Servetifünun dergisinin yazı işleri idaresine Tevfik Fikret’in gelmesiyle (1896) bu dergi etrafında toplanan ve aynı sanat anlayışını paylaşan sanatçıların oluşturduğu edebiyata Servetifünun Edebiyatı (Edebiyatıcedide) denir.
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
Röportaj türü 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konularından biridir. Bu yazıda dersin içeriğinde kullanılabilecek bir sunum ve PDF formatında ders notunu bulabilirsiniz. Yazının içeriğinde röportaj nedir, röportaj türünün özellikleri nelerdir, Cumhuriyet Dönemi’nde röportaj türü, röportaj türünde yazılan önemli eserler ve yazarları, mülakat ve röportajın ortak özellikleri, mülakat ve röportajın farkları gibi bilgileri bulabilirsiniz. Röportaj slaytını ve PDF ders notunu konu anlatımının sonundaki renkli bağlantılardan indirebilirsiniz.
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konularından Mülakat türünün özellikleri, hazırlık süreci ve cumhuriyet öncesinde mülakat, Cumhuriyet Dönemi’nde mülakat, Türk edebiyatında mülakat türünün ilk örneği ve mülakat türüne ait önemli eserler ve yazarları ana başlıkları detaylıca ele alacağız. Mülakat türü PDF ders notu ve powerpoint sunumunu da yazının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. Kolay gelsin.
Mülakat, sanat, bilim, siyaset,
spor gibi çeşitli alanlarda tanınmış kişileri tanıtmak veya onların
düşüncelerini belirli bir konuda öğrenmek amacıyla yapılan, karşılıklı
konuşmaların yazılı metin haline getirilmesiyle oluşan, öğretici bir türdür.
Cumhuriyet Dönemi’nde gazete ve
dergilerin artmasıyla birlikte, mülakat türünde yazılan eserlerin sayısı da
artmıştır.
Bu dönemde, sanat ve siyaset
dünyasına ışık tutan birçok mülakat örneği verilmiştir.
Mülakat Türü PDF Slayt İndir
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konusu olan Sohbet (Söyleşi) Yazı Türü hakkında ders notu ve powerpoint slaytını yazının sonundaki renkli bağlantılardan indirebilirsiniz.
Sohbet yazı türü slayt ve PDF ders notu içeriğinde Sohbet (Söyleşi) yazı türüne dair detaylı bir anlatım sunarak öğretmen ve öğrenciler için faydalı bir kaynak sunmayı hedefliyoruz. Sohbet türünün özelliklerini, Cumhuriyet Öncesinde Sohbet, Cumhuriyet Dönemi’nde Sohbet, Cumhuriyet Dönemi Sohbet Yazarları gibi ara başlıklarla konu ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
Sohbet Yazı Türü Slayt – PDF Ders Notu İndir
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
ÖSYM’nin düzenlediği Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) içerisindeki Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testleri (AYT) arasında önemli bir yere sahip olan Türkçe dersinde cümle türleri önemli konulardan biridir. Bu yazı, Türkçe ve
derslerinde sıkça karşılaşılan konuları ele alarak cümle türlerini kapsamlı bir şekilde açıklamaktadır. Yüklemine, Dizilişine, Anlamına ve Yapısına Göre Cümleler başlıklarının altında örneklerle konu açıklanmış ve çıkmış sorularla konunun pekişmesi sağlanmıştır. Sunulan bilgiler, öğrencilerin sınavlara hazırlık sürecinde ihtiyaç duyacakları ders notlarına benzer nitelikte olup slayt veya PDF formatında kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
Cümle Türleri Slaytını ve PDF ders notunu konu anlatımının sonundaki renkli bağlantılardan kolayca indirebilirsiniz.
Yüklemi fiil olan cümlelerdir.
Yüklemi isim ya da isim soylu bir kelime olan cümlelerdir.
2. Dizilişine Göre Cümleler
Yüklemi sonda olan cümledir.
Yüklemi sonda olmayan cümledir.
Yüklemi olmayan cümledir.
Olumsuzluk ekleri: -me, -ma, -mez, -maz, -sız, -siz
Olumsuzluk kelimeleri: değil, yok.
Herhangi bir olumsuzluk eki ya da kelimesi içermeyen cümledir.
(ikinci ve üçüncü örneklerdeki ifadeler içerik olarak olumsuz olsa da
cümlenin olumsuz olması için gereken olumsuzluk eki veya kelimesi olmadığı için
olumlu cümle sayılır.)
Olumsuzluk eki ya da olumsuzluk kelimesi içeren cümlelerdir.
Herhangi bir olumsuzluk eki veya kelimesi içermediği halde cümledeki durumun gerçekleşmediğini, gerçekleşmeyeceğini ifade eden cümlelerdir.
İki olumsuzluk ek ya da kelimesinin kullanıldığı ancak sonuç olarak cümledeki ifadenin gerçekleştiğini veya gerçekleşeceğini anlatan cümlelerdir.
Soru anlamı içeren cümlelerdir.
Yöneltildiği kişiden cevap bekleyen cümlelerdir. Yukarıdaki iki örnek de cevap beklediği için gerçek soru cümleleridir.
Yöneltildiği kişiden cevap beklemeyen soru cümleleridir. Bu cümlelerin içinde soru anlamı olduğu için sonlarına soru işareti konur.
Tek
yüklemli ve tek yargı barındıran cümlelerdir. Yargı cümlede genellikle fiilde,
fiilimside ve -isim cümlelerinde- oluş bildiren yüklemde bulunur.
İçinde
yan cümle barındıran iki yargılı cümlelerdir. Farklı şekillerde yapılırlar:
İçinde
fiilimsi geçen iki yüklemli cümlelerdir. Cümlede kaç fiilimsi varsa o kadar yan
cümle var demektir.
Dikkat: Cümlede bulunan fiilimsi yüklemin içinde olursa o cümle
girişik birleşik cümle olmaz.
Yan cümlesinde şart kipi eki -se, -sa
bulunduran cümlelerdir.
Ki bağlacı kullanılarak yapılan birleşik
cümlelerdir. Bu cümlelerde yan cümle ki bağlacından sonra gelen bölümdür.
NOT: Bazı kaynaklar ki
bağlacından dolayı bu cümle türünü aşağıda göreceğimiz Bağlı Cümle olarak kabul
etmektedir.
Tırnak içinde alıntılanarak iç içe
verilen iki cümledir. Cümle Anlamı konusunda anlatılan Doğrudan Anlatım
cümleleri bu cümlelere örnektir.
Alıntı cümle tırnak içinde
verilmeyebilir. Bu durumda iç cümleden sonra sadece virgül işareti konur.
Noktalama işaretleriyle bağlanmış iki yüklemli
cümlelerdir.
Sıralı cümlenin noktalama
işaretiyle bağlanan iki cümlesinin ortak ögesi varsa böyle sıralı cümlelere Bağımlı Sıralı Cümle, iki cümle
arasında ortak öge yoksa Bağımsız Sıralı
Cümle diyoruz.
Aşağıdaki cümlede özne (Bahar) ortak olduğu için Bağımlı sıralı
cümledir:
Aşağıdaki cümlede herhangi bir ortak öge olmadığı için cümle Bağımsız
Sıralı Cümledir.
Bağlaçlarla bağlanan iki yüklemli cümlelerdir.
Sıralı Cümleden tek farkı noktalama işaretleri yerine bağlaç kullanılmasıdır.
Bağlı cümlenin bağlaçla bağlanan
iki cümlesinin ortak ögesi varsa böyle sıralı cümlelere Bağımlı Bağlı Cümle, iki cümle arasında ortak öge yoksa Bağımsız Bağlı Cümle diyoruz.
Aşağıdaki cümlede dolaylı tümleç (ona) ortak olduğu için Bağımlı Bağlı
cümledir:
Aşağıdaki cümlede herhangi bir ortak öge olmadığı için cümle Bağımsız
Sıralı Cümledir.
(I) Çiğdemlerden sonra gök
rengindeki elbisesiyle yeni açmış sümbül görünür. (II) Gözleri yaşlı, saçları
dağınık ve hâli perişandır. (III) Güzel kokusundan sarhoşa dönen şair, ona bu
gönül okşayıcı kokuyu nereden, hangi aktardan aldığını sorar. (IV) Sümbülün
verdiği cevap çiğdemin cevabına karşılık gelmektedir. (V) Önceleri ezel bağında
henüz açılmadık bir gonca olan ve güzel kokusunu sevgilinin rüzgârından alan
sümbül, bu bahar ülkesinden hicran sahiline atılmıştır.
1. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, yüklemin türü bakımından
ötekilerden farklıdır? (2016 YGS)
A)I. B) II.
C)III. D)IV. E)V.
(I) Tasarladığım hikâye, zihnimde
cümleler ve algılar hâlinde dönüp dolaşarak gelişirken her şeyi bir kenara
bırakıp masanın başına oturmam için beni zorluyor. (II) Hikâye, bilgisayarda
bir cümle hâlinde başlanmış duruyor ve ben, zihnimin bir yanında o hikâyeyi
geliştiriyorum. (III) Masamın çekmeceleri, çantamın gözleri hatta ceplerim veya
masada karşımda duran pano, küçük kâğıtlara yazılmış notlarla doluyor bu arada.
(IV) Defalarca oturuyorum bilgisayarın başına hikâye için, yazdıklarımı
defalarca yeniden ele alıyorum. (V) Hikâye bazen tamamlanmak üzereyken çöpe
atılıyor bazen de başlangıçta tasarlanandan çok farklı bir içerik ve biçim
kazanıyor.
2. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır? (2014
LYS)
A) I. cümle, girişik birleşik bir
cümledir.
B) II. cümle, özneleri ortak
birleşik bir cümledir.
C) III. cümle, devrik bir fiil
cümlesidir.
D) IV. cümle, sıralı bir
cümledir.
E) V. cümle, yüklemi şimdiki
zamanda çekimlenmiş kurallı bir cümledir.
(I) Almanya’nın Berlin kentinde
bir kooperatif “Devrilen Ağaçlardan Halk Kitaplığı Yapma Kampanyası” başlattı.
(II) Bu kampanyaya katılmak isteyenler, fırtınadan veya yağmurdan devrilen
ağaçların gövdelerini raf şeklinde oyup bunları kaldırımlara yerleştiriyorlar.
(III) Raflara, takas edilecek kitapları koyuyorlar. (IV) Berlin halkı da
içlerinden okumak istediklerini alıp yerine kendi kitaplarından birini
bırakıyor. (V) Bu, “Eğitim İçin Sürdürülebilir Gelişme Projesi”nin bir parçası
olarak devlet tarafından desteklenen bir kampanyadır.
3. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır? (2013 YGS)
A) I. cümle, içinde belirtisiz
nesne olan bir fiil cümlesidir.
B)II. cümle, özne ve yüklemden
oluşan kurallı bir cümledir.
C)III. cümle, nesnesi sıfat
tamlaması olan birleşik bir cümledir.
D)IV. cümle, içinde isim
tamlaması bulunan olumlu bir cümledir.
E)V. cümle, yüklemi ek eylemle
çekimlenmiş bir cümledir.
CEVAPLAR: 1B, 2B, 3B
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
3 Eylül 2023 Tarihinde Yapılan İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavının Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarlarına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı (İOKBS), her yıl Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen bir sınavdır. Bu sınavı kazanan öğrenciler, devlet tarafından verilen bursları almaya hak kazanırlar. İOKBS önceden “Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı” olarak bilinirdi ve ihtiyaç sahibi öğrencilere maddi destek sağlamak amacıyla uygulanır.
Başvurular İOKBS resmi internet sitesi veya e-Okul üzerinden yapılmaktadır ve başvurular belirli tarihler arasında kabul edilir. Öğrenciler, başvuru sırasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen belgeleri sunarlar.
Sınav kontenjanları belirli kriterlere göre dağıtılır ve bu kriterler her yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kılavuzda açıklanır. Kontenjanların bir kısmı özel hak tanınan öğrencilere, emekli öğretmenlerin çocuklarına, yerleşim biriminde okul olmayan öğrencilere ve diğer öğrencilere ayrılır.
Sınavın içeriği Türkçe, matematik, fen bilimleri ve sosyal bilgiler derslerini içerir ve sınavda toplam 100 soru sorulur. Sorular, öğrencilerin sınıf seviyelerine göre farklılık gösterir. Sınav tarihi ve sınav bilgileri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önceden duyurulur ve başvuru ücretsizdir.
Sınav, Türkiye saatiyle 10.00’da merkezi bir sistemle eş zamanlı olarak başlar ve tek oturum şeklinde yapılır. Öğrencilere 100 soru için 120 dakika süre verilir ve sınavın yapılacağı yer, salon ve sıra bilgileri sınav tarihinden en az 7 gün önce duyurulur.
İndir: 2023 Bursluluk Sınavı Soruları (Tüm Sınıflar-Tüm Dersler)
Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980) 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konularından biridir. Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980) üzerine hazırladığım konu anlatımını aşağıda okuyabilirsiniz. Ayrıca aynı metni kullandığım Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980) Slaytını konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konularından biridir. Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) slaytını, Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) konu anlatımının altındaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. Konu içeriğinde Cumhuriyet öncesi tiyatrosu ile ilgili birkaç hatırlatma maddesi, Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) genel özellikleri, Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) önemli tiyatro eserleri ve yazarlarını bulabilirsiniz.
Cumhuriyet Dönemi Tiyatro (1923-1950) Slaytı İndir
🔗indir: Cumhuriyet Dönemi Tiyatrosu (23-50) Slaytı
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
Ziya Paşa slayt ve konu anlatımına bu yazıda yer verdim. Ziya Paşa’nın hayatı, Ziya Paşa’nın edebi kişiliği, Ziya Paşa’nın önemli bazı beyitleri, Ziya Paşa’nın önemli eserleri ve bu eserler hakkında kısa bilgileri konuyla ilgili test sorularını slayt ve konu anlatımı içeriğinde bulabilirsiniz. Ziya Paşa slaytını konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
·
II.
Abdülhamit yönetimine karşı özgürlükleri ve meşrutiyeti savundu.
·
Tanzimat
Edebiyatı’nın öncüleri arasında yer aldı.
·
Namık
Kemal ve Şinasi ile birlikte yeni Türk edebiyatının temellerini attı.
·
1865’te
Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ne katıldı.
·
1867’de
Londra’ya kaçan Namık Kemal ile birlikte Hürriyet gazetesini yayınladı.
·
1871’de
İstanbul’a döndükten sonra çeşitli devlet görevleri üstlendi.
·
İlk anayasa
Kanun-i Esasi’yi hazırlayanlar arasındadır.
·
Tanzimat
Dönemi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri.
·
Eski
edebiyat anlayışı ile yeni edebiyat anlayışı arasında gidip geldiği için
«çelişkiler şairi» olarak anılmıştır.
·
Eserleri
şekil olarak eski, içerik olarak yenidir.
·
Eski
şiir (Divan şiiri) tarzını eserlerinde kullanığı için eski şiirin son büyük
temsilcilerinden sayılmıştır.
·
Bürokratik
ve siyasi mücadeleler onun edebiyatını besleyen kaynaklar oldu.
·
Terkibibent
ve Terciibent şiirleriyle ünlüdür.
·
Ayrıca
naat, münacaat, kaside, mersiye ve gazelleri vardır. Bu şiirler tür olarak eski
şiir geleneğini sürdürürken içerik olarak batılı yenilikler barındırır.
·
Devrin
siyasi-sosyal olaylarını, politikacıların yanlış tutumlarını, toplumsal ahlakın
çöküşünü eserlerinde eleştirmiştir.
·
Eserlerinde
bilgece bir üslup kullanır. Bugün bile atasözü, vecize olarak kullanılan
sözleri vardır. En çok bilinenleri şunlardır:
Nush ilе uslаnmаyаnı еtmеli tеkdir,
Tеkdir ilе uslаnmаyаnın hаkkı kötеktir.
(Nаsihаt ilе uslаnmаyаnı аzаrlаmаlı, azarlamakla uslаnmаyаnın hаkkı kötеktir, dаyаktır.)
Ayinеsi iştir kişinin lâfа bаkılmаz,
Şahsın görünür rütbе-i аklı еsеrindе.
(Kişinin аynаsı işidir, lâfа bаkılmаz; bir kişinin аklının sеviyеsi yаptığı iştе görünür.)
“Şiir ve İnşa” makalesinde halk şiirinden yanadır;
ardından “Harabat” adlı Divan şiiri antolojisini yayımlar; bu
tutarsız davranışları Namık Kemal’i kızdırır, Namık Kemal ünlü ‘Tahrib-i
Harabat” adlı eleştirisini bu yapıt için yazar.
1. Bu bilgiler aşağıdaki Tanzimat sanatçılarından hangisini
tanıtmaya yöneliktir?
A) Recaizade Mahmut Ekrem
B) Şemsettin Sami
C) Abdülhak Hamit
D) Ahmet Vefik Paşa
E) Ziya Paşa
Ziya Paşa Hürriyet’te yayımlanan ………. adlı makalesinde asıl
edebiyatımızın Halk edebiyatı olduğunu savunur. Divan edebiyatının “gayri
milli ve suni” olduğunu söyler. Ancak, daha sonra hazırladığı ……… adlı
antolojinin önsözünde bu sözleriyle çelişen düşüncelere yer verir.
2. Bu parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıdakilerden
hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Eş’ar-ı Ziya, Tahrib-i Harabat
B) Şiir ve İnşa, Harabat
C) Rüya, Harabat
D) Terkibibent, Terciibent
E) Zafername, Defter-i Âmal
3. Nefi ile Ziya Paşa’nın ortak yönü aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tasavvufi konuları işlemeleri
B) Devlet adamı olmaları
C) Dönemlerini şiirselleştirmeleri
D) Hiciv ustası olmaları
E) Sade bir dil kullanmaları
CEVAPLAR: 1-E, 2-B, 3-D
🔗indir: Ziya Paşa Slaytı
Cumhuriyet Dönemi’nde Roman (1950-1980) konusu 11. sınıf Edebiyat dersi konularından biridir. Aşağıdaki yazıda Cumhuriyet Dönemi’nde Roman (1950-1980) konu anlatımını ve sunusunu bulabilirsiniz.
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda, 1950-1980 yılları arasında roman türü diğer türler gibi bir ilerleme kaydetmiştir ve bu dönemde birçok farklı yönelim ortaya çıkmıştır.
1950-1980 yılları arasındaki romanlar incelenirken, bu yönelimlerin göz önünde bulundurulması önemlidir.
1. Orhan Kemal’le ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Yapıtlarında, kişilerin karakterlerini olay içinde çizmiş, onları doğal bir biçimde konuşturmuştur.
B) Genellikle fabrika işçilerinin, kırsal kesim insanlarının ve gecekondu bölgelerinde oturanların yaşamını konu almıştır.
C) Öykülerde günlük konuşma dilini kullanmış, yöresel söyleyiş özelliklerine bağlı kalmıştır.
D) Esir Şehrin İnsanları adlı romanıyla yazın çevrelerinde büyük yankı uyandırmıştır.
E) Anlatımı, olaylara bakış açısı yönünden toplumcu gerçekçi yazarlarımızdan biri sayılmaktadır.
2. Aşağıdaki yapıtlardan hangisi tür bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Saatleri Ayarlama Enstitüsü
B) Hakkâri’de Bir Mevsim
C) Tutunamayanlar
D) Aylak Adam
E) Sessiz Gemi
3. Aylak Adam, yazarın 1973 yılında yayımlanan ikinci romanıdır. Aylak Adam gibi aynı yapı ve teknikle kaleme alınmıştır. Roman, Manisa’nın Anavatan Oteli ve onun kâtibinden esinlenerek yazılmıştır. Romanda olaylar, kahraman Zebercet’in ruh dünyası ve psikolojisi üzerine kurulmuştur. Başından geçenler yine onun bilinçaltından istifade edilerek anlatılır. Zebercet, terk edilmeye ve reddedilmeye karşı aşırı duyarlı, içine kapanık bir kişiliğe sahiptir.
Bu parçada sözü edilen eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oğuz Atay B) Yusuf Atılgan C) Abbas Sayar
D) Yaşar Kemal E) Kemal Bilbaşar
Cevaplar: 1-D, 2-E, 3-B
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
Cumhuriyet Dönemi Romanı (1923-1950) slayt ve konu anlatımı içeriğinde bu dönemin genel özelliklerini, önemli romanlarını ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan önemli romanları bulabilirsiniz. Derste işlemesi ve anlaşılması kolay olsun diye maddeler halinde verdim. Cumhuriyet Dönemi Romanı (1923-1950) slaytına konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Kolay gelsin.
Özetle;
🔗indir: Cumhuriyet Dönemi’nde Roman (1923-1950) Slayt
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
1. Aşağıdaki eserlerden hangisi diğerlerinden farklı bir türde yazılmıştır?
A) Tahrib-i Harabat
B) Yüz Yılın 100 Türk Romanı
C) Destursuz Bağa Girenler
D) Şiir Tahlilleri
E) Bize Göre
2. Aşağıdakilerin hangisinde verilen eser, karşısındaki sanatçıya ait değildir?
A) Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış-Berna Moran
B) Eleştiri Günlüğü-Nurullah Ataç
C) Hayat ve Kitaplar-Ahmet Şuayp
D) Hikâye Tahlilleri-Mehmet Kaplan
E) Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler-Gürsel Aytaç
Cevaplar: 1-E, 2-B
Cumhuriyet Öncesi Eleştiri 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi konularından biri. Cumhuriyet Öncesi Eleştiri üzerine hazırladığım slaytı konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Cumhuriyet Öncesi Eleştiri Sunumunun içeriğinde eleştiri nedir üzerine kısa bir hatırlatma, Divan Edebiyatı Dönemi’nde eleştiri, Tanzimat Döneminde Eleştiri, Servetifünun döneminde eleştiri, Fecriati ve Milli Edebiyat Dönemi’nde eleştiri üzerine kısa bilgiler bulabilirsiniz. Ayrıca Türk edebiyatındaki ilk eleştiri yazısı, Türk edebiyatındaki ilk eleştiri eseri ve yine Cumhuriyet Öncesi Dönem önemli eleştiri yazarları ve eleştiri eserleri üzerine bilgiler yer alıyor.
ÖNEMLİ
A. Sesler
B. Ünlü Uyumları
C. Ses Olayları
Ciğerden gelen havanın ses tellerine çarpıp ağızdan çıkmasıyla oluşan titreşimlere ses denir.
Seslerin dildeki işaretlerine harf denir.
Türkçede 29 harf vardır.
a b c ç d e f g ğ h i ı j k l m n o ö p r s ş t u ü v y z
Bu harflerin 8 tanesi ünlü (sesli), 21 tanesi ünsüz (sessiz) harflerdir.
Herhangi bir yardımcı sese ihtiyaç duymadan, tek başına söylenebilen harflerdir.
a,e,ı,i,o,ö,u,ü
Ünlü harfler farklı özelliklerine göre gruplara ayrılırlar:
Bir ünlü harfin yardımı olmadan söylenemeyen harflerdir. Türkçede 21 ünsüz harf vardır.
b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z
Ünsüz harfler de farklı özelliklerine göre gruplara ayrılırlar:
1. Büyük Ünlü Uyumu
2. Küçük Ünlü Uyumu
Bir sözcükteki ünlü harflerin tamamının kalın veya tamamının ince olmasıyla sağlanan uyumdur.
Not: Bazı kelimelerde Büyük Ünlü Uyumu aranmaz.
can, in, tek, kat
Eminönü, hanımeli, gökyüzü, bilgisayar
Büyük Ünlü Uyumuna uymayan bir kelime Türkçe değildir.
Yabancı dilden gelen sözcükler B.Ü.U.na uymayabilir:
tiyatro, kitap, televizyon,
Bazı sözcükler Türkçe olduğu halde zaman içinde değişime uğradıkları için B.Ü.U.na uymaz:
Anne, kardeş, elma
Bazı ekler Büyük Ünlü Uyumunu bozar.
Ekler eklendiği sözcüğe uygun olarak kalın veya ince hale gelir. Aşağıdaki eklerin kalın veya ince halleri olmadığı yani tek şekilde kullanıldıkları için büyük ünlü uyumunu bozarlar.
Soru:
Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde yer alan kelimelerin tamamı büyük ünlü uyumu kuralına uyar ?
A) Kelime, insan, hayat, evren
B) Başarı, kötülük, zaman, kenar
C) Bulut, alem, oyuncak, masa
D) Korku, sulak, balık, bilek
E) Uçarı, incelik, keşifçi, hafifçe
CEVAP: A seçeneğinde insan, B seçeneğinde kenar, C seçeneğinde alem, E seçeneğinde hafifçe kelimeleri uymaz. D Seçeneği kelimelerin tamamı uyar.
Ünlü harfleri aşağıdaki tablodaki gibi gruplara ayırmıştık.
