Minimalizm, sanat ve edebiyat dünyasında sadelik ve özlülüğün ön planda olduğu bir akımdır. Bu yaklaşım, gereksizliklerden arınarak en temel unsurları ön plana çıkarır ve genellikle daha az ile daha fazlasını ifade etmeyi hedefler. Minimalizmin etkisi, sadece görsel sanatlarda değil, edebiyat dünyasında da kendini göstermiştir. Özellikle küçürek hikâye türü, bu felsefenin edebî alandaki yansımasıdır.
Minimalizm, karmaşıklıktan uzak durarak, sade ve net bir ifade tarzını benimser. Bu akımda, az malzeme ile güçlü ve etkili bir anlatım sağlanır. Görsel sanatlarda olduğu gibi edebiyatta da minimalizm, yüzeysel detaylardan ziyade, derin ve özlü bir içerik sunar. Minimalizmin amacı, izleyicinin veya okuyucunun dikkatini dağıtmadan, en önemli noktaları vurgulamaktır.
Küçürek hikâye, minimalizmin edebiyattaki bir yansımasıdır. Genellikle 750 kelimeyi geçmeyen, hatta tek cümlelik olabilen bu hikâyeler, kısa ve yoğun bir anlatım tarzı sunar. Küçürek hikâyelerde, olaylar ve karakterler genellikle sınırlıdır, ancak anlatım derin ve etkileyicidir. Bu tür, insan yaşamının küçük anlarını veya düşünsel durumları özlü bir şekilde ele alır. Türk edebiyatında Ferit Edgü’nün “İz ve Yolcu” eseri ve Tarık Dursun K.’nin “Hepsi Hikâye” kitabı, küçürek hikâye türünün önemli temsilcilerindendir.
Küçürek hikâyeler, minimalizmin özünden ilham alır. Bu tür, gereksiz detaylardan kaçınarak, ana temayı ve duyguyu kısa bir biçimde aktarır. Minimalist bir yaklaşım sergileyen küçürek hikâyelerde, anlatım dili genellikle yoğun ve imgeseldir. Örneğin, Ferit Edgü’nün eserlerinde ve Tarık Dursun K.’nin hikâyelerinde, birkaç kelime ile derin bir duygu veya durumu etkili bir şekilde ifade edebiliriz.
Minimalizm ve küçürek hikâye, modern sanat ve edebiyatın özlü yüzleridir. Minimalizm, sadelik ve derinliği bir araya getirirken, küçürek hikâye, bu felsefeyi edebi alanda yansıtarak kısa ama etkili anlatımlarla okurları derin düşüncelere yönlendirir. Her iki yaklaşım da, çağdaş sanat ve edebiyatın karmaşık dünyasında, özün ve derinliğin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Dijital minimalizm, teknolojiyi ve dijital araçları daha bilinçli ve sade bir şekilde kullanmayı hedefleyen bir yaşam tarzıdır. Bu yaklaşım, dijital dünyadaki karmaşayı azaltmayı, sadece gerçekten değerli ve ihtiyaç duyulan teknolojilere odaklanmayı amaçlar. Dijital minimalistler, sosyal medya, uygulama ve e-posta gibi araçları sınırlandırarak zamanlarını ve enerjilerini daha anlamlı ve üretken şekilde kullanmayı hedeflerler. Bu, hem dijital hem de gerçek dünyada daha dengeli ve tatmin edici bir yaşam sürmeyi sağlayabilir.
Milli Edebiyat Dönemi yazarları ve eserleri hakkında hazırladığım Millî Edebiyat Dönemi Yazar-Eser Çalışma Videosu Yazar-Eser Videoları serisinin üçüncü videosu oldu. Millî Edebiyat Dönemi Yazar-Eser Çalışma Videosu içeriğinde otuz beş kadar yazar ve şaire ait eser isimlerini bulabilirsiniz. Video kolaydan zora doğru ilerliyor. Hem yeni eser ezberi için bir çalışma imkanı sunuyor hem de daha önceden çalıştıysanız kendinizi sınamanıza yardımcı oluyor. İlgi çekici fon müziği ve efektlerle seveceğiniz bir çalışma oldu. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yahya Kemal Beyatlı ve daha birçok yazar-şairin eserlerine yer verdik. Videoyu aşağıdan da aşağıda bağlantısını verdiğim Youtube kanalımızdan da izleyebilirsiniz. Faydalı olması dileğiyle…
AYT Edebiyata yönelik yazar-eser çalışma videolarının ikinci Servetifünun ve Fecriati Dönemleri Yazar-Eser Videosunu aşağıda izleyebilirsiniz. Servetifünun ve Fecriati Dönemi sanatçılarından otuz beş eser videoda yazarı veya şairiyle birlikte veirliyor. Videonun görüntü ve ses efektlerinin öğrencileri sıkmamasına dikkat ederek eğlenceli bir video hazırladığımı düşünüyorum. Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şahabettin, Ahmet Haşim gibi önemli isimlerden daha az bilinen edebiyatçılara kadar birçok ismi videoda bulabilirsiniz. Beğeneceğinizi umuyorum. Kolay gelsin.
AYT Edebiyat sınavına hazırlanan öğrenciler için youtube kanalımızda yazar eser çalışma videoları hazırlamaya başladım. Bunların birincisi aşağıda da verdiğim Tanzimat Dönemi Yazar Eser Çalışma Videosu. Bu videoyla hem kendinizi deneyebilir hem de yazar eser ezberi için videoyu izleyebilirsiniz. Videoda kolaydan zora doğru Tanzimat Dönemi yazar ve şairlerinin farklı türlerde otuz altı eserine yer verdim. Videoların devamı gelecek. Her zaman beklerim. Nasıl diyorlardı: Videoyu beğenip kanalı takip ederseniz memnun olurum arkadaşlar! 😉
Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980) 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konularından biridir. Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980) üzerine hazırladığım konu anlatımını aşağıda okuyabilirsiniz. Ayrıca aynı metni kullandığım Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1950-1980) Slaytını konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konularından biridir. Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) slaytını, Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) konu anlatımının altındaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. Konu içeriğinde Cumhuriyet öncesi tiyatrosu ile ilgili birkaç hatırlatma maddesi, Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) genel özellikleri, Cumhuriyet Dönemi’nde Tiyatro (1923-1950) önemli tiyatro eserleri ve yazarlarını bulabilirsiniz.
