacağımın tasasına düşmüştü. (VI) Bir Akşam Alacası ise söyleyecekleri için sırada bekliyordu.
12. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2015 YGS)
A) I.  B) II  C) III  D) IV.  E) V

(I) XIX. yüzyılda dışarıdan gelebilecek herhangi bir salgın hastalık tehlikesine karşı karantina idaresi kurulmuş. (II) Karantina, İtalyancadan alınmış ve “kırk, kırklık, kırktan ibaret” anlamına gelen bir sözcük. (III) Salgın hastalık tehlikesine karşı İstanbul’dan sonra ikinci karantina idaresi 1840’ta İzmir’de kurulmuş. (IV) Önce gemiler İzmir Karantina İdaresinin bulunduğu sahilde kırk gün bekler ve yolcular barakalarda kalırmış. (V) 1846’da Mithat Paşa Meslek Lisesinin yanındaki yerde bir karantina binası inşa edilmiş ve o günden sonra semtin adı Karantina olarak kayıtlara geçmiş. (VI) 1863’te Karantina İdaresi Urla’ya taşınsa da semt sakinleri arasında bu ismin kullanımı günümüze kadar devam etmiş.
13. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2016 YGS)
A) II. B) III. C)IV. D) V. E) VI.

(I) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz; yazarının zihninde, birdenbire ve bütünüyle belirmez. (II) Yazarın ilk çabalarıyla ortaya çıkan, en fazla, ilkel bir taslaktır. (III) Yazar, göstermeye dayalı eserini adım adım geliştirerek ona son biçimini verir. (IV) En ilkel kurgu bile bir birikimin ürünüdür. (V) Bu sürecin uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır.
14. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2017 YGS)
A) I B) II C) III D) IV E) V

(I) Eski çağlardan beri ticareti yapılan inci, bugün de yaygın bir şekilde alınıp satılmaktadır. (II) İnciyi oluşturabilen en tipik deniz hayvanının istiridye olduğu bilinmektedir. (III) Bu su canlısı, içine girip yerleşen kum tanecikleri veya larvalara karşı kendini korumak için sedef adı verilen sıvı bir madde salgılamaktadır. (IV) Sedef bir yandan salgılanıp çoğalırken diğer yandan istiridyenin içine yerleşen maddeyi kaplayarak incinin oluşmasını sağlamaktadır. (V) İncinin büyüklüğü, şekli, parlaklığı ve rengi de bu süreçte oluşmaktadır.
15. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2018 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar türbülanslar da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar genellikle tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpmasına maruz kalırlar. (III) Yıldırım ilk olarak uçağın burun veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havadaki moleküllerin iyonlaşması nedeniyle oluşan bir parlama görülür. (V) Ardından elektrik yüklü parçacıklar iletken dış yüzey boyunca ilerler ve uçağın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır.
16. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2019 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Asya’dan gelen göç dalgaları zaman zaman Batı Avrupa ülkelerinde büyük direnişleri tetiklemiştir. (II) Bununla beraber düşük doğum oranıyla başa çıkabilmek için Batı Avrupa, doğrudan göçmenlere ihtiyaç duymuştur. (III) Batı Avrupalıların iş, kültür ve kimlik açısından tehdit altında olduklarına dair oluşan kaygı, direnişlerin temelini oluşturur. (IV) Düşüncelerinde haklı olsalar da göçün topluma kazandırdığı değerlerin altı çizilirse bu kaygıların giderilmesi de kolaylaşır. (V) Göçmenleri ağırlayan toplumlar, çeşitliliği bir zenginlik olarak görmeye başladığında tehdit ve kaygının sadece toplumsal bir refleks olduğu anlaşılır.
17. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2020 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Uygar kayıtsızlık, kişinin diğeriyle göz göze gelmekten kaçınması veya onu hiç fark etmemiş gibi davranmasıdır. (II) Kişi; bakmadığı, işitmediği ve hepsinden önce çevredekilerin yaptıklarıyla ilgilenmediği havasını verecek bir tavır takınır. (III) Gözlemlemekten kendini alıkoyamayan bakışların karşılaşması ise iletişim kurmaya davettir, insanların gözünde görünmez kalma kararlılığından feragat etmeyi gerektirir. (IV) Çoğu zaman kalabalık olan sokaklarda sırf bir yerden başka bir yere gitmek bile her şeye dikkatle bakmayı, gözlemlemeyi gerektirir. (V) Bu nedenle göz teması kurulan insanları rahatsız ve tedirgin etmeden gözlemlemek gerekir, uygar kayıtsızlığın özü de budur.
18. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2021 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

(I) Yirminci yüzyıl, dünya kaynaklarını paylaşmak için çıkmış savaşlarla ve bu savaşların birbirinden uzaklaştırdığı toplumlarla tarihteki yerini alıyor. (II) Yirmi birinci yüzyılda gelişen sanat ve iletişim olanakları sayesinde artık dilleri, giyimleri, dünya görüşleri farklı bireyler tahmin edilemeyen ortamlarda karşılaşıyor. (III) Bu imkânlar, insanlara farklı mekânlarda sanat aracılığıyla “öteki”ni tanıma fırsatı sunuyor. (IV) Yönetmen Isabel Coixet, bu buluşma ortamlarını ve farklı kökenden gelen insanların bir aradalığını sinema diliyle anlatıyor. (V) Böylelikle insanlar arasındaki mekânsal ve düşünsel ayrım, sinema aracılığıyla bulanık hâle gelmiş oluyor.
19. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (2022 TYT)
A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Gombrich’in Sanat’ın Öyküsü adlı klasik çalışması “—-.” cümlesiyle başlar. Başka bir deyişle sanat üzerine, sanatın özü üzerine konuşmayı mümkün kılan sanatçıdır. Tümevarımcılığın hasıdır bu bakış açısı. Bütünün gerçekliğine inanmaz. Dolayısıyla sanatçıyı ihmal eden bir soyutlamanın sanata dair zihinsel çıkarımlarında da sahicilik bulmaz. Önce insan, der. Önce eylem. Sonra kuram.
20. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2022 TYT)
A) Sanatçı; toplumda kişiliğiyle değil, sanatıyla var olandır
B) Sanat; sadece estetik kaygıyı değil, toplumsal faydayı da esas alır
C) Eserin değer kazanmasında sanatçı kadar toplumun da etkisi vardır
D) Sanat; sadece ideali değil, bireysel gerçeklik algısını da yansıtır
E) Eser diye bir şey yoktur, sadece onu ortaya koyan vardır


Cover Image

Paragrafta Yapı Çıkmış Sorular 1

Ekim 5, 2022 Okuma süresi: 15 dakika
(I) Bir zamanlar geceleri oturur, anılarımı, izlenimlerimi küçük defterlere yazardım. (II) Sonra nasıl oldu bilmem, ne o küçük defterler kaldı ne de bende o sayfalara bir şeyler karalama isteği. (III) Belki de yaşamın bin bir türlü zorluğu bana bu gündelik eğlenceyi unutturdu. (IV) Yıllardan beri çeşitli günlükler okuyorum: Gide’in, Green’in… (V) Alfred de Vigny’nin “Bir Şairin Günlüğü”nü de dilimize çevirdim. (VI) Günlük türüne karşı duyduğum yakınlık, Salah Birsel’in “Günlük” ünü okuduktan sonra daha da arttı.
2. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2010 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Editör, bir yayınevinin olmazsa olmazlarındandır. (II) Yayımlanacak bir yapıtı düzenlemek, yayıma hazırlamak ve yayımlamak gibi birçok işi ve işlevi var. (III) Yazarın ve eserinin seçilmesinden, nasıl yayımlanacağına değin yayımlama işinin bütün aşamalarını kapsayan zorlu bir iştir bu. (IV) Günümüzde editörlük, yayıncılık alanında kurumsallaşamamış işlerden. (V) Yazarların çoğu, editörün yaptığı işi küçümseyip onu yalnızca bir düzeltmen olarak algılıyor. (VI) Bu yüzden de editörlüğü böyle algılayan birçok yazarın yayımlanan kitaplarında yanlışlardan geçilmiyor.
3. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2011 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Daha ilk öyküsüyle yazar, öykü ve romanın, olmuş ya da olabilecek olayları anlatan yazılar değil, temelde bir dil ve biçem işi olduğu konusundaki inancını kanıtlamıştı. (II) O zamandan beri de öykü, roman, deneme gibi, edebiyatın hem kurmaca hem de kurmaca dışı sayılan türlerinde yapıtlar veriyor, edebiyatta yapıtları değerli kılanın “söylenen” değil, “eksik bırakılan” olduğunu okuyuculara ve eleştirmenlere gösteriyor. (III) Yazarın ilk kitabındaki öykülerin ortak noktası, bilinçli eksiltmeler içermeleri. (IV) Biri, hiç sıfat ve belirteç bulunmayan kısa eylem cümlelerinden kurulmuş. (V) Bir başkası, bir grafiticinin yaşadıklarını ele alıyor; kahramanın hızlı yaşamına uygun olarak cümlelerin son sözcüğü yok. (VI) Kimi de dünyaca tanınmış bir şiirin, çok farklı bir kahramanın diliyle, düzyazı olarak yeniden yazımı.
4. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2012 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) İngiliz şairi Browing; sayfa sayfa, her kelimesini ayrı ayrı inceleyerek sözlük okurmuş. (II) Sözlükte öğütler, eğlendirici şeyler de bulurmuş. (III) Hatta bu çalışmaya romantik bir yön de katar, ay ışığında oturup bir bir çevirirmiş sözlüğün sayfalarını. (IV) Bizde sözlükler, kütüphanelerin en kuytu köşelerinde uyuklayarak ömür tüketir. (V) Günler ve geceler boyu “Bilinmeyen bir kelime çıksın da hatırlanalım.” diye dua ederler âdeta. (VI) Sözcüklerin bu uzun ve sessiz bekleyişleri iki kapak arasında geçer.
5. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2013 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Her ne kadar şiirde, düşünce ve hayal bakımından yoğunluk söz konusu olsa da şiir düşünceyle değil sözcüklerle yazılır. (II) Yoğun bir anlatımda kullanılacak her sözcüğün önemli bir amacı ve işlevi vardır. (III) Bu nedenle şair, şiirinde yeni sözcükler kullanabilir veya var olan sözcüklere farklı anlamlar yükleyebilir. (IV) Şair içinde bulunduğu ruhsal durumu, coşkusunu karşısındakine aktarmak ve benzer duyguları onda uyandırmak için tek anlatım aracı olan dili kullanır. (V) Kullandığı dil, konuşma dilinde olduğu gibi, anlamın apaçık ortada olduğu değil, okundukça zenginleşen bir dildir. (VI) Böylece şiirde dil bir araç olmaktan çıkar, amaç hâline gelir.
6. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2013 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) “Türk evi” dendiğinde akla öncelikle ahşap bir yapı gelmektedir. (II) Zemin katın duvarları taş olsa bile, zeminin üzerindeki kat çoğunlukla ahşaptır. (III) En azından tuğlalar arasına, dikey veya yatay olarak uzatılan ağaçtan bağlama ögeleri, hatıllar konulur. (IV) Ahşap olması eve fiziksel anlamda esneklik verir; örneğin her kuşak, baba evinde kendine göre yeni düzenlemeler yapabilir, büyük odaları tahta bölmeyle bölerek oda sayısını artırabilir veya geniş bir avluya bir oda ekleyebilir. (V) Esnekliğin bir diğer boyutu malzemenin kullanışlılığıdır. (VI) Ağacın temini ve işlenmesi, diğer malzemelere kıyasla genelde daha kolay ve ucuzdur. (VII) Sofalarıyla, hayatlarıyla, yazlık ve kışlık bölümleriyle Türk evinin özelliklerini taşıyan taş evler de vardır; örneğin Mardin evleri. (VIII) Ancak dış cephesi dantel gibi işlenmiş taşlarla kaplı bu ev, bir ahşap eve oranla çok daha uzun sürede, çok yüksek bir maliyetle ortaya çıkar.
7. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2014 YGS)
A) III.  B) IV.  C) VI.  D) VII.  E) VIII.

(I) Birkaç üniversiteden araştırmacıların ortaklaşa gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda laboratuvar ortamında kök hücre üretmek için kullanılabilecek yapay kemik iliği üretildi. (II) Doğal kemik iliğinin sahip olduğu yaşamsal özelliklere sahip olan yapay ilikten yakın gelecekte lösemi hastalığının tedavisinde yararlanılabileceği belirtiliyor. (III) Alyuvarlar veya bağışıklık hücreleri gibi kan hücreleri, kemik iliğindeki kök hücreler tarafından devamlı olarak yenileniyor. (IV) Lösemi gibi hastalıklarda, hastanın yapısı bozulmuş hücrelerinin yerini sağlıklı kök hücreler alıyor. (V) Dünyada bu tür hastaların ihtiyacına cevap verebilecek sayıda bağış olmaması önemli bir sorun. (VI) Kök hücrelerin çoğaltılmasıyla bu sorunun giderilebileceği düşünülüyor.
8. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2015 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E)VI.

(I) Düşünmek; elbette bir insanın kafasında kaldığı sürece kimsenin karışamayacağı, müdahale edemeyeceği bir eylemdir. (II) Kimse kimsenin kafasını açıp ne düşündüğünü bilemediği için düşünce, soyuttur. (III) Bir toplumda düşünce hürriyetinin mevcut olması, o düşüncelerin ifade edilebilir olmalarıyla somut bir duruma kavuşabilir. (IV) Dolayısıyla düşünce suçunun işlenebilmesi, düşünce suçlusunun mevcut olabilmesi için bazı düşüncelerin sözle, yazıyla veya resimle dışa vurulması gereklidir. (V) Sıfatı ve toplumsal konumu ne olursa olsun herhangi bir insan, “Benim düşüncem budur.” diyemiyorsa o toplumda düşüncenin suç olduğu anlaşılır. (VI) Çağdaş demokratik toplumlarda ise düşünce değil, toplumun güvenliğini sıkıntıya sokan eylemler suçtur.
9. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2015 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Hikâye etme ve masal anlatma, Doğu kültüründe önemli bir yere sahiptir. (II) Yakın Doğu ve Orta Doğu ülkelerinin halk edebiyatları; efsane, hikâye ve masallarının çokluğuyla bunu ispatlar. (III) Bunların derlenmesiyle oluşturulmuş kitaplar da birçok ailenin kütüphanesinde bulunur. (IV) Olağanüstü ögelerin, hikâyelerde önemli bir yer tuttuğu inkâr edilemez. (V) Ama Türkler, Orta Asya bozkırlarında yaşadıklarını hikâye, masal ve efsane olarak İslam dünyasına taşımıştır. (VI) İşte bu nedenle Türk edebiyatında hikâyenin, başlangıçtan itibaren daha “gerçekçi” bir söyleyiş kazandığı görülür.
10. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2016 YGS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Ünlü Fransız filozoflarından olan René Descartes, özellikle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle tanındı. (II) 17. yüzyılın başlarında yaşayan ve rasyonalizmin kurucularından olan Descartes, elbette ki bilime bu cümlenin çok daha ötesinde katkılarda bulundu. (III) Fizik ve analitik geometrideki çalışmalarıyla tanındı, düşünceyi her türlü dogmanın üstünde tuttu, metodik kuşkuculuğu benimsedi ve her fâni gibi öldü. (IV) Günümüze kadar Descartes’ın, kraliçenin özel davetiyle gittiği İsveç’te ağır kış koşullarına dayanamayıp zatürreden öldüğü söyleniyordu. (V) Paris ve Stokholm arşivlerinde yıllarca yapılan bir araştırmanın ürünü olan bir kitap, gerçeğin farklı olabileceğini söylüyor. (VI) Erlangen Üniversitesi öğretim üyelerinden Theodor Ebert’a göre Descartes herhangi bir hastalıktan değil, Katolik bir rahibin kendisine verdiği arsenikli ekmek yüzünden öldü.
11. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2016 LYS)
A) II.  B) III.  C) IV.  D) V.  E) VI.