Küçük ünlü uyumu Türkçedeki bir kelimenin düz-yuvarlak, dar-geniş ünlülerle ilgili aranan uyumudur.
Küçük Ünlü Üyumunun iki kuralı vardır:
1. Düz Ünlülerden (a,e,ı,i) düz ünlüler gelir.
2. Yuvarlak ünlülerden (o, ö, u, ü) sonra ya düz-geniş ünlüler (a, e) ya da dar-yuvarlak ünlüler (u, ü) gelir.
Yani anlaşılacak şekilde söylersek;
a,e,ı,i’den sonra a,e,ı,i
o,ö,u,ü’den sonra u,ü,a,e gelir.
NOT: Küçük ünlü uyumunda sözcükler değerlendirilirken büyük ünlü uyumundaki gibi bütün ünlülere topluca bakılmaz. Her ünlü bir önceki ünlüye göre değerlendirilir.
ÖRNEKLER:
Akıllıca
a’dan sonra ı, +
ı’dan sonra ı, +
ı’dan sonra a, + UYAR
Geldiysek
e’den sonra i, +
i’den sonra e, + UYAR
Kavun
a’dan sonra u, – UYMAZ
Soru:
I. Vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır.
II. Kanadı kırılmış bir kuş misali çaresizce bana bakıyordu.
III. Göçmen kuşlar yazın bittiğini fısıldıyordu.
IV. Ülkemiz son yıllarda erozyon tehditi altında.
V. Bir türlü bizi anlamak istemiyorlar.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük küçük ünlü uyumu kuralına uymamaktadır?
A. I B. II C. III D. IV E. V
CEVAP: D şıkkı Erozyon kelimesinde e’den sonra o gelmez. Bu yüzden erozyon kelimesi küçük ünlü uyumuna uymaz.
Soru:
Aşağıdaki kelimelerden hangisi küçük ünlü uyumu kuralına uymamaktadır?
A . Türkçe B. İngilizce C. Sosyal D. Resim E. Müzik
CEVAP: E seçeneğinde müzik sözcüğünde ü’den sonra i gelmez. Ü’den sonra ü ya da e gelebilir.
1. Ünsüz Sertleşmesi
2. Ünsüz Yumuşaması
3. Ses Düşmesi
a. Ünlü Düşmesi
b. Ünsüz Düşmesi
4. Ses Türemesi
a. Ünlü Türemesi
b. Ünsüz Türemesi
5. Ünlü Daralması
6. Ulama
7. Kaynaşma
Sert Ünsüz harflerden (FıSTıKÇı ŞaHaP) biriyle biten bir sözcük yumuşak ünsüzlerden b,c,d harfleriyle başlayan bir ek aldığı zaman b p’ye, c ç’ye, d t’ye dönüşerek sertleşir. Bu olaya ünsüz sertleşmesi, ünsüz benzeşmesi veya ünsüz uyumu denir.
ÖRNEK:
giriş-den……. girişten sanat-cı….sanatçı
Çapkın, seçkin, atkı, unutkan, çalışkan, kıskanç,keski
Ağladıkça, sustukça, çiftçi, kuruyemişçi
Etçil, otçul, biriktirdi, açtığım, gitti
Arapça, Türkçe, Kürtçe bu coğrafyada konuşulur.
Sokakta yürürken bizim simitçiyi sesten tanıdık.
Bazı sözcüklerde sertleşme olmaz.
Ayrı yazılan de/da bağlacı sertleşmeye uğramaz.
Rakamlarda kelimenin son harfine göre sertleşme uygulanır.
Soru:
Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler üşüşüyor zihnime; (I) acılı, ezik, (II) buruk, (III) yorgun, çekingen, (IV) kırgın, suçlayıcı, (V) küskün…
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde ünsüz benzeşmesi vardır?
A) II. B) III. C) IV. D) I. E) V.
CEVAP: E seçeneğidir. Küs-gün….. küskün şeklinde sertleşmiştir.
Soru:
(I) Göğsünde bir ağaç bitti. (II) Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları göğü sardı. (III) Kökleri dünyaya yayıldı. (IV) Gölgesi bütün yeryüzünü kapladı. (V) in¬sanlar o ağacın gölgesinde toplandılar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ünsüz benzeşmesi vardır?
A. I B. II C. III D. IV E. V
CEVAP: A seçeneğidir. Bit-di……………. Bitti şeklinde sertleşmiş ve Benzeşmeye uğramıştır.
NOT!! Özel isimlerde okunurken yumuşama yapılsa da yazı da uygulanmaz.
Ahmet’i Mehmet’i bilmem.
Soru:
I. Akan bir suda bir kere yıkanılır.
II. Bir anlık sabır, büyük bir felaketi önler.
III. İtimat yavaş yavaş büyüyen bir nebattır.
IV. Fırsat adamın kapısını iki defa çalmaz.
V. Ölmüş aslana tavşan bile hücum eder.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ünsüz yumuşaması vardır?
A. IV B. V C. III D. II E. I
CEVAP: E seçeneğidir. Et-er……….eder şeklinde yumuşamıştır.
Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz yumuşaması vardır?
A. Susuzluktan ağzı kuruyordu.
B. Çocukların ardından bir süre baktı.
C. Peşlerinden gitmeyi hiç düşünmedi.
D. Nice bağlardan, bahçelerden geçtiler.
E. Suyun tazyikinden bitkiler yana yatıyordu.
CEVAP: B seçeneğidir. Art-ından……………. Ardından şeklinde yumuşamıştır.
NOT! Tek başına kullanıldığı zaman ünlü düşmesine uğrayan bazı sözcükler ikileme oluşturunca ünlü düşmesi olmaz.
Omuz omuza verip dertleri aştılar.
Ölümle burun buruna geldik.
Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen altı çizili sözcükte ünlü düşmesi vardır?
A. En çok sabra muhtaç olduğunuz an, sabrınızı kaybettiğiniz andır.
B. Tembellik, hür adamı esir yapar.
C. İçinde olmayan bir şiiri başka hiçbir yerde bulamazsın.
D. Düşmanı kuvvetli olduğu zaman durdur, zayıfken vur.
E. Açığa vurulan heyecan, büyüklük göstergesi değildir.
CEVAP:
A seçeneğidir. Sabır-a……………. sabra şeklinde ünlü düşmesi olmuştur.
K harfiyle biten bir sözcük -cık, -cik ekini aldığı zaman k harfi düşer.
Ufak-cık…….. Ufacık Küçük-cik……..küçücük
Sıcak-cık……..sıcacık yumuşak-cık…. Yumuşacık
K ile biten bazı sözcüklere -l ve -mse eki gelirse k harfi düşer.
yüksek-l…..yükselmek alçak-l…….alçalmak
Küçük-mse… küçüksemek
Ast-teğmen…asteğmen üst-teğmen….üsteğmen
Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz düşmesi vardır?
A. Arabayı bu hafta sonu bakıma sokacakmış.
B. Adaşı bugün morali bozuk olduğundan derse girmemiş.
C. Yükseklere kar yağdı nisan ayının sonlarına doğru.
D. Bir kase sıcak mercimek çorbası içip kendine geldi.
E. Dostuna dahi açmayacaksın sırrını, o da gider dostuna söyler.
CEVAP:
B seçeneğidir. Ad-daş…………adaş şeklinde ünsüz düşmesi olmuştur.
-cık, -cik eklerinin bazı sözcüklere gelmesiyle ek ile sözcük arasında a,e,ı,i, ünlüleri türer.
Dar-cık…………daracık
Genç-cik………gencecik
Bir-cik…………biricik
Bize azıcık merhamet gösterseydin.
Arapçadan gelmiş bazı sözcükler olmak, etmek yardımcı fiillerini aldıkları zaman kelimenin son sesi türer ve iki kez kullanılır.
Af+etmek………….affetmek
Senin problemleri halledeceğini zannetmiyordum.
Aynı sözcükler ünlü ile başlayan ek aldıkları zaman da türeme olur.
His-i……hissi zan-ı……..zannı
Başarısının sırrı hakkı sahibine vermekti.
Sınır hattı buradan geçiyordu.
Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz türemesine örnek yoktur?
A) Sizin hakkınızda söylenenleri kimseyle paylaşmadım.
B) İşin sırrını öğrenmek için yanımdan bir an olsun ayrılmıyor.
C) Bu sorularının son şıkkını daha iyi okumalısın.
D) Televizyon karşısında ders çalışırsan dikkatin dağılır.
E) Seni kaybedeceğim hissine kapıldığım için tedirgindim.
CEVAP:
D seçeneğidir. A’da hakkınızda, B’de sırrını, C’de şıkkını, E’de ise hissine kelimelerinde ünsüz türemesine örnek vardır.
NOT! Demek ve yemek kelimeleri bazı ekleri alınca daralma meydana gelir.
De-ecek………………….diyecek diyen, diye
Yemeği birlikte yiyelim, diyerek sözleştik. Ama yiyecek kalmamış.
NOT! Olumsuzluk ekinde de daralma olur.
Bakma-yor…………….bakmıyor
Çocuklar bizimle gelmiyor.
NOT! Bazı kelimelerde daralma yapılması yanlıştır:
Dinle-ecek……….dinleyecek (doğru) dinliyecek (yanlış)
Bekleyecek (doğru) ….. Bekliyecek (yanlış)
Soru:
Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü daralması yoktur?
A. Çocukluğunun geçtiği her yeri hatırlıyor.
B. Herkes yerini alıp sessiz olsun, film başlıyor.
C. Elindeki elmayı hiç vakit geçirmeden dişliyor.
D. Gözlerinden belli benden bir şey gizliyor.
E. Hiç bıkmadan her gün bana takılıyor.
CEVAP:
E seçeneğidir. A’da hatırla-yor, B’de başla-yor, C’de dişle-yor, D’de ise gizle-yor kelimelerinde ünlü daralmasına örnek vardır.
Ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlüyle başlayan bir kelime gelirse ilk kelimenin son harfi diğerinin başına eklenerek okunur. Buna ulama denir. Ulama sadece okuyuşta yapılır, yazarken uygulanmaz.
Gelen adam Mehmet Akif Ersoy
NOT! Ulama şiirlerde söyleyiş güzelliği oluşturduğu için bir söz sanatı olmuştur.
Her an yaz ortasında hayal ettiğim Boğaz
NOT! Ulama yapılan iki kelime arasına noktalama işareti gelirse ulama bozulur.
Orhan Kemal, Adana’da yetişmiş bir yazardır.
Soru:
Aşağıdakilerden hangisinde ulama sayısı diğerlerinden fazladır?
A. Çocukluğunun anılarına bugün bir bir ağlıyordu.
B. Oyuncular arasında büyük bir tartışma çıktı..
C. Tartışmak, itiraf etmeliyim ki, bir çözüm olamaz.
D. Kaderin oyunu demeyi kolaycılık olarak alıyorum.
E. Yeniden her an seni düşünüyorum.
CEVAP:
D seçeneğidir. A’da iki (Çocukluğunu-nanılarına, bi-rağlıyordu) B’de bir (Oyuncula-rarasında), C’de iki (Tartışmak sözcüğünden sonra virgül geldiği için ulama bozuluyor. itira-fetmeliyim, çözü-molamaz) E’de bir (he-ran) ulama yapılmıştır. D’de ise üç (kaderi-noyunu, kolaycılı-kolara-kalıyorum) vardır.
Türkçede iki ünlü harf yan yana gelmediğinden dolayı ünlü harfle biten bir sözcük ünlü harfle başlayan bir ek alırsa araya y,ş,s,n harflerinden uygun olanı gelir.
Hava-a……………havaya yedi-er…………….yedişer
Dede-i……………dedesi dede-i…………….dedeyi
Futbolcu-un……..futbolcunun
Başla-acak………başlayacak
NOT! Ünlüyle biten bir kelime idi, ise, imiş ek-fiillerinden birini alırsa i düşer ve yerine kaynaştırma harfi y girer.
Öğrenci-idi………….. öğrenciydi.
Sordu-ise……………..sorduysa
Sınavı kazananlar belliymiş.
Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük kaynaştırma ünsüzü almamıştır?
A. Her sınıfta elliye yakın öğrenci vardı.
B. Evin kapısı açılıp kapanırken ses yapıyor.
C. Yaz tatilini nerede geçireceğimiz belli mi?
D. Çocukları beşer kişilik gruplara ayırdık.
E. Biraz sonra arkadaşımız girdi odaya.
CEVAP:
D seçeneğidir. Beş-er kelimesinde kaynaştırma harfleri olan y,ş,s,n’den biri kullanılmamıştır. Ş harfi kelimenin kendisinde vardır.
Soru: 2019 TYT
Tüm hayvanların vücudu dokulardan ve dokuların birleşmesiyle meydana gelen organlardan oluşur. Dokular vücudun çeşitli kısımlarını ve organlarını oluştururken küçücük, kıvrımlı ve karmaşık yapılara dönüşür. Epitel hücreler bu yapıların oluşmasında temel bir işleve sahiptir. Bu hücreler sıkı bir şekilde istiflenerek derinin, kan damarlarının ve organların dış tabakalarını meydana getirir.
Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünlü düşmesi
D) Ünsüz düşmesi
E) Ünlü daralması
CEVAP: E seçeneğidir. Ünsüz yumuşaması vücudu, ünsüz benzeşmesi sahiptir, ünlü düşmesi oluştururken, ünsüz düşmesi küçücük sözcüklerinde yapılmıştır.
Soru: 2021 TYT
İşte ben hep böyle garip mahzun,
Bir şey beklermişçesine yaşıyorum.
Bazen öyle günlerim oluyor ki Elâ gözlüm,
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum.
Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman.
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz düşmesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ünlü daralması
CEVAP: C seçeneğidir. Ünsüz yumuşaması başladığında; ünlü düşmesi ağzımda; ünsüz benzeşmesi beklermişçesine, bıkkın; ünlü daralması yaşıyorum sözcüklerinde yapılmıştır. Ünsüz düşmesi yoktur.
anlatım biçimleri 10.sınıf ses bilgisi test pdf vericiden
iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan
aygıt ses kaydedici 5. sınıf ses bilgisi testi 50 soru keçiboynuzu bulmaca bir
yerde öteden beri olagelen davranış bulmaca kitap seç tyt matematik konuları ses
bombası ogm materyal 11.sınıf ses bilgisi test anlatım bozuklukları meb kazanım
testleri cümlenin ögeleri aşınma nedir ses bilgisi noktalama işaretleri test 5.sınıf
ses bilgisi test pdf 5. sınıf türkçe ses bilgisi test ses bilgisi kpss
noktalama işaretleri 5. sınıf türkçe ses bilgisi edebiyat ses bilgisi ses
bilgisi test pdf
İNDİR: Ses Bilgisi Slaytı
İNDİR: Ses Bilgisi PDF Ders Notu
📢Cumhuriyet Dönemi hikaye türünün özellikleri hakkında hazırladığımız powerpoint sunumunu ve konu anlatımını içeren Cumhuriyet Dönemi’nde Hikaye başlıklı PDF fotmatında ders notunu yazının sonundaki renkli iki bağlantıdan indirebilirsiniz.📢
Çalışmamızın içeriğinde Cumhuriyet Döneminde Hikaye konusu öncesi Hikaye türü hakkında tanım ve genel bilgilere yer verilmiştir. Dünya edebiyatında ve Türk edebiyatında ilk hikaye örneklerinin isimleri öğrenciye hatırlatılmıştır. Daha sonra Cumhuriyet Döneminde Hikaye iki ana başlığa ayrılmış ve ikisinin özellikleri, öne çıkan sanatçıları ve eserleri işlenmiştir. Cumhuriyet Döneminde Hikaye çalışmamız sınıfta kullanıma hazırdır. Ayrıca Cumhuriyet Döneminde Hikaye konulu proje ödevi için, tek başına çalışmak isteyenler için, AYT ve ÖABT hazırlığı için de uygun bir kaynaktır. Cumhuriyet Döneminde Hikaye isimli Slayt ve PDF ders notunu yazının sonundaki bağlantıdan yükleyebilirsiniz. Kolay gelsin.
Hikâye Nedir?
Genel Bilgiler
Cumhuriyet Dönemi
Cumhuriyet Dönemi hikaye türünü gösterdiği özellikler
açısından iki grupta topluyoruz:
Cumhuriyet Dönemi’nde Hikaye (1923-1940)
Bu dönem hikâyesinde üç eğilim öne çıkmıştır:
Cumhuriyet
Dönemi’nde hikaye (1940-1960) Bazı Önemli Eserler
Noktalama İşaretleri slayt ve PDF formatındaki ders notumuzu
konu anlatımının sonundaki renkli bağlantılardan indirebilirsiniz. Noktalama
İşaretleri notumuz ve slaytımız bütün noktalama işaretlerini içermektedir.
Nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru işareti, ünlem işareti,
tırnak işareti, yay ayraç (parantez), kısa çizgi, uzun çizgi, köşeli ayraç ve
kesme işareti olmak üzere bütün noktalama işaretlerini kapsamaktadır. Her
noktalama işareti farklı kullanım alanlarıyla anlatılmış ve her biri için
örneklerle açıklanmıştır. Noktalama İşaretleri ile ilgili örneklere bolca yer verilmiştir. Noktalama işaretleri slaytımız toplam otuz beş
slayttan oluşmaktadır. Sınıfta kullanım için, tek başına konuyu çalışmak için,
ödev olarak sunmak için hazır durumdadır. Bütün konunun ve slaytın ders notunu
PDF dosyası olarak da bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Bütün açıklamalarda ve
slaytta TDK’nin son açıklamaları esas alınmıştır, dolayısıyla herhangi bir
bilgi hatası bulunmamaktadır. Noktala İşaretleri Proje Ödevi için çalışmamız hazırdır. Noktalama İşaretleri Dönem Ödevi olarak kullanabilirsiniz. Noktalama İşaretleri slayt ve PDF formatında ders
notumuzu yazının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
Duygu ve düşünceleri daha açık ifade etmek,
cümlenin yapısını ve duraklama noktalarını belirlemek, okumayı ve anlamayı
kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere noktalama
işaretleri kullanılır.
Noktalama
işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem,
tırnak, ayraç ve kesme işaretleri ait oldukları kelimelere bitişik olarak
yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.
Nokta Nerede Kullanılır?
1. Cümlenin sonuna konur: Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.
Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu. (Reşat Nuri Güntekin)
2. Bazı kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), Dr. (doktor), Yrd.
Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad.
(cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve
başkası, ve benzeri, ve benzerleri, ve bunun gibi), Alm. (Almanca), Ar. (Arapça), İng. (İngilizce)
vb.
3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 3. (üçüncü), 15. (on
beşinci); II. Mehmet, XIV. Louis, XV. yüzyıl; 2. Cadde, 20. Sokak, 4.
Levent vb.
4. Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan
yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII –
XIV. yüzyıllar arasında vb.
5. Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:
I.
1.
A. a.
II.
2.
B. b.
6. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden
ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923 vb.
UYARI: Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce
ve sonra nokta kullanılmaz: 29 Mayıs 1453, 29 Ekim 1923 vb.
7. Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: Tren
09.15’te kalktı. Toplantı 13.00’te başladı.
Tören 17.30’da, hükûmet daireleri kapandıktan yarım saat sonra
başlayacaktır. (Tarık Buğra)
8. Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme
Evreleri, TDK Yayınları, Ankara, 1960.
9. Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara
ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 1.000, 326.197,
49.750.812 vb.
10. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 4.5=20,
12.6=72 vb.
Virgül Nerede Kullanılır?
1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına
konur:
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak,
aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum. (Halide Edip Adıvar)
Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Zindana
atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk. (Hüseyin
Rahmi Gürpınar)
Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar. (Ömer Seyfettin)
2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Umduk, bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
3. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur:
Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz,
hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona
kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
4. Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya
ara cümlelerin başına ve sonuna konur:
Zemin
bu kadar koyu bir kırmızıya dönüşünce, bir an için de olsa, belirginliğini
yitiriverdi sivilceleri. (Elif Şafak)
Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Atatürk)
5. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam! (Ahmet Haşim)
6. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur:
Adana’ya yarın gideceğim, dedi.
Aç
karnına sigara içmekle hiç de iyi etmiyorsun, dedi. (Necati Cumalı)
7. Konuşma çizgisinden
sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur:
– Bu akşam Datça’ya gidiyor musunuz, diye sordu.
8. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:
Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,
– Bu anahtar köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)
9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır,
yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi,
elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Olur, ben de
size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.
Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor. (Yahya Kemal
Beyatlı)
10. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı
ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını
önlemek için kullanılır:
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır. (Halit Ziya Uşaklıgil)
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi. (Reşat Nuri Güntekin)
11. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Atatürk)
Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Değerli Arkadaşım,
12. Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır: 38,6 (otuz
sekiz tam, onda altı), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş)
13. Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden
sonra konur:
Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak
konuştu.
UYARI: Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül
konmaz:
Cumaları bahçede buluştukça kıza kendisinin adi bir mektep talebesi
olmadığını anlatmaya çalışıyordu. (Halide Edip Adıvar)
Şimdiye dek, ben kendimi bildim bileli kimse Değirmenoluk köyünden kaçıp da
başka köyde çobanlık, yanaşmalık etmedi. (Yaşar Kemal)
Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye
baktı. (Necati Cumalı)
14. Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o zamirlerinden
sonra konur:
Bu, benim gibi yazarlar için hiç kolay olmaz.
O, eski defterleri çoktan kapatmış, Osmanlıya kucağını açmıştı. (Tarık Buğra)
15. Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden
sonra konur:
Falih Rıfkı ATAY, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul,
1938.
Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur:
ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.
UYARI: Metin içinde ve, veya, yahut, ya … ya bağlaçlarından önce
de sonra da virgül konmaz:
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik’e bol teşekkürlerle
dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa
fırladı. (Peyami Safa)
Ya şevk içinde harap ol
ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır
göğsümüzde yahut gül! (Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:
Hem gider hem ağlar.
Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü)
Gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır.
Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam.
Ne kız verir ne dünürü küstürür.
Bu kurallar bugün de yarın da geçerli olacaktır.
UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından
sonra virgül konmaz:
İmlamız lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek
çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla
değil! (Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Metin içinde -ınca / -ince anlamıyla zarf-fiil görevinde
kullanılan mı / mi ekinden sonra virgül konmaz:
Ben aç yattım mı kötü
kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal)
Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)
UYARI: Şart ekinden sonra virgül konmaz:
Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen
susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin)
Gör gözlerinle de aklın
yatarsa anlatıver millete. (Tarık Buğra)
Noktalı Virgül Nerede Kullanılır?
1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak
için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara
ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü.
2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için
konur: Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar
atmak, ağlamak istiyorum.
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır. (Atasözü)
3. İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden
sonra noktalı virgül konabilir:
Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz,
acemice görünüyordu. (Yahya Kemal Beyatlı)
İki Nokta Nerede Kullanılır?
1.Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin
sonuna konur:
Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer
Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip
Yöntem.
2. Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur:
Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk
milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. (Atatürk)
Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim. (Falih Rıfkı Atay)
3. Ses bilgisinde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:ile,
ka:til, usu:le, i:cat.
4. Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur:
Bilge Kağan: Türklerim,
işitin!
Üstten gök çökmedikçe,
alttan yer delinmedikçe
ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?
Koro: Göğe
erer başımız
başınla
senin!
Bilge Kağan: Ulusum
birleşip yücelsin diye
gece
uyumadım, gündüz oturmadım.
Türklerim
Bilge Kağan der bana.
Ben
her şeyi onlar için bildim.
Nöbetteyim! (A. Turan Oflazoğlu)
5. Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:
– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün… (Falih Rıfkı Atay)
6. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7, 100:2=50 vb.
Üç Nokta Nerede Kullanılır?
1. Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:
Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da
bu yanı… (Tarık Buğra)
2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen
kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b…tan
çıkmaz.
Arabacı B…’a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine
doğru başını çeviriyordu. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
3. Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine
konur:
… derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı… (Tarık Buğra)
4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına
bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan
istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medeni cihanda layık
olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde,
her gün, daha ziyade takviye etmek… (Atatürk)
5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
— Koca Ali… Koca
Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)
UYARI: Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması
yeterlidir:
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (Tarık Buğra)
Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da yavrucaklar sustu?.. Nasıl da serçecikler
yuvalarına sığındı?.. (Necip Fazıl Kısakürek)
6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda
kullanılır:
— Yabancı yok!
— Kimsin?
— Ali…
— Hangi Ali?
— …
— Sen misin, Ali usta?
— Benim!..
— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?
— Hiç…
— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa!..
— !.. (Ömer Seyfettin)
UYARI: Üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz.
Soru İşareti Nerede Kullanılır?
1. Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur:
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Atatürk
bana sordu:
— Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz? (Falih Rıfkı Atay)
2. Soru bildiren ancak soru
eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur:
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
3. Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar
için kullanılır: Yunus Emre (1240 ?-1320), (Doğum yeri: ?) vb.