Cumhuriyet Dönemi Tiyatro (1923-1950) Slaytı İndir
🔗indir: Cumhuriyet Dönemi Tiyatrosu (23-50) Slaytı
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
Ziya Paşa slayt ve konu anlatımına bu yazıda yer verdim. Ziya Paşa’nın hayatı, Ziya Paşa’nın edebi kişiliği, Ziya Paşa’nın önemli bazı beyitleri, Ziya Paşa’nın önemli eserleri ve bu eserler hakkında kısa bilgileri konuyla ilgili test sorularını slayt ve konu anlatımı içeriğinde bulabilirsiniz. Ziya Paşa slaytını konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
·
II.
Abdülhamit yönetimine karşı özgürlükleri ve meşrutiyeti savundu.
·
Tanzimat
Edebiyatı’nın öncüleri arasında yer aldı.
·
Namık
Kemal ve Şinasi ile birlikte yeni Türk edebiyatının temellerini attı.
·
1865’te
Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ne katıldı.
·
1867’de
Londra’ya kaçan Namık Kemal ile birlikte Hürriyet gazetesini yayınladı.
·
1871’de
İstanbul’a döndükten sonra çeşitli devlet görevleri üstlendi.
·
İlk anayasa
Kanun-i Esasi’yi hazırlayanlar arasındadır.
·
Tanzimat
Dönemi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri.
·
Eski
edebiyat anlayışı ile yeni edebiyat anlayışı arasında gidip geldiği için
«çelişkiler şairi» olarak anılmıştır.
·
Eserleri
şekil olarak eski, içerik olarak yenidir.
·
Eski
şiir (Divan şiiri) tarzını eserlerinde kullanığı için eski şiirin son büyük
temsilcilerinden sayılmıştır.
·
Bürokratik
ve siyasi mücadeleler onun edebiyatını besleyen kaynaklar oldu.
·
Terkibibent
ve Terciibent şiirleriyle ünlüdür.
·
Ayrıca
naat, münacaat, kaside, mersiye ve gazelleri vardır. Bu şiirler tür olarak eski
şiir geleneğini sürdürürken içerik olarak batılı yenilikler barındırır.
·
Devrin
siyasi-sosyal olaylarını, politikacıların yanlış tutumlarını, toplumsal ahlakın
çöküşünü eserlerinde eleştirmiştir.
·
Eserlerinde
bilgece bir üslup kullanır. Bugün bile atasözü, vecize olarak kullanılan
sözleri vardır. En çok bilinenleri şunlardır:
Nush ilе uslаnmаyаnı еtmеli tеkdir,
Tеkdir ilе uslаnmаyаnın hаkkı kötеktir.
(Nаsihаt ilе uslаnmаyаnı аzаrlаmаlı, azarlamakla uslаnmаyаnın hаkkı kötеktir, dаyаktır.)
Ayinеsi iştir kişinin lâfа bаkılmаz,
Şahsın görünür rütbе-i аklı еsеrindе.
(Kişinin аynаsı işidir, lâfа bаkılmаz; bir kişinin аklının sеviyеsi yаptığı iştе görünür.)
“Şiir ve İnşa” makalesinde halk şiirinden yanadır;
ardından “Harabat” adlı Divan şiiri antolojisini yayımlar; bu
tutarsız davranışları Namık Kemal’i kızdırır, Namık Kemal ünlü ‘Tahrib-i
Harabat” adlı eleştirisini bu yapıt için yazar.
1. Bu bilgiler aşağıdaki Tanzimat sanatçılarından hangisini
tanıtmaya yöneliktir?
A) Recaizade Mahmut Ekrem
B) Şemsettin Sami
C) Abdülhak Hamit
D) Ahmet Vefik Paşa
E) Ziya Paşa
Ziya Paşa Hürriyet’te yayımlanan ………. adlı makalesinde asıl
edebiyatımızın Halk edebiyatı olduğunu savunur. Divan edebiyatının “gayri
milli ve suni” olduğunu söyler. Ancak, daha sonra hazırladığı ……… adlı
antolojinin önsözünde bu sözleriyle çelişen düşüncelere yer verir.
2. Bu parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıdakilerden
hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Eş’ar-ı Ziya, Tahrib-i Harabat
B) Şiir ve İnşa, Harabat
C) Rüya, Harabat
D) Terkibibent, Terciibent
E) Zafername, Defter-i Âmal
3. Nefi ile Ziya Paşa’nın ortak yönü aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tasavvufi konuları işlemeleri
B) Devlet adamı olmaları
C) Dönemlerini şiirselleştirmeleri
D) Hiciv ustası olmaları
E) Sade bir dil kullanmaları
CEVAPLAR: 1-E, 2-B, 3-D
🔗indir: Ziya Paşa Slaytı
Cumhuriyet Dönemi’nde Roman (1950-1980) konusu 11. sınıf Edebiyat dersi konularından biridir. Aşağıdaki yazıda Cumhuriyet Dönemi’nde Roman (1950-1980) konu anlatımını ve sunusunu bulabilirsiniz.
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda, 1950-1980 yılları arasında roman türü diğer türler gibi bir ilerleme kaydetmiştir ve bu dönemde birçok farklı yönelim ortaya çıkmıştır.
1950-1980 yılları arasındaki romanlar incelenirken, bu yönelimlerin göz önünde bulundurulması önemlidir.
1. Orhan Kemal’le ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Yapıtlarında, kişilerin karakterlerini olay içinde çizmiş, onları doğal bir biçimde konuşturmuştur.
B) Genellikle fabrika işçilerinin, kırsal kesim insanlarının ve gecekondu bölgelerinde oturanların yaşamını konu almıştır.
C) Öykülerde günlük konuşma dilini kullanmış, yöresel söyleyiş özelliklerine bağlı kalmıştır.
D) Esir Şehrin İnsanları adlı romanıyla yazın çevrelerinde büyük yankı uyandırmıştır.
E) Anlatımı, olaylara bakış açısı yönünden toplumcu gerçekçi yazarlarımızdan biri sayılmaktadır.
2. Aşağıdaki yapıtlardan hangisi tür bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Saatleri Ayarlama Enstitüsü
B) Hakkâri’de Bir Mevsim
C) Tutunamayanlar
D) Aylak Adam
E) Sessiz Gemi
3. Aylak Adam, yazarın 1973 yılında yayımlanan ikinci romanıdır. Aylak Adam gibi aynı yapı ve teknikle kaleme alınmıştır. Roman, Manisa’nın Anavatan Oteli ve onun kâtibinden esinlenerek yazılmıştır. Romanda olaylar, kahraman Zebercet’in ruh dünyası ve psikolojisi üzerine kurulmuştur. Başından geçenler yine onun bilinçaltından istifade edilerek anlatılır. Zebercet, terk edilmeye ve reddedilmeye karşı aşırı duyarlı, içine kapanık bir kişiliğe sahiptir.
Bu parçada sözü edilen eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oğuz Atay B) Yusuf Atılgan C) Abbas Sayar
D) Yaşar Kemal E) Kemal Bilbaşar
Cevaplar: 1-D, 2-E, 3-B
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
Cumhuriyet Dönemi Romanı (1923-1950) slayt ve konu anlatımı içeriğinde bu dönemin genel özelliklerini, önemli romanlarını ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan önemli romanları bulabilirsiniz. Derste işlemesi ve anlaşılması kolay olsun diye maddeler halinde verdim. Cumhuriyet Dönemi Romanı (1923-1950) slaytına konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Kolay gelsin.
Özetle;
🔗indir: Cumhuriyet Dönemi’nde Roman (1923-1950) Slayt
Takip ya da teşekkür için
Ya da aşağıdaki yorum kutusuna yorumlarınızı bekleriz… 👇👇👇
1. Aşağıdaki eserlerden hangisi diğerlerinden farklı bir türde yazılmıştır?
A) Tahrib-i Harabat
B) Yüz Yılın 100 Türk Romanı
C) Destursuz Bağa Girenler
D) Şiir Tahlilleri
E) Bize Göre
2. Aşağıdakilerin hangisinde verilen eser, karşısındaki sanatçıya ait değildir?
A) Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış-Berna Moran
B) Eleştiri Günlüğü-Nurullah Ataç
C) Hayat ve Kitaplar-Ahmet Şuayp
D) Hikâye Tahlilleri-Mehmet Kaplan
E) Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler-Gürsel Aytaç
Cevaplar: 1-E, 2-B
Cumhuriyet Öncesi Eleştiri 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi konularından biri. Cumhuriyet Öncesi Eleştiri üzerine hazırladığım slaytı konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Cumhuriyet Öncesi Eleştiri Sunumunun içeriğinde eleştiri nedir üzerine kısa bir hatırlatma, Divan Edebiyatı Dönemi’nde eleştiri, Tanzimat Döneminde Eleştiri, Servetifünun döneminde eleştiri, Fecriati ve Milli Edebiyat Dönemi’nde eleştiri üzerine kısa bilgiler bulabilirsiniz. Ayrıca Türk edebiyatındaki ilk eleştiri yazısı, Türk edebiyatındaki ilk eleştiri eseri ve yine Cumhuriyet Öncesi Dönem önemli eleştiri yazarları ve eleştiri eserleri üzerine bilgiler yer alıyor.
ÖNEMLİ
Aşık Paşa 15. yüzyıl önemli divan şairlerindendir. Aşağıdaki ders notunda Aşık Paşa kimdir, Aşık Paşa’nın hayatı, edebi kişiliği, eserlerinden örnekler ve 2021 AYT’de sorulan soru gibi başlıklara yer verilmiştir. Aynı bilgileri sunuda da bulabilirsiniz. Aşık Paşa slaytını ders anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
• Aşık
Paşa, 15. yüzyılda çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş bir Divan şairidir.
• Fatih
Sultan Mehmet’in hocalarından olduğu bilinmektedir.
• İyi
bir eğitim alan Aşık Paşa medrese hocalığından vezirlik makamına kadar
yükselmiştir.
• «Kerem»
redifli kasidesini padişaha sunduğu, böylece hakkında verilen bir hapis
cezasından affedildiği anlatılmaktadır.
• Aşık
Paşa’nın şiirlerini bir araya getirdiği bir Divanı vardır.
• Aşık
Paşa, yaşadığı dönemin büyük şairlerinden biridir.
• Ahmed
Paşa gazel, kaside, şarkı ve murabba şiir türlerinde başarılı olmuştur.
• Dini
konulardan uzak durmuş, beşeri aşkı eserlerinde işlemiştir.
• Aruz
ölçüsünü ustaca kullanmıştır. Yaşadığı dönemde ona ‘Şairler Sultanı’ unvanı
verilmiştir.
• Sonraki
dönem şairlerinden Ahi, Lami, Necati, Zati ve Baki ona nezireler yazmışlardır.
• Ünü
Osmanlı Devleti sınırlarını aşmış, Timur Devleti’nin sanata önem veren
hükümdarı Hüseyin Baykara’nın sarayında dahi okunmuştur.
• Onun
“kerem”, “benefşe” ve “âb” redifli kasideleri, en meşhur eserlerindendir.
Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül (Murabba)
Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül
Kara sevdaya yiler bî-ser ü bî-pây gönül
Dimedüm mi sana dolaşma ana hay gönül
Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül
Bizi hâk itdi hevâ yolına sevdâ nidelüm
Pây-mâl eyledi bu zülf-i semen-sâ nidelüm
Kul idinmezdi güzeller bizi illâ nidelüm
Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül
Felekün nûş iderem nîşini sâğarlar ile
Doğradı hâr-ı cefâ bağrumı hançerler ile
Baş koşam dimez idüm ben dahi dil-berler ile
Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül
…
Der Medh-i Sultan Mehmed Hân (Kerem Kasidesi) (Kaside)
Ey muhît-i keremün katresi ummân-ı kerem
Bâğ-ı cûd ebr-i kefünden tolu bârân-ı kerem
Matla-ı subh-ı zafer mihr-i zekâ ebr-i hayâ
Felek izz ü alâ dâver-i devrân-ı kerem
Tâc bahş-ı ser-i sultân-ı salâtin-i cihân
Zînet-i taht u nigîn Hazret-i sultân-ı kerem
Zıll-ı Hakk Şâh Muhammed ki işiği gökinün
Kem-terin ılduzı olur meh-i tâbân-ı kerem
…
Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid zamanında şiirler
yazmıştır. Şiirleri, o daha hayattayken, bütün Anadolu ve Rumeli’ye yayıldığı
gibi Hüseyin Baykara’nın Herat’taki sarayında dahi okunur olmuş, kendisinden
sonraki şairleri de etkilemiştir. Türk edebiyatı tarihinde Şeyhi ile Necati
arasında yetişen şairlerin en tanınmışlarındandır. Onun “kerem”, “benefşe” ve
“âb” redifli kasideleri, bilinen eserleri arasındadır.
Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerin hangisidir?
A) Süleyman Çelebi
B) Ahmet Paşa
C) Sehi Bey
D) Taşlıcalı Yahya
E) Âşık Paşa
İndir: Aşık Paşa Hayatı, Edebi Kişiliği Slaytı
AYT Edebiyat sınavı, Türk Dili ve Edebiyatı alanında
öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçmek amacıyla yapılan bir sınavdır.
Sınavda genel olarak Türk Edebiyatı ve az da olsa anlam bilgisi konuları ele alınır ve her
yıl belirli bir soru dağılımı yapılmaktadır.
Bu yazımızda, AYT Edebiyat sınavındaki soru dağılımı
hakkında detaylı bilgiler vereceğiz. Yıllara göre konular ve soru sayıları
hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca, “AYT Edebiyat soru dağılımı”
aramasında sitemize kolayca ulaşabilmeniz için tablomuzu da paylaşacağız.
Tablomuzda, AYT Edebiyat sınavında yıllara göre hangi
konulardan kaçar soru sorulduğu bilgileri yer almaktadır. AYT Edebiyat sınavı,
Türk Edebiyatı tarihi boyunca yaşanmış gelişmeleri, edebi akımları, yazarları,
eserleri ve diğer konuları kapsayan bir sınavdır. Peki, AYT Edebiyat sınavında
hangi konulardan kaçar soru soruluyor? İşte tablomuz:
Hüsrevi Rum olarak da anılan Divan şairi Necati hakkında hazırladığım slayt ve ders notunu aşağıda bulabilirsiniz. Şair Necati kimdir, Necati’nin Edebi Kişiliği, Necati’nin etkilediği şairler, Necati’nin Üslubu, Eserleri, ÖSYM’nin Necati hakkında sorduğu soru gibi başlıkların yer aldığı sunu on slayttan oluşmaktadır.
Necati’nin
eserlerini topladığı bir Divanı vardır.
İçinde 650 gazel
bulunan bu divana ön söz yazdığı bilinmektedir ve divanına ön söz yazan ilk şair
sayılmaktadır.
Necatî’nin Döne Döne
Gazeli
Çıkalı göklere âhım
şererî döne döne
Yandı kandil-i
sipihrün cigeri döne döne
Ayagı yer mi basar
zülfüne ber-dâr olanın
Zevk u şevkîle virür
cân u seri döne döne
Sen turup raks
idesin karşuna ben boynum egem
İne zülfün koca sen
sîm-beri döne döne
Şâm-ı zülfünle gönül
mısrı harâb oldı deyü
Sana iletdi kebûter
haberi döne döne
Sen olasın deyü yer
yer asılub âyîneler
Gelene gidene eyler
nazarı döne döne
Ka’be olmasa kapun
ayla gün leyl ü nehâr
Eylemezlerdi tavâf
ol güzerî döne döne
Ey necâtî yaraşur
mutribî şeh meclisinün
Raks urub okıya bu
şi’r-i teri döne döne
Sadeleştirilmiş
Açıklaması
1. Ahımın kıvılcımları göklere döne döne
çıktığından bu yana feleğin güneşinin ciğeri döne döne yandı.
2. Saçına asılanın
ayağı yere mi basar? O zevkle mutlulukla canını ve başını döne döne verir.
3. Güvercin, Şam
şehrini anımsatan saçınla Mısır ülkesi kadar olan güzelliğinin harap olduğu
haberini döne döne sana haber ulaştırdı.
4. Sen kalkıp raks
edip saçların inip sen gümüş misali ak göğüslüyü kucaklayacaksın; bense senin
karşında boynumu eğip duracağım.
5. Kapın Kâbe misali
değerli olmasaydı ay ve güneş her gece gündüz orayı tekrar tekrar tavaf ederek
etrafında dönmezdi.
6. Yer yer asıllı
duran aynalar, gelen kişi sen olabilirsin diye gelen gidene döne döne bakar.
7. Ey Necati!
Padişah meclisinin çalgıcısının bu taze şiiri dans ederek döne döne söylemesi
ona yakışır.
ÖNEMLİ BİLGİ:
Necatî 2022 yılında ÖSYM tarafından üniversite ikinci basamak sınavı olan AYT’de aşağıda yer verdiğim soruyla sorulmuştur.
2022-AYT
Anadolu sahası şairlerinden olan ……. XV. yüzyılın önemli isimlerindendir. Onun başarısı; şiirlerinde halk söyleyişlerini, deyim ve atasözlerini kullanmakta gösterdiği ustalığa dayanır. Şairin ustaca kaleme aldığı şiirlerine pek çok şair tarafından nazire yazılmıştır. Özellikle “döne döne” redifli gazeliyle tanınan şair, yaşadığı devirde Anadolu şairlerinin sultanı anlamında “Hüsrev-i Rûm” olarak anılmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Şeyhi B) Necati C) Ahmet Paşa D) Ahmed-i Dai E) Fuzuli
2022 yılında çıkmış AYT Edebiyat sınavı sorularını PDF formatında aşağıdaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
AYT sınavında Edebiyat dersinden 24 soru sorulmaktadır. Bu 24 sorunun dağılımı yıllara göre değişim göstermektedir. Ancak konu başlıkları aşağıdaki gibidir.
AYT Sınavı ile ilgili bilgiler de şöyle:
AYT saat 10.15’te başlayıp toplamda 180 dakika sürecek ve saat 13.15’te bitecek.
Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 Testinde (Türk Dili ve Edebiyatı 24 soru, Tarih/1 10 soru Coğrafya/1 6 soru) toplam 40 soru vardır.
Sosyal Bilimler-2 Testinde (Tarih/2 11 soru, Coğrafya/2 11 soru, Felsefe Grubu (Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji, Mantık) 12 soru, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ya da ek olarak Felsefe Grubu soruları) toplamda 40 soru vardır.
Matematik Testi de toplam 40 sorudan oluşurken, Fen Bilimleri Testi ( Fizik 14 soru, Kimya 13 soru, Biyoloji 13 soru) toplam 40 soruyu içerir.
AYT tüm bölümlerle birlikte 120 sorudan oluşur.
Adayların tercih yapacakları puan türlerine göre çözmeleri gereken bölümler ise şöyledir;
Sayısal adayları: Matematik + Fen Bilimleri
Sözel Adayları: Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 + Sosyal Bilimler-2
Eşit Ağırlık Adayları: Matematik + Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1
AYT puanı hesaplanırken, adayların TYT puanının %40’ı, AYT puanının ise %60’ı baz alınır.
TYT’de ders katsayıları değişmez. AYT’de sözel, sayısal ve eşit ağırlık olmak üzere 3 farklı alana göre puanlar hesaplanmaktadır. Bu nedenle her dersin kat sayısı alanlara göre farklıdır.
