1-Hikaye Nedir?
TANIM: Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan
olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara
“hikâye (öykü) denir.
Hikâye, insan yaşamının bir bölümünü, yer ve zaman
kavramına bağlayarak ele alır. Hikâyede olay ya da durum söz konusudur. Olay ya
da durum kişilere bağlanır; olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman
belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatımla ortaya konur.
2-Hikâyenin
Öğeleri/Yapı Unsurları
a. Olay: Öykü kahramanının başından geçen olay ya da durumdur. Hikâyede temel
öge veya durumdur.
b. Çevre/Mekan (yer): Olayın yaşandığı
çevre.Öyküde sınırlı bir çevre vardır.Çok ayrıntılı anlatılmaz, kısa tasvir
edilir.
c. Zaman: Hikâye kısa bir
zaman diliminde geçer. Hikâyeler geçmiş zamana göre (-di) anlatılır. Konu,
yazarın kendi ağzından veya kahramanın ağzından anlatılır.
d. Kişi: Hikâyede anlatılan
olayları veya durumları yaşayan kahramanlardır.Hikâyede az kişi vardır. Bu
kişiler “tip” olarak karşımıza çıkar ve ayrıntılı bir şekilde
tanıtılmaz. Hikâyede kişiler sadece olayla ilgili “çalışkanlık, titizlik,
korkaklık, tembellik” gibi tek yönleriyle anlatılır. Kişiler veya tipler,
belli bir olay içinde gösterilir. Bu tiplerin de çoğu zaman sadece belli
özellikleri yansıtılır.
e.Dil
ve Anlatım -Anlatıcı
—Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili
sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil
olmalıdır.
—Anlatım ise iki şekilde olur:
—Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım hikâyede
“birinci kişili anlatım“
—Yazarın ağzından anlatılanlar (olaya dahil olmayan)hikâyede “üçüncü
kişili anlatım”
f.Bakış
açısı
I. Hâkim/İlahi/Tanrısal bakış açısı:Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, görür ve duyar.
Kahramanların gönlü veya kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır.
“Küçük Hasan hiçbir şey düşünmeden ilerliyordu. Ne evde kendisinin
dönmesini bekleyen iki küçük kardeşi ne de dört saat uzaktaki nahiye merkezinde
hizmetçilik yapan anası bu anda aklında değildi. Ayranını satıp satamayacağını
da düşünmüyordu. Kafasında yalnız bir şey vardı: Bu yolu tekrar yürümek, geri
dönmek mecburiyeti”
II. Kahraman Bakış Açısı:Kahramanlardan birisidir. Bu anlatıcı, aynı zamanda olay örgüsünün bütün
yükünü üstlenen asıl kahraman olabileceği gibi, daha da geri planda yer almış
kahramanlardan biri de olabilir. Bir insanın sahip olduğu veya olabileceği
bilme, görme, duyma, yaşama imkânları ile sınırlıdır.
“Ben bir ağacım, çok yalnızım. Yağmur yağdıkça ağlıyorum. Allah rzası için
kulak verin şu anlatacaklarıma. Kahvelerinizi için, uykunuz açılsın, bana cin
gibi bakın da size niye bu kadar yalnız olduğumu anlatayım.”
III. Müşahit/Gözlemci Bakış Açısı
İtibarı dünyada olup bitenleri, sadece müşahede etmekle yetinir. İkinci
aşamada da gözlemlerini adeta bir kamera tarafsızlığı ile okuyucuya nakleder.
Bir “yansıtıcı” konumundadır.
O akşam yağmurlu bir hava vardı. Henüz
sonbahar ayları yaşanıyordu. Bekir yemeğini erken yemişti
ve kitap okumaya çekilmek üzere odasına gidiyordu. Birden kapıya
yöneldi, içeridekilere “Ben biraz hava almaya çıkıyorum.” diye seslenerek
dışarı çıktı. Evlerinin bulunduğu dar sokaktan usulca geçerek sahile doğru
yürümeye başladı.
Hikaye Haritası Nasıl Yapılır?