1496 (?) yılında doğan Fuzuli…
Ankara’dan Antalya’ya arabayla üç saatte (?) gitmiş.
UYARI: mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf tümleci olduğunda cümlenin sonuna
soru işareti konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve
gideriz.
Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış
bir saat huzursuzluğu kaplardı. (Haldun Taner)
UYARI: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)
Ünlem İşareti Nerede Kullanılır?
1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin
sonuna konur: Hava ne kadar da sıcak! Aşk olsun! Ne kadar
akıllı adamlar var! Vah vah!
Ne mutlu Türk’üm diyene! (Atatürk)
2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk)
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini,
ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. (Atatürk)
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir. (Necmettin Halil Onan)
UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği
gibi cümlenin sonuna da konabilir:
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana
uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra
yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır:
İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
Kısa Çizgi Nerede Kullanılır?
1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:
Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan,
üzüntüden mi bil-
mem. Havuzun suyu bulanık. Kapının
saatleri 12’yi geçmiş. Kanepe-
lerde kimseler yok. Tramvay ne fena
gıcırdadı! Tramvayda-
ki adam bir tanıdık mı idi acaba? Ne diye öyle dönüp dönüp baktı?
Yoksa kimseciklerin oturmadığı kanepelerde bu saatte pek başıboş-
lar mı oturur? (Sait Faik Abasıyanık)
2. Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya
ara cümlelerin başına ve sonuna konur, bitişik yazılır:
Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında
durmuştu. (Ömer Seyfettin)
3. Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve eklerini birbirinden ayırmak için
kullanılır: al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük vb.
4. Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır: al-, dur-,
gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır- vb.
5. İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve sonuna
konur: -ak, -den, -ış, -lık; -ımsa-; -la-; -tır- vb.
6. Heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma, bi-le-zik,
du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, prog-ram, ya-zar-lık vb.
7. Arasında, ve, ile, ila, …-den …-e anlamlarını vermek için kelimeler
veya sayılar arasında kullanılır: Aydın-İzmir yolu, Türk-Alman
ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30,
Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı’nda soy-dil-din üçgeni,
1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, Türkçe-Fransızca Sözlük vb.
UYARI: Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi
konmaz: On on beş yıl. Üç beş kişi geldi.
8. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50-20=30
9. Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır: -2 °C
Uzun Çizgi Nerede Kullanılır?
Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır.
Buna konuşma çizgisi de denir.
Frankfurt’a gelene herkesin sorduğu şunlardır:
— Eski şehri gezdin mi?
— Rothschild’in evine gittin mi?
— Goethe’nin evini gezdin mi? (Ahmet Haşim)
Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:
Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha
güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.
İslam Bey — Ben daha ölmedim. (Namık Kemal)
UYARI: Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz.
Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:
“Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?” (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Eğik Çizgi Nerede Kullanılır?
1. Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur: Korkma! Sönmez bu
şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak / O
benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim milletimindir
ancak. (Mehmet Akif Ersoy)
2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile
şehir arasına konur: Altay Sokağı No.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA
Ülke adı yazılacağında ise:
Atatürk
Bulvarı No.: 217
06680 Kavaklıdere / Ankara
TÜRKİYE
3. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden
ayırmak için konur: 18/11/1969, 15/IX/1994 vb.
4. Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -a
/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden vb.
5. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 70/2=35
6. Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik
çizgi araya boşluk konulmadan kullanılır: g/sn (gram/saniye)
Tırnak İşareti Nerede Kullanılır?
1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine
alınır: Türk Dil Kurumu binasının yan cephesinde Atatürk’ün “İnsan
alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” sözü yazılıdır. Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesinin ön cephesinde Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”
vecizesi yer almaktadır. Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk’ü
duygulandırır.
Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
UYARI: Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti,
ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır:
“İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar. (Yahya Kemal
Beyatlı)
2. Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır: Yeni
bir “barış taarruzu” başladı.
3. Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları
tırnak içine alınır:
Bugün öğrenciler “Kendi Gök Kubbemiz” adlı şiiri incelediler.
“Yazım
Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.
UYARI: Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitap ve dergi
adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın eğik yazıyla dizilerek de
gösterilebilir:
Höyük sözü Anadolu’da tepe olarak
geçer.
Cahit
Sıtkı’nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok
sevmişti. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
UYARI: Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme
işareti kullanılmaz: Elif Şafak’ın “Bit Palas”ını okudunuz mu?
4. Bilimsel
çalışmalarda künye verilirken makale adları tırnak içinde yazılır.
Yay Ayraç Nerede Kullanılır?
1. Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler
için kullanılır. Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna
uygun noktalama işareti konur:
Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek
bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)
2. Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır:
Yunus Emre’nin (1240?-1320)…
İmek fiilinin (ek fiil) geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.
3. Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu
açıklamak ve göstermek için kullanılır:
İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam’a
yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın… (Reşat Nuri Güntekin)
4. Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için
kullanılır:
Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet
daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak
kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir ya kimsenin. (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)
Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler
koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Mehmet Akif Ersoy)
Bir isim kökü, gerektiğinde çeşitli
eklerle fiil kökü durumuna getirilebilir (Zülfikar 1991: 45).
5. Alıntılarda, alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konulan üç
nokta, yay ayraç içine alınabilir.
6. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan
ünlem işareti yay ayraç içine alınır: Adam, akıllı (!) olduğunu
söylüyor.
7. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek
için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır: 1496 (?) yılında
doğan Fuzuli…
8. Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra kapama
ayracı konur:
I)
1)
A) a)
II)
2)
B) b)
Köşeli Ayraç Nerede Kullanılır?
1. Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli
ayraç kullanılır: Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı (1886-1973)]
en güzel eserlerini Bodrum’da yazmıştır.
2. Metin aktarmalarında, çevirilerde, alıntılarda çalışmayı yapanın eklediği
sözler için kullanılır: “Eldem, Osmanlıda en önemli fark[ın], mezar
taşının şeklinde ortaya çık[tığını] söyledikten sonra…” (Hilmi Yavuz)
3. Kaynak olarak verilen kitap veya makalelerin künyelerine ilişkin bazı
ayrıntıları göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu,
Dersaadet, 1922. Server Bedi [Peyami Safa]
Kesme İşareti Nerede Kullanılır?
1. Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme
işaretiyle ayrılır: Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’üm,
Türkiye’mizin, Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın,
Mehmet Emin Yurdakul’dan, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan,
Refik Halit Karay’mış, Ahmet Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se, Şinasi’yle,
Alman’sınız, Kırgız’ım, Karakeçili’nin, Osmanlı Devleti’ndeki, Cebrail’den,
Çanakkale Boğazı’nın, Samanyolu’nda, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Resmî
Gazete’de, Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Telif Hakkı Yayın ve Satış
Yönetmeliği’ni, Eski Çağ’ın, Yükselme Dönemi’nin, Cumhuriyet Dönemi Türk
Edebiyatı’na vb.
“Onun için Batı’da bunlara birer fonksiyon buluyorlar.” (Burhan Felek)
1919
senesi Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. (Atatürk)
Yer
bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce
kesme işareti kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan vb.
Belli
bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük,
yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu
Kanun’un 17. maddesinin c bendi… Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci
maddesine göre… vb.
Özel adlar
için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan önce
kullanılır: Yunus Emre’nin (1240?-1320), Yakup Kadri’nin
(Karaosmanoğlu) vb.
Ek
getirildiğinde Avrupa Birliği kesme işareti ile kullanılır: Avrupa
Birliği’ne üye ülkeler…
UYARI: Sonunda 3. teklik
kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde
kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki
örtüsü, Kuşadamızdaki liman vb.
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen
ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil
Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna;
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda; Mavi
Köşe Bakkaliyesinden vb.
UYARI: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek
geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.
UYARI: Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra
gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük,
Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı,
Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün,
Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan,
Atatürkçülüğün vb.
UYARI: Sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet,
Çelik, Halit, Şahap; Bosna-Hersek; Kerkük, Sinop, Tokat, Zonguldak gibi
özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi,
Halidi, Şahabı; Bosna-Herseği; Kerküğü, Sinobu, Tokadı, Zonguldağı biçiminde
son ses yumuşatılarak söylenir.
UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde
büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
2. Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri
ayırmak için konur: Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye,
Enver Paşa’ya; Türk Dil Kurumu Başkanı’na vb.
3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM’nin,
TDK’nin, BM’de, ABD’de, TV’ye vb.
4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1985’te, 8’inci
madde, 2’nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik, 657’yle vb.
5. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak
için konur: Başvurular 17 Aralık’a kadar sürecektir. Yabancı Sözlere
Karşılıklar Kılavuzu’nun veri tabanının genel ağda hizmete sunulduğu gün olan
12 Temmuz 2010 Pazartesi’nin TDK için önemi büyüktür.
6. Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için kullanılır:
Bir ok
attım karlı dağın ardına
Düştü m’ola sevdiğimin yurduna
İl yanmazken ben yanarım derdine
Engel aramızı açtı n’eyleyim (Karacaoğlan)
Şems’in gözlerine bir şüphe çöreklendi: “Dostum ne’n var? Her şey yolunda
mı?” (Elif Şafak)
Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa (Âşık Veysel)
7. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak
için konur: a’dan z’ye kadar, Türkçede -lık’la yapılmış sözler.
Noktalama İşaretleri Slayt ve PDF Ders Notu İndir
İNDİR: Noktalama İşaretleri Slaytı
İNDİR: Noktalama İşaretleri PDF Ders Notu
Son dönemde günden olmuş birçok soruya da cevap bulabilirsiniz. Sıra dışı nasıl yazılır, emlaka emlake nasıl yazılır, çoluk çombalak nasıl yazılır, mutlu mesut nasıl yazılır, unutuvermiş nasıl yazılır gibi birçok soruya cevaplar slaytta mevcut. Makine mi makine mı sorunsalı üzerine de cevap bulabilirsiniz.
A. Cümle büyük harfle başlar.
Ak akçe kara gün içindir.
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,
fendir. (Atatürk)
Cümle içinde
tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun
noktalama işareti (nokta, soru, ünlem vb.) konur:
Atatürk “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil
kanda mevcuttur!” diyor.
Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek
yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.
UYARI: İki
çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle başlamaz:
Bir zamanlar -bu zamanlar çok da uzak
değildir, bundan on, on iki yıl önce- Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz
bucaksız denilecek kadar genişti.
Bu sefer de onları -her zamanki
yerlerinde bulmak ihtimaliyle- farkında olmadan aramıştım.
İki noktadan
sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:
Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan
seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.
UYARI: İki noktadan sonra cümle ve özel ad
niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bunlar büyük harfle başlamaz:
Bu eskiliği siz de çok evde
görmüşsünüzdür: duvarlarda çiviler, çivi yerleri, lekeler…
UYARI: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra
gelen kelime özel ad değilse büyük harfle başlamaz:
2007 yılında Türk Dil Kurumunun 75.
yılını kutladık.
Örnek
niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır:
“Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye”
gibi yüzlerce kelime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin malı
olmuştur.
“Et-, ol-” fiilleri, dilimizde en sık kullanılan
yardımcı fiillerdir.
B. Dizeler
büyük harfle başlar:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet
cihanda bir nefes sıhhat gibi. (Muhibbi)
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al
sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en
son ocak. (Mehmet Akif Ersoy)
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi
şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.
(Yahya Kemal Beyatlı)
C. Özel adlar
büyük harfle başlar:
Kişi
adlarıyla soyadları büyük harfle başlar:
Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü,
Kâzım Karabekir, Ahmet Haşim, Sait Faik
Abasıyanık, Yunus Emre, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Wolfgang von Goethe, Vilhelm
Thomsen vb.
Takma adlar
da büyük harfle başlar:
Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman),
Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka Gündüz (Hüseyin Avni, Enis
Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Server Bedi
(Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı Tarancı), Mehmet Ali Sel (Orhan Veli
Kanık) vb.
Kişi
adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve
lakaplar büyük harfle başlar:
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol
Bey, Dr. Alâaddin Yavaşça; Sayın Prof.
Dr. Hasan Eren; Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi; Mareşal Fevzi
Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman,
Deli Petro vb.
Akrabalık adı
olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar:
Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun; Gül
Baba, Susuz Dede, Telli Baba vb.
UYARI: Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle
başlar:
Tülay ablama gittim. Ayşe teyzemin keki çok güzel.
Cümle içinde
özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle başlar:
Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali dün
kabul etti.
Saygı
bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük
harfle başlar:
Sayın Bakan,
Sayın Başkan,
Sayın Rektör,
Sayın Vali,
Mektuplarda
ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:
Sevgili Kardeşim,
Aziz Dostum,
Değerli Dinleyiciler,
Hayvanlara
verilen özel adlar büyük harfle başlar:
Boncuk, Fındık, Minnoş, Pamuk vb.
Millet, boy,
oymak adları büyük harfle başlar:
Alman, Arap, İngiliz, Japon, Rus,
Türk; Kazak, Kırgız, Oğuz, Özbek, Tatar; Hacımusalı, Karakeçili vb.
Dil ve lehçe
adları büyük harfle başlar:
Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça,
Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca vb.
Devlet adları
büyük harfle başlar:
Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik
Devletleri,
Saygı
bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük
harfle başlar:
Sayın Bakan,
Sayın Başkan,
Sayın Rektör,
Sayın Vali,
Hayvanlara
verilen özel adlar büyük harfle başlar:
Boncuk, Fındık, Minnoş, Pamuk vb.
Millet, boy,
oymak adları büyük harfle başlar:
Alman, Arap, İngiliz, Japon, Rus,
Türk; Kazak, Kırgız, Oğuz, Özbek, Tatar; Hacımusalı, Karakeçili vb.
Dil ve lehçe
adları büyük harfle başlar:
Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça,
Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca vb.
Devlet adları
büyük harfle başlar:
Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik
Devletleri,
Din ve mezhep
adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar:
Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan;
Musevilik, Musevi; Budizm, Budist; Hanefilik, Hanefi; Katoliklik, Katolik vb.
Din ve
mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar:
Tanrı, Allah,
İlah, Cebrail, Zeus, Osiris, Kibele vb.
UYARI: “Tanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak
kullanılmadıklarında küçük harfle başlar:
Eski Yunan tanrıları.
Müzik dünyasının ilahı.
Gezegen ve
yıldız adları büyük harfle başlar:
Merkür, Neptün, Satürn; Halley vb.
UYARI: Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı
dışında kullanıldıklarında küçük harfle başlar:
Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş.
Düşünce,
hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin ilk
harfleri büyük yazılır:
Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb.
UYARI:
Bu sözler yön bildirdiğinde küçük yazılır:
Bursa’nın doğusu, Ankara’nın batısı vb.
Yer adları
(kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar:
Afrika, Asya; Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu; İstanbul,
Taşkent; Turgutlu, Ürgüp; Akçaköy,
Çayırbağı; Bahçelievler, Kızılay,
Sarıyer vb.
Yer adlarında
ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren
ikinci isimler büyük harfle başlar:
Ağrı Dağı, Aral Gölü, Asya Yakası,
Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Süveyş
Kanalı, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi vb.
UYARI: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il,
ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar:
Konya ili, Etimesgut ilçesi, Uzungöl
beldesi, Taflan köyü vb.
Mahalle,
meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar, cadde,
sokak kelimeleri büyük harfle başlar:
Halit Rifat Paşa Mahallesi, Yunus
Emre Mahallesi, Karaköy Meydanı, Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı,
Ziya Gökalp Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, İnkılap Sokağı vb.
Saray, köşk,
han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük harfle
başlar:
Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa
Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Alanya Kalesi, Galata
Köprüsü, Mostar Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi, Bilge Kağan Anıtı vb.
Yer bildiren
özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının ilk harfi
büyük yazılır:
Hisar’dan, Boğaz’dan, Köşk’e vb.
Kurum,
kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk
Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi, Millî
Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya Lisesi;
Anadolu Kulübü, Mavi Köşe Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Muharip
Gaziler Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Türk Dili Dergisi Yayın Danışma
Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü vb.
Kanun, tüzük,
yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar:
Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü,
Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği vb.
Kurum,
kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük,
yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle başlar:
Türkiye Büyük Millet Meclisi her yıl
1 Ekim’de toplanır. Bu yıl ise Meclis,
yeni döneme erken başlayacak.
Türk Dil Kurumu çalışmalarını
titizlikle sürdürüyor. Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Kurumun 21 Mayıs 2009
tarihinde Kars’ta düzenlediği toplantıda kullanıma açıldı.
2876 sayılı Kanun bu yıl yeniden
gözden geçiriliyor.
Yazarlara ödenecek telif ücreti,
Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’ne göre düzenlenmektedir. Yapılan işlem
Yönetmelik’in 4’üncü maddesine aykırı düşmektedir.
Kitap, dergi,
gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük
harfle başlar:
Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz,
Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmî Gazete,
Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Yeni Asır; Kaplumbağa Terbiyecisi; Yorgun Herkül;
Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı vb.
UYARI: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb.
sözler büyük harfle başlamaz:
Milliyet gazetesi, Türk Dili
dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu vb.
UYARI: Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb.
özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında ve, ile, ya,
veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle
yazılır:
Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla
ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı?, Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır
İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
vb.
Özel adın
tamamı büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı,
mi, mu, mü soru eki de büyük harfle yazılır:
DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ vb.
Ulusal, resmî
ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar:
Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Ramazan Bayramı, Kurban
Bayramı, Nevruz Bayramı, Miraç Kandili; Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Dünya
Tiyatro Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez vb.
23. Kurultay,
bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin
ilk harfi büyük yazılır:
VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim
Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi Araştırmaları
Çalıştayı vb.
24. Tarihî
olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar:
Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk
Çağ, Lale Devri, Cahiliye Dönemi, Buzul Dönemi, Millî Edebiyat Dönemi,
Servetifünun Dönemi’nin, Tanzimat Dönemi’nde vb.
Özel adlardan
türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar:
Türklük, Türkleşmek, Türkçü,
Türkçülük, Türkçe, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı,
Bursalı vb.
UYARI: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam
kazanmışsa büyük harfle başlamaz:
acem (Türk müziğinde bir perde),
hicaz (Türk müziğinde bir makam), nihavent (Türk müziğinde bir makam), amper
(elektrik akımında şiddet birimi), jul (fizikte iş birimi), allahlık (saf,
zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma)
vb.
UYARI: Para birimleri büyük harfle başlamaz:
avro, dinar, dolar, lira, kuruş,
liret vb.
UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle
içinde büyük harfle yazılmaz.
UYARI: Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük
harfle başlamaz: acemaşiran, acembuselik, bayati, hicazkâr, türkü, varsağı,
bayatı vb.
Yer, millet
ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle
başlar:
Antep fıstığı, Brüksel lahanası,
Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş
dondurması, Van kedisi vb.
Belirli bir
tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar:
29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim
1923, 28 Aralık 1982’de göreve başladı. Lale Festivali 25 Haziran’da
başlayacak.
Belirli bir
tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar:
Okullar genellikle eylülün ikinci
haftasında öğretime başlar. Yürütme Kurulu toplantılarını perşembe günleri
yaparız.
Tabela, levha
ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar:
Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs
Durağı, Dolmuş Durağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok vb.
Kitap,
bildiri, makale vb.nde ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt başlıktaki
kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.
Kitap, dergi
vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar
büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değilse sonuna nokta
konmaz.
Sayılar
harflerle de yazılabilir:
bin yıldan beri, on dört gün, haftanın beşinci günü,
üç ayda bir, yüz soru, iki hafta sonra, üçüncü sınıf vb.
Buna karşılık
saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam
kullanılır:
17.30’da, 11.00’de, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 150
kilometre, 15 metre kumaş, 1.250.000 kişi vb.
Saatler ve
dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir:
saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat
sekizi on dakika üç saniye geçe, mesela saat onda vb.
Dört veya
daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen bin,
milyon, milyar ve trilyon sözleri harfle
yazılabilir:
1 milyar 500 milyon kişi, 3 bin 255 kalem, 8 trilyon
412 milyar vb.
Birden fazla
kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır:
iki yüz, üç yüz altmış beş, bin iki yüz elli bir vb.
Para ile
ilgili işlemlerle senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar
bitişik yazılır:
650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşkr.)
Yüzde ve
binde işaretleri yazılırken sayılarla işaret arasında boşluk bırakılmaz:
%25, ‰50 vb.
Romen
rakamları tarihî olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların
yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önceki
sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralandırılmasında
kullanılır:
II. Dünya Savaşı; XX. yüzyıl; III. Selim, XIV. Louis,
II. Wilhelm, V. Karl, VIII. Edward; 1.XI.1928; I. Cilt; I)… II) … vb.
Dört veya
daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak
yazılır ve aralarına nokta konur:
4.567, 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 vb.
Sayılarda
kesirler virgülle ayrılır:
15,2 (15 tam, onda 2); 5,26 (5
tam, yüzde 26) vb.
Sıra sayıları
yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan
sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece
gösteren ek yazılır:
15., 56., XX.; 15’inci, 56’ncı,
XX’nci vb.
UYARI: Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde
rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır, ayrıca nokta konmaz:
8.’inci değil 8’inci,
2.’nci değil 2’nci vb.
Üleştirme
sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir:
2’şer değil ikişer,
9’ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer vb.
Bayağı
kesirlere getirilecek ekler alttaki sayı esas alınarak yazılır:
4/8’i (dört bölü sekizi), 1/2’si
(bir bölü ikisi) vb.
Bir
zorunluluk olmadıkça cümle rakamla başlamaz.
Etmek,
edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı
fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi
veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır:
arz etmek, ilan etmek, kabul
etmek, terk etmek, var olmak, yok etmek, yok olmak vb.
Birleşme
sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan
birleşik kelimeler ayrı yazılır.
Hayvan
türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
ağustos böceği, at sineği, bal arısı,
Bitki
türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
çörek otu, eğrelti otu, kuş
üzümü; at kestanesi, şeker kamışı; Antep fıstığı, kuru fasulye, kuru incir,
kuru soğan,
UYARI: Çiçek dışında anlamlar taşıyan baklaçiçeği (renk), narçiçeği (renk), suçiçeği (hastalık);
ot dışında anlamlar taşıyan ağızotu (barut), sıçanotu (arsenik);
ses düşmesine uğramış olan çöreotu ve yazımı gelenekleşmiş
olan semizotu, dereotu bitişik yazılır.
Nesne, eşya
ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:
Oltu taşı, el sabunu, oturma odası, duvar saati,
Durum, olgu
ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:
açık oturum, açık öğretim, ana dili, yer çekimi vb.
Bilim ve bilgi sözleriyle
kurulan birleşik kelimeler:
anlam bilimi, dil bilimi, edebiyat bilimi, dil
bilgisi
Yiyecek,
içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:
maden suyu; tulum peyniri, Adana
kebabı, kestane şekeri, üzümlü kek; çiğ köfte, dolma biber, kuru yemiş vb.
Gök
cisimleri:
Çoban Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu
yıldız; gök taşı,
h. Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle
kurulan birleşik kelimeler:
elmacık kemiği; serçe parmak, süt
dişi, kepçe kulak
Benzetme
yoluyla insanın bir niteliğini anlatmak üzere bitki, hayvan ve nesne adlarıyla
kurulan birleşik kelimeler:
çetin ceviz, eski toprak, demir
yumruk, kuru kemik vb.
Zamanla
ilgili birleşik kelimeler:
bağ bozumu, gece yarısı,hafta sonu vb.
-r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil
ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı
yazılır:
çalar saat, güler yüz, yazar kasa,
çıkmaz sokak, görünmez kaza, tükenmez kalem, uçan daire vb.
Renk sözü veya renklerden birinin adıyla
kurulmuş isim tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır:
bal rengi, gümüş rengi, gece
mavisi, limon sarısı,
Rengin tonunu
belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır:
açık mavi, kirli sarı, koyu mavi
Yer adlarında
kullanılan batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı,
kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak kelimeleri ayrı yazılır:
Batı Trakya, Güney Kutbu, Orta Asya, Orta Doğu, Uzak
Doğu vb.
Kişi
adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb.
yer ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı
yazılır:
Yunus Emre Mahallesi; Gazi Mustafa Kemal Bulvarı,
Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve
terimler ayrı yazılır:
ahlak dışı, çağ dışı, olağan dışı, yasa dışı; aklı
sıra, ardı sıra, peşi sıra, yanı sıra vb.