(I) Türkiye’nin konut mimarisine yönelik farkındalığı 1970’lerde kurumsallaşmaya başladı. (II) 1973 yılında çıkarılan Eski Eserler Kanunu ile cami, kervansaray, hamam gibi yapıların yanı sıra yöresel konutlar ve kentsel sit alanları da koruma altına alındı. (III) Ardından 1976 yılında, eski evlerin korunması için Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği kuruldu. (IV) Derneğin amacı, tarihî evlerin ortak bir kültürel mirasın parçası olduğunu halka göstermekti. (V) Evlerin bakımına katkı sağlamak adına ev sahiplerine yardımda bulunmak da derneğin öncelikleri arasındaydı. (VI) Türkiye Tarihî Evleri Koruma Derneği için son derece anlamlı bir logo tasarlandı. (VII) Osmanlı Dönemine ait tipik ahşap bir evin kolonlarla desteklenmiş üst katının silüeti logoda yer almaktaydı.
12. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2017 YGS)
A) II  B) III  C) IV  D) V  E) VI

(I) Bir dilin kaybolması, çevremizdeki bir hayvan veya bitki türünün tükenmesinden daha önemsiz bir olay değildir. (II) Soyu tükenmekte olan bir hayvan türü veya üç beş örneği kalmış bir bitki türü için medyada birçok haber görebilirsiniz. (III) Ancak Afrika’da, Asya’da birkaç yüz konuşanı kalmış bir dil için ciddi bir yayın göremezsiniz. (IV) Dil konuşurlarının, ana dillerini terk etmeleri çok değişik nedenlere dayanır. (V) Devlet idaresini kaybetme, göç, azınlık durumuna düşme, sosyoekonomik sorunlar vb. buna örnek olarak gösterilebilir. (VI) Ana dil, benzer nedenlerle konuşulduğu coğrafyadan çekilmeye başlayınca evin içine sıkışır ve sonunda yok olup gider.
13. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2017 LYS)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Egzistansiyalizm bir felsefe sistemidir. (II) Alman filozofu Heidegger tarafından ortaya atılmış, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız düşünürü ve romancısı Sartre’ın benimsemesi ve edebiyata uygulamasıyla bütün dünyaya yayılmıştır. (III) Egzistansiyalist eserlerde standart karakterler yoktur, durumlarla karşı karşıya kalmış insanlar vardır. (IV) Karar verme özgürlüğüne sahip olan bu insanlar, karşılaştıkları durumlarda yaptıkları işlerle kendi özlerini yaratırlar. (V) Egzistansiyalist eserlerdeki insanların belirli davranış biçimleri olmadığı için yapacakları işler önceden kestirilemez. (VI) Bu bakımdan roman örgüsü, okurların merakını sürekli uyanık tutacak şekilde düzenlenir.
14. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? (2017 YGS)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Çoğumuz düşünmeyen bir dünyada yaşıyor olmaktan yakınıyoruz. (II) İnsanların büyük bir bölümü en az düşünceyle bütün bir yaşamı omuzlamak gibi bir kolaycılığı benimsiyor. (III) Hatta kimileri düşünceyle alay ederken kimileri gerçekten düşündüklerini sanıyorlar. (IV) Büyük çoğunluğunu düşünmeyenlerin oluşturduğu ve düşünmenin lüks sayıldığı bir dünyada her şeye karşın düşünen insanı “gerçek insan” diye tanımlamak gerekir. (V) Düşünmek; insana, insan yaşamına bütünsel bir bakışla bakmaktır. (VI) Düşünce alanımızı daralttığımız zaman dünyaya yeterince yerleştiğimizi söyleyemeyiz. (VII) Düşünmek, dünyaya bir veya birkaç açıdan değil bütün açılardan bakmayı bilmekle olur.
15. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (2018 TYT)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı eserinde Protestan ahlak anlayışının kapitalizmin doğuşunda oynadığı rolü ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in iktisadi zihniyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ ilgiyle takip edilmektedir. (III) Siyaset alanında Weber, çağdaş siyaset biliminin temel konularından olan iktidar, egemenlik, otorite ve meşruiyet gibi olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde açıklamaya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler üzerinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu egemenlik farklı olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayanabilmektedir.
16. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (2019 TYT)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını açıklamak için davranışçılık kuramı geliştirildi. (II) Davranışçı psikolojiye göre nesnel yöntemlerle gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir anlamı yoktu. (III) Pavlov, Skinner gibi bilim insanlarının Watson’ın görüşlerine katılmasıyla kuram yaygınlık kazandı. (IV) Davranışçı psikoloji öğrenmeyi, uyarıcı ve tepki arasındaki bağla açıklayarak psikanalitik görüşün belirttiği etkinin geçerli olmadığını ileri sürdü. (V) Uyarıcı olarak nitelendirilen çevresel faktörler, kişilerde olumlu veya olumsuz davranışlara neden oluyordu. (VI) Olumsuz davranışlara yol açan uyaranlar kaldırılarak olumlu davranışları oluşturanlar eklendiğinde bireyin kendini geliştirmesi bekleniyordu.
17. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? (2020 TYT)
A) II   B) III   C) IV   D) V   E) VI

(I) Fotoğraf makinesi 1839’da Fox Talbot tarafından icat edildi. (II) Başlangıçta seçkinlerin kullanımına açık olan cihaz; 30 yıl gibi kısa bir süre sonra polis dosya kayıtları, savaş muhabirliği, aile albümleri ve kartpostallar için kullanılmaya başlandı. (III) Kullanım alanı hızla artan fotoğraf makinesinin halk için ucuz maliyetli üretilen ilk örneği, pazara 1888’de sürüldü. (IV) Kullanım olanaklarının böylesine artması, fotoğraf makinesinin toplumu çok derinden ve can alıcı bir biçimde etkileyeceğinin göstergesiydi. (V) Fotoğrafın, görünümlere gönderme yapmada en baskın ve en doğal yol olması, sanayileşmenin sonuçlarının alınmaya başlandığı dönemde gerçekleşti. (VI) Fotoğraf, her şeyi yakından gören tanık olarak dünyanın yerine o zaman geçti.  


