İndim Seyran Ettim Frengistan’ı

Ocak 16, 2025 Okuma süresi: 2 dakika
İndim seyran ettim Firengistan’ı — a
İlleri var bizim ile benzemez — b
Levin tutmuş goncaları açılmış — c
Gülleri var bizim güle benzemez — b

Göllerinde kuğuları yüzüşür — d
Meşesinde sığırları böğrüşür — d
Güzelleri türkü söyler çığrışır — d
Dilleri var, bizim dile benzemez — b

Seyr’edüben gelir Karadeniz’i — e
Kanları yok, sarı sarı benizi — e
Övün etmiş kara kara domuzu — e
Dinleri var, bizim dine benzemez — b

Akılları yoktur küfre uyarlar — f
İmanları yoktur cana kıyarlar — f
Başlarına siyah şapka giyerler — f
Beyleri var, bizim beye benzemez — b

Karac’oğlan eydür: dosta darılmaz — g
Hasta oldum hatırcığım sorulmaz — g
Vatan tutup bu yerlerde kalınmaz — g
İlleri var bizim ile benzemez — b

Karacaoğlan

Nazım şekli: Koşma

11’li Hece Ölçüsü

Sözcükler

Seyran: gezinme
Firengistan (Frengistan): Avrupa
Levin tutmak: renklenmek
Gonca: Henüz açılmamış veya açılmak üzere olan çiçek; tomurcuk.

Seyr’edüben: seyrederek
Beniz: yüz, yüz rengi


17. YÜZYIL DİVAN EDEBİYATI SANATÇILARI

Nisan 13, 2010 Okuma süresi: 11 dakika

Osmanlı Devletinin gerileme sürecine girdiği 17. yüzyılda Divan edebiyatımız gelişmesini sürdürür.Divan edebiyatımız, Arap- Fars edebiyatlarının tesirinden kurtularak kendini kanıtlama yolunda büyük aşama sağlar.Özellikle kaside ve gazel türlerinde çok başarılı bir dönem yaşanmıştır. Kasidede Nef’i, Gazelde Şeyhülislam Yahya ön plandadır. 17. yüzyılda Sebk-i hindi akımı başlamıştır. Hint tarzı girift hayallerle süslü şiirler yazılmaya başlanır. nef’i, Naili, Neşati (ve 18. yüzyılda Şeyh Galip) Sebk-i Hindinin önemli temsilcileridir.Bu arada Nabi ise hikemi tarz şiirleriyle ün kazanmıştır.17. yüzyılda nesir türünde de önemli adımlar atılmaktadır. Evliya çelebi, Seyahatname’siyle, Katip Çelebi ise bilim kitaplarıyla nesir sahasını doldururlar.

Bu yüzyılda âşık edebiyatı da büyük gelişme göstermiştir. Başta Karacaoğlan, Kayıkçı Kul Mustafa, Âşık Ömer, Gevheri gibi büyük saz şairleri bu dönemde yetişmiştir. Âşık tarzı Türk şiiri, bu yüzyılda yetişen Karacaoğlan’la altın çağını yaşamıştır. Gevherî, Âşık Ömer’in şiirlerinde ise divan edebiyatının etkileri belirgin bir biçimde görülmeye başlamıştır.

1. NEF’İ: Erzurumlu şairimiz Nef’i’nin asıl adı Ömer olup mert ve yiğit bir Anadolu insanıdır. Nef’i asıl ününü kasideleriyle sağlamıştır. Fakat Nef’i ölçüsüzce över ya da yerer. Yani övdü mü göklere çıkarır; Yerdi mi yerin dibine sokar. Şiirlerinde sese çok önem veren Nef’i’nin tasvir yeteneği ve hayal gücü çok gelişmiştir.Şiirlerinde dil oldukça ağır, ama akıcıdır. Şiirlerinde iç ahenge dikkat eden şair, tantanalı, mûsıkîli, ihtişamlı bir şiir dili oluşturmuştur. “Mübalağa” onun sanatını açıklamada anahtar sözcüktür.Övdüklerini idealize ederek göklere çıkarır, yerdiklerini yerin dibine geçirir. Daha önce övdüğü birini, belli bir süre sonra hiç çekinmeden hicveder. Kendisinden birazcık zarar gördüğü herkesi hicvetmiştir. Babasından sadrazama kadar herkesi hicvetmiştir. Babasını, “Peder değil, başıma belâ-yı siyahtır bu.” sözleriyle hicveder. Sivri dilinin cezasını canıyla ödemiştir. Kaside şairi olarak tanınan Nef’î’nin gazelleri de başarılıdır.Türkçe ve Farsça divanı vardır. Hiciv türündeki şiirlerini Siham-ı Kaza adlı bir kitapta toplamıştır. Mesnevisi yoktur.Sebk-i Hindi temsilcilerindendir.

2. NABİ

Eğitimli bir şair olan Nabi’nin şiirlerinde düşünce ön plandadır. Toplumun aksak yönleri ni eleştirir; din ve töreyle ilgili öğütler içeren didaktik şiirler yazar Şiirlerinde hikmetli sözlere yer verir.

Toplumcu bir şair olan Nâbî, estetik güzellikten çok iyi ve doğru olanın peşindedir. Şiirlerinde âşıkâne duygulara, içki ve eğlenceye yer vermez; Onun şiirlerinde düşünce vardır. Bu yüzden şiirlerinde lirizm bakımından kuru ve durgundur.Kendinden sonraki şairleri etkilemiş ve böylece edebiyatımızda “Nâbi Ekolü” diyebileceğimiz bir edebiyat çığırı açmıştır.

Şairin “Divan”ından başka “Hayriyye” ve “Hayrabad” adlı mesnevileri, ve mektuplarından oluşan “Tuhfetü’l-Harameyn” ve “Münşeat” adlı kitapları vardır.

Hayriye, oğluna dair yazılmış bir ahlak ve öğüt kitabıdır.

Hayrâbad, eserin asıl yazarı İranlı F. Attar’dır. Bir aşk ve macera öyküsüdür.

3. NAİLİ

Gazelde türünde başarılı olmuş bir şairdir. Şiirlerinde anlam derinliğine önem verir.Sebk-i Hindi akımının temsilcilerindendir. Divanı vardır.

4.NEŞATİ
Edirneli kökenli şair, Mevlevi’dir. Divanı vardır.Sebk-i Hindi akımına bağlıdır.

5. ŞEYHÜLİSLAM YAHYA

4.Murat’ın Revan ve Bağdat seferlerine katıldı.Baki’nin ölümünden sonra gazelde üstat sayılmıştır.Dili temiz, hayalleri incedir, lirizmde derindir. Divanı vardır.

6.NEV’İZADE ATAYİ

Mesnevileri ile tanınır.

7. KARACAOĞLAN

Aşık tarzı halk edebiyatının önde gelen şairlerindendir. Çukurova bölgesinde, Varsak boyu arasında yetişmiştir. Anadolu’yu Balkanları, Kafkasya’yı ve Suriye’yi dolaştığı şiirlerinden anlaşılmaktadır. Din dışı konulara eğilen Karacaoğlan şiirlerinde aşk, gurbet, güzellik, ölüm gibi temaları işler. Koşma, semai, varsağı biçimli şiirleri halk arasında yayılmış olup günümüzde de çalınıp söylenmektedir. Sade, canlı, özlü bir Türkçesi, coşkulu ve duygulu (lirik) bir üslubu vardır.

8.GEVHERİ

Doğum ve ölüm tarihleri ve hayatı hakkında kesin bilgi yoktur. Kırımlı olduğu, 1730’lu yıllara kadar yaşadığı bilinir. Bir ara Rumeli sınır boylarında bulunduğu, İstanbul’a gelerek bir padişahın divan katipliğini yapmıştır. Aşık Ömer gibi, medrese tahsilinden geçtiği, Divan tarzında şiirler de yazdığı bilinmekle birlikte, asıl ününü koşma, semai, varsağı, türkü biçimli şiirleriyle yapmıştır. Halk şiir zevkine uygun, akıcı bir dili vardır. Yabancı sözcük ve tamlamaları oldukça az kullanır.

9.AŞIK ÖMER
Konya-Karaman yöresine doğup yetişmiş bir ordu ozanıdır. Birçok sefere katılmış, sınır boylarında bulunmuş İstanbul’da da uzun süre kalmış, 1707’de (İstanbul’da) ölmüştür.Aşık tarzının en ünlü ve usta ozanlarındandır. Gerçek ününü koşma, semai ve varsağı biçimli şiirleri ile yapmıştır. Aruz ölçüsüyle kaside ve gazeller de denemiştir. Doğal ve coşkun bir dili vardır. Dilindeki yabancı sözcük sayısı Karacaoğlan’a göre daha fazladır

10.KAYIKÇI KUL MUSTAFA

Bir yeniçeri şairidir. Bağdat Seferini anlattığı Genç Osman Destanı ile tanınmıştır.

11.EVLİYA ÇELEBİ
Hem 17. yüzyılın hem de Türk edebiyatının en büyük seyahatname yazarıdır. Toplam 10 ciltten oluşan “Seyahatname“sinde Osmanlı yerleşim birimlerinin yanısıra Avusturya, Almanya,İran ve Rusya gezileri hakkında da detaylı bilgiler verir. Onun seyahatnamesinde coğrafi bilgiler, tarihi bilgiler, etnografik yapı, sosyoloji, hukuk vb. bilgiler de vardır. Evliya Çelebi’nin dili sadedir. Seyahatname ise sade nesrin en güzel örneğidir.

12. KATİP ÇELEBİ

İyi eğitim almış komle bir bilimadamıdır.hayatını bilime ve kitaplara adamıştır.Batılılar onu “Hacı Halife, Hacı Kalfa” olarak bilirler.Eserleri sade ve orta nesrin örneklerini oluşturur.

Arapça yazdığı “Keşfü’z Zünûn” birçok bilim dalı ile ilgili 1450 kitabı tanıtır. Bu eser Batı dillerine de çevrilmiştir.

Cihan-nüma” adlı eseri dünya ve Osmanlı ülkeleri coğrafyası kitabıdır.

Fezleke” ve “Takvimü’t-Tevarih” tarih alanındaki eserleridir.

Denizcilikle ilgili olarak yazdığı “Tuhfetü’l-Kibar Fi-Esfâr-il-Bihar” büyük deniz savaşlarını anlattığı kitabıdır.

Mîzânü’l-Hak” tarih felsefesi üzerine bir eserdir. Dini ve sosyal meseleleri müspet bir görüşle inceler.

13. NAİMA

Tarihçi Nâimâ’nın “Nâimâ Tarihi” olarak bilinen altı ciltlik eseri, hem tarih, hem de edebiyat açısından önemli bir kaynaktır. Yazar, 1591-1636 yılları arasındaki olayları tarafsız bir biçimde anlatır. Devletin aksayan yönlerini eleştirir, oldukça başarılı tasvirleri vardır.

14. PEÇEVİ

İbrahim Peçevî’nin “Peçevi Tarihi“adlı eserinde Kanuni ve IV.Murat devrinin olayları sade bir dille anlatır. Yazar canlı ve doğal bir üslupla olayları objektif biçimde anlatır.

15. KOÇİ BEY
Sultan IV. Murad’a, sonra I. İbrahim’e sun­duğu raporlarla tanınır. Sonradan risale haline getirilen bu raporların adı “Koçi Bey Risalesi” olarak kalmıştır. padişahlara Osmanlı devlet teşkilâtını, bu teş­kilâttaki bozuklukları, alınması gereken tedbirleri, padişa­hın görev ve yetkilerini anlatmıştır. Devrin sosyal, idari ve iktisadi durumu hakkında bilgi vermesi bakımından önemli bir eserdir.

16. NERGİSİ
Süslü nesrin önde gelen temsilcilerindendir.

17. VEYSİ
Süslü nesrin önde gelen temsilcilerindendir.


EDEBİYATA DAİR…: VARSAĞI

Şubat 14, 2010 Okuma süresi: 3 dakika
Semainin Güney Anadolu yöresinde “Varsak” boyu arasında özel bir ezgiyle okunan türüdür.Varsağı türündeki şiirler “bre hey,behey,yürü” gibi ünlemlerle başlar.Varsağılar biçim yönünden semai ile aynı özellikleri sergiler.8’li hece ölçüsü kullanılır.Uyak şeması abab, cccb, dddb şeklinde olur. İlk dörtlük bazen xaxa biçiminde de uyaklandırılabilir.Nazım birimi dörtlüktür.Konu yönünden koşma ve semailerle aynı özelliklere sahiptir.


VARSAĞI

Yürü behey Bulgar dağı
Senden yüce dağ olma mı?
Sende yaylayan güzelin
Yanakları ağ olma mı?

Bulgar dağı iki çatal
Arasında güller biter
Bir yiğide bir yar yeter
İki seven del’olma mı?

Bulgar dağı pare pare
Kim’al giyer kimi kare
Selam eylen nazlı yare
Ayrılanlar bir olma mı?

Yol üstünde iki hanlar
Hani sana konan canlar
Sevip sevip ayrılanlar
Yanıp yanıp kül olma mı?

Karac’oğlan seni gördüm
Düşümü hayra yordum
Bugün güzellere sordum
Bencileyin kul olma mı?

KARACAOĞLAN


Cover Image

EDEBİYATA DAİR…: SEMAİ

Şubat 13, 2010 Okuma süresi: 3 dakika

Aşık edebiyatı nazım şekillerindendir.Kafiye şeması,nazım birimi, dörtlük sayısı, işlenen konu bakımlarından koşmaya benzer.Koşmadan ayrılan yönleri 8’li hece ölçüsü ile söylenmesi ve kendine özgü bir ezgisinin olmasıdır.

SEMAİ
Bir yiğit gurbete çıksa

Gör başına neler gelir
Merdin sılayı andıkça
Yaş gözüne dolar gelir.

Bağrıma basarım taşlar
Akıttım gözümden yaşlar
Yavrusın aldıran kuşlar
Yuvasına dner gelir

Kocadım çekemem nazı
Bağrıma dökemem közü
Yarin bana kötü sözü

Kara bağrım deler gelir

Evlerinin önü söğüt
Atalardan kalmış öğüt

Yarinden ayrılan yiğit

Sılasına döner gelir

Yaşa Karac’oğlan yaşa
Ben söylerim coşa coşa
İş düşünce garip başa
Düşünerek gider gelir.

KARACAOĞLAN


EDEBİYATA DAİR…: AŞIK TARZI TÜRK EDEBİYATI

Şubat 13, 2010 Okuma süresi: 4 dakika
Aşık” adı verilen saz şairleri tarafından saz eşliğinde sözlü olarak aktarılan eserlerin oluşturduğu şiir türüne “Aşık Tarzı Türk Şiiri” denir.İslamiyetten önce başlayan ve 15. yüzyıldan sonra hızla gelişen ve günümüze kadar uzanan bu edebiyatın tanınmış şairleri şunlardır:”Köroğlu, Kul Mehmet, Karacaoğlan, Aşık Ömer, Gevheri, Bayburtlu Zihni, Seyrani,Dertli, Erzurumlu Emrah, Aşık Veysel…”

Şiirlerini ellerinde sazlarıyla kasaba kasaba,köy köy dolaşarak söyleyen aşıklar, geniş kitlelere seslerini duyurmuşlardır.Çoğu okuma yazma bilmeyen saz şairleri usta-çırak ilişkisi içinde yetişmişler ve geleneği günümüze değin getirmişlerdir.Şiirlerini köy meydanlarında,kahvehanelerde,köy odalarında söylemişler,yarışmalar, atışmalar yaparak halka şiir zevkini aşılamışlardır.Doğaçlama şiir söylemek bu aşık tarzı halk edebiyatının özelliklerindendir.

16. yüzyıla kadar sözlü gelenekle gelen aşık tarzı halk şiiri bu yüzyıldan itibaren yazıya aktarılmaya başlamıştır.Aşık edebiyatı ürünlerinin yazıldığı el yazması defterlere “cönk” denir. Çoğunu kimin yazıya geçirdiği belli değildir.Fakat bu defterleri yazanlar hem aşık edebiyatı ürünlerini hem de anonim eserleri derledikleri için Türk edebiyatı adına çok büyük hizmetler etmişlerdir.

AŞIK TARZI TÜRK ŞİİRİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ

-Nazım birimi dörtlüktür.
-Ölçü hecenin 7’li, 8’li, 11’li kalıplarıdır.Ancak bazı şairler divan edebiyatının etkisiyle aruzu da kullanmışlardır.
-Şiirlerde daha çok yarım kafiye kullanılır.
-Aşk,ayrılık,gurbet,ölüm,güzellik,tabiat,kahramanlık,toplumsal olaylar ve zamandan şikayet gibi temalar ele alınmıştır.
-Aşıklar şiirlerin son dörtlüğünde “tabşırma” geleneğine uyarak adlarını yada takma adlarını söylerler.Bu gelenek şiirlerin sahibini ortaya koyması ve birbirine karıştırılmaması bakımından önemlidir.
-Aşık tarzı Türk halk şiirinde saz şairleri halkın konuşma dilini kullanmışlardır.Halk söyleyişlerine,deyimlere,mecazlara yer vermişlerdir.

NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ

Aşık tarzı Türk şiirinde kullanılan nazım şekilleri “koşma,semai,varsağı ve destan“dır.İşlediği konuya göre koşma türleri ise şunlardır:

-Güzelleme:Bir insanın,atın,beldenin,silahın ya da sevdiği kızın niteliklerinin övülmesidir.
-Koçaklama:Savaş ve kahramanlık üzerine söylenen koşmalardır.
-Taşlama: Toplumun aksayan yönlerinin ya da bir kişinin yanlış tutum ve davranışlarının yerildiği koşmalardır.
-Ağıt: Bir kişinin ölümü ile ilgili olarak söylenen acıklı koşma türüdür.


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler