Su Sesi Dinleme Metni İle İlgili Sorular ve Cevapları

Aralık 26, 2024 Okuma süresi: 10 dakika

 

Su Sesi Dinleme
Metni İle İlgili Sorular ve Cevapları

Bu minik çeşmeyi vaktiyle bir sahibü’l-hayrat bodur minareli mescidin bahçe duvarına yaptırıvermiş. İnsanın
az, suyun bol olduğu zamanlar… Yıllar yılı mescidin cemaati, mahalle sakinleri,
genç ihtiyar, çoluk çocuk, suyunu içip sahibü’l-hayrata dua etmiş. Garibe,
yolcuya su vermiş minik çeşme; küçümen yalağından sokak köpekleri, kurt-kuş,
börtü-böcek faydalanmış.

Yalak ayağından çıkan su bir ark
ile mescid duvarının altından geçip, küçük bahçedeki dutları, mürdüm
eriklerini, zerdali ve laylakları suluyormuş. Duvar dibindeki otların
kuytuluğuna bir kirpi ailesi yuva kurmuş. Tunç lüleden gürül gürül, serin serin
akıyormuş su. Minik çeşmenin duası bu su sesi kisvesinde geceler boyu sürer,
fecirle birlikte buna bülbüllerin âhengi katılırmış.

Zamanla insan çoğalmış, su azalmış.

Sağdan soldan her ne kadar “Suya
dizgin vurulmaz arkadaş” itirazları yükselse de, tunç lüleyi çıkarıp yerine bir
musluk takmışlar. Böylece su etrafına kümelenen kalabalık tarafından daha bir
itinayla kullanılmaya başlanmış; ihtiyacı olan kabını doldurmak için bazen
sırasını bekler olmuş.

Varsın beklesin.

Yine o minik çeşme o mahalle
halkının ve o yana yolu düşen garibin, yolcunun kurumuş dudaklarına şifa
oluyormuş ya…

Zaman da su misali akıp gidiyor
güya.

İnsanlar iyice çoğalmış.

Nerde çokluk orda güzellik hani.

Bir gün çiğ süt emmiş birisi
çeşmenin tunç musluğunu çalıp satmış.

“Kim bu nâmert” diye mahalle halkı
çok aramış, bulamamış. İşin kötüsü, mertlik elden çıkıp nâmertin sayısı
artıvermiş.

Çeşmeye musluk dayanmıyormuş.
Çalan-çalana. Derken işi kökten çözmeyi seven birileri, lüleye bir tahta kazık
çakıp çeşmeyi battal hale sokmuşlar.

Suyun sesi kesilmiş; börtü-böceğin,
garibin, yolcunun boynu bükülmüş.

Cevat işte tam bu sırada devreye
giriyor. Aslında çulsuzun teki, altı-üstü bir berber kalfası. “ben takarım
musluğunu, yeter ki suya dizgin vurmayın, mahallemizin üzerinden dua eksik
kalmasın” diye dikilmiş.

Çok bilmiş, mal biriktirmiş, eli
tutan, dişi kesenler “Yahu Cevat yapma-etme, bu iş böyle gitmez, bu çeşmeyi
unut artık” demişlerse de Cevat umursamamış.

Musluğu çalıyorlar, kırıyorlar,
Cevat yeniliyor. Bir musluk, beş musluk, on beş musluk… Cevat geri adım
atmıyor.

“Ne yani” diyor, “Nâmertlik aldı
yürüdü diye, mertlikten mi vazgeçeceğiz?”

Mahalle halkı “Aşk olsun Cevat’a”
diyor ama bir yandan da kıs kıs gülüyor. Akla ziyan bir iş ki sormayın…

Cevat gecenin  bir vaktinde
yahut sabahın seherinde minik çeşmeye varıyor, sağını solunu silip süpürüyor,
yalağında biriken su ile mescidin bahçesindeki ağaçları suluyor. Güller,
bülbüller, duvar dibindeki kirpi ailesi, gökte mehtap, yerde yaprak o
sessizlikte şarıldayan suyun sesine dem tutarak yine dua ediyorlar.

Kırıyorlar musluğu, alıp
gidiyorlar… Cevat yenisini takıyor. Hiç tınmıyor. Mahalle halkı ne yapıyor bu
arada, olup bitene ne diyor?..

Hadi onu siz bulun. Bulamazsanız
böyle bir çeşmeden su içtiğinizde suyun sesini dinleyin, o size söyler…

Yazan: Mustafa Kutlu

 

Sorular ve cevapları

1) Sahibül Hayrat (Hayırsever)  çeşmeyi nereye yaptırmıştır?

Cevap: Bodur minerali mescidin
Bahçe duvarına yaptırmıştır.

 

2)Çeşmenin yalağından kimler
faydalanıyormuş?

cevap: Sokak köpekleri, kurt kuş,
börtü böcek faydalanıyormuş.

 

3) Çeşmenin tunç lülesini çıkarıp
yerine musluk takılmasının sebebi neymiş?

cevap: Zamanla suyun azalıp insanların
çoğalması.

 

4) Çeşmenin musluğunu çalıp satan
adam yazar tarafından nasıl nitelendirilmiştir?

cevap: Cevap: Çiğ süt emmiş biri
olarak nitelendirilmiştir.

 

5) Musluğu tamir etmek isteyen
Cevat’ın asıl mesleği nedir?

cevap: Berber çırağı.

6) Cevat’ın sürekli bıkmadan
usanmadan musluğu tamir etmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Cevap: Her ne olursan olsun
iyilikten vazgeçmemesi, iyiliğine devam etmedi.


