Cover Image

Çevreye Duyarlılık Konulu Konuşma

Ekim 17, 2024 - Okuma süresi: 6 dakika

 

Çevreye
Duyarlılık Konulu Konuşma

 

 Canlılar olarak kendimizi doğadan ayrı
düşünemeyiz çünkü bizler doğanın birer parçasıyız. Çevre duyarlılığı, insanların
doğanın değerini anlamalarını ve doğaya zarar vermekten kaçınmalarını sağlar.
Gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya yaratmak için doğal kaynakları
korumak, atık yönetimini sağlamak ve yenilenebilir enerji kaynaklarını
kullanmak önemlidir. Çünkü bunları yaptığımız taktirde çevreye duyarlı ve
bilinçli insanlar olmuş oluruz.

 

Sevgili öğretmenim, değerli
dinleyiciler

Çevreye duyarlı bir birey havayı,
suyu ve toprağı kirletmez. Kimyasaldan yana değil organikten yani doğal olandan
yana olur. İnsanlar  doğayı
kirletmedikleri zaman daha temiz bir çevrede daha sağlıklı bir şekilde yaşamaya başlarlar. Temiz çevre temiz doğa demektir. Çevreye duyarlı olan insan doğal
kaynakları boş yere kullanmaz ve tutumlu olmaya çalışır.  İmkanı olan kimseler  elinden geldiği kadar bir fidan bile dikse
doğamız daha yeşil olur ve daha doğal hali ile korunmaya devam eder.

 

Bir Kızılderili  Şef doğa ile
ilgili şu mektubu yazmış: Şef Seattle’ın Mektubu

“Beyaz adamların şefine; Toprak
bizim anamızdır, toprağa ne olursa, toprağın çocuklarına da aynısı olur. İnsan
toprağa tükürürse, kendi yüzüne tükürmüş olur. Kan bir aileyi nasıl
birleştirirse, her şey birbirine öyle bağlıdır. Yaşamın dokusunu insan
yaratmadı. O, o dokunun içinde iplikçiktir. Siz o dokuya ne yaparsanız aynısını
kendinize yapmış sayılırsınız… Bize ait olmayan suların berraklığını, rüzgarın
tazeliğini size nasıl satabiliriz? Bu toprakların her zerresi, ağaçlardaki
yaprakların her biri, ormanlardaki hayvanlar, böcekler, benim halkım için
mukaddestir. Fakat bize ait olduğunu hiç düşünmedik. Çünkü biliyoruz ki toprak
insana değil, insan toprağa aittir. Güzel kokulu çiçekler bizim kız
kardeşlerimiz, atlar, geyikler, kartallar ve buffalolar bizim kardeşlerimizdir.
Yalçın kayalar, akarsular, ormanlar ve benim halkım toprağın sıcaklığından
hayat bulan bir bütün ailedir. Toprağı satma fikrinizi düşüneceğiz. Ama halkım
soruyor: beyaz adam ne istiyor, insan gökyüzünün parlaklığını, toprağın
sıcaklığını, doğanın cömertliğini nasıl satın alabilir ? Washington’daki büyük
şef bizim toprağımızı satın almak istemekle bizden ne istediğini bilmiyor. Buna
rağmen istediğini yapmaya çalışacağız. Çünkü kaderin anlayamadığım bir oyunu
onu kuvvetli, bizi zayıf yaptı. Teklifinizi düşüneceğiz beyaz adam…. Eğer bu
toprakları sana satacak olursak, çocuklarına bu akan suların mukaddes olduğunu,
bütün doğaya hayat veren bu derelerin ne pahasına olursa olsun temiz tutulması
gerektiğini öğretmen lazım. Bu topraklardan son Kızılderili de gittiğinde ve anısı
bu ovanın üstündeki bulutun sadece bir gölgesi olarak kaldığında, yine de
atalarımızın ruhları bu kıyıda ve ormanlarda canlı olarak kalacaktır. Çünkü
onlar, yeni doğan bir bebeğin annesinin kalp atışlarını sevdiği gibi
sevmişlerdi bu toprakları…

İşte bu mektuptan anlaşılacağı gibi doğa bizim ana
yuvamızdır. Ona karşı ilgili olmalıyız, merhametli olmalıyız ve onu hunharca
yok etmemeliyiz. Anlatacaklarım bunlardır. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Hakkında

Bu kısım siten hakkında bilgi verir. Burayı değiştirmek ve düzenlemek için admin->eklentiler->tanımı düzenle

Etiketler