Hikaye haritası yukarıda bahsedilen hikayenin yapı unsurlarının belirlenmesi ve yardımcı ögelerin tespiti ile ortaya çıkarılır. Bunun şema şeklinde gösterimine de hikaye haritası denir.
Örnek hikaye haritası:
![]() |
Hikaye Haritası nedir örnekler,Hikaye Haritası Nasıl Yapılır,Hikaye Haritası Nedir, |
3-Hikaye Planı
Hikâyenin planı üç bölümden oluşur:
1.SERİM: Hikâyenin
giriş bölümüdür.Bu bölümde olayın geçtiği çevre
, kişiler tanıtılarak ana olaya giriş yapılır.
2.DÜĞÜM: Hikâyenin bütün
yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür.
3.ÇÖZÜM : Hikâyenin sonuç bölümü
olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği
bölümdür.
4-Hikaye Türünün Özellikleri
1-Hikayede olmuş ya da olma ihtimali olan olaylar
anlatılır.
2- Hikayelerde olay ve kahraman sayısı
sınırlıdır.
3-Hikayelerde mekan ve zaman betimlemesi kısa
tutulur.
4- Neredeyse her konuda hikaye yazılabilir.
5- Hikayelerde dil sadedir.
6-Hikayelerde –miş ya da –di’li zaman dilimi
kullanılır.
7-Hikayelerin olay örgüsü çoğunlukla sıralı yani
kronolojiktir.
8- Hikaye türü edebiyatımızda
masalların gerçeklik unsurunun artırılması ile ortaya çıkmıştır.
9-Hikâyelerde düşündürmekten çok,
duygulandırmak ve heyecanlandırmak esastır
10-Hikâyeler, gerçek ya da düş ürünü
bir olayı kısa şekilde anlatır.
Hazırlayan :Mustafa Şahin EDEBİYAT
5-Hikaye
Türleri:
Hikayelerimiz konu, üslup, sanat, anlatım yönleri
ile türlere ayrılır. Gelişim sırasına göre hikaye türleri şunlardır:
1- Meddah
Hikayeleri:
Tek bir kişinin orta yere gelerek halkı bazen
güldürmek bazen düşündürmek bazen de insanlara ders vermek maksadı ile
anlattığı hikayelere meddah hikayeleri denir.
2- Dede
Korkut Hikayeleri
9-11. yy’de Müslüman Oğuz
boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğa üstü güçlerle,
yaratıklarla savaşmalarını ele alır. 15. yy.da yazıya geçirilmiştir.
3- Halk
Hikayeleri
Türk edebiyatında 16.asırdan itibaren görülmeye
başlanan, genellikle âşıklar tarafından nazım-nesir karışık bir ifade tarzı ile
dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile sözlü olarak aktarılan , yer
yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdi
4- Çağdaş
Hikaye:
a. Olay
öyküsü: Bu tarz öykülere “klasik olay
öyküsü” de denir. Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer
öğesine bağlıdır. Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır. Bu teknik, Fransız sanatçı Guy de Maupassant
tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere ‘Maupassant tarzı öykü” de
denir.
Batı’da Guy de Maupassant
Türk edebiyatında;
—Ömer Seyfettin —Refik
Halit Karay
—Reşat Nuri Güntekin —Yakup
Kadri Karaosmanoğlu
b. Durum
öyküsü: Her hikâye olaya dayanmaz. Bu tür
öykülerde merak öğesi ikinci plandadır. Yazar, bu öykülerde günlük hayattan bir
kesit sunar veya bir insanlık durumunu anlatır. Durum öyküsü ünlü Rus
edebiyatçı Anton Çehov tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere
“Çehov tarzı öykü’ de denir.
Batı’da; Anton Çehov
Türk
edebiyatında;
—Sait Faik Abasıyanık
—Memduh Şevket Esendal
Olay
Hikayesi ile Durum Hikayesi Karşılaştırma
1.Olay
hikayelerinde ana değer olay iken yani bir olayın anlatılması iken durum
hikayelerinde varlıkların veya olayların durumu üzerinde durulur.
2.Olay hikayelerine Maupassant öncülük etmişken durum hikayelerine Çehov
öncülük etmiştir.
3.Olay hikayelerinde hikayenin giriş gelişme ve sonuç bölümleri daha
belirginken bu durum durum hikayelerinde bu kadar belirgin değildir.
4.Durum hikayelerinde hayattan bir kesit ele alınırken olay hikayelerinde daha
geniş bir kesit ele alınır.
5.Durum hikayelerinde belli bir sondan söz edilemezken olay hikayelerinde
öykünün bir sonu vardır.
6.Durum hikayelerini okuyucu kendine göre yorumlarken olay hikayeleri buna
imkan vermez.
7.Durum hikayelerinde bitmeyen son herkeste farklı bir çağrışım uyandırır.
8.Edebiyatımızda olay hikayesinin başlıca temsilcisi Ömer Seyfettin’dir.Durum
hikayesi tarzında Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal en yetkin
eserleri vermiştir.
9.Olay hikayelerinde bir olay sürekli akıp giderken durum hikayelerinde bu
durum çok yavaştır.
10.Olay hikayelerindeki serim düğüm çözüm bölümleri daha ayırt edici
niteliktedir.
c. Ben merkezci/
Modern öykü: Durum hikâyesine benzeyen
ancak kahramanın daha çok kendi ruh hâli ve hayal dünyasını yansıttığı
hikâyelere ben merkezli hikâye” denir.
İlk defa
batıda görülen bu tarz hikâyenin önde
gelen temsilcisi Franz Kafka’dır.
Ben merkezli öykünün Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi Haldun Taner’dir. Bilge Karasu,
Oğuz Atay ve Nezihe Meriç de bireyi birey olarak ele alan (ben merkezli)
hikâyeler yazmışlardır.
d. Küçürek Öykü
:Çok kısa öykü, minimal öykü olarak da anılan küçürek öykü; kısa
öykünün bir cümleye kadar küçültülmüş şeklini ifade eder. Küçürek
hikaye yoğun bir öykü türüdür.
“Dünya edebiyatında “flash fiction”,
“short‐short story”, “anlık kurmaca” diye tanımlanır.
Türk edebiyatında öne çıkan temsilcileri Ferit
Edgü, Hulki Aktunç ve İsmetKür’dür.
Küçürek …I… Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçükleri bendim ve henüz saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz dağılmıştık. (Ferit Edgü) ….II… Yüzdüğünü sanıyor çölde sürünen. …III.. “Onu
|
Tüm derslerin ders notları için www.
Hazırlayan :Mustafa Şahin EDEBİYAT
6-Hikaye Türü
Tarihi Gelişimi
Dünya
Edebiyatında Hikâye
Rönesans’tan (16. yüzyıl) sonra Giovanni
Boccacio, “Decameron Öyküleri’ adlı eseriyle öykü türünün ilk örneğini
vermiş ve çağdaş öykücülüğün başlatıcısı olmuştur.
Türk Edebiyatında Hikâye
Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk öyküler Tanzimat Döneminde 1870 lerden
sonra yazılmıştır. İlk öykü denemesi Emin Nihat’ın
“Müsameretnâme”sidir İlk öykü örneği
“Letaif-i Rivayat (1880-1890)’ adlı eseriyle Ahmet Mithat Efendi
vermiştir. Batılı anlamda ilk öykü örneğini,Sami Paşazade Sezai’nin “Küçük
Şeyler”adlı eseridir. Milli edebiyat akımıyla birlikte Ömer
Seyfettin Türk öykücülüğünde yeni bir çığır açmıştır. Cumhuriyet
Döneminde Sait Faik Abasıyanık alışılmışın dışında bir öykü
dünyası kurmuştur.Ben merkezli modern öykünün ilk örnekleri Haldun Taner
tarafından verilmiş son yıllarda yeni bir tür olan küçürek öykü de
edebiyatımızda Ferit Edgü ile kabul görmüştür.Hikaye asıl gelişimini Cumhuriyet
döneminde göstermiştir.
7-Hikayelerde Kullanılan Anlatım Türleri
Kişilerin
dış görünüşlerini (fiziksel) ve karakterlerini (ruhsal durum) tanıtan betimlemedir.
Kişi betimlemelerine portre denir. Portre; fiziksel portre ve
ruhsal portre olarak ikiye ayrılır.
1.
Fiziksel portre: Kişilerin dış
görünüşlerinin anlatıldığı betimlemedir. Betimlemede kişiyi, diğer kişilerden
ayıran fiziksel özellikler belirtilir.
Portresi çizilen kişi hakkında özel görüş ve izlenimler de verilebilir.
2. Ruhsal portre: Kişilerin
karakter özelliklerinin anlatıldığı betimlemedir.
ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM
1..Öyküleyici anlatım hikâye, roman, anı, söyleşi, görüşme(mülakat) gibi metin
türlerinde kullanılır. Öyküleyici anlatımda bir olayın olması şarttır.
O
sabah koşup dolabı açtığım zaman, dondum kaldım. Oyuncak bebeğim yerinde yoktu.
Bebeği, annemle üstüne oturttuğumuz raf, katı bir yürekti sanki. Hemen anneme
koştum; yeri süpürüyordu. Karşısında hiçbir şey söylemeden duruyordum. Durmuş,
hep anneme bakıyordum. Annem ise durmadan yeri süpürüyordu. Bin yıl süpürdü,
yüz bin yıl süpürdü o yeri; başını bir türlü kaldırmıyordu. Sandım ki bundan
böyle annem hep o daracık sofayı süpürüp duracak. Başını kaldırmayacak. Yüzüme
bakmayacak. Bana, yiten bebeğimden hiç haber vermeyecek.
9.Sınıf Edebiyat 1.Tema Sözün İnceliği, Mülakat Ders Notları PDF
Mülakat Nedir? Mülakatın Özellikleri
*Konuşmaya dayalı sözlü iletişim
türlerinden olan mülakat, alanında ünlü kişileri tanıtmak yahut önemli
olaylarla ilgili bu kişilerin görüşlerini öğrenmek amacıyla zamanı önceden
belirlenmiş soru–cevap şeklindeki karşılıklı konuşmalara ve bu konuşmaların
metne dönüştürülmesine denir.
Mülakat; tanınmış veya alanında söz sahibi
bir kimsenin belirli konulardaki görüşlerini öğrenmek amacıyla o kişiyle
buluşma, ahbaplık etme; bir iş üzerinde karşılıklı fikir yürütme, görüşme
anlamlarına da gelir.
*Alanında uzman veya tanınmış kişilerle,
devlet adamlarıyla vs. mülakat yapılabilir.
*Mülakatta bilgi vermek, bir konuda okuru
aydınlatmak söz konusudur.Bu nedenle dil genel olarak göndergesel işlevde
kullanılır.
*Açık bir anlatımda akıcılık, duruluk ve
yalınlık bulunur.
*Mülakat, diyaloglara dayalı bir anlatım
türüdür. Dolayısıyla mülakatta söyleşmeye bağlı anlatım türü ağırlıklı olarak
kullanılır. *Açıklayıcı anlatım ve öyküleyici anlatım türü mülakatta başvurulan
anlatım türleri arasındadır.
*Sözlü bir anlatım türü olmasına rağmen,
daha sonra düzenlenerek genellikle gazete ve dergilerde yayımlanır.
*Mülakatta ayrıntılara girilmez; temel
düşünce, kavram ve olgular söz konusu edilir.
*Cumhuriyet Dönemi’nden önce Türk edebiyatında
mülakat türünde az sayıda urun verilmiştir.
*Mülakat türü, bizim edebiyatımızda
Tanzimat’tan sonra görülmeye başlanmıştır.
*İlk mülakat örneği Ziya Paşa’nın “Rüya”
adlı eseridir. Gerçek anlamda bir mülakat olmayan bu eserde yazar, anlattıklarını gördüğü
bir rüya biçiminde kurgulamıştır.
*Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar ki adlı eseriyle Türk edebiyatında mülakat
turunun ilk yetkin örneğini vermiştir.
Mülakatın Aşamaları
·
Mülakat yapılacak konu ve kişi belirlenir.
·
Mülakat yapılacak konu ve kişiyle ilgili araştırma yapılır.
·
Mülakatta sorulacak sorular hazırlanır.
·
Mülakat yapılacak kişiden randevu alınır.
·
Mülakat gerçekleştirilir ve kayıt altına alınır.
·
Kayıt yazıya geçirilir ve yazı düzenlenir.
·
Metnin görsel tasarımı yapılır.
Mülakat Yapacak Kişinin Dikkat Etmesi
Gereken Hususlar
Mülakat Yöntemleri ve Türleri
Bunların dışında mülakat, görüşme amacına
göre, görüşmeye katılanların sayısına, görüşülmek istenen kişiye, görüşme
biçimine, görüşmenin yapısına, sorulara ve ölçülmek istenen özelliklere,
görüşmedeki kuralların niteliğine göre de sınıflandırılabilir.
BU
TÜRDE ÖNEMLİ YAZAR-ESER
1)
Ruşen Eşref Ünaydın: Diyorlar Ki, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat
2)
Hikmet Feridun Es: Bugün De
Diyorlar Ki
3)
Mustafa Baydar : Edebiyatçılarımız
Ne Diyorlar
4)
Abdi İpekçi : Liderler
Diyorlar Ki
5)
Nurullah Berk Ustalarla
Konuşmalar
6) Sermet Sami
Uysal’ının Yahya Kemal’le Sohbetler
7)Yaşar
Nabi Nayır’ın Edebiyatçılarımız
Konuşuyor,
Hazırlayan:Mustafa
ŞAHİN
Kaynaklar: 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ders kitabı–
DEVAMI PDF OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
![]() |
9.Sınıf Edebiyat 1.Tema Sözün İnceliği, Mülakat Ders Notları PDF |
DEVAMI PDF OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ,
VİDEO ANLATIM AŞAĞIDADIR👇👇👇
…
……
.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1.Tema Ders Notları,9.SINIF EDEBİYAT KONU ANLATIMI YENİ MÜFREDAT,9.SINIF EDEBİYAT DERS NOTLARI YENİ MÜFREDAT,
.
1-Edebiyat
Kavramı
Edebiyat; bilgi, gözlem ve deneyimlere dayalı düşünce, duygu ve
hayallerin sanatçının yorumundan geçirilerek etkili bir şekilde söz ya da
yazıyla anlatılması sanatıdır.
Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla
sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatıdır. Diğer bir tanımla edebiyat dille gerçekleştirilen güzel sanat etkinliğidir.
Tanzimat’tan sonra Türkçede tekil olarak bugünkü anlamında kullanılmıştır.
Þ
Edebiyat; sözlü ve yazılı olmak üzere
ikiye ayrılır:
1. Sözlü edebiyat: Yazının kullanılmadığı dönemlerde dilden dile
söylenerek günümüze kadar ulaşmış ve anonim ( halkın ortak malı) olarak gelişen ürünlerin
tamamına sözlü edebiyat denir.
2. Yazılı edebiyat: Yazının kullanılmaya başlamasından itibaren yazarı
belli olan her türlü edebiyat ürünlerine yazılı edebiyat denir.
2-Sanat,
Sanatçı, Güzel Sanatlar Kavramları
Sanat, insanın duygu, düşünce ve hayallerini, somut ve soyut malzemelerle yaratıcı
gücünü kullanarak kişiyi etkileyecek biçimde anlatmasıdır.
Sanatçı; duygu, düşünce, hayal ve
kaygılarını bir malzeme kullanarak estetik bir biçimde ifade eden kişidir.
Güzel sanatlar ise insanların, dış dünyaya yönelik duygu,
düşünce ve zlenimlerini çizgi, renk,
biçim, ses, söz ve ritim gibi unsurlarla anlatması; edebiyat, müzik, resim,
heykel, mimari ve tiyatro gibi faaliyetlerle insanda coşku ve hayranlık uyandırmasıdır.
Güzel Sanatların Temel Nitelikleri
✓ Güzellik ✓ Etkileyicilik ✓ Özgünlük ✓ Öğreticilik ✓ Evrensellik ✓ Yaratıcılık
Görsel (plastik) sanatlar, maddeye biçim veren sanatlardır.
Bu madde taş, mermer, boya, çamur vb. olabilir. Görsel sanatlar, göze hitap
eden sanatlardır.
İşitsel (fonetik) sanatlar sese biçim veren, malzemesi ses ve söz olan sanatlardır. Edebiyat, fonetik bir sanattır.
Çünkü edebiyatın malzemesi, dildir. Dil ise seslere dayanan bir iletişim
sistemidir.
Dramatik (ritmik) sanatlar, harekete biçim veren sanatlardır.
Dramatik sanatların çoğunda hareket öğesinin yanında işitsel ve görsel öğeler
de bulunur .
Edebiyat,
diğer güzel sanatlardan farklı olarak hiçbir maddi malzemeye, alete veya mekâna
bağlı değildir; edebiyat bütünüyle zihinsel bir sanattır.
– PDF LİNKİ AŞAĞIDA👇👇
3-
Metin, Edebi Metin, Öğretici Metin Kavramalrı
Ø
Metin:İnsanların iletişim kurmak, kendi
duygu, düşünce ve hayallerini ifade etmek amacıyla bir araya getirdikleri sözlü
veya yazılı cümleler topluluğuna metin denir. Metin, dille kurulan bir anlaşma ve anlatma
aracıdır. Metin, cümlelerden oluşur. Metnin türünü; metnin yazılış
amacı, konusu, kullanılan iletişim kanalı ve hedef kitle belirler. Bilimsel, felsefi, edebi
ve günlük metinler birbirinden farklı düzenlenir
Ø
Edebi
Metin: Yazar ya da şairin, dış dünyadaki
gerçekliği kendi zihin süzgecinden geçirerek sözlü veya yazılı şekilde estetik
ifadesidir.
Ø
Öğretici Metin: Bir bilgiyi paylaşmak, bir konuya açıklık
getirmek, topluma herhangi bir alanda ispatlanmış bulguları paylaşmak amacıyla
yazılan metinlerdir.
Edebi Metin Örneği:
Çanakkale
Şehitlerine
Şu Boğaz
Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
…
Ey şehîd
oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
Öğretici Metin Örneği:
Çanakkale
Savaşı Tarihi
Çanakkale
Savaşı batılı ülkelerin oluşturduğu itilafa karşı Osmanlı Devleti’nin savunmada
olduğu bir savaştır. Osmanlı Devleti Çanakkale Savaşında bütün bir millet
olarak destan yazdığı savaştır. 1914 yılı 3 Kasım-1915 yılı 18 Mart tarihleri
arasında deniz savaşları yapılmıştır. 25 Nisan 1915-9 Ocak 1916 tarihleri
arasında ise Gelibolu yarımadasında kara savaşları olarak yapılmıştır.
– İtilaf
Devletleri donanmaları 18 Mart 1915’te Osmanlı ordusu tarafından bozguna
uğratılmıştır. Böylece Çanakkale Savaşı’nın deniz savaşı bölümü sona ermiştir.
–
Gelibolu Yarımadası’na yapılan kara çıkartmaları yine Osmanlı ordusunun büyük
çabası ile bertaraf edilmiştir. 19-20 Anafartalar ve Arıburnu’ndan, 9 Ocak
1916’da da Seddülbahir’den çekilen itilaf birlikleri büyük yenilgiye
uğramıştır.
👊👊Bilim
insanı; bir eser ortaya koyarken eserinin konusu olan nesne, durum ya da olayla
ilgili nesnel bilgiler verir; dış dünyadaki gerçekliği olduğu gibi eserinde
yansıtır. Bilim insanının amacı okuru bilgilendirmektir. Bir şair veya yazar;
bir nesne, olay ya da durumla ilgili duygu, düşünce ve hayallerini eserinde
anlatırken öznel davranır; bunlarla ilgili hislerini, sezgilerini ve bunların
kendisinde uyandırdığı çağrışımları kurgulayarak okura aktarır.
DEVAMI PDF OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
ONLİNE SLAYT OYNATMAK-İNDİRMEK İÇİN TIKLA
![]() |
9.Sınıf Edebiyat 1.Tema Sözün İnceliği Okuma Şiir Ders Notları PDF |
DEVAMI PDF OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