Bunlar da dikkatini çekebilir:
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi ilk konularından olan Edebi Akımlar konulu slayt ve ders notunu yazının sonundaki ders notundan indirebilirsiniz. Edebi Akımlar konusunun içeriğinde bulabileceğiniz başlıklar şunlar: Edebi Akım Nedir? Başlıca Edebi Akımlar Nelerdir? Hümanizm, Klasizm Romantizm, Realizm, Natüralizm, Parnasizm, Sembolizm, Sürrealizm, Parnasizm Akımları hakkında geniş bilgi, Hümanizm, Klasizm, Romantizm, Realizm, Natüralizm, Parnasizm, Sembolizm, Sürrealizm, Parnasizm Akımlarının dünya edebiyatında ve Türk edebiyatında temsilcileri kimlerdir? Öne çıkan önemli eserler nelerdir?
Bir grup sanatçının ortaya koydukları ilkeler etrafında
oluşturdukları edebiyat hareketidir. Edebi Akımların ortaya çıkışında bulundukları dönemin
şartları etkilidir. Sanatçılar ortak bir dünya görüşü, sanat ve edebiyat
anlayışı etrafında şekillenmiş eserler verirler. Edebi Akımlar çoğunlukla diğer sanatları da etkileyen bir
üst sanat akımının edebiyattaki karşılığıdır. Türk Edebiyatında etkili olan birçok edebi akım, batı
ülkelerinden ülkemize gelen akımlardır.
İnsanı sevme üzerine kurulmuş, temel düşünce akımlarından
biridir. Orta çağdaki baskıcı zihniyete, kilisenin toplum üzerindeki
zorba anlayışına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’daki Aydınlanma Çağının ve Rönesans’ın temelidir. 14.yy. da İtalya’da doğmuş, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerine
yayılmıştır. Sanatçılar eserlerinde Eski Yunan ve Latin edebiyatından
etkilenmiştir. Yeni eserler vermek yerine o dönem eserlerini tekrarlamışlardır.
Önemli Temsilcileri: Dante, Montaigne, Shakespeare,
Boccaccio, Villon, Rabelais,, Ronsard, Cervantes,
Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç, Sabahattin
Eyüboğlu, Vedat Günyol gibi bazı deneme yazarlarında hümanist akımın etkileri
görülür.
Aklın öncülüğünü savunan, kuralcı sanat akımıdır. 17.
yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Evrensel temalar işlemişler ve “Sanat için Sanat” anlayışına
bağlı kalmışlardır. Bu anlayışın
etkisiyle herkesin anlayamayacağı ağır bir dil kullanmışlardır. Şiir ve tiyatroda etkili olmuştur. Tiyatroda üç birlik
kuralına uyulur. Tiyatroda trajedi türünü kullanmışlardır. Eserlerin
kahramanları soylu tabakadan seçilir. Tabiat tasvirleri eserlerde önemli yer tutar. Sanatçılar
tabiatı taklit etmek ister.
Türk edebiyatında İbrahim Şinasi, Ahmet Vefik Paşa,
Direktör Ali Bey klasizmden etkilenmiştir.
Önemli Temsilcileri: Racine, Comeille (trajedi) La
Fonteine (fabl), Moliere (komedi), Descartes (felsefe) Boileau (şiir), Pascai
(deneme), La Bruyere (deneme) Bossuet (hitabet), Madame De La Fayette (roman)
Klasizme tepki olarak ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda Almanya’da ortaya çıkmış,
Fransa’da sistemli bir akım haline gelmiştir. Akıl değil, duygu ve hayal ön plandadır. Din duygusuna önem verilir. Sanatçılar eserde kişiliğini gizlemez, olaylar karşısında
duygu ve düşüncelerini açıkça anlatır. İyi ve kötü arasında açıkça taraf
tutar. Klasizmin katı kuralcılık anlayışı aşılmıştır. Sanatçı,
işleyeceği konuyu özenle seçer. Konular; tarihten, mitolojiden ve günlük
olaylardan alınır. Yere, zamana, doğa betimlemelerine önem verilir. Dış dünyayı
ve doğayı abartılı betimlemelerle anlatmışlardır. Romantizmi benimseyen sanatçılar, hayatı güzel ve çirkin
bütün yönleriyle vermeye çalışırlar. Zıtlıklar romantizmde önemlidir.
Konuşma dilini benimseyen romantikler, her sınıftan insanı
da eserlerine konu olarak alırlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenir. Tiyatroda dramı tercih etmişler, üç birlik kuralına
uymamışlardır. Ulusal destanlar, Hristiyanlığın mucizeleri ve milli
efsaneler işlenmiştir. Aşk, ölüm, tabiat, ulusal tarih, yöresel yaşam konu olarak
seçilir.
Türk edebiyatında Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi,
Abdülhak Hamit Tarhan’da bu edebi akımın etkileri görülür. Recaizade Mahmut
Ekrem’in ise şiirlerinde bu akımın etkisi görülür.
Dünya edebiyatında Goethe’nin Faust ve Genç
Werther’in Acıları; Schiller’in Haydutlar, Wilhelm Tell; Victor Hugo’nun
Sefiller, Sonbahar Yaprakları; George Sand’ın Jak; J.J. Rousseau’nun Emile, İtiraflar eserleri
romantizmin önemli eserleridir. Alfred
De Mussed , Lamartine, Puşki,ı, Lord Byron diğer önemli yazarlardır.
19. yüzyılda romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak
ortaya çıkmıştır. Gözleme ve belgeye önem verilir. Hayale ve
olağanüstülüklere yer verilmez. Konular, gerçek hayattan alınır. Yaşananlar
ve gözlenenler nesnel bir şekilde aynen aktarılır. Töreye ve halktan
kişilere önem vermişlerdir. ‘Sanat sanat içindir.’ ilkesine bağlıdırlar. Sanatı
ve edebiyatı toplumu değiştirme, eğitim ve mücadele aracı olarak görmediler. Biçim güzelliğine önem verirler, anlatımda süsten ve söz
sanatlarından uzak bir üslup kullanırlar. Roman ve hikâyede çok etkili olmuştur, tiyatroda ise
tutunamamıştır. Bu akım şiirde görülmez.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Stendhal, Balzac, Gusta ve
Flaubert,Charles Dickens, Gorki, Daniel Defoe, Ernest Hemingway, John Stainbeck, Mark Twain, Jack London, Tolstoy,
Dostoyevski, Turgenyev, Çehov, Gogol’dur.
Türk edebiyatındaki temsilcileri Recaizade
M. Ekrem, Samipaşazade Sezai, Halit Ziya,
Mehmet Rauf, Sait Faik, Hüseyin Cahit, Yakup Kadri, Reşat
Nuri, Halide Edip, Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay’dır.
Natüralizm, hayatı bilimsel bir nesnellikle ele alan,
gerçeği anlatmayı aşırılığa vardıran bir sanat akımıdır. Natüralizme, realizmin
daha ileri düzeye ulaşmış biçimi de denebilir. 19.yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkmış bir sanat
akımıdır. Natüralizmin kurucusu olarak Emile Zola kabul edilir. Natüralizm doğayı anlatırken deney yöntemine başvurması
nedeniyle realizmden ayrılır. Natüralistler kişi ve olaylara, bir bilim adamı
gözüyle yaklaşırlar. Natüralizm determinizm (Gerekircilik) doğrultusunda
oluşturulmuştur. Natüralizmde ‘Sanat doğanın bir kopyası olmalıdır.’ fikri
ana ilkedir. Natüralistler; kendilerini bilim adamı, toplumu
laboratuvar, insanı da deneme, inceleme aracı olarak ele almışlar.
Realistlerdeki biçim güzelliği, üslup kaygısı natüralistlerde yoktur.
Natüralistlerin eserlerine genel olarak bir kötümserlik havası hakimdir. Natüralizmde roman, öykü ve tiyatro türleri gelişmiştir.
Romanlarda ayrıntılı tasvirler yapılmıştır. Toplum için sanat anlayışı
benimsenmiştir.
Dünya edebiyatında Emile Zola, Alphonse
Daudet, Guyde Maupassant, Goncourt Kardeşler, Henrik İbsen, H.Taine, .Çehov, Oscar Wilde önemli temsilcileridir.
Türk edebiyatında Nabizade Nazım, H.Rahmi
Gürpınar, Halit Ziya, Beşir Fuat önemli temsilcileridir.
Realizmin şiirdeki uygulamasıdır. Romantik şiire tepki
olarak 19.yy ikinci yarısında Fransa’da doğdu. Sadece şiir alanında görülen bir
edebi akımdır. Realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluşmuş olup
realizmin şiirdeki yansımasıdır. Sanat için sanat anlayışı vardır. Parnasyenler, şiirde
biçim güzelliğini her şeyden üstün tutmuşlar, kuyumcu titizliğiyle şiirler
yazmışlardır. Ayrıntılı ve canlı betimlemelere yer verilmiştir. Şiirin görevi; siyasal, toplumsal sorunları anlatmak
değil insanlara“güzel”in ne olduğunu göstermektir. Eski Yunan ve Latin mitolojisine yeniden dönülmüş olup bu
özelliğiyle klasisizme benzer.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Throphile Gautier, Theodore Banville, Lecontrede
Lisle, Heredia, François Coppee,
S.Prudhomme’dir.
Türk edebiyatındaki temsilcileri Cenap
Şahabettin, Tevfik Fikret, Yahya Kemal’dir.
19.yüzyılın sonlarında Fransa’da parnasizm akımına tepki
olarak ortaya çıkmıştır. Sembolizmde dış dünyayı sembollerle anlatmak esas olup
şiirde müzik (musiki) unsuruna önem verilir. Şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir. Şiirde anlam kapalılığı esas alınmıştır. Sembolist şairlere
göre iyi şiir, herkesçe değişik yorumlanabilen şiirdir. Sembolizmde dil; sembol
ve mecazlarla yüklüdür. Karamsarlık sembolizmin en belirgin özelliklerindendir. Sembolist şairler dış dünyada gördüklerini değil, sezdiklerini yazmışlardır. Sanat için sanat ilkesi benimsenmiştir. Sembolizmde şiir ve tiyatro türleri gelişmiştir. Sembolizmin
müjdecisi, bu akımın ortaya çıkışından önce ölen Baudelaire’dir.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Charles Baudelaire, Arthur Rimbaud,
Stephane Mallarme, Paul Valery, Paul Verlaine, Jean Moreas, Edgar Allen
Poe
Türk edebiyatındaki temsilcileri ise Cenap
Şahabettin (ilk uygulayan), Ahmet Haşim (en başarılı), Cahit Sıtkı Tarancı,
Ahmet Muhip Dranas, A.Hamdi Tanpınar’dır.
Edebi Akımlar Slayt ve PDF Ders Notu İndir
İNDİR: Edebi Akımlar – Slayt
İNDİR: Edebi Akımlar – PDF Ders Notu
11. Sınıf ilk konusu Edebiyat Toplum İlişkisi hakkında hazırladığımız slayt ve ders notunu konu anlatımının sonundaki renkli bağlantılardan bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Edebiyatın tanımı, Edebiyat toplum ilişkisi, edebiyat toplum ilişkisi üzerine örnekler, edebiyat sosyoloji ilişkisi, sanat toplum içindir, sanat sanat içindir, sanat toplum içindir anlayışını benimseyen edebi dönem ve topluluklar, sanat sanat içindir anlayışını benimseyen edebi dönem ve topluluklar, Türk edebiyatında toplumcu görüşleriyle öne çıkan edebiyatçılar konularını da slayt ve ders notunun içinde bulabilirsiniz.
Düşünce, duygu ve hayallerin insana estetik bir zevk
içerisinde aktarılması sanatına edebiyat diyoruz.
Bütün sanatlarda olduğu gibi edebiyat da insanlar için
yapılır. İnsana seslenir. Onun düşüncelerine, duygularına yönelir.
Edebiyatın temeli insanın duygu ve düşünceleri olduğu için
insanı etkileyen her şey edebiyatı da etkiler.
İnsan yaşadığı toplumun bir parçasıdır. Toplumu etkileyen
her olay, durum insanı da etkiler.
Savaşlar, fakirlik, kıtlık, hastalıklar gibi toplumları
etkileyen olaylar onun bir parçası olan insanı da etkiler.
Birçok olay insanı nasıl etkiliyorsa o toplumun içinde bir
birey olan yazarı, şairi de etkiler. Yani edebiyat içinde bulunduğu toplumdan
etkilenir.
Edebiyat topluma ayna tutar.
Edebi eser de bulunduğu toplumu etkiler. Seslendiği insanı
savunduğu fikirleriyle geliştirir, yönlendirir.
Tarihte birçok toplumsal olayın temelinde bir edebi eser
bulunur. Yazılmış bir şiir, bir roman, bir hikaye toplumdaki değişimlerin
öncüsü olabilir.
Örnek verirsek; savaş olan bir ülkede yazılan edebi eserlerin çoğu savaşın
yaptığı yıkım üzerine, barışın güzelliği hakkında olur. Adaletsizliklerin çok olduğu bir toplumda şiir yazan bir
şair adaletin, eşitliğin değerini anlatan şiirler yazamadan yapamaz. Yaşadığı toplumdaki yanlışlara duyarsız bir kişi okuduğu
edebi eserlerle bilinçlenebilir. O konudaki düşünceleri değişir.
Avrupa’da idam cezasının kaldırılmasında Victor Hugo’nun
Bir İdam Mahkumu’nun Son Günü romanı çok etkili olmuştur.
Toplumu çeşitli yönlerinden inceleyen bilime sosyoloji
diyoruz.
Edebiyat da yukarıda anlatıldığı gibi toplumla ilişkili
olduğu için toplumu inceleyen sosyoloji ile ilişkilidir.
Toplumun yaşayışını konu alan edebi eserler sosyolojinin
inceleme alanına girer. Edebi eser de toplumu anlatırken sosyolojiden, onun
ortaya koyduğu kurallardan yararlanır.
Sanatçı edebi eser oluştururken iki temel anlayıştan birini
seçer:
Bu anlayışı benimseyen sanatçı yaşadığı toplumun
problemleriyle ilgilenir. Eserinde bu problemleri işler. Bu problemlere dair
çözüm yolları önerir. Eserini yazarken temel motivasyonu içinden çıktığı
toplumun durumudur.
Bu anlayışı benimseyen sanatçı eserinde bireyin durumuna
yönelir. Toplumsal problemlerden uzak durur. Çoğunlukla kendi iç dünyasına dair
duyguları, düşünceleri dile getirmeyi tercih eder.
Türk Edebiyatında dönemler bu iki anlayışa göre
şekillenmiştir.
Önde gelen isimlerdir.
Edebiyat Toplum İlişkisi Slayt ve PDF Ders Notu İndir
İNDİR: Edebiyat ve Toplum İlişkisi Slayt
İNDİR: Edebiyat ve Toplum İlişkisi PDF Ders Notu
Divan Edebiyatı hakkında hazırladığımız sunumu ders notunun sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz.
Divan Edebiyatı nedir? Divan Edebiyatı’nın Genel Özellikleri ayrıntılarıyla veriliyor.
13-19. yüzyıllar arasında oluşan, İslam kültürünün ortak
özelliklerini yansıtan, geniş ölçüde Arap ve Fars (İran) edebiyatının etkisini
taşıyan yazılı edebiyatımızdır.
1.Tevhid:Allah’ın birliğini ve yüceliğini anlatan
kasidelerdir.
2.Münacat:Allah’a yalvarmak,dua etmek amacıyla
yazılan kasidelerdir.
3.Naat:Hz.Muhammed’i övmek için yazılan kasidelerdir.
4.Mersiye:Bir kişinin ölümü üzerine yazılan
kasidelerdir.(İslam öncesi sagu;halk edebiyatı ağıt)
5Methiye:Bir kimseyi övmek için yazılan kaside.
6.Hicviye:Bir kimseyi yermek,eleştirmek için yazılan
kaside.
Bazı kasideler rediflerine göre ‘gül,sünbül,lale,menevşe,su’
kasidesi gibi isimler alabilirler.
Divan Edebiyatı Slaytı İndir
İNDİR: Divan Edebiyatı Slayt
![]() |
Fıkra Nedir Slaytı |
Fıkra (Köşe Yazısı) türü hakkında hazırladığımız slaytı yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Slaytın içeriği ders notu olarak da alttaki yazıya eklenmiştir.
Bir yazarın günlük olaylara ya da ülke ve toplum
sorunlarına ait herhangi bir konu üzerinde kişisel görüş ve düşüncelerini,
akıcı bir dille anlatan düz yazılara fıkra denir.
Gazete ve dergilerde yayımlanan güncel, siyasal, toplumsal
sorunları ele alan yazılardır. Gülmece nitelikli fıkralar da olmakla birlikte
yazılı kompozisyon türü olan fıkralar, düşünce yazılarıdır.
Fıkralarda konular ele alınırken belgelere, kanıtlara,
ayrıntılara yer verilmez. Yani kesin bir ispat amacı taşımazlar. Makaleler gibi
iddialı ve ispatlayıcı yönü ağırlıklı değildir.
Fıkraların dili kolay anlaşılır, samimi, sade ve basittir.
Güncel olmak şartıyla hemen her konuda fıkra yazılabilir.
• Edebiyatımızın
tanınmış fıkra yazarları arasında Ahmet Rasim, Falih Rıfkı Atay, Burhan Felek,
Peyami Safa, Şevket Rado, Oktay Akbal sayılabilir.
• Ahmet
Rasim – Şehir Mektupları, Eşkâl-i
Zaman, Muharrir Bu Ya
• Ahmet Haşim – Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan
(Garip Leyleklerin Evi)
• Refik Halit Karay – Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su, Ay
Peşinde, Guguklu Saat, Kirpinin Dedikleri
• Orhan Seyfi Orhun’un Kulaktan Kulağa
• Ziya Osman Saba – Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gün
Doğmadan
• Falih Rıfkı Atay – Eski Saat, Çile
Bir şeyleri biriktirme huyunuz var mı? Ne olduğu önemli
değil, mesela pul olabilir. Eskiden çok yaygındı ama artık çağ atladığımızdan
(!) olsa gerek pulculuk neredeyse öldü. Has tiryakileri devam ediyor galiba.
Ya da telefonunuzla çektiğiniz fotoğrafları tab ettiriyor
musunuz? Eskiden film alma, baskı yaptırma gibi dertler olduğu için ne de cimri
davranırdık fotoğraf çekmede. Şimdi kötü çıkma ihtimaline karşı her pozdan üçer
beşer çekiyoruz.
Telefonla o kadar çok fotoğraf çekiyoruz ki bir zaman sonra
çektiğimiz fotoğrafları da unutuyoruz. Bilgisayarımızı bir karıştırınca
“Aa! Bu fotoğraf da vardı değil mi?” diyoruz.
Teknoloji düşmanı sayılmam ama şunu da söylemeden
geçemeyeceğim: Fotoğraf çeken telefonlar çıktı, mertlik bozuldu!
Yahut sevdiğiniz, okuyunca “Bu yazıyı
saklamalıyım.” dediğiniz yazıları kesip saklıyor musunuz? Geçmişte
klasörler böyle yazılarla doldurulur, dosyalar tutulurdu. Şimdi o sevdiğiniz
gazete küpürlerini, dergi sayfalarını saklamaya gerek duymuyorsunuz.
Çünkü internet var! Ben önceleri o yazıları kopyalayıp
bilgisayarımda saklıyordum. Sonra baktım ki ona da lüzum yok. Bir gece vakti
eski bir dostu arar gibi okunası o yazıyı tekrar okumak şevkiniz depreşirse iki
üç “tık” ile o yazıya internet denen heyuladan ulaşabiliyorsunuz.
Bunlar gibi pekçok latif alışkanlıklarımız zamanla silinip
gidiyor ne yazık ki!
“Dünyanın çivisi çıktı” derdi büyüklerimiz.
Korkarım ki bizler o büyüklerin yaşına gelince böyle sızlanacak laflarımız bile
kalmayacak.
Bugünün gençleri, çocukları nostalji yapmak ihtiyacına
tutulacak çağlara gelince neyin nostaljisini, nasıl yapacaklar çok merak
ediyorum.
• Her
ikisi de fikir yazısıdır.
• Her
ikisi de gazetede yayınlanır.
• Her
ikisinde de konu zenginliği vardır.
• Özellikle
gazete makalelerinin toplumu yakından ilgilendiren güncel konuları ele alması
ve fıkranın da güncel konular üzerinde yoğunlaşması ortak noktalarındandır.
• Her
iki tür de aynı plana göre yazılır.
• Makale
yazarı ele aldığı fikirleri bilimsel bir yaklaşımla incelerken fıkra yazarı
kişisel görüşle ele alıp inceler.
• Makalede yazar fikirlerini kanıtlamak
zorundadır. Bunun için sağlam güçlü kanıtlar göstermesi gerekir. Fıkrada ise
böyle bir zorunluluk yoktur. Fıkra yazarı isterse ispatlama yoluna gider
isterse gitmez, her türlü örneği kullanabilir.
• Makale
bilimsel bir yazı olduğu için resmi ve ciddi bir anlatım kullanılır. Fıkrada
ise samimi, rahat ve içten bir anlatım vardır.
İNDİR: Fıkra (Köşe Yazısı) Slaytı
planı, makale bölümleri, Türk edebiyatında makale, Cumhuriyet dönemi makale yazarları, fıkra türü ile makale türü arasındaki farklar nelerdir, Fıkra türü ile makale türü arasında benzerlikler nelerdir, deneme makale farkları nelerdir gibi başlıkları bulabilirsiniz.
Bir gerçeği
açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi savunmak,
desteklemek için yazılan yazılara makale denir.
Makale,
gazetelerin yaygınlaşması ve gelişmesiyle kendini gösteren bir edebi türdür.
Konular
politika, bilim, dil, kültür gibi yazarın tercih ettiği herhangi bir alanda
olabilir. Makalenin amacı, açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de
olabilir.
Makaleler,
günlük yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayınlanabilir.
Makale,
gazetelerin yaygınlaşması ve gelişmesiyle kendini gösteren bir edebi türdür.
Konular
politika, bilim, dil, kültür gibi yazarın tercih ettiği herhangi bir alanda
olabilir. Makalenin amacı, açıklama, eleştiri, tanıtım, bilgilendirme de olabilir.
Makaleler,
günlük yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde
yayınlanabilir.
Anlatım yalın ve
yoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
Öne sürülen
düşünce ve tez kanıtlanır.
Söz oyunlarına
başvurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur.
Her konuda
makale yazılabilir.
Gazete ve
dergilerde yayımlanır.
Dil ve Edebiyat Makaleleri
Her yazıda
olduğu gibi makalelerin de belli bir plan dâhilinde yazılması gerekir. Doğru
planlanmamış bir makale yanlış sonuçlara ulaşacaktır. Kaynaklarda klasik makale
planı; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur.
Giriş bölümünde
bilgi verilecek, açıklanacak konu veya savunulacak fikir açıklanır. Makalenin
en kısa bölümüdür. Makalenin geneline göre bir iki, paragrafı geçmez. İyi bir
giriş makalenin oluşmasını sağlayabilir.
Gelişme
bölümünde ortaya konulan konu veya savunulacak düşüncenin ayrıntılarına
girilir. Konu gerekli görülen yönlerden işlenir, açıklanır. İleri sürülen
görüşlerle ilgili belgeler, istatistikler, tarihi gerçekler, özdeyişler,
atasözleri, sosyal olaylar ve bilim, teknik alanındaki çalışmalar, buluşlar vb.
ortaya konulur. Bu arada kişisel olan ve gerçekliği ispatlanmayan görüş ve
iddialardan kaçınmak gerekir. Makalenin en uzun bölümüdür. Ele alınan konuya
göre paragraf sayısı değişebilir.
Sonuç bölümünde
gelişme bölümünde açıklığa kavuşturulan görüşler doğrultusunda bir sonuca
ulaşılır. Ulaşılan sonuç kesin olmalı, hiçbir şüpheye verilmeyecek şekilde
ortaya konulmalıdır. Bu bölümde giriş gibi kısadır.
Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür. Bizde de ilk
özel gazete olan Tercüman – ı Ahval gazetesinin çıkmasıyla görülür. İlk makale
de aynı gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır.
Şinasi’nin “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi” ilk makalemiz
olarak kabul edilir. Bu tür Servet-i Fünun döneminde gelişir.
Edebiyatımızda
Şinasi, Ziya Paşa, Hüseyin Cahit Yalçın, Ziya Gökalp, Ahmet Rasim, Nurullah
Ataç, Fuat Köprülü, Cenap Şahabettin, Falih Rıfkı Atay, Yaşar Nabi Nayır,
Peyami Safa, Halit Fahri Ozansoy …
önemli makale yazarlarımızdır.
· Denemelerde kişisel düşünce yer alır. Söylenenlerin
kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Denemelerde ele alınan konular, kesin
sonuçlara bağlanmaz.
Makalelerde ise bilgi vermek, bir fikri açıklamak ön
plandadır. Düşünce yönü ağır basar; kanıtlamaya ve açıklamaya dayanır. Kesin
bir sonuca ulaşmak hedeflenir.
Her ikisi de fikir yazısıdır.
Her ikisi de gazete ve dergilerde yayımlanır.
Özellikle gazete makalelerinin toplumu yakından ilgilendiren güncel konuları ele alması ve fıkranın da güncel konular üzerinde yoğunlaşması iki ortak noktalarındandır.
Her iki tür de aynı plana göre yazılır.
Makale bilimsel bir yaklaşımla yazılır, Fıkra ise kişisel bir yaklaşımla
yazılır.
Makalede yazar fikirlerini kanıtlamak zorundadır. Bunun için sağlam güçlü
kanıtlar göstermesi gerekir. Fıkrada ise böyle bir zorunluluk yoktur. Fıkra
yazarı isterse ispatlama yoluna gider isterse gitmez, her türlü örneği
kullanabilir.
Makale bilimsel bir yazı olduğu için resmi ve ciddi bir anlatım kullanılır.
Fıkrada ise samimi, rahat ve içten bir anlatım vardır.
İNDİR: Makale Yazı Türü SLAYT