Somut olarak
yer belirten alt ve üst sözleriyle
oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
deri altı, su altı, yer altı (yüzey); böbrek üstü
bezi,
Alt, üst,
ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin,
bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan
birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:
alt kurul, alt yazı; üst kat, ana bilim dalı, ana
dili; ön söz, ön yargı; art niyet; arka plan, yan etki, iç savaş, iç tüzük;
dış borç, orta oyunu; sol açık, sol bek; peşin fikir, peşin hüküm
Ses düşmesine
uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
birbiri (< biri biri), kaynana
(< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (<
ne için), pazartesi (< pazar ertesi), sütlaç (< sütlü aş) vb.
Özgün
biçimleri tek heceli bazı Arapça kökenli kelimeler etmek, edilmek, eylemek,
olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine, ses değişmesine
veya ses türemesine uğradıklarında bitişik yazılır:
emretmek, cemetmek, kaybolmak;
darbetmek, dercetmek, hamdetmek; affetmek, hissetmek, reddetmek vb.
Kelimelerden her ikisi veya
ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik
kelimeler bitişik yazılır.
Bitki adları: aslanağzı,
keçiboynuzu, kuşburnu, akşamsefası, camgüzeli, ayşekadın (fasulye),
Hayvan
adları: danaburnu (böcek), karafatma (böcek), yalıçapkını (kuş),
Yiyecekadları: kadınbudu (köfte), dilberdudağı (tatlı), tavukgöğsü (tatlı), vezirparmağı (tatlı), alinazik (kebap)
vb.
Oyun adları: beştaş, dokuztaş, üçtaş vb.
Gök cisimlerinin
adları: Büyükayı (yıldız
kümesi), Demirkazık (yıldız), Küçükayı
Renk adları: gülkurusu,
kavuniçi, narçiçeği, vişneçürüğü, yavruağzı vb.
Oğlu, kızı sözleri: çapanoğlu,
eloğlu, hinoğluhin, elkızı vb.
-a, -e, -ı,
-i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek,
kalmak, durmak, gelmek ve yazmak fiilleriyle yapılan
tasvirî fiiller bitişik yazılır:
düşünebilmek, sevebilmek;
alıvermek, uyuyakalmak; gidedurmak, süregelmek;
Bir veya iki ögesi emir kipiyle
kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:
albeni, ateşkes, unutmabeni,
çekyat, kapkaç, örtbas, seçal, tutkal, yapboz,
-an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir,
-maz/-mez ve -mış/-miş sıfat-fiil ekleriyle kurulan
kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:
cankurtaran, çöpçatan, gökdelen,
barışsever, hacıyatmaz, çokbilmiş, güngörmüş
İkinci
kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış
belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik
yazılır:
albastı, çıtkırıldım, gecekondu,
imambayıldı, mirasyedi, serdengeçti, şıpsevdi,
Her iki kelimesi de -dı (-di / -du /
-dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar
/-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik
kelimeler bitişik yazılır:
dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti,
biçerdöver, okuryazar, uyurgezer,
Somut olarak
yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin
sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
bilinçaltı, gözaltı, şuuraltı;
akşamüstü, ayaküstü, olağanüstü, suçüstü, akşamüzeri
Ara yönleri
belirten kelimeler bitişik yazılır:
güneybatı, güneydoğu,
kuzeybatı, kuzeydoğu
Dilimizde her
iki ögesi de asıl anlamını koruduğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş
olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır:
Baş sözüyle oluşturulan sıfat
tamlamaları:
başbakan, başçavuş, başeser, başhekim, başkomutan,
başöğretmen, başparmak
Bir
topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan
belirtisiz isim tamlamaları:
aşçıbaşı, binbaşı, elebaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı vb.
Ağa, baba,
bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle
kurulan birleşik kelimeler:
ağabey, beyefendi, hanımefendi, paşababa vb.
Biraz,
birçok, birçoğu, birkaç, birkaçı, birtakım, herhangi, hiçbir, hiçbiri belirsizlik sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş
olarak bitişik yazılır.
Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik
yazılır:
aşevi, basımevi, doğumevi,,
huzurevi, orduevi, öğretmenevi, yayınevi vb.
Hane, name,
zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler
bitişik yazılır:
dershane, kahvehane, beyanname,
amcazade
-zede ile oluşturulmuş birleşik kelimeler
bitişik yazılır:
depremzede, afetzede, selzede,
kazazede vb.
Farsça kurala
göre oluşturulan sözler bitişik yazılır:
âlemşümul, cihanşümul; ehlibeyit,
ehvenişer, erkânıharp, gayrimenkul, gayrimeşru, Kuvayımilliye, Misakımillî, suikast;
hüsnükuruntu, hüsnüniyet vb.
Arapça kurala
göre oluşturulan sözler bitişik yazılır:
darülaceze, darülfünun,
fevkalade, şeyhülislam, aleykümselam, inşallah, maşallah, velhasıl vb.
Müzikte
kullanılan makam adları bitişik yazılır:
acembuselik, hisarbuselik,
muhayyerkürdi vb.
UYARI: Bir sıfatla oluşturulan usul adlarında sıfat
ayrı yazılır:
ağır aksak, yürük aksak, yürük
semai vb.
Kanunda
bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik
yazılır:
İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay,
Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi,
Renk
adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır:
karadut, alabalık, bozayı
Kuruluş,
ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her kelimenin ilk harfinin
büyük olarak yazılmasıyla yapılır:
TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk
Dil Kurumu), ABD (Amerika Birleşik Devletleri)
Ancak bazen kelimelerin, özellikle son
kelimenin birkaç harfinin kısaltmaya alındığı da görülür. Bazen de aradaki
kelimelerden hiç harf alınmadığı olur. Bu tür kısaltmalarda, kısaltmanın akılda
kalabilmesi için yeni bir kelime oluşturma amacı güdülür:
BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim
Şirketi), İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek
Birliği), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi) vb.
Gelenekleşmiş
olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe)
kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta
kullanılmaz.
Ölçü
birimlerinin uluslararası kısaltmaları kullanılır:
m (metre), cm (santimetre), km g (gram), kg (kilogram), l (litre),
Kuruluş,
kitap, dergi ve yön adlarıyla ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime
gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel
harfler dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan
veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur:
Alm. (Almanca), İng. (İngilizce), Kocatepe
Mah. (Kocatepe Mahallesi), Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av.
(Avukat), Alb. (Albay), haz. (hazırlayan), ed.
(edebiyat), fiz. (fizik), kim. (kimya) vb.
Küçük
harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas alınır:
cm’yi, kg’dan, mm’den,
kr.un.
Büyük
harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde ise kısaltmanın son harfinin
okunuşu esas alınır:
BDT’ye, TDK’den, THY’de, TRT’den,
TL’nin vb.
Ancak
kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara
getirilen eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır:
ASELSAN’da, BOTAŞ’ın, NATO’dan,
UNESCO’ya vb.
UYARI: Numara sözünün kısaltması da kelime gibi
okunduğundan getirilecek olan ek okunuşa göre getirilecektir:
No.lu, No.suz
Sonunda nokta
bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalara gelen ekler kesmeyle ayrılmaz.
Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin veya üs
işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır:
vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e (santimetreküpe), m²ye (metrekareye), 64ten (altı
üssü dörtten) vb.
Sert ünsüzle
biten kısaltmalar, ek aldıkları zaman okunuşta sert ses yumuşatılmaz:
AGİK’in (AGİĞ’in
değil), CMUK’un (CMUĞ’un değil), RTÜK’e (RTÜĞ’e
değil), TÜBİTAK’ın (TÜBİTAĞ’ın değil) vb.
Ancak birlik kelimesiyle
yapılan kısaltmalarda söyleyişte k’nin yumuşatılması normaldir:
ÇUKOBİRLİK’e (söylenişi
ÇUKOBİRLİĞE), FİSKOBİRLİK’in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN)
De da’nın Yazılışı
Bağlaç
Olan da / de’nin Yazılışı
Bağlaç
olan da / de ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son
ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar:
Kızı da geldi gelini de.
Durumu oğluna da bildirdi.
UYARI: Ayrı yazılan da / de hiçbir
zaman ta / te biçiminde yazılmaz:
Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var
(Gidip te gelmemek var, gelip te görmemek var.)
UYARI: Ya sözüyle birlikte kullanılan da ayrı
yazılır: ya da
UYARI: Da / de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme
ile ayırmak yanlıştır:
Ayşe de geldi (Ayşe’de geldi değil).
Kitabın kapağına da dikkat et (Kitabın
kapağına’da dikkat et değil).
Bulunma
Durumu Eki -da / -de / -ta / -te’nin Yazılışı
Bulunma
durumu eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır:
devede (deve-de) kulak,
yolda (yol-da) kalmak,
ayakta (ayak-ta) durmak,
işte (iş-te) çalışmak vb.
Yurtta sulh, cihanda sulh.
Bağlaç Olan ki’nin
Yazılışı
Bağlaç olan ki ayrı
yazılır:
bilmem ki, demek ki, kaldı
ki vb.
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan
değer.
Birkaç
örnekte ki bağlacı kalıplaşmış olduğu için bitişik
yazılır:
belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki,
sanki. Bu örneklerden çünkü sözünde ek aynı zamanda
küçük ünlü uyumuna uymuştur.
Şüphe ve
pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı yazılır:
Ders bitti, zil çaldı mı ki? Seni öyle göreceğim
geldi ki.
Sıfat Yapan -ki:
Her zaman eklendiği sözcüğe “bitişik” yazılır.
Eklendiği sözcüğü sıfat yapar ve öndeki ismi işaret eder. Bulunma hal eki olan
“-de, -da” ekleriyle “-deki, -daki” şeklinde kalıplaşmış kullanımları da
vardır.
Bahçedeki çiçekleri sulamayı unuttum.
Sendeki şans kimsede yok.
Bizim evdeki eşyaları yenilemek gerekir.
Evdeki hesap çarşıya uymadı.
Zamir Olan -ki(İlgi Zamiri):
Eklendiği kelimeye “bitişik” yazılır. Bir ismin
yerini karşıladığından aitlik zamiri olarak bilinir. Ad tamlamalarında
tamlananın yerine getirilir ve ait olma anlamı katar.
Bizim arama sizin arabadan hızlıydı. : Bizimki,
sizinkinden hızlıydı.
Bak karşıya senin arkadaşın geçiyor. : Bak karşıya
seninki geçiyor.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi ilk konularından olan Edebi Akımlar konulu slayt ve ders notunu yazının sonundaki ders notundan indirebilirsiniz. Edebi Akımlar konusunun içeriğinde bulabileceğiniz başlıklar şunlar: Edebi Akım Nedir? Başlıca Edebi Akımlar Nelerdir? Hümanizm, Klasizm Romantizm, Realizm, Natüralizm, Parnasizm, Sembolizm, Sürrealizm, Parnasizm Akımları hakkında geniş bilgi, Hümanizm, Klasizm, Romantizm, Realizm, Natüralizm, Parnasizm, Sembolizm, Sürrealizm, Parnasizm Akımlarının dünya edebiyatında ve Türk edebiyatında temsilcileri kimlerdir? Öne çıkan önemli eserler nelerdir?
Bir grup sanatçının ortaya koydukları ilkeler etrafında
oluşturdukları edebiyat hareketidir. Edebi Akımların ortaya çıkışında bulundukları dönemin
şartları etkilidir. Sanatçılar ortak bir dünya görüşü, sanat ve edebiyat
anlayışı etrafında şekillenmiş eserler verirler. Edebi Akımlar çoğunlukla diğer sanatları da etkileyen bir
üst sanat akımının edebiyattaki karşılığıdır. Türk Edebiyatında etkili olan birçok edebi akım, batı
ülkelerinden ülkemize gelen akımlardır.
İnsanı sevme üzerine kurulmuş, temel düşünce akımlarından
biridir. Orta çağdaki baskıcı zihniyete, kilisenin toplum üzerindeki
zorba anlayışına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’daki Aydınlanma Çağının ve Rönesans’ın temelidir. 14.yy. da İtalya’da doğmuş, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerine
yayılmıştır. Sanatçılar eserlerinde Eski Yunan ve Latin edebiyatından
etkilenmiştir. Yeni eserler vermek yerine o dönem eserlerini tekrarlamışlardır.
Önemli Temsilcileri: Dante, Montaigne, Shakespeare,
Boccaccio, Villon, Rabelais,, Ronsard, Cervantes,
Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç, Sabahattin
Eyüboğlu, Vedat Günyol gibi bazı deneme yazarlarında hümanist akımın etkileri
görülür.
Aklın öncülüğünü savunan, kuralcı sanat akımıdır. 17.
yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Evrensel temalar işlemişler ve “Sanat için Sanat” anlayışına
bağlı kalmışlardır. Bu anlayışın
etkisiyle herkesin anlayamayacağı ağır bir dil kullanmışlardır. Şiir ve tiyatroda etkili olmuştur. Tiyatroda üç birlik
kuralına uyulur. Tiyatroda trajedi türünü kullanmışlardır. Eserlerin
kahramanları soylu tabakadan seçilir. Tabiat tasvirleri eserlerde önemli yer tutar. Sanatçılar
tabiatı taklit etmek ister.
Türk edebiyatında İbrahim Şinasi, Ahmet Vefik Paşa,
Direktör Ali Bey klasizmden etkilenmiştir.
Önemli Temsilcileri: Racine, Comeille (trajedi) La
Fonteine (fabl), Moliere (komedi), Descartes (felsefe) Boileau (şiir), Pascai
(deneme), La Bruyere (deneme) Bossuet (hitabet), Madame De La Fayette (roman)
Klasizme tepki olarak ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda Almanya’da ortaya çıkmış,
Fransa’da sistemli bir akım haline gelmiştir. Akıl değil, duygu ve hayal ön plandadır. Din duygusuna önem verilir. Sanatçılar eserde kişiliğini gizlemez, olaylar karşısında
duygu ve düşüncelerini açıkça anlatır. İyi ve kötü arasında açıkça taraf
tutar. Klasizmin katı kuralcılık anlayışı aşılmıştır. Sanatçı,
işleyeceği konuyu özenle seçer. Konular; tarihten, mitolojiden ve günlük
olaylardan alınır. Yere, zamana, doğa betimlemelerine önem verilir. Dış dünyayı
ve doğayı abartılı betimlemelerle anlatmışlardır. Romantizmi benimseyen sanatçılar, hayatı güzel ve çirkin
bütün yönleriyle vermeye çalışırlar. Zıtlıklar romantizmde önemlidir.
Konuşma dilini benimseyen romantikler, her sınıftan insanı
da eserlerine konu olarak alırlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenir. Tiyatroda dramı tercih etmişler, üç birlik kuralına
uymamışlardır. Ulusal destanlar, Hristiyanlığın mucizeleri ve milli
efsaneler işlenmiştir. Aşk, ölüm, tabiat, ulusal tarih, yöresel yaşam konu olarak
seçilir.
Türk edebiyatında Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi,
Abdülhak Hamit Tarhan’da bu edebi akımın etkileri görülür. Recaizade Mahmut
Ekrem’in ise şiirlerinde bu akımın etkisi görülür.
Dünya edebiyatında Goethe’nin Faust ve Genç
Werther’in Acıları; Schiller’in Haydutlar, Wilhelm Tell; Victor Hugo’nun
Sefiller, Sonbahar Yaprakları; George Sand’ın Jak; J.J. Rousseau’nun Emile, İtiraflar eserleri
romantizmin önemli eserleridir. Alfred
De Mussed , Lamartine, Puşki,ı, Lord Byron diğer önemli yazarlardır.
19. yüzyılda romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak
ortaya çıkmıştır. Gözleme ve belgeye önem verilir. Hayale ve
olağanüstülüklere yer verilmez. Konular, gerçek hayattan alınır. Yaşananlar
ve gözlenenler nesnel bir şekilde aynen aktarılır. Töreye ve halktan
kişilere önem vermişlerdir. ‘Sanat sanat içindir.’ ilkesine bağlıdırlar. Sanatı
ve edebiyatı toplumu değiştirme, eğitim ve mücadele aracı olarak görmediler. Biçim güzelliğine önem verirler, anlatımda süsten ve söz
sanatlarından uzak bir üslup kullanırlar. Roman ve hikâyede çok etkili olmuştur, tiyatroda ise
tutunamamıştır. Bu akım şiirde görülmez.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Stendhal, Balzac, Gusta ve
Flaubert,Charles Dickens, Gorki, Daniel Defoe, Ernest Hemingway, John Stainbeck, Mark Twain, Jack London, Tolstoy,
Dostoyevski, Turgenyev, Çehov, Gogol’dur.
Türk edebiyatındaki temsilcileri Recaizade
M. Ekrem, Samipaşazade Sezai, Halit Ziya,
Mehmet Rauf, Sait Faik, Hüseyin Cahit, Yakup Kadri, Reşat
Nuri, Halide Edip, Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay’dır.
Natüralizm, hayatı bilimsel bir nesnellikle ele alan,
gerçeği anlatmayı aşırılığa vardıran bir sanat akımıdır. Natüralizme, realizmin
daha ileri düzeye ulaşmış biçimi de denebilir. 19.yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkmış bir sanat
akımıdır. Natüralizmin kurucusu olarak Emile Zola kabul edilir. Natüralizm doğayı anlatırken deney yöntemine başvurması
nedeniyle realizmden ayrılır. Natüralistler kişi ve olaylara, bir bilim adamı
gözüyle yaklaşırlar. Natüralizm determinizm (Gerekircilik) doğrultusunda
oluşturulmuştur. Natüralizmde ‘Sanat doğanın bir kopyası olmalıdır.’ fikri
ana ilkedir. Natüralistler; kendilerini bilim adamı, toplumu
laboratuvar, insanı da deneme, inceleme aracı olarak ele almışlar.
Realistlerdeki biçim güzelliği, üslup kaygısı natüralistlerde yoktur.
Natüralistlerin eserlerine genel olarak bir kötümserlik havası hakimdir. Natüralizmde roman, öykü ve tiyatro türleri gelişmiştir.
Romanlarda ayrıntılı tasvirler yapılmıştır. Toplum için sanat anlayışı
benimsenmiştir.
Dünya edebiyatında Emile Zola, Alphonse
Daudet, Guyde Maupassant, Goncourt Kardeşler, Henrik İbsen, H.Taine, .Çehov, Oscar Wilde önemli temsilcileridir.
Türk edebiyatında Nabizade Nazım, H.Rahmi
Gürpınar, Halit Ziya, Beşir Fuat önemli temsilcileridir.
Realizmin şiirdeki uygulamasıdır. Romantik şiire tepki
olarak 19.yy ikinci yarısında Fransa’da doğdu. Sadece şiir alanında görülen bir
edebi akımdır. Realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluşmuş olup
realizmin şiirdeki yansımasıdır. Sanat için sanat anlayışı vardır. Parnasyenler, şiirde
biçim güzelliğini her şeyden üstün tutmuşlar, kuyumcu titizliğiyle şiirler
yazmışlardır. Ayrıntılı ve canlı betimlemelere yer verilmiştir. Şiirin görevi; siyasal, toplumsal sorunları anlatmak
değil insanlara“güzel”in ne olduğunu göstermektir. Eski Yunan ve Latin mitolojisine yeniden dönülmüş olup bu
özelliğiyle klasisizme benzer.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Throphile Gautier, Theodore Banville, Lecontrede
Lisle, Heredia, François Coppee,
S.Prudhomme’dir.
Türk edebiyatındaki temsilcileri Cenap
Şahabettin, Tevfik Fikret, Yahya Kemal’dir.
19.yüzyılın sonlarında Fransa’da parnasizm akımına tepki
olarak ortaya çıkmıştır. Sembolizmde dış dünyayı sembollerle anlatmak esas olup
şiirde müzik (musiki) unsuruna önem verilir. Şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir. Şiirde anlam kapalılığı esas alınmıştır. Sembolist şairlere
göre iyi şiir, herkesçe değişik yorumlanabilen şiirdir. Sembolizmde dil; sembol
ve mecazlarla yüklüdür. Karamsarlık sembolizmin en belirgin özelliklerindendir. Sembolist şairler dış dünyada gördüklerini değil, sezdiklerini yazmışlardır. Sanat için sanat ilkesi benimsenmiştir. Sembolizmde şiir ve tiyatro türleri gelişmiştir. Sembolizmin
müjdecisi, bu akımın ortaya çıkışından önce ölen Baudelaire’dir.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Charles Baudelaire, Arthur Rimbaud,
Stephane Mallarme, Paul Valery, Paul Verlaine, Jean Moreas, Edgar Allen
Poe
Türk edebiyatındaki temsilcileri ise Cenap
Şahabettin (ilk uygulayan), Ahmet Haşim (en başarılı), Cahit Sıtkı Tarancı,
Ahmet Muhip Dranas, A.Hamdi Tanpınar’dır.
Edebi Akımlar Slayt ve PDF Ders Notu İndir
İNDİR: Edebi Akımlar – Slayt
İNDİR: Edebi Akımlar – PDF Ders Notu
11. Sınıf ilk konusu Edebiyat Toplum İlişkisi hakkında hazırladığımız slayt ve ders notunu konu anlatımının sonundaki renkli bağlantılardan bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Edebiyatın tanımı, Edebiyat toplum ilişkisi, edebiyat toplum ilişkisi üzerine örnekler, edebiyat sosyoloji ilişkisi, sanat toplum içindir, sanat sanat içindir, sanat toplum içindir anlayışını benimseyen edebi dönem ve topluluklar, sanat sanat içindir anlayışını benimseyen edebi dönem ve topluluklar, Türk edebiyatında toplumcu görüşleriyle öne çıkan edebiyatçılar konularını da slayt ve ders notunun içinde bulabilirsiniz.
Düşünce, duygu ve hayallerin insana estetik bir zevk
içerisinde aktarılması sanatına edebiyat diyoruz.
Bütün sanatlarda olduğu gibi edebiyat da insanlar için
yapılır. İnsana seslenir. Onun düşüncelerine, duygularına yönelir.
Edebiyatın temeli insanın duygu ve düşünceleri olduğu için
insanı etkileyen her şey edebiyatı da etkiler.
İnsan yaşadığı toplumun bir parçasıdır. Toplumu etkileyen
her olay, durum insanı da etkiler.
Savaşlar, fakirlik, kıtlık, hastalıklar gibi toplumları
etkileyen olaylar onun bir parçası olan insanı da etkiler.
Birçok olay insanı nasıl etkiliyorsa o toplumun içinde bir
birey olan yazarı, şairi de etkiler. Yani edebiyat içinde bulunduğu toplumdan
etkilenir.
Edebiyat topluma ayna tutar.
Edebi eser de bulunduğu toplumu etkiler. Seslendiği insanı
savunduğu fikirleriyle geliştirir, yönlendirir.
Tarihte birçok toplumsal olayın temelinde bir edebi eser
bulunur. Yazılmış bir şiir, bir roman, bir hikaye toplumdaki değişimlerin
öncüsü olabilir.
Örnek verirsek; savaş olan bir ülkede yazılan edebi eserlerin çoğu savaşın
yaptığı yıkım üzerine, barışın güzelliği hakkında olur. Adaletsizliklerin çok olduğu bir toplumda şiir yazan bir
şair adaletin, eşitliğin değerini anlatan şiirler yazamadan yapamaz. Yaşadığı toplumdaki yanlışlara duyarsız bir kişi okuduğu
edebi eserlerle bilinçlenebilir. O konudaki düşünceleri değişir.
Avrupa’da idam cezasının kaldırılmasında Victor Hugo’nun
Bir İdam Mahkumu’nun Son Günü romanı çok etkili olmuştur.
Toplumu çeşitli yönlerinden inceleyen bilime sosyoloji
diyoruz.
Edebiyat da yukarıda anlatıldığı gibi toplumla ilişkili
olduğu için toplumu inceleyen sosyoloji ile ilişkilidir.
Toplumun yaşayışını konu alan edebi eserler sosyolojinin
inceleme alanına girer. Edebi eser de toplumu anlatırken sosyolojiden, onun
ortaya koyduğu kurallardan yararlanır.
Sanatçı edebi eser oluştururken iki temel anlayıştan birini
seçer:
Bu anlayışı benimseyen sanatçı yaşadığı toplumun
problemleriyle ilgilenir. Eserinde bu problemleri işler. Bu problemlere dair
çözüm yolları önerir. Eserini yazarken temel motivasyonu içinden çıktığı
toplumun durumudur.
Bu anlayışı benimseyen sanatçı eserinde bireyin durumuna
yönelir. Toplumsal problemlerden uzak durur. Çoğunlukla kendi iç dünyasına dair
duyguları, düşünceleri dile getirmeyi tercih eder.
Türk Edebiyatında dönemler bu iki anlayışa göre
şekillenmiştir.
Önde gelen isimlerdir.
Edebiyat Toplum İlişkisi Slayt ve PDF Ders Notu İndir
İNDİR: Edebiyat ve Toplum İlişkisi Slayt
İNDİR: Edebiyat ve Toplum İlişkisi PDF Ders Notu