Filistin
Hikayeleri Kitabının Özeti (Denizden Nehre Kadar Özgür Filistin)
İsrail’in, Filistin topraklarını
işgali üzerinden 70 yılı aşkın bir süre geçti. Filistinli kardeşlerimize ve
topraklarına sık sık yapılan saldırılar ve Mescidi Aksa’nın kutsiyeti, konuyu
gündemimizde sürekli taze tutuyor. Ancak 2023 yılının Ekim ayında başlayan ve
10 binin üzerinde çocuğun da aralarında bulunduğu ağır saldırıların bir
soykırıma dönüştüğü şu günlerde 41 çizer ve 16 yazar Filistin hakkında tarihe
bir not düşmek için Filistin Hikâyeleri’nde buluştu.
Kitapta yer alan hikâyeler, Gazze’de bulunan mekânların ve şehitlerin ağzından
olup biteni anlatıyor. Filistin, denizden nehre kadar özgür olana dek gündemini
değiştirmeme kararında olan tüm kalplere…
Kitabın özeti şu şekildedir:
Filistin Hikayeleri kitabında
cansız nesneler konuşturulmuştur. Hastaneler yaralı ve hayatını kaybeden insanları
içine almıştır ve hastaneler konuşturulmuştur Gazlı bez kokan hastaneler nice
canları almıştır. Gazlı bez kelimesinin kökeni de Gazze’den gelmektedir zaten..
İsrail Terör Örgütü tarafından içinde hasta olan hastaneler ne yazık ki
bombalar altında kalmış ve vurulmuştur. Konuşturulan nesneler arasında okullar
vardır. Okulun içinde binlerce çocuk eğitim aldığı sırada bombalanarak şehit
olmuşlar ve küçücük yaşta hayalleri ve hayatları elinden alınmıştır bu masum
yavruların. Bu süreçte hayatını kaybeden binlerce Filistinli kardeşlerimiz
olmuştur.
Bunlardan biri de Huda adlı Filistinli mücadeleci kadındır. Huda yedi
kişilik ailesi ile İsrail bombardımanı
altında şehit düşmüştür. (Huda El Sosi). Henüz yaşı iki olan Hamdi kuzeninin
doğum gününe giderken arabada bombalanmışlardır ve 4 günlük yoğun bakım
sürecinin ardından hayatını kaybetmiştir. Konuşturulan nesneler arasında kamyon
vardır, su deposu vardır, evler ve camiler vardır, oyuncak dükkanı vardır.
Çünkü bunlarla Filistinli çocukların, annelerin dedelerin, gençlerin, ninelerin geçmişi vardır ve o insanların hepsi de hayatını
İsrail bombası yüzünden kaybetmiştir. Mesela kamyon şöyle konuşuyor: “Ben en
güzel günlerimi Hasan ile yaşadım.” diyor. Muhammed Samiler, Ahmetler, Doktor
Mithatlar, Yusuflar, Nassarlar vb daha çok sayıda kişi hayatını kaybetmiştir.
İsrail Gazze’de yaşayan insanlara her gün zulüm yapmıştır. 7 Ekim 2023’ten beri
zulmünü artırarak devam ettirmiş 7 Ekimden beri okullar boş kalmış, çocuklar
hayatının baharında yaşamlarından olmuşlardır. Müslümanlar yerlerini terk
etmemişler ve bir gün mutlaka Mescid-i Aksa’da buluşacakları günü hayal ederek
şehit olmuşlardır ve inançlarından asla vazgeçmemişler, topraklarını bırakıp
gitmemişler, vatan yolunda canlarını seve seve verip şehit olmuşlardır. Yakmak
her dinde yasakken kanlı bir geçmişi olan İsrail ne yazık ki çoluk çocuk, genç
yetişkin demeden insanları canlı canlı yakmışlar ve bununla da eğlenmişlerdir.
İşte bu kadar acımasız ve hain olan İsrail Terör Örgütü tarihe adını kirli
leke olarak yazdırmıştır ve bunlar hafızamızdan asla silinmeyecek olan
zalimlikler ve zulümlerdir. Gazze’de sıradan bir güne baktığımızda şunları
söyleyebiliyoruz: Mesela ailesi ile kahvaltı yapan bir baba bir anda sevdiklerinin
önünde bombalanarak yere yılıp hayatını kaybediyor. Gazze’de yaşayan insanlar temel gereksinimlerini karşılayamıyor, mesela su bulmakta, gıda bulmakta
zorluk çekiyor oradaki kardeşlerimiz.
Oyun oynadığı esnada bir anda üzerine
yağan bomba ile hayatını kaybedip şehit düşen binlerce çocuk vardır. Mülteci
kampları, hastaneler, okullar, dükkanları, iş yerleri bombalanmaya devam ediyor
ve İsrail soykırım yapmaktan vazgeçmiyor. Otuz beş bin ev İsrail Terör Örgütü
tarafından bombalanmıştır ve bu sayı artmaya devam etmektedir. Sessiz kalan
insanlık adına insan olmayı vazife bilen, gazetecilik mesleğini yerine
getirmeye çalışan Roşdi Sarras kahvaltı sofrasında, eşinin ve çocuğunun yanında
vurularak şehit düşmüştür. Bizim gerçekliğimizde insanlar yaşar ve ölürken
Roşdi’nin gerçekliğinde insanalar ölür ve yaşar. Yine baktığımızda El Emin
Muhammed Cami, El Kubbe Cami, Fehmi Şarat Camileri İsrail tarafından vurularak
yerle bir edilmiştir. İsrail Filistinli insanların renklerini silmeye
çalıştıkça orada resim çizmeye ve hayal kurmaya devam edecek umudunu asla
kaybetmeyecek nice anneler vardır. Kara silahlı kara zihinli ordu İsrail ordusu
insanlıktan nasibini almamış ve almamaya da devam ediyor. Mesela her Arife günü
oyuncak dükkanına gelip çocuklar oyuncak alan Yusuf Omra adlı bir kardeşimiz
varmış. Bu kardeşimiz de şehit düşmüş. Şunu biliyoruz ki “Hırsızlar sahip
olamadıklarına bile bile el uzatırlar.” tıpkı İsrail Terör örgütünün yaptığı
gibi.
Kitaba baktığımızda kitapta konuşturulan şeylerden biri de dünyanın en
eski üçüncü kilisesi olan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi vardır. Bu
kilise konuşturulmuştur ve şunu demiştir: “Oraya gelen Müslümanlar Bize “Özgür” Filistin’i geri ver Tanrım.” diye yetmiş beş yıldır dua ediyorlarmış. Kitapta
bahsedilen çocuklardan biri de Hasan ve Fatma’dır. Hasan ve Fatma’nın karşısına
çıkan turuncu bir kedi onları Mescid’i Aksa’ya götürüyor ve onlara el uzatan da
sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed’dir. Onlar Aksa’da karınlarını bir
güzel doyuruyorlar tavuk, pilav ve kadayıf yiyorlar. Hasan ve Fatma Aksa’da
kuran sesi ile namaz kılıyorlar. Hasan ve Fatma gül kokan serin bir eli
tutuyorlar ve o sırada şu deniliyor: “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler”
demeyiniz; aksine onlar diridirler, fakat siz anlayamazsınız. Ve Allah yolunda hayatlarını feda eden (şehit)lere “Ölüler”
demeyin..” (Bakara suresi). Kitap bu şekilde sona eriyor.