Cover Image

Aşağıdaki Metni Okuyup Soruların Cevaplarıyla İlgili Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız

Kasım 21, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

 

Aşağıdaki
Metni Okuyup Soruların Cevaplarıyla İlgili Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla
Paylaşınız

Zamanı yönetme beceriniz, hayatta
elde edebileceğiniz başarıları etkileyen en 
önemli faktörlerden bir tanesidir. Zaman, vazgeçilemez ve yeri
doldurulamaz bir başarı kaynağı haline gelebilir. O, en değerli varlığınızdır
ve bir kez yitirildi mi ne kurtarılabilir ne de 
geri getirilebilir. Hayatta yapmanız gereken her şey, bir zaman
gerektirir ve zamanınızı ne kadar iyi kullanırsanız o kadar şey başarır ve daha
büyük kazançlar sağlarsınız.

 

Soru: Sizce zamanlama ne demektir?

cevap: Bir şeyin en uygun zamanını
bulmak zamanlamadır.

Soru: Zamanlama planlaması yapıyor musunuz? Nasıl?

Cevap: Evet zamanlama planlaması yapıyorum. Örneğin ders programına göre ve saatlerine göre dersimi çalışıyorum böylece her işimi zamanında yaparak başarılı olmaya gayret gösteriyorum.

Soru: Zamanlamaya dikkat edilmesi kişilerin
yaşamını nasıl etkiler?

cevap: Zamanlamaya dikkat edildiği
zaman işlerimizi uygun bir zamanda halletmiş oluruz ve elimize geçen fırsatları
da geçirmemiş oluruz. Böylece hem mutlu oluruz hem de gereksiz pişmanlıklar
yaşamamış oluruz.

Soru: Her işi zamanında yapmak
neden önemlidir?

Her işi zamanında yapmak gerekir
çünkü zamanında yapılan iş fırsatları kaçırmamamızı sağlar ve pişmanlıklar
yaşamamış oluruz ve işimizi anında hallettiğimiz içinde  sorunlar ile karşı
karşıya kalmayız ve mutlu oluruz, çalışkan oluruz, sorumluluk sahibi bir insan
oluruz.

 Soru: Bugüne kadar özellikle zamanlamaya
dikkat ettiğiniz için elde ettiğiniz bir başarı ya da kazanç oldu mu? Örnekler vererek
açıklayınız.

Zamanlamaya dikkat ettiğim için
elde ettiğim bir başarı oldu. Okulumuzda kitap yarışması vardı ve onun süresi de
bir haftaydı. O kitabı her gün  okudum ve
en ince detayına kadar inceledim. Sınav zamanı geldiği zaman da sınavına
katıldım ve okulda birinci oldum. Eğer ki zamanlamaya dikkat etmeseydim, bir
plan ve program dahilinde hareket etmeseydim başarılı olamayacaktım ve onun
için de üzülecektim.


Cover Image

Zamanla Yarışa Girmek Mi?

Kasım 20, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

 

Zamanla
Yarışa Girmek Mi?

Zaman hızlı bir koşucudur. Biz dur
desek de alır başını gider. İnsanoğlunun hiçbir yasası zaman adını verdiğimiz
gücü durduramaz, hızını bile kesemez. Şair “ Nedir zaman nedir? Bir su mu, bir
kuş mu? İniş mi, yokuş mu?” diye sormuş. Yanıtını bulamamış…!

 

Sorular:

1) Zaman niçin hızlı bir koşucuya
benzetilmiştir?

cevap: Zaman çok hızlı akıp  gittiği için hızlı bir koşucuya
benzetilmiştir. Zaman da hızlı bir koşucu gibi ardına bakmadan çok hızlı bir
şekilde geçtiği için hızlı bir sporcuya benzetilmiştir de diyebiliriz.

2) Şairin zaman kavramıyla su, kuş,
iniş, yokuş, sözcükler arasında kurduğu ilgi ne olabilir?

Zaman gözle görülen somut bir rey
değildir ama hızla akıp gider. Su akıp gider ve giden su bir daha gelmez.
Kuşlar uçup  zamanı gelince başla
memleketlere göçer gider ve zamanı gelene kadar geri dönmezler, hayatımızda
inişler r-ve çıkışlar olabilir ama giden hiçbir şey geri gelmez. Onun için
zamanı iyi değerlendirmek gerekir.

 

3) Metinde zaman çok hızlı geçtiği
ve iyi değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıyor musunuz?

Metinde zamanın çok hızlı geçtiği
ve elbette iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü zaman kayıp
giden bir şeydir, elle tutulamaz. Bunun için kıymetini bilmek gerekir.


Cover Image

Pulsuz Dilekçe Metni Hangi Amaçlarla Kaleme Alınmıştır?

Kasım 20, 2024 Okuma süresi: 2 dakika

 

Pulsuz
Dilekçe Metni Hangi Amaçlarla Kaleme Alınmıştır?

Pulsuz Dilekçe Metni yetişkinlere
ders vermek amacı ile yazılmış harika bir metindir. Yazar burada yetişkinlerin
çocuklarını yetiştirirken ne gibi yanlışlıklar yaptığını çocuğun ağzından edebi
bir şekle sokarak anlatmıştır. Burada anlamak isteyen anne ve babalara  yoğun bir mesaj vardır  ama anlamak isteyene elbette. Mesela çocuk
farklı bir kişilik özelliğine sahip olduğunu söylüyor ve anne ve babanın onu
kendi kafalarındaki dar bir kalıba sokmamalarını istiyor ve onun kişiliğine
saygı göstermelerini bekliyor.

 Yetişkinlerin tutarlı olmaları gerekiyor,
çocukların özgürlüğüne saygı duymaları gerekir, yetişkinler öğütten çok
davranışları ile çocuklarına örnek olmalıdır ve daha çok sayıda mesaj
verilmektedir. Metin yetişkinlerin düşünmelerini, kendilerini sorgulamalarını,
ne gibi yanlışlar yaptıklarını düşünmelerini isteyen bir metindir. Bu da
çocuğun ağzından çok güzel bir şekilde ifade edilmiştir. Amaç yetişkinlerin
kendilerine dönüp bakmaları, kendilerini eleştirmeleri, çocuk yetiştirmede ne
gibi şeyler yapılırsa daha sağlıklı olur gibi soruların cevabı vardır.  Bunu da anlamak isteyen yetişkinler anlar.

 Yeter ki kendimizi değiştirelim, geliştirelim ve çocuklarımızı yargılamadan önce
anlamaya, kıyaslamadan önce olduğu gibi kabul etmeye çalışalım. Yani burada mesaj yetişkinleri bilinçlendirmek ve kendilerine getirmek amacı ile yazılmıştır.


Cover Image

Aşağıdaki Soruların Cevaplarıyla İlgili Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız. 6. sınıf Türkçe Ders Kitabı

Kasım 14, 2024 Okuma süresi: 7 dakika

 

Aşağıdaki
Soruların Cevaplarıyla İlgili Düşüncelerinizi Arkadaşlarınızla Paylaşınız. 6.
sınıf Türkçe Ders Kitabı

1) Başarı size göre nedir? Başarılı olmak önemli midir?
Niçin?

cevap: Başarı bana göre bir işin sorumluluğunu alıp onu
sonuna kadar götürebilmek ve vazgeçmemektir. Başarılı olmak önemlidir çünkü
başarılı olunca mutlu oluruz, çalışkan oluruz, ileride iyi  bir meslek sahibi oluruz. kendi maaşımızı
alırız ve kendi ayaklarımızın üzerinde dururuz, kimseye muhtaç kalmayız.

 

2)  Başarısızlığa
neden olan etmenler nelerdir?

 Disiplinsizlik

Eğitimin yetersiz olması

 Azimli olmama

Sabırsızlık

 Plan ve programın
olmaması

Elverişsiz ortam

 

3)  Başarılı olmayı
sağlayan etmenler nelerdir?

Disiplinli olmak

Planlı ve programlı olmak

Azimli olmak

Sabırlı olmak

Verimli çalışmak

Kendine güvenmek ve inanmak vb. gibi

 

4)  Başarısız
olduğunuz durumlarda  neler yapıyorsunuz?

Hatalarımdan ders çıkarıyorum ve aynı hataları yapmamak için
daha dikkatli oluyorum, daha çok çalışıyorum ve mutlu bir şekilde çalışmaya
devam ediyorum.

 

5)Başarısız olduğunuz konularda nasıl başarılı olabilir,
neler yapabilirsiniz?

Hatalarımın neler olduğunu kontrol edebilirim. Daha verimli
çalışma yöntemlerini bulurum. Azimli olurum, sabırlı olurum ve farklı
kaynaklardan da ders çıkarırım. Daha çok okurum.

6) Başarılı olduğunuz zaman 
neler yaşıyorsunuz?

Mutlu oluyorum ve içimde daha çok çalışma isteği oluyor ve
bu defa daha çok zevk alarak çalışmaya devam ediyorum.

7) Başarılı olmak geleceğimizi nasıl etkiler?

Geleceğimize daha emin adımlarla yürürüz ve ileride iyi bir
meslek sahibi olarak kendi ayaklarımız üzerinde durabiliriz ve mutlu bir
hayatımız olur.

8) Başarı ve başarısızlığa neden olan etmenler açısından
kendinizi nasıl  değerlendiriyorsunuz?

Başarılı olduğum zaman gerçekten çok çalışmışımdır ve
verimli bir çalışma ile amacıma ulaşmışımdır. Başarısız olduğum zamanlar ise
çalışmamışımdır, planlı ve programlı değilimdir ve kendi hatalarımdır diye
düşünüyorum. Yani her şey bizle başlar bizle biter diye düşünüyorum


Cover Image

Pulsuz Dilekçe Metninin Soru ve Cevapları

Kasım 11, 2024 Okuma süresi: 13 dakika

 

 Pulsuz Dilekçe Metninin Soru ve Cevapları

 

Sevgili anneciğim, babacığım;

Bütün duygu ve düşüncelerimi dile
getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:

Sürekli bir büyüme ve değişme
içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum.
Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.

Deneme ile öğrenirim. Bana ayak
uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük
tanıyın. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın
sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim.  Bırakın kendi işimi
kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?

Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra
yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni
şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi
biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de
vermeyin. Sözünüzü tutamayınca sizlere güvenim azalıyor.

Bana kesin ve kararlı davranmaktan
çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve
yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne
yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de
bundan yararlanmadan edemiyorum.

Öğütlerinizden çok
davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar
yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin
azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.

Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek
sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz
bırakır. “Ben senin yaşında iken…” diye başlayan söylevleri hep
kulak ardına atarım.

Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş
gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni, korkutup sindirerek,
suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni
kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin.
Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.

Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın
olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni
yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı
bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabamı
övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.

Benden yaşımın üstünde olgunluk
beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana süre tanıyın.
Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın;
yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı
yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele
başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların
önünde güç durumlara düşürebilirim.

Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca
açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine,
beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi
görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın.
Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.

Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor,
belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanında benden
istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler
size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak
seveceğinize olan inancım sarsılmasın.

Benden “Örnek çocuk”
olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem. Sevecen
ve anlayışlı olmanız bana yeter.

Sizin çocuğunuz olarak doğmak
elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak
istemezdim.

 

 

1) Okuduğunuz metnin giriş  bölümünde çocuk anne ve babasından ne
istiyor:

cevap: Beni tanımaya ve anlamaya
çalışın, oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her zaman
ve her yerde kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi
öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim diyor.

 

2) Öğütlerden mi yoksa
davranışlardan mı daha çok etkilenirsiniz? Niçin?

Davranışlardan daha çok etkilenirim
çünkü ailemde neyi görürsem çocuk olarak ben de onu taklit ederim. Ailemin de
bana olumlu örnek olması gerekir.

3) Çocuk “Yüksek sesle söylenenleri pek
duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır.” sözleriyle anne ve
babasına ne anlatmak istemiş olabilir?

cevap: Yüksek sesle söylenildiği zaman çocuk
korkmaya başlar ve anne ve babasının ne dediğini de anlamaz. Korkar, suçluluk
psikolojisi ile sürekli savunmaya geçer . Çocukta daha iyi izlenim bırakılması
için onunla sakin ve tatlı dille konuşulmalı, bağırılmamalı, nazik olunmalıdır.
Anne ve babalar iletişimi sağlıklı şekilde gerçekleştirmek için sakin olmalı,
güzel iletişimi doğru kullanmalıdır.

 

4) 
Mektubun son bölümünde çocuğun anne ve babasına yönelik hangi duyguları
ağır basmaktadır?

Çocuk anne ve babasını koşulsuz sevmektedir
ve onları her hali ile kabul etmektedir. Yani onları değiştirmeye ve
başkalaştırmaya çalışmamış oldukları halleri ile yine severmiş. Sevgi ve
koşulsuz kabul ağır basar.

5) Mektubu yazan çocuğun annesi ve babası
siz olsaydınız ona neler söylerdiniz?

cevap: Senin ebeveynin olduğum için kendimi
çok şanslı hissediyorum. Çünkü sen bana Yüce Allah’ın emanetisin ve seni her
halinle çok seviyorum. Sana karşı yanlış davranışlarım olmuştur. Bunları
düzelteceğime ve kendimi geliştireceğime son veriyorum canım yavrum. Seni
yargılamadan önce dinlemeye çalışacağım, aşırı koruyuculuğu bırakacağım ve
hatalarını yapmana izin vereceğim, böylece kendi hatalarını kendin düzeltme
fırsatın da doğmuş olacak. Tutarsız olmayacağız. Sana nasihat etmek yerine
davranışlarımla örnek olacağım. Yüksek bir sesle konuşmayacağım, sağlıklı bir iletişime
geçeceğim.. Senin yaşının üstünde şeyler yapmanı istemeyeceğim. Seni çok iyi
dinleyeceğim ve sen konuşurken sözünü asla ve asla kesmeyeceğim. Sana  öğretmek istediğim şeyi adım adım anlatacağım
ve bir anda bütün kuralları hemen yapmaya zorlamayacağım. 

Sana karşı sabırlı
olacağım, seni seveceğim, sana karşı saygılı olacağım, hata yapmana izin
vereceğim. Seni aşağılamak bir yana senin güvenini daha çok artıracak şeyler yapacağım.
Seninle kaliteli zaman geçireceğim ve seni sevdiğimi her fırsatta dile getireceğim.
Seni sen olduğun için seveceğim ve seni sevgimle kuşatacağım. Seni  sevdiğimi her fırsatta dile getireceğim. Hatalarını sürekli yüzüne vurmayacağım. Az  ve öz
konuşacağım. Sana güveneceğim ve seni mutlu etmeye çalışacağım.


Cover Image

Cumhuriyet’in İlanı 6. Sınıf Dinleme Metni, Soruları ve Cevapları

Ekim 22, 2024 Okuma süresi: 9 dakika

 

Cumhuriyet’in
İlanı 6. Sınıf Dinleme Metni, Soruları ve Cevapları

 Mustafa Kemal Paşa, daha
Erzurum Kongresi sırasında, zaferden sonra hükümet şeklinin cumhuriyet
olacağını söylemişti. 23 Nisan 1920’den beri Türkiye’yi idare eden Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hükümeti, millî egemenlik esasına dayanıyordu. Bu, adı
konulmamış bir cumhuriyet yönetimiydi. 20 Ocak 1921 tarihli anayasada
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” deniliyordu. Bu, yeni
rejimin ilân edilmemiş bir cumhuriyet olduğunu gösteriyordu. Cumhuriyetin
ilânının önündeki en büyük engel saltanattı. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla
bu engel aşıldı.
   Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında tarihî bir görev yapan
birinci dönem TBMM üyeleri, yeni seçim kararı alarak dağıldı (l Nisan 1923).
Yeni seçimlerin yapılmasından sonra TBMM ikinci dönem çalışmalarına başladı.
Yeni kurulan meclis, Lozan Barış Antlaşması’nı onayladı. Böylece millî
bağımsızlık tam olarak gerçekleşmiş oldu.

  23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük
Millet Meclisi açıldığı sırada yeni Türk devletinin adı henüz konulmamıştı.
Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adını taşıyor, meclis başkanı
hükümet başkanlığı da yapıyordu. Bu sistem içinde devlet başkanlığı boş
görünüyordu. Şimdi, yürürlükte olan siyasî rejime uygun devlet şeklini bulmak
zorunlu hâle gelmişti. Millî Mücadele Dönemi’ndeki, olağanüstü şartların bir
ürünü olan meclis hükümeti sistemi de artık işlemez olmuştu. Bu sistemde,
Bakanlar Kurulunun her üyesi için ayrı ayrı oylama yapılırdı. Bu durum ise
hükümet kurulmasını zorlaştırıyordu.   25 Ekim 1923’te hükümetin istifasıyla
bir bunalım ortaya çıktı. Bu olay Mustafa Kemal Paşaya, cumhuriyeti ilân etmek
için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin
kurulamaması üzerine, Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarına
“Yarın cumhuriyeti ilân edeceğiz.” diyerek fikrini açıkladı. O gece
İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun
tasarısını hazırladı. “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli
cumhuriyettir.” hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM’de yapılan
konuşmalardan sonra cumhuriyetin ilânı kabul edildi. “Yaşasın
cumhuriyet!” sesleri arasında alkışlarla cumhuriyet ilân edildi (29 Ekim
1923).
Bundan sonra cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi.

 Yapılan gizli
oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM
tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine
kürsüye gelen Mustafa Kemal, yaptığı konuşmasını “Türkiye Cumhuriyeti
mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır.” sözü ile bitirdi. Böylece devletin
adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi.Devlet başkanlığı konusu
çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre;
cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip
cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, meclis hükümeti sistemi
yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu. İlk hükümeti kurmakla İsmet Paşa
görevlendirilmişti. Böylece Türk Milleti’nin tarihinde yeni bir devir
açılıyordu. Türk milletinin yapısına en uygun idare şekli olan cumhuriyet
rejimine sahip çıkmak ve onu yaşatmak, hepimizin başlıca vatandaşlık görevidir.

 

Sorular ve cevaplar

1) Mustafa Kemal hangi kongre
sırasında  hükümet şeklinin cumhuriyet olacağını söylemişti?

cevap: Erzurum Kongresi

2) Cumhuriyet’in ilanındaki en
büyük engel neydi?

cevap: Saltanattı.

3) 
Türkiye Büyük Millet Meclisi ne zaman açılmıştır?

cevap: 23 Nisan 1920

4) 
Yeni kurulan meclisin imzaladığı antlaşmanın adı nedir?

cevap: Lozan Barış Antlaşması

5) Hükümet ne zaman istifa
etmiştir?

cevap: 25 Ekim 1923

6) Mustafa Kemal ne zaman “Yarın
cumhuriyeti ilan edeceğiz.” demiştir?

cevap: 28 Ekim 1923 tarihinde.

7) Cumhuriyet ne zaman ilan
edilmiştir?

cevap: 29 Ekim 1923

8) 
Yeni Türk Devleti’nin ilk cumhurbaşkanı kimdir?

cevap: Mustafa Kemal Paşa

9) İlk hükümeti kurma görevini kim
üstlenmiştir?

cevap: İsmet Paşa

 

10) Cumhuriyet’in ilanı ile hangi
sisteme geçilmiştir?

cevap: Parlementer sisteme
geçilmiştir.

 

11)  Türkiye Devleti’nin hükümet şekli nedir?

Cevap: Cumhuriyet

12) 20 Ocak 1921 tarihli anayasada ne deniliyordu?

cevap:20 Ocak 1921 tarihli anayasada “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” deniliyordu.

 


Cover Image

Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey, Karanlık Liman’ın Martısı Metninin 2. Etkinliğinin Soru ve Cevapları

Ekim 15, 2024 Okuma süresi: 5 dakika

 

Yüzbaşı
İsmail Hakkı Bey,  Karanlık Liman’ın
Martısı Metninin 2. Etkinliğinin  Soru ve
Cevapları

1) Cevat Paşa’nın Yüzbaşı İsmail
Bey ve Yüzbaşı Nazmi Bey’e verdiği görev nedir?

Cevap: Cevat Paşa’nın Yüzbaşı İsmail
Bey ve Yüzbaşı Nazmi Bey’e verdiği görev şudur: 
Düşman gemilerini durdurmak için Boğaz’a mayın döşeme işi verilmiştir.

 

2) 
Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’in rahatsızlığı nedir?

cevap:  Yüzbaşı İsmail Bey’in rahatsızlığı kalp ile
ilgilidir. Çünkü kalp kirizi geçirmiştir.

 

3) Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey2in
hasta olmasına rağmen tehlikeli bir görevi üstlenmesini nasıl
değerlendiriyorsunuz?

Yüzbaşı İsmail hakkı Bey hasta
olmasına rağmen görevine devam etmek ve düşmanı vatanından çıkarmak için var
gücü ile çalışmaya devam etmiştir. Çünkü o fedakar, cefakar ve çalışkan bir
vatan evladıdır. Vatan sevgisi  ve vatanını
kaybetme korkusu onun bu tehlikeli görevi üstlenmeni sağlamıştır.

 

4)Cevat Paşa’nın, Yüzbaşı Nazmi’nin
ve Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’in Çanakkale Deniz Savaşı’nın kazanılmasındaki
rolleri nelerdir?

Cevap: Cevap Paşa, Yüzbaşı Nazmi
Bey ve İsmail Hakkı Bey tehlikeli bir iş yapmalarına rağmen bundan korkmamışlar
ve  Boğaz’ın farklı alanlarına mayınları
döşemeye kahramanca devam etmişlerdir. Çanakkale Savaşı’nın son zamanlarında
elde kalan son mayınları Boğaz’a döşeyerek savaşın kaderini değiştirmişler,
düşman gemilerini Boğaz’dan geçirmeyerek oraya “Çanakkale  geçilmez.” mührünü vurmuşlardır.

 

5) Metnin, sizi  en çok etkileyen bölümü hangisidir?
Açıklayınız.

İsmail Hakkı Bey’in kalp
rahatsızlığı olmasına rağmen sağlığını hiçe sayıp vatanını korumaya çalışması
beni en çok etkileyen bölümdür. İçindeki iman gücü ve vatan sevgisi onun
sağlığının önüne geçmiştir. Onun için bu uruma çok üzüldüm ve çok duygulandım.

Metnin konusu: Kahraman vatan evlatlarının gözünü bile kırpmadan kendilerini tehlikeye atıp mayınları döşemeye devam etmeleri ve Çanakkale’yi geçilmez kılmalarıdır.


Mangala Göçürme Oyunu Metninin Soru ve Cevapları

Ekim 7, 2024 Okuma süresi: 9 dakika

 

Mangala
Göçürme Oyunu Metninin Soru ve Cevapları

 

MANGALA/GÖÇÜRME OYUNU

 

Mangala/göçürme genellikle iki kişi
tarafından oynanan, bunun yanı sıra iki grubun birlikte oynamasına da imkân
sağlayan Türk strateji ve zekâ oyunudur.
Toprağa kazılan çukurlarda oynanabileceği gibi oyuna özel tasarlanmış
tahtalarda da oynanabilir. Her yaştan oyuncunun oynayabileceği bu oyunda amaç,
en çok taşı toplamaktır.
Oyunda taş yerine tohum ya da tane de kullanılabilir. Oyun, oyuncu sayısına ve
oyunun çeşitlerine göre iki, üç ya da dört sıralı çukurlarda oynanabilir.
Taşlar oyunun kurallarına göre çukurlara dağıtılır ve en çok taşı toplayabilen
oyuncu oyunu kazanır. Oyunun süresi de oyunculara ve oyunun kurallarına bağlı
olarak değişir.
Osmanlı Döneminde özellikle saraylarda, hanlarda ve cami avlularında oynanan
mangala oyunu, sosyalleşme ve kültür paylaşımı araçlarından biri olarak
görülmüştür. Bu durum, Osmanlı Dönemine ait pek çok tasvir ve resimde de
izlenebilmektedir.
Bugün ise “mangala oyunu”; her yaştan oyuncunun ev, okul, kurs, geleneksel
kutlama alanları gibi farklı mekânlarda her an oynanabilmesi bakımından
sosyalleşme ve kültür paylaşımı işlevini sürdürmektedir.
Dîvânu Lugâti’t-Türk’te Göçürme veya Köçürme adıyla anılan oyun Türkiye’nin pek
çok yerinde “Göçürme”, “Mankala”, “Kümelek”, “Dokuz Kuyu”, “Dokuz Taş”, “Emme”,
“Kale”, “Mele”, “Hane”, “Kuyucuk Taşı”, “Göçme” gibi farklı adlarla bilinir.
Geniş bir coğrafyada kendine yer bulan oyun; uygulayıcılarının bilişsel,
duyuşsal ve motor becerilerini geliştiren, stratejik ve yaratıcı düşünme
kabiliyetini arttıran bir yapıya sahiptir. Dünya üzerinde bu oyunun onlarca
farklı çeşidi bulunmaktadır.

Okuduğunuz metinden hareketle
aşağıdaki soruları cevaplayınız?

* Mangala oyunu nasıl oynanmaktadır?

Toprağa kazılan çukurlarda
oynanabileceği gibi oyuna özel tasarlanmış tahtalarda da oynanabilir. Her yaştan
oyuncunun oynayabileceği bu oyunda amaç, en çok taşı toplamaktır.


*  Sizce mangalanın sosyalleşme ve kültür
paylaşımı araçlarından biri olarak görülmesinin sebebi nedir?

cevap: Düşünme becerilerini
geliştirir,  o iletişimi artırır, duygular
ve düşünceler ortaya çıkar. İnsanları bir araya getirdiği için sosyalleşmeyi
sağlar.

 

 

*  Metnin anahtar kelimelerini
yazınız.

Cevap: Mangala, kültür paylaşımı, taş,
 oyun, beceri,  sosyalleşme.

* Aşağıda anlamı verilen kelimelerin metnin anahtar kelimelerinden
hangilerine ait olduğunu yazınız
.

Cevap:

Anlam: Yetenek ve zekâ geliştirici,
belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. (Oyun)
Anlam: Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi
amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği; maharet. (Beceri)

* Zeka oyunlarından hangilerini oynadınız?

Tangram, polyomino, küp sayma,
şekil oluşturma, labirentler, düğüm oyunları, rubikkübü, soma küpleri, mekanik
ayırma bilmeceleri, mikado, jenga, yap-boz-lar, sudoku oyunlarını oynadım.

 

* Oynadığınız biri zeka oyunundaki gözlem ve
deneyimlerinizi anlatan bir konuşma yapınız.

Sevgili öğretmenim, değerli
arkadaşlarım. Benim en sevdiğim zeka oyunlarından biri sudokudur.  Sudoku oyunu Oynama
alanı, kenarda 3 hücre ile küçük karelere bölünmüş 9×9 karedir. Oyunun amacı,
her bir sırada, her bir sütunda ve her bir küçük 3 × 3 karede her numara sadece
bir kez yer alacak şekilde boş hücreleri 1’den 9’a kadar rakamlarla
doldurmaktır.

Sudoku, rakamlardan oluşan bir
mantık bulmaca oyunudur. Bunu çözmek için konsantre olmanız ve aynı zamanda
mantıksal düşünmeyi kullanmalısınız. Sudoku’nun zorluğu, başlangıçta
doldurulmuş olan hücrelerin sayısına ve bunu çözmek için kullanılması gereken
yöntemlere bağlıdır. Düzenli Sudoku oynamak hafızayı, mental netliği geliştirir
ve beyin hücrelerinin yaşlanmasını azaltır. Bunun için bende bu oyunu oynarken
büyük keyif alıyorum ve bu oyun sayesinde daha dikkatli oluyorum. Anlatacaklarım
bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

 

 

 


Deniz ve Öğretmenin Duygu Durumlarını Belirleyip Söyleyiniz

Ekim 7, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

 

Deniz ve
Öğretmenin Duygu Durumlarını Belirleyip Söyleyiniz

“ Öğretmen Dede, uçurtmamı
kaçırdım, yakala onu, lütfen!

Yakala!… diye bağırıyor küçük
Deniz ve bana doğru koşuyor.

“Üzülme!” dedim. “Sana yeniden
yapacağım. Hem öyle kocaman, öyle güzel olacak ki gökyüzünde süzülürken tüm
kuşlar onu kıskanacak.”

“Şimdi istiyorum” dedi ağlamaklı
bir sesle. ”Şimdi!”

Kuyruğunu sallayarak gittikçe
uzaklaşan uçurtmanın arkasından hüzünle baktı küçüğüm. Sanki sevinçleri de
onunla uzaklaşıyor.

 

Deniz’in duygu durumu şu
şekildedir: Uçurtması kaçtığı için kendini çaresiz ve yorgun hissetmiştir.
Bundan dolayı da canı yanmış gibi çok mutsuzdur. Çünkü büyük bir hayal
kırıklığı yaşamıştır. Hemen yeniden uçurtma istemiştir. Çocuk olduğu için
sabırsız olması son derece doğaldır. Bir an önce kaçan uçurmayı yakalamak
istediği için telaşlanmıştır. Yani endişe etmiştir. Çünkü o da diğer çocuklar gibi
mutlu olmak istemiş ve olamamıştır. Tüm sevinci gittiği için duygusal bir
şekilde , ağlamaklı bir şekilde davranmaya devam etmiştir.

 

Emekli öğretmenin duygu durumu ise şu
şekildedir: Deniz’in duygularını anlayabilmiş, onun için üzülmüş ama
umudunu kaybetmemiştir. Daha güzelini yapacağına inandığı için, Deniz’i mutlu
olarak göreceği için güzel günleri düşünmeye başlamıştır. Bunun için çocuğa karşı
şefkatli ve merhametli davranmış, babacan bir tavır takınmıştır. Onu kırmamış,
kaybetmeseydin sen de deyip onu azarlamamıştır ve kendisini onun yerine koyarak
yani empati kurarak çocuğa güzel bir şekilde yaklaşmıştır. Kötümser olmamış,
iyimser davranmıştır. Yardımsever ve çok iyi bir öğretmen, umutlu bir öğretmen,
koruyucu ve samimi bir öğretmendir. Çünkü çocuğun duygularını en iyi şekilde anlamaya çalışmış ve ona kibar davranmıştır.


Öğretmenin Sevinci Metnindeki Emekli Öğretmenin Aşağıda Verilen Davranışlarından Hareketle Hangi Kişilik Özelliklerine Sahip Olduğu Söylenebilir?

Ekim 7, 2024 Okuma süresi: 3 dakika

 

Öğretmenin Sevinci
Metnindeki Emekli Öğretmenin Aşağıda Verilen Davranışlarından Hareketle Hangi
Kişilik Özelliklerine Sahip Olduğu Söylenebilir? 3. etkinlik

Çocuklarla arasında samimi ve güçlü bir bağ kurması: Samimi,
sıcakkanlı,  sosyal ve doğal olduğunu
gösterir.

Çocuklara verdiği sözü tutması: Güvenilir, doğru ve dürüst
bir insan olduğunu gösterir.

 Çocukların
güvenliğini ve mutluluğunu sağlamak için gerekenleri yapması: İnce düşünceli,
sorumluluk sahibi, sevecen, koruyucu bir kişilik özelliğine sahip olduğunu
gösterir.

Çocukların istediklerini dikkate alması: Empati kurma
düşüncesine sahip, anlayışlı ve çocuklara karşı sevgi dolu,  olduğunu gösterir.

Çocukların mutluluğu için çok sayıda uçurtma hazırlayıp
yorulması: Fedakâr, sorumluluk sahibi, çalışkan, empati kurabilen bir kişilik
özelliğine sahip olduğunu gösterir.

Not: Çocukların emekli öğretmeni sevmelerinde yukarıda
yazdığım özelliklerin etkisi çoktur. Çünkü emekli öğretmen her şeyden önce
içinde çocuk sevgisi taşıyan, sıcakkanlı, fedakar, empati kuran, sorumluluk
sahibi bir insandır. Çocuklarına olan ilgisi ve sevgisi onun nasıl iyi ve
anlayışlı bir öğretmen olduğunu da gösterir. Güvenilir olması, özverili olması,
sevgi dolu olması, çocuk ruhu ile hareket etmesi ve çocuklarla arasında bağ
kurması çocukların onu sevmesinin en önemli nedenlerinden biridir.


Öğretmenin Sevinci Metninin 2. Etkinliğinin Soru ve Cevapları

Ekim 7, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

 

Öğretmenin
Sevinci Metninin 2. Etkinliğinin Soru ve
Cevapları

 

1)  Öğretmen, emekli olduktan
sonra neden uçurtma yapmaya karar vermiştir?

Cevap: Öğretmen boş durmayı
sevmediği için, bir işle meşgul olmak ve çocuklardan uzak kalmamak için,
onların heyecanına ortak olmak ve mutlu olmak için uçurtma yapmaya karar
vermiştir.

 

2) Öğretmen, uçurtma sayısını neden
artırmaya karar vermiştir?

Daha fazla çocuğu mutlu etmek ve
onların yüzündeki mutluluğu görmek için uçurtma sayısını artırmıştır.

3. Çocuklar, uçurtmalarını
gökyüzüne bıraktıklarında ne hissetmişlerdir?

Uçurtmaların özgürlüğe giden yol
olduğunu hissetmişlerdir. Kendilerini özgür ve mutlu hissetmişlerdir. Çocuklar,
uçurtmalarını gökyüzüne bıraktıklarında çok heyecanlanmış ve mutlu
olmuşlardır.  Çocukların içi içine sığmamıştır. Mis gibi temiz havayı
içine çekmişlerdir ve uçurtmanın özgürlüğü onlara kendi özgürlüklerini d e
hatırlatmış olabilir diye düşünüyorum.

4) Deniz, uçurtmasını kaybedince
neler hissetmiştir? Öğretmen, Deniz’e nasıl bir öneride bulunmuştur?

cevap: Ağlamış ve çok mutsuz olmuş,
hayal kırıklığına uğramıştır. Umduğunu bulamadığı için özgürlük elden gitti
diye düşünmüş olabilir. Tüm emek boşa gitti diye yorgun hissetmiş olabilir
kendisini Küçük Deniz. Üzülme demiş öğretmen. Sana yeniden bir uçurtma
yapacağım. Hem de öyle kocaman, öyle güzel olacak ki, gökyüzünde süzülürken tüm
kuşlar onu kıskanacak demiştir.

5) Söz öğretmenin yerinde olsaydınız çocukları sevindirmek için neler yapardınız?

Evimin bahçesinde çocuklara mangal yapardım ve onları kendi elimle beslerdim daha sonra onlara aldığım hediye paketlerini gözlerinin içine bakarak ve onları çok sevdiğimi hissettirerek öğrencilerime verirdim. Onları kütüphaneye götürürdüm ve orada bira zaman geçirirdim. Kırtasiyeye götürürdüm ve her birine sevdiği kitaptan birer tane alırdım. Pikniğe götürürdüm, müze gezisine götürürdüm, okulun bahçesinde onlarla futbol maçı yapardım, voleybol oynadım ve daha birçok şey yapardım.


Cover Image

Kadına Saygı Metninin Soru ve Cevapları 6. sınıf Türkçe kitabı 73. sayfa

Ekim 4, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

 

Kadına Saygı
Metninin Soru ve Cevapları 6. sınıf Türkçe kitabı 73. sayfa

Atatürk, cumhurbaşkanı olarak bir gün Tarsus’a gitmişti. Onu
karşılayan kalabalık arasında iri yapılı, esmer bir kadın da bulunuyordu. Bu
Kurtuluş Savaşı’nda düşman ile yiğitçe çarpışan Adile Çavuş’tu.

Ulu Önder halkı selamlayarak hükümet konağına doğru ilerlemeye
başlamıştı. Adile Çavuş, kendini tutamamış, birden fırlayarak onun önünde yere
kapanıvermişti. Toprağı öperken

-Bastığın yerlere kurban olayım, diyordu.

Atatürk, hemen Adile Çavuş’u elinden tutarak yerden
kaldırdı ve şöyle dedi:

– Kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar
üstünde göklere yükselmeye layıksın.

 

1) Adile Çavuş kimdir:

cevap: Adile Çavuş Kurtuluş Savaşı yıllarında düşman ile
yiğitçe savaşan kahraman bir Türk kadınıdır.

 

2) Ulu Önder halkı selamlayarak hükümet konağına doğru
ilerlerken Adile Çavuş ne yapmıştır?

Cevap: Adile Çavuş, kendini tutamamış, birden fırlayarak
onun önünde yere kapanıvermişti. Toprağı öpmüş ve Mustafa Kemal’e Bastığın yere
kurban olayım demiştir.

 

3) Atatürk, Adile Çavuş’u yerden kaldırırken ona neden
göklere yükselmeye layık olduğunu söylemiştir?

Cevap: O kurtuluş Savaşında düşmandan korkmadan yiğitçe
savaştığı için, mert olduğu içini kıymetli olduğu için Mustafa Kemal de
ona  göklere yükselmeye layık olduğunu
söylemiştir. Çünkü o vatansever yiğit ve 
korkusuz bir kadındır.


Gözüm Arkada Kalmayacak Metninin Soruları ve Cevapları ~ Ders Türkçe

Eylül 26, 2024 Okuma süresi: 4 dakika

 

Gözüm Arkada
Kalmayacak Metninin Soruları ve Cevapları

1) Atatürk, yürüyüş sırasında kime
rastlamıştır? Onunla Neler konuşmuştur?

cevap: Atatürk yürüyüş sırasında
küçük bir çocuğa rastlamıştır. Ona adını sormuştur, nerede oturduğunu
sorumuştur, okulda ne okuduğunu sormuştur, kendisini tanıyıp tanımadığını
sorumuştur, büyüdüğü zaman ne olacağını sorumuştur, asker olup da ne yapacağını
sormuştur.

 

2) Küçük çocuğun hangi cevabı
üzerine Atatürk, çocuğu alnından öpmüştür?

cevap: Düşman bu topraklara olur da
bir daha ayak basarsa onu buradan kovacağım demesi üzerine Atatürk Cemil adlı
çocuğun alnından öpmüştür.

 

3) Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni
kimlere emanet etmiştir?

 cevap: Atatürk Türkiye Cumhuriyeti2ni
Cemil  ve Cemil gibi asil çocuklara ve
gençlere emanet etmiştir.

 

4) Atatürk, metnin sonunda yer alan
sözüyle neyi vurgulamıştır?

metnin sonunda yer alan söz şudur:
Evet beyler, görüyorsunuz ulusun bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri,
cumhuriyeti, ben onlara bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak. Bu söz ile
milletinin çocuklarına güvendiğini ve onların cumhuriyete sahip çıkacaklarına
olan inancını dile getirmiştir. Vatanından temiz insanlar çıkacağını ve onların
da sonsuza kadar cumhuriyete sahip çıkacağını söylemek istemiştir.

 

5) Sizce, Atatürk, Türk gençliğine
niçin güvenip inanmıştır?

Çünkü Türk gençleri vatan ve
millet sevdalısı gençlerdir. Vatanlarını canı pahasına koruyan gençlerdir ve
cumhuriyete sahip çıkacak onlar olduğu için gençlere güvenmiş ve inanmıştır.


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler