KASİDE

Haziran 11, 2014 Okuma süresi: 9 dakika

     Asıl anlamı “kastetmek, bir şeye doğru yönelmek” olan kaside, beyitleri aa ba ca da şeklinde kafiye dizilişine sahip, aynı vezinle söylenmiş, belli bir amaca göre yazılmış ve en az 15 beyit uzunluğundaki nazım biçimlerine verilen addır. 100 beyite kadar uzayabilir. İlk olarak Arap edebiyatında doğan bu nazım biçimi, oradan Fars ve Türk edebiyatlarına geçmiştir.
   
     Kasidelerin çoğu bir devlet büyüğünü veya zamanın ileri gelen şahıslarından birini övmek, aynı zamanda şairin bütün hünerini sergileyerek o devlet büyüğüne isteğini, dileğini bildirmek ve karşılığını (câize) almak maksadıyla yazılmışlardır.

     Kasidenin bölümleri:
1- Nesib (teşbib): Kasidenin giriş kısmıdır. 15 ile 20 beyit arasında olup uzun bir gazeli andırır. Bu kısımda aşk konusu işlenmişse bölüme “nesib”, başka bir konu işlenmişse bölüme “teşbib” adı verilir. Nesib ya da teşbib, kasidenin en güzel, en değerli bölümlerinden biridir.
Tegazzül: Kasidenin içinde yer alan gazeldir. Kaside içindeki yeri tam olarak belli değildir. Bazı kasidelerde nesibten sonra, bazılarında ise medhiyeden sonra gelebilir. Tegazzül her kasidede görülmez.
3- Girizgâh: Şairin medhiye kısmına geçeceğini haber verdiği bir veya iki beyitlik bölümdür.
4- Medhiye (maksad): Kasidenin takdim edildiği devlet büyüğünün övüldüğü kısımdır. Şair burada sanat gücünü, kabiliyetini göstererek “memduh”unu (kasidede övülen kişi) över. Kasidenin asıl bölümü, merkezi burasıdır.
5- Fahriye: Şairin kendini övdüğü, birkaç beyitten ibaret kısımdır. Burada şair şiirdeki ustalığını, yeteneğini, gücünü dile getirir.
6- Dua: Bu bölümde kaside tamamlandığı için Allah’a şükredilir. Kasidenin takdim edildiği kişinin ve halkın iyiliği için, devletin bekası için ve şairin kendisi için hayır dualar edilir.

     Beyitlerin isimlendirilmesi:
1- Matla: Kasidenin ilk beyti.
2- Tâc beyit: Şairin mahlasının (adının) geçtiği beyit.
3- Beytü’l-kasîd: Kasidenin en güzel beyti.
4- Makta: Kasidenin son beyti. 


     Konularına göre kaside türleri:
1- Tevhid: Allah’ın varlığını ve birliğini konu alan kasideler
2- Münacaât: Allah’a yalvarmak için yazılan kasideler
3- Nât: Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere dört halife ve diğer İslam büyüklerini övmek için yazılan kasideler
4- Cülûsiyye: Padişahın tahta çıkışını kutlamak için yazılan kasideler
5- Hiciv: Bir kişiyi eleştirmek için yazılan kasideler
6- Mersiye: Vefat eden birisi için yazılan kasideler
7- Medhiye: Bir devlet büyüğünü veya önemli bir kişiyi övmek için yazılan kasideler

     Rediflerine göre kaside türleri:
     Redifleri ölçü alınarak isimlendirilen kasideler. Örneğin; Ahmed Paşa’nın “Güneş Kasidesi” ile “Kerem Kasidesi”, Fuzuli’nin “Su Kasidesi”.

     Kafiyelerine göre kaside türleri:
     Kafiyeyi oluşturan asıl harfe göre (revî harf) isimlendirilen kasideler. Kaside “r” harfiyle bitiyorsa “kaside-i râ’iyye”, “mim” harfiyle bitiyorsa “kaside-i mimiyye”, “nun” harfiyle bitiyorsa “kaside-i nuniyye” diye adlandırılmıştır.

