Cover Image

2023 Bursluluk Sınavı Soruları ve Cevapları İndir

Ekim 9, 2023 Okuma süresi: 3 dakika

3 Eylül 2023 Tarihinde Yapılan İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavının Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarlarına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 

Bursluluk Sınavı Hakkında Kısa Bilgi

İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı (İOKBS), her yıl Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen bir sınavdır. Bu sınavı kazanan öğrenciler, devlet tarafından verilen bursları almaya hak kazanırlar. İOKBS önceden “Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı” olarak bilinirdi ve ihtiyaç sahibi öğrencilere maddi destek sağlamak amacıyla uygulanır.

Başvurular İOKBS resmi internet sitesi veya e-Okul üzerinden yapılmaktadır ve başvurular belirli tarihler arasında kabul edilir. Öğrenciler, başvuru sırasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen belgeleri sunarlar.

Sınav kontenjanları belirli kriterlere göre dağıtılır ve bu kriterler her yıl Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kılavuzda açıklanır. Kontenjanların bir kısmı özel hak tanınan öğrencilere, emekli öğretmenlerin çocuklarına, yerleşim biriminde okul olmayan öğrencilere ve diğer öğrencilere ayrılır.

Sınavın içeriği Türkçe, matematik, fen bilimleri ve sosyal bilgiler derslerini içerir ve sınavda toplam 100 soru sorulur. Sorular, öğrencilerin sınıf seviyelerine göre farklılık gösterir. Sınav tarihi ve sınav bilgileri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önceden duyurulur ve başvuru ücretsizdir.

Sınav, Türkiye saatiyle 10.00’da merkezi bir sistemle eş zamanlı olarak başlar ve tek oturum şeklinde yapılır. Öğrencilere 100 soru için 120 dakika süre verilir ve sınavın yapılacağı yer, salon ve sıra bilgileri sınav tarihinden en az 7 gün önce duyurulur.

2023 Bursluluk Sınavı Soruları

İndir: 2023 Bursluluk Sınavı Soruları (Tüm Sınıflar-Tüm Dersler)


Cover Image

Slayt ve Ders Notu (PDF)

Temmuz 19, 2022 Okuma süresi: 13 dakika
Atasözleri Hakkında Slayt, PDF formatında Ders Notu, Atasözleri ve Deyimler ortak özellikleri,  Deyimler ve Atasözleri farkları, Atasözleri testleri

Atasözleri hakkında hazırladığımız slayt ve PDF formatındaki ders notunu konu anlatımının sonundaki renkli bağlantılardan indirebilirsiniz. Atasözü nedir? Atasözlerinin özellikleri nelerdir? Her bir özellikleriyle ilgili örnekler, Atasözleri ve deyimlerin benzerlikleri, atasözleri ve deyimlerin farklı yönleri hakkında açıklamaları slayt ve ders notunda bulabilirsiniz. Ayrıca atasözleri hakkında konuyu pekiştirici test sorularına da çalışmamızda yer verilmiştir. Atasözleri slayt ve ders notu bağlantısı sayfanın sonundaki renkli bağlantıda…

Atasözü Nedir?

Dilin sözlü geleneği içinde uzun zamanda oluşmuş, söyleyeni
belli olmayan, öğüt veren özlü sözlerdir.

Örnek:

  • Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.
  • Çoğu zarar, azı karar.
  • Dereyi görmeden paçayı sıvama.
  • Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.
  • İstediğini söyleyen istemediğini işitir.

Atasözlerinin Özellikleri

  1. Atasözleri anonim sözlerdir yani söyleyeni belli
    değildir. Halkın ortak malıdır.
  2. Atasözleri kalıplaşmış ifadelerdir. Herhangi bir
    sözcüğü değiştirilmez. Değiştirilirse anlatım bozukluğu olur.

Örnek:

·        
“Hazıra dünya dayanmaz.” şeklinde bir kullanım
yanlış olur. Atasözünün aslı «Hazıra dağlar dayanmazdır.»

·        
«Tavuk ölür, gözü çöplükte kalır.» kullanımı da
yanlış olur. Doğrusu «Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.» şeklindedir.

3.  Atasözleri genellikle mecaz anlamlı ifadelerdir. Az da olsa gerçek anlamlı atasözleri bulunabilir.

Örnek:

  • Ağaç yaprağıyla gürler. (Mecaz)
  • Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. (Mecaz)
  • Ummadığın taş baş yarar. (Mecaz)
  • Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz. (Mecaz)
  • Dost bin ise az, düşman bir ise çoktur.(Gerçek A.)
  • Bugünün işini yarına bırakma. (Gerçek A.)

4. Atasözleri özlü ifadelerdir. Yani az sözle çok
şey anlatırlar.

Örnek:

  • Baş kes, yaş kesme.
  • Her ziyan bir öğüttür.
  • Çok bilen çok yanılır.
  • Bugün bana ise yarın sana.
  • Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.

 

Atasözleri ve Deyimlerin
Benzerlikleri

  1. Her ikisi de anonim ifadelerdir. Söyleyenleri belli değildir.
  2. Her ikisi de özlü sözlerdir. Az sözcükle çok anlam ifade ederler.
  3. Her ikisi de kalıplaşmış ifadelerdir. Herhangi bir sözcüğü değiştirilemez.
  4. Her ikisi de genellikle mecaz anlam taşırlar. Az da olsa gerçek anlamlı olanları vardır.
  5. Her ikisi de sözlü geleneğin birer öğesidir. Ortak geçmişten izler taşırlar.

Atasözleri ve Deyimlerin
Farkları

  1. Deyimler bir durum bildirirler. Atasözleri ise bir yargı bildirirler.
  2. Deyimler öğüt veya ders amacı taşımazlar. Atasözleri öğüt anlamı taşırlar.
  3. Deyimler genellikle sözcük grupları olarak cümlenin bir parçasıdır, genellikle tek başına bir cümle oluşturmaz; atasözleri ise tek başlarına bir cümledir.


Atasözleriyle İlgili Test
Soruları

I.  Öfkeyle kalkan
zararla oturur.
II. Kartala bir ok değmiş yine kendi yelesinden.
III.Bıçak kendi sapını kesmez.
IV. Keskin sirke küpüne zarar verir.
V.  Ağaca balta
vurmuşlar, “Sapı bedenimden.” demiş.

1.  Yukarıda
numaralandırılan atasözleri anlamları bakımından ikişerli gruplara ayrılırsa
hangisi dışarda kalır?
A. IV    B. II    C. I    D. V    E. III

2

. Küçüğe bak hele ne büyük işe varır
Sakın deme her iş olacağına varır
Bir er ordu yanında nedir ki deme
……..
Bu şiirin son mısrası şiirin gidişatına göre aşağıdaki atasözlerinden
hangisi olabilir?
A. Bir mıh
bir nal, bir nal bir at kurtarır.
B. Gençliğin
kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.
C. Aslan
yattığı yerden belli olur.
D. Baş
nereye giderse ayak da oraya gider.
E. Bir
musibet bin nasihatten iyidir.

3

. Atasözleri yüzyıllara dayanan deneyimin ve birikimin
sonucu olarak insanlara yol gösterir.
Örneğin, “—-” atasözünden, birçok durumda olduğu gibi
eğitimde de fazla korumacı bir hareketim çocuğa zarar verebileceğine dair
dersler çıkarılabilir.

Bu paragrafta boş
bırakılan yer aşağıdaki atasözlerinden hangisi ile tamamlanabilir?
A. Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider.
B. Atlar tepişir, arada eşekler ezilir.
C. Alıcı kuşun ömrü az olur.
D. Sakınılan göze çöp batar.
E. Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez.

4. Uzun deneyim ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka
mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere atasözü denir.
Yukarıdaki tanımdan
yola çıkılırsa aşağıda bulunanlardan hangisine atasözü denilmez?

A. Akçe akıl öğretir, don yürüyüş.
B. Ucuz alan, pahalı alır.
C. Atı alan Üsküdar’ı geçti.
D. El elin nesine, gülerek gider yasına.
E. Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur.

5.  Aşağıda verilen
atasözlerinden hangisi birlikte verilen tutum ya da hareket ile anlam
bakımından ters düşer?

A. Sağlık istersen çok yeme, saygı istersen çok deme. – Ölçülü davranmak
B. Her işte bir hayır vardır. – İyimser olmak
C. Gül dikensiz, sefa cefasız olmaz. – Sıkıntılara katlanmak
D. Bin tasa bir borç ödemez. – Kuşku duymak
E. Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır. – Bilgiçlik taslamak

CEVAPLAR: 1-E  2-A 3-D
4-C 5-D

Atasözleri Slayt ve Ders Notu (PDF) İndir

İNDİR: Atasözleri Slayt

İNDİR: Atasözleri Ders Notu PDF


Cover Image

Fiillerde Yapı – Slayt – Ders Notu

Haziran 9, 2022 Okuma süresi: 13 dakika
Fiilde Yapı konusuyla ilgili ders notu ve slayt. Fiilde Yapı konu anlatımı, basit fiilleri, türemiş fiilleri birleşik fiilleri

Fiilde Yapı konusuyla ilgili kendi hazırladığım ders notu ve slaytı paylaşıyorum. Fiilde Yapı konu anlatımı, basit fiilleri, türemiş fiilleri birleşik fiilleri tek tek ele alıyor. Örneklerle konu iyice açıklanıyor. Sonra ise sorularla konunun anlaşılması pekiştiriliyor. Sınıfta kullanım için ve proje ödevi için hazır bir çalışma. Herhangi bir kopya içerik yoktur. Konu anlatımı, örnekler ve slayt tamamen bana aittir. Slayta konu anlatımının sonuna eklediğim renkli bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

 Fiillerde Yapı

Sözcük türlerinde yapı denilince üç kelime aklımıza gelmeli: Basit, türemiş ve birleşik. Fiilerde de bu durum geçerlidir.

Yapısına göre fiiller üç grupta incelenir:

  1. Basit Fiiller
  2. Türemiş Fiiller
  3. Birleşik Fiiller

1. Basit Fiil

Herhangi bir yapım eki almamış fiillerdir. Fiile zaman-dilek anlamı katan kip ekleri, kişi anlamı katan şahış ekleri yapım eki değildirler. Bu ekler, çekim ekleridir. Bu yüzden basit fiil bu ekleri alabilir.

Örnek:

  • Geldik……………. Gel (fiil kökü) – di (geçmiş zaman eki) – k (şahıs eki)
  • Kitabı sonuna kadar okuyacaksın.
  • Akşamları yarım saat kadar yürürüm.
  • Ahmet artık arkadaşlarına dönmeli.

2. Türemiş Fiil

Yapım eki almış fiillerdir.
Yapım eki eklendiği sözcüğün anlamını eski sözcükle anlam bağı devam etmekle beraber önemli ölçüde değiştiren eklerdir.

ÖRNEK:

  • Suladım…………….Su (isim köküdür) – la (yapım eki) – dı (geçmiş zaman eki) – m (şahıs eki)
  • Maça gelenler çoğaldı. Çok – al (yapım eki) – dı
  • Çocuğu ailesinden kaçıracaklar. Kaç – ır (yapım eki) –acak – lar
  • Arkadaşının söylediklerine kırılmış. Kır – ıl (yapım eki) – mış

Türemiş fiiller iki şekilde yapılır:

  1. İsimden fiil yapım ekleriyle
  2. Fiilden fiil yapım ekleriyle
  1. İsimden fiil yapım ekleriyle yapılanlar
  • -l/-al/-el/-il: İşler günden güne azalıyor. Az-al-ı-yor
  • -la/-le: Çalışmaya başladım. Baş-la-dı-m
  • -sa/-se: Sözlerini garipsedik. Garip-se-di-k
  • –da/-de: Gözleriniz ışıldamalı. Işıl – da- malı
  • -laş/-leş: Sorular birden basitleşti. Basit-leş-ti
  • -ar/-er/-r: Gözün morarmış. Mor-ar-mış
  • -a/-e: Çok uzun yaşadı. Yaş-a-dı
  • -kir (-kır/-kur/-kür): Ateş püskürecek. Püs-kür-ecek

    2. Fiilden fiil yapım ekleriyle

  • -(i)l: Adının üstü çizildi. Çiz-il-di
  • -(a)la/-(e)le: Düşmanları kovaladı. Kov-(a)la-dı
  • -(i)t: Eşyaları bize taşıtır. Taşı-t-ır
  • -(i): Ayaklarını sürüyecek. Sür-ü-yecek
  • -(i)n: Etrafına bakınıyor. Bak-ın-ı-yor
  • -(i)ş: Çocuklar dövüşmüş. Döv-üş-müş
  • -d(i)r: Adamı öldüreceksin. Öl-dür-ecek-sin

DİKKAT: 

Fiile gelen olumsuzluk eki (–me/-ma) yapım ekidir.
Örnek: Filmi sevmedim. Misafir gelmeseydi.

Bir fiil birden fazla yapım eki alabilir.
Örnek: Sınavı başlatıyoruz. Baş-la-t-ı-yor-uz
Başkasını karıştırmasınlar. Kar-ış-tır-ma-sın-lar

3. Birleşik Fiil

Birden fazla sözcükten oluşan fiillerdir. Bu sözcüklerden en az biri fiil olmalıdır.
Birleşik fiiller üç şekilde yapılır:

a. Kurallı birleşik fiiller
b. Anlamca kaynaşmış (deyimleşmiş) birleşik fiiller
c. Yardımcı fiille yapılan birleşik fiiller

a. Kurallı Birleşik Fiiller

İki fiilin birleşmesiyle yapılır. Kurallı birleşik fiillerde ancak belirli fiiller ikinci fiil olarak kullanılabilir.

