İnsanoğlu bir canavar iken anı bir melek
Yapan Hakk’ın korkusudur, sevgisidir, emridir.
Beş vakitte namaz bu hisleri vererek
Kötülükten iğrendirir, iyiliği sevdirir.
İnsanları asırlardan beri eden terbiye
Her birinde birer vicdan uyandıran namazdır
Buna cennet kılavuzu denilse de pek azdır
Bir kaygumuz bulunursa odur eden tesliye
İki rekat namaz kılar kurtuluruz mihnetten
Gönlümüze bir saadet yeli eser cennetten.
Ziya GÖKALP
İstanbul’da yazılan lisan doğal bir dil değil Esperanto gibi yapay bir dildir. Arapça, Acemce ve Türkçenin sözlüklerini ve dilbilgisi kurallarını birleştirmekle oluşan bu Osmanlı Esperantosu nasıl konuşma dili olabilsin? Her mana için en az üç eşanlamlı sözcüğü, her tamlama için en az üç şekli, her edat için en az üç karşılığı bulunan ve gereksiz sözcük yığını olmuş bu yapay dil nasıl canlı bir lisan haline girebilsin?
Demek ki İstanbul’da yazı dilinin konuşma dili haline geçmesi mümkün değil; O halde yalnız bir şık kalıyor: Konuşma dilini yazı dili haline getirmek! İstanbul halkının ve bilhassa İstanbul hanımlarının konuştukları gibi yazmak.
Ziya GÖKALP (Türkçülüğün Esasları)