     Örnek: Kaside-i Bahariyye
16. Yüzyıl şairlerinden Bakî’nin Sadrazam Semiz Ali Paşa’ya sunduğu kaside. Bu kaside, nesib bölümünde bahar tasviri yapıldığı için “Kaside-i Bahariyye”, kafiyesi “r” sesiyle bittiği için de “Kaside-i Râ’iyye” olarak adlandırılmıştır.

               Nesib veya teşbib
               Rûh-bahş oldı Mesîhâ sıfat enfâs-ı bahar
               Açdılar dîdelerin hâb-ı ademden ezhâr

               Taze cân buldı cihân irdi nebâtâta hayat
               Ellerinde harekât eyleseler serv ü çenâr
               ……

               Girizgâh
               Dâmenin dürr ü cevâhirle pür itdi gül-i ter
               Ki ide hâk-i der-i Hazreti Paşa’ya nisâr

               Medhiye
               Sâhib-i tîg u kalem mâlik-i câm u hâtem
               Âsaf-ı Cem-azamet dâver-i Cemşîd-vekar

               Âsmân-pâye hümâ-sâye Ali Paşa kim
               İremez tâk-i celâline kemend-i efkâr
               ……

               Tegazzül
               Gül gibi gülşene kılsan n’ola arz-ı dîdâr
               Hayli dökildi saçıldı yoluna fasl-ı bahar

               Reşk-i dendânun ile hançere düşdi jâle
               Berg-i sûsende gören itdi sanur anı karar
               ……

               Tâc beyit
               Koma Bâkî kulunı cür’a sıfat ayakta
               Dest-gîr ol ana ey dâver-i âlî-mikdâr

               Fahriyye
               Bâğ-ı medhünde olur cümleye galib tenhâ
               Bahs içün gelse eğer bülbül-i hoş-nağme hezâr
               ……

               Duâ
               Lalelerle bezene nitekim deşt ü sahrâ
               Nitekim güller ile zeyn ola dest ü destâr

               Nitekim lalelere şeb-nem olup üftâde
               Güllere bülbül-i şeydâ geçine âşık-ı zâr

               Gül gibi hurrem ü handan ola rûy-ı bahtun
               Sâger-i îşün ola lale sıfat cevher-dâr
               ……
                                                             Bakî
             
              Düz yazıyla açıklaması
   
              Nesib
              Baharın nefesi yine Hz. İsa gibi can bağışladı da çiçekler yokluk uykusundan gözlerini açtılar.
              Dünya yeniden canlandı, bitkilere hayat geldi; servi ve çınar hareket etmek isterlerse bu kendi ellerindedir.

              Girizgah
              Taze gül, Paşa hazretlerinin kapısının önündeki toprağa saçmak için eteğini inci ve mücevherlerle doldurdu.

               Medhiye
               Hem kılıç hem kalem hem de kadeh ve mühür sahibi, Cem gibi ulu, Cemşid gibi ağır başlı vezir
               O, yüceliğine düşünce kemendinin erişemediği; mertebesi gök kadar yüce, gölgesi hüma gibi kutlu Ali Paşa’dır.

               Tegazzül
               Bahar sen geleceksin diye yoluna bir hayli dökülüp saçıldı; gül bahçesine gelip gül gibi yüzünü göstersen ne olur?
               Çiğ tanesi senin dişlerini kıskandığı için kendini hançerin üzerine atıp öldürdü; onu susam yaprağının üzerinde görenler oraya yerleşti kaldı sandılar.

               Tâc beyit
               Ey yüce ve adaletli vezir, Bakî kulunu cür’a gibi yerde ya da kadehte bırakma, ona el uzat.

               Fahriye
               Eğer bahse tutuşup binlerce güzel ötüşlü bülbül boy ölçüşmeye gelse; o (Bakî), övgü bahçende (seni övme konusunda) tek başına galip gelir.

               Dua
               Ovalar ve yaylalar lalelerle bezendikçe; eller ve sarıklar güllerle süslendikçe
               Çiğ taneleri lale düşkünü oldukça, zavallı bülbüllerin güllere olan çılgın aşkı sürüp gittikçe
               Bahtının yüzü gül gibi gülüp açılsın, içki kadehin lale gibi mücevherlerle süslensin.


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler