Hecelerin uzun ya da kısa olması esasına göre düzenlenen ritim ölçüsüdür ve kaynağı Arap edebiyatıdır.Arap şairi İmam Halil’in develerin yürüyüş ritmi ve ayak tapırtılarından hareketle uyarladığı aruz ölçüsünün bir benzerinin Roma imparatorluğu şiir sanatında da kullanıldığını görmekteyiz.Türk edebiyatında 11.yy eserlerinden Kutadgu Bilig ile kullanılmaya başlayan aruz ölçüsü Mehmet Akif ERSOY’un elinde tam bir Türk aruzuna dönüşüp Türkçeye mükemmele uygulandığı anda sona erer.
ARUZ ÖLÇÜSÜNDE HECELER:
1.Kısa (açık) Heceler: Bir ünlü ile biten hecelerdir. Nokta ile gösterilir.
a-ra-ba-cı (. . . .)
2.Uzun (kapalı) Heceler:Bir ünsüz ile biten hecelerdir.Çizgi ile gösterilir.Uzun ünlüler dekapalı hece olup çizgiyle gösterilmelidir.
Haş-met: ( _ _ )
ka – tip ( _ _)
3. Medli Hece (Bir buçuk hece):İçinde uzun ünlü olan ve sonu ünsüz sesle biten kapalı hecelerdir.Bu heceler bir çizgi ve nokta ile gösterilir.
La’l : (_ .)
ruz: ( _ .)
Örnek aruz incelemesi(takti):
Ko ya mam kar / ga yı bül bül / ye ri ne ( . . _ _ / . . _ _ / . . _)
fe i la tün fe i la tün fe i lün)
NOT: Mısraların son heceleri daima uzun hece kabul edilip her halükarda çizgi konulacaktır.
11. yüzyıldan itibaren klasik dönemin ilk ürünleri görülmeye başlanır.Bu dönemin başlıca manzum ürünleri mesnevilerdir.Bu eserlerde daha çok dini, ahlaki, tasavvufi konular işlenir.Klasik edebiyatta şairlerin şiirlerini topladıkları eserlere “divan” adı verilir. Bu yüzden klasik edebiyatımıza ” divan edebiyatı ” da denilmektedir.
1. Klasik Türk Edebiyatında Başlıca Nazım Şekilleri ve Nazım Türleri
a) Kuruluşları Yönünden: Klasik şiirimizin nazım birimi beyittir.Bu nazım birimiyle gazel, kaside, mesnevi gibi nazım şekilleri oluşturulur.Kimi nazım şekillerinde beyitler, gruplar halinde bendleri meydana getirir. Bendlerle kurulan nazım şekilleri ise terkib-i bend ve terci-i benddir.
b) Konuları Yönünden: Klasik Türk edebiyatında görülen nazım şekilleri belirli konuları işler.Gazelin konusu aşk,şarap ve kadın güzelliğidir.Kaside genelde bir övgü şiiridir.Mesnevi nazım şekli uzun öyküleri anlatır.Tuyuğ ve rubai duygusal ve fikri konuları işler.Terkib-i bend ve terci-i bendlerde ise felsefi konular işlenir.
2. Aruz ölçüsü ve Özellikleri
Aruz Ölçüsü: Aruz hecelerin uzunluğuna ve kısalığına dayanan ve Araplar tarafından bulunmuş bir ölçü biçimidir.Bu ölçüyü Araplardan alıp kullanan ilk millet İranlılardır. Daha sonra Türkler de aruz ölçüsüyle eserler vermeye başlarlar.Türkler altı asır boyunca aruzu kullanırlar.Aruzu Türkçeye uyarlamak zordur.çünkü Türkçede uzun sesliler yoktur.Hal böyle olunca aruz, Türk şiirinde kusurlu olarak uygulanmıştır.Bu kusurlar imale ve zihaf olarak sınıflandırılır. Ancak divan edebiyatı sona ermek üzereyken Tevfik Fikret ve Mehmet Akif, aruzu Türk şiirine mükemmel uyarlamışlardır. Özellikle Mehmet Akif, manzumelerine aruzla yazılmış günlük konuşma cümlelerini dahil ederek neredeyse bir Türk aruzu yaratır. Yahya Kemal’in de kusursuz şiirlerinde kullanılan aruz ölçüsü günümüzde artık kullanımdan tamamen düşmüştür.
a) Açık (kısa) Heceler: Sonu ünlüyle biten heceler açık (kısa) kabul edilir.ve nokta ile gösterilir:
a-lı-na-cak (. . . _ )
ya-ta-ko-da-sı (. . . . . )
ge-li-ver-se (. . _ .)
b) Kapalı (uzun) Heceler: Sonu ünsüzle biten heceler kapalı hece kabul edilir ve çizgi ile gösterilir.Arapça ve Farsçadan dilimize giren uzun ünlüler de kapalı hece ( uzun) kabul edilir:
gel-mez-sen gel-me (_ _ _ _ .)
ley-lek-ler (_ _ _)
c) Bir Buçuk Hece ( Medli Hece): İçinde hem uzun ünlü bulunup hem de ünsüzle biten hecelere denir ve bir çizgi ve nokta ile gösterilir.
bâb (_ .)