1. Yeterlilik Fiili

Fiile ikinci fiil olarak –ebilmek fiilinin eklenmesiyle yapılır. Fiile gücü yetme, olasılık, rica ve izin gibi anlamlar katar.

  • Çantayı taşıyabilirim. (gücü yetme)
  • Akşam dayım gelebilir. (olasılık)
  • Sen de bizimle çalışabilirsin. (izin)

DİKKAT: Yeterlilik fiillerinin olumsuz şekli iki yolla yapılır.

Örn: *Soruyu çözemeyebilirim/çözemem.
*Leyla eve uğramayabilir/uğrayamaz.

2. Tezlik Fiili

Fiile ikinci fiil olarak –ivermek fiilinin eklenmesiyle yapılır. Fiile çabukluk, kolaylık, aniden, ansızın gibi anlamlar katar.

  • Onca yolu iki saatte geliverdi. (çabukluk)
  • Soruları gözünün önünde çözüvermiş. (kolaylık)
  • Bahçede karşıma çıkıverdiler. (ansızın)

3. Süreklilik Fiili

Fiile ikinci fiil olarak –egelmek, -edurmak –ekalmak fiillerinin eklenmesiyle yapılır. Fiile devam etme katar.

  • Sorunlar bir zamandır süregeliyor.
  • Burda bekleyedurun, ben geliyorum.
  • Tahtadaki cümleye bakakaldılar.

4. Yaklaşma Fiili

Fiile ikinci fiil olarak –eyazmak fiilinin eklenmesiyle yapılır. Fiile gerçekleşmeye çok az kalma, neredeyse gibi anlamlar katar.

  • Çatıdan düşeyazdın.
  • Babama yakalanayazdık.
  • Araba yolda bozulayazdı.

b. Anlamca Kaynaşmış (deyimleşmiş) Birleşik Fiiller

İçinde bir fiil bulunan sözcük gruplarıdır. Grubun içindeki sözcüklerden en az biri gerçek anlamından uzaklaşarak yeni anlam kazanmasıyla oluşur. Bu birleşik fiiller zaman içinde kullanıla kullanıla kalıplaşır. Gruptan hiçbir sözcük değişmeden günümüze kadar ulaşır.

Örnek: 

  • Sanatçının şarkıları dillerden düşmüyor.
  • Karşısında beni görünce eli ayağına dolaştı.
  • Konuşma boyunca suya sabuna dokunmadı.
  • Aklım almıyor böyle bir hatayı nasıl yaptığını.
  • Son gelişmeden sonra bütün planlar suya düştü.

c. Yardımcı Fiille Yapılan Birleşik Fiiller

İsim soylu bir sözcükten sonra etmek, olmak, eylemek, kılmak, buyurmak gibi fiillerin gelmesiyle yapılırlar.

Örnek: 

  • Babasını okul değiştirmek için ikna etmiş.
  • Yeni iş teklifini ısrarla reddettiler.
  • Duyduklarına pek memnun olmadın galiba.
  • Allah’tan başkasına minnet eylemem.
  • Sözlerini, davranışları etkili kıldı.
  • Daha başka neleri emir buyurursunuz?

FİİLLERDE YAPI KONUSU TEST SORULARI

(Soruların çözümü alttadır.)

1. Aşağıdaki altı çizili fiillerden hangisi yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Bu cümlenin büyük bir şefkat ve sadelikle söylenmiş olması beni çok etkiledi.
B) Fakat çocuk korkup ağlamaya başladı.
C) Charlotte ve ben buna çok şaşırdık.
D) Gitti hemen elini yüzünü soğuk suyla yıkadı.
E) Orada öylece durup onları izledim.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde birleşik eylem kullanılmamıştır?

A) Sorun insanın güçlü ya da zayıf oluşu değil, acılarının ölçüsüne katlanıp katlanamadığıdır.
B) Gencin sürekli tekrarladığı sözler kıza umut veriyor.
C) Arzularının daha da körüklenmesine ve ruhunu arzularının yönetmesine yol açıyordu.
D) Sonunda tüm heveslerini kucaklamaya hazır olduğu anda sevgilisi onu terk etti.
E) Önündeki koca dünyayı ve ona yeniden umut olabilecek fırsatları göremiyor.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı yolla oluşturulmuş bir birleşik fiil vardır?

A) Kimi zaman yorgunluktan uyuyakalırsın.
B) Bu eziyete mezardan başka bir son göremiyorum.
C) Seyirciler filmi seyrederken, biz çayları hazır edelim.
D) Bir bu işi yıllardır böyle yapageldik.
E) Öyle bir cevap karşısında donakaldım.

1. soru: Cevap D seçeneğidir. Yıkadı fiili basit bir fiildir.
Yıka-dı şeklinde ayrılır. Diğer fiiller ise türemiş fiillerdir. Etki-le,
baş-la, şaş-ır, iz-le şeklinde yapılarak türemişlerdir.

2.  soru: Cevap A seçeneğidir. B seçeneğinde umut veriyor ve C
seçeneğindeki yol açmak  deyimleşmiş
birleşik fiillerdir. D seçeneğindeki terk etti yardımcı fiill yapılan bir
birleşik fiildir. E seçeneğindeki göremiyordu ise kurallı birleşik fiillerden
yeterlilik fiilidir. A seçeneğinde ise fiile yer verilmemiştir. Fiilimsi
kullanılmıştır.

3. Soru: Cevap C seçeneğidir. Diğer dört seçenekteki birleşik fiiller
kurallı birleşik fiilleri iken C seçeneğindeki hazır edelim fiili yardımcı
fiille yapılan bir birleşik fiildir.

Fiilde Yapı Slaytı İndir

Fiillerle ilgili diğer dosyalarımız:


Cover Image

Anlamına Göre Fiiller Slayt Konu Anlatımı

Haziran 1, 2022 Okuma süresi: 10 dakika

Anlamına göre fiiller iş oluş durum fiilleri konu anlatımı slayt ödev proje ödevi Öğrencilerin anlamakta zorlandıkları, üzerinden zaman geçince kolayca unuttukları Anlamına göre fiiller konusu üzerine konu anlatımı ve slayt hazırladım. Slayta konu anlatımının sonundaki renkli bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Kolay gelsin.

Anlamına Göre Fiiller

Fiillerin cümleye kattıkları anlamın niteliğine göre,
yüklemi oldukları cümlenin nesnesiyle olan ilişkilerine göre, karşıladıkları
hareketin özelliğine göre gruplandırılırlar. Bu gruplama yapılırken fiilin
kökü, eki gibi durumlarına bakılmadan taşıdığı anlam göz önünde bulundurulur.

Fiiller anlamlarına göre üçe ayrılır:

  • İş (Kılış) Fiilleri
  • Durum Fiilleri
  • Oluş Fiilleri

İş (Kılış) Fiilleri

  • Gerçekleşmesi için bir nesneye ihtiyaç duyan fiillerdir. 
  • Yapılan bir işi, gerçekleştirilen bir hareketi bildirir. 
  • “Kimi, neyi, ne” sorularına cevap verir. 
  • Cümlede nesne alan fiiller olan geçişli fiillerin hepsi
    aynı zamanda iş (kılış) fiilleridir.

Örnek:

  • Çocuklar dolabı taşıdı.  (Taşımak fiilinin gerçekleşmesi için bir
    nesneye yani taşınacak bir şeye ihtiyacı vardır.)
  • Kadın şarkıyı çok içten söyledi. (‘Neyi söyledi?’ Sorusuna
    cevap veriliyor.  Söylemek fiili iş
    fiilidir.)
  • Kapıdan girer girmez ben anladım.  (Cümlede nesne yok! Ancak cümlede söylenmese
    de fiilin taşıdığı anlamda nesne vardır. Cümlede açıkça verilmemiş ancak yine
    de anlamak fiili iş filidir.) 

NOT: Bir cümlede nesne kullanılmasa bile fiil nesne anlamı
taşıdığı için iş (kılış) fiili özelliğini kaybetmez.              

Durum Fiilleri

İsminden anlaşılacağı gibi meydana gelen bir durumu dile
getiren, nesne almayan fiillerdir. «Kimi, neyi, ne» sorularına cevap vermez.

Örnek:

  • Yeni öğretmen Ankara’dan gelmiş.  (‘Kimi gelmiş, neyi gelmiş?’ sorularına
    cevap yok. O zaman fiilimiz gelmiş durum fiilidir.)
  • Günün yorgunluğuyla sabaha kadar deliksiz uyudum. (Uyumak
    fiili durum fiilidir.)
  • Yaz tatili boyunca babasının yanında kalacakmış. (Kalmak
    fiili durum fiilidir.)

DİKKAT: İş ve Durum Fiilleri Karıştırmamak İçin

İş ve durum fiillerini belirlemek için cümledeki anlama
bakmadan fiilin önüne “onu” sözcüğünü getirelim. Anlamca uygun oluyorsa iş
(kılış) fiili, uygun olmuyorsa durum fiilidir.

  • Akşama kadar evde oturdu, devamlı çay içti.

(Örnekte iki fiil var. Oturdu fiiline ekleyelim. «Onu
oturdu» Anlamca uymuyor, o zaman durum fiilidir. İçti fiiline ekleyelim. Onu
içti. Anlamca uyuyor, o zaman içti iş(kılış) fiilidir.

Oluş Fiilleri

Fiildeki hareketin bir süreç yayılarak ve kendiliğinden
meydana geldiğini anlatan fiillerdir. Oluş fiilleri de nesne almaz. Ancak durum
fiillerinde özne işi yapandır. Oluş fiillerinde öznenin belirli bir etkisi olsa
bile işi yapan doğrudan özne değildir.

Örnek:

  • Görmeyeli kuzenim nasıl da uzamış. (Uzamak işi zaman
    içerisinde gerçekleşti. Uzayan kuzenin yani öznenin doğrudan yaptığı bir iş
    değildir. Bir süreçte gerçekleşen bir oluş söz konusudur.)
  • Annemin büyük emekle yaptığı pasta dolapta bozulmuş.
    (Bozulma fiili oluş fiilidir.)

Anlamına Göre Fiiller Test Soruları

1. Aşağıdaki cümlelerdeki fiillerden hangisi iş fiilidir? 

a) Aracınız caddenizin ortasında duruyor.
b) Baharla birlikte ağaçlar yeşerdi.
c) Bu kitabı geçen sene okumuştum.
d) Yorgunluktan olsa gerek hemen uyumuştu.
e) Salondaki çiçekler sulanmayınca sarardı.

2. Aşağıdaki altı çizili eylemlerden hangisi kendiliğinden
başka bir duruma geçme anlamı taşımaktadır?

a)Marketten ihtiyaçlarımızı alıp çıktık.
b) Çocuklar ceza olarak sınıfı temizledi.
c)Bütün mazimi gözler önüne serdi.
d) Sabahtandır bir şey yiyemediğinden epey acıkmış.
e)Asla onu affetmeyeceğim.

3. “Yere düştüğünden ayağı morarmıştı.” cümlesinde altı
çizili eylemin anlamca özdeşi aşağıdaki seçeneklerin hangisinde vardır?

a) Bahçedeki çiçekler sıcaktan soldu.
b) Evde hiçbir şey yapmıyordu.
c) Çocuklar eğlence yerinde zıplıyordu.
d) Otobüs nihayet terminale vardı.
e) Aldığım kitabı bir solukta okudum.

4. “Ağlama gözlerim Mevla kerimdir.” cümlesindeki fiilden
anlamca farklı olan fiil aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

a) Senden gelecek bir mektuba hasret kaldım.
b) Günler geceler boyu yola baktım.
c) Kendi kendime anlamsızca konuştum.
d) Lütfen bu sitemleri bakıp bana gücenme.
e) Seni bir kere daha çok özlediğimi fark ettim.

1. Soru Çözümü: 

Cevap: C seçeneğidir. Okumak fiili iş fiilidir. Hemen önüne ONU sözcüğünü getiriyorum. «Onu okumuştum.» Anlam uyuyor. Diğer şıklardaki fiillerde bu uyum gerçekleşmiyor.

2. Soru Çözümü Cevap: D seçeneğidir. Soru bize Oluş fiilini soruyor. Öznenin doğrudan etkisi olmadan gerçekleşen fiil acıkmak fiilidir. O zaman acıkmak bir oluş fiilidir.

3. Soru Çözümü Cevap: A seçeneğidir. Verilen cümledeki morarmış fiili bir oluş fiilidir. A seçeneğindeki soldu fiili de zaman içinde, öznenin doğrudan etkisi olmayan bir oluşu anlatıyor.

 4. Soru Çözümü 

Cevap: E seçeneğidir. Verilen cümledeki ağlama fiili bir
durum fiilidir. Yani nesne almaz. Soru bizden durum fiili olmayanı bulmamızı
istiyor. E seçeneğindeki fark ettim fiili de nesne alır ve iş fiilidir.

Anlamına Göre Fiiller (İş, Durum, Oluş Fiilleri) Slaytı İndir 

İNDİR: Anlamına Göre Fiiller Slaytı

BÜTÜN SLAYTLARIMIZA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN

Fillerle ilgili diğer dosyalarımız:


Cover Image

Fiiller Slayt Konu Anlatımı

Mayıs 30, 2022 Okuma süresi: 7 dakika
Fiiller konulu slayt ve konu anlatımı
Fiiller Slaytı

Fiiller konulu slaytı konu anlatımının sonundaki sarı renkle verilmiş bağlantıya tıklayarak indirebilirsiniz. 11 Slayttan oluşan Fiiller Slaytı fiil nedir, fiil kökü nedir, bir sözcüğün fiil olması için taşıması gereken özellikler başlıklarını içeriyor. Sonrasında da konuyla ilgili ikisi uygulama ikisi test olmak üzere dört tane konuyu pekiştirici soru bulunuyor. Sınıfta uygulamak, ödev olarak sunmak ve evde çalışmak için hazır bir çalışmamızdır. Faydalı olması dileğiyle…

Fiiller (Eylemler)

Fiil Nedir?

Bir iş, oluş, hareket bildiren sözcüklere fiil denir.

ÖRNEK:

Fiilin Şartları

Bir sözcüğe fiil diyebilmemiz için üç şart gerekir. Üçünü de taşımazsa o sözcüğe fiil diyemeyiz.

1. Masdar eki (-mek,-mak) alabilmelidir.
2. Kip eki taşımalıdır. Yani fiile zaman veya dilek anlamı katan eklerden alabilmelidir.
3. Şahıs eki veya anlamı taşıyabilmelidir.

ÖRNEK:

Okuyorum
1. Şartı taşıyor…………..oku-mak
2. Şartı taşıyor………….oku-yor (-yor eki işin şu an yapıldığını gösteren şimdiki zaman ekidir.)
3. Şartı taşıyor………….okuyor-um (-um eki işi yapanın ben olduğu anlamı katar.)

ÖRNEK:

dinleyeceğiz
1. Şartı taşıyor…………..dinle-mek
2. Şartı taşıyor………….dinle-y-ecek-iz (-ecek eki işin ileride yapılacağını gösteren gelecek zaman ekidir.)
3. Şartı taşıyor…………. dinle-y-ecek-iz (-iz eki işi yapanın biz olduğu anlamı katar.)

ÖRNEK:

konuşarak
1. Şartı taşıyor…………..konuş-mak
2. Şartı taşımıyor………….konuşarak (Zaman anlamı yok. Ne zaman? Veya gereklilik, şart gibi dilek anlamları da yok!)
3. Şartı taşımıyor…………. konuşarak (Şahıs eki taşımıyor.)

Soru: Parçada kaç fiil vardır?

Kendinden kaçarak nereye varabilirsin? Bir karar verdin. Onun gereğini yerine getirilmeli. Biz senin düşüncelerini bilemeyiz. Hayat da senin hayatın. Bu sen değilsin. Lütfen artık kendine gel!

Cevap: 5 tane fiil vardır.

  • varabilirsin
  • verdin
  • getirilmeli
  • bilemeyiz
  • gel

Soru: Şiirde kaç fiil vardır?

RÜYA

Sular soğuk bir ışık,
Bakıyoruz havuza;
Suda omuz omuza
İki gölge karışık!

Gün doğdu ucundan
Ellerimi bıraktı.
Birkaç damla yaş aktı.
Parmaklarımın ucundan!

Yusuf Ziya Ortaç

Cevap: 4 tane fiil vardır.

  • bakıyoruz
  • doğdu
  • bıraktı
  • aktı

Test Soruları

(I)Yaşadın (II)derler uzun bir süre çok şey (III)geçti

(IV)Yaşamak sorsalar aslında nedir (V)anlamadım.

1. Numaralanmış sözcüklerden hangisi fiil değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Cevap: D seçeneğidir. Yaşamak sözcüğü fiilin şartlarından
mastar eki almayı taşıyor. Ancak kip eki ve şahıs eki almamıştır. Bu yüzden
fiil değildir.

2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir çekimli fiil yoktur?

A) Kırlangıçları izliyorum.
B) Bir gün onu anlayacaksın.
C) Maçın daha başlarıydı.
D) Demek ki değer bilirmiş.
E) Onunla kalmalıydı.

 

Cevap: C seçeneğidir. Hiçbir sözcük fiil olmak için gerekli
üç özelliği taşımıyor.

Fiiller Slaytı İndir

İNDİR: Fiiller Slayt

Fiillerle ilgili diğer dosyalar:


Cover Image

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı indir

Mayıs 5, 2022 Okuma süresi: 2 dakika
MEB Yayınlarına ait Türk Dili ve Edebiyatı dersi 9. sınıf ders kitabını aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Dosya PDF formatındadır. 
9. Sınıf Edebiyat Kitabı İndir

9. Sınıf Edebiyat Konuları 

1. Ünite: Giriş 

7. Ünite: Biyografi – Otobiyografi 

8. Ünite: Mektup – E-Posta 

9. Ünite: Günlük – Blog 

9. Sınıf Edebiyat Konuları



Cover Image

Öğretici Metin Nedir? Özellikleri Nelerdir?

Mayıs 5, 2016 Okuma süresi: 3 dakika
öğretici metinler konu anlatımı
Öğretici Metinler Hakkında Bilgi Slayt indir

Öğretici metinler konusu bütün lise edebiyat derslerinde işlenen bir konu. Ancak “Öğretici metin nedir? Hangi metinler öğretici metinlerdir?” sorularını bir türlü kalıcı olarak öğrenemiyorlar. 9. sınıf temelli bu konuyu işlediğimiz sunumu yazının sonundaki bağlantıya tıklayıp indirebilirsiniz. Sunumun konu anlatımı da aşağıda verildi. Çok uzatıp anlaşılmasını zorlaştırmamak için konuyu kısa tuttum. Kolay gelsin…

Öğretici Metinler

Öğretici metinler, bilgi vermek, öğretmek,  ikna etmek, fikirleri değiştirmek, düşündürmek gibi amaçlarla yazılan yazılardır.
Bu metinlerde okuyucuya çeşitli konularda bir şeyler kavratmak ve öğretmek istenir.


Öğretici Metinlerin Özellikleri

  • Okuyucuya bilgi vermek temel amaçtır.
  • Günlük olaylar, tarihî  ve bilimsel gerçekler anlatılır.
  • Duygu ve düşünceler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir. Doğrudan bir anlatım kullanılır.
  • Dil, genellikle göndergesel işlevde kullanılır.
  • Kelimelerin mecaz ve soyut anlamlarına pek yer verilmez.
  • Anlatılanlar örneklerle, tanımlarla desteklenir.

Öğretici metinler şu şekilde gruplandırılmaktadır:

  1. Tarihî metinler: Tarih olaylarının ele alındığı, anlatıldığı metinlerdir.
  2. Felsefî metinler: Felsefî konuları ve felsefenin varlık, bilgi, değer gibi konularını ele alan metinlerdir.
  3. Bilimsel metinler: Bilimsel araştırmaları açık ve kesin bir dille, delillere dayanarak anlatan metinlerdir.
  4. Gazete çevresinde gelişen metin  türleri: Makale, mülakat, haber yazısı, deneme,sohbet, fıkra, eleştiri, röportaj gibi gazete çevresinde oluşan metinlerdir.
  5. Kişisel hayatı konu alan metin türleri: Hatıra (anı), gezi yazısı, biyografi, mektup,günlük gibi kişisel hayatla ilgili olan metinlerdir. 


Cover Image

Geleneksel Türk Tiyatrosu Slayt Konu Anlatımı

Nisan 12, 2016 Okuma süresi: 8 dakika
Geleneksel Türk Tiyatrosu Slayt İndir

Tiyatro konusunun alt konularından olan Geleneksel Türk Tiyatrosu konusuyla ilgili hazırladığım sunumu yazının sonundaki bağlantıyı tıklayarak indirebilirsiniz. 23 slayttan oluşan sunum konunun bilinmesi gereken her yönünü açık ve net bir şekilde anlatıyor. Görsel bir konu olduğu için Karagöz oyunundan, meddahlardan, orta oyunundan resimlerle konu zenginleştirilmiştir. Sunumun tamamı konu anlatımı olarak da altta verildi. Zengin ve güzel bir sunum oldu. Kullananlara kolay gelsin…

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU 

Geleneksel Türk Tiyatrosu denince akla karagöz, meddah, orta oyunu ve köy seyirlik oyunu gelir.
Tiyatro ismiyle olmasa da kültürümüzde geleneksel tiyatro geniş yer tutar. Seyirlik oyun adıyla anılmıştır. Geleneksel tiyatro eserleri genellikle doğaçlamadır. Yazılı bir metne bağlı kalmaz. Sahne gerektirmez. Temel unsur komedidir. Ayrıca şarkı, dans, söz oyunları ve taklit önemli yer tutar. Sürekli oynanmaz; bayram, düğün gibi önemli günlerde oynanır.
Geleneksel tiyatro türleri şunlardır:
1.Karagöz
2.Meddah
3.Orta Oyunu
4. Köy Seyirlik Oyunu

Karagöz Slayt indir

Meddah Slayt indir

Geleneksel Tiyatro Nedir

1. KARAGÖZ 

Deriden kesilen insan, hayvan, bitki şeklindeki bazı tasvirlerin arkadan ışıklandırılarak beyaz bir perde üzerine yansıtılmasıyla oynanan bir gölge oyunudur.
Gölge oyunun ilk olarak nasıl ortaya çıktığıyla ilgili kesin bilgiler yoktur. Çin’de, Mısır’da ortaya çıktığı ve sonradan Anadolu’ya geldiğiyle ilgili bazı bilgiler vardır. Halk arasında kabul gören rivayet ise oyunun temel karakterleri olan Karagöz ve Hacivat’ın Osmanlı döneminde yaşayan iki inşaat ustası oldukları yönündedir. Daha sonra bu iki karakter Şeyh Küsteri adlı kişi tarafından deriden yapılmış figürlerle oynatılmıştır. Karagöz oyununda sahne arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perdedir. Figürler deve derisinden yapılmıştır. Oyun perdenin arkasında hayali ya da hayalbaz denilen kişi tarafından oynatılır ve seslendirilir.
Karagöz ve Hacivat oyunun en önemli iki karakteridir. Karagöz okumamış, cahil ve kaba bir halk adamıdır. Kelimeleri yanlış anlayarak ortaya komik durumlar çıkarır. Hacivat’la alay eder. Hacivat ise okumuş ve bildiğiyle hava atmayı seven bir karakterdir. Bilgisiyle Karagözü ezmeye çalışır. Uyanık ve çıkarcıdır. Karagöz’ü kullanmaya çalışır ama genelde ondan dayak yer. Karagöz ve Hacivatın dışında oyunda Çelebi, Zenne, Beberuhi, Matiz, Tuzsuz Deli Bekir, Himmet, Tiryaki gibi karakterler vardır.
Karagöz oyunu mukaddime, muhavere, fasıl ve bitiş ismi verilen dört bölümden oluşur.

2. MEDDAH 

Tek kişiyle oynanan bir oyundur. Oyunu canlandıran kişiye meddah denir.  Meddah topluluk karşısında halk hikâyeleri anlatır.  Taklitler yapar. Meddah yüksekçe bir yere oturur. Bir eline değnek alır. Değneği oyunu başlatmak için kullanır. Meddahın en önemli özelliği iyi taklit yapmasıdır.
Meddah oyunu kahvehane, meydan gibi yerlerde oynanır.  Osmanlı döneminde köy köy gezen meddahlar bulunurdu. Meddahlar, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun gibi halk hikâyelerini anlatırlar.
Meddah oyunu doğaçlamaya dayanır. Yazılı bir metin yoktur.

3. ORTA OYUNU 

Orta oyunu 19. yy.da Karagöz ve meddah oyununun gelişmesiyle ortaya çıkmış bir halk tiyatrosudur. Meydanda, orta bir yerde oynandığı için bu adı almıştır.
Orta oyununun en önemli karakterleri Pişekar ve Kavuklu’dur. Pişekar, konuşmasını bilen ağırbaşlı bir karakterdir. Kavuklu ise kaba, dobra ve patavatsız bir tiptir. Kavgalara yol açar. Oyunda Kavuklu ve Pişekar’ın kendilerine göre ayrı birer müziği vardır. Pişekar ve Kavuklu’nun yanında orta oyununda Zenne, Arnavut, Çelebi, Rumelili, Kayserili, Cüce, Kambur ve Külhanbeyi gibi karakterler vardır.
Orta oyunu, Karagöz’deki gibi dört bölümden oluşur: Giriş, Tekerleme, Fasıl, Bitiş.

4. KÖY SEYİRLİK OYUNU 

Köy seyirlik oyunları sözlü geleneğe ait anonim oyunlardır. Bu oyunlar köylerde uzun kış günlerinde, düğün-bayramlarda eğlenmek, vakit geçirmek için oynanan temsili oyunlardır. Genellikle basit ve köy hayatıyla ilgilidir. Köylüler tarafından canlandırılır.

Geleneksel Türk Tiyatrosu Slayt İndir


Cover Image

Tiyatro Nedir Slayt Konu Anlatımı

Nisan 4, 2016 Okuma süresi: 4 dakika
Tiyatro Nedir Sunum

Tiyatro konulu sunumu yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Ayrıca aşağıdaki bölümde tiyatro türü ile ilgili genel bilgiler verilmiştir. Tiyatronun tanımı, tiyatro kelimesinin hangi dilden geldiği, tiyatro türleri olan trajedi, komedi ve dram hakkında bilgi gibi konuları aşağıdaki anlatımda ve sunumun içeriğinde bulabilirsiniz. Sunum 10 slayttan oluşuyor. Sunumun sonunda konu bir slaytta özet olarak da verilmiştir.

TİYATRO

Göstermeye dayalı edebi metinler denince akla tiyatro gelir. Çünkü tiyatro oyunları sahnede canlandırmaya, onu seyircilere göstermeye dayalıdır.
Bir sahnede seyirciler önünde canlandırılmak için yazılmış eserlere tiyatro denir. Bir hikayeyi, sahnede söz ve hareketlerle canlandırma sanatıdır. Tiyatro kelimesi Yunanca seyirlik anlamına gelen theatron kelimesinden türemiştir.
Tiyatro uzun yıllar edebiyatın bir kolu olarak kabul edilmiştir. Ancak kullandığı araçlar edebiyattan farklı olduğu için edebiyattan ayrılmıştır. Tiyatro oyunlarında sahnede oyunu canlandıran sanatçılar tiyatro metnine bağlı kalır. Her sanatçı kendi rolünü ezberleyip sahnede canlandırır.

Tiyatro türleri nelerdir?

Tiyatro Türleri Nelerdir?

Tiyatro trajedi, komedi ve dram olmak üzere üç ana bölümde incelenir.
Trajedi: Hayatın acıklı, hüzünlü yönlerini ortaya koyan tiyatro eserleridir. Konusunu seçkin kişilerin hayatından veya tarihten alır. Trajedide müzik önemli yer tutar. Çoğu oyunda bir koroya yer verilir. Yer, zaman ve olay birliği denilen üç birlik kuralına uyulur.
Komedi: Hayatın komik yönlerini anlatan tiyatro oyunlarıdır. Komedide amaç sadece güldürmek değil, aynı zamanda düşündürüp mesaj vermektir. Komedide de üç birlik kuralına uyulur.
Dram: Hayatın hem acıklı hem komik yönlerini anlatan tiyatro oyunlarıdır. Hayatı olduğu gibi yansıtır. Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur.

Tiyatro hakkında bilgi

TİYATRO Nedir Slaytı İndir


Cover Image

Roman Slayt Konu Anlatımı

Mart 28, 2016 Okuma süresi: 8 dakika
Roman yazı türü hakkında slayt, sunum, ders notu, konu anlatımı
Roman nedir slayt konu anlatımı

Roman yazı türü hakkında hazırladığım sunumu yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Sunum 13 slayttan oluşuyor. Romanın tanımı, romanın özellikleri, romanın dünya edebiyatındaki tarihçesi, Türk edebiyatında roman ve Türk Edebiyatındaki ilk romanlar sunumda anlatılan alt başlıklar. Sunumun sonunda iki slaytta ise konunun özetini verdim. Roman türünde aslında daha birçok bilgi verilebilir. Ancak konuyu bilgiye boğmak öğrencilerin anlamasını iyice zorlaştırıyor. Lafı uzatmadan konu anlatımını da aşağıda veriyorum. Kolay gelsin.

Roman Nedir? Konu Anlatımı Ders Notu

Yaşanmış ya da yaşanabilir olayları ayrıntılı biçimde anlatan uzun yazı türüne roman denir.
Roman kelime olarak eski Roma’da halk dilinin adıdır. Daha sonra bu dille anlatılan hikâyeler roman adıyla anılmıştır.

Roman indir

Romanda olaylar kişiler, mekan, zaman unsurlarına bağlı bir şekilde anlatılır.
Romanlarda kalabalık bir kahraman kadrosu vardır. Karakterler ayrıntılı tanıtılır. Fiziksel ve ruhsal özellikleri, geçmişleri, çevreleri geniş bir şekilde anlatılır.
Romanda asıl kişiye baş kahraman ya da ana karakter denir.
Romanda olayların geçtiği yerler de ayrıntılarıyla anlatılır. Birden fazla mekan vardır. Romanda mekan betimlemeleri (tasvirleri) geniş yer tutar.
Romanlarda olaylar belli bir zaman diliminde gerçekleşir. Zaman  yazarın tavrına göre, olayların içeriğine göre farklı şekillerde anlatılır.
Roman serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur.
Serim, olaylara girildiği bölümdür.
Düğüm, olayların ayrıntılarının anlatıldığı bölümdür. Olayların düğümlendiği, heyecanın arttığı bölümdür.
Çözüm ise olayların bir sonuca erdiği bölümdür.

Edebi akımlarına göre romanlar: 

Romantik roman
Klasik roman
Realist (gerçekçi) roman
Naturalist (doğacı) roman
Estetik roman
İzlenimci roman
Toplumcu roman

Konularına göre romanlar: 

Sosyal roman
Tarihî roman
Macera romanı
Fantastik roman
Köy romanı
Biyografik roman
Psikolojik roman
Bilimkurgu romanı
Polisiye roman

Dünya Edebiyatında Roman 

Roman türü ilk olarak Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Roman türünün ilk eserleri Fransa’da Rablais’in (Rable) yazdığı Gargantua ve Pntagruel, İspanya’da Cervantes’in (Servantes) yazdığı Don Kişot’tur. Don Kişot, Avrupa’da ilk çağdaş roman kabul edilir.Daha sonra Avrupa’da birçok yazar roman türünün en iyi örneklerini vermiştir.

Türk Edebiyatında Roman 

Roman hakkında bilgi

Roman, edebiyatımıza Batı edebiyatından gelmiştir. Romandan önce Türk Edebiyatında mesnevi ve halk hikâyeleri bu türün yerini tutmuştur. Edebiyatımızdaki ilk roman Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız yazar Fenelon’dan çevirdiği Telemak isimli romandır.İlk yerli roman ise Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-u Talat ve Fitnat’tır.

Türk Edebiyatındaki İlk Romanlar 

İlk çeviri roman: Yusuf Kamil Paşa  – Telemak (Fenelon’dan çeviri)
İlk edebi roman: Namık Kemal – İntibah
İlk köy romanı: Nabizade Nazım – Karabibik
İlk naturalist roman: Nabizade Nazım – Zehra
İlk psikolojik roman: Mehmet Rauf – Eylül
İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası
İlk tarihi roman: Namık Kemal – Cezmi

İNDİR: Roman Nedir Sunum – Slayt 


TAVSİYE DİĞER YAZI: TÜRK EDEBİYATINDA ROMAN


Cover Image

Hikaye (Öykü) Nedir Slayt Konu Anlatımı

Mart 21, 2016 Okuma süresi: 7 dakika
Öykü Nedir slayt ders notu
Hikaye Slayt

Hikâye yazı türü hakkında hazırlanmış sunumu yazının sonundaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Hikâye – Öykü sunumu 11 slayttan oluşuyor. Konuyla ilgili bütün gerekli bilgiler sunumda verilmiş. Resimlerle zenginleştirilmiştir. Ayrıca hikâye (öykü) hakkında sunumun içeriği konu anlatımı şeklinde aşağıda verilmiştir.

HİKÂYE (ÖYKÜ) NEDİR? 

Yaşanmış ya da yaşanabilir olayların edebi değer taşıyacak şekilde kısaca anlatıldığı yazılara hikâye (öykü) denir.
Hikâyede hayatın kısıtlı bir zamanı anlatılır. Kişi sayısı azdır. Kişiler her yönüyle ele alınmaz. Kişiler olaya bakan yönleriyle tanıtılır.
Hikâyelerde yaşanmış olaylar anlatılabileceği gibi tamamen tasarlanmış olaylar da anlatılabilir. Olaylar hayal ürünü de olsa yaşanabilir nitelikte olmalıdır. Hikâyelerde olağanüstü olaylara yer verilmez.
Olayların okuyucu da heyecan uyandırıcı olması amaçlanır. Olaylarda ayrıntıya yer verilmez.
Hikâye belli bir zamanda geçer ve aynı zaman diliminde gelişir ve sonlanır. Hikâye birinci tekil (ben) veya üçüncü tekil (o) kişinin ağzından anlatılır.


Dünyada ve Türk Edebiyatında Hikâye

Hikâye en eski edebi türlerden biridir. Yazının olmadığı sözlü edebiyat döneminden bu yana farklı türlerle birlikte gelişmiştir. Destanlar, masallar, halk hikâyeleri hikâyenin oluşturduğu türlerdendir. Ancak hikâyenin tek başına bir tür olarak ortaya çıkması 19. yüzyılı bulmuştur.
Dünya edebiyatında Boccacio (Bokasyo) adlı yazarın Decameron (Dekameron) isimli eseri hikâye türünün ilk örneği olarak kabul edilir.
Dünya edebiyatında 19. yy.dan  itibaren Alphonse Daudet (alfons Dode), Maupassant (Maposan), Mark Twain (Mark Tivin) Çehov gibi büyük hikâye yazarları yetişmiştir.
Türk edebiyatında hikâye geleneği eskilere dayanır. Sözlü dönemden beri dilden dolaşan Dede Korkut Hikâyeleri ile Divan edebiyatı dönemindeki birçok mesnevi aslında birer hikâyedir.
Ancak batılı anlamda ilk hikâye Ahmet Mithat Efendi’nin yazdığı Letaif-i Rivayat adlı eserdir.
Samipaşazade Sezai’nin yazdığı Küçük Şeyler Türk edebiyatında modern anlamda kısa hikâyenin başlangıcı kabul edilir.
Daha sonra hikâye türünün en olgun örneklerini Halit Ziya Uşaklıgil vermiştir. Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal, Refik Halit Karay hikâye türünün önemli yazarları arasındadır.

Hikaye Öykü Sunum indir

Hikaye Nedir 

Hikâye Türleri Nelerdir?

1. Olay Hikâyesi (Maupasant Tarzı)

Olay ağırlıklıdır. Bu tür öykülerde olaylar zinciri, kişi, zaman, yer öğesine bağlıdır. Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır.
İlk olarak Fransız yazar Maupasant tarafından yazıldığı için Maupasant tarzı hikâye de denir. Bizim edebiyatımızda Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay bu türün önemli yazarlarıdır.

2. Durum Hikâyesi (Çehov Tarzı)

Olay ağırlıklı değildir. Bu tür öykülerde duygu, düşünce, hayal, davranış, kişisel yorumlar ön plandadır. Hikâye bir sonuca bağlanmayabilir. Okuyucu üzerinde farklı düşünceler uyandırmaya açıktır. İlk olarak Rus yazar Çehov tarafından yazıldığı için Çehov tarzı hikâye de denir. Bizim edebiyatımızda Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık bu türün önemli yazarlarıdır.

Hikaye (Öykü) Nedir Slaytı İndir

İNDİR: HİKAYE (ÖYKÜ) NEDİR SLAYT – SUNUM



DİĞER 9. SINIF KONULARINA BURAYI TIKLAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ.


Cover Image

Manzum Hikaye Nedir Slayt ve Konu Anlatımı

Mart 14, 2016 Okuma süresi: 5 dakika
Manzum hikaye slayt, konu anlatımı, ders notu
Manzum Hikaye Nedir Slayt Konu Anlatımı

Manzum Hikâye türünü konu alan sunumu aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. 10 slayttan oluşan Manzum Hikâye sunumu kullanıma hazır durumda. Üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan sınıfta kullanabilirsiniz. Aynı zamanda altta manzum hikâye konusu da özet olarak sunulmuştur. Konuyla ilgili bütün gerekli bilgilere de konu anlatımından oradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca sunumdan bazı slaytları da aşağıda paylaştım. Sunumun içeriğini kısmen de olsa oradan görmeniz mümkün.
Kolay gelsin…

Manzum Hikaye Nedir?

Manzum hikaye sunum
Manzum Hikâye Nedir?

Bir olayın nazım (şiir) biçiminde kafiyeli ve ölçülü bir şekilde yazılmasıyla oluşan şiirlere manzum hikâye denir.
Manzum hikâyeler yaşanmış ya da yaşanabilir bir olayın öğüt vermek amacıyla anlatılmasıyla oluşur. Bu yönüyle manzum hikâyeler didaktik şiirlerdir.
Manzum hikâyede konu bir hikâye planıyla birlikte verilir. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri hikâye ile benzer özellikler gösterir. Önce çevre tasviri yapılır. Yani çevredeki varlıklar, ortam ayrıntılarıyla anlatılır. Sonra hikâyenin kişileri verilir. Kişiler verildikten sonra konuya geçilir. Bu arada okuyucuya da dersler verilir. Manzum hikayeler dörtlük , beyit, bent şeklinde de yazılabilir. Hikâyeden hiçbir farkı yoktur. Kişiler, zaman, mekan, olay bu hikayelerde de vardır. Tek farkı şiirselliktir. Dizelerdir. Kafiye ve rediftir.

Diğer 9. Sınıf Konularına burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Edebiyatımızda Manzum Hikaye

Manzum hikaye slayt, konu anlatımı, ders notu
Manzum Hikaye Sunum

Manzum hikâyenin edebiyatımızdaki ilk örneklerini Tevfik Fikret vermiştir. Tevfik Fikret’in Hasta Çocuk, Balıkçılar gibi manzum hikâyeleri oldukça başarılı örneklerdir. Mehmet Akif Ersoy da bu türü geliştirmiş, önemli manzum hikâyeler yazmıştır. Seyfi Baba, Mahalle Kahvesi, Hasta gibi manzum hikâyeleri en bilinen örneklerdir.

Manzum Hikaye Slaytı İndir


Cover Image

Edebiyattan 100 Almanın 10 Yolu

Mart 3, 2016 Okuma süresi: 8 dakika
Edebiyattan 100 Almanın 10 Yolu

Edebiyat dersi öğrencilerin en çok zorlandığı derslerden biri. Bir edebiyat öğretmeni olarak lisede benim de en çok zorlandığım derslerden biriydi. Şimdi öğrencilerimin bir bölümü çok çalıştıklarını iddia etseler de (!) bir türlü yüksek notlar alamıyorlar. 15 yıllık meslek hayatımda öğrencilerde gördüğüm temel eksiklikler üzerine böyle bir yazıyı yazma kararına vardım. Türk Dili ve Edebiyatı ile Türkçe dersleri özelinde konuşuyoruz ancak aşağıdaki maddeler hemen hemen okul derslerinin tamamı için uygulanabilir.

1.Yüksek alacağına gerçekten inanmalısın!

Yüksek not alacağına inanmayan bir öğrencinin başarılı olması nerdeyse imkansız. Başarmayı gerçekten istemelisin. İnsana en tesirli tavsiyeleri kendisi verir. Başaracağına inanıp kolları sıvamalısın. İnanmazsan en küçük zorlukta yolda kalır, sonuca ulaşamazsın.

2.En büyük destekçi sensin!

Bu not ve başarı senin hanene yazılacak. Başka hiç kimseye bel bağlamadan bu işin senin olduğunu kabullenmelisin. “Sınavda kopya çekerim, sorular bildiğim yerlerden gelebilir, öğretmen nasılsa beni geçirir.” gibi bütün düşüncelerden sıyrılmalısın. Çalışması gereken sensin, bunun için ne gerekiyorsa sen yapacak ve notunu yükselteceksin. Buna kendini ancak sen ikna edebilirsin!

3.Yol haritanı belirle!

Nasıl bir sınav seni bekliyor? Hangi konulardan sorumlusun? Eksiklerin neler? Bunlar hayati önemi olan sorular. Bunları cevaplaman senin başarılı olma yolunda atacağın en önemli adımlardan biri. Hangi konudan başlayacağını ve hangi konuda bitireceğini belirlemen gerekiyor. Çalışmaya başlarken yapacaklarını tek tek sıralayıp uygulamalısın.

4.Kaynak Eksiklerini Tamamla!

Her dersin, her öğretmenin ders sırasında kullandığı bazı materyalleri vardır. Sınava çalışırken bunlarda herhangi bir eksiğin olmamalı. Öğretmenin ders kitabını kullanıyorsa ders kitabın, defter tutturuyorsa defterin, başka bir kaynak kullanıyorsa kaynağın mutlaka yanında olmalı.

5.Dersi iyi dinle!

Konuyu öğreneceğin en iyi yer, sınıftır. Sonra öğrenirim düşüncesi senin zamanını israf etmene yol açar. Sonuçta sen o derse giriyor ve orada belli bir zaman harcıyorsun. Ders süresinde yapacağın en mantıklı iş dersi dinlemek ve en iyi şekilde öğrenmektir. Öğretmene soru sormaktan korkma. Birçok öğretmen ders sırasında sınavda soracağı sorulardan bahseder, örnekler verir. Bunları kaçırma ve bir köşeye mutlaka yaz!

6.Tekrar önemlidir!

Birçok öğrenci konuyu derste öğrenir ama sınava kadar unutur. Sınav zamanı oturup tekrar öğrenmeye çalışır. Gündüz gördüğün dersleri akşam tekrar etmen öğrendiklerini kalıcı hale getirmenin en kolay yoludur. Tekrar her öğretmenin tavsiye ettiği bir yoldur ama öğrencilerin tamamına yakını gündüz öğrendiği konuyu tekrarı lüzumsuz görür. Hâlbuki tekrar candır!

7.Sınava çalışmayı son geceye bırakma!

Tipik bir öğrenci hastalığıdır sınavlara son gece çalışmak. Bütün sınavın konularını akşam birkaç saatlik çalışmaya bırakır. Sınav da kritik bir sınavsa, telaş başlar. Stresten doğru düzgün çalışamaz bile. Sınava sınav akşamı çalışılmaz. Orada son rötuşlar, tekrarlar, gözden kaçanlar halledilir. 100 almak için sınavdan önceki üç gününü planlı bir şekilde ayırıp çalışmalısın.

8.Not Çıkar, Ezber Yap, Kendine Anlat!

Edebiyat gibi sözel derslerin birçoğunda önemli çalışma metotlarından biri de yazarak çalışmaktır.  Çalışma notları hazırlamalısın. Renkli kâğıtlar, fosforlu kalemler kullanabilirsin. Altını çizerek, üzerini boyayarak çıkardığın notlarla, çalışmak daha zevkli hale gelir. Birçok eğitimci ezber yapmayı aşağılar ama ben öyle düşünmüyorum. Ezberlemelisin. Bazı konuların ancak ezberleyerek üstesinden gelebilirsin. (Baş harfi kodlamaları, kelimelere hayatın içinden garip çağrışımlar eklemen ezber yapmanı kolaylaştırır.) Ezberlediğini düşündüğün konuyu kendi kendine anlatmaya başla. Eğer kendi kendine anlatabiliyorsan kâğıda da rahatlıkla yazabilirsin. Sakın ama sakın okuyup geçme. Çünkü insan okuyup geçtiklerinin ancak yüzde onunu hatırlar. Yüzde doksanını unutur.

9.Öğretmeninin soru tarzına dikkat et!

Öğrencilerin çoğu öğretmen nereden soru sorabileceğini, kendini nasıl bir sınav beklediğini düşünmeden sınava girer.  Fakat sınavdan 100 hedefleyen öğrenci bütün boşlukları kapatmalıdır. Eğer ders öğretmeninin sınavına ilk kez girmiyorsan eski sınavlardaki soru tarzları sana yol gösterecektir. Yukarıda da söylediğim gibi ders esnasında ve sınav öncesi mutlaka öğretmeninize soru çıkabilecek yerleri, hangi konuların önemli olduğunu sormalısın. Her öğretmen bu konuda bilgi verir ama sorma şeklin önemli! Yoksa öğretmenin seni tersleyebilir.

10.İnternetten sınav indirip çözmeyi unutma!

Bu da nerden çıktı şimdi deme. Öğretmenlerin önemli bölümü soracağı soruları internetten indirip birkaç değişiklikten sonra sınavlarında kullanır. Aynı sınava denk gelme ihtimalin var. Ama bu yukarıda saydığımız dokuz maddeyi çöpe atmak gibi bir iş olur. Zeki insanlar okyanusta tek bir balığı aramaz. Amacımız bu değil. Asıl hedef sınav öncesi farklı soru tipleriyle sınava gerçekten hazır olup olmadığını görmendir. Birçok sitede daha önce yapılmış sınav soruları paylaşılıyor. Onları nereden bulacağını sen benden iyi bilirsin! Mesela şu an bu yazıyı okuduğun Edebiyat Hocam’ın yazılı sayfasından…

KOLAYCI GENÇLERE

Yazının başlığına bakıp 10 dakika çalışmayla 100 alacak bilgiyi sunacağımı zannetmiş ve yazıya balıklama dalmış olabilirsin ama seni temin ederim 10 dakikada 100 almak diye bir yol yoktur. Sınav akşamı üç saat televizyon seyredip, 2 saat internette gezip 100 alman mümkün değil. Öyle bir yol olsa söylerdim zaten! Hiçbir zirveye eller cepte çıkılmaz.
İyisi mi sen yazıyı tekrar oku!
Ya da okuma, sen bilirsin. Sonuçta hayat senin hayatın!


Küçük bir bilgi: Yazı hiçbir yerden alıntı değildir. Tamamen bana aittir. Kopyalayıp sitesinde kendi yazmış gibi yayınlayacak arkadaşlar altta www.edebiyathocam.net adresini eksik etmezlerse sevinirim.


Cover Image

Halk Hikâyesi Slayt Konu Anlatımı

Mart 2, 2016 Okuma süresi: 7 dakika
Halk hikayesi nedir konu anlatımı ders notu slayt
Halk Hikayesi Slayt indir

Halk hikâyesi türüyle ilgili içeriği dolu slaytlarla zenginleştirilmiş sunumu yazının sonundaki bağlantıya tıklayıp indirebilirsiniz. Sunum 11 slayttan oluşmaktadır. Sınıfta öğrencilere sunmak için hazırdır. Konuyla ilgili resimlerle zenginleştirilmiştir.

Halk Hikâyesi Sunumunun içeriğindeki konular şunlardır:

  • Halk hikâyesi nedir?
  • Halk hikâyesi ile destanın farkları
  • Halk hikâyesinin özellikleri
  • Halk Hikâyesinin bölümleri
  • Konusuna göre halk hikâyeleri
  • Dede Korkut Hikâyeleri hakkında kısa bilgi

Halk Hikâyesi Nedir? Halk Hikayesi hakkında bilgi

Halkın arasında doğmuş, dilden dile dolaşarak yayılmış
anonim hikayelerdir.

Geçmişi eskiye dayanır. Destan türünden modern hikâyeye
geçiş arasındaki köprü olarak kabul edilir. Halk hikâyelerinde destanlardaki kadar
olağanüstü kişi ve olaylar yer almaz.

Halk hikâyeleri oluştukları dönemin sosyal yapısını,
kültürünü, önemli tarihi olaylarını yansıtır. Halk hikâyeleri nazım-nesir
(şiir-düzyazı) karışık şekilde yazılmışlardır.

Halk şairi düzyazı olan bölümleri konuşarak, şiir bölümleri
sazla türkü şeklinde okur. Halk hikâyelerinin en temel konusu aşk ve
kahramanlıktır.

Halk hikâyeleri üç bölümden oluşur:

  1. DÖŞEME:
    Bir tekerleme söylenir. Asıl konuyla ilgili olmayan iyilik, doğruluk
    gibi bir konuda dinleyicilere öğüt verilir.
  2. ASIL
    HİKÂYE:
    Bir duayla başlar. Kahramanlar tanıtılıp olay anlatılır.
  3. DUA:
    Hikâye son bulur. Seven kavuşamayanlara dua edilip bitirilir.

Halk hikâyeleri konularına göre üçe ayrılır:

a. Aşk Hikâyeleri: Sevgi
temalı hikâyeleridir. Arzu ile Kanber, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Yusuf
ile Züleyha gibi

b. Dini-Tarihi Kahramanlık
Hikâyeleri:

Tarihe mal olmuş önemli
karakterleri veya dini yönü öne çıkan kişileri konu alan hikâyelerdir. Hayber
Kalesi, Battal Gazi, Hz. Ali’nin Cenkleri gibi.

c. Destanî Halk Hikâyeleri: Destana
benzer özellikler taşıyan halk hikâyeleridir. Dede Korkut Hikâyeleri gibi.

Halk hikâyelerinin edebiyatımızdaki en önemli örneği Dede
Korkut Hikâyeleridir.

12 hikayeden oluşan, ilk kez Dede Korkut isimli bir bilge
tarafından söylendiği için bu adı alan anonim hikâyelerdir.

Halk Hikâyesi Sunumundan Bazı Slaytlar

Halk Hikayeleri Sunum

Halk hikayesi hakkında sunum

Dede Korkut slayt sunum indir

Halk Hikayesi Slaytı İndir


Cover Image

Destan slayt – sunum

Şubat 22, 2016 Okuma süresi: 7 dakika
Destan nedir? Oluşum dönemleri, dünya destanları, Türk destanları
Destan sunum indir

Destan yazı türü hakkında hazırlanmış sunumu yazının sonundaki kırmızı bağlantıya tıklayarak indirebilirsiniz. Sunumun içeriğinde destanın tanımı, genel özellikleri, destan kelimesinin kökeni, destanların oluşum dönemleri, yapılarına göre destan türleri, Dünya edebiyatından doğal destanlar, İslamiyet’ten önceki ve sonraki Türk destanları ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Aşağıda aldığım bilgiler de sunum içeriğinden bazı bölümlerdir.

Destan Hakkında Bilgi

Yazının olmadığı dönemlerde milletlerin başından geçen büyük olayları ve kahramanları manzum olarak (mısralarla) anlatan edebiyat türüdür.
Destan kelimesi Farsça “dasitan” sözcüğünden gelmektedir.
Batı dillerinde ise Latince kökenli “epos” kelimesinden gelen “epope” kelimesi destan anlamında kullanılmaktadır.
Bütün dünya dillerinde edebiyatın ilk örneklerini destanlar oluşturur.
Yaratılış, büyük savaşlar, önemli kahramanlar, doğal afetler destanların konusunu oluşturur.

Destanların oluşumunda üç dönem vardır:

  1. Doğuş Dönemi: Destana konu olan olayın yaşandığı veya kahramanın yaşadığı dönemdir.
  2. Yayılış Dönemi: Destanın halk arasında yayılıp, şiir şeklinde sazla söylendiği, dilden dile dolaştığı dönemdir. 
  3. Yazıya Geçiriliş Dönemi: Halk arasında dilden dile dolaşan destanı güçlü bir şair bir araya getirip bütün haline getirip yazıya geçirir.

Destanlar anonimdir. Yazarları belli değildir.
Genellikle manzumdurlar. Az olmakla beraber nazım-nesir karışık olan destanlar da vardır.
Gerçek ve olağanüstü olaylar birlikte işlenir. Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahiptir.
Destanlar milletlerin geçmişleriyle ilgili önemli izler taşır. Gelenek görenekleri, tarihleri, kültürleri destanlarda ortaya çıkar.
Destanlar tarihi gerçekleri taşısa da bire bir gerçekleri içermez. Dilden dile dolaştıkları için içlerinde birçok olağanüstü durum da barındırır.

Destanlar yapılarına göre ikiye ayrılırlar:

1. Doğal Destanlar

Milletlerin geçmişinde derin izler bırakan olayların, kahramanların  sonra halk arasında dilden dile dolaşan nesilden nesile aktarılan olayların bir yazar tarafından yazıya geçirilmesiyle oluşan destanlardır.
İlyada ve Odessa – Yunan
Kalevala – Fin
Nibelungen – Alman
Ramayana, Mahabarata – Hint
Cid – İspanyol
Chanson de Roland – Fransız
Gılgamış – Sümer

2. Yapma Destanlar

Bir şairin, toplumu etkileyen herhangi bir olayı tabii destanlara benzeterek söylemesi sonucu oluşan destanlardır. Yazarı belli olan,daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara az yer veren bir destan türüdür.

Kayıp Cennet (Milton– İngiliz )
Kurtarılmış Kudüs (Tasso – İtalya) İlahi Komedya (Dante – Alman)
Üç Şehitler Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
Çanakkale Şehitlerine (Mehmet Akif)

İslamiyet’ten Önceki Türk Destanları

            Yaratılış Destanı

           Alp Er Tunga Destanı
           Şu Destanı

          Oğuz Kağan Destanı
          Attila Destanı

          Ergenekon Destanı
          Bozkurt Destanı

         Türeyiş Destanı
          Göç Destanı

İslamiyet’ten Sonraki Türk Destanları

  • Satuk Buğra Han Destanı
  • Manas Destanı
  • Cengiz Han Destanı (Cengiz-Name)
  • Timur Destanı
  • Edige Destanı
  • Danişmend Gazi Destanı (Danişmend-Name)
  • Battal Gazi Destanı (Battal-Name)
  • Köroğlu Destanı
    Destan slayt indir
Destanlar hakkında bilgi

Destan Slayt İndir

DOSYAYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN: Destan Slayt – Sunum



Cover Image

Edebiyat Bilgi Yarışması Slayt

Şubat 15, 2016 Okuma süresi: 2 dakika
Edebiyat Bilgi Yarışması indir

On sorulu bilgi yarışması sunumunu aşağıdan indirebilirsiniz. Bilgi yarışması soruları test şeklinde hazırlandı. Hemen uygulamaya hazırdır.
Soruların zorlanmadan yapılmasına dikkat ettim. Kendi sınıflarımda uyguladığımda genelde öğrenciler zorlanmadan birçoğuna cevap verdiler. Öğrencilerin kolayca anlamaları için okunaklı ve sade olması önemli. Yarışmada soruların hemen akabinde cevapları verildi. Eğlence ve öğrenme bir arada olunca ders çok daha verimli oluyor.


Cover Image

Masal ve Özellikleri – Slayt

Şubat 10, 2016 Okuma süresi: 5 dakika
Masal türü ve özellikleri hakkında hazırlanmış konu anlatımı ve slayt
Masal Slayt indir

Masal yazı türünü konu olan sunumu aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. 11 slayttan oluşan sunum kullanım için tamamen hazır halde. Sınıfta hemen sunulabilir. Masal konusu olduğu için konuya uygun olan resimlerle görsel olarak renkli ögelerle zenginleştirilmiştir. Masalların özelliklerini ayrıntılarıyla anlatmaktadır. Ayrıca aşağıda sunumdan bazı slaytları resim olarak da görebilir ve ders anlatım içeriğini inceleyebilirsiniz. Konunun özetini de aşağıda okuyabilirsiniz.

Masal Nedir?

Olağanüstü olayların, olağanüstü kahramanlar aracılığıyla anlatıldığı, zaman ve mekan kavramlarıyla sınırlı olmayan sözlü anlatım türüne masal denir.
Masallar halk arasında dilden dile anlatılıp yayıldıktan sonra bir yazar tarafından yazıya geçirilmiştir. Yer ve zaman belli değildir. Olay ve kahramanlar tamamen hayal ürünüdür. İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Masalların anlatımı sade ve akıcıdır. Uzun betimlemeler, ruh tahlilleri yer almaz.

Masalın Bölümleri

Masallar üç bölümden oluşur:
  • Döşeme: Masalın girişinde tekerlemelerin yer aldığı bölümdür.
  • Asıl masal: Olayların anlatıldığı bölümdür. Kendi içinde giriş, gelişme, sonuç bölümleri yer alır.
  • Dilek : Yine tekerlemelerin yer aldığı, iyi dileklerle biten bölümdür.

Dünya ve Türk Edebiyatında Masal

Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece masalları; Türk edebiyatında ise Keloğlan masalları çok tanınmış masallardandır. 

Türkiye’de yayınlanan ilk masal kitabı Billur Köşk’tür. Cumhuriyet döneminde Pertev Naili Boratav, Ziya Gökalp, Tahir Alangu, Eflatun Cem Güney masallar üzerinde çalışma yapan yazarlardandır.
Masallar  ve destanlar birbirine benzeyen iki türdür. Ancak masallar tamamen hayal ürünüdür. Destanlar ise toplumların tarihindeki önemli olaylar  ve kahramanlardan izler taşır. Masallar evrensel, destanlar ulusaldır.

SUNUMDAN BAZI SLAYTLAR

masal indir

Masal ve Özellikleri Slaytı İndir


Cover Image

Şiir ve Gelenek Sunumu

Aralık 23, 2015 Okuma süresi: 16 dakika
Şiir ve Gelenek konusu hakkında slayt ve konu anlatımı. Halk şiiri, divan şiiri ve modern şiirin genel özellikleri ve bu özellikleri yansıtan örnekler
Şiir ve Gelenek

Şiir ve gelenek konusuyla ilgili hazırladığım sunumu aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Sunumda halk şiiri, divan şiiri ve modern şiirin genel özellikleri yer almakta. Bu üç şiir geleneğiyle ilgili birer de örnek şiiri sunumda okuyabilirsiniz. Sunum şiir anlayışlarını yansıtan örnek resimlerle de zenginleştirildi. Sunumdaki konu anlatımını da aşağıda okuyabilirsiniz.

ŞİİR ve GELENEK

Şiirde yıllar içinde şairler arasında genel olarak kabul
gören sanat anlayışına şiirde gelenek denir.

Türk Edebiyatında üç temel şiir geleneği görülmüştür:

1.Halk Şiiri

2.Divan Şiiri

3.Modern Şiir

1.
HALK ŞİİRİ

Halkın içinden yetişmiş
ve çoğu okur-yazar olmayan sanatçılar tarafından oluşturulmuştur.

Şiirler, sade bir halk
Türkçesiyle söylenmiştir.

Nazım birimi olarak
dörtlük kullanılmıştır.

Hece ölçüsü
kullanılmıştır. Kafiyeye önem verilmiştir.

Aşk, tabiat, tasavvuf,
yiğitlik gibi konular işlenmiştir.

Genellikle yarım kafiye
kullanılmıştır.

Gelenek usta-çırak
ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.

Koşma, semai, varsağı,
destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi nazım şekilleri vardır.

Halk şiiri geleneğinin en
güçlü temsilcileri Karacaoğlan, Köroğlu, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus
Emre,
Kaygusuz Abdal, Erzurumlu
Emrah’tır.

Halk şiiri örneği

KOŞMA

Evvel sen de yücelerden uçardın

Şimdi enginlere mi indin gönül

Derya deniz dağ taş demez aşardın

Kara menzilini aldın mı gönül

Yiğitliğim elden gitti yel gibi

Damağımda tadı kaldı bal gibi

Hoyrat eli değmiş gonca gül gibi

Bozulmuş bağlara döndün mü gönül

Karacaoğlan

2. Divan Şiiri

Divan edebiyatı, saray ve
çevresinde gelişen ve aydın zümreye hitap eden bir edebiyattır. “Klasik Türk
Edebiyatı” ismiyle de anılır.

Bu döneme ait şairlerin,
şiirlerini topladıkları “divan” adı verilen birer defterleri vardır. Her şairin
bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.

Arapça ve Farsça
kelimelerin sıkça kullanıldığı ağır bir Türkçe kullanılmıştır.

Nazım birimi beyittir.
Aruz ölçüsü kullanılmıştır.

Şiirlerde aşk, tabiat,
din, tasavvuf gibi konular işlenmiştir.

Kaside, gazel, mesnevi,
murabba,
terkib-i bend, rubai, şarkı gibi nazım
şekilleri vardır.

“Fuzuli, Baki, Nedim,
Şeyh Galip, Nabi” en çok bilinen şairlerdir.

Divan Şiiri Örneği

Beni candan usandırdı cefâdan yâr
usanmaz mı
Felekler yandı
âhımdan murâdım şem’i yanmaz

Kamu

bîmârına cânân deva- derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol
vefâ bilmem inanır mı inanmaz

Değildim ben sana

mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen
gafîl seni görgeç utanmaz
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne
sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

 Fuzuli

3. Modern Şiir

1900’lü yılların başından
itibaren oluşmuş bir şiir geleneğidir.

Bu şiir geleneği Divan
şiirine tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Sanatlı söyleyişin yerine
yalın ve tabii söyleyiş benimsenmiştir.

Her türlü konu
işlenmiştir.

Nazım birimi
kullanılmamıştır.

Serbest şiir tarzı
benimsenmiştir.

Şiirlerde sözcük dizilişi
ve iç ahenk ön plandadır.

Modern Şiir Örneği

Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli KANIK

Şiir ve Gelenek Sunumu İndir


Cover Image

Konusuna Göre Şiir Türleri Sunumu

Aralık 17, 2015 Okuma süresi: 12 dakika
Konusuna göre şiir türleri slaytı. Lirik şiir, Epik şiir, Didaktik şiir, Pastoral Şiir, Satirik Şiir, Dramatik şiir nedir Özellikleri neler Örnekler

Konusuna göre şiir türleri sunumunu konu anlatımının altındaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz. Görsel olarak oldukça zengin olan sunum sınıfta kullanılmaya hazır. Örnekler ve test sorularıyla desteklendi. 

KONUSUNA GÖRE ŞİİR TÜRLERİ

  1. Lirik Şiir
  2. Epik Şiir
  3. Pastoral Şiir
  4. Didaktik Şiir
  5. Satirik Şiir
  6. Dramatik Şiir

1.Lirik Şiir (Heyecanlı Şiirler)

Coşkulu heyecanlı şiirlerdir. Lirik şiirlerde aşk, sevgi,
ölüm, ayrılık gibi duygusal konular ağır basar.

Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler “lir (lyre)” denen
bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır.

Lirik Şiir Örneği

Ben aşkımla bahar getirdim sana;

Tozlu yollarından geçtiğim uzak

İklimden şarkılar getirdim sana.

(Ahmet Muhip Dıranas) 

Dağda dolaşırken yakma kandili

Fersiz gözlerimi dağlama gurbet.

Ne söylemez, akan suların dili

Sessizlik içinde çağlama gurbet.

(Necip Fazıl Kısakürek)

2. Epik Şiir (Kahramanlık 
Şiirleri)

Konusu savaş, yiğitlik, kahramanlık ve vatan sevgisi olan,
bir olayı veya tarihi bir hadiseyi coşkulu bir şekilde anlatan şiirlere ‘epik
şiir” denir. 

Epik şiirler bir milletin hayatında önemli izler bırakan
büyük göçler, savaşlar, doğal afetler gibi olaylarla; yiğitlik, kahramanlık,
mertlik, yurt sevgisi gibi konuların destan havası içinde işlendiği kahramanlık
şiirleridir. 

Epik Şiir Örneği

Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı;

Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle

,Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle!

(Yahya Kemal Beyatlı)

Köroğlu’yum medhim merde yeğine

Koç yiğit değişmez cengi düğüne

Sere serpe gider düşman önüne

Ölümü karşılar meydan içinde

(Köroğlu)

3. Pastoral Şiir (Tabiat Şiirleri)

Çoban, kır, dağ, orman, yayla, köy hayatını, doğal
güzellikleri, manzaraları ve bunlara duyulan özlemleri anlatan şiirlere
“pastoral şiir” denir.

Pastoral şiir iki türlüdür:

İdil: Batı edebiyatlarında doğrudan doğruya kır
hayatının güzelliğini işleyen kısa pastoral şiirlere “idil” denir.

Eglog: Batı edebiyatlarında birkaç çobanın kır hayatı,
aşk gibi konular üzerinde karşılıklı konuşmaları tarzında yazılan pastoral
şiirlere “eglog” denir. 

Pastoral Şiir Örneği

Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.

Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni.

Kuzular bize söyler yılların geçtiğini,

Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;

Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek

(Kemalettin Kamu)

Dağlar orman, tepeler bağ, ovalar hep tarla

Koca mera dolu baştan başa sağmallarla

Köylünün kırları tutmuş yayılırken davarı

Sökemezsin, sarar âfakını yün dalgaları

(Mehmet Âkif Ersoy)

4. Didaktik Şiir (Öğretici Şiirler)

Belli bir konuda öğüt ve bilgi veren, bilimin metot ve
prensiplerini, sanat eserlerinin güzel yönlerini öğreten, ahlaki, kültürel
dersler veren şiirlere ‘didaktik (öğretici) şiir” denir.

Şairin temel amacı bir düşünceyi, bir bilgiyi aktarmak ve
öğüt vermektir. Bunlar okurun aklına seslenir. Bu nedenle didaktik şiirler
duygusal yönden zayıftır.

Didaktik Şiir Örneği

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır

(Yunus Emre)

Tembellikten vazgeçelim,
Okumayı yol seçelim,
Okumak, bilmektir derim,
Daha çok okumak gerek…
                                 (Bülent
Özcan)

5. Satirik Şiir (Eleştiri Şiirleri)

Kişilerin ve çevredeki nesnelerin gülünç taraflarını ele
alarak onları eleştiren, kötüleyen şiirlere ‘satirik şiir’ denir. Satirik
şiirlerin eleştirici bir anlatımı vardır. Bir kişi, olay, durum, iğneleyici
sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir.

Satirik şiirlere Divan edebiyatında “hiciv”, Halk
edebiyatında “taşlama “, Yeni Türk edebiyatında ise “yergi” örnek olarak
verilebilir.

Satirik Şiir Örnekleri

Köy sallanır güldüğünde
Cin çarpılır değdiğinde
Beleş sofra gördüğünde
Yumuluyor ölmüş gibi
                              
Âşık Kul Mahmut

Köylümüz efendimiz tarlasında perişan

İşçimiz kardeşimiz kavgasında perişan

Anam bacımdır bahtı karasında perişan

Hemen Allah cümlemizin yardımcısı olsun.

(Cahit Sıtkı Tarancı)

6. Dramatik Şiir (Tiyatro Şiirleri)

Göz önünde canlandırmak ya da tiyatroda oynanmak için
yazılan şiir türüdür. Dramatik şiir, aslında şiir şeklindeki tiyatro eseriyle
ilgilidir.

Dramatik Şiir Örneği

Mervan- Sanki tufan bulutunda yıldız

Kim şu mahşerde kalan şehzade?

Bütün etrafım düşman sarmış,

Beni kurtar, diye haykırdı!

Aziz – O silâhlı kız kim oluyor öyle?

Acaba nereden koştu, geldi?

Meğer ordumda melekler varmış,

Bana Allah için imdat etti, yetişti.

Mervan – Hâli sevdamı şiddetlendiriyor.

Buna Tanrı’yı şahid tutarım.

O güzel ikrama ben nasıl mukabele edeyim?

(Abdülhak Hamit Tarhan)

KONUSUNA GÖRE ŞİİR TÜRLERİ TEST SORULARI

Ak tüylü köpektir koyun sürüsüyle
Seğirtir kaval sesinde sağa sola
Çobandır köyün yamacında
Yayar davarı da çömelir
Meşe dallarının altında

Bu dizelerde, aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü bir
nitelik vardır?

A) Lirik B) Dramatik C) Didaktik
D) Epik E) Pastoral

Şiirler konularına göre farklı isimler alır. Mesela nasihat
etme, öğretme amacıyla yazılan şiirler …………………. doğa
güzelliklerinden bahseden şiirler ………………… kahramanlık, yiğitlik
konularında yazılan şiirler ……………….. şiir olarak bilinir.

Yukarıdaki paragrafta boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) dramatik – pastoral – lirik

B) didaktik – pastoral – epik

C) didaktik – lirik – epik

D) dramatik – didaktik – lirik

E) pastoral – didaktik – epik


Aşağıdaki dizelerden hangisi satirik bir şiirden alınmış
olabilir?

A) Bütün sevgileri atıp içimden

Varlığımı yalnız ona verdim ben

B) Evden çıkar çıkmaz omuzda tabut

Sen de eller gibi adımı unut

C) Söylersin de söz içinde şaşmazsın

Helali haramı yersin seçmezsin

D) Dadaloğlu’m bir gün kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

E) Serpe serpe gider düşman önüne

Ölümü karşılar meydan içinde


 Türk edebiyatında çok fazla örneği bulunmayan tiyatro
şiiri olarak da bilinen şiir türü aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Didaktik şiir B) Lirik şiir

C) Dramatik şiir D) Pastoral şiir

E) Epik şiir

Tarihin dilinden düşmez bu destan

Nehirler gazidir, dağlar kahraman

Her taşı bir yakut olan bu vatan

Can verme sırrına erenlerindir.

Bu dörtlük aşağıdaki şiir türlerinin hangisinden alınmış
olabilir?

Lirik şiir                                B)
Epik şiir                           C)
Satirik şiir

                               D)
Didaktik şiir  E) Dramatik şiir

Konusuna Göre Şiir Türleri Slaytı İndir


Cover Image

Edebi Sanatlar Ders Notu Çözümlü Sorular

Aralık 3, 2015 Okuma süresi: 49 dakika

1) TEŞBİH(BENZETME)

Sözü daha etkili duruma getirmek için aralarında ilgi bulunan iki unsurdan güçsüzü olanı güçlü olana benzetmektir.
Benzetmede dört unsur bulunur:
a)Benzenen b)Benzetilen c)Benzetme Yönü d)Benzetme Edatı

Bu öğelerin kullanılıp kullanılmaması açısından da üç çeşit benzetme vardır:
— Çocuk tilki gibi kurnaz biriydi.
—Minik yavrucak elma gibi kıpkırmızı yanaklarıyla gülücükler saçıyordu.
—Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi zeybeğin
—Binalar kale gibi olduğundan içeri
B.tilen B.nen B.E
girilemiyordu.
—Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
B.tilen B.yen
—Karısına yıllarca cehennem hayatı yaşattı.
B.tilen B.yen
—Muavin,yolculara: Pamuk eller cebe!
B.tilen B.yen
diye bağrıyordu.

2) İSTİARE(EĞRETİLEME)

Benzetmenin asıl unsuru olan benzeyen ve benzetilenden yalnızca biri kullanılarak yapılır.
a.)Açık İstiare:Benzeyenin bulunmayıp yalnızca benzetilenle yapılan istiaredir.
b.)Kapalı İstiare:Benzetilenin bulunmayıp yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir.
—Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor. (A.İ)
—Ay,altın ağaçlardan yere damlıyordu.(K.İ)
Açtım avucumu altına tuttum.
—Ülkemizde üniversiteden mezun olmuş pek çok fidan artık iş de bulamıyor.(A.İ)
—Bahar gelince bir ağızdan şarkılar söyler kuşlar.(K.İ)
—Bugün gökten inciler yağıyordu.(A.İ)
—Galatasaray,Fenerbahçe kalesine gol yağdırdı.(K.İ)
—Genç adamın sözleri,kızın yüreğini yakıyordu.(K.İ)
—Sanat,hür bir ortamda boy atar.(K.İ)
—Kurban olam,kurban olam,
Beşikte yatan kuzuya.(A.İ)

3) KİNAYE

Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır.
Uyarı:Kinayede daha çok mecaz anlam kastedilir.
—Mum dibine ışık vermez.
—Hamama giren terler.
—Taşıma su ile değirmen dönmez.
—Yuvarlanan taş yosun tutmaz.
—Ateş düştüğü yeri yakar.
—Yaptığı hatayı anlayınca yüzü kızardı.

4) MECAZ-I MÜRSEL(AD AKTARMASI)

Benzetme amaç güdülmeden bir sözün ilgili olduğu başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
—İşe alınman için dün şirketle görüştüm.(İnsan)
—Yarın sınıfı 9/H sınıfı yapacak.(Öğrenci)
—Toplantıya Milliyet gazetesinin güçlü kalemleri de geldi.(Yazar)
—Nihatın golüyle tüm stat ayağa kalktı.(Seyirci)
—O evine çok bağlı bir insandır.(Ailesi)
—Bu olay üzerine bütün köy ayaklandı.(Halk)
—İstanbul’dan kalkan uçak az önce Adana’ya indi.(Havaalanı)

5) TEŞHİS(KİŞİLEŞTİRME)

İnsan dışındaki canlı cansız varlıklara insan özelliği kazandırmaktır.
Her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare vardır.
—Güzel gitti diye pınar ağladı.
—Menekşeler külahını kaldırır.
—Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda
Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında.
—Toros dağlarının üstüne,
Ay un eledi bütün gece.
—O çay ağır akar,yorgun mu bilmem,
Mehtabı hasta mı,solgun mu bilmem.
—Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın,
Eskici dükkanında asma saat,
Çelik bir şal atmış omuzlarına.
—Yalnızlığın okşadığı kalbime,yağmurlar küskün,
En güzel türküyü bir kurşun söyler.
—Bu akşam sonbahar ne kadar serin,
Geceyi hasretle zaman.

6) İNTAK(KONUŞTURMA)

İnsan dışındaki varlıkları konuşturmaktır.Her intak sanatında teşhis sanatı vardır;ancak her teşhiste intak sanatı yoktur.
—Deniz ve Mehtap sordular seni: Neredesin?
—Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince:
Boşa gitmez kötüye bir ceza verilince.
—Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:
İçimde kanayan yara gibisin.
—Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
İçim oyuk,derdim büyük
Ben onunçün inilerim
—Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
—Adam elini uzattı,tam onu koparacağı sırada menekşe: Bana dokunma!diye bağırdı.

7) TECAHÜL-İ ARİF

Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmiyormuş gibi aktarmalıdır.
—Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz.
—Sular mı yandı,neden tunca benziyor mermer?
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
—Gökyüzünün başka rengi de varmış,
Su insanı boğar,ateş yakarmış.
—Şu karşıma göğüs geren,
Taş bağırlı dağlar mısın?
—Saçların dalgalı,boya mı sürdün?
Gelmiyorsun artık,bana mı küstün?
—İçimde kar donar,buzlar tutuşur,
Yağan ateş midir,kar mıdır bilmem.

8) HÜSN-İ TA’LİL

Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.
—Gül bahçesi sevgiliden haber geldiği için
Süslendi ve güzel kokular süründü.
—Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak.
—Senin o gül yüzünü görmek için
Sana güneş bakmak için doğuyor.
—Benim kaderime ve yalnızlığıma
Irmaklar bile ağladı.
—Rüzgar gökte bir gezinti,
Üşürüz her akşam vakti,
Ne sıcak vücutlar gitti,
Toprağı ısıtmak için.
—Güller kızarır utancından o gonca gül gülünce
Sümbül bükülür kıskancından kakül bükülünce.
—Bir an önce görülsün diye Akdeniz,
Toroslarda ağaçlar hep çocuk kalır.
—Toros dağlarının üstüne
Ay, un eledi bütün gece.

9) MÜBALAĞA (ABARTMA)

Sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi olduğundan daha çok ya da olduğundan daha az göstermektir.
—Manda yuva yapmış söğüt dalına,
Yavrusunu sinek kapmış.
—Alem sele gitti gözüm yaşından.
—Bir ah çeksem dağı taşı eritir,
Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
—Bir gün gökyüzüne otursam,
Evlerin tavanlarını birer birer açsam.
—Sıladan ayrıyım,gözümde yaşlar,
Sel olup taşacak bir gün derinden.
—Sana olan aşkım dağı taşı eritir,
Gözümdeki yaşlardan bir deniz olur.
—Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı.
—Sekizimiz odun çeker,
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu ,kaynatırım kaynamaz.
—Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem,sığmazsın.
—Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.

10) TEZAT (KARŞITLIK)

Aralarında ilgiden dolayı,birbirine zıt kavramları bir arada kullanmaktır.
—Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz.
—Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
—İçimde kar donar,buzlar tutuşur,
Yağan ateş midir,kar mıdır bilmem.
—Sana çirkin dediler,düşmanı oldum güzelin.
—Yükseğinde büyük namlı karın var,
Alçağında mor sümbüllü bağın var.
—Gülmek ol,goncaya münasiptir,
Ağlamak bu,dil-i hazine gerek.
—Karlar etrafı bembeyaz bir karanlığa gömdü.

11) TEVRİYE (AMACI GİZLEME)

İki değişik anlamı olan bir sözcüğün bir dize ya da beyitte iki anlamının da kullanılmasıdır.
—Tahir Efendi bize kelp demiz (Tahir:özel ad.)
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelp Tahirdir.
—Bu kadar letafet çünkü sende var,
Beyaz gerdanında bir de ben gerek.
—O güzel yüzün benli de,
Göğsün niye bensiz?
—Bak kalan bu kubbede hoş bir sada imiş,
Ben yarime gül demem,yarim bana gülmedi.
—Beyefendi ailenin güneşi,sen de ayısın.
—Sen gittin yaslara büründü cihan,
Soluyor dallarda gül dertli dertli.
—Şu köpek leşi de şurda fuzuli,
O kadar içerlediysen tut kıçından
Vur yere de çıksın içindeki ruhi.

12) TELMİH (HATIRLATMA)

Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.
—Vefasız Aslıya yol gösteren bu,
Keremin sazına cevap veren bu.
—Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor teshidi,
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
—Ekmek Leyla oldu bire dostlarım,
Mecnun olup ardı sıra giderim.
—Şu Boğaz harbı nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
—Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.
—Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile ,
Elindeki asa ile,Msn Öğretmen öss kpss Gazeteler Sohbet hazır mesajlar ders izle Belirli Gün ve Haftalar Çanakkale savaşı şiir
Çağırayım Mevlam seni.

13) TARİZ (TAŞ ATMA)

Bir kişiyi iğneleme,bir konuyla alay etme veya sözün tam tersini kastetmedir.
—Müftü Efendi bize kafir demiş.
—Tutalım ben ona diyem müselman.
—Lakin varıldıktan ruz-ı mahşere,
İkimiz çıkarız orda yalan.
—Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden.
—Tahir Efendi bize kelp demiş,
İltifatı bu sözde zehirdir,
Maliki mezhebim benim zira,
İtikadımca kelp Tahirdir.
—Bir nasihatım var zamana uygun,
Tut sözümü yattıkça yat uyuma,
Meşhur bir kelamdır sen kazan sen ye,
El için yok yere yanma.
—O kadar zeki ki bütün sınıfları çift dikiş gidiyor.

14) TEKRİR

Anlatımı güçlendirmek için bir sözü sık sık tekrar etmektir.
—Beni bende demen,ben değilim,
Bir ben vardır,bende benden öte.
—Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola oğlu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.
—Ben güzele güzel demem,
Güzel benim olmayınca.
—Seni tanımadan önce ben,ben değildim,
Seni tanıdıktan sonra aslında bensizliğin sensizliğin olduğunu anladım.
—Gece midir insanı hüzünlendiren,
Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için,
Geceyi bekleyen?
Yoksa ben miyim seni düşünmek için,
Geceyi bekleyen?
Gece midir seni bana düşündüren?

15) TENASÜP (UYGUNLUK)

Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır.
—Deli eder insanı bu dünya,
Bu gece,bu yıldızlar,bu koku,
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.
—Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
—Arım,balım,peteğim,
Gülüm,dalım,çiçeğim,
Bilsem ki öleceğim,
Yine seni seveceğim,
—Güller kızarır o gonca gül gülünce,
Sümbül bükülür kıskancından kalül bükülünce
—Bu akşam ışık olduk,renk olduk,ses olduk,
Yeniden kışla olduk,asker olduk,tüfek olduk.

16) LEFF-Ü NEŞR

Bir dizede iki ya da daha fazla kavramdan bahsettikten sonra diğer dizede onlarla ilgili açıklama yapmaktır.
—Bakışların fırtına,
Duruşun durgun su,
Biri alabora eder,
Biri boğar.
—Gönlümde ateştin,gözümde yaştın,
Ne diye tutuştun,ne diye taştın.
—Ben bir sedefim,sen nisan bulutu,
Ver damlaları,al yuvarlak inciyi.

17) İSTİFHAM(SORU SORMA)

Anlatımı daha etkili hale getirmek için cevap alma amacı gütmeden soru sormaktır.
—Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
—Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
—Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
—Şu karşıma göğüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın?
—Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?Şaşarım!
—Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?

18) TEDRİC

Birbiriyle ilgili kavramların bir derece gözetilerek sıralanmasıdır.
—İki asker,mızrak mızrağa,kılıç kılıca,hançer hançere vuruşmaya başladı.
—Makbar,makber değil;bir türbe,türbe değil;bir mabet,mabet değil;bir küre,küre değil;bir sonsuz uzay.

19) NİDA (SESLENME)

Şiddetli duyguları,heyecanları coşkun bir seslenişle anlatmadır.Daha çok ay,ey,hay,ah ünlemleriyle yapılır.
—Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü!
—Ey benim sarı tamburam!
Sen ne için inilersin?
—Çatma kurban olayım ey nazlı hilal!

20) CİNAS

Yazılışları aynı,anlamları farklı sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır.
—Niçin kondun a bülbül kapımdaki asmaya
Ben yarimden ayrılmam götürseler asmaya.
—Göl kıyısındaki sazların arasında bir saz sesi geliyordu.
— Kara gözler,
Sürmeli kara gözler,
Gemim deryada kaldı,
Gözlerim kara gözler.
—Kalem böyle çalınmıştır yazıma,
Yazım kışıma uymaz,kışım yazıma.
—Böyle bağlar,
Yar başın böyle bağlar,
Gül açmaz,bülbül ötmez,
Yıkılsın böyle bağlar.

21) ALİTERASYON

Dize ya da mısrada ahenk oluşturacak şekilde,aynı sesin veya hecenin tekrarlanmasıdır.
—Eylülde melül oldu gönül soldu lale
Bir kaküle meyletti gönül geldi bu hale.
—Seherde seyre koyuldum semayı deryayı.
—Kara toprak içinde kara karıncayı karanlık gecede görür.
—Beyaz gerdanında bir de ben gerek.

22) SECİ

Düz yazıda cümle içinde yapılan uyağa denir.
—İlahi,kabul senden,ret senden;şifa senden,dert senden İlahi,iman verdin,daim eyle;ihsan verdin,kaim eyle.
—Ten cübbesi çak gerek,gönül evi pak gerek.
—Ey gönlümün nuru,gönüllerin süruru!
—De gül idim ben sana mail sen ettin aklımı zail.

EDEBİ SANATLAR ÇÖZÜMLÜ TEST



1. Aşağıdakilerin hangisinde “benzetme” yoktur?

A) İndirin tüy gibi küfeyi sırtınızdan
Dağlar görünürken kapıda ardınızdan
B) Dost bildiğin insanların yüzleri
Aynalar gibi kapkara
C) Suyu mu çekilmiş bulutların
Dönmüşüm kuruyan ırmaklara
D) Dalından ayrılan meyveye kulak ver
Hâlâ içerisinde toprağın uğultusu
E) Ben bu ellerimi hiç görmemiştim
Çünkü onlar benim ağaçlarımdı

ÇÖZÜM

A’da “tüy gibi küfe”, B’de “aynalar gibi kapkara (yüzler)”,
C’de “kuruyan ırmaklara dönmüş (insan)”, benzetmedir.
E’de “eller”, “ağaçlar”a benzetilmiştir.

 Cevap: D

 2. Bir benzetmede benzeyen ile kendisine benzetilen
(temel öğeler) bulunur da benzetme yönü ile benzetme ilgeci (yardımcı öğeler) bulunmazsa buna “güzel benzetme (teşbih-i beliğ)” denir.
Aşağıdakilerden hangisinde “güzel benzetme (teşbih-i beliğ)” vardır?

A) Gölgesinde dinlendiğim
Koca çınar yerinde mi
B) Dedim gerdanına benler dizilmiş
Dedi görenlerin kalbi üzülmüş
C) Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam
D) Yücesin, korkarım senden
Çiğneyip geçtiklerinin sesi gelir derinden
E) Gördüm, tanıdım sende güzelliği
Çirkinliklerin kol gezdiği evrende

ÇÖZÜM

C’de güneşin sudaki ışıltılı yansıması “bir sırma kemer”e
benzetilmiştir. Ancak benzetme ilgeci ve benzetme yönü
söylenmemiştir.

 Cevap: C

3.  İnsan dışındaki varlıklara insan özelliklerinin verilmesine “kişileştirme (teşhis)” denir.
Buna göre, aşağıdaki dizelerin hangisinde “kişileştirme” yoktur?

A) İşte doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven
B) Ebedi âşıkın dönüşünü bekler
Yalan yeminlerin şahidi çiçekler
C) Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin
Benim doğduğum köyler de güzeldi
D) Nazlı rüzgâr konuşur anladığım bir dilde
Sevdiğim şarkıyı söylerdi hafiften korular
E) Ardında kalan yerler anlaşırken baharla
Önümdeki arazi örtülü şimdi karla

ÇÖZÜM

A’da “lambanın ve merdivenin yol gözlemesi”, B’de “çiçeklerin yalan yeminle şahitlik (tanıklık) etmesi”, D’de “rüzgârın nazlılığı, konuşması; koruların şarkı söylemesi”, E’de “Geride kalan yerlerin baharla anlaşması” birer “kişileştirme” örneğidir. C’de insana özgü özelliklerin doğaya aktarılması söz konusu değil.

 Cevap: C

4. İstiare (eğretileme), bir sözün, benzetme amacıyla,
başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, yukarıdaki açıklamaya örnek olabilecek söz sanatı vardır?

A) Bir gelen var uzaktan soluk soluğa
B) Yürüdük, kim bilir kaç yıl beraber
C) Yürüyordum, ağlıyordu ırmaklar
D) Orada her şey değişirdi belki
E) Her şey güzeldi bir zaman, çok önce

ÇÖZÜM

C’de “yürüyordum, ağlıyordu ırmaklar” dizesinde ırmaklara insana özgü bir özellik (ağlama) kazandırılmıştır. Böylece ırmakların insana benzetildiğini anlıyoruz; ancak “kendisine
benzetilen (insan) söylenmediği için buna istiare (buradaki kapalı istiare) diyoruz.

 Cevap: C

5. Koştu, yokuş aşağı, rengi atmış bir şapka,
Çanta, gözlük,
Bir eski atkı, adımları yavaş;
Uçar gibi hafif, bir küçük önlük.
Bu dizelerde, aşağıdaki açıklamaların hangisine
uygun bir söz sanatı vardır?

 A) Bildiği bir şeyi bilmez görünerek bir anlam inceliği
yaratmaya
B) Bir sözü, benzetme amacı gütmeden, ilgili olduğu
başka bir söz yerine kullanmaya
C) Bir olguyu, asıl nedeninden başka, güzel bir nedene bağlamaya
D) Bir şeyi, onun niteliklerini eksiksiz taşıyan başka
bir şeye benzetmeye
 E) Aralarında benzerlik bulunan iki şeyden birini söyleyerek ötekini anlatmaya

ÇÖZÜM

Dizelerde yokuş aşağı koşan bir şapkadan, çantadan,
gözlükten, atkıdan, önlükten söz ediliyor. Bunlar birer eşya. Bu eşyalar koşmuyor aslında, onları üzerinde taşıyan çocuk (öğrenci) koşuyor. Eşyayı söyleyerek onu kullananı anlatmak B’de açıklanan sanatlı söyleyişi sağlar.

 Cevap: B

6. Adamcağız, yangından zarar gören evleri inceleyen
memura: “Beyim, bizi de unutma! Bu yangında biz de
yandık.” diye dert yanıyordu.
Yukarıdaki cümlede yapılan söz sanatı, aşağıdakilerin
hangisidir?

 A) Teşhis (kişileştirme)
B) Mecaz-ı mürsel (düzdeğişmece, ad aktarması)
C) Tariz (iğneleme)
D) Tezat (karşıtlık)
E) Kinaye

ÇÖZÜM

“… Bu yangında biz de yandık.” diyen kişi hem gerçekten yanma eyleminden etkilendiklerini hem de bu yangın yüzünden çok kötü bir duruma düştüklerini anlatıyor. “Yandık” sözcüğü burada, gerçek anlamının yanında ve ondan daha baskın olarak mecaz anlamıyla kullanılmıştır. Kinaye budur.

 Cevap: E

7. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer
Divan şairi Hayali’nin bu dizesinde altı çizili sözcük iki ayrı anlama gelebilecek biçimde kullanılmıştır.

Bu sanat, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Cinas B) Tevriye C) Kinaye

 D) Tezat E) Tariz

ÇÖZÜM

“Hayali”, 16. yüzyıl Divan şairlerindendir. “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” dizesinde bu sözcük, bir yandan şairin adını (takma adını / mahlasını) bildirmek, bir yandan da geçmişi hayal etmenin (bazen) dünyaya bedel olduğunu anlatmak için (iki anlamda) kullanılmıştır.

 Cevap: B

8. Salınarak gelişini görünce dalgalar
Sana kavuşmak için sevinçten sahile çarpar
Bu dizelerde bir olguyu, asıl nedeninden başka güzel
bir nedene bağlama sanatı (hüsn-i talil) vardır.

Aynı söz sanatı, aşağıdakilerin hangisinde vardır?

 A) Yüreğimizdeki kir pas çürümüşlük
Temizlensin diye kar yağıyor İstanbul’a
B) Yapraklarda dolaşan serin rüzgârsın ki
Her gün eser durursun hafızamdan
C) Masamda düşünen eski lambayı
Yakmayın, odamız karanlık dursun
D) Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el
Kıpırdamak istemiyor gözkapaklarım
E) Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında
Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi

ÇÖZÜM
Soru kökünde örneklenip açıklanan sanatlı söyleyişin
benzeri A’da da vardır. Burada “karın yağışı” olağan nedeni dışında bir nedene bağlanmıştır.

 Cevap: A

9. Acaba tütsü yaksam,
Görünür mü yüzünüz?
Acaba tütsü yaksam
Siz benim yüzümsünüz;
Eğilip suya baksam,
Görünür mü yüzünüz?
Şair, “Geçen Dakikalarım” adlı
şiirinden alınan bu dizelerinde
“geçen zaman”a sesleniyor ve yanıtı belli olan birtakım sorular sorarak bildiğini bilmez görünüyor.
Bu söz sanatı, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hüsn-i ta’lil
C) Mecaz-ı mürsel
E) İstiare
B) Tevriye
D) Tecahül-i arif

ÇÖZÜM
Şairin, bir söyleyiş inceliği yaratmak üzere, bildiği bir şeyi bilmez görünmesi “tecahül-i arif” sanatını oluşturur.
 Cevap: D

10. Karadır kaşların ferman yazdırır
Aşkın beni diyar diyar gezdirir
Lokman Hekim gelse yaram azdırır
Yaramı sarmaya yâr kendi gelsin
Bu dizelerde, halk arasında “doktorların piri” olarak
kabul edilen “Lokman Hekim”den söz edilmesiyle
aşağıdaki söz sanatlarından hangisi yapılmış olur?

A) Telmih B) Kinaye C) Tevriye
 D) Hüsn-i ta’lil E) Tenasüp

ÇÖZÜM

Şairin, bir fırsat yaratarak ünlü bir kişiyi, olayı, eseri… anması “telmih (anıştırma)” sanatını oluşturur.
 Cevap: A

11. Selamın geliyor, besbelli
Sevincinden yeşerdi telgraf direkleri
Ben deli divane olsam çok mu?
Bu dizelerde, aşağıdaki söz sanatlarından hangileri
vardır?

 A) Mecaz-ı mürsel – teşbih
 B) Kişileştirme – hüsn-i ta’lil
C) Telmih – hüsn-i ta’lil
 D) Kişileştirme – tevriye
E) Kinaye – tecahül-i arif

 ÇÖZÜM
Verilen dizelerde (sevgiliden) selam geldiği için telgraf direklerinin sevindiği (kişileştirme) ve bu nedenle de yeşerdiği (aslında yaş ağaçtan yapılan telgraf direkleri yeşerebilir) söyleniyor.
Böylelikle iki söz sanatı birden gerçekleştiriliyor.
 Cevap: B

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “tezat” vardır?

A) Nedir benim bu çilem
Hesap bilmem, muhasebede memurum
B) Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kâğıtlarda yarım bırakılmışşiir
C) Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
 D) Senin adını
Kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım
E) Eğil dağlar eğil üstünden aşam
Yeni talim çıkmış varam alışam

ÇÖZÜM

A’daki sözleri söyleyen kişi, kendisi ile ilgili bir tezatı (zıtlığı) dile getiriyor. Hem hesap bilmem, hem de (en çok hesap bilmeyi gerektiren yerde) muhasebede memurum…
 Cevap: A

13. Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır
Anadolu’yum ben,
Tanıyor musun?
Bu dizelerde, aşağıdaki söz sanatlarından hangisi
yapılmıştır?
A) Telmih B) Benzetme (teşbih)
C) İstiare D) Mecaz-ı mürsel
E) Kinaye

ÇÖZÜM
Yukarıdaki dizelerde bir efsaneye ve insan neslinin ilk örneği olduğuna inanılan Havva’ya gönderme yapılarak “telmih” yapılmıştır.

 Cevap: A


Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler