Nobel ve Pulitzer ödülü almış olan yazar Steinbeck, bu eserinde 1929 ekonomik buhranını ele alarak topraklarını kaybeden ve iş bulma umuduyla yollara dökülen tarım işçilerinin yaşam öyküsünü gözler önüne sermiştir. Romanda Joad ailesinin şahsında açlığa,yoksulluğa mahkum edilmiş ve sömürü düzeninde ezilmiş tüm insanların dramını yaşarız.
I. Dünya Savaşında sıralarında İtalya’da yaşananlar konu edilir.Henry, İtalya’da yaşayan bir Amerikalıdır ve yaralanmıştır.Hastanede Catherine adlı İngiliz hemşireyle tanışır.Catherin barış güvercini gibidir.Birbirlerini severler.Catherin hamile kalmıştır.Henry ise cepheye dönmüştür.Fakat İtalyanlar geri çekilmektedirler ve Henry’yi tutuklayıp öldürmeye kalkarlar.Henry ellerinden kurtularak Catherin’i bulur ve birlikte İsviçre’ye kaçarlar.Catherin doğum sırasında hayatını kaybeder.
Kocasıyla yaşadığı mutsuz ve monoton evliliğe rağmen ona ihaneti asla düşünmeyen Henriette ile acılarla dolu çocukluk yaşamış yeniyetme delikanlı Felix’in öyküsüdür.Henriette, yaşadığı aşkı yücelikten, ayrı düşünemez,ailesine ihanet noktasına asla getirmez.Onun yaşadığı temiz ve kutsal bir aşktır.Felix ise her şeyi yakıp yıkacak bir çılgınlık olarak yaşamak ister aşkı.Romantizmin egemen olduğu yıllarda Balzac realizmin öncülüğünü yapmış, realizmin hatta naturalizmin doğuşunda etkili olmuştur.
Nikolai Kirsanov adlı bir çiftlik sahibi adam , Feniçka adlı bir köylü kızıyla metres hayatı yaşamaktadır.Kardeşi Pavel bu ilişkiyi onaylamasa da Nikolai’nin Feniçka’dan bir de çocuğu olmuştur.
Bir müddet sonra Nikolai’nin büyük oğlu Arkadiy üniversiteyi bitirerek çiftliğe döner.Ancak yanında Bazarov adlı arkadaşı da vardır.Bazarov,inançsız,nihilist,hissiz bir kişidir.Bu yüzden geleneklere bağlı olan Pavel ile geçinemezler.
Arkadiy ve Bazarov bir sosyete toplantısında Anna adlı bir kızla tanışırlar.İkisi de Anna’ya aşık olmuştur.Anna ise ikisine de yüz vermez.Arkadiy, Bazarov’u taklit edip onun etkisinde kaldığı için Anna’ya aşık olduğunu zannetmiştir.Halbuki bir müddet sonra Anna’nın kardeşi Katya’yı sevdiğini fark edecektir.
Sevdiği kızdan karşılık bulamayan Bazarov,Nikolai’nin sevgilisi feniçka’yı baştan çıkartır.Bunu öğrenen Pavel,Bazarov’u düelloya çağırır.Düelloda ikisi de ölmezler.Fakat Bazarov çiftlikten ayrılmak zorunda kalır ve babasının muayenehanesinde çalışmaya başlar.bir gün can sıkıntısını gidermek için tifodan ölmüş bir adama otopsi yapmaya başlar, bıçak elini keser.mikrop kapan Bazarov bir müddet sonra ölür.
Arkadiy ise Katya ile mutlu bir evlilik yapar.
Paris’in ucuz otellerinden birinde Goriot adlı bir yaşlı adam kalmaktadır. Gayet sefil üstü başı perişan ve karnı aç olan bu adamın gençliği hayli zenginlik içinde geçmiştir.Eskiden iki güzel kızı olan ve onları soylu delikanlılarla evlendiren Goriot, ne kadar zengin olsa da kızlarının çevresine giremez, çünkü onların biri barones diğeri kontes olmuşlar; ve artık kibirli ve savurgan bir hayat yaşamaya başlamışlardır.Bir gün Goriot’un parası biter ve kızları tarafından tamamen dışlanır.Balzac’ın romanında aile kurumunun bir toplum için ne denli önemli olduğu ve ailesini kaybedenin her şeyini kaybedeceği anlatılıyor.Aileyi aile yapan asli değerlerin ise maddiyatla hiç ilgisi yoktur.
Yasak aşk temasını işleyen eser, bu özelliğiyle daha sonraki yıllarda yazılanTolstoy’un Anna Karenina’sı ve Halid Ziya’nın Aşk-ı Memnusu ile benzeşir.
banka memuru Josef sebebsizce tutuklanır.Ülkedeki yargı sistemi karmakarışıktır.Davası bir yılı aşkın sürmesine karşın Josef hakim karşısına çıkıp savunma yapamaz.Bir müddet sonra taş ocağında öldürülür.Eserde postmodernizmi ve egzistansiyalizmi yakalamak mümkündür.
Roman, yayınlandıktan sonra tüm Avrupa’da hem pek çok intihar vakası ile karşılaşılmış, hem de sokaklarda bir “Werther modası” hakim olmuş; bir çok genç mavi ceket, sarı pantolon giyerek Verther’e öykünmüşlerdir.
Eserde Genç Verther’in kırsal bir alana göç ederek orada soylu bir aile kızı olan güzel Lotte ile tanışması ve ona aşık olması konu edilir. Verther’in aşkına Lotte de karşılk verir ancak genç kız bir başkasıyla nişanlıdır. daha sonra lotte nişanlısıyla evlenmek zorunda kalır. Verther bir müddet onların aile dostu olarak yaşasa da duyguları bu yükü daha fazla taşıyamaz ve intihar eder.
Eser Verther’in arkadaşı Vilhelm ile mektuplaşmaları biçiminde anlatılmıştır.
DENİZLER ALTINDA YİRMİ BİN FERSAH:
1866 yılında dünya gündemini meşgul eden garip olaylar olur.Son zamanlarda denizlerde bir canavarın dolaştığına dair söylentiler çıkmıştır.Profesör Aronnaks ve ekibi olayı araştırmak üzere yola çıkar.canavarı bulurlar.Ama canavar zannedilen şey aslında kaptan Nemo’nun Nautilus adlı denizaltısıdır.Enteresan olan o tarihlerde henüz denizltının icad edilmemiş olmasıdır.Jules Verne bir çok romanında hayal gücü ile bilime ışık tutmuştur.
Üç Silahşörler serisinin üçüncü ve son bölümüdür. Fransa kralı 13. Louis’in ikizleri olur ve ikisi de erkektir.Lakin çocuklardan biri ülkenin geleceği için saklanır ve kimseye duyurulmaz.Ancak bu büyük sır yıllar sonra bir çok insanın hayatını değiştirecektir.Romanda Üç silahşörlerin yine bulundukları ama biraz yaşlandıkları görülür.14.Louis tahta çıkar ve biraz zalimane bir yönetim tarzı başlatır.Bu arada Bastille hapishanesine yüzü maske ile kapatılmış bir mahkum getirilir.Bu mahkumun konuşması mektup yazması yasaktır.Ancak soylu biri olduğu bellidir.onun için hücresine kaliteli mobilyalar, eşyeler getirilir.Acaba bu mahkum… Yakın zamanda sinemaya aktarılan filmde Leonardo Di Caprio, John Malkoviç,Gerard Depardieu ve Jeremy Irons rol almışlar.
KUMARBAZ:
Sevgilisini borç batağından kurtarmak için kumarhanede kumar oynamaya başlayan Alexis İvanoviç, oynadığı kumara kendini kaptırır ve zamanla bu tutkusu onun hayatını mahveden bir canavara dönüşür.Dostoyevski’nin psikolojik tahlilleriyle renklendirdiği romanında aşk, kumar ve ihtiras kurbanlarının öyküsüne tanık olacaksınız.
SUÇ VE CEZA-DOSTOYEVSKİ:
Dostoyevski’nin bu romanıbir bakıma paranın temel sorun olarak ele alındığı toplumsal nitelikli bi,r eserdir.Bir üniversite öğrencisi olan Raskolnikov, okumak ve yaşamını sürdürebilmek için paraya ihtiyacı vardır.Yarı aç yarı tok verdiği mücadelede bir gün yaşlı ve iğrenç bir tefeci kadını öldürerek paralarını çalmayı kafasına koyar.Bu cinayeti işleyip işlemek konusunda içinde müthiş bir mücadele yaşar.Hatta bir kaç kez kadının evine gidip onu öldürme provası yapar.Ve içindeki iyiyle kötünün mücadelesini kaybeder ve bu kadının yaşamasının gereksiz olduğunu düşünerek kadını baltayla öldürür.
Daha sonra polis müfettişi Marmeladov onun da tefeci kadından borç alanlardan olduğunu farketmesiyle adli soruşturmadan geçer ve temize çıkar.Parayı gömmüş olduğu yerden çıkarmaz.
Fakat içinde yumak yumak büyüyen bir suçluluk düşüncesiyle polis müfettişi ile oynamaya başlar ve kendinin katil olabileceğini haklı gerekçelerle izah eder.Dahası, kendini polise yakalatır.Tutuklanır ve mahkemece yedi yıl hapse mahkum edilir.
Fedor Pavloviç Karamazov etrafında pek sevilmeyen bir toprak sahibi zengindir.O basit bir kişiyken zengin bir kızla evlenerek servete konmuş ama zavallı eşine hayatı zindan ederek onu bahtsız etmiş ve kısa sürede ölümüne neden olmuştur.ikinci bir evlilik yapmış ve o eşine de mutluluk getirememiş, bilakis ahlaksız bir hayat sürerek o kızcağızın da ölümünden sorumlu olmuştur.Fakat birgün kumarcı ve şehvet düşkünü adam vahşice öldürülür.Geride kendi soyadını taşıyan fakat farklı annelerden doğan biri gayri meşru olmak üzere dört oğlan çocuğu bırakır.Biri hayatın zevklerine düşkün olan subay oğlu Dimitri, diğeri felsefi sorgulamalar peşinde olan gazeteci yazar oğlu İvan,en küçükleri ise kendini kliseye adamış gözüken Alyoşa’dır.
Kendilerini Karamazov olarak gören öz kardeşlerin üçü de kendine özgü karakter özelliklerine ve arzularına sahiptirler; Dmitri bedeni, İvan aklı, Alyoşa ise ruhu temsil eder. Dört kardeş de aşağılık babalarına karşı duyduğu yoğun, kontrolsüz öfke ve intikam duygularıyla hareket ederler ve babalarının vahşice öldürülmesinden sorumlu tutulurlar.
Dostoyevski’nin kendi yaşamıyla pek çok paralellik taşıyan bu romanı, hem bir aile dramı, hem bir cinayet romanı, hem de eşsiz bir felsefi metin olarak nitelendirilebilir. Okuru 19. yüzyıl Rusya’sına götüren bu dev eser, edebiyat kadar psikolojide de kendini özel bir yer edinmiştir. Roman boyunca yazarlarla birlikte okur da insanlığın, yaşamın ve Tanrı’nın gerçekliğinin izini sürer.
ÖLÜ CANLAR
Çiçikov kısa yoldan zengin olmak isteyen bir sahtekardır.Torak sahiplerinin çiftliklerinde ölen işçilerin ölüm belgelerini satın alarak kendinin büyük bir arazisi olduğu ve orada çalışacak işçi aradığı izlenimi verir.Halbuki onun amacı olmayan mülkünü rehine koyup bankadan kredi çekmektir.
Üç bölüm tasarlanan roman Dante’nin İlahi komedyası gibi bir kurgu ile yazılacaktı.İlk bölümde çiçikov’un sahtekarlıkları ikinci bölümde ise onun doğru yolu bulmuş hali anlatılmak istendi.Ama gogol girdiği bir bunalm da eserin geri kalan taslaklarını yok etti.Ve eser tamamlanamamış olarak kaldı.
HACI MURAT
Tolstoy yaşadığı dönemde yaşanılan hadiseleri eserlerinde ustalıkla anlatır.Bu kitap Rus-Çeçen savaşı izlenimlerini ele alır.Şeyh Şamil’in komutanlarından Hacı Murat’ın, bir ara Şeyh Şamil’le arası bozulur ve Ruslara sığınır.ruslar önce ona iyi davranarak Kafkasya birliğini bozmayı ve Şamil güçlerini bölmeyi planlarlar.fakat Şamil bu durumu anladığından Hacı Murat’ın geri gelmesi için bir yıl süre tanıdığını ve bu sürenin sonunda teslim olmazsa Hacı Murat’ın geride kalan ailesini öldüreceğini ilan eder.Zorda kalan Hacı Murat kaçma planları yapmaya başlar