Cover Image

Eser Özetleri Çıkmış Sorular

Ekim 1, 2022 Okuma süresi: 24 dakika
Peyami Safa, Tanzimat’tan itibaren Türk romanının değişmez ana konularından biri olan yanlış Batılılaşmanın toplumsal yapıda yol açtığı yıkımları hemen hemen bütün yapıtlarında işler. Bunlardan biri olan —- adlı yapıtında, farklı kültürleri, dünya görüşlerini ve yaşama biçimlerini anlatır. Özellikle Doğu ve Batı çatışmasını yansıtmayı amaçlayan romanın iletisi, roman kahramanlarından Neriman’ın yaşadığı bunalımlar ve iç çatışmalar yoluyla biçimlendirilir.
2. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2010)
A) Bir Tereddüdün Romanı
B) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
C) Mahşer
D) Fatih-Harbiye
E) Yalnızız

Türk edebiyatının en iyi romanlarından olan —-, 1949’da kitap olarak basılır. —- İstanbul’a olan derin sevgisini yansıttığı bu romanında, Mümtaz ile Nuran’ın aşkı çerçevesinde eski-yeni, Doğu-Batı ve aşk ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı ve bu çatışmaların doğurduğu bireysel bunalımları irdeler.
3. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri sırasıyla getirilmelidir? (2010) (yksedebiyat.org)
A) Baba Evi – Orhan Kemal
B) Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
C) Küçük Ağa – Tarık Buğra
D) Bir Düğün Gecesi – Adalet Ağaoğlu
E) Yorgun Savaşçı – Kemal Tahir

4. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? (2010)
A) Bilge Karasu, Yeni Yalan Zamanlar’da büyük ölçüde kadın sorunlarını somutlayıcı bir tutumla yansıtmaya çalışmıştır.
B) Romanlarında bilinç akışı, iç monolog gibi yeni anlatım teknikleriyle kendine özgü bir yol bulan Adalet Ağaoğlu’nun ilk romanı, Ölmeye Yatmak’tır.
C) Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanı, ele aldığı konu, konuyu işleyiş tarzı ve kullanılan yeni anlatım teknikleri bakımından dikkate değer nitelikler taşır.
D) Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli adlı romanı, aynı otelde kâtiplik yapan Zebercet adlı kahramanın ruhsal dünyasının açığa çıkarılması üzerinde şekillenir.
E) Toplumcu gerçekçi tutumla bireyin iç dünyasına kapanışını birlikte anlatan Haldun Taner, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, On İkiye Bir Var adlı kitapları ile ödül almıştır.

Konusu bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşk macerası olan —-, o zamanlar artık kapanmak üzere olan bir devrin cariyeli, köleli büyük konak hayatının Türk romanındaki en başarılı örneğidir. Sırf cariye olduğu için konak sahibinin oğlu ile evlenemeyen Dilber’in hayatı anlatılır bu romanda.
5. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki yapıtlardan hangisi getirilmelidir? (2012)
A) Sergüzeşt  B) Zehra  C) İclâl  D) Bir Hatıra  E) Zavallı Kız

Romantik duyarlıktaki insanların ızdıraptan ızdıraba sürükleneceklerine ve hayatta başarı kazanamayacaklarına inanan ve okuyucuyu da buna inandırmaya çalışan yazar, bunu, —- açık bir biçimde işler. Tamamen romantik bir yapıya sahip olan kahramanını, yalnız aşkın karşısında değil, çeşitli olaylar karşısında da dener; bunların hepsinden yenik, düş kırıklıklarına uğratarak çıkarır. Tıpkı Gustave Flaubert’in —- yaptığı gibi.
6. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıda verilenlerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2012)
A) Mai ve Siyah’ta – Madam Bovary’de
B) Kırık Hayatlar’da – Salambo’da
C) Bir Ölünün Defteri’nde – Duygusal Eğitim’de
D) Aşk-ı Memnu’da – Üç Hikâye’de
E) Nemide’de – Ermiş Antonius ve Şeytan’da

Kimi eleştirmenlere göre gerçeğin, bir sanatçı tutumuyla değil, bir bilim insanı gibi algılanarak oluşturulduğu söylenen —-, gerçekte ilginç bir romandır. Roman, karşılaştığı birtakım doğaüstü olaylara kendisince çözüm bulamayan ve bu yüzden kuşku ve endişelere kapılan materyalist düşünceli septik Doktor Ferit’in, çevresindeki bazı kişilerin telkinleriyle, bu durumdan kurtularak huzura kavuşmasını konu alır.
7. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki yapıtlardan hangisi getirilmelidir? (2012)
A) Süngülerin Gölgesinde
B) Matmazel Noraliya’nın Koltuğu
C) Yalnızız
D) Bir Tereddüdün Romanı
E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Reşat Nuri Güntekin, toplum yapımızdaki değişmelerin aile üzerindeki yıkıcı etkilerini —- adlı romanında göstermiştir. Bu romanda, Tanzimat’tan beri üzerinde durulan Batılılaşma özentisinin olumsuz sonuçları yansıtılmıştır. Bu durumu bir ölçüde Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun —- adlı yapıtında da görebiliriz.
8. Bu parçada boş bırakılan yerlere, verilen bilgilere göre aşağıdaki yapıtlardan hangileri sırasıyla getirilmelidir? (2012)
A) Yaprak Dökümü – Kiralık Konak
B) Çalıkuşu – Hüküm Gecesi
C) Bir Kadın Düşmanı – Yaban
D) Dudaktan Kalbe – Ankara
E) Acımak – Panorama

İç içe geçmiş iki olay zinciri ile —-, kişisel değişimleri konu alması bakımından Zehra’nın, hatıra defterindeki maceralar bakımından da Mürşit Efendi’nin romanıdır. Çocukluğundan itibaren babası Mürşit Efendi’yi kötü bir insan olarak tanıyan Zehra; hoşgörüsüz, disiplinli, katı kalpli bir öğretmendir. Mürşit Efendi; okulunu bitirdikten sonra idealist bir memur olarak Anadolu’ya gelmiş, Anadolu’nun memurları bekleyen çürümüşlüğü içerisinde kaybolmuştur. Kötü bir evlilik yapmış, çok istemesine rağmen çocuklarıyla gereği kadar ilgilenememiştir. Yani kendi iradesi dışında yaşayan bir insan durumuna gelmiştir. İşte bu insanın pişmanlıklar ve çaresizliklerle dolu hatıra defteri, ölümünden sonra kızı Zehra’nın eline geçmiş, böylece Zehra’nın dış dünya ile ilişkisi de yeniden şekillenmiştir.
9. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir? (2013)
A) Dudaktan Kalbe
B) Çalıkuşu
C) Yeşil Gece
D) Acımak
E) Miskinler Tekkesi

10. Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? (2013)
A) Kiralık Konak’ta modernleşme sürecinde apartman ile konak hayatını, dede-torun arasındaki hayat tarzı ve zevk farklılığı çevresinde işlemiştir.
B) Nur Baba’da gerçek kimliğinden uzaklaştırılan tekke hayatını, tekke şeyhinin (Nuri) yaşadıkları ile anlatmıştır.
C) Hüküm Gecesi’nde İttihat ve Terakki yıllarını, gazeteci Ahmet Kerim’in yaşadıkları çevresinde anlatmıştır.
D) Yaban’da Kurtuluş Savaşı öncesi Türk aydını ile Türk köylüsü arasındaki derin uçurumu, romana has kurgu ile gözler önüne sermeye çalışmıştır.
E) İki cilt hâlinde 1953-1954’te yayımladığı Sodom ve Gomore’de, Cumhuriyet’in kuruluşundan Demokrat Partinin iktidara geldiği zamana kadar geçen süreci, değişik zihniyetleri temsil eden kişiler ve olgu çerçevesinde bir bütünün değişik kolları olarak dikkatlere sunmuştur.

11. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? (2014)
A) Kemal Bilbaşar’ın ünlü eseri Cemo, Şeyh Sait Ayaklanması sırasında, Doğu Anadolu’daki ağa-kul-devlet üçgeni içindeki ilişki ve çatışmalar üzerine kurulmuştur.
B) Necati Cumalı’nın Tütün Zamanı adlı romanında Cemal ile Zeliş’in aşkı çevresinde Batı Anadolu’daki tütün ekicilerinin kendi aralarındaki sevgileri, yalnızlıkları, umutları, toprağa bağlılıkları vb. trajik bir şekilde hikâyeleştirilmiştir.
C) Sabahattin Ali’nin ilk romanı Kuyucaklı Yusuf’ta Anadolu’da çürümüş, parasal gücün yönlendirdiği adalet mekanizmasının bireysel isyanları oluşturması anlatılır.
D) Bir Düğün Gecesi’nde, 1970’li yıllarda Türk toplumunun genel bir tablosunu sunan Adalet Ağaoğlu; dönemin farklı görevlerde bulunmuş, farklı dünya görüşlerine sahip tiplerini bir düğünde buluşturur.
E) Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları’nda Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemini anlatmıştır; olaylar 1290 yılında iki aylık süre içinde geçer.

Postmodern anlatımın kullanıldığı —- birçok anlamsız unsurun bir bütüne yürümesini önleyen eksiklikler var. Böylece her okuyucu, eline geçen tanıdık bir ipucunu tutarak görmek istediklerini bu romanda bulmaktadır. Bu bakımdan eserde “ayna” kavramının kullanılması anlamlıdır. Zira okuyucu kendi bilgisini ve hayallerini, bu romanda bulduğu “ayna”lardan birine yansıtmak ve onu eserin bütününe hâkim kılmak imkânına sahiptir. Aynı özellikleri Yeni Hayat’ta da bulmak mümkündür.
12. Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2014)
A) Kara Kitap’ta
B) Sessiz Ev’de
C) Benim Adım Kırmızı’da
D) Cevdet Bey ve Oğulları’nda
E) Beyaz Kale’de

Destan ve mitlerde görülen, insanların bir kahraman oluşturma eğiliminin çağdaş bir tiyatro eserine uygulanışı ve geleneksel tiyatronun modern ögelerle sahneye konuşu olarak nitelendirilebilecek eserlerin başında Brecht’in etkisiyle yazılmış olan —- gelir.
13. Bu cümlede boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2014)
A) Keşanlı Ali Destanı
B) Bir Adam Yaratmak
C) Susuz Yaz
D) Eski Çarıklar
E) Reis Bey

Yazarın edebiyatımıza getirdiği yeniliklerden biri de köy hayatını ve köy insanını ilk olarak ele almış olmasıdır. Anadolu köylüsünün bilgisizliği, yoksulluğu, ağalar ve tefeciler ile ilişkileri, duygusal davranışları olayların içinde eritilerek ustalıkla ortaya konmuştur. Bu bağlamda Antalya’nın Kaş ilçesindeki bir köyde geçen olayların anlatıldığı roman, yazarın en başarılı eseri sayılır.
14. Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir? (2015)
A) Sami Paşazâde Sezai
B) Şemsettin Sami
C) Nabizâde Nâzım
D) Ahmet Mithat Efendi
E) Muallim Naci

Türk romanında aileden söz ederken akla gelen ilk eserlerden biri olan bu romanda, XX. yüzyılın hemen başında, bir İstanbul ailesinin yaşamının Adnan ve Bihter’in evliliği üzerinden anlatıldığı bir konuyla karşı karşıya kalırız. Bu roman; XIX. yüzyılın sonlarında oluşan zengin ve halktan kopuk bir sınıfın yaşam biçimini, geleneksel Türk ailesinin “sözde Batılı” yaşam biçiminin etkisi altında çözülerek alt üst olup yozlaşmasını, bu insanların dünyaya bakış açılarını ve sosyal ilişkilerini anlatıyor.
15. Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada sözü edilen romanın yazarına aittir? (2015)
A) Hayal İçinde
B) Yaprak Dökümü
C) Bugünün Saraylısı
D) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
E) Kırık Hayatlar

Adalet Ağaoğlu; Almanya’da kazandığı parayı bir otomobile yatıran ve onu binbir özenle ülkesine getiren gurbetçinin hikâyesini, bir aydın uzaklığında ve işçinin duygusunu küçümseyen bir edayla —- adlı romanında anlatmaktadır.
16. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir? (2015)
A) Fikrimin İnce Gülü
B) Ölmeye Yatmak
C) Üç Beş Kişi
D) Sessizliğin İlk Sesi
E) Bir Düğün Gecesi

1961’de yayımlanan ve uygarlık değişiminin birey üzerindeki sancılarını ele alan —- adlı eseri; dengesiz, arayış içindeki kişiler aracılığıyla yaşadığı dönemin eleştirisini yüklenir. İronik bir anlatımla iki uygarlık arasında bocalayan Türk toplumunun tablosunun çizildiği roman, başkahraman Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınmıştır. Yazar bu yarı meczup kahramanının kişiliğinde; geçmiş özleminden kurtulamayan, geçmişe saplanmış aydınları eleştirirken bir yandan da İkinci Meşrutiyet’in ilanından başlayarak siyasetin güdümündeki sanat anlayışını ve üniversite çevresinin içe dönük kısır çatışmalarını eleştirir.
17. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir? (2015)
A) Esir Şehrin İnsanları
B) Saatleri Ayarlama Enstitüsü
C) Müfettişler Müfettişi
D) Kürk Mantolu Madonna
E) Bir Bilim Adamının Romanı

Peyami Safa —- adlı eserinde, fakir ama erdemli vatansever bir gencin yaşadığı aşk neticesinde girdiği yüksek zümrenin iç dünyasını anlatır. Yazarın asıl vermek istediği, düşünce ve maneviyat bakımından Orhan’da meydana gelen değişmelerdir. Onun kendi dünyasındaki bu değişmeler, materyalist bir çizgiden idealizme geçiş noktasında verilir. Burada, materyalizmi simgeleyen Süleyman ile idealizmi simgeleyen Necati’nin rolleri ve yönlendirici fonksiyonları dikkat çekicidir.
18. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir? (2015)
A) Bir Tereddüdün Romanı
B) Biz İnsanlar
C) Yalnızız
D) Fatih-Harbiye
E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Yazarlar, eserlerinde içinde yaşadıkları toplumların tarihlerini konu olarak seçebilirler. Örneğin, Kırımlı yazar Cengiz Dağcı, II. Dünya Savaşı sırasında değişik cephelerde yaşanan vahşeti ilk romanı Korkunç Yıllar ve onun devamı olan Yurdunu Kaybeden Adam başta olmak üzere Türkiye Türkçesi ile yazdığı romanlarında anlatmıştır. Bu romanlarda olduğu gibi yakın tarihimiz de edebiyatımızda farklı yazarlarca konu edilmiştir. Türk edebiyatında özellikle Kurtuluş Savaşı’nın izleri eserlere yansımıştır.
19. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getirilen düşünceye yönelik eserlere örnek olamaz? (2016)
A) Yorgun Savaşçı
B) Sahnenin Dışındakiler
C) Dersaadet’te Sabah Ezanları
D) Avare Yıllar
E) Küçük Ağa

Yazar, bu romanında II. Abdülhamit Dönemi İstanbul’unun kenar mahallelerinden birini mekân olarak seçer. Kitapta mahallenin sıradan insanlarından külhanbeylerine, Karagözcüden Abdülhamit’in zaptiye nazırına kadar tüm tipler kendi doğal hâlleriyle tasvir edilir. Tiplerin çoğu gelenekleri, görenekleri ve birbiriyle kurdukları ilişkiler çerçevesinde işlenir. Ayrıca romanda bir yandan Karagöz ve Orta Oyunu’nun estetik ve toplumsal değeri ile Doğu ve Batı sanat felsefesinin nitelikleri üzerinde durulurken öte yandan saray çevresi de ayrıntılarıyla ele alınır. Batı’nın akla dayanan sanat anlayışı ile Doğu’nun kalbe dayanan sanat ve mistiği roman kişileri aracılığıyla somutlaştırılır. Bu değerleri temsil eden kişilerin evliliğiyle de Doğu ile Batı birleşmiş olur.
20. Bu parçada tanıtılan roman, aşağıdakilerden hangisidir? (2017)
A) Fatih-Harbiye   

E) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Yazar, bu romanda kıskançlık konusunu ele alır. Eser, yazarın ölümünden sonra arkadaşı Mahmud Sadık tarafından Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanmıştır. Edebiyatımızda natüralizm akımının etkilerinin görüldüğü ilk roman olarak kabul edilir. Romanın başlangıcında iki aile vardır: Eşini kaybetmiş, kızıyla beraber oturan Şevket Efendi’nin ailesi ve babasını birkaç sene evvel kaybetmiş, annesi Münire Hanım’la birlikte oturan Suphi’nin ailesi.
21. Bu parçada söz edilen yazar ve eseri aşağıdakilerden hangisidir? (2018)
A) Namık Kemal – İntibah
B) Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası
C) Ahmet Mithat Efendi – Felâtun Bey ile Rakım Efendi
D) Sami Paşazade Sezai – Sergüzeşt
E) Nabizade Nazım – Zehra

“Yeni yapılmış büyük bir apartmanın dokuz odalı bir bölüğünde oturuyoruz. Bu bölüğü Ayaşlı İbrahim Efendi adında biri tutmuş, isteyenlere oda oda kiraya veriyor.” cümleleriyle başlayan romanın yazarı, bu odalarda oturan insanları anlatarak bize Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Ankara’dan toplumsal bir kesit sunuyor. Romanda bir yandan dönemin alt ve orta kesiminin günlük yaşantısı ve değer yargılarındaki değişimler sergilenirken öte yandan bürokrasiye yönelik eleştiriler dile getiriliyor.
22. Bu parçada söz edilen romanın yazarı aşağıdakilerden hangisidir? (2018)
A) Peyami Safa
B) Mithat Cemal Kuntay
C) Memduh Şevket Esendal
D) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
E) Refik Halit Karay

Kuşak çatışması, Millî Edebiyat Dönemi Türk romanında yaygın olarak görülen temalardan biridir. Dönem romanlarında kuşaklar arasındaki görüş, duygu ve yaşayış ayrılıkları üzerinde durulmuş; bu ayrılıklardan kaynaklanan toplumsal çözülmeler ele alınmıştır.
23. Bu parçada söz edilen durum, aşağıdaki roman kişilerinin hangileri arasında vardır? (2018)
A) Naim Efendi ile Seniha
B) Nur Baba ile Cehle Bacı
C) Ahmet Celâl ile Emine
D) Vehbi Dede ile Rabia
E) İhsan ile Ayşe

Toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazılan ve “Tütün Üçlemesi” olarak adlandırılan seri içinde yer alan Acı Tütün romanında, Batı Anadolu’nun (İzmir-Urla) toprak ve tarımla uğraşan insanlarının dramları, birer toplumsal sorun olarak kendini gösterir. Gücün etkili olduğu bir hayat içinde yaşam kavgası veren insanların acısıdır bu. Arabacı Yusuf, Ferit Taşçı ve ötekiler hayattan çok şey beklemeyen insanlardır. Biri arabasının borcunu ödemek, diğeri evlenebilmek için mücadele eder. Fakat birtakım “eller” kendi mutluluklarını, bu insanların emeklerini ellerinden alma düşüncesi üzerine kurmuşlardır.
24. Bu parçada söz edilen romanın yazarı aşağıdakilerden hangisidir? (2018)
A) Necati Cumalı
B) Yaşar Kemal
C) Oktay Akbal
D) Haldun Taner
E) Orhan Kemal

Namık Kemal’in tiyatrosu, bir dava tiyatrosudur. Yazar; vatanperverlik, İslam birliği, insan hakları gibi inandığı değerleri, toplumun kalkınmasına yönelik fikirlerini ve geleneğe ilişkin tenkitlerini tiyatro türünde verdiği eserlerinde de işler. XIX. yüzyılın başında bir Rumeli şehrindeki yöneticinin zulmüne karşı başlayan isyanı Gülnihal adlı oyununda; kuşatma altında bulunan bir kalenin fedakârlıklarla kurtuluşunu da —- adlı oyununda anlatır.
25. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? (2019)
A) Kara Bela
B) Zavallı Çocuk
C) Akif Bey
D) Vatan yahut Silistre
E) Celâlettin Harzemşah

Dilber, küçük yaşta Asaf Paşa’nın konağına esir olarak verilmiştir. Asaf Paşa’nın Paris’teki resim tahsilinden dönen oğlu Celal Bey, onu tabloları için model olarak kullanır. Celal Bey’in kendisini bir araç gibi görmesinden derin ızdırap duyan Dilber’in yapabildiği tek şey ağlamaktır. Celal Bey, bu gözyaşları karşısında onun bir esir olarak neler hissedebileceğini anlamaya başlar. Dilber’in ağlaması iki gencin hayatında bir dönüm noktası olur. Sadece sanatına âşık olduğunu tekrarlayan Celal Bey’in nazarında Dilber, artık bir “oyuncak” değil, bir sevgilidir.
26. Bu parçada söz edilen eser aşağıdakilerin hangisidir? (2021)
A) Müşahedat
B) Esaret
C) Zehra
D) Sergüzeşt
E) Gülnihal

XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Türk edebiyatında Batılılaşma çabasındaki züppe tipiyle karşılaşırız. Bunların en meşhurlarından biri olan —-, roman boyunca kendini bilmez tavırlarıyla Periveş’in peşinden koşarken çevresindekiler tarafından kandırılıp dolandırılır. —- ise II. Meşrutiyet sonrasındaki siyasi belirsizlik ortamında kurnazca yükselmeye çabalayan bir tiptir. Bu bakımdan ilki kendini bilmezlikle gülünç duruma düşerken diğeri II. Meşrutiyet ilanının puslu havasından yararlanmaya çalışan bir kurnazdır.
27. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2021)
A) Bihruz Bey – Efruz Bey
B) Bihruz Bey – Ali Bey
C) Ali Bey – Rakım Efendi
D) Rakım Efendi – Efruz Bey
E) Felatun Bey – Efruz Bey

—-; Batı’nın yalnızca maddeye ve teknik güce olan inancının değil, akla verdiği önemin de eleştirilmesinden yanadır. 1935’te yazdığı ilk oyunu Tohum’da görüşünü “her şeyin ve her hadisenin anahtarını ruhta ve göze görünmeyende bulan prensip” olarak tanımlamıştır. Nam-ı Diğer Parmaksız Salih’te yüce gönüllülükle düzenbazlığın toplumda yan yana yaşadığını gösterir. Para’da ise maddi çıkarlar için her türlü ahlaksızlığı mübah gören bir bankacının kendi hayat felsefesinin kurbanı oluşunu anlatmaktadır.
28. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? (2021)
A) Cevat Fehmi Başkut
B) Ahmet Kutsi Tecer
C) Orhan Asena
D) Necip Fazıl Kısakürek
E) Sabahattin Kudret Aksal

Kaynağını kutsal kitaplardan alan bu mesnevinin olay örgüsünde asıl kahramanın kıskanılarak kardeşleri tarafından kuyuya atılması, köle pazarında satılması, rüya tabirlerinde bulunması, güzelliğiyle beğenilmesi, tüm sıkıntılara karşı sabır ve sadakat göstermesi hikâyenin önemli noktalarını oluşturur. Bu hikâyedeki gömlek, kuyu, buğday ve rüya tabirleri simgesel değerleriyle anlatımı zenginleştiren unsurlardandır.
29. Bu parçada söz edilen eser aşağıdakilerden hangisidir? (2022)
A) Leylâ vü Mecnûn
B) Yûsuf u Züleyhâ
C) Hüsrev ü Şîrîn
D) Şem ü Pervâne
E) Vâmık u Azrâ

—, Tanzimat’tan Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde Batılılaşma sürecinde bireyi, kurum ve toplum hayatındaki yozlaşmayı konakta yaşayan insanların hayatları çerçevesinde romanlaştırır. Bir başka romanında ise bu yozlaşma sürecinin bir tekkedeki görünümünü dikkatlere sunar. Aynı dönemde — ise İstanbul ve Bursa çevresinden izler taşıyan romanında özellikle aşk ve sosyal meseleleri iç içe işler. Yazarın bu romanının en bilindik tarafı, bir genç kızın Anadolu kasabasında öğretmen olarak karşılaştığı zorluklara karşı verdiği amansız mücadelelerdir.
30. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? (2022)
A) Halide Edip – Refik Halit
B) Yakup Kadri – Reşat Nuri
C) Reşat Nuri – Aka Gündüz
D) Refik Halit – Yakup Kadri
E) Aka Gündüz – Halide Edip


Cover Image

KPSS Ortaöğretim (Lise) Son Beş Sınav Çıkmış Soruları (PDF)

Eylül 19, 2022 Okuma süresi: 4 dakika
KPSS Lise Çıkmış Sorular indir

2022 KPSS Ortaöğretim (Lise) Sınavı yaklaşıyor. Binlerce
memur adayı KPSS Ortaöğretim için emek vermekte. Son günlere yaklaşırken KPSS’ye
girecek olan lise mezunu memur adayları çalışmalarında mutlaka deneme çözmek
zorundalar. Bu denemeler içindeyse KPSS Ortaöğretim Sınavında çıkmış soruları
çözmek benzer soruların 2022 KPSS Ortaöğretim sınavında da sorulacağı düşünülürse
çok önemli.

KPSS Ortaöğretim (Lise) bilindiği gibi iki senede bir
yapılıyor. Bu sene de 6 Kasım 2022 tarihinde yapılacak. Son bir buçuk ayda
konularını bitiren adayların bolca denem çözmesi gerekiyor. Tabii ki denemeden
maksimum faydayı almak da denemeyi tam bir sınav ortamında çözmek. Bunun için
adayların kitapçıkta verilen süreye tam olarak uyarak bir masada sınav ortamına
en yakın şekilde soruları çözmesi gerekiyor.

Denemeden sonra verilen cevap anahtarlarını da mutlaka
kontrol edersiniz. Ancak asıl önemli olan hangi soruları yapamadığınız ve
yapamadığınız bu soruları neden yapamadığınız. KPSS Ortaöğretim çıkmış
sorularını da bu şekilde çözdükten sonra mutlaka ama mutlaka yapamadığınız
soruları tarayın ve hangi konularda eksiğiniz varsa o konulara odaklanın.

Aşağıda KPSS Ortaöğretim (Lise) Sınavının daha önce
uygulanmış beş sınavını indirebilirsiniz. KPSS Ortaöğretim Çıkmış Sorularında
dikkat etmeniz gereken bir diğer husus da hangi tip sorular çıktığıdır. Bu
konuda dikkatli bir çalışmayla gerçek sınava yani 2022 KPSS Ortaöğretim (Lise)
sınavına daha hazır girebilirsiniz.

Soruları indirmeye başlamadan önce sitemizi sosyal medyadan
takip edebilirsiniz. Sınavın Türkçe bölümü için sitemizde birçok
konu anlatımı, slayt, test ve çalışmalar bulunmaktadır.

Sınavda herkese başarılar…

kpss ortaöğretim ücreti 2022 kpss ortaöğretim meslekleri
2022 kpss ortaöğretim başvuru ücreti 2022 2022 kpss ortaöğretim sınav ücreti ortaöğretim
kpss para yatırma kpss para yatırma kpss ortaöğretim geç başvuru kpss
ortaöğretim geç başvuru tarihi ortaöğretim kpss başvurusu nasıl yapılır kpss
önlisansa kimler girebilir e devlet şifresi alma kpss ortaöğretim sınav ücreti
ödeme ortaöğretim kpss basvuru ucreti ösym başvuru merkezleri kpss ortaöğretim
hangi bankaya yatıyor

KPSS Ortaöğretim (Lise) Sınavı Soruları İndir

İNDİR: (2020-2018-2016-2014-2012) KPSS Ortaöğretim Sınavı Çıkmış Soruları


Cover Image

2022 Bursluluk Sınavı Soruları İndir PDF

Eylül 7, 2022 Okuma süresi: 3 dakika
Bursluluk soruları indir pdf

2022 yılı Bursluluk Sınavı 4 Eylül 2022 günü gerçekleştirildi. 2022 Bursluluk Sınavı soruları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklandı. Bursluluk sınavına bilindiği üzere 5. 6. 7. 8. 9. 10. ve 11. sınıflar girebiliyor. Her yıl düzenli bir şekilde yapılan Bursluluk Sınavının sonucunda maddi durumu yetersiz öğrenciler burs almayı veya Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların pansiyon ve yurtlarında ücretsiz kalmayı hak ediyorlar. bursluluk sınavı 2022 6. sınıf bursluluk sınavı 2022 bursluluk sınavı 2022 başvuru ne zaman
bursluluk sınavı puan hesaplama 2022 bursluluk sınavı başvuru tarihi 2022 meb.gov.tr bursluluk sınavı 2022 bursluluk sınavı 2022 başvuru formu  bursluluk parası ne kadar 2022 2022 bursluluk sınavı parası ne kadar bursluluk sınavı sonuçları 2022 8.sınıf bursluluk sınavı 2022 6. sınıf bursluluk sınavı taban puanı 2022

2022 Bursluluk Sınavı Ne Zaman Açıklanacak?

Peki Bursluluk Sınavı 2022 ne zaman açıklanacak? 2022 Bursluluk Sınavını kazana öğrencilere bursları ne zaman ödenecek? Bursluluk Sınavı 2022 açıklanma tarihi MEB tarafından 23 Eylül 2022 günü MEB.gov.tr adresinden duyurulacak. 2022 Bursluluk Sınavını kazanan öğrencilere bursları ise Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Resmi Okullarda Yatılılık, Bursluluk, Sosyal Yardımlar ve Okul Pansiyonları Yönetmeliği’ne göre bursluluk sınavı kazanıldıktan ve okula kayıt yaptırıldıktan sonra Ekim ayının başı itibariyle ödenecek.
2022 Bursluluk Sınavı soruları MEB tarafından yayınlandı. Sorulara alttaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Bursluluk Sınavı 2022 Soruları İndir

İNDİR: 2022 Bursluluk Sınavı 4,5,6,7,8,9,10,11. Sınıflar Soruları 


Cover Image

Son Beş KPSS Önlisans Sınav Soruları (PDF)

Ağustos 10, 2022 Okuma süresi: 9 dakika
KPSS Önlisans Çıkmış Sorular İNDİR PDF

İki yılda bir gerçekleştirilen KPSS Önlisans sınavı yaklaşırken adayların bu yöndeki çalışmaları da hız kazandı. KPSS Önlisans 2022 sınavına girecek olan adayların bu sınav öncesi yapması gereken en önemli işlerden biri de deneme çözmektir. KPSS Önlisansa başvuru ücretini yatırdıktan sonra KPSS Önlisans 2022’ye girmeye hazırlanan adaylar için en iyi deneme sınavı da eski yılların sınav sorularını bir KPSS Önlisans sınavı ciddiyetinde, bir deneme sınavı ortamında çözmektir. 

Yazımızın sonundaki renkli bağlantılardan 2020, 2018, 2016, 2014, 2012 yıllarında yapılan KPSS Önlisans sınavlarını indirebilirsiniz. Soruları sınav ciddiyetinde çözmek sınavdan edineceğiniz maksimum faydayı size sağlayacaktır. Peki KPSS Önlisans 2022’de adaylara ne kadar süre veriliyor? KPSS Önlisans 2022’de adaylara hangi derslerden kaç soru sorulacak?

KPSS Önlisans Sınav Süresi Ne Kadar?

KPSS Önlisans Sınavında adaylara 130 dakika yani 2 saat 10 dakika süre verilecek.

KPSS Önlisans Sınavında Hangi Derslerden Kaç Soru Sorulacak?

KPSS Önlisans sınavı Genel Kültür ve Genel Yetenek olmak üzere ikiye ayrılıyor. Genel Yetenek bölümünde Türkçeden 30, Matematik-Geometriden 30 olmak üzere toplam 60 soru sorulacak. Genel Kültür bölümünde ise Tarihten 27, Coğrafyadan 18, Vatandaşlıktan 9, Güncel Bilgiler 6 soru olmak üzere 60 soru sorulacak.

2022 KPSS Önlisans Başvuru Ücreti Ne Kadar?

2022 KPSS Önlisans Başvuru Ücreti ÖSYM tarafından 130 TL olarak açıklandı. 2022 KPSS Ön Lisans başvuruları 3 Ağustos’ta başladı. 15 Ağustosta bitecek. 

2022 KPSS Önlisans Sınavı Ne Zaman Yapılacak?

2022 KPSS Lisans sınavında soruların çalınmasının ortaya çıkması üzerine sınav iptal edilmiş, içinde 2022 KPSS Önlisans sınavının da olduğu bazı sınavlar ertelenmişti. ÖSYM geçtiğimiz günlerde sınav takvimini yeniledi ve 2022 KPSS Önlisans sınavının 9 Ekim 2022 günü yapılacağını açıkladı.

KPSS Önlisans Sınavı Konu Dağılımı Nasıl Olacak?

Geçmiş yıllarda KPSS Önlisans sınavlarında aşağıda listesini verdiğimiz konulardan yıllara göre önemli ölçüde değişmese de farklı sayılarda sorular gelmiş. 

KPSS Önlisans Türkçe Konu Dağılımı

  • Sözcükte Anlam
  • Cümlede Anlam
  • Sözcük Türleri
  • Sözcükte Yapı
  • Cümlenin Ögeleri
  • Cümle Türleri
  • Dil Bilgisi Ses Olayları
  • Yazım Kuralları
  • Noktalama İşaretleri
  • Anlatım Bozuklukları
  • Paragrafta Anlam
  • Paragrafta Anlatım Biçim
  • Sözel Mantık

KPSS Önlisans Matematik Konu Dağılımı

  • Temel Kavamlar
  • Sayılar- Ebob-Ekok
  • Rasyonel Sayılar- Ondalıklı Sayılar
  • Basit Eşitsizlikler
  • Mutlak Değer
  • Üslü Sayılar
  • Köklü Sayılar
  • Faktöriyel
  • Çarpanlara Ayırma
  • Oran- Orantı
  • Denklem Çözme
  • Sayı Problemleri
  • Kesir Problemleri
  • Yaş Problemleri
  • İşçi ve Havuz Problemleri
  • Hareket-Hız Problemleri
  • Yüzde-Kar-Zarar Problemleri
  • Karışım Problemleri
  • Grafik Problemleri
  • Kümeler ve Problemleri
  • Fonksiyonlar
  • İşlem
  • Modüler Aritmetik
  • Permütasyon
  • Konbinasyon
  • Olasılık
  • Sayısal Mantık
  • Şekil Yetenek

KPSS Önlisans Tarih Konu Dağılımı

  • İslamiyet Öncesi Türk Tarihi
  • İslamiyet Öncesi Türk Devletlerinde Kültür Medeniyet
  • İlk Türk İslam Devletleri
  • İlk Türk İslam Devletlerinde Kültür ve Medeniyet
  • Osmanlı Devleti Kuruluş ve Yükselme Dönemi
  • 17. Yüzyıl Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi
  • 18. Yüzyıl Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi
  • 19. Yüzyıl Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi
  • 20. Yüzyıl Osmanlı Devleti
  • Osmanlı Devleti Kültür ve Medeniyet
  • Milli Mücadele Dönemi
  • İnkılap Tarihi
  • Atatürk Dönemi İç ve Dış Politikalar
  • Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi

KPSS Önlisans Coğrafya Konu Dağılımı

  • Türkiye’nin Coğrafi Konumu
  • Türkiye’nin İklimi ve Bikti Örtüsü
  • Türkiye’nin Fiziki Özellikleri
  • Türkiye’de Nüfus ve Yerleşme
  • Tarım
  • Hayvancılık
  • Madenler ve Enerji Kaynakları
  • Sanayi ve Endüstri
  • Ulaşım
  • Ticaret
  • Turizm
  • Bölgeler Coğrafyası

KPSS Önlisans Vatandaşlık Konu Dağılımı

  • Temel Hukuk Kavramları
  • Anayasal Kavramlar
  • Türk Anayasa Tarihi
  • Temel Hak Ödevler
  • Yasama
  • Yürütme
  • Yargı
  • İdare Hukuku

KPSS Önlisans Çıkmış Sorular PDF İndir


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler