Cover Image

Dostun Gülü Yaralar Beni

Şubat 22, 2025 Okuma süresi: 4 dakika
16.yüzyıl halk ozanı Pir Sultan Abdal hakkındaki bilgiler, halk arasında dolaşan rivayetlerden ibarettir. Bu büyük ozan, rivayete göre Safevi taraftarlığı nedeniyle 1560’ta Sivas’ta Hızır Paşa tarafından astırılmıştır.
Efsaneye göre Pir Sultan’ın idamını seyretmeye gelenler, Hızır Paşa’nın emri üzerine ellerine birer taş alıp beklemeye başlar. Ozanın musahibi Ali Baba da kalabalığın arasındadır. Emre göre Pir Sultan, darağacına doğru yürürken taşlanacak, Paşa’nın emrine uymayanların da başı vurulacaktır. Fakat atılan taşların hiçbiri Pir Sultan’a değmez. Ali Baba da diğerleri gibi bu buyruğa uymak zorunda olduğunu düşünür. Ancak taş atmaya gönlü razı olmayınca elindeki gülü taş atar gibi Pir Sultan’a doğru fırlatır. Bunu gören Pir Sultan ise pek üzülerek aşağıdaki dizeleri söyler:
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zâreler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi pâreler beni

Dar günümde dost düşmanım bell’oldu
On derdim var ise şimdi ell’oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz
Hak’tan emr olmazsa rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni

Pir Sultan Abdal

Sözcükler

zâreler: perişan eder, ağlatıp inletir
pâreler: parçalar
dar: idam mahkûmlarını asmak için dikilen direk
dar günümde: 1. zor günümde 2. Asıldığım gün

bell’oldu: “belli oldu” (11’li hece ölçüsüne uydurmak için)

ell’oldu. “elli oldu” (11’li hece ölçüsüne uydurmak için)
asa: assın
vuralar: vursunlar
ağmaz: yükselmek, yukarı doğru çıkmak
Hak: Tanrı

emr: “emir”
rahmet: yağmur; bağışlama, merhamet etme
el: yabancı

ille (illa): özellikle


Pir Sultan Abdal Hakkında Yazılmış Kitaplarla İlgili Açıklamalı Bibliyografya Denemesi, Cihan Sezen
Pir Sultan Abdal’da Dinî Düşünce Boyutu, Murat Tavşanlı


İndim Seyran Ettim Frengistan’ı

Ocak 16, 2025 Okuma süresi: 2 dakika
İndim seyran ettim Firengistan’ı — a
İlleri var bizim ile benzemez — b
Levin tutmuş goncaları açılmış — c
Gülleri var bizim güle benzemez — b

Göllerinde kuğuları yüzüşür — d
Meşesinde sığırları böğrüşür — d
Güzelleri türkü söyler çığrışır — d
Dilleri var, bizim dile benzemez — b

Seyr’edüben gelir Karadeniz’i — e
Kanları yok, sarı sarı benizi — e
Övün etmiş kara kara domuzu — e
Dinleri var, bizim dine benzemez — b

Akılları yoktur küfre uyarlar — f
İmanları yoktur cana kıyarlar — f
Başlarına siyah şapka giyerler — f
Beyleri var, bizim beye benzemez — b

Karac’oğlan eydür: dosta darılmaz — g
Hasta oldum hatırcığım sorulmaz — g
Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz — g
İlleri var bizim ile benzemez — b

Karacaoğlan

Nazım şekli: Koşma

11’li Hece Ölçüsü

Sözcükler

Seyran: gezinme
Firengistan (Frengistan): Avrupa
Levin tutmak: renklenmek
Gonca: Henüz açılmamış veya açılmak üzere olan çiçek; tomurcuk.

Seyr’edüben: seyrederek
Beniz: yüz, yüz rengi


Bir Kaz Aldım Ben Karıdan

Mart 20, 2024 Okuma süresi: 4 dakika
Bir kaz aldım ben karıdan
Boynu da uzun borudan
Kırk abdal kanın kurutan
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kaza verdik birkaç akçe
Eti kemiğinden pekçe
Ne kazan kaldı ne kepçe
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kaz değilmiş be bu azmış
Kırk yıl Kafdağı’nı gezmiş
Kanadın kuyruğun düzmüş
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kazı koyduk bir ocağa
Uçtu gitti bir bucağa
Bu ne haldır beh ey ağa
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kazımın kanadı selki
Dişi koyun emmiş tilki
Nuh Nebi’den kalmış belki
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kazımın kanadı sarı
Kemiği etinden iri
Sağlık ile satma karı!
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kazımın kanadı ala
Var yürü git güle güle
Başımıza kalma bela
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Suyuna biz saldık bulgur
Bulgur “Allah” deyi kalgır
Be yârenler bu ne haldır!
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kaygusuz Abdal n’idelim
Ahd ile vefa güdelim
Kaldırıp postu gidelim
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz

Kaygusuz Abdal

Nazım türü: şathiye

Açıklamalar

Yunus Emre’nin ilk takipçilerinden olan Kaygusuz Abdal, özellikle şathiyeleri ile tanınmıştır.
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz redifli bu şiir, çeşitli sembollerden oluşmuştur.
Tasavvufta kaz hırstır ve bönlüğün simgesidir. 

Kaz, şiirde şeyh-mürit ilişkisi içerisinde müridi simgelemektedir.

Bir başka yoruma göre de Kaygusuz, şiirdeki pişmeyen kaz ile bir türlü yola gelmeyen ve iflah olmayan nefsini anlatmıştır. Bulgur dahi kaynamaktan “Allah” demeye başlamış ancak nefsi temsil eden kaz, kırk gündür pişme aşamasına dahi gelmemiştir.


Sözcükler

karı: kadın, ihtiyar, yaşlı adam
pekçe: iyice, adamakıllı
Kafdağı: Dünyayı çepeçevre kuşattığı söylenen masal dağı
selki: İki ucu birbirine eşit olmayan; sarkık, gevşek
ala: ela
kalgır: oynar
yâren (yâran):dostlar

İlgili Sayfa

Halk Edebiyatı Örnek Metinler


İki Cihan Zindan İse

Nisan 18, 2023 Okuma süresi: 3 dakika
İki cihan zindan ise gerek bana bostan ola
Ayruk bana ne gam gussa çün inayet dosttan ola

Varam ol dosta kul olam her dem açılam gül olam
Hem söyleyem bülbül olam durağım gülistan ola

Ol dost yüzün gördü gözüm erenlere toprak yüzüm
Söz bilene iş bu sözüm gerek şekeristan ola

Sensiz iki cihan benim zindan görünür gözüme
Senin aşkınla bilişen gerek hâssü‘l-hâsdan ola

Her davadan geçen kişi Hak’tan yana uçan kişi
Aşk şarabın içen kişi geh esrük geh mestân ola

Kördür münafığın gözü yarın kara koyar yüzü
Halkın bana acı sözü gerek şekeristan ola

Her dem yüzüm yere uram Allah’ıma şükür kılam
Ben benliğim dosta verem ne dava ya destan ola

Aşka doyamadı özüm gensüzin açıldı râzum
Yunus senin iş bu sözün âlemlere destan ola

Yunus Emre

Sözcükler

ayruk: ayrı, başka, gayrı
bostan: bahçe, yeşillik, bağlık yer.
çün: çünkü
esrük: sarhoş
geh: bazen, ara sıra, kâh
gensüzin: isteksiz
gussa: tasa, sıkıntı. kaygı
gülistan: gül bahçesi
hâssü’l-hâs: seçkinlerin seçkini
inayet: lütuf, iyilik
mestan: sarhoş, kendinden geçmiş
râz: sır, gizli şey
şekeristan: şeker kamışı tarlası

İlgili Sayfa


Destan-ı Zelzele

Şubat 14, 2023 Okuma süresi: ~1 dakika

Büyük bir yıkıma sebep olan "1939 Erzincan Depremi" üzerine yazılmış bir destandır. İki bölümden meydana gelen destan kayıp ve silik dörtlüklerle birlikte toplam kırk beş dörtlüktür. Aşağıda verilen kısım, destanın birinci bölümüdür:

Destan-ı Zelzele

Hulûs-i kalp ile dinle destanı
Cenab-ı Allah'tan imtihan oldu
Sene dokuz yüz otuz dokuzda
Hakkın emriyle zelzele oldu


Devamını okuyayım »


Atalar Sözü Destanı

Şubat 2, 2023 Okuma süresi: ~1 dakika

Tut atalar sözünü kalb-i selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğun tab-ı halim ol
Sarp sirke kabına zarar demişler


Devamını okuyayım »


Tehi Görmen Kimseyi

Mayıs 28, 2022 Okuma süresi: 2 dakika
Tehî görmen kimseyi hiç kimesne boş değil
Eksiklik ile nazar erenlere hoş değil

Gönlünü derviş eyle dost ile biliş eyle
Aşk eri şol ma‘nîde derviş içi boş değil

Derviş bilir dervişi Hak yoluna durmuşu
Dervişler hüma kuşu çaylak u baykuş değil

Dervişlik aslı candan geçti iki cihandan
Haber verir sultandan bellidir yad kuş değil

Ey Yunus Hakk’ı bilen söylemez hergiz yalan
İkilik ile gelen doğru yol bulmuş değil

Yunus Emre

Sözcükler

Tehi: boş, anlamsız, yararsız
kimesne: kimse
nazar: bakış, görüş
şol: şu
ma’ni: mana, anlam
Hak: Tanrı, Allah
hüma: Başına konduğu kimseye mutluluk getirdiğine inanılan talih kuşu.
Çaylak u baykuş: çaylak ve baykuş
yad: yabancı
hergiz: asla

İlgili Sayfa


Taştın Yine Deli Gönül

Mayıs 27, 2022 Okuma süresi: 3 dakika
Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın

Nidem elim ermez yâre
Bulunmaz derdime çare
Oldum ilimden avare
Beni burda eğler misin

Yavı kıldım ben yoldaşı
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmak olup çağlar mısın

Ben toprak oldum yoluna
Sen aşırı gözetirsin
Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın

Harami gibi yoluma
Arkırı inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm
Sen yolumu bağlar mısın

Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim için
Yaşın yaşın ağlar mısın

Esridi Yunus’un canı
Yoldayım iIlerim kanı
Yunus düşte gördü seni
Sayrı mısın sağlar mısın

Yunus Emre

Sözcükler

nidem: ne edeyim
avare: başıboş, yersiz yurtsuz
yavı kılmak: kaybetmek
onmak: daha iyi bir duruma gelmek, şifa bulmak
onulmaz: iyileşmez, şifa bulmaz
harami: hırsız, haydut, eşkıya
arkırı: aykırı
yaşın yaşın: gözyaşı döke döke
esrik: sarhoş
kanı: hani
sayrı: hasta

İlgili Sayfa


Biz Bu Dünyadan Gider Olduk

Mayıs 2, 2022 Okuma süresi: 3 dakika
Biz dünyadan gider olduk kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi söyletmeye dilimizi
Hasta iken hâlimizi soranlara selam olsun

Tenim ortaya açıla yakasız gömlek biçile
Bizi bir arı vech ile yuyanlara selam olsun

Azrail alır canımız kurur damarda kanımız
Yayılacak kefenimiz saranlara selam olsun

Gider olduk dostumuza eremedik kastımıza
Namaz için üstümüze duranlara selam olsun

Sözdür söylenir araya kimse döymez bu yaraya
İltüp bizi makbereye koyanlara selam olsun

Bunda hep gelenler gider hergiz gelmez yola gider
Bizim hâlimizden haber soranlara selam olsun

Âşık oldur Hakk’ı seve Hak derdine kıla deva
Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun

Miskin Yunus söyler sözü kan yaş ile doldu gözü
Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun

Yunus Emre

Sözcükler

arı: temiz
vech: tarz, üslup
yumak: yıkamak
yuyanlara: yıkayanlara
döymek: tahammül etmek, dayanmak
İltüp: iletip
makber: mezar
makbereye: mezara
hergiz: asla
Hak: Tanrı, Allah

İlgili Sayfa


Cover Image

Gelsin Bizden Can İsteyen

Mart 10, 2022 Okuma süresi: 6 dakika
Gelsin bizden can isteyen
İstediği can bulundu
Mert olup meydan isteyen
Merdane meydan bulundu

Hakkın lütf u kereminde
Bin can biter bir deminde
Vücudum Mısr Camiinde
Yusuf-u Kenan bulundu

Kim görmedi ben tanladım
Sözü yerinde banladım
Yetmiş iki dil anladım
Mühr-ü Süleyman bulundu

Uyan ey gafil yatma dur
Hazır olgıl çalındı sur
Anlayubak gözün aç gör
Ol genc-i nihan bulundu

Hak ayan oldu halka faş
Çar anasır ceht-i şeş
Zerrede gizlendi güneş
Katrede umman bulundu

Kim ki Muhammet ümmeti
Halil İbrahim milleti
Zerrece yoktur illeti
Kim anda iman bulundu

Gözet Muhammet fahrini
Saygıl her işin ahrini
Gezerken gönül şehrini
Tahtında sultan bulundu

Kul olan kulluğun bilsin
Dirliğine kaim olsun
Ab-u hayat içen gelsin
Çeşme-i hayvan bulundu

Mürşidi iblis bahilin
Menzili yoktur gafilin
Özünü bilmez cahilin
İşine noksan bulundu

Ten vardı aslını buldu
Can yine yerine geldi
Söz bu yerde tamam oldu
Delil ü burhan bulundu

Merhemi yârdır yaranın
Tabibi yârdır yaranın
Muhyiddin’im biçarenin
Derdine derman bulundu

Muhyiddin Abdal (16.yy.)

Sözcükler

merdan: yiğitler
lütf: iyilik, bağış
kerem: cömert, iyilik
dem: zaman, an
Mısr: Mısır (ö.i)
tanlamak: hayret etmek, şaşmak
banlamak: bağırmak, yüksek sesle konuşmak
Mühr-ü Süleyman: Hz. Süleyman’ın mührü, Davut yıldızı
gafil: uyanık olmayan, habersiz
olgıl: ol
sur: Kıyamet günü İsrafil’in çalacağına inanılan boru.

anlayubak: anlamak

ol: o
genc: hazine
nihan: gizli
genc-i nihan: gizli hazine
ayan: belli, açık
faş: meydan çıkmış, anlaşılmış olan
çar: dört
anasır: unsur
cehd: çalışmak, çabalamak
şeş: altı
zerre: en küçük parça
katre: damla
umman: derya, okyanus
illet: hastalık
kim: ki (bağlaç)
anda: onda
fahr: övünme
saygıl: say
ahrini: sonrasını
kaim: ayakta duran
ab-u hayat: ölümsüzlük duyu
çeşme-i hayvan: hayat çeşmesi
mürşit: doğru yolu gösteren, pir, şeyh
iblis: şeytan
bahil: cimri, eli sıkı
menzil: mesafe, durak
burhan: kanıt
delil ü burhan: delil ve kanıt
biçare: çaresiz

İlgili Sayfa


Cover Image

İnsan İnsan Derlerdi

Mart 9, 2022 Okuma süresi: 6 dakika
İnsan insan derler idi
İnsan nedir şimdi bildim
Can can deyi söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim

Kendisinde buldu bulan
Bulmadı taşrada kalan
Müminin kalbinde olan
İman nedir şimdi bildim

Takva ehlinin sattığı
Müminlere ok attığı
Münkirlerin şek ettiği
Gümân nedir şimdi bildim

Sohbette sözünü bilmez
Sözünün yüzünü bilmez
Ne gafil özünü bilmez
Hayvan nedir şimdi bildim

Bir kılı kırk yardıkları
Birin köprü kurdukları
Erenler gösterdikleri
Erkân nedir şimdi bildim

Muhammet dinimin direği
Ali’dir gönlüm çerağı
Cümle şey Hakk’ın durağı
Mekân nedir şimdi bildim

Sıfat ile zât olmuşam
Kadr ile berât olmuşam
Hak ile vuslat olmuşam
Mihman nedir şimdi bildim

Özümü kılmışam zelil
İnayet eyledi celil
Dil içinde bana delil
Burhan nedir şimdi bildim

Muhyiddin aydur Hak kâdir
Görünür her şeyde hazır
Ayan nedir pinhan nedir
Nişan nedir şimdi bildim

Muhyiddin Abdal (16.yy.)

Ait olduğu gelenek: Tekke edebiyatı
Nazım türü: nefes
Ölçü: 8’li hece ölçüsü
Uyak: a b c b / d d d b / e e e b…

Sözcükler

taşra: dışarı
takva: dinin yasak ettiği şeylerden çekinip buyurduklarını yerine getirmek
takva ehli: takva mensubu, takva sahibi
münkir: inkar eden, dinsiz
şek: şüphe
gümân: şüphe
kılı kırk yarmak: titiz ve ayrıntılı biçimde incelemek
gafil: dikkatsiz, iyi düşünmeyen
erkân: esaslar, yol yöntem
cümle: herkes
çerağ: kandil, ışık
berât: rütbe, nişan
zât: kişi, hürmete layık kimse
kadr: kadir, kıymet
vuslat: kavuşma, erişme
mihman: misafir
zelil: alçak
inayet: yardım
celil: büyük, ulu
burhan: delil, kanıt

aydur (eydür): der, der ki
Hak: Tanrı, Allah
kâdir: bir işi yapmaya gücü yeten, her şeye gücü yeten (Allah)
ayan: belli, açık
pinhan: gizli
nişan: iz

Not: Nefesin üç dörtlüğü aşağıdaki haliyle Fazıl Say tarafından bestelenmiştir.

İnsan insan derler idi
İnsan nedir şimdi bildim
Can can deyü söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim

Muhyiddin eder Hak kâdir
Görünür her şeyde hâzir
Ayan nedir pinhan nedir
Nişan nedir şimdi bildim

Kendisinde buldu bulan
Bulmadı taşrada kalan
Canların kalbinde olan
İnanç nedir şimdi bildim

İlgili Sayfa

👉 

Halk Edebiyatı Şiir Örnekleri

Cover Image

Bana Gül Diyorlar

Mart 8, 2022 Okuma süresi: 3 dakika
Bana gül diyorlar neme güleyim
Ağlamak şanıma düştü n’yleyim
İlin gülü açmış al ile yeşil
Şu benim güllerim soldu n’yleyim

Karadan çaldırdım nerre bâzımı
Arşa çıkardılar âh u sûzumu
Elimden aldırdım yavru kuzumu
Firkati bağrımı deldi n’yleyim

Haberin alayım seher yelinden
Ördek kalkar m’ola kendi gölünden
Korkum ayrılıktan fikrim ölümden
Geldi çattı beni buldu n’yleyim

Ulu sular gibi çeşmim çağlayan
Mahrum kalmaz özün Hakk’a bağlayan
Yâr yitirmiş yana yana ağlayan
Akıbet başıma geldi n’yleyim

Pir Sultan Abdal’ım kırklar yediler
Bu yolu erkânı anlar kodular
Allah verdiğini almaz dediler
Bana verdiğini aldı n’yleyim

Pir Sultan Abdal

Sözcükler

neme: neyime
ilin: elin, başkalarının
nerre: erkek
bâz: doğan, yırtıcı bir kuş türü
arş: göğün en yüksek katı
âh u sûz: iç çekip yanma
firkat: ayrılık
seher: sabahın güneş doğmadan önceki zamanı
çeşm: göz
akıbet: bir iş veya durumun sonu, sonuç
kırklar yediler: Âlemdeki manevi düzeni korumakla görevli veliler zümresi. Genelde “üçler yediler kırklar” şeklinde ifade edilir. İnanca göre bu kişiler (erenler) sıradan insanlar gibi görünseler de

insanların idrak edemeyeceği güçlere sahiptirler.
erkân: yol yöntem, tarikat kuralları

anlar: onlar

kodular: koydular

İlgili Sayfa

Kim Dervişlik İster İse

Şubat 25, 2022 Okuma süresi: 4 dakika
Kim dervişlik ister ise diyem ona n’itmek gerek
Şerbeti elinden koyup ağuyu nûş etmek gerek

Gelmek gerek terbiyete cümle bildiklerin koya
Mürebbisi ne der ise pes ol onu tutmak gerek

Tuta sabr u kanaati tahammül eyleye katı
Terk eyleye suretini bildiğin unutmak gerek

Dünyadan gönlünü çeke eli ile arpa eke
Ununa yarı kül kata güneşte kurutmak gerek

Diyem ona nice ede nefisi dileğin bu yolda
Kaçan kim iftar eyleye üç günde bir etmek gerek

Böyledir derviş dirliği koya cümle ayrılığı
Ondan bulusar erliği kahırlar çok yutmak gerek

Bakma dünya sevisine aldanma halk gövüsüne
Dönüp didar arzusuna ol Hakk’a yüz tutmak gerek

Yunus imdi nedir dersin ya kimin kaydını versin
Bir kişi bu sözü desin ona gücü yetmek gerek

Yunus Emre

Açıklamalar

Yunus Emre “derviş” kavramını şiirlerinde sıklıkla dile getirir. Ona göre dervişlik, şerbeti (dünya nimetlerini) bırakıp zehir içmektir. Derviş bütün bildiklerini unutmalı, mürşidi ne derse onu tutmalıdır. Sabır ve kanaat ehli olmalı, dünyadan gönlünü çekmeli, az yemeli, dünyaya bakmamalı ve halkın sözüne aldanmamalıdır.


Sözcükler

ağu: zehir
nuş etmek: içmek
terbiyet: yetiştirme, terbiye
cümle: hep, bütün, tam
pes: öyle ise
mürebbi: terbiye eden
kanaat: azla yetinme, tok gözlülük
tahammül: sabretmek, katlanmak
ķatı: çok, pek, iyice
suret: Dıştan görünen şekil, dış görünüş
nefis: maddi arzuların kaynağı
kaçan: ne vakit, o zaman
kahır: acı, keder
sevi: aşk
gövü: itimat, güven


Dolap Niçin İnilersin

Ocak 20, 2022 Okuma süresi: 3 dakika
Dolap niçin inilersin, derdim vardır inilerim
Ben Mevlâ’ya aşık oldum, onun için inilerim

Benim adım dertli dolap suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap, derdim vardır inilerim

Beni bir dağda buldular, kolum kanadım kırdılar
Dolaba lâyık gördüler, derdim vardır inilerim

Ben bir dağın ağacıyım, ne tatlıyım ne acıyım
Ben Mevla’ya duacıyım, derdim vardır inilerim

Dağdan kestiler hezenim, bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım, derdim vardır inilerim

Dülgerler her yanım yondu, her azam yerine kondu
Bu iniltim Hak’tan geldi, derdim vardır inilerim

Suyum alçaktan çekerim, dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim, derdim vardır inilerim

Yunus bunda gelen gülmez, kişi muradına ermez
Bu fânide kimse kalmaz, derdim vardır inilerim

Yunus Emre

Sözcükler

inilersin: inlersin
dolap: su dolabı ya da çarkı, ahşap bir çark ile su çıkarma sistemi
yalap yalap: gürül gürül
Çalap: Tanrı
hezen: kalın, büyük ağaç
dülger: yapıların kaba ağaç işlerini yapan kimse
yonmak: yontmak
aza: vücut parçası, organ
muradına ermek: isteğine kavuşmak, arzusu yerine gelmek
fâni: gelip geçici (dünya)

İlgili Sayfa

👉 Halk Şiiri Örnek Metinler

Yararlanılan Kaynak

Yunus Emre Divanı, Selim Yağmur


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler