Cömertlik ve
Yardım Etmede Akarsu Gibi Ol Sözü İle İlgili Hikaye
Yaz mevsimi bitti, sonbahar geldi
derken sonbahar da bitmiş ve aralık ayına girmiştik. Babam bu yıl trafik
kazasında hayati bir tehlike atlatmış, omuriliği felç olmuş ve ne yazık ki
yatağa mahkum kalmıştı. Bir daha yürüyemeyeceğini bilmek onu hayata küstürmüş ama biz onun küsmesine asla izin vermemiştik. Elbette hepimiz bu acı olaydan derin yaralanmıştık. Canım acıyordu. Babamın bir daha yürüyemeyeceğini bilmek, onunla
el ele kol kola kırlarda koşamayacağını
bilmek beni çok üzüyordu ama her ne olursa olsun babam yaşıyordu, yaşıyordu ya
bu yeter de artardı bize çünkü o yanımızdaydı. Ya hayatını kaybetseydi o zaman
ne yapardık diye düşündüm ve her şeye rağmen Allah’a şükrettim ve bu olaydan en
çok etkilenenlerden bir olan anneciğime destek olmak için ona hep yardımcı
olmaya başladım. Artık annem çalışmak sorundaydı. Hatice, Fatma, Ayşe
kardeşlerime ve bana kim bakacaktı, kim bizi okutacaktı, kim bizim karnımız
doyuracaktı. Tabi ki annem. Onun için de çalışmaya başladı. Bir fabrikaya girdi
ve orada yoğun bir şekilde çalışmaya başladı. Oradan çok yorgun gelse de babama
elinden geldiği kadar yardım ediyor, ona fedakarlık gösteriyor ve onu çok ama
çok seviyordu.
Her ne kadar annem çalışsa da kazandığı para bu kadar kalabalık
bir aileye yetmemeye başladı ve biz büyüdüğümüz için annem de zorlanmaya
başladı. Mesela okulda herkesin yeni ayakkabısı ve yeni montu varken benim
yoktu. Çünkü geçen yılki kıyafetlerimi giyiyordum ve onlar da küçülmüş ve
daralmıştı. Bir gün okula doğru yürürken Türkçe Öğretmenim Nazmiye Öğretmen
arkamdan seslendi ve Hasan diye bağırdı. Ben de arkamı döndüm ve ona baktım.
Günaydın yavrum gelir misin yanıma dedi. Evet öğretmenim buyurun dedim. Bu
karda kışta neden yırtık ayakkabı giyiyorsun, montun da çok dar ısıtmıyordur seni dedi ve elini başıma koydu,
yüzümü okşadı ve bana doğru eğilip sarıldı bana. Öğretmenimin sarılması
ile o anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya
başladım ve öğretmenim ne oldu Hasan, yanlış bir şey mi dedim evladım, özür
dilerim dedi. Bense akan göz yaşımı sildim ve ona sarıldım. Babam kaza yaptı ve
o artık bize bakamıyor, annem ise çok zorlanıyor ondan dolayı böyle giyiniyorum
öğretmenim dediğimde öğretmenim bana sımsıkı sarıldı ve elimden tutarak hadi
bakalım alış veriş merkezine gidiyoruz. Ben müdür beyden izin alırım dedi.
Hayır öğretmenim desem de kabul etmedi. Arabasına bindik ve alış verişi
merkezine gittik. Oradan bana yeni yeni kıyafetler aldı, ayakkabılar aldı ve
daha birçok şey…
Daha sonra okula geldik ve bana
okul çıkışı seni ben evinize götüreceğim dedi ben de tamam dedim. Dediği gibi
de yaptı. Evimize geldik. Annem kapıyı açtı ve öğretmenimi görünce çok şaşırdı.
Annem olanları ona anlattı ve öğretmenim ona sarıldı ve asla üzülme dedi. Her
daim yanınızda olacağım Hilal Hanım dedi ve babama geçmiş olsun diyerek evden
çıktı. Ertesi gün akşam evimize öğretmenim tekrar geldi. Eli doluydu. Bir sürü
şey getirmişti. Çok mutlu olmuştuk. Çok cömertti Nazmiye Öğretmenim. Maddi ve
manevi her zaman yanımızda oldu. Günler böyle geçerken bir sabah babam hayatını
kaybetti ve işte o zaman da yanımda öğretmenim vardı. O yıllarda canım çok
yandı. Çok özlüyorum babamı ama Nazmiye Öğretmenim kardeşlerimin ve benim
okumam için her şeyi yaptı. Bizler de okuduk. Ben şu anda Konya Selçuk
Üniversitesi’nde tıp fakültesi okuyorum. Kardeşlerim de başarılı oldu. Ben de
mezun olunca Nazmiye Öğretmenim gibi yardımsever ve cömert olacağım. Annem,
öğretmenim benimle gurur duyuyor.
Bence babam da beni görüyordur hissediyorum onu çok özlüyorum. Ona kavuşacağım bir gün.
Çünkü rüyalarımda bana sımsıkı sarılıyor. Bugün güçlüysem, mutluysam bu
babamın, annemin ve öğretmenimin sayesinde oldu. Annem de öğretmenime siz ne
kadar cömert bir insansınız dedi. O da Mevlana’nın bir sözünü hatırlatarak şunu söyledi: Cömertlik ve Yardım Etmede
Akarsu Gibi Olmazsak nasıl iyi insan oluruz dedi. Öğretmenimizi asla unutmadık ve o her zaman kalbimde olacak. Çünkü bende derin ve kalıcı bir iz bıraktı. Eminim her gittiği yere merhametini ve sevgisini taşıyan harika bir insandı o.